• Sonuç bulunamadı

Asitli Hastaya Klinik Yaklaşım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Asitli Hastaya Klinik Yaklaşım"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Asitli Hastaya Klinik

Yaklafl›m

Özlem YÖNEM, Serap ARSLAN, Musa AYDINLI, Osman ERSOY Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dal›, Ankara

TANIM

ngilizce "ascites" üeklinde ifade edilen asit, Yu-nan kökenli bir kelime olan ve torba-kese an-lamına gelen "askos" dan türemiütir. Diùer bir çok tıp teriminde olduùu gibi, bu kelime de türkçe-leütirilerek asit üeklinde kullanılmaktadır. Hidrojen iyonu konsantrasyonunu belirten asit ile karıüıklıùa mahal vermemek için asit kelimesinin kullanılma-sı tercih edilmelidir ().

Erkeklerde peritoneal kavite kapalıdır ve normal-de yalnızca çok küçük miktarlarda intraperitoneal sıvı bulunur. Kadında ise peritoneal kavite kadın üreme organları ile devamlılık gösterir ve menstrü-el faza baùlı olarak 20ml’ye kadar sıvı birikebilir (2). Periton boüluùunda normalde 00-200 ml’den az sıvı bulunmaktadır, bu boülukta patolojik mik-tarlarda sıvı birikmesine asit denir (3). Asit dendiùi zaman periton boüluùunda serbest sıvı birikmesi anlaüılmalıdır. Abseleümeler, kistik-lokalize sıvı bi-rikmeleri bu tanımın dıüındadır ().

ETYOLOJ‹

Asitin spesifik etyolojik tanısının konulması olduk-ça önemlidir, çünkü ancak bu yolla etkin tedavi mümkündür. Örneùin karsinomatoz asit diüretik te-daviye yanıt vermez. asit oluüumundaki farklı et-yolojik nedenler Tablo ’de verilmiütir (3).

ABD’de Runyon ve arkadaüları, geniü vaka sayılı çalıümalarında; hastaların parasentez sonuçlarına dayanarak asit etyolojik nedenlerini sıklık sırasına göre belirlemiülerdir (ûekil ). Türkiye’de ise Çaka-loùlu ve aradaüları 986-995 yılları arası ústanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde asit saptanan 780

va-kada etyolojik deùerlendirme yapmıütır. Her iki ça-lıümada da asitin en sık etyolojik nedeni olarak %80’e varan oranda siroz tespit edilmiütir.

Maligni-Güncel Gastroenteroloji

Portal Hipertansiyon Siroz

Fulminan karaciùer yetmezliùi

Konstriktif veya restriktif kardiyomyopati Budd-Chiari Sendromu

Veno-okluzif Sendromu Portal ven oklüzyonu Malignite

Enfeksiyon

Peritoneal tüberküloz Fitz-Hugh-Curtis Sendromu

HIV enfekte hastalarda enfeksiyöz peritonit Renal Nefrotik sendrom Diyaliz asiti Endokrin Miksödem Meigs sendromu Strauma ovarii

Ovaryen stimülasyon sendromu Pankreatik asit

Biliyer asit

Akut karaciùer yetersizliùi Kollajen doku hastalıùı

Tablo. Asit nedenleri

2 ve 3 numaralı referanslardan faydalanılarak hazırlanmıütır

(2)

telere baùlı asit ve tüberküloz peritonite baùlı asit ülkemizde diùer çalıümadan daha yüksek oranda saptanmıütır.

Asitli bir hastanın etyolojik deùerlendirmesindeki ana basamaklar öykü, fizik muayene ve parasen-tezle asit sıvısının analizidir.

ÖYKÜ

Öyküde tüm asitli hastalar ilk olarak k ıyafetlerin-deki uyumsuzluk nedeniyle karın üiüliùini fark ederler, bu sırada ayak ödemi de olabilir. Halsizlik, iütahsızlık beslenme bozukuluùu da eülik edebilir. asit geliüen sirozlu hastalarda kramplara sıklıkla rastlanılmaktadır. asitin yarattıùı distansiyona baùlı olarak künt karın aùrısı olabileceùi gibi, ma-lignite, enfeksiyon ve herniler de deùiüik karakter-lerde aùrılar oluüturabilir. Dispne; hepatik hidroto-raks, hepatopulmoner sendrom, pulmoner ve kar-diyak hastalıklarla iliükili olarak geliüebileceùi gibi sadece distansiyon nedeniyle de olabilir (3). Hastalar karaciùer hastalıkları için asit oluüumun-da risk faktörleri olan alkol kullanımı, intravenöz ilaç kullanımı, transfüzyon akupunktur, dövme ve-ya piercing ve hepatit açısından endemik bir böl-geden gelip gelmediùi açısından sorgulandırılma-lıdır.

Obezite: Karaciùer hastalıùının progresif bir formu-nu oluüturmaktadır. Non-alkolik steatohepatit siro-za ilerleyebilir. Alkolik hastalarda 0 yılı aüan bir sürede obezite olması da siroz için ek bir risk faktö-rüdür.

Kanserli bir hastada asit geliütiyse etyolojide ma-lignite asitinden üüphelenilmelidir. Benzer üekilde karaciùer hastalıùı için hiçbir risk faktörü olmayan bir birey kilo kaybediyorsa; neoplasm olabilir. Kar-diyak asiti olan bireylerin çoùunlukla öncesinde kalp hastalıùı öyküsü mevcuttur. Bazı alkolik has-talarda ise karaciùer hastalıùı geliüiminden önce alkolik kardiyomiyopati geliüir.

ûekil . Asitli hastada etyolojik nedenlerin daùılımı

Tüberküloz peritonit genellikle ateü ve abdominal rahatsızlık hissiyle kendini gösterir. Bilinen DM’u ve nefrotik sendromu olan hastalarda asit geliütiyse nefrotik asitten üüphelenilmelidir. Bu hastaların ay-rıca anazarka tarzı ödemi mevcuttur. Laterji, soùuk intoleransı ve ses kabalaüması olan hastalarda mi-xödem düüünülmelidir.

Bilier asit, bilier kanal ile periton boüluùu arasında iliüki oluüması sonucu meydana gelir. Hastada aù-rı ile birlikte safra peritoniti geliüebileceùi gibi sade-ce karında rahatsızlık hissi ile giden safra asiti de oluüabilir. Genellikle karaciùer biyopsisi ve safra yolu cerrahisi sonucunda geliüebilmektedir (3, 5). Fizik Muayene: Fizik muayenede asit saptanabil-mesi için peritonda en az ,5 litre sıvının birikmesi gerekir. asit semikantitatif olarak ifade edilebilir: • (+) Yalnızca dikkatli fizik muayene ile tespit edi-lebilen asit

• (++) Kolaylıkla tanınabilen ancak küçük hacim-li asit

• (+++) asit hacmi fazla ama gergin deùil • (++++) Gergin asit üeklinde sınıflandırılabilir (). Karın çevresi artıüı; asit, gaza baùlı distansiyon, he-patomegali, obezite ve yaygın tümörler sonucu geliüebilir. asitin fizik muayene ile tanısı obez has-talarda zor olabilir. Karın yan kısımlarında matite alınması en spesifik fizik muayene bulgusudur. Ka-rın yan kısımlaKa-rında matite alınmıyorsa büyük ola-sılıkla asitte yoktur. Eùer matite saptanırsa; hasta parsiyel dekübitis pozisyonuna getirilerek yer de-ùiütiren matite aranmalıdır. Sıvı dalgasına bakıl-ması nadiren faydalıdır, çünkü bu genellikle masif asiti olan hastalarda saptanır (2).

asiti olan hastada belirgin palmar eritem, geniü vasküler spider nevi ve büyük karın duvarı kolla-teralleri belirgin karaciùer hastalıùını telkin eder. Hastanın yanlarında ve sırtında büyük venlerin belirgin olması ise inferior vena cavanın olası bir veb lezyonu veya malign obstrüksiyon nedeniyle tıkandıùını göstermektedir. Sol supraklavikular böl-gede patolojik lenf nodunun saptanması üst abdo-mende kanser varlıùını iüaret eder. Umblikusda sert bir nodülle karakterize olan "Sister Mary Jo-seph" nodülü ise sık görülmemesine karüın gastrik, pankreatik veya hepatik primer tümörden köken alan peritoneal karsinomatozisi gösterir.

(3)

füzyonu) verme eùilmindedirler, ancak bu yakla-üım verilerle desteklenmemiütir. Profilaktik transfüz-yonların riskleri ve masrafları yararlarını aümakta-dır. Parasentezin kontrendike olduùu koagülasyon parametrelerine ait bir sınır deùeri bulunmamak-tadır. Ancak klinik olarak belirgin fibrinoliz veya dissemine intravasküler koagülasyon varlıùında parasentez kontraendikedir (6). Alınan asit sıvısı-nın analizinde; çok sayıda tetkik istemek yerine bir algoritim izlemek en akıllı yaklaüım olacaktır. Amerikan Karaciùer Hastalıkları Araütırma Derne-ùi’nin pratik rehber verilerine göre; asit sıvısında ilk aüamada istenmesi gerekli testler hücre sayımı ve ayırımı, asidik sıvı total proteini ve serum/asit albü-min gradientidir (SAAG). Ancak SAAG spesifik et-yolojiyi göstermek için deùil, portal hipertansiyonu belirlemek için kullanılır. SAAG≥ olduùunda has-tanın %97 oranında portal hipertansiyonu mevcut-tur. Diùer testler ise yukarıdaki testlerden sonra üüphe edilen olası tanıyı desteklemek için istenir. Tablo 2 bu algoritme uygun olarak hazırlanmıütır ve tablo üzerinde bazı sık karüılaüılan asit etyolojik nedenlerinin ayırıcı tanısı yapılmıütır.

Eùer asit sıvısının enfekte olduùu düüünülüyorsa yatak baüında ekim yapılmalıdır. údrar dipstiki ile asit sıvısında nötrofillerin tespiti 90 sn ile 2 dk süre alan hızlı bir metottur. Total protein, LDH ve glukoz ise enfekte asitin spontan mı yoksa sekonder ola-rak mı enfekte olduùunu anlamamızı saùlar. Bak-teriyel kültür, seri büyük volümlü parasentez yap ı-lan hastalarda gerekli deùildir.

Mikobakteri için yapılan yaymanın sensitivitesi yaklaüık olarak %0 iken kültür için yaklaüık %50’dir ve oldukça pahalı testlerdir. Yalnızca tüberküloz için yüksek risk taüıyan hastalarda (Endemik böl-geden yeni göç, HIV(+) liùi) ilk alınan asit örneùin-de tüberküloz araütırılmalıdır. Tüberküloz peritonit tanısında en hızlı ve doùru metod laparoskopik bi-yopsi ve tüberküllerin mikobakteriyel kültürüdür. asit sıvısında amilaz düzeyi >2000 IU/L (serumdan 4-5 kat yüksek) ise pankreatik asit ve sekonder pe-ritonit düüünülmelidir. Barsak ve safra kesesi perfo-rasyonu sonrası asitte amilaz yükselir. asitte bin 6gr/dl’nin üzerindeyse veya asit/serum biliru-bin> ise bilier perforasyon düüünülmelidir. asit sıvısında trigliserit bakılmasının nedeni üiloz asitin saptanması içindir. ûiloz asit tanım olarak ab-dominal kavitede torasik veya intestinal lenf bu-lunması neticesinde peritonda süt veya krema gö-rünümlü trigliseritten zengin (>200 g/dl) sıvının bu-lunmasıdır. Nadir bir bulgu olup 20 yıl boyunca Kardiyak kökenli asitin araütırılması açısından

has-tanın boyun venlerinde dolgunluk olup olmadıùı-na da dikkat edilmelidir. úlginç olarak kardiyak asiti olan hastaların hepsinde periferal ödem gö-rülmeyebilir ve çoùunun akciùerlerinde ral sesi du-yulmaz. Sirozlu hastalarda ödem saptanırsa bu ge-nellikle alt ekstremitelerle sınırlıdır. Aksine nefrotik ve kardiyak asitlerde anazarka tarzı ödemler görü-lebilir (5).

PARASENTEZ

Parasentez, steril koüullarda uygun bir iùne ile ka-rın duvarından girilerek periton boüluùundan sıvı alınmasıdır. Eùer bu iülem sadece asit sıvısını ana-lizi-tanı amacı ile yapılmıüsa "diagnostik parasen-tez", aynı zamanda asit sıvısının boüaltılması ama-cına yönelik ise "terapötik parasentez" denir. asitli hastada etyolojik tanı açısından en süratli sonuç veren, en yararlı, ucuz ve yapılması kolay bir ince-lemedir ().

Eskiden parasentez için karnın orta hattı tercih edi-lirdi. Ancak günümüzde spina iliaca süperiorun iki parmak yukarısı ve iki parmak medialindeki sol alt kadrandaki bölgenin uygulama için emniyetli, daha ince olduùu ve orta hatta göre daha fazla sı-vı havuzu konumuda olduùu saptanmıütır. Eùer sı-vı obezite nedeniyle lokalize edilemiyorsa ultraso-nografi faydalı olabilir (6).

Her iülemin olduùu gibi parasentezin de endikas-yon ve kontrendikasendikas-yonları mevcuttur. Parasentez endikasyonları;

a. asit tanımlanan her hastada,

b. Hastaneye yatırılan bilinen asitli hastada, c. asitli hastada enfeksiyon düüünülen klinik-labo-ratuvar bulgularının varlıùında (ateü, lökositoz, en-sefalopati, asidoz, hipotansiyon),

d. Genel durumda izah edilemeyen bozukluklar saptanan asitli her hastada yapılmalıdır (7), Önceden trokarların parasentez için kullanıldıùı dönemlerde parasentez iüleminin rölatif olarak yüksek mortalite ve morbiditesi mevcuttu. Ancak son yayınlara göre hastaların %7 inde anormal protrombin zamanı olmasına karüın komplikasyon oranı yaklaüık olarak % dir. Her ne kadar /000 parasentezde daha ciddi komplikasyonlar (hemo-peritoneum, iùnenin barsaùa girmesi gibi) meyda-na gelebilse de; bunlar parasentez giriüimini en-gellemez. Bazı klinisyenler koagülopatisi olan siro-tik hastalara parasentez öncesi rutin olarak kan ürünleri (taze donmuü plazma ve/veya platelet

(4)

in-büyük bir üniversite hastanesinde 20. 000 hastada bir insidansında görülmüütür. Ancak bu insidan-sın; daha agresif kardiyotorasik ve abdominal cer-rahi ile kanserli hastaların survivallerinin uzaması nedeniyle arttıùı düüünülmektedir (8). Sirozda üilo-form asitlerde trigliserid düzeyi 50-200 mg/dl ara-sındadır.

asit sıvısında sitoloji yalnızca peritoneal karsino-matozis varsa pozitiftir ve malign asit için altın standarttır. Ancak ne yazık ki maligniteler perito-neal sıvıya neoplastik hücre saçmadan asit yapa-bilir. Histolojik inceleme için yeterli kabul edilen 500 ml sıvıda bile; histolojik analizin tanısal sensiti-vitesi % 40 ile % 60 arasında deùiümektedir Tanısal sensitiviteyi artırmak için immünohistokimyasal boyamalar yapılır. (Epitelyal kanserler için sitoke-ratin gibi). Eùer malign sitoloji varlıùında tümörün primeri bilinmiyorsa erkek hastalarda ek tetkik ya-pılmayabilir, çünkü prognozları kötüdür. Ancak bayan hastalarda over kanseri tedavi edilebilir bir hastalık olduùu için laparoskopi ve hatta laparoto-mi istenebilir (9).

Özet olarak asit nedenlerinin %80’ini karaciùer siro-zu geri kalan %20’sini ise siroz dıüı nedenler oluütur-maktadır. asitin spesifik etyolojik tanısının konul-ması tedavinin belirlenmesi açısından büyük önem taüımaktadır. Abdominal parasentez klinik olarak yeni oluümuü tüm asiti olan vakalara uygu-lanmalıdır. Parasentez sırasında kanama nadir ol-duùundan parasentez öncesi taze donmuü plazma ve platelet verilmesi önerilmez. Hastanın asit sıvısı-nın ilk incelenmesinde en gerekli testler hücre sa-yımı ve ayırımı, asit sıvısı total proteini ve serum asit albumin gradientidir. Serum asit albumin gra-dienti daha çok portal hipertansiyon ayırıcı tanı-sında yardımcıdır, spesifik etyolojik tanıyı belirle-mez. Özellikle düüük serum asit albumin gradienti olan asitlerde (eksudatif asit), ampirik tedavi yan ıl-tıcı olacaùı için tanı için tüm giriüimler yapılmalı-dır. Sirozlu hastanın asit analizinde PNL>250/mm ise ikinci parasentez ile kültür için örnek alınmalı ve te-daviye baülanmalı gerekirse kültür sonucu ile anti-biyotik deùiütirilmelidir. asit sıvısının yatak baüında kültüre ekilmesine dikkat edilmelidir. Diùer testler tüm bunlar yapıldıktan sonra, primer hastalıùın ola-sılıùına baùlı olarak istenmelidir.

Tablo 2. En sık görülen asit nedenlerinin ayırıcı tanısı

2 ve 7 numaralı referanslardan faydalanılarak hazırlanmıütır Komplike olmayan siroz

Spontan bakteriyel peritonit

Sekonder Peritonit

Tbc Peritonit

Konjestif kalp yetmezliùi

Peritoneal Karsinomatozis ûilöz Asit Görünüm Saman sarısı renginde Bulanık veya pürülan Bulanık veya pürülan Bulanık, hemorajik yada sütümsü görünümde Saman sarısı renginde Hemorajik Sütümsü Asit sıvısında PMNL sayısı/mm3 < 250 > 250 > 250 Deùiüken Lenfosit= 250-400/γL < 250 >250 < 250/mm3 SAAG (g/dl) >. >. <. <. >. <. <.g/dl Diùer Testler KCFT, Batın USG Kültür (Monobakteriyel) Kültür (Polibakteriyel) Laparoskopik Biyopsi

PA Akciùer grafisi,EKO

Sitoloji

Asit Sıvısında Trigliserit Total Protein (g/dl) <2.5 < > 2.5 > 2.5 > 2.5 Deùiüken Deùiüken (Sıklıkla>2.5g/dl) Asit sıvısında beyaz küre sayısı/mm3 < 500 > 500, Sıklıkla>000 > 500, Sıklıkla >0000 > 500 < 500 (Deùiüken olabilir)

> 500 (Deùiüken olabilir)

Deùiüken (%50>500/mm3)

(5)

KAYNAKLAR

1. Çakaloğlu Y. Asit: Tanı-Ayırıcı Tanı, Klinik Özellikler, In: Ökten A. Editör. Gastroenterohepatoloji. 1. baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitapevleri 2001; 345-68.

2. Julien TY. Miscellaneous Discases of the Peritoneum and Mesentery, In: Friedman SL, McQuaid KR, Grendell JH, Edi-tors. Current Dragnosis and Treatment in Gastroenterology. 2 nd ed. USA. McGraw-Hill Companies, Inc 2003; 166-76. 3. Zeybel M, Çolakoğlu Ö, Uğur F. Asit, In: Ünsal B. Editör.

Portal Hipertansiyon ve Komplikasyonları, 1.baskı. İzmir. Meta Basım 2003; 123-59.

4. Runyon BA, Montana AA, Akriviadis EA, et al. The serum ascites albümin gradient is superior to the exudate – tran-sudate in the differential diagnosis of ascites. Ann Intern Med. 1992; 117-215.

5. Runyon BA. Approach to the patient with ascites, In: Ya-mada T, Alpers DH, Laine L, et al. Textbook of Gastroente-rology. 4thed. Philadelphia. Lippincott Williams and

Wil-kins 2003; 948-972.

6. Runyon BA. Management of Adult Patients with Ascites due to Cirrhosis. Hepatology 2004; 39: 1-16 (AASLD Prac-tice guideline).

7. Runyon BA. Ascites and spontaneous bacterial peritonitis, In: Feldman M, Friedman LS, Sleisenger MH, Editors. Gast-rointestinal and Liver Disease, pathophysiology, diagno-sis, management. 7th ed. Philadelphia. Saunders 2002;

1310-1333.

8. Cardenas A, Chopra S. Chylous Ascites. Am J. Gastroente-rol. 2002; 97: 1896.

9. Aslam N, Marino CR. Malignant Ascites. Arch Intern Med 2001; 161: 2733-37.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca çalışanların örgütsel sinizm düzeyleri ile demografik özellikler (yaş, eğitim durumu, meslekteki hizmet süresi ve hastanedeki hizmet süresi

BPH tanılı hastaların yaş ortalaması 70.36, prostatit tanılı hastaların yaş ortalaması 69.01, prostat adenokarsinomu tanılı hastaların yaş ortalaması 76.73

Aktif tüberküloz hastalarında, hastane anksiyete depresyon ölçeği uygulanarak yapılan başka bir çalışmada anksiyete oranı %20,8 olarak saptanmıştır (12).. Bu

Osmanlı Devleti’nde Patent Kanunu: İhtira Beratı Kanunu Osmanlı Devleti’nde sınai mülkiyet hakları konusundaki yasalara bir göz attığımızda, şu tablo

Renk eşleştirme görüntüleri, gezegenler ve posterleri kart stoğuna kopyalayın ve çoklu kullanım için laminat kullanın.. Bütün gezegenleri ve

[r]

Avuç içlerinde ulnar yüzde kronik bas› alanlar›nda ortaya ç›- kan simetrik, iyi s›n›rl›, eritemli yama tarz›nda telenjiektazi- lerin efllik etti¤i alanlardan

• Kör Alan : Bu alanda sizin kendinizle ilgili farkında olmadığınız, bilmediğiniz, fakat karşınızdaki insanların bildiği, farkında olduğu tutum, nitelik ve