iiiiEiiimiiimiiiiiiiimimtiiiiiimmiiiiiiiiiiimiiminiiiiimmiimiinmiiiimmiiimiimimiiiiiij3i!i
I
T A R İ H Î B A H İ S L E R
¡
nıiinıiMiiMluıiHmmmııııımııııımımnHinmMMiHimııuııııııııiMiımınmımiHmiMiımıııııi»"
Birinci
Cumhuriyetin
Devlet adamları
T ü rk iy e d e 27 Ma yıs 1960 ih tilâli i-|
1
le birinci Cumhu- , riyet bitmiş ve i- kinci C um huriyet | devri başlam ıştır . ıi
Halûk Y. Şehsuvaroğlu
1
J
İm p a r a t o r lu ğ u n se firliğin i y apm ış ve b u te c r ü b e le r le Birinci C um hu ri y e ti id r â k etmiş ti. F eth i O kyar, M uhtelif yö nle rden birinci C um h u riy et üz erinde incelem eler yap- ! mak ve bu devrin m uv affak iy et leri ile ba şa rısızlıkla rı üzerinde h ü k ü m l e re v a rm a k , bilhassa bu günle rde, yerinde olu r k anaatin deyiz. Geçmiş zam a n lard an ib ret i alm ıy an, ta rih im iz hakkın da geli şi güzel h ü k ü m l e r veren b i r mil let olduğum uz m u h a k k a k t ır . Ge çenlerde, Time dergisinde çıkan b ir yazıya cevap ve rm e k lüzum u nu hissettiğimiz vakit, bizim bazı m ü nevverle rim izi acı acı düşün dük. Çün kü, onların k an aatleri de, m aalesef Time m u h a r rir in d e n pek fa rklı değildir. K endi tarihimizi, kendi dedelerim izi beğenm emeyi b ir meziyet sayıyoruz. H alb uki, İçtimaî gelişme, iyi ve fena taraf- lariy le m ü te m a d i b ir akıştır. Os manlI İ m p a ra t o rlu ğ u çok e- saslı n iz am la ra, esas lara dayanı
yord u. Böyle olduğu için de üç kıtada asırlarca h üküm sürdü. Os manlI İ m p a ra t o rlu ğ u kabiliy etle r ve b ü y ü k de vle t adam ları yetiş tirmişti. İm p a r a t o r lu ğ u n idaresin de ve dünya siyasetinde geniş bir bilgiye ve görgüye sahip olan bu şahsiy etler, i m p a r a t o r lu ğ u n y ü k selmesinde ve devam ında b ü y ü k ro l le r oynam ışlardır . Osmanlı Im- p a ra t o ru l ğ u n d a , devle t iş lerinde v u k u f u olm ıy an , tecr ü b e ve uzak görüşe sahip bu lu n m ıy a n ins anlar iş başına getirilm ezlerd i. İn h i ta t devir le rin deki bir kaç istisna ha riç, devle t m ansapla rı, daima yu k arıd a iş aret ettiğimiz vasıflar a sahip olan in s an lara verilirdi. H a t tâ, XVII I inci asırda Osman lı im p a r a t o r l u ğ u n d a devlet ad a m la rı n d a ne gibi v asıflar arandığını b elirten bir eser çok dik kate şayan dır. D e fte r d a r Sarı M ehm et P aşa nın 1723 de yazdığı «N asayih’ül-vü- zera vel-ümera» isimli eser (1) dokuz fasla a y rılm ıştır . Bu fasıl la rda: «1 — S adrıâzam ın etvar , ah lâ k ve h a re k e t le r i h a k k ın d a ; II — Mansıp ve m evkilerin ahvali ve rüşşvetiıı z a r a r la r ı h a k k ın d a ; II I — Hazine d efterd arı ve divan heyeti h a k k ın d a ; IV — Bektaşi ocağının d u r u m u h a k k ın d a ; V — Reayanın d u r u m u vp gariplere yapılan zu lü m ve sitemin zara r la rı h a k k ın da ; VI — D üşm anın ve devle t h u d u tla rın ın d u r u m u h a k k ı n d a ; VII — Hasislik, cöm ertlik , hırs ve ta m a h ve kıskançlık, kendini be ğenmişlik, tevazu ve g u n lr , iyi h u y lu l u k ve kötü h u y lu l u k ve riya h a k k ın d a ; VIII — G ayriyi yerm e ve başkas ının aleyhinde bu lu n m a n ın z a ra r la rı ve h akik i dost l u k ; IX — T im a r ve zeam etin du rumu» beyan ve tafsil ed ilm ek te dir.
Bu fas ıllar hak k ın d a bir fikir v e r m e k için yalnız sadrıâ zam la rın nasıl h a r e k e t etm eleri lâzım gel diğine d a ir olan birinci fas ıldak i n asihatleri b u ra y a alıyoruz: «Zatı şahane m e m le k e t hâzinesini dol d u rm a k , ha lk ın em n iy et ve huzu r u n u k o ru y a c a k Aristo ferase tli b i r veziri vekil tâyin, bu s u r e t le m e m lek et işlerinin tanzi m ve te nsikini vtı m em leketi ıslâh işle rini ona te vdi e d e re k ta m b i r is ti k lâl verir. Vekil-i m u t la k olan veziriâ zam adale tle h a r e k e t eyli- y erek h e r t ü r l ü k ö tü lü ğ ü y ok et meğe çalışır. Hiç b ir fa r k gözet
meden, h alk a aynı nazarla b a k a rak d âvala rın ı âdilâne b ir tarzda halle çalışır ve hiç çekin m ed en padiş aha b ildir ir ve herk ese, ica- bettiği yerde doğru yu söylemek ten çekinmez. Sâdrıâzam padişah ile olan m ü n a s e b e tle rin d e ve m ua m elelerinde ta m am iyle gizliliğe riay et etm eli ve b u n lar ı b ir vezire bile söylemem eiidir. Pad işahın ku surlarını örtecek bir k u d re t e sa hip olm alıdır. Kendi kesesini dol d u rm a y ı aslâ düşünm em elid ir. P adiş aha ait olan eşya vesai reyi kendin e m aletm eyi aklından ge çir m em elidir. Padişah kendisine iltifa t ettiğ i v ak it b u n d a n g u r u r d u y a ra k halkı h a k ir görmeğe kalk m am alıdır. K a n a a tk â r olmalı, faz la m ala ta m a h etm em elid ir. Zira e traftan gelecek >?diye kendisine yete cek ka d a r çoktu r. Allah kor kusu daim a içinde olm alıdır. Borç lu olmadığı h ald e b ir kim seye , borç lu imiş gibi göstererek m alın ı m ü sa dere etm ek ten çekin m elidir. Zi ra haksız yere halk ın m alın ın a- lınm ası devletin ve hâzinenin ze valini m uciptir. M ünhal m e m u ri y e tlere lâ y ık olan kim seleri tâyin e tm eli ve ölüm ve azli gerek tiren hali olm ad ık ça hiç kimse vazife sinden uzaklaştfırılmamalıdır...»
Bu kıy m etli eseri te t k ik ed erk en 1923 C u m h u riy etin in de v le t ad a m ların ı ve onlarda ne gibi vasıflar aranm ış o ld uğunu düşündük. Bi rinci C u m h u ri y e t dev rinde, bil hassa son senelerde, nasıl sıra dan a d a m l a rı n işbaşına getirildikleri ve b u n la r ın siyasî o lg u n lu k ları bulu n m ad ığ ı ve h e rh a n g i b ir ihti sasları da olmadığı h ald e V ekâlet le rin başında iş görmeğe çalıştık ları, y a h u t işleri bir çıkm aza sok tu k l a r ı gün gibi aydın lık b ir h a kik atti r.
Birinci C u m h u riy e t devri, dev le t ad am ları y etiştirem em iştir. C u m h u riy e tin k u r u l m a yılla rın da Millî Müc adeleciler aras ında d a r gın lık lar, k ü s k ü n l ü k le r olmuş ve b i r çok k ıy m etli şahsiyet, devlet id aresin den uzak la ştırılm ıştır. 1- kinci Meşru tiyetin k u r u lm a sın d a hiz m et gören o devrin genç ve i- d ealist şahsiy etleri Millî Mücade lede de, A t a t ü r k ’ün e tr a fı n d a ye ni b ir devletin k u ru lm a sı yolu nda g ay ret sarfe tm işler, f a k a t sonun da, bu devle tin k a d ro l a rı dışında b ır a k ılm ışla r d ır.
ikinci D ünya Harb i yıllaı^nda, L o n d ra B üyük Elçiliği vazifesinde T ü rk iy e y i bu harbin dışında t u t m a k için sarfe ttiğ i ga y re tle r le devle t adamı ve d ip lom at vasfını son b i r defa daha is p at etm iş o- lan Rauf O rb a y ’m uzun seneler hiz m et dışında kalması, şü phe yok ki, m e m lek et için b ü y ü k b i r kay ıp olm uştur.
A dnan A d ıv a r gibi, garp ölçü sü nde m ü t e fe k k i r ve de v le t ada mı vasıfların ı haiz b i r şahsiyetin de harcanm ış olması m illî b i r ka yıp sayılır. A dnan A dıv ar, 1946 dan sonra o çok p a r t il i h a y a t için de m e b u s lu k vazifesini, g arp öl çülerine göre, örnek b ir şekilde y apm ış ve T ü rk iy e d e dem okrasi nin yerleşm esin e b ü y ü k g a y re t le r sa rfe to ıiştir.
F e th i O k y a r h ü r r iy e t mücade lesi içinde yetişmiş, A h m e t izze t P aşa h ü k ü m e tin d e N azır olmuş,
te c r ü b e le r i ve siyasî terbiy esiyle birinci C u m h u riy e tin yetişmiş dev let a d a m la rın d a n biri idi. Ne yazık ki, o da yerinde kullan ılm am ıştır. Bu arada, Millî M ücadel en in ve birinci C u m h u riy e tin dış siyasetin de vazife ala n H aşa n S a k a ’yı m u tedil b i r u n s u r ola rak, 1950 seçim lerin i cnuvşffa kıy etle b aşar an Şem settin G ü n a lta v ’ı d e m o k r a tik ha yatımızın iyi ele m a n la r ın d a n biri olavak zik redebiliriz.
M uarız la rının çeşitli tenkidlerl- ne rağmen, bugün T ü rk iy ed e dün ya ölçüsünde te k devlet adamım ız is m e t İn ö nü'dür. Yalnız i s m e t İn önü, uzun y ıl la r T ü rk iy e n in iç ve dış siyasetinde söz sahibi b ir in san ola rak devle t adamı y etiştir mem iş b u lu n m a n ın da t e k sorum lu s u d u r. Yalnız kendisi, çok p a r tili ha y a ta gittikte n sonra. Mec listeki otuz b eşler g ru p u n u tut m ak ve bazı gençlere siyasi h a y a t ta im k â n la r h a z ır la m a k , suretiyle bu boşluğu d o ld u r m a k istemiş, fa kat verimli b ir sonuç elde edile mem iştir.
Son acı te c r ü b e le r d e n ders alan T ü r k milleti, devle t id aresin i el lerin e bır akacağı şahsiy etlerde, el bette, bazı vasıflar arıy a c a k tır. Bu vasıflar ın başında k u v v e tli b i r ah lâk. k a r a k t e r ve d e v le t hizmetle- 1 rinde iyi yetişm iş olm ak gelir.
( I ) Bu ese r b i r önsöz ilâvesi ve tercümes i ile Princeto n Ü niv ers i tesi Tarih P rofesörü W alter Li vingston W ri g h t ta r a fı n d a n hazır la nm ış ve 1935 yılında P rinceto n Ü niversitesi m atbaasında basılmış tır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi