• Sonuç bulunamadı

Ölümünün 41. yılında, Memduh Şevket Esendal'ın öyküleri yeniden değerlendiriliyor:Görkemli bir yakınlık anıtı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümünün 41. yılında, Memduh Şevket Esendal'ın öyküleri yeniden değerlendiriliyor:Görkemli bir yakınlık anıtı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ölümünün 41 .yılında, Memduh Şevket EsendaFın öyküleri yeniden değerlendiriliyor

M E M E T F U A T

Memduh Şevket Esendal’m öykücü­

lüğü üzerine son günlerde birbirini iz­ leyen yazılar yayımlandı. Hepsi de olumlu sözlerle dolu. Yalnızca onun öykü yayımladığı yıllara yetişememiş olan gençler değil, yaşlılar da, önemi yeterince anlaşılamamış bir yazan ye­ niden değerlendirmenin coşkusu için­ de gibiler.

Sanat alanında ilgi çekmek için ay- kınlığın, anormalliklerin geçerli akçe sayıldığı bir dönemde bu aşın ilgi aca­ ba bir tepkiden mi doğdu?

Memduh Şevket Esendal her zaman övülen, değeri bilinen bir yazardı. Ye­ terince yaygınlık kazanamadıysa bu, sanınm, bir siyaset adamı olarak yazın dünyasına uzak kalmasından, yayın­ cılarla ilişki kurmamasındandı. Vapu­

lan ne zaman ortaya çıktıysa övgüyle

karşılanmıştır.

Örnekse, kırk yedi yıl önce, 16.9. 1946 tarihli “Ülkü” dergisinde Orhan

Veli şöyle yazıyordu:

“ Bu hikayelerin çoğu bundan sene­ lerce evvel yazılmış, yani Sait Faik’le Sabahattin Ali’nin henüz hiçbir eser vermedikleri zamanlarda. Demek on­ lardan evvel de bir hikayecimiz var­ mış. Zamanına nazaran çok yeni bir dili olan bu hikayelerin konulan, daha çok, Anadolu’nun hayatından alın­ mış. (...) Bu kahramanlar o kadar ken­ di hayatlanm yaşıyor, o kadar kendi dilleriyle konuşuyorlar ki, yazann o ince, dikkatli görüşüne hayran olma­ mak elimizden gelmiyor. Tek tek bazı insanlan, tek tek bazı vakalan anlatan bu hikâyeler, toplu bir halde, acı veya tatlı her tarafıyla, toplumsal hayatımı­ zı aksettiren birer aynadır.” Memduh Şevket Esendal, “ittihat ve Terakki

Cemiyeti”nde yetişmiş bir siyasa

adamı. Kurtuluş Savaşı sırasında Bü­ yük Millet Meclisi hükümetinin elçisi olarak, Azerbaycan’a gönderilmiş, kurtuluştan sonra yurda dönüp “Mes­

lek” adlı bir gazetede çalışmış,

1926’-41 yıl önce bugün yitirdiğimiz Memduh Şevket Esendal, önce sonra da CHP genel sekreteri olmuştu.

dan sonra ise gene elçilik göreviyle İran, Afganistan, Sovyetler Birliği gibi ülkelerde on iki yıl kalmış. 1938’de yurda dönünce önce milletvekili, ar­ kasından da C H P genel sekreteri ol­ muş. 1945’te bu görevinden isteğiyle ayrılarak ölümüne kadar geçen son yedi yılında yapıtlarını derleyip topar­ lamış, kendini bütünüyle yazarlığa vermiş. Memduh Şevket Esendal’ın yazın alanında neden takma ad kul­ landığı tartışma konusu olmuş, bazı­ ları onu bu yüzden kınamışlardır. Sa­ natı küçümsemediği, her şeyin üstün­ de tuttuğu aslında çok açık. Sanının yazarlığını siyasa adamı sorumluluk­ larının baskısından korumak için tak­ ma ad kullanıyordu. Yapıtlarını önce M.Ş., sonra M.Ş.E. diye imzalamış, arada daha başka takma adlar da kul­

lanmıştır. Kısaca özetlediğimiz bu ya­ şamın hemen çağrıştırdığı olasılıklar, toplumla çok içli dışlı bir yaşam sür­ düğü, her çeşit insanla karşılaşma ola­ nağı bulduğu, bir de Çehov’un öyküle­ rini yazıldıkları ülkede okumuş ol­ duğudur.

M.Ş.E. günümüz yazarlanna hiç benzemeyen, günümüzdeki çılgın gidi­ şin tam tersine, yalınlığın görkemli bir anıtı diye nitelenebilecek bir yazar. Yalın, sıradan bir üslupla, yalın, sıra­ dan bir dille, önemsiz şeyler anlatıyor. Yaşamdan bir kesit veriyor, bir iki ko­ nuşma, kimi zaman başı sonu bile ol­ mayan bir olay. Hiçbir şey yapmıyor­ muş gibi. Engin bir alçakgönüllülükle. O günkü deyimiyle “edebiyat" düş­ künlerinden, süs meraklılarından ko­ runmak için söylediğine inandığım şu

sözlerin inanılmaz yücelikte olduğu kanısındayım.

“ Edebiyatı bilmediğimden, marifet- sizliğimden sade yazmışımdır. Bilsem, öyle düpedüz yazar mıyım hiç? Köylü bir şeyi söylerken dikine, olduğu gibi söyler... Neden? Süslemesini bilmez, benzetmesini bilmez, anlatmasını bil­ mezde ondan... Marifetli insanlar öyle yapmazlar. Sözlerine, yazılarına mari­ fetlerini sokarlar, hünerlerini gösterir­ ler... Aslını sorarsanız marifet hayatın içinde, hayata uymayan bir şeydir. Be­ nim dilim kısa... İstediklerimi anlata­ bilmek güç.” (Varlık, Haziran 1952)

Batıda gençlerin son yıllarda klasik yapıdan okumayı yeğledikleri söyleni­ yor. Özgünlük, aykınlık, anormallik çılgınlığına bir tepki olsa gerek. Bizde de benzeri yaşanabilir.

Tiyatro oyun,

eleştiri, inceleme

ödülleri

ANKARA (AA) - Kültür 3a-

kanlığı'nın “Tiyatro Oyun Yazımı” ile “Tiyatro Eleştiri, İnceleme ve Araştırma” dallanııda geçen yıl açtığı yanşmanın sonuçlan açıklandı. Ti­ yatro oyun yazım yanşmasında on, tiyatro eleştiri, inceleme ve araştırma dalında da üç yapıt ödüle değere bu- lunduYanşmada dereceye girenlere, 50’şer milyon lira para ödülü verile­ cek.

Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Kültür Bakanlığı ve Devlet Tiyatrolan ola­ rak amaçlannın oyun yazarlığınım desteklenerek özendirilmesi, Türk ti­ yatrosuna yeni yazarlar ve çağdaş oyunlar kazandınlarak repertuvann güçlendirilmesi olduğunu söyledi. Vanşmayı kazanan eserlerin basıla­ cağını ve DT repertuanna alınacağını belirtti. Her iki yarışmaya da büyükil- gi gösterildiğini kaydeden Sağlar, ti­ yatro oyun yazımı yarışmasında 141 yapıtın değerlendirildiğini belirterek, yarışmada ilk on’a giren ve 50’şcr mil­ yon lira para ödülü kazanan yapıtları ve yapıt sahiplerini şöyle sıraladı:

Behiç Ak (Bina), Cahit Atay (Göğ­

sü Lenin Düğmeli Adam), Ülkü Ay­

vaz (Nihavent Loııga), Cuma Boy- nukara (Çok Geç Olmadan), Güngör Dilmen (Troya İçinde Vurdular

Beni), Ali J. Dündar ve Gül Abus Se­

merci (Fırtınalı Bir geceydi), Refik Er- duran (Halay), Kenan Işık (Olmayan

kadın), Haluk Işık (Hoşgeldin Ameri­ ka), Dinçer Sümer(Memur Oğlu Me­ mur).

Tiyatro eleştiri, inceleme ve araştı­ rma yarışmasında50'şcr milyonluk para ödülü alanlar da şöyle:

Özdemir Nutku (Darülbedayi'nin

50 Yılı), Metin And Türk Tiyatrosu’- nun Evreleri), Sevda Şener (Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi).

Aynı dalda 25’er milyon lira ödül kazanananlar ise, Ayşegül Yüksel (Haldun Taner Tiyatrosu), Cevat Ça­

pan (Değişen Tiyatro), Zehra Jpşiroğ- İu (Tiyatroda Devrim), Aziz Çalışlar

(Tiyatro Kavramları Sözlüğü). Eleştiri dalında ise, Ayşegül Yüksel,

Zehra tpşiroğlu, Lütfı Ay ve Sevgi Sanlı 10'ar milyon lira para ödülüne

değer bulundular.

Referanslar

Benzer Belgeler

%kilemelerin zarf fiil grubunda nesne olarak kullan lmas .... %kilemelerin zarf fiil grubunda özne olarak kullan

Effects of polished rice and various rice bran amounts on cholesterol metabolism in

Suda askıda duran katı madde- ler akarsularla, rüzgârlarla taşınan doğal kaynak- lı maddeler olabildiği gibi evsel ve endüstriyel atık- lar kaynaklı maddeler de

Önceleri Vanlı E- fendi ismine izafeten Vanhköyü diye adlandırılan mahalle- niha­ yet değişe değişe «Vaniköyü» şek lıne girmiştir.. Bize bu izahatı veren

Yuvarlak bir kaide üzerin­ de dört köşe olarak inşa edilen çeşmenin köşeleri yuvarlatı­ larak birer sebil yerleştirildiği gibi, ortalarındaki düz kısımlara

Bu nedenle nem oranı yüksek hava -kışın hava sıcaklığı genellikle vücut sıcaklığından daha düşük olduğu için- ısının vücudumuzdan çevreye daha kolay

Türk müziğinin en büyük üstadları, münekkitler, yazarlar bundan otuz yıl evvel Şerif Muhittin Targan için “ Rabbül-Ud!” yani “ Udun Tanrısı!..”

ların ünlü pastanesi Lebon’da ^"şimdiki Markiz) sık sık bir- araya gelen dönemin ünlü kişilerini ve onların arasındaki ilişkileri yazmanızı rica edeceğim.