• Sonuç bulunamadı

Ebeveynlik Davranışlarının Benlik Düzenleme Odakları Üzerindeki Yordayıcı Etkileri / Burak Doğruyol

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ebeveynlik Davranışlarının Benlik Düzenleme Odakları Üzerindeki Yordayıcı Etkileri / Burak Doğruyol"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hakemli Makale

64

EBEVEYNLİK DAVRANIŞLARININ BENLİK DÜZENLEME

ODAKLARI ÜZERİNDEKİ YORDAYICI ETKİLERİ

Parenting Practices Predicts Self-Regulatory Foci

Burak Doğruyol*

Öz

Benlik düzenleme işlevleri ebeveyn çocuk iletişimi temelinde gelişmektedir. Bu alandaki araştırmalar, belirli ebeveyn davranışlarının çeşitli benlik düzenleme işlevleri üzerindeki yordayıcı etkilerine odaklanmıştır. Ancak, ebeveynlik davranışlarının, benlik düzenlemenin işleyişini açıklayan benlik düzenleme odakları üzerindeki yordayıcı etkilerini gösteren çalışmalar oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada, 331 (Ort.yaş = 19.27, SS = 1.51) üniversite öğrencisi üzerinde ebeveyn davranışlarının yaklaşmacı ve kaçınmacı odak üzerindeki yordayıcı etkileri incelenmiştir. Ele alınan ebeveynlik davranışları; ebeveyn desteği, davranışsal kontrol, psikolojik kontrol ve aşırı korumacılığı içermektedir. Sonuçlar psikolojik kontrolün temel olarak kaçınmacı benlik düzenleme odağını yordadığını göstermiştir. Beklentilere uygun olarak, davranışsal kontrol kaçınmacı odağın düşük düzeyleri ile ilgili ve ebeveyn desteği yaklaşmacı odağın yüksek düzeyleri ile ilgili çıkmıştır.

Anahtar Sözcükler: Ebeveyn davranışları, benlik düzenleme odağı, yaklaşmacı odak,

kaçınmacı odak.

Abstract

Self-regulatory functions develop throughout the interaction between parents and children. Research aimed to explain development of self-regulation concentrated on the predictive power of parenting practices. Yet, research investigating the relationship between parenting practices and self-regulatory foci is scarce. This study examined the interplay between parenting behaviors and self-regulatory foci in a sample of 320 (Mage = 21.57, SD = 1.76) university freshmen. The measures of specific parenting behaviors includes parental support, behavioral control, psychological control, and overprotection. Results suggested that psychological control mainly predicts prevention focus. Besides, parental overprotection was related to higher levels of both * Dr. Öğretim Üyesi, Altınbaş Üniversitesi, Psikoloji Bölümü, İstanbul, Türkiye, burakdogruyol@gmail.

com, Orcid Numarası: 0000-0002-3469-590X

Ass. Professor, Altinbas University, Department of Psychology, İstanbul, Turkey, burakdogruyol@gmail.com, Orcid Number: 0000-0002-3469-590X

(2)

65

promotion and prevention self-regulatory focus. As expected, parental behavioral control was associated with lower levels of prevention focus and parental support was associated with higher levels of promotion focus.

Keywords: Parenting practices, self-regulatory focus, promotion focus, prevention focus. Giriş

Benlik düzenleme bireylerin yaşamları boyunca karşılaştıkları en önemli gelişimsel görevlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Benlik düzenleme, özünde mevcut davranış ve/veya tutumların belirli referanslar ile karşılaştırılmasına dayanan ve süreklilik gösteren bir mekanizmadır. Bu karşılaştırma sonucunda, bireyler ya mevcut durumlarını sürdürürler ya da ilgili referans doğrultusunda tutum ya da davranışlarında gerekli değişiklikleri yaparlar (Carver ve Scheier, 1990). Dolayısıyla, benlik düzenlemenin fonksiyonu, bireyin her türlü aktivitesini mevcut durum ve koşullara göre ayarlamak olarak tanımlanabilir.

Ebeveynlik kuramları (Maccoby ve Martin, 1983) ve benlik teorileri (Higgins, 1987), benlik düzenlemenin bakım veren ile çocuk arasındaki ilişkilere bağlı olarak geliştiklerini öne sürmektedirler. Çocuğun bakış açısından, benlik düzenleme becerileri, ebeveynlerin standartlarının ve beklentilerinin öğrenilmesi ve bunlara göre gerekli düzenlemelerin yapılmasına dayanmaktadır (Higgins ve Silberman, 1998; Kochanska, 1993). Bağlanma kuramı (Bowlby, 1969, 1973), ebeveyn kontrolü (örn., Barber, 1996) ve benlik uzaklığı (Higgins, 1987) gibi teorik yaklaşımlar sosyalleşme sürecinin benlik düzenlemenin gelişimindeki rolüne dikkat çekmektedirler. İlgili alan yazında, ebeveynlik davranışları ile benlik düzenleme becerileri arasındaki ilişkilere dair çalışmalar bulunmakla birlikte, özel olarak hangi ebeveyn davranışlarının benlik düzenleme odaklarının gelişimine ne tür katkılar sağladığı açık değildir. Bu sebeple, bu çalışmada ebeveynlik davranışları ile benlik düzenleme arasındaki ilişkinin, özel olarak ise ebeveyn kontrol davranışları ve desteğinin farklı benlik düzenleme odakları ile ilişkisinin ortaya konması hedeflenmiştir. Benlik düzenleme, motivasyonun hangi hedeflere yönlendirileceğini belirleyen bir işletim sistemi olarak işlev gördüğünden, bu alandaki odakların ya da kronik eğilimlerin (örn., kazançlara ya da kayıplara ağırlık vermek) arkasında yatan belirleyicileri ortaya çıkarmak önem taşımaktadır. Böylelikle, ebeveynlerin bu alandaki davranışlarını geliştirmeleri için müdahaleler geliştirilmesi mümkün olabilecektir. Ayrıca, bireylerin algıladıkları ebeveynlik davranışlarının benlik düzenleme odakları üzerindeki etkisi bireyin sonraki tutum ve davranışlarını anlamak için faydalı olacaktır. Örneğin, kazanımlara odaklanan ve destekleyici bir ebeveynlik davranış seti geçmişi, bireyin risk

(3)

66

alma eğilimleri ile ilişkilidir (Bryant ve Dunford, 2008). Bu sebeplerle, bu çalışmada ebeveynlik davranışlarının benlik düzenleme odakları üzerindeki yordayıcı etkilerinin ortaya konması hedeflenmiştir. Ayrıca, hem ebeveynlik davranışlarının hem de benlik düzenleme odaklarının kültürel farklılıklardan etkilendiği gözetildiğinde (bkz. Elliot, Chirkov, Kim ve Sheldon, 2001; Üskül, Sherman ve Fitzgibbon, 2008), bu ilişkilerin farklı kültürlerde test edilmesi önem taşımaktadır. Ebeveynlik davranışları ile benlik düzenlemenin farklı odakları arasındaki ilişkiler büyük çoğunlukla Batı kültürlerinden örneklemler üzerinde test edilmiştir. Dolayısıyla, mevcut çalışmada bu ilişkilere niteliksel olarak farklı bir kültürden bilgi sağlanması hedeflenmiştir. Ek olarak, ebeveynlik davranışları ile benlik düzenleme odakları arasındaki ilişkileri inceleyen çalışmalar babanın etkisini göz ardı etmiş ve çalışmalara dahil etmemiştir. Bu çalışmada, babadan algılanan ebeveynlik davranışlarının da benlik düzenleme odakları üzerindeki yordayıcı etkisinin gösterilmesi hedeflenmiştir.

Benlik Düzenleme Odağı Kuramı

Benlik düzenleme odağı kuramı (BDOK; Higgins, 1987, 1997, 2018) sosyalleşme sürecinde farklı benlik motivasyonlarının gelişimini ve bu motivasyonların işleyişlerindeki farklılıkları açıklamaktadır. Buna göre, bireyler ebeveynleri ile olan ilişkileri sonucunda ya yaklaşmacı (promotion) ya da kaçınmacı (prevention) odak geliştirmektedirler. Yaklaşmacı odak olumlu sonuçlara erişmek için ideal benlik standartlarının kullanılması olarak tanımlanırken kaçınmacı odak olumsuz sonuçlardan kaçınabilmek için zorunlu benlik standartlarının karşılanması olarak tanımlanmaktadır. Kuram, farklı ebeveynlik stillerinin farklı odakların gelişimi ile ilişkili olacağını öne sürmektedir. Özel olarak, sıcaklık göstermek ve ebeveyn desteği gibi olumlu ve destekleyici ebeveynlik stilleri yaklaşmacı odağın gelişmesine ve kazanımlara odaklanılmasına yol açarken, cezalandırma ve eleştirme gibi olumsuz ve önleyici ebeveynlik stilleri kaçınmacı odağın gelişmesine ve kayıplara odaklanılmasına yol açmaktadır.

Benlik düzenleme odakları temelde psikolojinin temel prensiplerinden acıdan kaçınma ve hazza ulaşma motivasyonlarının genişletilmiş türevleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre Higgins (1997), bireylerin hazza ulaşmaya çalışırken (ya da acıdan kaçınmaya çalışırken) yaklaşmacı ya da kaçınmacı bir odakla hareket ettiğini öne sürmektedir.

Yaklaşmacı odağı kullanan birey, olumlu sonuçları (haz) arttırmaya çalışırken olumlu sonuçların yokluğunu (acı) en aza indirme motivasyonu sergiler. Bir

(4)

67

başka deyişle, yaklaşmacı odak arzu edilen hedeflere ulaşmak yani ideal benliğe yaklaşmak olarak tanımlanabilir (Higgins, Roney, Crowe, & Hymes, 1994). Yaklaşmacı odak, coşku ve keyifsizlik duygularının yaşanmasına yol açmaktadır. Özel olarak, yaklaşmacı odak tarafından düzenlenmekte olan bir hedefe ulaşma başarısı neşe ve coşku hissedilmesine, ulaşılamaması ise üzüntü ve hayal kırıklığı hissedilmesine neden olmaktadır (Higgins, 1996b, 2001).

Kaçınmacı odak kullanan birey ise olumsuz sonuçların yokluğunu (haz) arttırmaya çalışırken olumsuz sonuçların varlığını (acı) en aza indirmeye çabalar. Dolayısıyla, arzu edilen hedeflere ulaşmak yani zorunlu benliğin dayattığı standartları karşılamak ya da bu yoldaki tehditlerden kaçınmak, kaçınmacı odağın temel işleyiş mekanizması olarak tanımlanabilir (Higgins, 1997). Kaçınmacı odak, edilgenlik ve ajitasyon duygularının yaşanmasına yol açmaktadır. Özel olarak, olumsuz sonuçların yokluğu rahatlamış ve sakin hissedilmesine yol açarken bu sonuçların varlığı kaygı ve gerilim gibi duyguların yaşanmasına neden olmaktadır (Higgins, 1996b, 2001).

Genel olarak, yaklaşmacı odak arzular, idealler ve hayaller ile ilgiliyken kaçınmacı odak zorunluluklar, sorumluluklar ve görevler ile ilgili hedefleri düzenlemektedir. Örneğin, yaklaşmacı odağa sahip bir öğrenci dersten A almak hedefi ile çalışır ve bu hedefe ulaşamamak acı duymasına yol açar. Diğer taraftan kaçınmacı odağa sahip bir öğrenci dersten D almamak için çalışır ve bu notu almak acı duymasına yol açar.

Yaklaşmacı ya da kaçınmacı odağa sahip olmanın bir dizi psikolojik sonuç değişken ile ilişkili olduğu çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir (bkz. Higgins, 2018). Örneğin, yaklaşmacı odak ön hazırlaması alan katılımcılar kazanımlar ile ilgili anılara daha hızlı ulaşırken kaçınmacı odak ön hazırlaması alan katılımcılar kayıplar ile ilgili anılara daha hızlı ulaşmışlardır (Eitam & Higgins, 2010). Ayrıca, bu iki odak karar verme süreçlerinde farklı türde hatalar yapma eğilimindedirler. Örneğin, kaçınmacı odağa sahip bireylerin hatırlama görevlerinde yaptıkları hatalar başarıya ulaşmak için daha çok risk almaları sonucu ortaya çıkarken, kaçınmacı odağa sahip bireyler hiçbir kelimeyi kaçırmamak için daha güvenli davrandıklarından hata yapmışlardır (Crowe ve Higgins, 1997). Dolayısıyla, yaklaşmacı odak bir iş üstünde çalışırken hızlı olmaya çabalamak ile ilişkiliyken kaçınmacı odak daha kesin olmaya çalışmak ile ilgilidir (Förster, Higgins ve Bianco, 2003). Hedefe yönelik bu tür davranış farklılıkların bir sonucu olarak farklı odakların farklı düşünme şekilleri ile ilişkili olduğu görülmüştür. Örneğin, yaklaşmacı

(5)

68

odağa sahip bireyler daha soyut düşünüp daha uzun vadeli hedefler seçme eğilimindedirler. Diğer taraftan, kaçınmacı odağa sahip bireyler daha somut düşünmekte ve daha kısa vadeli hedefler koymaktadırlar (Förster ve Higgins, 2005). Odaklar arasındaki farklılıklar kendisini başka düşünce biçimlerinde de göstermektedir. Örneğin, Pham ve Avnet (2004) yaklaşmacı odağın sezgisel düşünme ile kaçınmacı odağın ise analitik düşünme ile ilgili olduğunu göstermiştir. Bu düşünce farklılıklarının bir sonucu olarak, yaklaşmacı odağın kaçınmacı odağa kıyasla ahlaki karar verme süreçlerinde daha sezgisel olmak, ahlaki olayları daha vahim algılamak ve daha sert yaptırımlar önermek ile ilgili olduğu bulunmuştur (Cornwell ve Higgins, 2016).

Yaklaşmacı ve kaçınmacı odak arasındaki farklılıkların temelinde bu iki benlik düzenleme odağının farklı hayatta kalma motivasyonlarına cevap vermek üzere gelişmesi bulunmaktadır (Higgins, 1997). Buna göre, yaklaşmacı odak bakım ve destek (nurturance), kaçınmacı odak ise güvenlik (security) temel ihtiyaçlarını düzenleyen benlik işlevleridir. Dolayısıyla, ebeveynler çocuklarının gelişmesine, büyümesine ve kazanımlar elde etmesine odaklanıp çocuklarının bu sonuçlara ulaşmasını sağlamak için onlara destek olup ödüllendirdiklerinde yaklaşmacı odak gelişmektedir. Diğer taraftan, ebeveynler çocuklarının tehlikelerden ve olumsuz sonuçlardan uzak durmasına odaklanıp onları zorunluluklar ve sorumlulukları yerine getirmeleri konusunda uyardıklarında kaçınmacı odak gelişmektedir (Higgins, 1989; Higgins ve Silberman, 1998; Moretti ve Higins, 1999). Buradan hareketle, ebeveynlik davranışlarının benlik düzenleme odaklarının yordanmasında önemli bir rol oynadığı söylenebilir.

Ebeveynlik Davranışları

Çocuğun sosyalleşmesini ele alan çalışmalar genel olarak ebeveynlik stilleri ve ebeveynlik davranışları olmak üzere iki temel araştırma alanına ayrılmaktadır (Darling ve Steinberg, 1993). Ebeveynlik stilleri daha genel bir düzlemde, bakım veren kişilerin çocuk yetiştirmeye dair inançları ve tutumları olarak tanımlanmaktadır (Baldwin, 1948; Baumrind, 1980). İlgili alan yazında çeşitli stiller tanımlanmış olmakla birlikte Maccoby ve Martin (1983) bunların hepsinin altında duyarlılık ve talepkarlık boyutlarının olduğunu öne sürmüştür. Ebeveynlik davranışları ise stillerden farklı olarak, tutumlara değil doğrudan ebeveyn davranışlarına odaklanmaktadır. İlk olarak, Schafer (1965a) ebeveynlik tutumları ve davranışları arasındaki uyumsuzlukları da gözeterek, ebeveyn davranışlarına odaklanmış ve tanımladığı çok sayıda ebeveynlik davranışını ölçmek üzere bir ölçüm aracı geliştirmiştir. Bu boyutlar genel olarak

(6)

69

kontrol ve destek olmak üzere iki temel davranış boyutuna dayanmaktadır (Darling & Steinberg, 1993; Schaefer, 1965b).

Baber (1992) önceki ebeveyn davranışı çalışmalarından hareketle yeni bir model öne sürerek psikolojik kontrolün önemine vurgu yapmıştır. Psikolojik

kontrol (Psychological control) çocuğun bireyselleşmesine müdahale ya da

psikolojik olarak çocuğa mesafeli durmak olarak tanımlanmaktadır (Barber, Olsen ve Shagle, 1994). Ayrıca, çocuğun duygu ve düşüncelerine müdahale etmek ve onları manipüle etmeye çalışmak da psikolojik kontrol olarak ele alınmaktadır (Barber & Harmon, 2002). Psikolojik kontrol uygulayan ebeveynler çocuklarına disiplin vermenin bir yolu olarak koşullu sevgi verme eğilimindedirler (Assor, Roth ve Deci, 2004; Barber, 1996). Barber ve Harmon (2002) üç temel psikolojik kontrol özelliği tanımlamıştır. Bu bağlamda, suçluluk yaratma, sevgiyi geri çekme ve kaygı uyandırma davranışları manipülatif davranışlar grubunda tanımlanmaktadır. Sınırlama ise genel olarak sınırlayıcı ve kısıtlayıcı davranışları içermektedir. Örneğin, çocuğun sözünü kesmek ya da konuşmasına engel olmak bu gruba ait davranışlardandır. Bu iki gruba girmeyen, çocuğun duygularını görmezden gelme gibi davranışlar ise üçüncü grubu oluşturmaktadır. Psikolojik kontrol, içselleştirme (Nelson ve Crick, 2002) ve dışsallaştırma problemleri (Anuola ve Nurmi, 2005; Barber, 1992), düşük öz güven ve depresyon (Barber, Chadwick ve Oerter, 1992), düşük akademik başarı (Bean, Bush, McKenry ve Wilson, 2003) ve uyum sorunları (Krishnakumar, Buehler ve Barber, 2003) gibi bir çok olumsuz sonuç değişken ile ilişkili bulunmuştur.

Diğer taraftan, farklı kültürlerde yürütülen çalışmaların bulguları tutarsız ve karmaşıktır. Örneğin, Afrika kökenli Amerikalılar üzerinde yürütülen bir çalışmada ebeveyn kontrolü ile problem davranışların eğrisel (curvilenear) bir ilişki gösterdiği, bir başka deyişle, psikolojik kontrolün ilişkisel kültürlerde bir dereceye kadar olumlu algılandığı sonucuna ulaşılmıştır (Mason, Cauce, Gonzales ve Hiraga, 1996). Ek olarak, Bean, Barber ve Crane (2006) yine Afrika kökenli Amerikalılar ile yürüttükleri çalışmada psikolojik kontrolün uyum problemleri ile ilgili olmadığı hatta ebeveyn desteği ile olumlu ilişki gösterdiğini bulmuşlardır. Rudy ve Grusec (2006) farklı bulguları, özellikle Batılı olmayan kültürlerde psikolojik kontrol davranışlarının normatif, beklendik ve hatta istendik olması dolayısıyla olumsuz sonuçlar ile ilgili olmadığı şeklinde açıklamıştır. Benzer şekilde Kağıtçıbaşı (2007) da psikolojik kontrolün ilişkisel kültürlerde yaygın olarak görülen psikolojik ve duygusal karşılıklı bağımlılığı sürdürmenin bir yolu olarak kullanıldığını, bu sebeple olumsuz sonuçlarla ilişkisinin diğer kültürlerden farklı olabileceğini öne

(7)

70

sürmüştür. Stewart ve Bond (2002) ise bu kültürel farklılıkların ebeveynlik ölçümlerinde yeterince temsil edilmediğini, bu yüzden Batılı olmayan kültürlere özgü ölçüm araçlarının geliştirilmesi gerekliliğine vurgu yapmıştır.

Davranışsal kontrol (behavioral control) ise ebeveynin çocuğun davranışlarının

farkında olması ve duygularını değil ancak davranışlarını düzenleyen bir takım kurallar koyması olarak tanımlanmaktadır (Barber vd., 1994). Bir başka deyişle, davranışsal kontrol ebeveynin çocuğun davranışlarını düzenlemesi, denetlemesi ve idare etmesine olanak sağlayan davranışlar bütünüdür (Pettit, Laird, Dodge, Bates ve Criss, 2001; Silk, Morris, Kanaya ve Steinberg, 2003). Çalışmalar, davranışsal kontrolün, psikolojik kontrolün aksine olumlu sonuç davranışlar ile ilişkili olduğunu göstermiştir (Grey ve Steinberg, 1999). Örneğin, düşük düzeylerde davranışsal kontrol ergenlerin uyumsuz davranışları ile ilişkiliyken (Krishnakumar vd.,2003), yüksek düzeylerde davranışsal kontrol akademik başarı ve yüksek benlik saygısı (Bean vd., 2003) ile düşük düzeylerde dışsallaştırma davranışları ile ilişkili bulunmuştur (Anuola ve Nurmi, 2005).

Aşırı koruma (overprotection) ise sevgi ve kontrolün bir arada yer aldığı

korumacı davranışlar olarak tanımlanmaktadır (Schaefer, 1965a). Schaefer’e (1965b) göre aşırı koruma davranışları ebeveyn kabulü ile psikolojik kontrol arasında bir yere denk gelmektedir. Batı alan yazınında aşırı koruma daha ziyade çocuğun bireyselleşmesi ve çevreyi özgür şekilde keşfetmesini engelleyen davranışlar olarak tanımlanmaktadır (örn.; Gerlsma, Emmelkamp ve Arrindell, 1990; Thomasgaard ve Metz, 1993). Özünde, aşırı koruma davranışları bir yandan korunma ve hayatta kalma gibi temel yaşamsal ihtiyaçların giderilmesine katkı sağlamakta ve çocuğun güvenli bağlanma geliştirmesine yardımcı olmaktadır (Gerlsma, 2000; Perris ve Anderson, 2000). Ancak diğer taraftan, bu davranışların zamanla, özellikle ergenlik döneminde, azalması ve otonominin gelişmesine imkan tanıması beklenmektedir (Delaney, 1996). Bu dönemde devam eden aşırı koruma davranışları otonominin gelişmesini zedeleyerek uyum sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilir (Chorpita, Brown ve Barlow, 1998). Aşırı koruma ile ilgili çalışmalar, bu tarz ebeveynlik davranışlarının stresle (Britton ve Fuendeling, 2005), antisosyal davranışlarla (Veenstra, Lindenberg, Oldehinkel, De Winter ve Ormel, 2006), depresif semptomlarla (Oldehinkel, Veenstra, Ormel, de Winter ve Verhulst, 2006), zarardan kaçınma ve ödül bağımlılığı ile (Schlette, Brandstrom, Eisemann, Sigvardsson, Nylander, Adolfsson ve Perris, 1998) ilişkili olduğunu göstermiştir. Diğer taraftan, farklı kültürlerde yürütülen az sayıda çalışmada aşırı koruma davranışlarının çocuğun uyumu ile olumlu ilişki gösterdiği bulunmuştur (Ruchkin, Eisemann ve Haglöff, 1998; Xia ve Qian, 2001).

(8)

71 Ebeveyn desteği (support), ebeveyn kontrolü ve ilgili diğer boyutların aksine

iyi tanımlanmış ve sonuç değişkenler ile ilişkisi net olarak gösterilmiş bir ebeveyn davranışı boyutudur (Barber vd., 2005). Buna göre, ebeveyn desteği, genel kabul düzeyi ve çocuğa gösterilen sevgi ve yakınlık olarak tanımlanmaktadır (Barber vd., 2006). Ebeveyn desteğinin yüksek düzeylerinin hem içselleştirme hem de dışsallaştırma problemlerinin düşük düzeyleri ile ilişkili olduğu görülmüştür (Barber vd., 1994). Ayrıca, ebeveyn desteğinin yüksek olması ergenlerde düşük düzeylerde fiziksel ve psikolojik semptomlar ile ilişkiliyken (Wickrama, Lorenz ve Conger, 1997), düşük olması stres ve madde kullanımı (Wills ve Cleary, 2005), risk alma davranışı ve problem davranışlar (Goldstein, Davis-Kean ve Eccles, 2005) ile ilişkili bulunmuştur.

Benlik Düzenleme Odakları ve Ebeveyn Davranışları

Benlik düzenleme odağı kuramında yaklaşmacı ve kaçınmacı odakların gelişmesine sebep olan iki ebeveyn davranış modeli tanımlanmıştır (Higgins, 1989; Higgins ve Silberman, 1998). Bu davranış modelleri çocuğun ebeveynin değerlerini ve standartlarını içselleştirmesine ve buna bağlı olarak da ilgili benlik düzenleme odağını geliştirmesine olanak vermektedir. Bu modeller ebeveyn davranışları alan yazınına dayanmamakla birlikte bu alanda tanımlanan davranışlar ile benzerlikler göstermektedir. Bu modellerden bir tanesi olan ihtiyatlı (prudent) ebeveynlik bakım verenin çocuğun dikkatini olası tehditlere çekmesi olarak tanımlanmaktadır. Buna göre, ebeveynler, çocuğun güvenliğini sağlamak ve sorumluluk sahibi yapmak için korumacı ve müdahaleci davranırlar. Bu tür davranışlar da kaçınmacı odağın gelişmesine hizmet eder. Diğer taraftan destekleyici (bolstering) ebeveynlik arzulanan davranışları ödüllendirmeyi ve çocukların zorlukların üstesinden gelmeyi öğrenmesini hedefler. Bu hedefler doğrultusunda, ebeveynler çocuklarının olumlu sonuçlara ulaşabilmelerini sağlamak için destekleyici davranırlar. Bu tür davranışlar da çocuğun yaklaşmacı odak geliştirmesine hizmet eder. Ebeveynlik davranışları ile benlik düzenleme odakları arasındaki ilişkiyi inceleyen çok az çalışma bulunmaktadır. Bunlardan ilkinde, Manian, Strauman ve Denney (1998) ebeveyn reddinin kaçınmacı odak ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bir başka çalışmada ise destekleyici ve olumlu ebeveynlik davranışları yaklaşmacı odak ile ilişkili bulunurken, cezalandırıcı ve kontrol edici ebeveyn davranışlarının kaçınmacı odak ile anlamlı bir ilişkisi bulunamamıştır (Manian, Papadakis, Strauman ve Essex, 2006). Ancak bu çalışmada, davranışsal ve psikolojik kontrolün tek bir boyutta ele alınmış olmasının anlamsız sonuçlar elde edilmesine yol açmış olması olası gözükmektedir. Keller’in (2008) ebeveynlik stillerini kullanarak yaptığı

(9)

72

çalışmada ise eleştiren ve cezalandırıcı stillerin kaçınmacı odak, destekleyici stillerin ise yaklaşmacı odak ile ilişkili olduğu bulunmuştur.

Benlik düzenleme odakları ile ebeveyn davranışları arasında oldukça az sayıda çalışma bulunması nedeniyle, bu çalışmada odakların gelişimine ışık tutacak yeni verilerin elde edilmesi hedeflenmiştir. Ek olarak, psikolojik kontrol ve aşırı koruma gibi boyutların kültürel farklılıklar gösterdiği düşünüldüğünde, farklı niteliklere sahip bir örneklemde bu ilişkilerin test edilmesi önem kazanmaktadır. Teorik açıklamalar ve sınırlı sayıda bulgular, destekleyici ve duyarlı ebeveynliğin kazanımlara ve gelişmeye vurgu yaptığı ve yaklaşmacı odak ile ilişkili olacağı, cezalandırma gibi olumsuz ebeveyn davranışlarının ise kayıplara ve güvenliğe vurgu yaparak kaçınmacı odağın gelişimi ile ilişkili olacağına işaret etmektedir. Buradan hareketle, bu çalışmada, alan yazınla paralel olarak ebeveyn desteğinin yaklaşmacı odağı yordaması beklenmektedir. Ek olarak, psikolojik kontrol ve aşırı korumanın kaçınmacı odağı yordaması beklenmektedir. Son olarak, izin verici ve ilgisiz ebeveynliğin kaçınmacı odak ile ilişkili olacağı görüşünden hareketle (Higgins, 1989), davranışsal kontrolün kaçınmacı odağın düşük düzeylerini yordaması beklenmektedir. Özetle, ebeveyn desteğinin yaklaşmacı odağın yüksek düzeylerini, psikolojik kontrol ile aşırı korumanın ise kaçınmacı odağın yüksek düzeylerini yordayacağı hipotez edilmiştir. Ek olarak, davranışsal kontrolün kaçınmacı odağın düşük düzeylerini yordaması beklenmektedir. Hipotezler, anne ve babadan algılanan ebeveynlik davranışları için ayrı ayrı ve bütün örneklem üzerinde test edilmiştir. Ayrıca, hipotezler kadın ve erkek katılımcılar için ayrı ayrı test edilmiştir. İlgili alan yazında çocuğun ya da ebeveynin cinsiyetinin benlik düzenleme odaklarının gelişimine etkilediğinde dair bir bulgu olmamasından dolayı cinsiyete özgün hipotezler üretilmemiştir. Bu ilişkiler keşifsel amaçlı olarak test edilmiştir.

Yöntem Katılımcılar

Çalışmanın katılımcıları 331 Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisinden oluşmaktadır. Katılımcıların 156’sı (% 47.10) kadın olup örneklemin yaş ortalaması 19.27’dir (SS = 1.51). Katılımcılardan % 38.1’i ailesi ile birlikte yaşarken % 61.9’u ailesinden ayrı yaşamaktadır. Katılımcılardan % 10’u gelir düzeyini düşük olarak beyan ederken, % 76.7’si orta, % 13.1’i ise yüksek olarak raporlamışlardır. Çalışmada yer alan katılımcıların babaları çoğunlukla üniversite mezunu iken (% 57.6), bunu sırasıyla lise mezunu (% 27.2) ve orta okul ya da daha düşük düzeylerde eğitim (% 20.2) takip etmiştir. Katılımcıların

(10)

73

annelerinin eğitim düzeyleri ise üniversite (% 39.7), lise (% 24.3) ve orta okul ya da daha düşük düzeylerde eğitim (% 36) için benzerdir.

Ölçüm Araçları

Çalışmada kişisel bilgi formunun yanında hem anne hem de baba için Psikolojik Kontrol Ölçeği (PKÖ), Davranışsal Kontrol Ölçeği (DKÖ), Ebeveyn Destek Ölçeği (EDÖ), Ebeveyn Aşırı Koruma Ölçeği (EAKÖ) ve Yaklaşmacı/Kaçınmacı Ölçeği (YKÖ) kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan ölçüm araçlarının geçerlik ve güvenirlik analizleri gerçekleştirilmiştir (Doğruyol, 2008).

Psikolojik Kontrol Ölçeği (PKÖ)

Barber (1996) tarafından geliştirilen ölçek ebeveynlerden algılanan psikolojik kontrolü sözel ifade, duyguların geçersiz kılınması, suçluluk uyandırma ve sevgiyi geri çekme gibi davranışlar üzerinden 16 madde ile ölçmektedir. Katılımcılar sorulara 6 noktalı bir Likert ölçek (1 = Hiçbir zaman, 6 = Her zaman) üzerinde cevap vermişlerdir. Bu çalışmada, ölçeğin hem anne (a = .82) hem de baba (a = .84) formu yüksek iç tutarlılık göstermiştir.

Davranışsal Kontrol Ölçeği (DKÖ)

Kerr ve Stattin (2000) tarafından geliştirilen ölçek ebeveynden algılanan davranışsal kontrolü 22 madde ile ölçmektedir. Ölçek, ebeveynlerin çocuklarının davranışları ile ilgili ne kadar bilgi sahip olduklarını ve onları ne kadar gözlem altında tuttuklarını ölçmeyi amaçlamaktadır. Katılımcılar soruları 1 (Hiçbir zaman) ile 6 (Her zaman) arasında değer vererek cevaplamışlardır. Bu çalışmada ölçeğin anne (a = .94) ve baba (a = .95) formlarının güvenirliği yüksek bulunmuştur.

Ebeveyn Destek Ölçeği (EDÖ)

Ölçek Schafer (1965a) tarafından geliştirilen ve ebeveyn davranışlarını 260 madde ile ölçen ebeveynlik ölçeğinin ebeveyn kabul ve ret boyutu kullanılarak Barber ve arkadaşları (2005) tarafından geliştirilmiştir. Ebeveyn desteğini on madde ile değerlendiren ölçeğe katılımcılar 6 noktalı bir Likert ölçek (1 = Hiçbir zaman, 6 = Her zaman) kullanarak cevap vermişlerdir. Ölçeğin bu çalışmadaki iç tutarlılık katsayıları anne için .92 ve baba için .94 olarak bulunmuştur.

Ebeveyn Aşırı Koruma Ölçeği (EAKÖ)

Ebeveynlerin koruma davranışlarını yedi madde ile ölçen ölçek Sümer (2006) tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin üç maddesi EMBU Ebeveyn Aşırı Kontrol

(11)

74

alt ölçeğinden (Arrindell vd., 1999) alınmıştır. Kalan dört madde kültüre özgü koruma davranışlarını ölçmek üzere geliştirilmiştir. Katılımcılar sorulara 1 (Hiçbir zaman) ile 6 (Her zaman) arasında değişen bir Likert tipi ölçek üzerinde cevap vermişlerdir. Ölçeğin Cronbach’s alpha iç tutarlılık katsayısı anne formu için .86, baba formu için ise .85 olarak bulunmuştur.

Yaklaşmacı/Kaçınmacı Ölçeği (YKÖ)

Katılımcıların kronik benlik düzenleme odaklarını ölçmek amacıyla Lockwood, Jordan ve Kunda (2002) tarafından geliştirilen 18 maddelik Yaklaşmacı/Kaçınmacı Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek, her iki boyutu katılımcıların yaklaşmacı ya da kaçınmacı odaklı hedeflere ne düzeylerde sahip olduklarını değerlendiren dokuz madde ile ölçmektedir. Yanıtlar, 1 (Bana hiç uygun değil) ile 9 (Bana çok uygun) arasında değişen Likert tipi bir ölçek üzerinde verilmiştir. Bu çalışmada, yaklaşmacı odağın iç tutarlılık katsayısı .83, kaçınmacı odağın iç tutarlılık katsayısı ise .77’dir.

Prosedür

Çalışmanın etik izni ODTÜ İnsan Araştırmaları Etik Kurulu’nda alnmıştır. Katılımcılara elverişli örneklem (convenient sampling) yöntemi ile ulaşılmıştır. Katılımcılar ölçekleri içeren bataryayı sınıf ortamında toplu olarak ve araştırmacının gözetiminde doldurmuşlardır. Bataryanın tamamlanması yaklaşık olarak yarım saat sürmüştür. Katılımcılara çalışmaya katılımları karşılığında ilgili dersten ek puan verilmiştir.

Sonuçlar

Betimleyici Analizler

Çalışmada rapor edilen temel analizlerden önce verinin tek yönlü ve çok yönlü temel sayıltıları karşılayıp karşılamadığı test edilmiştir. Buna göre, normallik, doğrusallık, eşdeğişkenlik ve çoklu eşdoğrusallık analiz edilmiş ve değişkenlerin gereken ölçütleri sağladığı görülmüştür. Ayrıca çoklu uç değerler Mahalonabis uzaklığı ile test edilmiş ve 6 katılımcının uç değere sahip olduğu bulunmuştur (X2(10) = 29.59, p = .001). Ancak, aykırı skorlara

sahip katılımcıların toplam örneklem büyüklüğüne oranla çok az olması ve analiz sonuçlarını değiştirmemesi nedeniyle, bu katılımcılar veri setinden çıkarılmamıştır.

Çalışmada kullanılan değişkenlerin ortalamaları ve standart sapmaları Tablo 1’de verilmiştir. Ayrıca, ilgili istatistikler her bir cinsiyet için ayrı ayrı rapor edilmiş ve olası cinsiyet farklılıkları bir dizi bağımsız örneklemler t-testi ile incelenmiştir. Bulgular, kadın katılımcıların (Ort. = 4.58, SS = .98) erkek

(12)

75

katılımcılara (Ort. = 3.93, SS = .94) kıyasla daha yüksek düzeylerde anneden algılanan ebeveyn davranışsal kontrolü rapor ettiklerine işaret etmektedir (t (318) = 6.09, p < .001). Benzer şekilde, kadın katılımcılar (Ort. = 3.90, SS = 1.16) erkek katılımcılara (Ort. = 3.40, SS = 1.07) göre yüksek düzeylerde babadan algılanan ebeveyn davranışsal kontrolü beyan etmişlerdir (t (318) = 3.98, p < .001). Diğer taraftan, erkek katılımcılar (Ort. = 3.09, SS = 1.09) anneden algılanan aşırı koruma boyutunda kadın katılımcılardan (Ort. = 2.80, SS = 1.20) daha yüksek düzeyler raporlarmışlardır (t (318) = -2.32, p < .05). Son olarak, babadan algılanan ebeveyn desteği üzerinde anlamlı cinsiyet farkı gözlenmiştir (t (318) = 4.35, p < .001). Buna göre, kadın katılımcıların (Ort. = 4.24, SS = 1.28) algıladığı baba desteği erkek katılımcıların (Ort. = 3.63, SS = 1.21) rapor ettiğinden daha yüksek bulunmuştur. Çalışmanın diğer değişkenleri üzerinde anlamlı cinsiyet farklılıkları gözlenmemiştir.

Tablo 1. Çalışma Değişkenlerinin Betimsel İstatistikleri

Genel Erkek Kadın

Değişkenler Ort. SS Ort. SS Ort. SS t

Yaklaşmacı Odak 6.76 1.31 6.63 1.34 6.91 1.27 1.92

Kaçınmacı Odak 4.92 1.37 5.02 1.40 4.82 1.34 -1.34

Destek – Anne 4.52 1.08 4.48 .98 4.57 1.18 .74

Davranışsal kontrol - Anne 4.24 1.01 3.93 .94 4.58 .98 6.09** Psikolojik kontrol - Anne 2.37 .89 2.32 .78 2.42 1.00 1.04 Aşırı koruma - Anne 2.95 1.15 3.09 1.09 2.80 1.20 -2.32*

Destek - Baba 3.92 1.27 3.63 1.21 4.24 1.28 4.35**

Davranışsal kontrol - Baba 3.64 1.14 3.40 1.07 3.90 1.16 3.98** Psikolojik kontrol - Baba 2.22 .90 2.25 .92 2.19 .87 -.60 Aşırı koruma - Baba 2.29 1.07 2.27 1.03 2.31 1.13 .36 *p < .05, **p < .001

Çalışmada kullanılan değişkenler arası korelasyonlar Tablo 2’de verilmiştir. Sonuçlar, yaklaşmacı odağın algılanan anne desteği (r = .22, p < .001) ve algılanan anne davranışsal kontrolü (r = .16, p < .05) ile olumlu yönde anlamlı ilişki gösterdiğine işaret etmektedir. Benzer şekilde yaklaşmacı odak, babadan algılanan destek (r = .17, p < .05) ve davranışsal kontrol (r = .16, p < .05) ile olumlu yönde anlamlı ilişki göstermiştir. Ek olarak, yaklaşmacı odak ile babadan algılanan aşırı koruma davranışları da anlamlı ilişki bulunmuştur (r = .12, p < .005).

(13)

76

Kaçınmacı odağın anneden algılanan ebeveyn davranışları ile ilişkileri incelendiğinde, anneden algılanan psikolojik kontrol (r = .23, p < .001) ve aşırı koruma (r = .24, p < .001) ile olumlu yönde anlamlı ilişki gösterdiği gözlenmiştir. Kaçınmacı odak ile babadan algılanan ebeveyn davranışları arasındaki ilişkiler incelendiğinde ise, kaçınmacı odağın psikolojik kontrol (r = .27, p < .001) ve aşırı koruma (r = .20, p < .001) ile olumlu ilişki gösterdiği bulunmuştur. Tablo 2. Çalışmada Kullanılan Değişkenler Arası Korelasyonlar Değişkenler 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1.Yaklaşmacı Odak 1 2.Kaçınmacı Odak .18** 1 3.Destek – Anne .22** -.05 1 4.Davranışsal kon-trol - Anne .16** -.09 .56** 1 5.Psikolojik kontrol - Anne -.02 .23** -.44** -.19** 1 6.Aşırı koruma - Anne .11 .24** -.18 .02 .48** 1 7.Destek - Baba .17** -.10 .36** .34** -.17** -.15** 1 8.Davranışsal kon-trol - Baba .16** -.09 .34** .58** -.16** -.06 .66** 1 9.Psikolojik kontrol - Baba .01 .27** -.17** -.12* .46** .35** -.28** -.11 1 10.Aşırı koruma - Baba .12** .20** .05 .05 .32 .46** .04 .19** .43** 1 *p < .05, **p < .001 Yordayıcı Analizler

Yaklaşmacı ve kaçınmacı benlik düzenleme odaklarının anne ve babadan algılanan ebeveyn davranışları tarafından yordanıp yordanmadığını test etmek amacıyla bir dizi çoklu regresyon analizi gerçekleştirilmiştir. Analizlerde, yaklaşmacı ve kaçınmacı odak bağımlı değişken, anne ve babadan algılanan ebeveyn desteği, psikolojik kontrol, davranışsal kontrol ve aşırı koruma bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. Analizler, anne ve babadan algılanan ebeveyn davranışları için ve kadın-erkek katılımcılar için ayrı ayrı gerçekleştirilmiştir. Çoklu regresyon analizlerinin sonuçları Tablo 3’te sunulmuştur.

(14)

77 Tablo 3. Benlik Düzenleme Odakları Üzerinde Ebeveyn Davranışlarının Regresyon Analizi

Yaklaşmacı Odak Kaçınmacı Odak Değişkenler Genel Erkek Kadın Genel Erkek Kadın

Destek – Anne .24** .38*** .09 .13 .09 .19

Davranışsal kontrol - Anne .00 -.14 .10 -.14* -.02 -.26* Psikolojik kontrol - Anne .01 -.08 .04 .17* .15 .14 Aşırı koruma - Anne .15* .20* .12 .18** .07 .30**

.06 .14 .04 .09 .04 .17

Destek - Baba .11 .14 .05 .02 .03 .02

Davranışsal kontrol - Baba .08 -.01 .19 -.10 .05 -.23* Psikolojik kontrol - Baba .04 .02 .11 .20** .11 .25*

Aşırı koruma - Baba .11 .10 .09 .12† .17* .07

.05 .03 .07 .08 .07 .15

* p<.05, ** p<.01, ***p<.001, †p<.06

Anneden algılanan ebeveyn davranışlarının katılımcıların yaklaşmacı odağını anlamlı olarak yordadığı bulunmuştur (R2 =. 06, F (4, 313) = 5.32, p < .001).

Buna göre, anneden algılanan aşırı koruma (β = .15, p < .05) ve ebeveyn desteği (β = .24, p < .01) yaklaşmacı odağın yüksek değerlerini yordamıştır. Erkek katılımcılar için yürütülen regresyon analizleri de benzer sonuçlar vermiştir (R2 =. 14, F (4, 162) = 6.64, p < .001). Buna göre, anneden algılanan

aşırı koruma (β = .20, p < .05) ve ebeveyn desteği (β = .38, p < .001) erkek katılımcıların yaklaşmacı odaklarının yüksek düzeylerini anlamlı olarak yordamıştır. Genel olarak değerlendirildiğinde, anneden algılanan ebeveyn desteği ve aşırı koruma davranışları arttıkça erkek katılımcıların yaklaşmacı odağının arttığı gözlenmiştir.

Kaçınmacı odak üzerindeki regresyon analizleri incelendiğinde, anneden algılanan ebeveyn davranışlarının anlamlı olduğu görülmüştür (R2 =. 09, F

(4, 313) = 7.42, p < .001). Sonuçlar, anneden algılanan psikolojik kontrol (β = .17, p < .05) ve aşırı korumanın (β = .18, p < .01) yüksek düzeylerinin, davranışsal kontrolün (β = -.14, p < .05) ise düşük düzeylerinin kaçınmacı odağı yordadığını göstermiştir. Ebeveynlik davranışlarının kadın katılımcıların kaçınmacı odağı üzerindeki yordayıcı etkileri incelendiğinde, anneden algılanan davranışsal kontrol (β = -.26, p < .05) kaçınmacı odağı olumsuz yönde yordarken aşırı koruma (β = .30, p < .01) kaçınmacı odağı olumlu yönde yordamıştır (R2 =. 17, F (4, 146) = 7.29, p < .001). Anneden algılanan

(15)

78

yordamamıştır. Babadan algılanan ebeveynlik davranışları incelendiğinde ise, bütün örneklem için psikolojik kontrolün (β = .20, p < .05) kaçınmacı odağı anlamlı şekilde yordadığı bulunmuştur. Ek olarak, babadan algılanan aşırı koruma davranışları da kaçınmacı odağın yüksek düzeylerini anlamlı şekilde yordamıştır (β =.12, p < .06, R2 =. 08, F (4, 314) = 6.73, p < .01).

Erkek katılımcılar incelendiğinde, sadece babadan algılanan aşırı korumanın (β = .17, p < .05) kaçınmacı odağı anlamlı şekilde yordadığı gözlenmiştir (R2 =. 07, F (4, 163) = 2.83, p < .05). Diğer taraftan, kadın katılımcıların

kaçınmacı odakları babadan algılanan davranışsal kontrolün (β = -.23, p < .05) düşük düzeyleri ile psikolojik kontrolün (β = .25, p < .05) yüksek düzeyleri tarafından anlamlı şekilde yordanmıştır (R2 =. 15, F (4, 146) = 6.62, p <

.01). Sonuçlar genel olarak, kaçınmacı odağın davranışsal kontrolün düşük düzeyleri ile psikolojik kontrol ve aşırı korumanın ise yüksek düzeyleri ile ilişkili olduğunu göstermiştir.

Tartışma

Çalışmada en temel ebeveyn davranışlarının benlik düzenleme odaklarının gelişimine katkısı incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, psikolojik ve davranışsal kontrol, aşırı koruma ve ebeveyn desteğinin yaklaşmacı ve kaçınmacı odaklar üzerindeki yordayıcı etkileri test edilmiştir.

Ebeveyn davranışlarından psikolojik kontrolün benlik düzenleme odakları ile ilişkili olacağı ilgili alan yazında öne sürülmüş olmakla birlikte bulgular yetersiz ve karmaşıktır. Bu çalışmada, psikolojik kontrolün kaçınmacı odağın yüksek düzeylerini yordadığı bulunmuştur. Bu bulgu Manian ve arkadaşlarının (1998) bulgusu ile paraleldir. Ek olarak, hem psikolojik kontrolün hem de kaçınmacı odağın dışsallaştırma davranışları ile olumlu ilişki gösterdiği gözetildiğinde (Barber ve ark., 1994; Keller, Hurst ve Üskül, 2008), bu iki değişkenin ilişkili olması anlaşılmaktadır. Bu bulgu, ebeveynin çocuğa psikolojik kontrol uygulamasının, özel olarak cezalandırıcı, sevgiyi koşullu veren, duygulara ve onların ifadesine müdahale edici ve sınırlandırıcı davranışlar sergilemesinin çocuğun kayıplara, tehditlere, sorumluluklara ve zorunluluklara odaklanmasına, bir başka deyişle kaçınmacı odak geliştirmesi ile ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Ebeveyn davranışları ve bağlanma alan yazını psikolojik kontrol gibi olumsuz bir ebeveynlik davranışları setinin çocuğun gelişimine olumsuz katkı yapacağı ve güvensiz bağlanma geliştireceğini öne sürmektedir (Mikulincer ve Shaver, 2005). Diğer taraftan, benlik düzenleme odağı kuramına göre kaçınmacı odak hedeflere ulaşma yolunda kullanılan bir yöntem olarak kendi başına olumlu ya da olumsuz değildir. Dolayısıyla, kaçınmacı odağın olumsuz ebeveynlik davranışlarının

(16)

79

bir sonucu olarak gelişen adaptif ve fonksiyonel bir benlik düzenleme modu mu olduğu yoksa, kuramın önerdiğinin aksine olumsuz sonuçlar ile ilgili olumsuz bir benlik düzenleme modu mu olduğu açık değildir. Carver ve Scheier (2000) kaçınmacı odağın Higgins’in (1997) öne sürdüğünün aksine olumsuz sonuçlar ile ilişkili ve fonksiyonel olmayan bir benlik düzenleme modu olduğunu öne sürmüştür. Gelecekteki çalışmalarda kaçınmacı odağın mekanizmaları üzerine odaklanılması bu konuyu aydınlatmak adına yararlı olacaktır.

Bir psikolojik kontrol boyutu olarak da ele alınabilen aşırı koruma davranışları benlik düzenleme odaklarını anlamlı şekilde yordamıştır. Bir taraftan, Batı alan yazınında gösterildiği ve öne sürüldüğü gibi hem anne hem de babadan algılanan aşırı korumanın yüksek düzeyleri kaçınmacı odağı yordarken (Britton ve Fuendeling, 2005; Chorpita ve Barlow, 1998), kültüre özgü (Kağıtçıbaşı, 2007; Wu vd., 2002) açıklamaları destekler şekilde aşırı korumanın yüksek düzeyleri yaklaşmacı odağı da anlamlı şekilde yordamıştır. Bu bulguların olası bir sebebi, aşırı korumanın farklı yönleri olması olabilir. Örneğin Levy (1966) kontrolcü aşırı koruma davranışlarının cezalandırma ve sevgiyi geri çekme gibi davranışları içerdiğini, hoşgörülü aşırı korumanın ise bu tür olumsuz davranışlarını içermediğini öne sürmüştür. Aşırı koruma davranışlarını ölçen araçların bu tür bir ayrıştırmaya gitmemiş olması mevcut bulguların ortaya çıkmasına sebep olmuş olabilir.

Ebeveyn desteği ile ilgili bulgular incelendiğinde, bu boyutun beklendik şekilde yaklaşmacı odağı yordadığı görülmüştür. Bu bulgu, daha önceki çalışmaları destekler niteliktedir (Manian ve ark., 1998). Buna göre, duyarlı ve sıcaklık göstermeye dayalı ebeveyn davranışları, çocuğun dikkatini kazanımlara, ideallere ve hayallere yönelterek yaklaşmacı odağın gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Bulguların ebeveynin ve katılımcının cinsiyetine bağlı olarak farklılıklar göstermesi dikkat çekmektedir. Sadece anneden algılanan ebeveyn desteği, sadece erkek katılımcıların yaklaşmacı odağını anlamlı şekilde yordamıştır. Bu bulgu, ebeveyn ve çocuğun cinsiyetinin, ele alınan ilişkilerde önemli bir rol oynayabileceğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, gelecek çalışmalarda cinsiyet farklılıkları ve bu farklılıkların altında yatan nedenlerin araştırılması önemli gözükmektedir.

Davranışsal kontrol beklendik şekilde kaçınmacı odağın düşük düzeylerini anlamlı şekilde yordamıştır. Davranışsal kontrol ile benlik düzenleme odakları arasındaki ilişkiyi doğrudan test eden çalışmalar bulunmamakla birlikte, bu bulguyu dolaylı olarak destekleyen çalışmalar mevcuttur. Buna göre,

(17)

80

davranışsal kontrolün yüksek olması dışsallaştırma davranışlarını azaltan bir etkiye sahiptir (Barber vd., 2005). Davranışsal kontrol çocuğun takip edilmesine ve sınırlar koyulmasına dayanmaktadır ve bu tür ebeveynlik davranışları da çocuğun yüksek bir benlik düzenleme becerisi geliştirmesine yol açmaktadır. Yüksek benlik düzenleme becerileri de saldırganlık gibi dışsallaştırma davranışlarının kontrol edilmesini ve azaltılmasını sağlamaktadır. Ek olarak, Keller ve arkadaşları (2008) da kaçınmacı odağın yüksek dışsallaştırma problemleri ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla, davranışsal kontrolün yüksek olması tehditlere ve kayıplara odaklanan kaçınmacı odağın düşük düzeyleri ile ilişkili olması alan yazındaki dolaylı bulgular ile paralel gözükmektedir. Ek olarak, görgül olarak doğrudan test edilmemiş olmakla birlikte benlik düzenleme odağı kuramı izin verici ve ihmalkar ebeveyn davranışlarının kaçınmacı odağa yol açacağını öne sürmektedir (Higgins ve Silberman, 1998). Buradan hareketle, sınır koyan ve çocuğun davranışları gözeten ebeveynlik davranışlarının, bir başka deyişle davranışsal kontrolün, kaçınmacı odağın düşük düzeylerini yordaması kuramın bu ana sayıltısını desteklemektedir.

Son olarak, bulguların kadın ve erkek katılımcılar için farklılıklar gösterdiği görülmüştür. Benlik düzenleme odağı kuramının cinsiyet farklılıklarına yönelik hipotezleri bulunmamasına rağmen bu çalışmada olası cinsiyet farklılıkları incelenmiştir. Bulgular, cinsiyet farklılıklarının ebeveynlik davranışları ve benlik düzenleme odakları üzerinde düzenleyici bir etkisi olduğuna işaret etmektedir. Barber (2002) psikolojik kontrol alanındaki çalışmaların cinsiyet farklılıklarını incelemek konusunda yetersiz olduğunu öne sürmüştür. Cinsiyet temelli farklılıkların olası bir sebebi cinsiyet temelli sosyalleşme süreci olabilir. Örneğin, ebeveynler kadın çocuklarına erkeklere kıyasla daha yüksek düzeylerde kontrol edici davranışlar sergiliyor olabilirler. Bu davranışlar da benlik düzenleme üzerinde daha belirleyici bir etkiye yol açıyor olabilir. Bu alanda yapılacak çalışmalar, cinsiyet temelli farklılıkların ya da cinsiyet rollerinin içselleştirilmesinin mevcut ilişkiler üzerindeki etkilerinin anlaşılmasına ışık tutacaktır.

Genel olarak değerlendirildiğinde, çalışmanın bulguları alan yazındaki az sayıdaki çalışma ile paralellikler göstermiştir. Ek olarak, özellikle aşırı koruma davranışları için kültüre özgü olarak değerlendirilebilecek bulgular elde edilmiştir. Sonuçlar genel olarak, benlik düzenleme odağı kuramının önerilerinin aksine ve ilgili alan yazınla benzer olarak, odakların sadece hedef izleme yolları olmayabileceğine işaret etmektedir. Daha ziyade, yaklaşmacı odak olumlu ebeveyn davranışları ile ilişkiliyken, kaçınmacı odak olumsuz

(18)

81

ebeveynlik davranışları ile ilişkili bulunmuştur. Ebeveyn davranışları ile benlik düzenleme odakları arasındaki ilişkiyi test eden çalışmalar hem bu ilişkilere ışık tutacak hem de odakların işlevselliğine dair veri sağlayacaktır.

KAYNAKÇA

Anuola, K. ve Nurmi, J. (2004). Maternal affection moderates the impact of psychological control on achild’s mathematical performance.

Developmental Psychology, 6, 965-978.

Arrindell, W. A., Sanavio, E., Aguilar, G., Sica, C., Hatzichristou, C., Eisemann, M., ... ve Kállai, J. (1999). The development of a short form of the EMBU: Its appraisal with students in Greece, Guatemala, Hungary and Italy. Personality and individual Differences, 27, 613-628.

Assor, A., Roth, G. ve Deci, E. L. (2004). The emotional costs of parents’ conditional regard: A Self-Determination Theory analysis. Journal of

personality, 72, 47-88.

Baldwin, A. L. (1948). Socialization and the parent-child relationship. Child

Development, 127-136.

Barber, B. K. (1992). Family, personality, and problem behaviors. Journal of

the Marriage and the Family, 54, 69-79.

Barber, B. K. (1996). Parental psychological control: Revisiting a neglected construct. Child Development, 67, 3296-3319.

Barber, B. K. (1996). Parental psychological control: Revisiting a neglected construct. Child Development, 67, 3296-3319.

Barber, B. K. ve Harmon, E. L. (2002). Violating the self: Parental psychological control of children and adolescents. In B. K. Barber (Ed.),

Intrusive parenting: How psychological control affects children and adolescents (SS. 15–52). American Psychological Association.

Barber, B. K., Chadwick, B. A. ve Oerter, R. (1992). Parental behaviors and adolescent self-esteem in the United States and the Germany. Journal of

(19)

82

Barber, B. K., Olsen, J. E. ve Shagle, S: C. (1994). Associations between parental psychological and behavioral control and youth internalized and externalized behaviors. Child Development, 65, 1120-1136.

Baumrind, D. (1980). New directions in socialization research. American

psychologist, 35, 639.

Bean, R. A., Barber B. K. ve Crane, D. R. (2006). Parental support, behavioral control, and psychological control among African American youth. Journal

of Family Issues, 10, 1335-1355.

Bean, R. A., Bush, K. R., McKenry, P. C. ve Wilson, S. M. (2003). The impact of parental support, behavioral control, and psychological control on the academic achievement and self-esteem of African American and European American adolescents. Journal of Adolescent Research, 5, 523-541. Bowlby, J. (1969). Attachment: Vol. 1. Attachment and Loss. New York: Basic

Books.

Bowlby, J. (1973). Attachment and Loss: Separation, anxiety and anger. New York: Basic Books.

Bryant, P., & Dunford, R. (2008). The influence of regulatory focus on risky decision-making. Applied Psychology, 57, 335-359.

Britton, P. C. ve Fuendeling, J. M. (2005). The Relations Among Varieties of Adult Attachment and the Components of Empathy. The Journal of Social

Psychology, 5, 519–530.

Carver, C. S. ve Scheier, M. F. (1990).Origins and functions of positive and negative affect: A control-process view. Psychological Review, 1, 19-35. Carver, C. S. ve Scheier, M. F. (2000). Autonomy and self-regulation.

Psychological Inquiry, 11, 284-291.

Chorpita, B. F. ve Barlow, D. H. (1998). The development of anxiety: The role of control I early environment. Psychological Bulletin, 1, 3-21.

Cornwell, J. F. ve Higgins, E. T. (2016). Eager feelings and vigilant reasons: Regulatory focus differences in judging moral wrongs. Journal of

(20)

83

Crowe, E. ve Higgins, E. T. (1997). Regulatory focus and strategic inclinations: Promotion and prevention in decision-making. Organizational Behavior

and Human Decision Processes, 69, 117-132.

Darling, N. ve Steinberg, L. (1993). Parenting style as context: An integrative model. Psychological Bulletin, 113, 487.

Delaney, M. E. (1996). Across the transition to adolescence: Qualities of parent/ adolescent relationship and adjustment. Journal of Early Adolescence, 16, 174-300.

Doğruyol, B. (2008). The impact of parental control and support on the

development of chronic self-regulatory focus (Yayımlanmamış yüksek

lisans tezi). Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara.

Eitam, B. ve Higgins, E.T. (2010). Motivation in mental accessibility: Relevance of a Representation (ROAR) as a new framework. Social and

Personality Psychology Compass, 4, 951–967.

Elliot, A. J., Chirkov, V. I., Kim, Y., ve Sheldon, K. M. (2001). A cross-cultural analysis of avoidance (Relative to approach) personal goals. Psychological

Science, 12, 505-510

Förster, J. ve Higgins, E. T. (2005). How global versus local perception fits regulatory focus. Psychological science, 16, 631-636.

Förster, J., Higgins, E. T. ve Bianco, A. T. (2003). Speed/accuracy decisions in task performance: Built-in trade-off or separate strategic concerns?.

Organizational behavior and human decision processes, 90, 148-164.

Gerlsma, C. (2000). Recollections of parental care and quality of intimate relationships: The role of re-evaluating past attachment experiences.

Clinical Psychology and Psychotherapy, 7, 289-295.

Gerlsma, C., Emmelkamp, P. M. G. ve Arrindell, W. A. (1990). Anxiety, depression, and perception of early parenting: A meta-analysis. Clinical

Psychology Review, 10, 251-277.

Goldstein, S. E., Davis-Kean, P. E. ve Eccles, J. S. (2005). Parents, peers, and problem behavior: A longitudinal investigation of the impact of

(21)

84

the relationship perception and charactherictics on the development of adolescent problem behavior. Developmental Psychology, 41, 401-413. Greenfeld, P. M., Keller, H., Fuligni, A. ve Maynard, A. (2003). Cultural

pathways through universal development. Annual Reviews of Psychology,

54, 461-490.

Grey, M. R. ve Steinberg, L. (1999). Unpacking authoritative parenting: Reassessing a multidimensional construct. Journal of Marriage and

Family, 61, 584-577.

Higgins, E. T. (1987). Self-discrepancy: A theory relating self and affect.

Psychological Review, 3, 319-340.

Higgins, E. T. (1996b). The “Self Digest”: Self-knowledge serving self-regulatory functions. Journal of Personality and Social Psychology, 71, 1062-1083.

Higgins, E. T. (1997). Beyond pleasure and pain. American psychologist, 52, 1280-1300.

Higgins, E. T. (2001). Promotion and prevention experiences: Relating emotions to nonemotional motivational states. In J. P. Forgas (Der.),

Handbook Affect and Social Cognition, (ss. 186-211). New Jersey:

Lawrance Earlbaum.

Higgins, E. T. (2018). What distinguishes promotion and prevention? Attaining “+ 1” from “0” as non-gain versus maintaining “0” as non-loss. Polish

Psychological Bulletin, 49, 40-49.

Higgins, E. T. ve Silberman, I. (1998). Development of regulatory focus: Promotion and prevention as ways of living. In J. Heckhausen ve C. S. Dweck (Der.), Motivation and Self-regulation Across the Life Span, (ss.78-113), New York: Cambridge University Press.

Higgins, E. T., Roney, C. J. R., Crowe, E. ve Hymes, C. (1994). Ideal versus ought predilections for approach and avoidance: Distinct self-regulatory systems. Journal of Personality and Social Psychology, 66, 276-286. Kağıtçıbaşı, Ç. (2007). Family, Self, and Human Development across Cultures.

(22)

85

Keller, J. (2008). On the development of regulatory focus: The role of parenting styles. European Journal of Social Psychology, 38, 354-364.

Keller, J., Hurst, M. ve Uskul, A. (2008). Prevention-focused self-regulation and aggressiveness. Journal of Research in Personality, 42, 800-820. Kerr, M. ve Stattin, H. (2000). What parents know, How they know it,

and several forms of adolesceent adjustment: Further support for a reinterpretation of monitoring. Developmental Psychology, 3, 366-380. Kochanska, G. (1993). Toward a synthesis of parental socialization and child

temperament in early development of conscience. Child Development, 64, 325-347.

Krishnakumar, A., Buehler, C. ve Barber, B. K. (2003). Youth perceptions of interparental conflict, ineffective parenting, and youth problem behaviors in European-American and African-American families. Journal of Social

and Personal Relationships, 2, 239-260.

Levy, M. J. (1966). The structure of society.

Lockwood, P., Jordan, J. H. ve Kunda, Z. (2002). Motivation by positive or negative role models: Regulatory focus determines who will best inspire us. Journal of Personality and Social Psychology, 4, 854-864.

Maccoby, E. E. ve Martin, J. A. (1983). Socialization in the context of family: Parent-child interaction. In (Der.), P. H. Mussen ve M. E. Hetherington,

Handbook of Child Psychology, Vol. 4, Socialization, Personality, and Social Development, (ss. 1-101). New York: Wiley.

Maccoby, E. E. ve Martin, J. A. (1983). Socialization in the context of family: Parent-child interaction. In (Der.), P. H. Mussen ve M. E. Hetherington,

Handbook of Child Psychology, Vol. 4, Socialization, Personality, and Social Development, (ss. 1-101). New York: Wiley.

Manian, N., Papadakis, A. A., Strauman, T. J. ve Essex, M. J. (2006). The development of children’s ideal and ought self-guides: Parenting, temperament, and individual differences in guide strength. Journal of

(23)

86

Manian, N., Strauman, T. J. ve Denney, N. (1998). Temperament, recalled parenting styles, and self-regulation: Testing the developmental postulates of self-discrepancy theory. Journal of Personality and Social Psychology,

75, 1321.

Mason, C. A., Cauce, A. M., Gonzales, N. ve Hiraga, Y. (1996). Neither too sweet nor too sour: Problem peers, maternal control, and problem behavior on African American adolescents. Child Development, 67, 2115-2130. Mikulincer, M. ve Shaver, P. (2005). Mental representations of attachment

security: Theoretical foundation for a positive social psychology. In M. W.

Baldwin (Der.), (ss. 233-266). New York: Guilford Press.

Moretti, M. M. ve Higgins, E. T. (1999). Own versus other standpoints in self-regulation: Developmental antecedents and functional consequences.

Review of General Psychology, 3, 188-223.

Nelson, D. A. ve Crick, N. R. (2002). Parental psychological control: Childhood physical and relational aggression. In (Der.),B. K. Barber,

Intrusive Parenting, (ss. 161-191).Washington: American Psychological

Association.

Oldehinkel,A. J., Veenstra, R., Ormel, J. A., de Winter, F. ve Verhulst, F. C. (2006). Temperament, parenting, and depressive symptoms in a population sample of preadolescents. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 7, 684–695.

Perris, C. ve Anderson, P. (2000). Experiences of parental rearing and patterns of attachment in adulthood. Clinical Psychology and Psychotherapy, 7, 279-288.

Pettit, G. S. ve Laird, R. D. (2002). Psychological control and monitoring in early adolescence: The role of parental involvement and earlier child adjustment. In (Der.),B. K. Barber, Intrusive Parenting, (ss. 97-125). Washington: American Psychological Association.

Pham, M. T. ve Avnet, T. (2004). Ideals and oughts and the reliance on affect versus substance in persuasion. Journal of consumer research, 30, 503-518.

Ruchkin, V. V., Eisemann, M. ve Haglöff, B. (1998). Aggression in delinquent adolescents versus controls: the role of parental rearing. Children & Society

(24)

87

Rudy, D. ve Grusec, J. E. (2006). Authoritarian parenting in individualist and collectivist groups: Association with maternal emotion and cognition and children’s self-esteem. Journal of Family Psychology, 1, 68-78.

Schaefer, E. S. (1965a). Children’s reports of parental behavior: An inventory.

Child Development, 36, 413-424.

Schaefer, E. S. (1965b). A configurational analysis of children’s reports of parent behavior. Journal of Consulting Psychology, 29, 552-557.

Schlette, P., Brandstrom, S., Eisemann, M., Sigvardsson, S., Nylander, P., Adolfsson R. ve Perris, C. (1998). Perceived parental rearing behaviors and temperament and character in healthy adults. Personality and Individual

Differences, 5, 661-668.

Silk, J. S., Morris, A. S., Kanaya, T. ve Steinberg, L. (2003). Psychological control and autonomy granting: Opposites of a continuum or distinct constructs? Journal of Research on Adolescence, 13, 113-128.

Stewart, S. M. ve Bond, M. H. (2002). A critical look at the parenting research from the mainstream: Problems uncovered while adapting Western to non-Wesrern cultures. British Journal of Developmental Psychology, 20, 379-392.

Sumer, N. (2006). Parental warmth, rejection, and attachment security among

Turkish high school students. Paper presented at the invited symposia at the

European Association for Research on Adolescence Conference. Antalya, Turkey, 2-6 May, 2006.

Thomasgaard, M. ve Metz, W. P (1993). Parental overprotection revisited.

Child Psychiatry and Human Development, 2, 67-80.

Üskül, A. K., Sherman, D. K. ve Fitzgibbon, J. (2009). The cultural congruency effect: Culture, regulatory focus, and the effectiveness of gain- vs. loss-framed health messages. Journal of Experimental Social Psychology, 45, 535-541.

Veenstra, R., Lindenberg, S., Oldehinkel, A. J., De Winter, A. F. ve Ormel, J. (2006). Temperament, environment, and antisocial behavior in a population sample of preadolescent boys and girls. International Journal

(25)

88

Wickrama, K. A. S., Lorenz, F. O. ve Conger, R. D. (1997). Parental support and adolescent physical mental health status: A latent growth-curve analysis. Journal of Health and Social Behavior, 38, 149-163.

Wills, T. A. ve Cleary, S. D. (1996). How are social support effects mediated? A test with parental support and adolescent substance use. Journal of

Personality and Social Psychology, 5, 937-952.

Xia, G. ve Qian, M. (2001). The relationship of parenting style to self-reported mental health among two subcultures of Chinese. Journal of Adolescence, 24, 251–260.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu bölümde 14-18 yaş arası ergenlerin benlik saygısı ve psikolojik dayanıklılık düzeyleri arasında nasıl bir ilişki olduğu ve benlik saygısının yaş,

Üniversite öğrencilerinin algıladıkları değerler, parasosyal etkileşim dü- zeyleri ile bilişsel ve davranışsal ilişki düzeyleri arasındaki ilişkinin incelen- diği

Buna göre sosyal bilgiler öğretmen aday- larının eyleme dönük sorumluluk, ekolojik sorumluluk, özgeci sorumlu- luk, ulusal sorumluluk ve ölçek toplam puanı itibariyle

Üniversite öğrencilerinin sahip olduğu değerler ile psikolojik iyi oluş arasındaki yordayıcı ilişkiler incelendiğinde, pozitif yönlü doğrusal bir ilişki

Sonuç: Çalışma kapsamındaki hemşirelerin çocuk sevme puan or- talamalarının yüksek, ebeveyn tutumu olarak en fazla demokratik tutum, en az olarak otoriter

Cerebral vasculitis in Henoch-Schönlein purpura : a case report with sequential magnetic resonance imaging.. Ng CC, Huang SC,

20 Mayıs Salı günü Yapı Kredi Bankası Kültür Müşavirliği tarafından tertibedilmiş olan naçiz şahsımı sağlığımda överek anma töreninde,bana yaşattığınız

Bu çerçeve de, Türkiye, öncelikle Cenevre Sözleşmesi’ne 1961 yılın- da taraf olmuş, ardından da Avrupa Birliği (AB)’ne katılım sürecinin bir parçası