• Sonuç bulunamadı

Karacaoğlan ilen Ismikân Sultan Emine Kırcı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karacaoğlan ilen Ismikân Sultan Emine Kırcı"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Zaman ila bir memlekette bir kimse var idi, ve o kimaeniA eki kızı bir dglu var idi, bu oğlu okuga kararsız heves idi, ve ismi Smayıl idi bu oğlan kararsız okuga kâmil olur, ve gendi de sıtkı göfiül ilen Allfdı’ıfi yoluna gea&r idi, ve nefesi hak idi. Bir gün mektepten gelir iken bir ehtiyar kan çeşmeden bardak ilen su götürür idi, bu karımfi bardağın nİşanga alıp bir daş atar, daş gelir bardağı kırar. Ehtiyar kan bakar bu Smayılnafi yüzüne der-ki: Ne deyim safta oğlum? bir eyi yaş görünesin, sökmen seni, kargam am, çok küç bela çeke­ sin de keç muradıfia eresin, der. Çıkar, gider. Bu yiğit bir gece yukusunda bir ehtiyar töre yapulu adam gelir der>ki: Smayıl ne çok yuklayırsıfi ne evlenmeyirsifi endi kemal mertebeye geldifi, senifi kıametifi felen mem­ lekette felen begnifi Ismikân Sultan değen bir kızı vardır, ve sureti budur, deyi sıfatın yazar, bırakır gider. O ehtiyar nazil ki bunufi düşüne geldi ise, evle de Ismikân Sultanıfi düşüne delir. Senifi kısmetifi bu yiğittir felen yerli, deyi ona da sıfatın yazar, bırakır, gider. Ekisi de o gece oyanır^bakarlar düş. Bunlar biri birine zevde olurlar. Bu Smayıl oldura- maz, der-ki; Ya vanr şu kıznı arar bularım ya gider kayıp olurum deyi meramın babasına anasına saz çalup türkü ilen bildirir.

A kız seni bana güzel dediler, Eger aslı var-sa görmeye geldim, Şeftalisi derde derman dediler Dalından bir dane almaya geldim. Sen güzelsin güzellerin şahısın, Çok bir zeman arar idim handasın? Padişah misali möhret verirsin, Kul olup kapında durmaya geldim Kara gözlüm senden bir mır adı var Suçum nedir senden sormaya geldim, * Dr. W. Radfoff, Prafam VII., St, P«Urtburg, 1896, a.

897-323.

Hergezİn gönlünde bir nuradı var Men de mıradıma ermeye geldim. Karaca Oğlan ağlar, gülmez dediler, Asla gözyaşını silmez, dediler, Güzel koinuna girse ölmez, dediler, Arar aslı var-ise girmeye geldim.

Bevlelik ilen babasına, anasına meramın bildirir. Babası anası der-ki: vaz geç oğlum o zevdadan! deyi oldur am azlar. Kısası gideçe- yim der, çare bulamazlar derl«r-ki: Var oğ­ lum Allah işifl kolay getirsin, orada öpüşür­ ler, kuçuşurlar, helallaşırlar. Bu Smayıl alır sazı omuzuna, zira saz çalmağa kâmil idi. Yo­ la nvân oldukta adın tebdil ider der ki: En­ den sofi adım Karaca Oğlan oUun deyi. Yola nvan olur gele gele gelir. Dagm birine orada perü kızlannıfl mekanı idi, bu perü kızları üç dane idi. O kızlar der-ki: Üşte Karaca Oğlan keleyir, Ismikân Sultanıfi aşığı, şunu kapa- yık bizim haneye, ondan sual ideyik üçümüzüfi hafigısm seversin deyin. Eger üçümüzüfi birin birimizden fark itterse de • "ekimizi bırakıp birimizi sevse şunu şurada Öl-

düreyik! dediler, eger bir birimizden fark it- tirmeyip üçümüzü de bir görse dokunmayık. Varsın, Allah işin kolay getirsin, derler. Bu Karaca Oğlan gelir bunların vitanına. Bu pe­ rü kızlan çıkar karşısına selam verirler, gö­ türürler gendi vitanlanna girer, içeri bakar, üç kız var. Hoca sırça sarailar yalan dünya cenneti, ogurlarl nereye dedikte kızlar: Kara­ ca Oğlan tamamın sövlemez. Bu kızlar der- ler-ki: Biz bilemiz senifi nereye vardıgıfi o hi- sap değil, sen şu üçümüzüfi hafigısın sevesin bize bildireceksin, yoksa seni buradan bırak­ mamız, dediler. Orada Karaca Oğlan mera­ mın türkü sevlep saz ilen bildirir.

Şunda üç güzeli gttflöl düşUrdtim, Işkın deryajini boidan a| irdim,

(2)

Gül cemalin gördüm aklım şaşırdım,

Ben de bilmem haflgıaııu yar allayım gendime. Birisi uzun boâlu ince beli var,

Birisi orta bulu d atlı dili var, Biriıinift yanağında Sakız gülü yar Ben de bilmem haftgıaım yar alayim gendime. Biriainift elinde altın bileyik

Biriainift parmaklan dom dolu yüzük Birisini sanem ekiaine y&nk

Ben de bilmem haûguını yar alayim gendime, \ Birisi ağam deyi gelir yanıma

Birisi ak ellerin tarar boinuma, Birisi gelmek olur girer koinuma,

Ben de bilmem haiigısım yar alayim gendime. Birisinin parmaklan kamu?a benzer, Birisinin tırnaklan gümüşe benzer, Üçüsü Uç dürlü yemişe benzer,

Ben delilmem hailguını yar alayim gendime. Bevlece bu bey beyit türkünü sevledi, o perü kızlan gördÜler-ki: O beş beyit türküde asla birin birinden fark ittirmedi, hepsin bir karar getirip ben de bilmem hafigısını yar alayim gendime deyi baglayır. Derler-ki: Var dostum Allah işin kolay getirain, biz böiriz-ki sen Ismikân Sultanga aşıksın, ve Allah da sana yardım dır, biz seni tenedik ve sınadık, burada failin azıp arada üçümüzüfi birin sev­ sen seni öldürecek idik. Asla birimizi sevip de, birimize gönül vermedin ondan büdik-ki tamam aşıksın ölüm yası değilsin. Ne şekil aen o kıza zevdesin kız da sana alai zevdedir. Sen nasıl-ki: onu harzular isefi o da seni alai harzulayır. Mmdan gidesin bilmem kaç ko­ nak yoldur o memleket, vanrsm onda bir pa­ şa var dır Mırat Paşa değen ve onun kahvesi var dır, o kahvege müsefir olursun senifi mı- radtnı o hasıl ider, derler ve şindi gidesen bi­ ze bir kaç beyit türkü daha hakin ışkına sev* lep gidersin, derler. Bu Karaca Oğlan pek eyi deyir alır sazın eline, başlar saz ilen çalıp bu türküyü sevlemeye perü kızlarına;

Evel bahar yaz aileri gelende Bilbil gül harzulayıp uçar sebahtan, Çok şükür olsun vardı gene kavuştu Koncalarda boinun egdİ sebahtan. Çok şükür Hüdaya yeriştik yaza

Dudular hümrüler m ayıldır saza, ^Cim ki sıtkı könül ilen durur namaza,

Cennet libazını geyer sebahtan. Yürü hei adam oğlu bilesin, Bu dünyanın sefası sen de süresin, Ahır üryan geldin üryan gidesin, Biri konar biri uçar sebahtan. Ai perü ai perü idme bu nazı, Sen de kimden öğrendin ışkı avazı, Nice ömür olur aya yülduza, ölür batıdan güneş doğar sebahtan. Hak nazar ellemiş karip bilbile, Cennet çarşıları benzeyir güle, Dileğin var ise, var Haktan dilet Hayır kapularm açar sebahtan. . Cennet bahçasında nice gül biter,

Ener dallarında bilbilier öter, Kadir m evlan aleme yeter, Hergezin ksımetin verir sabahtan. Bu altı beyit türküyü şevler Allaha şı­ mar ladık deyi nvan olur. Perü kızlan orada kalırlar, Bu Karaca Oğlan uzatmayalım gele gele gelir, bir şeheri dahil olur, vanr, Murat Paşanıfi kahvesin arar, bulur. Oradan müse­ fir olur. Murat Paşa sorar: Hoy geldifi, oğul, nerelisin ve ne hizmet geldifi? dedikte. Der- ki:Fükareyim çalışmaya geldim, eger kabul idersefi kahvede hizmet ider idim der. Murat Paşa der-ki: ne isteraifi, ne ismifi nedir? Der­ ki; Bir para istemem ırzınızdayım ve ismim Karaca Oğlan dır, der. Öper paşanıfi elin, oturur tabinifi eli altına hizmet ideyir. Ateş verir su getirir. Alai ağalar, paşalar, töreler bu karfveye çıkar idiler, ve kızıfi babası beg de bu kahveye çıkar idi, ve o begnifi de gemi­ leri var idi, deryada gezer idi. Ve alai pirkaşçiklerinifi arasında bir sevgili pirkaşçik var idi. Her nereye varsa doya doya kar geti­ rir idi, ve her geldikçe Ismikân Sultanga dünyanıfl bahşişin getirir idi. Ve muradı Ismikân Sultanı almak İdi ve beg de üşküzar- lıgı üçün ziyade sever idi. O sebepli gendine

/ güyüy idmege ister idi, amma Ismikân Sul­

tan heç kabul idmez idi, adını sevlediklerin istemez idi. Ismikân Sultan Karaca Oglanıfi derdinden zevda o İmiş uzun gün feözü pence­ rede idi. Bir gün beg de kahvede idi, su ister­ ler su bitmiş idi, çeşmeden vanp getirince geç

(3)

olacak begnifi evi kahveye yakın idi, derler-ki Karaca Oğlanda! yar begnin evinden bir meş- ribe su al da gel! Alır Karaca Oğlan meşribe- yi eline seğirtir, begnifi evini bu getirmeye deyi. Ismikân Sultan görür bu Karaca Oğla­ nı, pencereden tamam küçüne gelen delikan­ lı, Karaca Oğlan da görür bu Ismikân Sulta­ nın tamam düşüne gelen kız. Karaca Oğlan içeri girince Ismikân Sultan karşısına çıkar der-ki: Sen misin Karaca Oğlan dedikleri ve ne hizmet geldifi? deyi. Karaca Oglân da der­ ki: Yâ sen mi Ismikân Sultan dedikleri? de­ yince orada tanışırlar. Der-ki Karaca Oğlan: su almağa geldim geçikmetin beg de kahvede, dir, kairi vakit görüşürüz dey, alır meşrıbe ilen sunu, çıkar gelir kahveye. Murat Paşa der-ki: Bu bakıtta kadir nerede kaldm? de­ dikte der-ki: Acemilik ilen nereye varacağım bümeyip eğledim biraz. Orada derler-ki: Ha­ cet değil. Haçan ekisi biri birin görgen idiler daha ziyade aşık oldular Amma bufilann sı­ rın kimse bilmeyir. Bir gün kahvede ilim sa- habu kimseler bir cogap üstüne ittiha idiler. Aslı tamamamın bilen bir kimse yok. Biri de- yir söz benim, ötekisi deyir söz benim, bu Ka­ raca Oğlan der-ki: benim hattim değil gizle­ rin söhbetine katılmak hattim de olmasa şev­ leyim ekinizinki de yanlış deyi, alır kitapnı açar yeri ilen tamamın göstürür, mzalarm def ider. Orada alayı da şaşarlar-ki; Karaca Oğlanın bilmesin. Derler-ki: aferim ogull bev- lelik ilen Karaca Oğlan cümlesinifi gözünde idi, ve eyi nazar ider idiler, ve çayırlar da ge­ lip o kahveye saz çalıp ağalan eğlendirir idi­ ler. Çıkıp gittikte sazlanfi kahvede asıp gi­ derler emiş, bu Karaca Oglanıfi ilim sahabu olduğun duimuş idiler, Murat Paşa her vakit bunu sınap gezer idi, daha naslı şeiden. ha­ berdar deyi Bir gün daha şayırlar geri gider­ ler evlerine sazların kahvede bu?akırlar, kah­ vede kimse kalmamış. Murat Paşa da sakla- nâ kahvede Karaca Oglanıfi hâban yok, idi. Karaca Oğlan sazıfi birin alıi* eline, eyi dü- ?em verir de ofl of! Ismikân Sultamı öleceğim derdifiden deyi, bir kaç beyit türkü sevlep meragın devitip gendi geoidine teselli verip türkü ile bu semahini sevlep:

Beni ışkın ateşine

Senden gairi salam yok tur, öldürürsen gendifi Öldür, Kanım senden soran yok tur.

Ördek çalkanır göllerde,' ismim »evlenir dillerde, Karib düştüm şu yerlerde, Hiç halımdan bilen yok tur. Altımızda yarım hasır, işimizde yoktur kusur, Şü yerlerde düştüm yesir, Ne dir halıfi diyen yok tur. Karaca Oğlan eşin harzular, Bilbil gibi gülün İzler, Murat Paşadan sır gizler, Halın hatırın soran yok tur.

Murat Paşa Karaca Oglanıfi kalbin usu ilen duldu, ve saz çalmağa bildiğini de dıidu, ertesi gün gene kahveye toplandılar, amma Karaca Oglanıfi haberi yok idi paşa bunu sı­ nadığından. Her gezifi kahvesin tütünün ver­ diler kefleri gelmiş idi ve beg de kahvede idi begge takıldılar bir sofra donatıp getirsefi bir i cümbüş yapar idik deyi. Beg de olsun der. Murat Paşa emir eder Karaca Oglanga var begifi evinden bir softa donatıp getir deyi. O saati gider. Karaca Oğlan doğru begin evine kız pendrede gene bekler idi. Haçan Karaca Oglanıfi geldigin görmüş idi çıkar karşısına, ne hizmet? deyi, Karaca Oğlan. Olduğu gibi sövler. Sofra donanınca bir birlerine sırlaşır- lar. Sofra donandığı ilen alır sofranı, ardına bakarak gözü Ismikân Sultanda gelir, kahve­ ye, şayırlar alırlar ellerine sazlan, başlarlar saz çalığ agalanfi, beglerift ketlerin getirme- ge Karaca Oğlan göre bu şayırlann çaldığın zatı bir tartı am hava çalmayırlar. Orada Mu­ rat Paşa der-kİ: Karaca Oğlan bize birer kah­ ve getir der. Tabi bişirip verir, Karaca Oğlan getirir, çümlesin kahvesin eline verir, efi sofiunda Murat Paşaya getirir. Orada der-ki Murat Paşa: Karaca Oğlan ben işittim, ki sen saz çalmağa bilir emişsin, bizlere bir kaç be­ yit türkü kerem eile! Karaca Oğlan, azıcık bi­ lirim amma hattim değil sevlemek deyince. Murat Paşa der-ki: al sazı elifie ne muradıfi var ise şevle korkma! senüfi üçün ben durmu­ şum^ Dedikçe. Orada Karaca Oğlan aldı eline sazı. Of Ismikân Sultan! deyi başladı bu tür­ küyü, evle dedikçe beg güçlendi amma Murat Paşa susturdu, dedi-ki: şevle bakayım ne sevlersifi, korkma dedikçe başladı demeye:

Efendim seni bafia güzel dediler,

(4)

Eger aslı var ise görmeye geldim, Şeftalisi derde derman dediler Dalından bir dane almaya geldim. Sen güzelsin güzellerifi şahısın, Çok bir zaman arar idim handasın? Padişah misali möhret verirsin, . Kul olup kapuiida kalmaya geldim

Kara gözlüm senden bir muradım var Suçum ne dir senden sormaya geldim, Her gezifl gönlünde bir muradı var Ben de muradıma ermeye geldim. Karaca Oğlan ağlar, gülmez dediler, Asla gözyaşını silmez, dediler, Güzel koinuna girse ölmez, dediler, Arar aslı varise girmeye geldim.

Burada bu Karaca Oğlan bu dört beyit türkü ilen paşaya ve cümlesine de yüreğin bildirir, beg pek küçlendi. Karaca Oglannı kayıp idme sırasına getirip dedi-ki: Sen neci­ sin bu kadar ehpap arasında benim kısım adın sevlep gök üs geçirip bevle türkü sevle- mege? deyip bek Ökelenıp ayakka durunca Murat Paşa der-ki: begim sen ne yapasın, ben emir ittim, o sevledi, yoksa bevle bir ilim sahabu deli kafili senifi kızıfia değmeyecek mi? deyi. Kalk oğlan öp begifi elinde ve nışanıfi deyince Karaca Oğlan, kalkar, gelir begin öğüne. Orada beg der-ki: sabuf idiû be­ nim kızım nişanadır, felan pirkkaşçigime, de­ yince Murat Paşa der-ki: sen çok uzatma al altını! yoksa kalkar üstüfie sefer ider zor ilen alırım kızı, der. Zira paşanıfi bir polk askeri var idi, talim kuvatlı idi, onufi üçün hamına Murat Faşa derler idi. Emir ider askerine ha- dır olufiuzl deyi, asker hadır olunca begnifi havı yatar, der-ki Murat Paşa: bu yiğit sepifi pirkaşçigifiden kem mi? yoksa nazlanasın, Ne mahanası var? dedikçe, beg der-ki: Safia makpul bana da makpul, versin altının der. Beg gördü ki Murat Paşa pek Ökelendi aske­ rin hadırlardı cefike kalganda Murat Paşa begni alt idecek, evle oldukça beg der-ki: Ban rezil olmayım muhabetlik ilen vereim, deyi. Nışafilar orada alır, altını cümlesi hairlı ol­ sun derler, begge de ve Karaca Oglanga da. Derler-ki: Karaca Oglanga al eline sazıfi bu­ rada bizlere birkaç beyit türkü şevle, bir az kef bahışlâ deyince Karaca Oğlan alır eline sazını başlar bu memleketin üstüne sevleme- ge gendi memleketinde afilatır gendisi

Belig-rath İdi, bu begifide memleketi Tuna idi. Şin- di başlar türkü sevlemege. Şeheri ve Murat Paşanıfi bagatırlıgın ve begnifi göftlün alıp keflerin getirmek üçün^

Evel bahar yaz aylan gelende, Akar boz bulanık suyu Tuna'nıfi, Şakıyıp ta bilbilleri Ötende, Eser bade sabah yeli Tunanıfi Al aman dağından gelip geçersin, Çok yigidifi müşkülünü açarsıfi, Analar agladıp kafilar saçarsıfi, Sevlemeye dili yoktur Tunanıfi. Heç kimseler bilmez nerdedir başı, Akıttım gözümden kan ilen yaşı, Yalılarda eksik olmaz savaşı, Hendekleri dolu leştir Tunanıfi. Cemre yere düşse sökülür buzu, Suya kark olmuştur yerde dir yüzü, Harzulayıp gider kara defigizi, Adalara ograr yolu Tunanıfi Karaca Oğlan bunu bevle dedi mi? Gece gündüz akar gider kademi, Ener Belgrat Bamayı Vidini, Sarhatlara ograr yolu Tunanıfi. Karaca Oğlan bunu bevle işledi, Gamı koyup kasaveti başladı, öper iken yanakmdan dişledi, Söküle idi, s açıla idi dişleri.

Orada bu altı beyit türküyü sevledi, onla-; ra, kef bahışladı Murat Paşanıfi, gayet kefı geldi. Dedi beyge edem üzre alma, güyüvüfi üçün ben durmuştum, der emir ider: var us­ talar dut şeherifi içinde begendigifi yerde bir sarai yaptır, mearufun ben vereyim! der. Va­ rır, ustalar dutar, şeherifi çetinde bir sarailer yaptırır, masraflın Murat Paşa verir. Sarai- lar dolanır, tekmil olgan sofi Murat Paşa der­ ki: begim düğün isterim. Beg de: pek eyi! der. Murat Paşa der-ki: Karaca Oglanga muna ben safia sajdış olurum ve gendim-de bu ya­ şıma geldim daha bekarım, sana yedi güne ruhset veririm yedi günden gelirsin, bafia, şu kırk kızlarıfi arasından bir danesin alıp nikÂh idip verirşin bafia, deyi. Karaca Oğlan ilen Ismikân Sultannıfl başladılar düğünle- rün kırk gün kırk gece düğün derya edip nikfthm kıldırıp güyüv kaparlar.

(Devamı 28. sayıda)

Referanslar

Benzer Belgeler

I ransız di imdeki \ .ı/darıyla Fransa'da yazı ve sanat şövalyesi olan ilk Türk kadını, oyunları, oyun yönet­ menliği ve bilimsel araştırmalarından gayrı

Onun dil ko­ nusundaki aktivitesi; çeşitli liselerdeki edebiyat ve edebiyat tari­ hi öğretmenliğini, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ndeki “ Ural-Altay D

Terahertz görüntüleme sistemi ilk olarak 2018 yılı başında Kapıkule Gümrük Kapısı yolcu salonunda kullanılmaya başlandı. Kapıkule Gümrük Kapısı yolcu salonunda iki adet

Jersey Mac çeşidinde yıllara göre çiçek çukuru derinliği bakımından istatistiksel farklar önemsiz olarak bulunmuşken (P>0.05), uygulamalar ve yıl x uygulama

Eğitim ve test işlemleri Breast Cancer Wisconsin (Diagnostic) veri seti kullanılarak sonuçlar gösterilmektedir.. Bu çalışmanın yapısı şu şekildedir;

Sonuç olarak bu çalışma sonunda in vitro embriyo üretiminde farklı sürelerde swim-up yapılmasının sığırlarda yavru cinsiyet oranı üzerine etkisi

Aziz Nesin her zaman her durumda sürekli yazar­ dı ve yazı hayatının büyük kısmında yaratıcılığının matbaaların ve bas­ kı makinalarmm hareketine

Hatır için gittiği maçlara ilişkin yazılarda sporun sınıf bilincini yok ettiğine dair satır aralannda ince eleştirileri dikkat çekiyor.. - Orhan Karaveli ise,