| S a y f a 2
G Ö R Ü Ş L E R #Uluslararası
Kitap Yılı
ve Türkiye'de
yazarların,
kitapçılığın
sorunları ile ilgili
forumda (soldan
sağa doğru)
W!. Türker Acaroğlu,
Yaşar Nabi Nayır, Kemal Erhan, Oktay Akbal
ve
A li Gevgililibirarada görülüyor.
itap Y ıh„: Türkiye’de Yazar
• ALİ GEVGİLİLİ— «Kitap, dünyaya aydınlık getiren büyük
güçlerden birisidir. Öyle ki, büyük Fransız Devrimi'nden önceki çağa
«Aydınlanma Çağı»
denmek bir gelenek haline getirilmiştir. Zira
bu
çağın büyük ansiklopedistleri, düşünürleri, yazarları eserlerinde daha
sonra gelecek olan çağa öncülük etmişlerdi. XX. yüzyılın ikinci yarısı,
eğitim, öğrenim ve kitap yayını açısından adeta bir patlama dönemi ni
teliğini taşıyor. UNESCO bütün bu gelişmelerin ışığı altında 1972
yılını
Uluslararası Kitap Yılıolarak ilân etmiş bulunuyor.'
ve Kitap
Milliyetin bugünkü forumunda Uluslararası Kitap Yılı dolayısıyla Türkiye’de de kitaba İlişkin sorunlar yazar, yayınevi ve dağıtıcı yönünden tartışılacaktır.
Sayın Acaroğlu. UNESCO niçin böyle bir yılı ilân et
mek zorunluluğunu duymuş tur? Kitap yılı dolayısıyla Türkiye'de hangi hazırlıklar yapılıyor?»
NEDEN KİTAP YIL!?
• ACAROĞLU — «1970 ekim ayında Paris’deki Ge nel Merkezinde toplanan XVI. UNESCO Genel Kon feransında alınan kararların en önemlisi, 1972 yılının «Uluslararası Kitap Yılı» ola rak ilân edilmesidir. UNES CO bu kararla. uygarlığın gelişmesinde kitabın, süreli yayınların, basma yazı ve re simlerin önemini daha da güçlendirmiş ve üye devletle re, kitabın toplumdaki yerini İyice belirlemek için yararlı çalışmalar yapmak fırsatını hazırlamıştır.
Böyle bir kitap yalı, her- seyden önce, geniş ölçüde bir okuma yılı, bir okuma seferberliği olacaktır. Kitap yılıyla ilgili olarak ulusal ko miteler kurmak, gençleri ve çocukları bu konuyla ilgilen dirmek, kitabı herkesin ko laylıkla elde edebileceği bir nesne haline getirmek, kita bın toplumun ilerlemesinde ki yerini halka açıklamak amacıyla özel sergiler, ulusal ve uluslararası kitap fuarları açmak gibi tavsıveler UNES- CO’da üye devletlere duyu ruldu.
UNESCO Kitap Yüı dola yısıyla BelçikaU sanatçı Mic- İıel Olyff’in grafik bir sem bolünü ya da amblemini ka bul etti. Açık bir kitabın iki yaprağında karşılıklı duran iki insanın elele verdiğini gösteren bu sembol pullarda, afişlerde, basında, ulusal ve uluslararası kuruluşlarda kullanılacaktır.
UNESCO Genel Konferan sına Türkiye, Millî Eğitim Bakanı’nın başkanlığında do- •
B S f J l t t f e l B ı l Yaşar Nabi
NA-YİR (UNESCO Kitap Y ılı Komite
si Üyesi, V arlık Yayınevi yöneti
cisi), Oktay AKBAL (Yazar), Ke
mal ERHAN (BATEŞ Genel M ü
dürü, Distripress üyesi), M. Tür
ker ACARO Ğ LU (UNESCO Türki
ye M illî Komisyonu Genel Kurul
üyesi, Basma Yazı ve Resimleri
Derleme Müdürü).
Yöneten; ALİ G EVG İLİLİ
kuz kişilik bir delegasyonla katılmıştı. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu yönetim kurulu başkanı Prof. Bedret tin Tunrei ilk olarak 1971 mayıs avında Ankara’da dü zenlenen bir konferansta Uluslararası Kitap Yılı ko nusunda bir konuşma yap mıştır. Fakat bu olay Türki ye çapında fazla yayılıp du yu rulamamıştır.
Üyesi bulunduğumuz U- NESCO Kütüphanecilik ve Dokümantasyon Komitesi ise 25 ekim 1971 tarihinde An kara’da yaptığı ilk toplantı da, Uluslararası Kitap Yılı’- nuı Türkiye’de kutlanması için kütüphanecilikle ilgili kurumlarla, yayınevleri, ki- tabevleri gibi kuruluşlar tem silcilerinden oluşan bir ko mitenin teşkili teklifini, UNESCO Yönetim Kuruluna ulaştırdı. Komite, yaptığı iki toplantıda önemli bazı tavsiyelerde bulundu.
Öte yandan. Milli Eğitim Bakanlığı da, Kütüphaneler Genel Müdürü Abdülkadir Salgır başkanlığında çeşitli bak aldıklar ve resmî kuruluş temsilcilerinden oluşan bir komisyonu 24 ocak 1972 ta rihinde toplantıya çağırdı. Toplantıda alınan 17 madde lik kararların Millî Eğitim Bakanına birer tavsiye şek linde sunulması kararlaştı rıldı.
N ELERJfAPİLACAK?
Bu kararlardan bazıları şunlardır:
0 Yayın Kongresinin top lanması; 1939’da yapı lan ilk yayın kongresini izle yecek olan bu İkinci kongre, 1972 sonbaharında gerçekleş tirilecektir.
e
Kitap sergilerinin açıl ması: Teknik Yayınlar sergisi, dünya çocuk kitapla rı ve başka konularda sergi ler düzenlenecektir.© Frankfurt Kitap Fua- rı’na Türkiye’nin de her yıl resmen katılması.
0 M. E. Bakanlığı tara fından halk, köylü ve kâğıt zamları, PIT zamları, gençler için bol resimli, gü zel baskılı ucuz kitaplar ya yınlanması.
Q Halka ncuz ya da be dava kitap dağıtmak suretiyle kitap ye okumaya karşı ilgi uyandınlması,
0 Gezici kitaplıkların ço ğaltılması,
0 Kitap maliyetlerini ucuzlatmak amacıyla kâğıt dağıtımı sorunlarının ele alınması.
0 Radyo, TV gibi yayın organlarıyla ldtat&n öneminin belirtilmesi,
0 îlk okullarda sınıf ki taplıklarının geliştiril mesi,
O © Kaliteli eserler için ya zar ve ressamlara ödüller verilmesi,
oo
Telif haklarıyla ilgili çalışmaların yapılma sı.O © Kitap yılıyla ilgili se minerler, konferans lar, açık oturumlar düzen lenmesi.
Türkiye, Uluslararası Kitap Yılı’nı bu hazırlıklarla kut layacaktır.»
KİTABA K IZ M A K
Ç A Ğ DIŞI
DAVRANIŞTIR
Kitabı yaratan yazara saygı duymak, herşeyden önce, ya zarın kitaptan kazandığı pa ra ile günlük geçiminin sağ lanmasıyla olur. Kitabın mürekkebini ya da kâğıdım ucuzlatmak, dağıtım kolaylı ğı sağlamak, sergiler açarak kitabı geniş yığınlara sok mak, öte yandan yazan hiç düşünmemek olacak birşey değildir. Kitap denen değeri yaratan yazan herşeyin önün de düşünmek gereklidir. Dünyanın ileri ülkelerinde vazarbk bir meslek olmuş tur; bir heves, ya da bos za manların uğraşısı değildir.
Türkiye’de yazar. «yazar lık» mesleğinin sağladığı ge lirle geçinememektedir. Ya memur oluyor yazar, ya da tüccar, gazeteci ve gelir sahi bidir. Kitapların geliriyle or ta halli bir geçim sağlanabil- se yazarlık meslek olur. As lında bu olanak dışı değildir. Türkiye’de ünlü yazarlar, ki taplarının gelirinin yüzde sekizini, onunu ve ender ola rak da onbeşini alırlar. Dört bin adet basılan bir kitabın kırk bin lira gelir sağladığı düşünülürse yazar yüzde on pay alsa dört bin, yüzde on- beş alsa altı bin lira telif hakkı geçer eline... Yılda iki kitabı çıksa, yazarın alacağı en çok oniki bin liradır. Ge lir vergisi de çılanca bu top lam avda en çok bin lira sağ lar. Buna da meslek dene mez. Yazar böyle bir ortam da eliıette başka İsler yapa cak, ancak boş zamanlarında fazı yazacaktır.
KİTAP SATIŞLARI
BİR KAÇ KAT
ARTTIRILABİLİR
1939’daki Birinci Neşriyat Kongresinde kitapçılık konu
sunda kâğıdın ucuzlatılması gibi isteklerin yanısıra bir de dağıtma örgütünün kurulması öne sürülmüştü. Yayıncı Ah met Halit o kongrede «Harf devriminden önce mevcut olan ikiyüz bayi bugün elliye indi. Kitap yayınının yolunda yapılmamasının başlıca nede ni kitabın az satılmasıdır. Ma arif Bakanlığı yardımıyla ba yi teşkilâtı yapılmalı, bütün kaza ve nahiyelere, belediye teşkilâtı olan köylere kadar kitaplar yayılmalıdır. Kitabı nı satamadığımız için muhar riri mesut edemiyoruz.» de miştir. Kongrede Vâlâ Nuret- tin, «Gazete, dergi girmeyen koskoca vilayetlerin olduğu nu» söylüyor. Sadrı Ertem, «Dağıtım işi halledilmedikçe ne okuyucunun, ne de yazarın şikâyetlerinin önüne geçile mez» diyor. Nurullah Ataç, «Türkiye’de geniş bir okur kitlesi yetişinceye kadar dev letin yazarı sadece korumaya değil, geçindirmeye zoruniu olduğunu» ileri sürüyor.
Kongreden sonra devlet ki tapları mütedavil sermayesi Müdürlüğüne bağlı yirmi ya yınevini içine alan bir örgüt kurulmuştur. Bugün bunlar kendi kitaplarını bile satamı- yorlar, dağınık ve yetersiz bir durumdadırlar.
Kitabı halka ulaştırmak İçin büyük bir dağıtım örgü tünün kurulması gereklidir. Böyle bir örgütle şimdi beş bin satan bir kitabın birkaç katı satış gerçekleşebilecektir. Türkiye, kitap satışını fazla sıyla artırma potansiyeli olan bir ülkedir. Söz gelişi, yılda yirmi bin satan iki kitap ya- zarına yılda 60—70 bin liralık ayda ise dört bin liralık gelir sağlayabilecektir. Bu ka darı bile bir meslek olarak
yazarı eseriyle başabaş bıra kacak imkânları verebilir.»
ESKİDEN YAZARLAR
Y A Y IN C I
BULAM AZDI
• GEVGİLİLİ — «Sayın Ya şar Nabi Nayır, ülkemizin en eski yayıncılarından birisisi niz. Yıllar boyunca Türkiye’de kitabın geçirdiği değişiklikle ri ve yayıncılığın evrimini iz lemiş bulunuyorsunuz. 1970- lerde Tiirk kitap yayıncılığı nın başlıca sorunları neler dir?»
• NAYIR — «Türkiye’de ki. tap yazarı şikâyetlerinde hak sız değildir. Onsekiz yıllık ya zarlıktan sonra editörlüğe baş layan ve bugüne dek yayıncı lık ile yazarlığı bir arada gö türen bir kişiyim. O yüzden dir ki, yazarın günümüzdeki şikâyet ve dertlerini anlayış la karşılıyorum. Ne var ki, Türk yayıncılığında son yıl larda önemli gelişmeler oldu ğunu da belirtmek gerekiyor.
Yazarlığa başladığım dönem lerde yazarların kitaplarını za rarına bile olsa bastırması adetâ olanaksızdı. O günle rin ünlü yazarlarının çoğu uzun süreler kitaplarını ken di masraflarıyla yayınlamış, hattâ, koydukları sermayeyi geri alamadıkları da olmuş tu. Türkiye’de bugün kitap basan bir çok yayınevi orta ya çıkmış, yazar, eserine kar şılık bir telif hakkı sağlama, ya başlamıştır. Ancak bu ge lişmelere rağmen Türk yayın hayatının ileri ülkelerin canlı ve zengin yayın imkânlarıyla karşılaştırıldığında zayıf ve yetersiz kaldığını görüyoruz.
Kitap yayınının çok yanlı sorunları gerek Millî Eğitim Bakanının 1972 Kitap Yılı'nı açış konuşmasında, gerekse UNESCO Kitap Yıb Komite- si'ııin vardığı kararlarda be lirtilmiştir. Sayın Bakan Arar, «Kitap üretiminin arttırılma sını ve teşvik edilmesini, ge niş kitlelerin okuma ihtiyacı nın karşılanmasını, iyi kali tede çocuk ve gençlik kitap larının çok sayıda yayınlan masını» öngörmektedir. UNES CO Kitap Yılı Komitesi de, kitabı yığınlara sevdirmek için sergiler açılması, konte- ranslar düzenlenmesi, 1972’de kitabın yayılması yolunda en çok çaba gösteren kişi ve ku- rumlara Millî Eğitim Bakanlı ğınca ödül verilmesi, radyoda kaldırılmış bulunan kitap ta nıtma programlarının yeni- den başlatılması gibi tavsiye lerde bulunmuştur. Bütün bu öneriler gerçekleştirilebilirse
| Devamı Dokuzda
• GEVGİLİLİ — «Sayın Akbal siz hem yazar hem de eleştirici olarak uzun yıllar kitaplarla uğraştınız. Bugün Türk kitap yazarmm karşı karşıya bulunduğu temel so runlar nelerdir?»
• AKBAL — «UNESCO, «herşeyin üstünde kitap» der ken, kitap ve yazara saygı, sevgi duyulmasını ifade edi yor. Düşüncemize uymuyor diye bir kitaba kızmak, top latmak ya da ortadan kaldır mak günümüzde çağ dışı bir davranış olur. Çeşitli ülke lerde görülen kitapların va- kılışı, yok edilişi olayları, aslında, kitabı ortadan kal dıramamıştır. Kitabı ancak başka bir kitap yenebilir, or tadan kaldırabilir. Bir kitap ta ileri sürülen görüşlerin, düşüncelerin tersliğini, yan lışlığım ya da geriliğini bize ancak başka bir kitap anlatır ve inandırır. Devletleri elin de tutan politikacıların gü cünden kat kat üstün olan kitap yeni çağlar açar, eski likleri yok eder.
t Baştaraft tkineide sonuçlan çok olumlu olacak ve yayın hayatımıza büyük bir hız verebilecektir.
KÂĞIT FİYATI
3 YILDA % 100
YÜKSELDİ
1912 Uluslararası Kitap Yı lının sloganı, «Herkes için kıtap>. tır. Bunun «Herkese göre kitap» ve «Herkesin aya ğma götürülecek kitap» şek linde iki anlamı var. Herkese göre kitapta, sorun, daha ucuz kitapta toplanır. Ne ya zık ki, 1972’de Türkiye’de ki tap fiyatları çok yükselmiştir. Kâğıt fiyatları son üç yılda yüzde yüz artmıştır, öncelik le kâğıt fiyatiarmın ucuzlatıl ması üzerinde durulmalıdır. Bir başka sorun da Türkiye’
de kitap için özel kâğıt olma masıdır. Kitapların gazete kâ ğıdına basılması yalnız Tür kiye’ye özgü bir durumdur. İzmit fabrikasının kurulma sından önce ithal malı iyi ki tap kâğıdı bulunabiliyordu. Bugün ancak devlet eliyle ba sılmış kitaplarda çok iyi kali tede kâğıda rastlanabiliyor.
Y A Z A R VE BAYİ
YÜKSEK PAY
İSTİYOR
Ucuz kitap sağlamanın İkin ci zorluğu, yazarların ve çevi ricilerin kitap fiyatiarmın art masından yana olmasıdır. Es kiden yazar ve çevirici for ma başma ücret alırdı. Bu gelenek yazarların gelirlerini azaltma pahasına ucuz kitap çıkmasını sağlıyordu. Bugün kitabın genel satış tutan üze rinden hesaplanan bir oranla telif ve tercüme ücretleri be lirleniyor. Eskiden bir defada alman ücrete karşılık şimdi kitap ne kadar yüksek fiyatla basılırsa, yazarın aldığı pay da o kadar artıyor.
Bayiler ise az kâr bıraktığı için ucuz kitap satmak iste miyorlar. Eskiden çıkmış ucuz kitapları satmaya yanaş madıkları gibi, yeni satışa çı kan ucuz kitaplan da dağıt maya rağbet etmiyorlar.
Daha kaliteli kitap vermek için iyi kâğıt gereklidir, bu gün kullanılan ikinci ve üçün eü hamur kâğıtlar kitabı çir kinleştiren araçlardır.
Yayıncının sorunlarından bi risi de telif haklarıdır. Bu, aynı zamanda, yazarın da so runudur. 1951'de kabul edilen Fikir ve Sanat Eserleri Ka- nunu bu konuda yeterli sayı lamaz. Mutlaka bir yenisinin yapılması gerekir. Kanun, ya- ymlanışından sonra on yıl ge çen yabancı kitapların hiçbir telif ücreti verilmeden Türki- ye'de basılmasını sağlamıştır. Fakat bu durum kitap sahi, bine ücret ödemeksizin eser basılabildiği için aynı kitabın üç ya da dört değişik çevirisi yayınlanarak, gereksiz kitap artışına yol açtı. Oysa Berlin anlaşmasına uygun bir yasa kabul edilmiş olsaydı, elli yı lı doldurmamış eserlerin ya yınlanması için yayınevi ya zarla sözleşme yaparak, ki tabın telif hakkına tek başına sahip olabilecekti. Bu kararın yararı yanında zararının da önemle düşünülmesi gerekir.
Yayıncılar bugün el ele ça lışmaktan uzak bir tutumda dır. Gerçi eskidenberi kurul muş hir Editörler Derneği vardır ama yayıncılarımızın çoğunluğu bu derneğin dışın dadırlar ve Dernek kongrele. ri de yönetim kurulunun dı
şındaki üyelerce izlenmediğin den hep aynı başkanlık ve yö netim kurulu ile iş görür, da ha doğrusu iş görmez. Tica ret Odalarına benzer ve o güç te bir yayınevleri organının kurulması, yayınevleri ve ki tabın haklarım savunmakta daha yararlı çalışmalar yap ması bakımından gereklidir.»
DAĞITICI, KIŞKIRTICI
SAYILAN KİTAPLA
RA ÜRKEK
DAVRANIR
oaBacaBaaasss • GEVGİLİLİ — «Açıkla malar gösteriyor ki, Türkiye’ de kitabı yazmak ve basmak yetmiyor; aynı zamanda bu nun gerekli ellere geçmesini sağlayacak etkili bir dağıtım örgütlenişine de ihtiyaç var. Sayın Erhan, son yıllarda hız la gelişen bir dağıtım örgü tünün başında bulunuyorsu- r.üz. Türkiye’de özellikle ki tap dağıtımcılığı günümüzde ne gibi sorunlarla karşı kar şıyadır?»• ERHAN — «Kitabın hal ka indirilmesi sorunu güçlü bir dağıtım şebekesine duyu lan ihtiyaca bağlanmaktadır. 1 ekim 1980’da kitap dağıtı mıyla ilgili olarak ilk anonim şirketin kuruluşuna kadar Türkiye’de bu alan ilımal edil iniştir. Kitap yayıncılığı gibi dağıtıcılığı da son on yılda hızla gelişmiştir. Öyle ki, 1960’ da kurulduğunda cirosu 110 bin liradan ibaret kalan ilk dağıtım şirketi bugün yılda 18 milyon liralık iş hacmine erişmiş bulunmaktadır. O gün den bugüne irili ufaklı çeşitli dağıtım şirketleri kurulmuş bulunmaktadır.
Günümüzde bir iş kolu, bir meslek niteliğini taşıyan ki tap dağıtımında, dağıtıma gi recek kitapların seçimi belirli ilkelere bağlıdır. Şöyle ki: 0 Kitap, daha önce bir ya
da birkaç kitapçı vasıta sıyla dağıtılmış olmamalıdır. Az da olsa dağıtılan bir kitap, şansı kaybolduğundan yeni den dağıtıma tâbi tutulmaz 0 Eski tarihli kitaplar da ğıtılmaz. Genellikle baskı tarihi, dağılım tarihini taşır. 0 Dağıtılacak kitabın baskı tekniğinin, kâğıt necileri nin. tertibi ve kapağının kali teli olması gerekir.
Kitaplar-“Kitap Yılı,,: Türkiye'de Yazar ve Kitap
çok sınırlıdır, özel dağıtım şirketleri öncelikle kâr faktö rüne dayanır. Dağıtımcılar kendi açılarından uygun gör- medlklerl kitapların dağıtımı nı yapmamakta, yayınevleri ise istedikleri kitabı basma makta serbesttir. Bu tür kı sıtlamalardan çıkan sonuç şu dur: Türkiye çağdaş kültüre erişme çabasında hir toplum olarak, bir kültür politikası na sahip değildir Az gelişmiş bir ülkede belirli bir kültür politikasının ışığında özel ku ruluşları organize etmek, yol göstermek, işbirliği yapmak, devlete düşen görevlerdir. Kültür politikası bir ulusun gereği gibi aydınlanmasını is temektir.
Abşılmış düşünüşü, beğeni leri ve görüşleri devam etti- ten yazarlar ve kitapların ya nılıra yeni görüşler getiren, ufuk açan hattâ bazan kızdı ran. korkutan yeni kitaplar vardır. Bu çok değişik ve çe- jftTl kitapların değerlendiril mesi, kültür ve ülke İçin za rarlı ya da yararlı olduğuna karar verilmesi sorununu; normal bir özel teşebbüs sa hibi, yönetici, dağıtıcı, yayın evi sahibi hattâ bir devlet memuru kolay kolay çözemez, ölümünden bir yıl önce yurt dışına çıkmak isteyen Sait Faik Abasıyanık pasaport al mak için müracaat ettiğinde kendisinden mesleğinin «ya- zar» olduğunu kanıtlayım bir belge istenmişti. Böyle bir şey imkânsız olduğu için o tarih te pasaportuna «mesleksiz» diye yazılan Sait Faik’e, on yıl sonra, büyük bir gazetede yüz Tiirn büyüğü nrasında «ya zar» olarak yer veriliyordu. Yazar ve kültür konusunda bir politikası olmayan devlet, bu tür çelişmelere düşmek ten kurtulamaz.
Kültürden yana kültürü se ven, bilen kişilerin yöneteceği bir dağıtım teşk'lâtı devletçe, hattâ bir Kültür Bakanlığı’na bağlı bir örgüt olarak kurul malıdır. Teşkilâtın, ayrıca, özel sektörle işbirliği yapma sı da düşünülebilir.
\ azar, kitap fiyatlarının yükselmesini kesinlikle İste mez. Sürümü çok olan ki taptan elde edilecek kazanç, pahalı ama t/ı satan bir kitap tan daiıa yüksektir.
Günümüzde devlet, ödüller koyarak, sergiler açarak, kita bı halkın içine sokarak, da ğıtım örgütleri kurarak, yaza ra ve kitaba sevgi ve saygıyı sağlamalıdır.»
KÜLTÜR
POLİTİKA
LARI, HER SİYASAL
İKTİDARA GÖRE
DEĞİŞİR^
• GEVGİLİLİ — «Türki ye’de kitapçılığın geliştiril mesi için önerdiğiniz tedbir ler ne şekilde gerçekleştiri lebilir. Sayın Nayır? Kültür politikasına ve dağıtıma iliş kin görüşleriniz nelerdir?»
• NAYIR — «özet teşkilât lar yerine kl’ap dağıtımının devletçe yapılması ilk bakışta cok çekici bir düşüncedir. Oy sa, bu İşi gerçekleştirmek amacıyla yıllar önce kurulan Devlet Kitaplan Mütedavll Ser mayesi bir çeşit iflâs etmiş dunundadır. Her değişen ikti dar ve Mili! Eğitim Bakanı ile kültür politikası da değişmek tedir. Bu devamlı değişme, kültür politikasını çeşitli po litik baskılarla etkilemekte sürüp gittikçe dağıtımın ne devletçe yapılabileceğine, ne de yapılması gerektiğine İnan- mıyorum.
UNESCO tarafından yapılan tavsiyeler ve alınan kararlar ile Millî Eğitim Bakanlığının önerileri gerçekleştirilebilirse, Türkiye’de kültür gelişiminde büyük yararlar sağlanabilir. Aynca, okullarda kitap yılı dolayısıyla geniş bir kitap okutma kampanyasına giri şilmesi İçin Bakanlıkça emir verilmesi gerekir.
Şimdiye kadar İzlenen kül tür pnlitlkalaımda, çok defa liselerin ve ortaokulların kİ- tabı kendi çevrelerine, öğren
cilerine tavsiye etmeleri iyi karşılanmamış, müfettiş so ruşturmalarına hile yol açmış, tır. Bu futum gerek öğ retmenleri, gerekse okul müdürlerini «kitaptan çekin meye» İtmiştir Hangi kitabın ne şekilde uygun, ya da uy gunsuz görüleceği resmî ma kamlarca bilinemediği için ge nellikle kitabın okullara so kulmaması, öğrencilere tavsi- ye edilmemesi yoluna gidil miştir. Okuma alışkanlığı genç yaşta edinildiiriııe göre okullarda öğrencilere yararlı ve klâsik kitaplar tavsiye edil meli ve Millî Eğitim Bakan- lığı da kitabı sevdirmek için okullarda ön-ayak olmalıdır.
EDEBİYAT SEVİMLİ
BİR DERS OLMALI...
Türkçe ve edebiyat dersleri- nin kitap sevgisini aşılayacak, geliştirecek biçimde program lanması önemlidir. Bugünkü edebiyat dersleri gençleri an cak edebiyattan soğutacak bir nitelik taşıyor. Öğrenciler, Di van ve Tanzimat edebiyatını, aruz vezni örneklerini öğren meye, açıklamaya, sözlükler den bir sürü anlamadıkları ke limeleri araştırmaya zorlanı yorlar. Edebiyatın sevimsiz blrşev olduğu izlenimi öğren- etler üzerinde yerleşiyor. Bu davranış değişmeli: edebiyat sevilen bir ders haline geti rilmelidir.
Türkiye’de kitapçılık konu sunda şu noktalan da belirt mek gerekir:
• Kitap bayilerinin bazıla- nnm seviyesi yeterince yük sek değildir. Pek çoğu başka bir ticaret uğraşısı içinde, kitap satışını ek bir görev ola rak almışlardır. Gönderilen eserleri rastgele raflara diz mekte ve kitap alıcısı bunla rın arasından kitap seçmek tedir. Sipariş edilen kitaplan İse. çokluk posta masraflann- dan kurtulmak İçin «yayınevi tarafından gönderilmediğini» Heri sürerek alıcıya temin et memektedirler. Yayınevi İse, gönderdiği kitaplann ne ka- dannın satıldığını bile kolay öğrenememek'edir.
da anlatım gücü, konunun öııemi gibi unsurlar da dik kate alınır. Hem kalite, hem kantite yönünden ağırlığı o- lan eserler tercih ed lir.
O Türkiye bugün gelişmiş ülkelere yaklaşma yarı- şunla olan bir toplumdur. Bu devirde Türk devletinin kamın ve nizamlarınca suç sa yılan, kışkırtıcı, bölücü, hu zursuzluk yaratıcı nitelik ta şıyan kitaniar karşısında da ğıtıcı ürkek davranır. Adalet makamlarıyla bir sürtüşmeye girmekten kaçınır.
© Eser, her halde öğretici nitelikte olmalı, bilimsel ve kültürel değeri bulunma lı, milletçe gelişmemize var dım etmelidir.
Büyük -şirketlerin amaçları kâr olmakla birlikte yaptıkla rı İşin de başarılı olmasını İs. terler. Çok İade edilen kitap lar başarısız sonuçlar verir.
Kitap fiyatı kârı kararlaştı ran tek unsur değildir. Kitap ucuz fakat sürümlti olmalıdır.
Bugün "86 kitap bayiimiz vardır. Bunlarla üç şekilde ça- hşmaktayız. Varlıklı, kuvvet li ve faturasını sağlam ödeyen bayilerle açık kredili; maddî gücü daha zayıf olanlarla öde meli göndermek ya da temi nat karşılığı yoluyla veya pe şin ödeme suretiyle çalışıyo ruz.
PTT'NİN YÜKSEK
FİYATLARI KİTAP
DA Ğ ITM AY I
PAHALİLAŞTİRDİ
Dağıtıcının bugün karşı kar- si PTT’nin yüksek fiyatlarıdır. 5 mayıs 1971 tarihinde yü rürlüğe giren PTT zamları- nın özellikle koliler ve taah hütlü gönderilen kitaplar için olumsuz etkileri oldu. Eski den iki liraya kadar olan bir kilo kitap yollama ücreti şim. di üç liraya çıktı, ödemeli yollanan kitaplardan eskiden kilo başına I lira alınırken bugün 3 lira istenmektedir.
Zamdan önce 2 liraya yolla nan kitap, bugün 4 Hra ilâ veyle, 6 liraya gönderilebili yor. Yüksek posta ücretleri çoğu dağıtıcı için Anadolu’ya daha ucuz kitap şevkini ön leyen başlıca engeldir. Büyük dağıtımcı, kitaptan yüzde 35 bir pay alır. Bunun yüzde 20 — 25’ini kitapçıya verince ken disine ancak yüzde 10’Iuk pay kahr. İp, paketleme, kâğıt ve PTT masrafları günümüzde dağıtım maliyetini yükselt mektedir. Bunları ucuzlatıcı tedbîrler gereklidir.
Eskiden yayıncılar ve yazar lar, kitap bedellerini kolay alamazlardı. Dördüncü baskı sını yapan kitabının daha ilk baskısına ait parayı alamamış kitap yazarları vardı. Bugün iş yaptığımız kimselere öde melerde eskiden beri Bab-ı âli de süregelen gecikmeleri önle meye çalışıyoruz. Satış süre sini kısaltarak, eserlerini da ğıttığımız özel, ya da tüzel ki şilere ilk ödemeyi, kitabı da ğıttıktan 90 gün sonra yapıyo ruz. Ancak, dağıtım masrafla rım yükselten sebepler daha iyi bir hizmeti önlemektedir. Mevcut sorunların çözümü için gösterilecek çabaların kollektif olmasını, öteki ya yınevleri ve dağıtımcılarla iş birliği yapılmasını zorunlu sa yıyoruz.»
1971'DE 6471 KİTAP
Y A Y IN L A N D I
aam —mams—mm
• GEVGÎLtLt — «Türkiye' de kitap sayısının son yıllar da artış gösterdiği bilinmek tedir. Sayın Acaroğlu, Türk kitapçılığının gelişimiyle ilgi li olarak elde ne gibi bilgiler var?»
• ACAROĞLU — «Kesin bir rakam elimizde olmamakla birlikte, 1971’de basılan eser ler, 1830 adedi sosyal biUmler, 1177’si edebiyat ve 1164 adeti de uygulamalı bilimler ile il gili olmak üzere 6471’dir. Bundan önceki yıllarda ilk sı rayı sosyal bilimler, İkincisi ni uygulamak bilimler, üçün- cüsünü ise edebiyat alıyordu. 1970’de 5854, 19C9’da 5669. 1968’de 5492, 1967’de 5688, 1966’da 6099 eser basılmıştı.
Bu rakamların Sovyetler Birliği dışındaki komşu ülke- lerdekllerİe karşılaştırıldığın da oldukça yüksek olduğunu sanıyorum.
Geçen vıl basılan 6471 kitap ve broşürden 5437’sl telif, 1034’ü ise çeviridir. Genel toplamdan 5274’ü kitap, 1197’ si de broşürdür.
Baskı yerleri itibariyle de 1971’de İstanbul’da 3727, An- kara’da 2145 ve öteki yerlerde ise 590 kitap ve broşür basıl mıştır.
Türkiye’de geçen vıl yaban cı dilde basılan eser sayısı 311 adet olmuştur. 228 İngiliz ce, 39 Fransızca. 26 Almanca eser basılmıştır. Bunlardan başka azınlık dillerinde Erme nice başta gelmek üzere, Arapça. İtalyanca. Rumca, Farsça ve Kürtçe kitap yayın lanmıştır.»
SAİT FAİK İÇİN
«MESLEKSİZ»
DENMİŞTİ
• GEVGİLİLİ — «Sayın Akbal, Türkiye’de kitap yayı nının gelişimi, yazarlık mes leğinin yerleşmesi ve dağıtım cılığa ilişkin sorunların çö zümü için neler üzerinde du rulmasını salık verebilirsi niz?»
• AKBAL — «Kitap yayını nın gelişmesi için Türkiye’de gösterilen çabalar şimdilik
• Kitabı halk yığınlarına götürme imkânı daha geniş bir ölçüye çıkarıiabllse, kitap satışları da artacaktır
• Türkiye'de matbaadan çı kan ve bir formayı geçen her hasılı şey kitap sayılıyor. Bun- lar arasında broşür bile sayı lamayacak, reklâm pınspek- tilslerl de var. Buna karşılık yabancı ülkelerde ancak üç formayı aşan şeyler kitap sa yılır Bu yüzden yabancı ül kelerde satışta olan kitapla rın toplamını Türkiye’de ba sılan kitap savwsy>* karşılaş tırmak doğra deft’dir. Sadece basılan kitap sayısı değil, in- san başına düsen kitap sayısı de önemlidir. f»n sayı Türki ye’de komşu fllke'ere göre ye tersizdir.
• Yazarlar, alacakları telif hakkının yükselmesini sağla- yacağı İçin hitap fiyatiarmın artışım desteklemektedirler.
A N A D O L U 'D A Kİ
TAPÇI SAYISI
V'
ar^
y o^
• GEVGÎLtLt — «Sayın Erhan, kitap uağıumcılığının geliştirilmesi ne gibi faktör lere bağlıdır?»
• ERHAN — «Türkiye’de kitapçılık açısından son yıl larda ortaya önemli bir geliş me çıkmıştır. Bu, kitapçılığın doğrudan doğruya bir meslek hüviyetini kazanmasıdır. Es kiden başka işler yapan dük kân sahipleri, bir köşeye yer leştirilmiş raflarda da belirli sayıda kitap bulundururlardı. Bugün Anadolu’nun çeşitU kö şelerinde kitap haylileri hem sayıca artmakta, hem de ki tapçılığı bir meslek halinde benimsemektedirler. örnek olarak, Adana’da eskiden sa dece beş kitapçı vardı. Bu- gün ise 14 kitabetine sahibiz. Bayi sayısının artışı, kitap da ğıtımım daha da etkili hale getirecektir.
Genel dağıtım yapan yeni kuruluşların dağıtım ve ulaş tırma konusunda işbirUği yap malan, işleri daha da kolay laştıracaktır. Kitap dağıtımın da şirketlerin herhangi bil sansürü söz konusu değildir. Sadece mevcut yasalara ay- kın düşebilecek çeşitte bölü cü ve anarşist eserler karşı sında dağıtımcı haklı bir kuş kuya sahiptir.»
TELİF H A K K IN A
VERGİ İN D İRİM İ
YAPILMALI
• AKBAL—«Türk yazarının karşılaştığı önemli sorunlar dan birisi de, vergiler konusu dur. Bilindiği gibi, yazarlann on bin liraya kadar olan telif baklan bugün gelir vergisin den muaf tutulmaktadır. Ya şama şartlarının son derece ağırlaştığı günümüz koşulla rında bu sınır çok yetersizdir. Öyle ki, Maliye BaVanlığı yet kililerinin bile telif hakkı muaflığım yirmibin llrııva çı karma zorunluluğunu duydu ğu basında belirtilmektedir.
Türkiye’de de yazarlığın meslek durumuna gelmesi is teniyorsa, yazara, geçimini sadece kitaptan sağlayabilece ği olanaktan mutlaka tanı mak zorundayK. Gelir vergi si indirimi bu yöndeki İlk tedbirlerden birisi olabilir»»
• GEVGÎLtLt - «UNESCO’ mm Uluslararası Kitap Yılı dolayısıyla Türkiye’de kitap çılığın sorunlannı ele alan lorum şu gerçekleri ortaya koymaktadır:
0 Kitaba ve yazara gösteri len saygı, aslında, toplu mun uyanış ve kalkınmasına gösterilen saygı demektir. Hi tabı sevmeli, sevdirmell; halk yığınlarına yayılmasını kolav laştırmalıyız.
0 Türkiye’de kitap yayını son yıllarda hızla geliş mekle birlikte önemli bazı sorunlara da sahiptir. Yaza rın kitaptan elde ettiği gelir, şimdilik, yazarlığı bir meslek ciuı umuna getirmekten uzak tır. Yüksek kâğıt fiyattan, r-aıka bol ve ucuz kitap ver meyi engellemektedir. Ana- do'uya kitap dağıtımı daha gelişim aşamasındadır.
0 Milli Eğitim Bakanlığının 1972 sonbaharında düzen- »edığı İkinci Yayıncılık Kon gresi. sorunların sistematik biçimde ele alınmasına fırsat verir ve venı çözümler geti rirse Türk toplumuna kaliteli ucuz, bol eser vermek yönün ile önemli bir adım atılmış macaktır.»
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toras Arşivi