• Sonuç bulunamadı

zorunlu-hucre-ici-bakteriler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "zorunlu-hucre-ici-bakteriler"

Copied!
53
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Zorunlu Hücre İçi Paraziti (intrasellüler)

Bakteriler

ve

Oluşturduğu İnfeksiyonlar

PROF. DR. SERKAN İKİZ

(2)

Klamidya İnfeksiyonları

(

Chlamydia

ve

Chlamydophila

Cinsleri)

 Gram negatif, zorunlu hücre içi patojenlerdir.

 Klamidyalara ait hücre duvarları diğer bakterilerin aksine peptidoglikan tabakaya sahip değillerdir.

 Sentetik besiyerlerinde üreyemezler. ETY sarı kesesinde, deney hayvanları ve doku/hücre kültürlerinde üretilirler.

 Tüm klamidyalar serolojik sınıflandırmada da en önemli belirleyici olan majör dış membran proteini (MOMP) üretirler.

 Chlamydiaceae familyası yakın geçmişte genel bir taksonomik düzenlemeden geçirilmiş ve “Chlamydia” ve “Chlamydophila” olarak iki cinse ayrılmıştır.

(3)

Etkenler, iki önemli gelişme formuna ve buna bağlı

olarak benzersiz bir yaşam döngüsüne sahiptirler.

Sert hücre duvarına sahip, dirençli ve infeksiyöz

elementer cisimcikler (EB) ve bunların hücrelere

girdikten sonra gelişip bölünerek oluşturdukları,

infeksiyöz olmayan, daha büyük ve metabolik

aktif retiküler cisimcikler (RB).

Hücre içinde biriken RB’ler EB’leri ve bunlarında

etrafları bir membranla çevrilerek inklüzyonları

meydana getirirler.

(4)
(5)

Hastalıklar ve epidemiyoloji

Chlamydiaceae familyasının üyeleri memeli, kuş ve

hatta sürüngenlerin patojenleridir ve pek çoğu spesifik

konak ya da hastalık özelliklerine sahiptir.

Konak infeksiyonun doğal rezervuarı olarak rol oynar

çünkü etkenler asemptomatik evrede konaklarında

bulunurlar.

Etkenler direkt temas ya da aerosoller ile yayılırlar ve

ayrıca bir vektöre gerek duymazlar.

(6)

Chlamydophila felis

İnfeksiyonları

(Kedi Klamidiyozu)

C. felis tüm dünyada evcil kediler arasında endemiktir.

 Konjunktivit, rinit ve daha seyrek olaraktan pnömoniye neden olur.

 Konjunktival konjesyon ve oküler akıntı en belirgin semptomdur.  Stafilokoklar ile sekunder infeksiyonlar şekillenirse akıntı

mukoprulent olabilir.

 Nadir olarak gastroistestinal ve genital infeksiyonların da geliştiği bildirilmiştir.

 Zoonotik infeksiyonlar insanlarda endokardit, glomerulonefrit, kronik öksürük ve grip benzeri bozukluklar ile ilişkilendirilmiştir.

(7)

Chlamydophila pecorum

İnfeksiyonları

(Sporadik Sığır Ensefalomiyeliti )

“Buss hastalığı” olarak da bilinen SSE genç sığırları ve

mandaları etkiler.

Ensefalit, peritonit ve fibrinöz plevrit ile karakterize olup

dünyanın her yerinde görülür.

Sıklıkla, hipersalivasyon, solunum güçlüğü ve ataksi gözlenir.

Mortalite % 50

Etken domuz ve koyunlarda ender olarak enterit ve artrite

yol açar. Ayrıca etkenin koalalarda infertilite ve genitoüriner

infeksiyonlara neden olduğu bildirilmiştir.

(8)

Chlamydophila abortus

İnfeksiyonları

(Enzootik Koyun Abortu)

 Etken başta koyunlar olmak üzere keçi, sığır ve domuzlarda abortlara neden olmaktadır.

 Ruminanatlar arasında endemiktir ve plasentaya kolonize olurlar.  Plasentanın atılamaması ve vajinal akıntı yaygın klinik belirtilerdir.  Bakteriler dişi kuzularda aborta yol açmadan önce iki yıla kadar

persiste kalabilirler.

C. abortus at, tavşan, kobay ve farelerdeki atık olgularından izole edilmiş olup bilinenden daha geniş bir konak spektrumuna sahip olduğu endişesi yaratmıştır.

 İnfekte koyunlar ile çalışan hamile kadınlar yüksek düşük riski taşırlar.

(9)

Chlamydophila pisittaci

İnfeksiyonları

(Kanatlı Klamidiyozu, Psittakoz,

Ornitoz)

 İnfeksiyon tüm dünyada yaygın olup 375 farklı kuş türünden etken izole edilmiştir.

 Nazal ve oküler sekresyon, konjunktivit, sinüzit, yeşil sarı dışkılama, ateş,

uyuşukluk, iştah ve kilo kaybı, tüylerde kabarıklık klinik tabloya sahip kuşlarda görülebilir.

 Yabani kuşlardan izole edilen suşların bu türler için patojen olmadığı ancak bu suşların evcil kuşlar ve insanlar için oldukça virülent olduğu rapor edilmiştir.

 Vertikal (yumurta ile) bulaşmanın şekillendiği ve bu durumun

yumurtada üretilen canlı aşılar için problem yarattığını gösteren çalışmalar vardır.

 Etkenin insanlarda neden olduğu infeksiyonlar da psittakoz olarak

(10)

 İnsanlarda grip benzeri semptomlar ortaya çıkar. Bazı

olgularda kuru öksürük, zor nefes alma ve şiddetli vakalar da ise pnömoni ortaya çıkabilir.

Domuzlarda Chlamydia suis‘ten ileri gelen

asemptomatik infeksiyonlar ile birlikte pnömoni, rinit, poliartrit, konjunktuvit, perikardit ve enterit vakaları bildirilmiştir.

Chlamydia trachomatis suşları insanlarda cinsel yol ile

bulaşan yaygın hastalıkların etkenleridir ve tüm dünyada trahom’un asıl nedenidir.

(11)

Chlamydophila pneumoniae’ nin TWAR biyovarı kesin

olarak insan patojeni olup bronşit ve pnömoniye neden olur. Ayrıca TWAR biyovarı kardiyo vaskuler hastalıklar ile ilişkilendirilmektedir. Bunula birlikte kan damarlarının

endotel hücrelerini infekte etme özelliklerinde dolayı Alzheimer hastalığı ile de ilişkilendirilmektedir.

C. Pneuminiae’nin Koala biyovarı koalaların oküler ve ürogenital bölgelerinden izole edilmektedir. Equin

biyovarı ise şimdiye kadar seröz burun akıntısı olan

(12)

Laboratuvar Tanı

Bakteriyoskopi:

 Lezyonlardan hazırlanan preparatların sitolojik incelemesi  Klamisya inklüzyonları

Giemsa, Gimenez veya Macchiavello yöntemleri ile boyalı

preparatlarda gözlenir.  Lezyonlardan direk FAT

ya Komplemet

fikzasyonda ELİSA ile antijende de

(13)

ETY veya McCoy ya da HeLa-229 hücre

kültüründe üretilirler ve inklüzyonlar uygun

boyama yöntemleri yada FAT ile saptanır.

Laboratuvar Tanı

Kültür:

(14)

 Komplement Fikzasyon (Kompleman birleşmesi), ELİSA ve Lateks Aglütinasyon testleri uygulanmaktadır.

 Ancak, akut fazda antikor titrelerinin düşük olması,

persiste infeksiyonda immun yanıt gelişmemesi ve klinik olarak sağlıklı bireylerde ortaya çıkan titreler serolojik testlerin kullanımını sınırlamaktadır.

Laboratuvar Tanı

Seroloji:

(15)

PCR

Laboratuvar Tanı

(16)

Tedavi,

Koruma ve Kontrol

 Koyun enzootik abortusuna karşı ticari aşılar bulunmaktadır.

 Kontrol önlemleri infekte hayvanların elden çıkarılması, gebe koyunlara uzun etkili tetrasiklinlerin uygulanması, abort yapan koyunların izolasyonu, kuzulamadan sonra plasenta zarlarının ayrılarak alınması ve abort meydana gelen ağılın dezenfeksiyonunu içerir.

(17)

Chlamydophila felis’ e karşı ölü ve modifiye canlı aşılar mukozal kolonizasyonu tam olarak engellemez ancak bakterilerin çoğalmasını azaltır ve hastalığın şiddetini düşürür. Etkilenmiş kedilerin ayrı tutulması, etkilenmiş ve temas etmiş kedilerin tetrasiklinler ile tedavisi önerilir.

 Sporadik sığır ensafaloiyelitinden korunma için spesifik bir yol yoktur. Etken tetrasiklinler ve tilozine duyarlıdır ancak etkili dozları tam olarak belirlenmemiştir. Hastalığın MSS belirtileri ortaya çıktığında geri dönüşü yoktur.

(18)
(19)

C

oxie

lla

burne

tii

Gram-negatif Pleomorfik (0.3-1.5 x 0.2-0.4 µm)

Mononükleer hücrelerin fagozomları içinde, plasenta ve embriyolu yumurtanın sarı kesesi gibi hücrelerin

intrasitoplazmik vakuollerinde ve hücre kültürlerinde çoğalır Kenelerle bulaşması ve zorunlu hücre içi paraziti olması

nedeniyle Rickettsiaceae familyası içinde sınıflandırılmıştır Ancak, 16S rRNA dizi analizine göre Legionellales takımı, Coxiellaceae familyası içinde yeniden klasifiye edilmiştir

(20)

Etkenin iki

ayrı fazı

saptanmış

Hasta insan ve hayvanlarda

Virulan

Faz I

Embriyolu yumurta doku kültürlerinde devamlı pasajlar

Avirulan

Faz II

A

(21)

Epidemiyoloji

Dünyada oldukça yaygındır

Çiftlik hayvanları, diğer evcil hayvanlar, yabani hayvanlar, keneler ve insanları kapsayan geniş bir konakçı spektrumuna

sahiptir Doğal siklusu

kene ve kemiricilerde geçer ardından evcil hayvanlara bulaşır Kenelere bağlı olmayan siklusu

özellikle sığırları kapsayan evcil hayvan popülasyonları içinde gelişir

(22)

Saçılma

Doğum ve atık materyali

Süt

İdrar

Gaita

Bulaşma

Solunum

Sindirim

Vertikal

Veneral

Kuru hava, kuvvetli rüzgar ve tozla

infeksiyonun yayılması arasında ilişki vardır

(23)

Kırktan fazla kene türü infeksiyonun

bulaşmasında rol oynar

Ixodes spp.

Haemaphysalis spp.

Rhipicephalus spp. Dermacentor spp.

(24)

RİSK GRUBU

mezbaha çalışanları,kasaplar, hayvan bakıcıları,

veteriner hekimler, laboratuar çalışanları

Türkiye’de

bölge, hayvan türü, test tekniği ve hayvanların

semptom göstermesine göre değişmekle

(25)

Hayvanlard

a

İnfeksiyon genellikle subklinik

Ruminantlarda ve köpeklerde

abort ve premature-ölü doğum ile

metrit ve infertilite gibi reproduktif

bozukluklara yol açabilir

Kobay ve farelerde atipik pnömoni

semptomları görülebilir

(26)

Tanı

Bakterioskopi, antijen-ELISA ve immunohistokimyasal yöntemler

Etken izolasyonu

Uzun sürer, laboratuvar personeli risk altında

Serolojik yöntemler

Kompleman birleşmesi (komplement fikzasyon), mikroaglutinasyon , IFA ve ELISA

PCR testleri

(Saptanabilir antikor düzeyi gelişmeden etkeni saçabilen hayvanların teşhisi için önemli)

(27)

Tedavi

Ruminantlarda

Tedavi amacıyla ve profilaktik olarak oral

tetrasiklinler 2-4 hafta uygulanabilir

Hayvanların etkeni saçmasını engellemez

(28)

Koruma – Kontrol

Aşısı var

Aşı çalışmaları devam ediyor

Faz I aşıları Faz II aşılarına göre daha yüksek antikor titresi oluşturur

(29)

Korunma – Kontrol

Fransa’da aynı aşı keçilerde denenmiş,aşının abort ve sütle etken saçılımını engellediği, vajinal sekresyonlar ve dışkıda ise etken

sayısını azalttığı bildirilmiştir

Seronegatif sürü ve hayvanlar aşılanmalı

(30)

Korunma – Kontrol

Çiftlik hayvanlarında test ve kesim prosedürleri hastalığın ulusal çapta kontrolü için yeterli değil

Kene mücadelesi uygulanmalı Doğum atıkları yok edilmeli

(31)
(32)

Erlihyalar akyuvarların parazitleridir

İntrastoplazmik veziküller içerisinde çoğalırlar

1 μm çapında küçük elementer cisimciklerden oluşan, 4 μm

çapından küçük koloniler (morulalar) kandan hazırlanan

(33)
(34)

E. canis

İlk olarak 1935 yılında Cezayir’de bildirilmiş, Asya, Afrika,

Kuzey Amerika ve Avrupa’nın tropikal ve ılık

bölgelerinde yaygın bir hastalıktır.

Hastalık tüm köpek ırklarında görülür

Primer artropod vektör Kahverengi Köpek Keneleri

(Rhipicephalus sanguineus)

Keneler bakteriyemik bir köpek üzerinde

beslendiklerinde infekte hale gelirler

(35)

Diğer isimleri :

Tropik köpek pansitopenisi,

Köpek hemorojik ateşi,

İz süren köpek hastalığı ,

(36)

• ateş, anoreksi, depresyon, lenfadenopati, okünazal akıntı ve dispne trombositopeni, lökopeni ve anemi

• klinik olarak normal görünen immunkompotent köpekler E.

canis’i 2-4 ay içindeelimine

ederler

• Hemoraji, burun kanaması, aşırı zayıflık

ve periferal ödem Hastalığın klinik seyri üç faza ayrılmıştır

8-20 günlük bir inkübasyon periyodunu takiben Mikroorganizmayı elimine edemeyen köpeklerde

Hastalığın ciddiyeti infekte köpeğin ırkı ile ilişkilidir

(37)

Mononükleer hücreler, normal yangısal yanıtın

bir parçası olarak, kenenin ısırdığı bölgeye

çekilir

Etkenler monositler ile lenf nodüllerine taşınır

ve sistemik dolaşıma geçerler Üreme mononükleer makrofajlar ve lenfositler içinde meydana gelir Lenf nodülleri, dalak ve

karaciğerin endoretüküler hücrelerine lokalize

(38)
(39)

Tanı

Klinik bulgular

Hematolojik değişiklikler

Periferal monositlerde morulaların (mikro kolonilerin)

saptanması

Serumda antikorların saptanması

Kandan etkenin kültürü

(40)

• Altın standart İFA testidir Diğer türler

ile kros-reaksiyonlar kesin tanıyı

engeller

• Etkenin hücre kültüründe izolasyonu

duyarlı ve spesifiktir fakat uzun sürer

(1-4 hafta) ve referans laboratuvarında

uygulanmaktadır

• Son zamanlarda E. canis için geliştirilen,

PCR metodu hastalığın tanısı için

(41)

Koruma

Aşısı yok

Kene kontrolünü önemli

Tetrasiklinler tedavi ve endemik

bölgelerde hastalığın kontrolü için

(42)
(43)

Ehrlichia equi (Anaplasma phagocytophila )

İlk defa kuzey Kaliforniya’da 1960’lı yıllarda atların infeksiyöz bir hastalığı olarak tanımlanmıştır

Ateş, anoreksi, depresyon, bacaklarda ödemler, sarılık, peteşiler ve ataksi ile karakterize

Atların büyük çoğunluğu sonbahar sonu, kış ve ilkbaharda etkilenirler

Kene vektörleri Ixodes spp.

ABD’de artan bir sıklıkla rapor edilmektedir Brezilya, Kanada ve çeşitli Avrupa ülkelerinde de hastalık olguları saptanmıştır

(44)

Kene enfestasyonu 2-3 haftalık inkubasyon periyodu

ardından

ateş

birkaç gün sonra ise bacaklarda ödem şekillenir EGE genellikle sınırlı seyreder Nadir olarak komplikasyonlar yada sekunder infeksiyonlar ortaya çıkabilir

(45)

Tanı

Klinik tablo

Nötrofillerde stoplazmik inklüzyon cisimciklerinin

görülmesi

(46)

İFA

• Titreler deneysel infeksiyondan sonra bir aydan daha fazla persiste kalır

• Yapılan iki testte elde edilen titreler arasında dört katı yada daha fazla artış görülmesi tanı için anlamlı kabul edilir

PCR

• Spesifik ve duyarlıdır

• Son zamanlarda referans laboratuvarlarda

kulanılmaktadır

(47)

Kontrol

Aşısı yok

Kene kontrolü hastalıktan korunmada

önemli

Tedavi

(48)
(49)

Ehrlichia (Neorickettsia ) risticii

Kan monositleri, doku makrofajları ve intestinal epitel

hücrelere afinitesinden dolayı Equin Monositik Erlihyoz

yada Equin Dizanteri olarak da bilinen tek tırnaklıların

akut diyareli bir hastalığı olan Potomac At Ateşinin

etkenidir

Hastalık ilk defa Virginia ve Maryland’daki Potomac

Nehri çevresindeki yerlerde, 1979 yılında tanımlanmıştır

Amerika, Kanada ve Güney Amerika’da ortaya çıkmıştır

İnfeksiyona karşı antikor titreleri Fransa, Hindistan ve

Avusturalya’da saptanmıştır

(50)

Hastalığın varlığı yüzey sularının yakınlarındaki yüksek olmayan bölgeler ile sınırlıdır ve özellikle yazın görülmektedir

Artropod vektörlerin bulaşmada rol oynamaz

Etken infekte atların dışkısında bulunmaktadır ve feko-oral bulaşma deneysel olarak gösterilmiştir

İnfeksiyon siklusu ara konak rezervuar olarak tatlı su salyangozu ve daha sonra trematod vektörü içerir

Etken DNA’sı ayrıca dört kanatlı böcekler (Şuyak böceği), taş sineği, hanım sineği, mayıs sineği ve peygamber böceği gibi su insektlerinde de tespit edilmiştir

(51)

Atlar dışında, duyarlı hayvanlar Sığır, Fare, Köpek ve Kedi

Endemik yerlerde, E. risticii antikor titreleri Keçi, Domuz, Kedi, Köpek ve Çakallarda saptanmış

Primer klinik tablo

Akut, sulu diyare

Hafif şiddette kolik, anoreksi, ateş, depresyon, ödem, dehidrasyon, laminit,

ve lökopeni

Nadiren, abort doğmamış fetusun infeksiyonu sonucu meydana gelebilir

Mortalite %5-30 arasında

Ölüm hızlı bir şekilde, sıvı- elektrolit kaybı ve uygun antimikrobiyal tedavinin

(52)

Tanı

Serolojik testler İFA testi

Klinik belirtiler ile birlikte artan titreler aktif infeksiyonu gösterir

Bakteriyoskopi

modifiye Steiner gümüşleme tekniği, immunoperoksidaz metodu elektron mikroskobu görüntüsü

Kesin tanı PCR amplifikasyonu

Periferal kan yada dışkıdan

(53)

Korunma

Ticari inaktif aşılar mevcut

Aşı koruyuculuğu yetersiz

antikor yanıtı yetersiz ve izolatlar arasında antijenik farklılıklar var

Tedavi

Hastalığın erken evresinde intravenöz oksitetrasiklin uygulaması

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu familya içerisinde süt teknolojisi bakımından önemli olan türler Pseudomonas genusu kapsamında yer alırlar.. Genel olarak Gram negatif kısa çubuk şeklinde ,

• Ekstrem halofilik arke ler ışık temelli ATP sentezi yaparlar. • Gözdeki rodopsin pigmentine benzeyen bakteriorodopsin olarak adlandırılan bir protein bu

Streptomisine yüksek düzey dirençli endokardit veya menenjit durumunda gentamisine direnç saptanmadiysa kombinasyon tedavisinde streptomisin yerine gentamisin

Damar yoluyla madde kullananlarda özellikle HIV, hepatit B ve hepatit C virüsü gibi cinsel yolla bula- şan infeksiyonlara madde kullanmayanlara oranla daha sık

 Serbest Yaşayan Aerobik Azot Fikse Eden Bakteriler (Azotobacter spp.)2.  Neisseria, Chromobacterium ve

Street Alabama Dufferin (SAD) suşundan hazırlanan aşılar : Kudurmuş bir köpekten izole edilen virusun, farelerde ve hücre kültüründe pasajlanmasıyla elde edilen aşılardır.

• Pnömoni veya bronşiektazi seyrinde gelişen apseler; genellikle multiple, basal ve diffüz olarak dağınık görünümde olur.  Kardinal histolojik bulgu kavitasyonun

 Erwinia türleri gibi fakültatif anaerob ve aerob bakteriler. bitki dokularını çürütüp çevredeki oksijeni azaltabilir veya tüketebilirler ve Clostridium türlerinin