• Sonuç bulunamadı

Anadolu Geleneksel Bez Dokumacılığından Bazı Örnekler ve Günümüzdeki Durumu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anadolu Geleneksel Bez Dokumacılığından Bazı Örnekler ve Günümüzdeki Durumu"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANADOLU GELENEKSEL BEZ

DOKUMACILIĞINDAN BAZI ÖRNEKLER

VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU

Fatma Nur Başaran

*

ÖZ

Doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine, Anadolu’nun her yöresinde do-kuma kültürüne rastlanmaktadır. Bunların bazıları halı, kilim gibi yaygılar vb. şeklinde kirkitli dokumalar; büyük bir kısmı da giysi, örtü, ev süsleme eşyası vb. amaçlarla üretilen mekikli dokumalardır, yani yöresel bezlerdir. Her biri malze-mesi, üretim ve kullanım şekli, desen ve kompozisyonu ile kendine has özellikler taşımaktadır. Yüzyıllardır üretilen ve kullanım alanı bulan bu bezler son yıllarda tekstil sektöründe yaşanan gelişmelere paralel olarak olumsuz yönde etkilenmiş; özellikle modern şehirlerde günlük yaşamda kolay ve ucuz elde edilebilen, aynı zamanda modaya da uyum gösteren kumaşlar ve ortak çizgilere sahip giysiler tercih edilir hale gelmiştir. Tüm dünyada tüketim hızı aynı oranda artmış, kısa süre kullanıldıktan sonra atılan tekstillerden büyük yığınlar meydana gelmiştir. Halbuki Anadolu bez dokumaları genellikle doğal elyaflarla üretilen ve ekolo-jik kullanım imkanı sunan, üretildiği sayı sınırlı olduğundan bölgeye özel kalan, taşıdığı değerden dolayı anneden kıza geçen ve yıllarca saklanan değerlerdir. Geleneksel dokuma kültürü muazzam bir çeşitliliğe sahip olduğundan; Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından 10-11.03.2017 tarihinde düzenlenen “Gelenekli Türk Sanatlarının Dünü, Bugünü, Geleceği” konulu çalıştay kapsamında hazırlanan bu makalede, mekikli el dokumacılığını kısaca tanıt-mak amacıyla yurdumuzun çeşitli yörelerinden bazı örneklemeler seçilmiş, geçmiş ve günümüzdeki durumları tanıtılmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Dokuma, Tekstil, Ehram, Karacakılavuz, Göynük, Po-mak, Sof, Şal-Şapik

* Doç. Dr. - Ankara Hacı Bayram Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Tekstil Tasarımı Bölümü. e-posta: fnurbasaran@gmail.com

(2)

GİRİŞ

Zengin konu, üslup ve tekniklerle üretilen halk sanatları, insanların yeteneklerine, yaşam biçimle-rine ve coğrafi yapılarına göre gelişmeler göster-miş, her yeni dönemde yeni bir anlayışla yaşamış-tır. Halk sanatları kırsal alanda yaşayan bireylerin tarımla uğraşmadıkları boş zamanlarını değer-lendirmede, iş gücünü hareketlendirmede ve elde edilen ürünlerle ihtiyaçlarını karşılamada, pazar oluşturmada gelir sağlama yönünden bireye, aileye, ülkeye katkıda bulunmaktadır (Akpınarlı, 2004: 2). Anadolu’nun her bölgesinde zengin konu, tek-nik, motif, renk ve ürün çeşitleriyle varlığını sür-düren en önemli halk sanatlarından biri dokuma-cılıktır (Akpınarlı, Başaran: 2012:163). Bu sanata ait bazı örnekler hiç değişmeden orijinal kimliğini korumuş, bazıları göç, kız alıp verme vb. nedenlerle etkileşimler yaşayarak değişime uğramış, bazıları satış kaygıları nedeniyle tamamen farklılaşmış ve

en çok satılabilen ürün yüzleri tercih edilmiş, ba-zıları ise yok olmuş veya olmak üzeredir.

Bugün pek çok kültürde olduğu gibi Anado-lu geleneksel tekstil sanatı da sürdürülebilirlik çabaları ve ekonomik büyüme arasında sıkışıp kalmıştır. Zanaatın ve zanaatkârların yaşamları, deneyimleri üzerine inşa edilen yeni bir yaşamdır: araçların kullanımı, becerinin edinilmesi ve akta-rılması, malzeme hakkında düşünceler gibi kriter-ler ikriter-leriye dönük, ümit verici alternatif yollar sağ-lamaktadır. Zanaata odaklı merkezler ve artizanlar günümüzde bölge ve yöreye sağladıkları turistik ve ekonomik katkıların yanında görsel olarak da değerlidir. Zanaat ile sürdürülebilir kalkınmayı birbirine bağlamak için hayal gücüne ve akade-mik, politik, halk desteğine ihtiyaç vardır (Özay, 2016:29). Dolayısıyla bu çalışma; 2017 yılında Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından düzenlenen “Gelenekli Türk Sanatlarının Dünü, Bugünü, Geleceği” konulu çalıştay kapsamında ABSTRACT

SOME EXAMPLES OF ANATOLIAN TRADITIONAL HAND WEAVING AND PRESENT SITUATION

From east to west, from north to south, weaving culture is found in every region of Anatolia. Some of them are called kirkitli weaving in forms of carpets, rugs, etc. . A large part of them are shuttle weaving which are also called reginal weavings and in forms of traditional fabrics, clothing, quilts, and home decorative items, etc. However, each of them carries unique characteristics with its material, production and usage style, pattern and composition. These cloths, which have been produced and used for centuries, have been affected negatively in parallel with the developments experienced in the textile sector in recent years; especially clothes in modern cities which are easy and cheap to obtain in everyday life and which are also compatible with fashion and have common lines have become preferred. As the consumption increased at the same rate all over the world, and large stacks of textiles occured, which are discarded after being used for a short time. Whereas Anatolian hand weavings are generally produced with natural fibers and offer the possibility of ecological use, thus be used by several generations. However, due to limited production, this value generally stays within a region.

Since traditional weaving culture has a tremendous variety, in order to present a brief introduction to shuttle hand weaving and its past and present situation, some samples from various regions of Turkey were selected for this report, which is prepared by Atatürk Culture Center on 10-11.03.2017 in the scope of the workshop titled “Past, Present, Future of Traditional Turkish Arts” Keywords: Weaving, Textile, Ehram, Karacakılavuz, Göynük, Pomak, Sof, Şal-Şapik

(3)

hazırlanmış; mekikli el dokumacılığını kısaca ta-nıtmak amacıyla yurdumuzun çeşitli yörelerinden bazı örnekler seçilmiş, genel özellikleriyle tanıtıl-mış, geçmiş ve günümüzdeki durumları açıklan-maya çalışılmıştır. Kuşkusuz Anadolu bu çalışma-da sunulan örnekler dışınçalışma-da çalışma-daha pek çok yöresel el dokumasına sahiptir. Makale kapsamında tü-münün açıklanabilmesi mümkün olmadığından söz konusu örneklerin seçiminde, öncelikle saha çalışması ile tespit edilen ve günümüzdeki duru-mu yansıtılabilen örnekler olmasına dikkat edil-miş, ayrıca bu yönde yapılan bilimsel çalışmalar-dan destek alınmıştır.

Anadolu’da Dokunan Bezlerden Örnekler Sert doğa koşulları ve örtünme ihtiyacından ortaya çıkan giysi kültürü, insanoğlunun geli-şim süreci paralelinde çeşitlenmiş, şekillenmiş ve toplum içerisinde sosyal ve ekonomik statüyü belirleyici duruma gelmiştir. Bölgesel gelenek ve yaşayışları yansıtan bu örnekler, gelişen teknoloji ve hayat tarzları sonucu kendi biçimlerini de de-ğiştirmiş, her yerde rastlanabilen alışılmış çizgilere bürünmüştür. Ancak toplumları ve bireylerini çe-şitli yönleriyle tanımada ele alınması gereken en önemli unsur, sahip oldukları giysi kültürleridir. Anadolu’nun zengin kültürel değerlerini sergile-diği alanlardan biri de çeşitli inanç, töre, iklim, ya-şam biçimi vb. etkilere göre şekillenen geleneksel giysileridir. Giysilere bu farklı etkileri kazandıran öğeler kullanım biçimleri, süsleme materyalleri ve renklerin dışında, ana yapıyı oluşturan ve çoğun-lukla yurdumuzda yöresel olarak bu amaçlarla do-kunan “bez”lerdir (Başaran, 2014:151).

Doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine, Anadolu’nun her yöresinde dokuma kültürüne rastlanmaktadır. Bunların bazıları halı, kilim gibi yaygılar şeklinde kirkitli dokumalar; büyük bir kısmı da giysi, örtü, ev süsleme eşyası vb. amaçlarla üretilen mekikli dokumalardır, yani yöresel bezlerdir. Her biri malzemesi, üretim ve kulla-nım şekli, desen ve kompozisyonu ile kendine has özellikler taşımakta, özel isimlerle anılmaktadır.

Genel özellikleri ve günümüzdeki durumlarına göre bazıları aşağıda açıklanmıştır:

Arapça “haram” kelimesinden dilimize yerleşen ve mahremiyeti gizleyen anlamı taşıyan ehram, özellikle Doğu Anadolu’nun Bayburt, Erzurum, Gümüşhane vb. bölgelerinde koyun yünlerinin değerlendirildiği, soğuk iklime karşı oldukça iyi bir koruma sağlayan ve yöresel motiflerle süsle-nen üst giysisidir. Bu giysi için kullanılan bezlerin üretiminde yararlanılan tezgahlar 2 gücülü yapı-ya sahip olmasından dolayı 1/1 bezayapı-yağı dokuma tekniği uygulanmaktadır.

Fotoğraf 1: Ehram dokumacılığında kullanılan tezgah (Başaran 2006)

(4)

Fotoğraf 2: Ehramın kullanımı (Prof.Dr. H. Feriha Akpınarlı arşivi, 2009)

Yöresel olarak renk açısından “beyaz ehram, boz ehram, mor ehram vb” (Emir, 2005; 36); desenle-me açısından ise “çiçekli ve düz ehramlar” olarak dokunmaktadır. Düz ehramlarda zemin ve renkli ipliklerle ek bir desenleme yapılmadan bezayağı tekniği ile çizgiler uygulanmakta, desenli ehram-larda ise düz zemin üzerine ilave renkli ipliklerle brokar tekniğine benzer şekilde desenleme yapıl-maktadır. Günümüzde bu amaçla kullanılan bazı ipliklerin orlon olduğu gözlenmektedir. Bahsedilen yörelerde geleneksel yöntemlerle evlerde veya atöl-ye ortamlarında yaşatılmaya çalışılmaktadır.

Fotoğraf 3: Göynük tokalı örtme (Özbağı ve ark. 2010:61)

Ehram dokumaları gibi iki şak şeklinde do-kunan, ortasından dikilerek birleştirilip örtünme amaçlı kullanılan bir diğer örnek de Göynük yö-resine ait “Tokalı Örtme”lerdir. Yöresel tezgahlar iki çerçeveli olduğundan bezayağı tekniğinde üretilmekte ve bezlerin karşılıklı kısa kenarlarında

renkli ipliklerle yerleştirilen motifler yer almaktadır. Motif isimleri bazen gerçeğe yakın olmakla birlikte bazen anlam yüklü ifadeler de taşımakta; görümcebaşı, kaymakam başı, elti çatlatan, kahve köpüğü, koza başı, kurt ağzı, kelebek, yıldız, ok vb. olarak anılmaktadır. Günümüzde köylerde ve ilçe merkezinde halen üretilmektedir (Özbağı ve ark. 2010: 34-61). Coğrafi işaretlerin korunması hakkındaki kanun kapsamında Türk Patent Ens-titüsü’ne yapılan müracat kabul edilmiş ve 2016 yılında Göynük tokalı örtmelerinin patent aldığı Resmi Gazete’de yayınlanarak tescillenmiştir.

Fotoğraf 4-5: Tokalı örtmelerde desen dökümü ve dokuma işlemi (Başaran 2009)

Kastamonu’nun Selalmaz köyünde üretilen dokumalar da bezayağı örgü yapısındadır. Yörede “düz dokuma” olarak anılan bu bezlerin çözgü ve atkısında pamuk ile keten iplikler kullanılmakta-dır. İplik numaraları çözgüde 20/2, 30/2, 40/2 ve 60/2, atkıda ise 20/1, 30/1, 40/1 ve 60/1’dir. Çözgü ve atkı ipliğinin dışında desen oluşturmak için bezeme ipliklerinden de yararlanılmaktadır. Düz

(5)

dokumaların 1cm’sinde çözgüde 10-15, atkıda 20-26 pamuk ipliği, desenli dokumaların 1cm’de ise çözgüde 10-15, atkıda 25-30 pamuk ipliği bulun-maktadır. Kastamonu valiliği bünyesinde Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından 1996 yılında KA-VELDO adı altında açılan ve 2014 yılında faa-liyetini Halk Eğitim Merkezi’ne devreden atölye, HEMELDO adı ile meslek edindirme kursları kapsamında dokuma sanatını devam ettirmekte-dir (Özcan ve Başaran. 2016:114).

Fotoğraf 6-7: Selalmaz dokuma tezgahı (Özcan ve Başa-ran, 2016:116).

Şanlıurfa’da cülhacılık olarak anılan bez do-kumalar hışvalı, şakkalı, direkli, puşu vb. isimlerle anılmaktadır. Bu bezlerin en büyük özelliği atkı ve çözgüsünde düzenli olarak kullanılan çizgilemeler ile elde edilen kareli/ekoseli görünüm ve üretimin-de kullanılan 4 gücülü çukur tezgahlardır. Atkı ve çözgüsünde pamuk ve floş iplikler kullanılan ve sonrasında makinede işleme ile desenlendirilen dokumalar yöresel giysi ve ev dekorasyonlarında

değerlendirilmektedir. Yörede, Gazi Üniversitesi Türk El Sanatları Uygulama ve Araştırma Merke-zi (TESAM) ve Şanlıurfa Valiliği işbirliğinde yü-rütülen proje kapsamında Geleneksel El Sanatları Merkezi kurulmuştur. 2012 yılında faaliyete geçen bu merkezde Şanlıurfa’ya ait pek çok halk sanatı yaşatıldığı gibi, cülhacılık da devam etmektedir.

Fotoğraf 8-9: Dokuma ustası Mehmet Bayır, Cülha tez-gahı ve makinede desenleme (Başaran, 2011). Yok olmaya yüz tutmuş geleneksel el dokuması ile ipek iğne oyalarının tekrar yöreye kazandırılması ve farklı kullanım alanları yaratılması amacıyla 2008 yılında Nallıhan Kaymakamlığı, Halk Eğitimi Merkezi desteğiyle Hamiyet Gürelli tara-fından ipek iğne oyalı bez dokumalarının, değişik tasarımlarla bir arada kullanılması düşüncesi orta-ya çıkmış ve proje kapsamında Nallıhan Kayma-kamlığı Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vak-fı’na ait bir dokuma atölyesi kurulmuştur. Atölyede 6 adet kamçılı tezgah kullanılmakta, yöresel iğne oyaları dokuma esnasında bezayağı yüzeye dahil edilmektedir (Başaran ve Kılıç, 2014:19).

(6)

Fotoğraf 10:Nallıhan dokuma tezgahı (Başaran ve Kılıç, 2014)

Fotoğraf 11:Ankara sof dokumacılığı (Seçim, 2015) Ankara sofu olarak adlandırılan bir diğer do-kuma, iki gücülü mekikli dokuma tezgahların-da bezayağı tekniği kullanılarak üretilmektedir. Hammaddesinde tamamen tiftik kullanılması ne-deniyle Osmanlı’dan bu yana ilgi görmüş ve çok kullanılan yöresel bir dokuma olmuştur. Tiftiğin parlamasını sağlamak için dokumalar yıkanıp fı-rınlandıktan sonra kullanılmıştır (aynı uygulama-ya şal-şapik dokumacılığında da rastlanmaktadır). Günümüzde Kazan Tiftik-Sof Araştırma ve Ge-liştirme Derneği’nin proje kapsamında düzen-lediği atölyede üretim işlemleri devam etmekle birlikte (Yanar ve Akpınarlı, 2016:170), geçmişte

kullanılan ipliklerde olduğu gibi haşıl uygulama yöntemleri ve haşıl maddeleri bilinmediğinden dokuma işleminde zorluklar çekilmekte, eski ör-neklerdeki mukavemet elde edilememektedir.

Artvin yöresine ait el dokumaları da ehramlar-da olduğu gibi 2 gücülü tezgahla bezayağı tekni-ğinde üretilmektedir. Yün atkı ve çözgü haricin-de kullanılan sentetik bezeme iplikleri atlamalar yapmadan, bezayağı düzeninde desene uygun olarak dokumaya dahil edilmektedir. Özellikle Yusufeli yöresinde eski dokuyucuların yok olması nedeniyle, yıllardır örtünmek amacıyla kullanılan dokumalar Halk Eğitim Merkezi’nin açtığı kurslarla yaşatılmaya çalışılmaktadır.

(7)

Fotoğraf 14-15:Artvin ehram dokumacılığı (Başaran, 2005)

Şırnak merkez ve ilçelerinde özellikle erkekler tarafından kullanılan kıyafetler ve bu kıyafetler için üretilen yöresel el dokumaları “şal şapik” olarak anılmaktadır. Ankara sofunda olduğu gibi tiftikle üretilen, kışın sıcak, yazın serin tutma özelliğine sahip olan şal şapik dokumaları yaklaşık 600 yıl öncesine dayanan bir gelenektir. Bu dokumalar tiftik ipliklerle 33 cm dokuma eni elde edilebilen çukur tezgahlarda üretilmekte ve kumaş üzerinde-ki hareleri oluşturmak amacıyla yöreye özel bitim işlemleri uygulanmaktadır. Günümüzde ise bu sa-natı sürdüren sadece bir dokuma ustası kalmıştır (Başaran ve Yıldırım, 2015:117).

Fotoğraf 16:Şal Şapik dokumacılığı (Başaran, 2005)

Tiftik keçisi neslinin yörede hızla azalmaya başlaması üzerine, hammaddenin başka yöreler-den temin edilmesi maliyet artışının başlıca ne-denlerindendir. Şal şapik dokumacılığını sonraki nesillere taşıyabilmek ve Şırnak yöresine ait bu kültürel mirasın unutulmasını önlemek için Şırnak Valiliği 1993’te ilk şal şapik dokumacılığı kursunu açarak, giyimin yaygınlaşması ve yaşatılması ama-cı ile 1997 yılına kadar kursları devam ettirmiştir. Ancak çeşitli nedenlerle istenilen hedeflere ulaşı-lamamıştır. 2004 yılında ise Şırnak Valiliği, Şırnak İli ve İlçeleri Geliştirme Vakfı (ŞİRGEV), Halk Eğitim ve Avrupa Birliği destekli bir kurs açıl-mıştır. Açılan bu kurs ile Şırnak yöresinin yöre-sel giysisi şal şapik yaşatılmak istenmiştir. Kurs 4 dokuma ustası ve 16 kursiyer ile 2005 yılına kadar devam etmiştir. Dokuma ustalarından günümüz-de; birinin vefat etmesi, ikisinin yaşlılıktan dolayı dokuma yapamaması nedeni ile Şırnak merkezde dokuma ustası olarak sadece 1947 doğumlu Be-şir Şat bulunmaktadır. Kurstaki, 16 kursiyerden ise sadece Beşir Şat’ın öğrencisi 25 yaşındaki Ali Altınç dokuma yapmaktadır. Diğer kursiyerler çe-şitli nedenlerden dolayı farklı işlerde çalışmaktadır (Başaran ve Yıldırım, 2015:117).

Gaziantep’te 16. yy’den bugüne devam eden kutnuculuk, günümüze kadar varlığını korumuş diğer bir geleneksel modeldir. Padişah

(8)

kaftanla-rında ve soyluların giysilerinde kullanıldığı için “saray kumaşı” olarak da adlandırılmış, sonraları tüm halkın kumaşı olmuştur. Kutnu kumaşların hammaddesi, çözgüsü kavak ağacı selülozundan elde edilen floş ipek, atkısı pamuk ipliğidir. Bu-gün çözgülerde kavak ağacının selülozundan elde edilen parlak floş ipek Denizli, Bursa ve Hindis-tan’dan gelmektedir. Hatay’ın saf ipeği de siparişe göre kullanılmakta, farklı bağlama teknikleri tel sayılarına göre değişen desenlerde üretilmekte-dir. Çözgü tel sayısı Meydaniyelerin 1600-2500; çözgüden bağlama tekniği ile renklendirilen Ala-caların 2500-4500 arasında değişim göstermekte-dir. 2014-2015 yıllarında Kutnu Yürütme Grubu, Üretim-Tasarım Grubu ve Tanıtım Grubu adı altında ileri görüşlü, gönüllü meslek sahipleri ve atölyeleri olan çoğunlukla deneyimli hanımlardan oluşan komisyonlar kurulmuştur. Bu Sosyal So-rumluluk Projesinin amacı markalaşmak, kutnu-nun tescilini almaktır. İleri aşamada sosyal örgüt-lerin yerini, sanayi odası, ticaret odası, büyükşehir belediyesi gibi kurumların bir kooperatif kurarak belli bir standartta kutnu üretilmesi amaçlanmak-tadır (İmer, 2001; Özay, 2016: 30-34; Gündüz, Uysal, Atalayer, 2016:214-222).

Yurdumuzda ayrıca göç yoluyla taşınan ve ya-şatılan örnekler vardır. Kültürü oluşturan öğeler; topluluk içinde bireyler arası sağlıklı iletişim yol-ları sağladığı gibi, uluslararası boyutlarda da ortak bir dil ve kimlik de oluşturmaktadır. Özellikle gi-yim-kuşam ve dokumalarda kullanılan motif, renk ve kompozisyonlar, baş bağlama biçimleri, dil ve ortak folklorik ezgiler/oyunlar, kullanılan müzik aletleri, mimari yapılar ve süslemeleri, yeme-iç-me alışkanlıkları, özel günler için gerçekleştirilen tören ve ritüeller vb. gibi pek çok ortak yaşama ait biçimler, aynı yurt içinde bile bölgesel farklı-lıklar taşıyabilmekte, var olan bölgeye kendine has özellik ve canlılık kazandırmaktadır. Tüm bu özelliklerinden dolayı kültürün, yaşanan ortam neresi olursa olsun yani belli bir toprak parçası-na bağımlı olmaksızın taşıparçası-nabilen, aktarılabilen

bir özelliği vardır. Bu özelliğin en canlı kanıtları Çanakkale Biga ilçesi dağ köylerinde yaşayan Po-mak el dokumalarında görülebilmektedir. Sevinç (2016) de Balıkesir yöresi Pomakları hakkında çalışmalar gerçekleştirmiştir. Özellikle Osmanlı-Rus harbinden sonra artan göçlerle gelip bu bölgelere yerleşen Pomaklar 2 gücülü, bezayağı tekniği ile ve canlı renklerle çoğunlukla çizgili ve ekose desenli ürettikleri dokumaları gerek ev, ge-rekse giysi ihtiyaçlarını karşılamak, hatta gelinlik olarak kullanmak amacıyla yıllarca yaşatmışlardır. Dokumalarında çoğunlukla yün ve pamuk gibi doğal kaynaklı iplikler kullanmalarına rağmen, son yıllarda desenlemede sentetik ipliklere de rast-lanmaktadır. Ne yazık ki günümüzde pek çok evde tezgahların yok olduğu ve bu geleneksel dokuma-ların artık üretilmediği gözlenmektedir.

Fotoğraf 17-18: Pomak gelin kıyafeti ve dokuma tezgahı (Başaran 1996)

(9)

Yurdumuzda üretilen el dokumalarına göre teknik olarak farklı özellikler taşıyan Karacakıla-vuz dokumaları, 4 gücülü dokuma tazgahlarında üretilmektedir. Zemin örgüsü dimi olan bu do-kumalarda ayrıca renkli ipliklerle dokuma anında desenleme yapılmakta, desen iplikleri motif ge-nişliğine bağlı olarak çözgü ipliklerinin üzerinden atlamalar yaparak oluşturulmaktadır.

Fotoğraf 19: Karacakılavuz dokuma atölyesi ve dokuma örneği (Başaran, Yarmacı, 2017: 27-35)

Kuşkusuz yurdumuzda köklü geçmişe sahip olan daha pek çok bez dokuma örneği bulunmak-tadır. Genellikle üretildikleri bölgenin ismiyle anı-lan (Atalayer, 1993:64) bu geleneksel dokumalar-dan diğer örnekler şu şekilde çoğaltılabilir: Tavas ilçesinde üretilen ve bel kuşağı olarak kullanılan pamuklu Nikfer bezi (Önlü, 2016: 38); Muğla merkez, Milas ve Yeşilyurt yörelerinde ipekli dü-ven dokumaları, Fethiye’nin Üzümlü Beldesi’ne ait dastar dokumaları (Öğsüz, 2016: 171; Akpı-narlı, Kuru, 2014), ipekle üretilen Bursa, Ödemiş, Hatay, Buldan bezleri (Özer, 2016: 199; Gündüz ve ark. 2016:214-222; Soysaldı ve Çıttır, 2006; Batur ve Yaşar, 2016:281) gözenekli yapısıyla Fe-retiko olarak anılan Rize bezleri (Yağan, 1973; Usal, 2016: 265) vb…

SONUÇ

Toplumlar, kendi içlerine kapalı kaldıkları oranda geleneksel değerlerini korumuşlar, dışa açılma konusunda daha ılımlı olanlar ise zaman-la kültürel değerlerinde bazı değişimler meydana

getirmişlerdir. Çağın gerekleri, toplumlar arası di-yaloğu arttırdığı oranda çağdaşlaşma yaratabildiği gibi tekdüzelik ve yozlaşmalar da yaşanabilmekte-dir. Özellikle günümüz bilişim çağında, teknoloji-nin ve uluslararası iletişimin getirdiği olanakların ilerleme yolunda reddedilemeyeceği bir gerçektir. Dolayısıyla kendi kabuğunda yaşayan toplumların ekonomi, eğitim, endüstri ve sosyal boyutlarda geri kalması kaçınılmazdır. Bu durumda önemli olan; bu ilerlemeyi kaydederken, var olan ve yüzyıllar-ca yaşatılan, toplumların öz benliğini, kimliğini oluşturan bu mirasın mümkün olduğunca özgün yapılarıyla korunabilmesi; bilimsel çalışmalarla araştırılarak belgelenmesi ve geniş kitlelere doğru tespitlerle tanıtılması büyük önem taşımaktadır.

Fotoğraf 20-21:Kullanılamaz duruma gelmiş dokuma tezgahları (Arslan, 2016)

(10)

Geleneksel bez dokumacılığı tüm Anadolu’da iklim koşullarından korunmak, bölge gelenek-lerini sürdürmek, çeyiz hazırlamak, aileye kat-kı sağlamak, boş zamanın yanında yöre tarım ve hayvancılığını dolaylı olarak teşvik etmek ve elde edilen doğal lifleri değerlendirmek gibi çeşitli amaçlarla sürdürülen bir el sanatımızdır. Eskiden beri ekolojik yapı, inanç, değer yargıları, ekonomik ve sosyal etkenlerin canlı tutuğu bu sanatın günü-müz modasında ve giyim tarzlarında yerini eskisi gibi bulup koruyamadığı, gelir sağlamadığı, yasal mekanizmalarla korunmadığı, pazar sorunun-dan dolayı bir meslek olarak sürdürülemediği ve genç kuşaklar tarafından yeterli ilgiyi göremediği bir gerçektir. Alan araştırmalarında pek çok yöre-de artık bu üretimlerin tamamen terk edildiği ve dokuma tezgahlarının atıl durumda olduğu veya tamamen ortadan kaybolduğunun tespiti ne yazık ki bu gerçeğin kanıtı niteliğindedir.

Bazı yörelerde Valilikler, Belediyeler, Vakıflar, Halk Eğitim Merkezleri veya bireysel çabalarla hazırlanan projeler sonucunda yaşatılmaya çalışı-lan el dokumaları, yöre kültürünü canlı tutmanın yanında aynı zamanda iş olanağı da sunacak özel-likler taşımasına rağmen ne yazık ki bu projeler kapsamında kurulan atölyeler bir süre sonra ihmal veya imkansızlıklardan dolayı ya kapanmakta ya

da gelir elde etme kaygısıyla dokumaların kimlik-lerini değiştirmektedir. Yaşanan hammadde sıkın-tısı, işçilik, denetimsizlik, moda vb. etmenler bu değişimi hızlandırmaktadır.

Nitekim ehram, Karacakılavuz, Selalmaz vb. gibi bazı örneklerde desen ipliği olarak orlon ip-liklerin kullanıldığı dikkat çekmektedir. Bu uygu-lama eski örneklerde doğal hammaddelerden üre-tilen iplikler ile yapılmasına rağmen günümüzde bezeme işlemlerinde sentetik ipliklere rastlan-ması; hatta ucuz üretim sağlayabilmek için çözgü veya atkı ipliklerinde de değişime gidilmesi orjinal ve doğal özelliğini olumsuz yönde etkilemekte, o dokumanın kültürel kimliğini kaybetmesine ne-den olmaktadır.

Sonuç olarak, yöresel bez dokumaları ile ilgi-li kursların açılması, dokumaların uzman kişiler tarafından ele alınması/öğretilmesi, orijinal ham-maddelerin kullanımına önem verilmesi, gelenek-sel üretim aşamalarından vazgeçilmemesi ve sür-dürülebilir üretim projelerinin hayata geçirilmesi, yöresel özelliklerin etkileşime uğratılmadan veya değiştirilmeden çağdaş tasarımlarla günümüze ta-şınabilmesi ve yapılan çalışmaların literatüre ka-zandırılması büyük önem taşımaktadır.

(11)

KAYNAKÇA

Akpınarlı, Feriha (2004). Kırım El Sanatlarının Dünü ve Bugünü, Atatürk Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları. Ankara.

Akpınarlı, Feriha-Başaran, Fatma Nur (2012). “Kırım Kültüründe Maramalar”, Milli Folklor Dergisi. Cilt 12, Yıl 24, Sayı 94. s. 162-172. ISSN 1300-3984.

Akpınarlı, Feriha; Kuru, Songül (2014). “Yeşilüzümlü Dokumaları Geleneksel Giysileri ve Çağdaş Tasarımlar”, Dastar Dokuma Örneklerinin Belgelenmesi ve Çağdaş Tasarımlar, Yeşilüzümlü Belediyesi Ya-yını.

Atalayer, Günay (1993). “Dünden Bugüne Anadolu’da Kumaş Dokuma Sanatı”, Türk Kültüründe Sanat ve Mimari, s.64, İstanbul.

Başaran, Fatma Nur (2014). “Bayburt Yöresinde Geleneksel “Ehram Dokumacılığı”-Üretim Teknik-leri, Motif ve Kompozisyon Özellikleri”, Milli Folklor Dergisi, Cilt 13, Yıl 26, Sayı 104. s. 151-166. ISSN 1300-3984.

Başaran, Fatma Nur-Gürcüm, T. Banu. 2007. “A Reflection on Pomak Culture in Modern-day Tur-key: Traditional Female Clothing and the Bride’s Wedding Outfit”, Folklore Journal, Volume 118 Issue 2, 217-228. August. London, UK.

Başaran, Fatma Nur; Yarmacı, Hanife (2017). “Karacakılavuz Dokumalarının Teknik, Renk Ve Kom-pozisyon Özellikleri”, VI. International Vocational Schools Symposium, May 18-20, 2017 Bosnia And Her-zegovina / Sarajevo. ISBN:978-9944-0637-6-0

Başaran, Fatma Nur-Kılıç, Özge (2014). “Nallıhan İğne Oyalı Bez Dokumacılığı”, e-Journal of New World Sciences Academy ISSN:1306-3111, Volume: 9, Number: 2, Article Number: (2C) 1308- 7355. s.17-27.

Başaran, Fatma Nur-Yıldırım, Şaban (2015). “Şırnak Yöresi Şal Şapik Dokumacılığı”, Akdeniz Üni-versitesi, III. Yöresel Ürünler Sempozyumu ve Kültür/Sanat Etkinlikleri, (13-15 Kasım 2014). TRC Copy Center, s.114-124. Antalya.

Batur, Gülcan-Yaşar, Neslihan, (2016). “İzmir İli Ödemiş İlçesi Örneğinde Dokuma Geleneğini Sürdürme Çalışmaları”, Bezce 7. Uluslararası Tekstil Konferansı “Anadolu’ya Dokunan Bezler”, 21 Mart 2016. İstanbul. s:281-288.

Emir, Dursun Ali (2005). “Ehram”, Bayburt Valiliği İl Özel İdaresi, AİPP Yeni Fırsatlar Programı. İstanbul: Aksiseda Matbaacılık Reklamcılık Turizm San. Ltd. Şti.

Gündüz, Lütfiye Gül-Uysal, Başak Özdemir, Atalayer, Günay (2016). “Anadolu’da Geleneksel İpekli Kumaşlara Karşılaştırmalı Bir Bakış”, Bezce 7. Uluslararası Tekstil Konferansı “Anadolu’ya Dokunan Bez-ler”, 21 Mart 2016, İstanbul. s:214-222.

İmer, Zahide (2001). Gaziantep Yöresinde Üretilen Kutnu, Alaca ve Meydaniye Kumaşların Bazı Tekno-lojik Özellikleri. TC Kültür Bakanlığı Yayınları, ISBN: 975-17-2783-9, Ankara.

Öğsüz, Nagehan (2016). “Geçmişten Günümüze Milas’ta Bez Dokumacılığı”, Bezce 7. Uluslararası Tekstil Konferansı “Anadolu’ya Dokunan Bezler”, 21 Mart 2016, İstanbul, s:134-146.

(12)

Önlü, Nesrin (2016). “Nikfer Bezi, Geçmişten Günümüze Durum Analizi, Geliştirilip Yaşatılmasına İlişkin Çözüm Önerileri”, Bezce 7. Uluslararası Tekstil Konferansı “Anadolu’ya Dokunan Bezler”, 21 Mart 2016, İstanbul, s:38-50.

Özay, Sühendan (2016). “Kutnuculuk Zanaatı: Yeni Yaklaşımlar ve Canlandırmalar”. Bezce 7. Ulusla-rarası Tekstil Konferansı “Anadolu’ya Dokunan Bezler”, 21 Mart 2016, İstanbul, s:29-37.

Özbağı, Tevhide-Çetintaş, V-Kasaplı H-Başaran, Fatma Nur-Ülger N-Bahar T-Toktaş P (2010). Göynük El Sanatları. Gazi Üniversitesi, Türk El Sanatları Araştırma ve Uygulama Merkezi. Sistem Ofset. Ankara.

Özcan, Nazan-Başaran, Fatma Nur (2016). “Kastamonu Selalmaz Dokumaları”. Bezce 7. Uluslararası Tekstil Konferansı “Anadolu’ya Dokunan Bezler”, 21 Mart 2016, İstanbul, s:112-123.

Özer, Meyancı Lale. (2016). “Yöresel Bir Dokuma: Buldan Bezi”. Bezce 7. Uluslararası Tekstil Konfe-ransı “Anadolu’ya Dokunan Bezler”. 21 Mart 2016. İstanbul. s:199-202.

Sevinç, Berna (2016). “Anadolu’da Pomak Bez Dokumaları”, Bezce 7. Uluslararası Tekstil Konferansı “Anadolu’ya Dokunan Bezler”, 21 Mart 2016, İstanbul, s:161-173.

Soysaldı, Aysen-Çıttır, Tuğba (2006). “Buldan Dokuma ve İşlemeleri”, I. El Sanatları Kongresi. De-nizli Ticaret Odası, DeDe-nizli.

Uysal, Başak Özdemir (2016). “Anadolu’da Gözenekli Yapı İle Elde Edilen Desenli Kumaşlar”. Bezce 7. Uluslararası Tekstil Konferansı “Anadolu’ya Dokunan Bezler”, 21 Mart 2016, İstanbul, s:259-268.

Yağan, Şahin Yüksel (1978). Türk El Dokumacılığı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul. Yanar, Ayşem-AKPINARLI, Feriha (2016). “Geleneksel Ankara Sof Dokumaları”. Ankara Araştır-maları Dergisi, 4(2), s:170-179.

Yararlanılan Fotoğraflar:

Arslan, Arzu. Gazi Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Tekstil Tasarımı ABD Doktora öğrencisi. Akpınarlı, Feriha. Gazi Üniversitesi, Sanat Tasarım Fakültesi, Tekstil Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi.

Referanslar

Benzer Belgeler

keçisi yetiştiriciliğinin her koşulda desteğe ihti- yaç duyduğu anlaşılmaktadır. Ham tiftiğin çok önemli bir miktarının örgü hammaddesi olarak kullanılması,

Özdemir, Döne ‘Ev Hanımı’ (12 Aralık 2016) ‘Halı Dokumalar Üzerine’ Sözlü Görüşme, Kaynak Kişinin Evi, Gazi Mahallesi, Sultanhanı. Solak, Keziban ‘Ev

Abacılık, Keçecilik, bakırcılık, halı-kilim dokumacılığı, çülhacılık, çulculuk, ipek işlemeciliği, kürkçülük, oymacılık gibi el sanatları

Bezayab dqlndaki orgiiler iqin Hamilton kumag ke- sitini kesigme birimleri ve atlama birimleri olarak b 6 liimlere ayrmakta, Qekil4'de goriildiiD gibi, kesigme birimlerindeki

Verilen senaryoya göre öğrencilerin tahmini olarak gösterecekleri davranış onların değer yargılarıyla ilişkilidir.. Katılımcıların davranış tercihleri ve

Alanın 1/10.000 ölçekli koruma nazım imar planında tarihi çekirdek alanı içerisinde yer aldığı, her ne kadar 3 Şubat 2012 tarihli kararla tarihi çekirdek alanın kamu

1961 yılından itibaren Tahran, Beyrut ve Zürih basın ataşeliklerinde bulunan Selim Baban, Türkiye Turizm Kurumu kurucuları.. arasında da yer

VATS uygulamalar›nda temel kurallara ek olarak, aç›k cerrahi flartlar›n›n haz›r olmas›, ameliyat öncesinde iyi bir de¤erlendirme ve hasta seçimi, uygun ekplorasyon,