• Sonuç bulunamadı

Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi Tarihi. Istanbul'un Uzun Dört Yılı (1785-1789)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi Tarihi. Istanbul'un Uzun Dört Yılı (1785-1789)"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Haz~rlayan FER~DUN M. EMECEN, Taylesanizâde Hâf~z Abdullah

Efendi Tarihi. Istanbul'un Uzun Dört Y~l~~ (1785-1789), ~stanbul 2003, I.

XI+431; II. 89 (Dizin).

Osmanl~~ Tarihi'nin ana kaynaklar~ndan bir eser daha okuyucunun istifadesine sunulmu~~ bulunuyor. Tarih-i Lebiba olarak tan~nan eserin tek nüsha olmas~~ yüzünden ara~ur~c~lar~n ula~mas~~ çok zordu. Bugün talep kar~~lanm~~~ oluyor. Prof. Emecen'in bu eser ile olan ünsiyeti, eserin bir k~sm~n~~ mezuniyet tezi olarak haz~rlamas~yla ba~lam~~t~r (~stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, 1979). Bilahire Prof. Emecen akademik hayat~n~n ba~lar~nda bir de yay~n ("Tarih-i Lebiba'ya Dair", Tarih Dergisi, say~~ 33, ~stanbul 1982, 237-257) yaparak

ese? •

a önemini ortaya koymu~tur. Bu makale ile ilim alemince daha da tan~nan eserin tamam~n~n ne~ri zaruri hale gelmi~ti. Nâ~ir, öncelikle Abdullah Efendi'nin ailesi, e~itimi ve kad~l~k görevlerini ara~urm~~, bu ara~t~rma sonucunda eserin vaktiyle hatal~~ olarak Lebiba Tarihi diye an~lmas~n~n sebebini de ortaya ç~ karm~~t~r. Bu gün eseri do~ru ad~yla kazanm~~~ bulunuyoruz.

Eser bir günlük (ruznâme, ruzmerre) tarz~nda yaz~lm~~t~r. özellikle Istanbul'da meydana gelen olaylar~~ nakleden yazar, I. Abdülhamid'in son y~llar~~ ile III. Selim'in ilk sekiz ay~n~~ (Hicri 25 Receb 1198-5 Rebiillevvel 1204; Miladi 15 Haziran 1784-24 Kas~m 1789) kaleme alm~~t~r. Bu da dört y~l üç ayl~k bir zaman dilimidir. Magazin yönü a~~r basan bir çe~it haurat veya günlük görünümü veren eser, adeta deyrin ruznâme modas~na da uygunluk göstermektedir. Nitekim I. Mahmud devrine ait Kad~~ Omer Efendi'nin Ruznamesi de burada zikredilebilir. Yay~nlayan~n, yazar~n "~emdanizade'nin MürTt-tevârih'inden etkilenmi~" olabilece~i fikri yerindedir. Ruznâmeler Prof. Emecen'in ifade etti~i gibi vakaniivislerin genel olarak ilgilenmedilderi ~stanbul olaylar~ n~~ anlatarak bu eksikli~i telafi etmektedir. Ancak onun da eksikli~i siyasi olaylar~n sebep ve sonuçlar~d~r. Buna ra~men eserde serhadlerden gelen fetih ve bozgun haberleri ile askeri hareketlilik haberleri de bulunmaktad~r. Mesela Hicri 1203 y~h hadiseleri aras~nda Istanbul'dan ayr~lan ordunun menzilleri kat edi~i bu haberlerin bariz örne~idir (s. 344-356). Dikkat edilecek olursa eserde Ruslar, Kazaklar ile Nemçe hakk~ nda da bilgilerin bulundu~u görülür.

Elimizdeki Ruznâme kendi türünde Osmanh edebi literatürüniin az bulunan bir örne~ini te~kil etmektedir. Eser sahibi Taylesanizade Abdullah Efendi'nin kronolojiye sad~k kald~~~~ anla~~l~yor. Milellif bu kronolojik çerçeve içinde olaylar~~ anlat~rken di~er ruznâmelerde görülen yeknesald~ktan salunm~~ur. Hatta yer yer renkli ifadeler kullanm~~t~r. Burada baz~~ ince noktalar, mesela giyim ku~amdaki teferruat dikkati çekmektedir. Müellifin yeri geldikçe olay kahramanlann~n konu~malar~m vermesi esere farkl~l~k kazand~rmaktad~r. Abdullah Efendi'nin Ruznâme'yi kaleme almas~n~n sebebi, hadiselerden gelecek nesillerin ibret almas~~ için olmal~d~r. Zira ~ahit olmad~~~~ hadiseleri tahkik edip eserine kaydetmi~tir. Bu onun niyetine dair bir ipucu olabilir. Nitekim müellifin K~r~m'~n Ruslar taraf~ndan ilhak edilmesi üzerine halk ve yeniçerilerin infialine yer vermesi buna örnektir. Keza padi~ah~n hatt-~~ hilmayunu da bunu resmetmektedir (s. 217-218).

Kad~~ Abdullah Efendi'nin mesle~i do~rultusunda ulemâ ile ilgili konularda ayr~nt~l~~ bilgiler vermesi dikkati çekmektedir. Zira eserde "silsile-i ulemâ", "silsile-i milderrisin" sütunlar~na fazlaca rastlanmaktad~r. Uzun listeler, onun idarecilere ve bürokratlara yak~nl~~~n~~

(2)

1022 KITAP TANITMA

hat~ra getirmektedir. Keza idareci zümreler aras~ndaki tayin, azil ve sürgün haberleri de onun resmi kay~ tlar~~ görebildi~ine i~aret etmektedir. Abdullah Efendi'nin kazasker ve bilahire ~eyhülislam olan Esad Efendi'nin muhitinden olmas~~ bu i~i kolayla~t~rm~~~ olmal~d~ r. Bu sayede, bugün ad~~ sam bilinmeyen birçok medrese ve dersiyenin adlar~n~~ tespit etmek de mümkün olmaktad~ r. Öte yandan yazar~ n donanma ve tersane hakk~ nda verdi~i ayr~ nt~l~~ bilgiler esere de~er kazand~rmaktad~r. Bu konularla ilgili hatt-~~ hümayun yay~nlar~~ ve mükâlemeler önemlidir. Bundan ba~ka elçi geli~leri ile yap~lan törenler esere renk katmaktad~r. Bu cümleden olarak padi~ahlarm ~stanbul ve civar~ na yapt~ klar~~ geziler (bini~-i hümâyun), iftar davetleri, yeniçeri ve kalyoncu yaramazl~ klar~~ ile çe~itli asayi~~ meseleleri ~stanbul tarihi için önemlidir.

Titiz bir çal~~ma ile yay~ na haz~ rlanm~~~ olan eser, ayn~~ dönemi bir tak~m eksikliklerle de olsa ihtiva eden Vâs~f, Edip gibi vakanövislerin eserleri ile I. Abdülhamid dönemine ait Ruzmerre ve Ruznâmelerle kar~~la~ur~lm~~ur. Eser konu~ma dili havas~ nda yaz~lm~~t~r. Rahat anla~~l~r ifadeler, yer yer latife türü cümlelerle desteklenmi~tir. Ara~t~rma yapanlar~n devrin tarihlerine bakarken bu eseri de göz önünde bulundurmalar~~ gerekecektir. Eser sadece tarihçiler için de~il, di~er sosyal bilimciler için de önemli bir kaynakur.

Referanslar

Benzer Belgeler

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ İÇİN.. ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ ÇİFT

 Osmanlı Vesikalarını Okumaya Giriş, Mehmet Eminoğlu, TDV Yayınları, Ankara 1992. Dersin İçeriği: Bu derste, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1300-1700 yılları

Fakat, Neolitik Devir’den Roma Devri’ne kadar, Magna Mater (Büyük Ana) kültü Anadolu’da mevcudiyetini devam ettirir. Başka bir deyimle, bu kutsal aile, Hatti panteonunun

Danışmana teslim edilen mezuniyet tezi en geç yarıyılın son günü 2 nüsha olarak Anabilim Dalı Başkanlığı aracılığı ile Dekanlığa gönderilir (Ek 2).. Nüshaların

Bunlara ek olarak, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü bünyesinde Moleküler Biyoloji ve Genetik, Uygulamalı Matematik, Hesaplamalı Bilimler, Uygulamalı Psikoloji ve Klinik

A) Valu:let-i Vücud telakkisi : Şeyhin fik·irlerinin temeli hüvi- yetinde ortaya çıkan bu telakki, hemen hemen bütün şahltıerin ifa- delerinde kendini

Doktora, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih/Yakınçağ Tarihi , Türkiye 2010 - 2016 Yüksek Lisans, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Lagaş Sülalesi hakkında en çok yazılı belgeyi bırakmış olan Ur-Nanşe’den sonra Lagaş tahtına Akurgal geçmiştir.. kralı meşhur «Akbabalar Steli»ni