• Sonuç bulunamadı

Geleneksel Dünya Görüşü veya Halk Felsefesinin Halkbilimi Çalışmalarındaki Yeri ve Önemi Üzerine Tespitler Doç. Dr. Özkul Çobanoğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geleneksel Dünya Görüşü veya Halk Felsefesinin Halkbilimi Çalışmalarındaki Yeri ve Önemi Üzerine Tespitler Doç. Dr. Özkul Çobanoğlu"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GELENEKSEL DÜNYA GORUŞU VEYA HALK

FELSEFESİNİN HALKBİLİMİ ÇALIŞMALARINDAKİ

YERİ VE ÖNEMİ ÜZERİNE TESPİTLER

Doç. Dr. Ö zkul ÇO BAN OĞLU

H a lk b ilim ciler, günüm üzdeki önde gelen teo risyen du ayen lerin d en birisi olan A lan Dundes’in “H a lk b ilim i alanın­ da yer alm asına rağm en halkbilim cilerin gelen ek sel tü rle re karşı gö sterd ik leri saplantılı tutku n edeniyle tam an lam ıy­ la fark edem edikleri kavram sallaşm alar ve varlık alanları vardır.” (Dundes 1972: 93) d iyerek ifade e ttiğ i gibi yakın za ­ m an lara kadar ihm âl ed ilen çalışm a alanlarından birisi ve belki de birincisi, geleneksel veya anonim dünya görüşü yahut halk felsefesid ir ki gerçekte bütün halkbilim i tü rleri esas itib ariyle bunun söz konusu form larda dışa vuruluşun­ dan başka bir şey değildir.

D is ip lin im izin gerek erken dönem kuram ları ve gerekse onu takip eden m e­ tin m erk ezli ku ram lar ve bunlara dayalı araştırm a m odellerin den kaynaklanan n ed en lerle1 tü re bağlı m alzem e derlem e veya derlen m iş olan devasa m alzem eyi arşivlem e de tür ölçütıine d ayalı olarak ta s n if etm e problem leri n edeniyle şek il­ lenm iş olm ası bütün tü rlerin üzerinde yeşerip şekillen diği ve ifade ettik lerin in anlam kazandığı tem el zem in olan gele­ neksel ve y a anonim dünya görüşünün yeterin ce ve büfcüncül bir biçim de ele alı- nam am asına yol açmıştır.

A lan Dünde s’e (1972) göre geleneksel dünya görüşünün tem elin i “halk fik irle ­ r i” (fo lk id eas) oluşturur veya bir başka ifad eyle gelen eksel dünya görüşünün y a ­ pı m alzem esi halk fikirleridir. Kısaca, halk düşüncesi veya felsefesin in yah u t anonim dünya görüşünün yapı birim i “halk fik irle re d ir. Dundes’e (1972: 95) göre halk fik irlerin i (folk ideas) ise bir topluluğun insan ile dünyanın ta b ia tla ­ rına ve yeryü zü nde insanın hayatın a da­ ir geleneksel kabu lleri ve varsayım ları oluşturur. H alk fik irle ri tam am en kendi

başlarına bir h alk b ilim i veya sözlü ed e­ biya t türü oluşturm azlar. Bununla b ir­ likte daha önce de işaret e ttiğ im iz gibi neredeyse bütün h alkbilim i tü rlerin in tem elinde ve içinde y e r alırlar, ö z e llik le atasözü türünün her b ir ürünü, içinde m utlaka en az b ir v e y a ik i halk düşünce­ sini tem sil eden ifa d eler taşırlar. Buna rağm en halk fik irlerin i atasözleriyle v e ­ ya başka herhangi bir sözlü ifade biçim i ve türüyle sırurlam ak m üm kün d e ğ il­ d ir2. B ir başka ifadeyle, b ir topluluğun davranış, yaşayış an layışların ın altında yatan ve düzenlenm em iş kesin hüküm ­ ler olarak h alk fik irlerin in sabit bir b i­ çim ve bunun dışa vurulduğu sabit bir ifade içeriğin e sahip tek bir türden söz etm ek m üm kün değildir. H alk kültürel postulalar (postu late) v e y a aksiyom lar (axiom ) olarak da ifa d e edilebilen, bütün halk kültü rlerin de yer alan ve hayata, İnsana, tab iata ve araların daki çeşitli ilişk i ve görünüşlerine dair söz konusu düzenlenm em iş kesin hükümler, inanç­ la r ve va rsa yım la rla ta vır alışlar dünya görüşünün inşa edilip örüldüğü tem el yap ı taşların ı oluştururlar.

Bu ö z e llik le riy le de dış dünyadaki gerçek liği algılam ak ve ona yö n elik ta vır ve eylem kodlarım olu şturm akla görevli öznenin, yorum cul kılavuzu konum un­ d ad ırlar ve b irb irleriyle u yum lulukları hali veya m antıken kendi içinde tu tarlı sistem atikleri, zih n iyet olarak adlan dı­ rılm aktadır.

Zih n iyet veya dünya görüşü, “dü n ya­ ya ve dünya ilişk ilerin e içten dışa doğru bir ta vır alış”tır. Bu hükm ü biraz daha açık bir biçim de ifad e etm ek gerekirse, “ H erh an gi b ir fiil ve davranış içten dışa doğru dayalı olduğu m o tif ve d eğer hü­ küm leri ile 'a n la ş ıla b ilir’ b ir m ana m uh­ tevası taşıdığı kad ar” ilg i çekicidir ve iç

(2)

Yıl: 12 Sayı: 45

örgüyü oluşturan bu m uhtevaya 'zihni-

yet’ denilir. Bunun içinde söz konusu bü­

tün m o tif ve d eğerler toplam ının taban­ da gerçek bir yap ıya yani somut bir d a v­ ranış tem eline dayalı olm ası şarttır. Bu da yaşam a tarzının, kendini bir takım norm larla açıklayışı d em ek tir ki, bu ha­ liyle zih n iyet, ta v ır ve davran ışım ızın d ı­ şavurumunu oluşturduğu oluşun özün­ de, yapısın da olan bir şey (Ü lgen er 1983: 19-21) olarak b elirgin leşm ekte, fiil ve hareketim izin iç ve öz m alı oluşu nede­ niyle, onların dokusu .dışında değil için ­ de yer alm aktadır.

H a lk b ilim i ça lış m a la rın ta rih in d e yakın zam an lara kadar yaygın olarak geçerli olan m etin m erk ezli ku ram ların türe d ayalı tasn ifi ve bundan hareketle m eydana g etirilen uzm anlaşm a alanları ve bövlece gittikçe derinleşen bir b ilgi kuyusunun dibine indikçe, bütünden ko­ parak ufku daralan ve hatta yeri gelm iş­ ken ilâve edelim ki atom istik bir biçim de d ağıla ra k anlam sızlaşan, halkbilim - sel çalışm aların p erişan lığı tu tarsızlığı ve fa yd a sızlığın ın en önem li nedeni, tek tek ele a ld ığım ız m otifine ve m otifem ini- ne kadar k ılı kırk yararak incelenen folklor ürün ve olayların ın tah lili b ilg is i­ ni tüm e va rım yolu yla bütüncül bir yoru ­ m a u laştıra m a yışım ızın altında, söz ko­ nusu ürün ve olayların derin zihinsel ya ­ pıların a in ild iğin d e üzerinde var olup içinde harm onik b ir biçimde anlam lı ol­ dukları dünya görüşünü veya zih n iyeti yah u t anonim h alk felsefesinin ortaya konulm asının yeterin ce ele alınm ayarak ihm âl edilm esi ve bunu giderecek bir araştırm a sistem atiğin in gelişti rilm em e- sidir. K an a a tim izce bu son derece önem ­ li bir eksikliktir. K ısaca ifade etm ek ge­ rekirse, halkbilim cilerin toplum a karşı en önde gelen görevlerin d en ve h alk b ili­ minin en önem li işlevlerin den birisi olan toplumu kültürleri hakkında bilinçlen­ dirm ek veya kü ltü rleri hakkında onları şuurlu bir an layışa sahip kılm ada b ek le­ nileni “ek sik siz” olarak yerin e getirem e­ m esine yol açmaktadır.

B ir başka ifad eyle “ol m ah iler ki d er­ ya içle d irle r d eryayı b ilm ezler” denilen, denizdeki b alık ları denizden haberdar k ılm a ”da ister bir tek ürün veya olaya

dayanan bir çalışm a olsun isterse mo­ nografi bütünlüğünde ve ardı ardına sı­ ralanm ış ciltler hacm inde bir çalışm a ol­ sun, halk felsefesi veya anonim dünya görüşüyle i rti bati an dırılm adıkça ve d a­ ha da önem lisi onun içinde va r olup y a ­ şayabildiği, yoru m lan dığı ve bu yoru m ­ lanmışların kendi içinde anlam lı ve tu ­ tarlı sistem atiği olan “d en iz” yani ano­ nim dünya görüşü ve y a halk felsefesi, o r­ taya konulm adıkça “d e n iz le r in d e n tek tek veya bir grup “b a lık ” ü zerine “kaba ta s v ir”lerden (thick deseription) (G eertz 1973) veya tür ve şekil sistem a tiği içinde oluşturulan ölçü tlere dayalı k o le k s iy o n ­ lardan ib aret çalışm alar olarak kalacak­ tır.

Buna göre, halk felsefesi v e y a g e le ­ neksel dünya görüşü her türlü halkbi- lim sel dışa vurum form unun (söze, h are­ kete ve nesneye dayalı kü ltü rel tür ve şekillerin tam am ı) b irey tarafın d an icra ve d iğer b irey yahut b ire y le r tarafından (toplu m ) kabu llen ilişin in m eşru iyet ze­ m inini oluşturur. Dahası, halk felsefesi, gerek bireysel y a ra tıc ılığ a d ayalı yeni fo rm la r olsun ve gerek se ge le n e k s e l form ların yen i nüanslar kazanm ası veya toplum tarafın d an sosyal olarak “kabul e d ilir” ve “ an lam lı” hale dönüşm esi süre­ ci doğrudan doğru ya dünya görüşüne gö ­ re kontrol ve test ed ilerek onaylanıp onaylan m am a ve y a gerek li dönüşüme uğratarak yoru m lam ak suretiyle g e le ­ neksel rep ertu ara v e y a sosyo-kültürel bünyeye dahil etm e gib i bir b e lirle y ic ili­ ğin karar m ekanizm asını oluşturan oto­ ritesi konumundadır.

Bu bağlam da M ax W eb er’in “ alışkan­ lıklar, âdetler, ikinci bir doğa h aline g e l­ m iş inançlar tarafın d an b elirlen m iş d a v ­ ra n ış” o la ra k ta n ım la d ığ ı “gelen ek sel davran ış tip i”ni ve b ireyin gelen eğe göre davran m ak için “ne bir amaç ta sarlam a­ sı, ne de bir değer göz önüne alm ası, ne de heyecanla harekece geçirilm esi gere­ kir, sadece uzun bir u ygu lam ayla y erleş­ miş tep k iye” uyduğu (A ron 1989: 347) şeklindeki tespitinin doğrudan halk fe l­ sefesinin veya dünya görüşünün h alih a ­ zırda m eşru laştırdığı veya m evcut ve ge­ çerli kabul e ttiğ i d e ğ e r y a r g ıla r ıy la on a y la d ık la rın ın oluşturduğu görülür.

(3)

Yıl: 12 Sayı: 45

Ancak kültürün doğası ve yapısı gereği

daim a bir ucu d eğ erlerin değer d eğ iştir­ m esine bağlı olarak değişm eye ve yen i­ leşm eye açık oluşu göz önüne alın d ığın ­ da halk felsefesi v e y a anonim dünya gö­ rüşünün söz konusu m eşru iyet b e lirle y i­ ciliği daha iy i anlaşılabilir.

Bu neden le bir kültürün ekolojisini o rta ya k o ya b ilm ek için h a lk b ilim in in tıpkı d ilb ilim cilerin b ir d ilin gram erin i olu ştu rm aları gibi anlam lı ya da toplum ­ sal d a vra n ışla rın veya sözlü ve sözsüz dışa vuru m ların tür bazında yap ı ve iş­ le v le rin in ortaya konuluşunun ya n ısıra kendi içinde anlam lı ve tu ta rlı bir bütün oluşturdukları “k ü ltü rel g ra m e r” b irim ­ le ri olarak özellik lerin i yani geleneksel dünya görüşü vey a halk felsefesin in o r­ taya konulm asının g e rek liliğ i ortadadır. G eleneksel dünya görüşü veya halk fe l­ sefesinin halk kültürünü oluşturm adaki rolü ve yine onun tarafın dan oluşturulup şekillenm esi de aynen “dil kültürü şekil­ len d irir ve onun tarafından şek illen d iri­ lir. ”(Toelken 1975:265) ifadesine uygun bir biçimdedir.

D ola yısıyla gelen eksel dünya görüşü­ nü ortaya koyacak bir “kü ltü rel gram er” m eydana getirm ek halk kültürü unsur­ larının ancak organ ik bir biçim de bir arada oldu kların da sahip oldukları anla­ mın, ya p ısa llığın ve işlevselliğin de daha rahatça görülebilm eğini m üm kün k ıla ­ caktır.

Bu tür b ir çalışm a sistem atiği için de bir yandan y a ygın olarak gerçekleştiri- leııle r gib i ürün ve olay bazında tek ve d etaylı çalışm alar yan ın da bütüne yön e­ lik ve gen elleyici çalışm alar üzerinde y o ­ ğunlaşırken d iğer yandan da h alkbilim i çalışm a la rı ta rih in d ek i “m o tif-in d ek s” h a zırla m a geleneğinden h arek etle ve b il­ gisa ya r teknolojisinin im kan ların dan da fayd alan ılarak “halk fik irleri indeksi” g i­ bi halk felsefesi ve d olayısıyla halkbilim i çalışm aları için olm azsa olm az m a h iye­ tindeki araştırm a araçları geliştirm eğe çalışılm alıdır.

Sonuç olarak, halkbilim i çalışm ala­ rın da ihm âl edilen tem el kadro unsuru olan “gelen ek sel dünya görüşü” veya “halk felsefesi” ü zerinde yeterli çalışm a­ lar ortaya konulm adıkça işevuruk amaç­

larla ortaya konulan “kadro” ve “tür” ya­ hut başka ölçütlere dayalı olarak yapı­ lan sınıflamaların halk kültürünün bü­ tün unsurlarının gündelik hayatta orga­ nik bir bütün oluşturduğu ve bu unsur­ ların geleneksel dünya görüşünden te­ mellenmiş sistematik bir biraradalığa sahip olması gerçekliği gözden kaçmaya devam edecektir. Tıpkı meşhur aforiz- manın dediği gibi, bütün veya sistem parçaların toplamından fazla bir şeydir.

Kaynakça

Aron, Raymond. 1989.( Çev. K. Alem­ dar »Sosyolojik Düşüncenin

Evreleri. Ankara: Bilgi Yayınevi. Bolay, Süleyman H.1984. “Felsefe Mese­ leleri Açısından Bazı Türk

Atasözleri Üzerine Bir Yorum Denemesi." Türk Kültürü Araştırmaları, 22 S. 1/2, s. 67-77

Çobanoğlu, özkul.1999. Halkbilimi Ku­ ramları ve Araştırma

Yöntemleri Tarihine Giriş. Ankara: Akçağ Yayınları.

Dundes, Alan.1972."Folk ideas As Units of Worldview.” Toward

N ew Perspectives in Folklore. (Ed. AmĞrico Paredes ve R. Bauman), Austiiı: The Universİty of Texas Press, s. 93-103.

Geertz, Clifford. 1973. “Ethos, World Viev, and the Analysıs of

Sacred Symbols.” “The Interpretation o f Cultures. New York: Basic Books Inc., Publishers., s. 87-125.

Tbelken, Barre.1975. “Folklore, Worldvi- ev, and Communicatİon”

Folklore: Perform ance and Commu­ nicatİon. (eds. D. Ben-Amos ve K. Golstein) The Hague: Mounton Publishers. s.265-286.

Ülgener, Sabri. 1983.Zihniyet Aydınlar ve İzm’ler. Ankara: Mayaş

Yayınları. NOTLAR

1 Halkbilimi çalışmaları tarihindeki söz konusu süreçle ilgili olarak daha fazla bilgi için bkz. (Çobanoğlu 1999)

2 Atasözleri ve taşıdıkları felsefi değere dair çok nadir yapılmış çalışmalardan birisi için bkz. (Bolay 1984).

Referanslar

Benzer Belgeler

Whistleblowing yani ihbar, etik olmayan veya yasadışı olan bir olayı veya durumu bu işi çözebilecek yetkisi bulunan kişilere iletmektir şeklinde tanımlanabilir.. İhbar,

Üçüncü bölümün son çalışma evreni olan “Taraf Devletlerin Periyodik Raporlarında Katılım” başlığı altında Taraf Devletlerin periyodik raporları topluluk

Dokuz ülkeden (Brezilya, Kamerun, Kolombiya, Endonezya, Japonya, Kenya, Hollanda, İngiltere ve Almanya) yaklaşık 2700 girişimci üzerinde yapılan bu araştırmada,

Lang’in Kúnos’un eserlerini uyarlamak için kullandığı kaynak 1905 tarihli Almanca yazılmış Türkische Volksmärchen aus Stambul adlı kitap olup metinde hikâyelerin

Buna göre 26-30 yaş arası ilk kez baba olanların 21- 25 yaş arasında ilk kez baba olanlara göre babalık hususunda kendini daha fazla yeterli gördüğü ve 31 yaş ve üstünde

Araştırmanın İkinci Alt Problemine İlişkin Bulgular ve Yorumlar Araştırmanın ikinci alt problemi “Sosyal Bilgiler öğretiminde problem çözmeye dayalı

, hanlar n ve neticilerin tipi, hi meti ve konarg er halk n sos al-si asi ha at ve genel olarak toplumdaki rol le ilgili meseleler ara t rma konusu olarak ele al nmam t r... Ka ak

The revolt of a son against father, the love for mother, the haunting past, and the mother suffocating his child in the classical tragedies make Desire Under the Elms a