• Sonuç bulunamadı

Kırsal kalkınmada köylere hizmet götürme birliklerinin ve il özel idarelerinin rolü ve önemi, Yozgat ili Çekerek ilçesi örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kırsal kalkınmada köylere hizmet götürme birliklerinin ve il özel idarelerinin rolü ve önemi, Yozgat ili Çekerek ilçesi örneği"

Copied!
148
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

KIRSAL KALKINMADA KÖYLERE HĐZMET GÖTÜRME BĐRLĐKLERĐNĐN ve ĐL ÖZEL ĐDARELERĐNĐN ROLÜ ve ÖNEMĐ,

YOZGAT ĐLĐ ÇEKEREK ĐLÇESĐ ÖRNEĞĐ

TANER TENGĐR YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

TARIM EKONOMĐSĐ ANA BĐLĐM DALI KONYA- 2010

(2)

T.C.

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

KIRSAL KALKINMADA KÖYLERE HĐZMET GÖTÜRME BĐRLĐKLERĐNĐN ve ĐL ÖZEL ĐDARELERĐNĐN ROLÜ ve ÖNEMĐ,

YOZGAT ĐLĐ ÇEKEREK ĐLÇESĐ ÖRNEĞĐ

TANER TENGĐR

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

TARIM EKONOMĐSĐ ANA BĐLĐM DALI

Bu tez 15.02.2010 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oybirliği / oy çokluğu ile kabul edilmiştir.

Prof. Dr. Cennet OĞUZ Doç. Dr. Doğan UYSAL (Başkan) (Üye)

Yrd. Doç. Dr. Yusuf ÇELĐK (Üye)

(3)

ÖZET

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

KIRSAL KALKINMADA KÖYLERE HĐZMET GÖTÜRME BĐRLĐKLERĐNĐN ve ĐL ÖZEL ĐDARELERĐNĐN ROLÜ ve ÖNEMĐ,

YOZGAT ĐLĐ ÇEKEREK ĐLÇESĐ ÖRNEĞĐ

TANER TENGĐR

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

Danışman: Prof. Dr. Cennet OĞUZ 2010,132

JÜRĐ: Prof. Dr. Cennet OĞUZ Doç. Dr. Doğan UYSAL Yrd. Doç. Dr.Yusuf ÇELĐK

Çalışmanın temel amacı; Türkiye’de uygulanan kırsal kalkınma çalışmalarını ve Yozgat ili Çekerek ilçesi Köylere Hizmet Götürme Birliği ve Đl Özel Đdaresinin yapmış olduğu çalışmaların ilçenin sosyo- ekonomik yapısına katkısını incelemektir. Araştırmanın ana materyalini Tarım ve Köy Đşleri Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatının yapmış olduğu çalışmalar, ayrıca Çekerek Đlçesine bağlı köylerde yapılan KÖYDES projeleri oluşturmaktadır. Yalın bir ifade ile kırsal kalkınma; kentsel alanlar ile kırsal alanlar arasındaki gelişmişlik düzeyinin en aza indirgeme çalışmalarıdır. 1963 yılından bugüne kadar yapılan kırsal alan çalışmaları 2001 Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında kalkınma programları oluşturularak, kırsal alanlarda yaşayanların hayat standardını yükseltme hedeflenmiştir. Bu nedenle; 2005 yılında başlatılan KÖYDES projesi ile kırsal alanlarda yol, içme suyu, kanalizasyon gibi alt yapı çalışmaları yapılarak kırsal alanların gelişmesi hedeflenmiştir.

(4)

2009 yılı Ocak ayı itibariyle yolsuz köy kalmamış, 34.475 köyün Ocak 2009 itibariyle 27.578 köye içme suyu getirilerek kırsal alanda yaşayanların ihtiyaçları giderilmiştir. KÖYDES projesi kırsal kalkınmanın altyapı bölümünü ile ilgilenir. Halbuki; kırsal kalkınma; kırsal turizm, kırsal sanayi, kırsal alanda istihdam konularını da içermektedir. Bu sebeple, kırsal alanlardaki okul, camii, sağlık ocağı gibi kamu kurumlarına öğretmen, sağlık görevlisi, din görevlisi gibi personel atamalarının yapılması kırsal alanların kalkınmasına katkı sağlayacaktır.

Anahtar Kelimeler: Yozgat, Çekerek Đlçesi, Kırsal Kalkınma, Köylere Hizmet Götürme Birliği, Đl Özel Đdaresi

(5)

ABSTRACT Master Thesis

THE ROLE AND THE IMPORTANCE VILLAGE UNIONS SERVICES AND PROVINCIAL SPECIAL ADMINISTRATIONS,IN RURAL DEVELOPMENT, A

CASE STUDY THE PROVINCE OF YOZGAT, THE DISTRICT OF CEKEREK

TANER TENGIR Selcuk University

Department of Agricultural Economics

Supervisor: Prof. Dr. Cennet OGUZ

2010,132

JURY: Prof. Dr.Cennet OGUZ Doç. Dr. Dogan UYSAL Yrd. Doç. Dr.Yusuf CELĐK

The main purpose of the study in Turkey applied to rural development work and the town of Yozgat Province in the Cekerek Village Service Union and the Special Provincial Administration of studies have made the town's socio-economic structure is to examine the contribution. Agriculture and Rural Affairs, the main material of the study, the Ministry of State Planning Organization has done his work, but they also made in the Cekerek village of the district depends KOYDES projects constitute. Rural development with a simple phrase; urban areas and rural areas to minimize the level of development between the tasks. Since 1963, the rural areas far from the 2001 European Union harmonization process works in the context of development programs by creating, upgrading the standard of living of those living in rural areas are targeted. Therefore, in 2005, launched the project with KOYDES roads in rural areas, drinking water, sewage, such as infrastructure work will be done in the development of rural areas are targeted.

(6)

As of January of 2009 as of the corrupt village have survived, 34,475 villages in January 2009 after being brought drinking water to the village as 27,578 people living in rural areas needs has been corrected. Portion of rural infrastructure development project KOYDES engagement. However, rural development, rural tourism, rural industry, including in rural areas is employment. For this reason, rural schools, mosques, public institutions such as health teacher, health worker, religious leader, such as personnel assignments will be done contribute to the development of rural areas.

Key Words: Province of Yozgat, District of Cekerek, Rural Devolopment, Vıllage Unıons Servıces, Provıncıal Specıal Admınıstratıons

(7)

TEŞEKKÜR

Araştırmanın gerçekleştirilmesinde, yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen ve bilgilerinden çok büyük ölçüde yararlandığım danışmanım Prof. Dr. Sayın Cennet OĞUZ’a, çalışmamı bilimsel olarak inceleyip önemli katkı sağlayan Yrd. Doç. Dr. Sayın Zeki BAYRAMOĞLU ve Yrd. Doç. Dr. Sayın Mithat DĐREK ile Selçuk Üniversitesi Đktisadi ve Đdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sayın Doğan UYSAL ve Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Sayın Yusuf ÇELĐK’e en içten teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca; Yozgat Valisi Sayın Amir ÇĐÇEK’e ve bilgilerinden yararlandığım Yozgat Đli kamu kurum/kuruluşlarının çalışanlarına teşekkür ederim.

TANER TENGĐR

(8)

ĐÇĐNDEKĐLER ÖZET………. .i ABSTRACT………. ..iii TEŞEKKÜR……….. .v ĐÇĐNDEKĐLER……….. vi KISALTMALAR DĐZĐNĐ………viii ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ………....ix ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ………...xi GRAFĐKLER DĐZĐNĐ………...xii 1. GĐRĐŞ……… 1 1.1. Araştırmanın Önemi………... 2 1.2. Araştırmanın Amacı……… 7 1.3. Araştırmanın Kapsamı………….………...……… 9 2. MATERYAL ve METOT……….…... 10 2.1. Materyal...………... 10 2.2. Metot....……… 10

3. KONU ĐLE ĐLGĐLĐ ÇALIŞMALAR...………... 12

4.KIRSAL ALAN ve KIRSAL KALKINMA KAVRAMLARI……… 15

4.1 Toplum Kalkınması………... 15

4.2.Kırsal Kalkınma ve Önemi..………... 21

4.3.Kırsal Kalkınmanın Gereği ve Kapsamı ……….……… 23

4.4.Dünyada Kırsal Kalkınma Politikaları……….. 24

4.4.1. OECD’ye göre kırsal kalkınma……….. 25

4.4.2. FAO’ya göre kırsal kalkınma………. 26

4.4.3. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki uygulamalar………. 26

4.4.4. Latin Amerika’daki uygulamalar……… 27

4.5.Avrupa Birliği’nde Kırsal Kalkınma Politikaları .……… 27

4.5.1. AB kırsal kalkınma yaklaşımının Türkiye’ye yansımaları…………. 28

4.6.Türkiye’de Kırsal Alanda Mevcut Durum ve Temel Özellikler…..……… 29

4.6.1. Kırsal nüfus...………... 29

4.6.2. Kırsal yerleşimler...……… 31

4.6.3. Kalkınma planlarındaki kırsal kalkınma politikaları…...………….. 33

4.7. Türkiye’de Kırsal Kalkınma Politikalarının Araçları………. 38

4.8. Türkiye’de Uygulanan Başlıca Kırsal Kalkınma Projeleri…... 40

4.8.1. Erzurum kırsal kalkınma projesi (1982-1989)…....………... 41

4.8.2. Bingöl-Muş kırsal kalkınma projesi (1990-1999)...………. 41

4.8.3. Ordu-Giresun kırsal kalkınma projesi (2000-2006)…... 42

4.8.4. Sivas-Erzincan kalkınma projesi (2005-2012 devam ediyor)... 43

4.8.5. Yozgat kalkınma projesi (1993-2001)……….. 43

4.8.5.1 Projenin amacı..……… 44

4.8.5.2 Projenin gerekçesi...………. 44

(9)

5. ARAŞTIRMA BÖLGESĐ HAKKINDA BĐLGĐLER ……… 48

5.1. Đlin Genel Tanımı.……… 48

5.2. Agro-ekolojik Alt Bölgeler.………. 48

5.3. Đl Arazisinin Niteliklerine Göre Dağılımı……… 51

5.4. Tarımsal Üretim Yapısı……….……….. 51

5.5. Toprak Yapısı……….. 53

5.6. Orman ve Fundalıklar...………... 54

5.7. Đdari Yapı ve Demografik Özellikler...……… 54

5.7.1. Đdari yapı.………..………. 54

5.7.2. Demografik özellikler……… 55

5.7.3. Eğitim durumu.……….. 56

5.8. Yozgat Đlinin Alt Yapı Özellikleri...………..……….. 58

5.8.1. Ulaşım………..………. 58

5.8.2. Haberleşme..……….……… 61

5.8.3. Đçme suyu çalışmaları...……….………... 61

5.9. Đnsan Kaynakları, Đstihdam ve Sosyal Güvenlik...………. 63

5.10. Yozgat Đli Göç Durumu….……… 64

5.11. Yozgat Đlinde Uygulanan Hayvancılık Projeleri……… 65

6. ARAŞTIRMA ALANINDA KÖYDES UYGULAMALARI ……… 67

6.1.Çekerek Đlçesi Genel Bilgileri………. 67

6.2.Çekerek Đlçesi Demografik Yapısı………. 68

6.3.Çekerek Đlçesi Alt Yapı Durumu ve Çekerek Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Hakkında Bilgiler………. 70

6.3.1.Çekerek ilçesi köylere hizmet götürme birliği 2006 yılı uygulamaları……… 71

6.3.1.1.Köy yolları yapım projeleri………. 72

6.3.1.2.Fosseptik ve kanalizasyon projeleri………. 75

6.3.1.3.Đçme suyu projeleri………. 77

6.3.1.4.Sulama projeleri……….. 80

6.3.2.Çekerek ilçesi köylere hizmet götürme birliği 2007 yılı uygulamaları………... 82

6.3.2.1.Köy yolları yapım projeleri..………. 82

6.3.2.2.Đçme suyu projeleri…...………... 85

6.3.3.Çekerek ilçesi köylere hizmet götürme birliği 2008 yılı uygulamaları.………. 86

6.3.3.1.Köy yolları yapım projeleri………... 88

6.3.4.Çekerek ilçesi köylere hizmet götürme birliği 2009 yılı uygulamaları……….. 89

6.3.4.1.Köy yolları projeleri……….. 90

6.3.4.2.Kanalizasyon ve fosseptik çalışmaları……… 91

7. SONUÇ ve ÖNERĐLER……… 93

KAYNAKLAR………... 97

EKLER………...103

ÖZGEÇMĐŞ………...132

(10)

KISALTMALAR DĐZĐNĐ

AB Avrupa Birliği

AGÜ Az Gelişmiş Ülke

BM Birleşmiş Milletler

BYKP Beş Yıllık Kalkınma Planı

ÇATAK Çevre Amaçlı Tarımsal Alanların Korunması

DA Dekar

DGD Doğrudan Gelir Desteği DPT Devlet Planlama Teşkilatı

FAO Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü GOÜ Gelişmiş Olan Ülkeler

HA Hektar

IFAD Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu

IPARD Instrument For Pre-Accession Assistance For Rural Development) Katılım Öncesi Yardım Aracı – Kırsal Kalkınma Bileşeni

KASDEP Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi KDV Katma Değer Vergisi

KHGM Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü KKP Kırsal Kalkınma Planı

KM Kilometre

KÖYDES Köylerin Alt Yapısını Destekleme

NVĐGM Nüfus ve Vatandaşlık Đdaresi Genel Müdürlüğü OECD Đktisadi Đşbirliği ve Gelişme Teşkilatı

OPEC Petrol Đhraç Eden Ülkeler Đşbirliği Örgütü ÖĐK Özel Đhtisas Komisyonu

OTP Ortak Tarım Politikası

TKB Tarım ve Köy Đşleri Bakanlığı TMO Toprak Mahsulleri Ofisi TOKĐ Toplu Konut Đdaresi TÜĐK Türkiye Đstatistik Kurumu

(11)

ŞEKĐLLER LĐSTESĐ

Şekil 5.1. Yozgat ili alt bölgeler...…………...……….. 49

Şekil 6.1. Bayındırhüyük belde girişi eski halinden görünüm………... 73

Şekil 6.2. Bayındırhüyük belde girişi yeni halinden görünüm………...………73

Şekil 6.3. Bayındırhüyük virajı eski hali……….……….. 74

Şekil 6.4. Bayındırhüyük virajı yeni hali………... 74

Şekil 6.5. Başpınar köyü köy içi kanalizasyon çalışması………...………... 75

Şekil 6.6. Başpınar köyü 250 kişilik fosseptik çukuru………...…………...75

Şekil 6.7. Sarıköy 1500 kişilik fosseptik çukuru inşaatı……… 76

Şekil 6.8. Sarıköy köy içi kanal kanalizasyon çalışması………... 76

Şekil 6.9. Đlbeyli köyü isale hattı kanal kazısı………... 77

Şekil 6.10.Cemaloğlu köyü köy içi içme suyu kanal kazısı………. 78

Şekil 6.11.Cemaloğlu köyü içme suyu deposu………. 78

Şekil 6.12.Yukarı çakır menbaa çalışması……… 79

Şekil 6.13.Đçme suyu kanal kazılarından görüntüler……….……….79

Şekil 6.14.Memetli köyü menbaa çalışması………..………....79

Şekil 6.15.Özükavak beldesi sulama bendinden görüntüler………...….. 80

Şekil 6.16.Özükavak beldesi sulama bendi görüntüleri……… 80

Şekil 6.17.Özüveren köyü sulama havuzundan görüntüler……….. 81

Şekil 6.18.Özüveren köyü Sulama havuzundan görüntüler……….. 81

Şekil 6.19.Kahyalı köyü asfalt çalışmalarından görüntüler………...…... 83

Şekil 6.20.Kahyalı köyü asfalt çalışmalarından görüntüler……….. 84

Şekil 6.21.2007 yılı Alıçlı köyü asfalt alt yapı çalışmaları……….. 84

Şekil 6.22.2007 yılı Alıçlı köyü asfalt alt yapı çalışmaları………... 85

Şekil 6.23.Sarıköy halkının içme suyu isale hattı çalışmalarına katılımı………….. 86

Şekil 6.24.Sarıköy 20 tonluk terfi binası yapım çalışması……….86

Şekil 6.25.7 km’lik 1. kat asfalt yapım çalışmasından görünüm………... 88

Şekil 6.26.2 km’lik 1. kat asfaltlama çalışmasından görünüm……….. 88

Şekil 6.27. Gönülyurdu köyü asfaltlama çalışmaları………... 89

Şekil 6.28.Tipideresi köyü asfaltlama çalışmaları……… 89

Şekil 6.29.Bayındırhüyük-Đlbeyli yol yapım çalışması………. 90

(12)

Şekil 6.30.Kırkdilim-Doğanoğlu köyü asfalt çalışması………... 91

Şekil 6.31.Kayalar köyü fosseptik çalışması……… 92

Şekil 6.32.Kayalar köyü kanalizasyon çalışması……….. 92

Şekil 6.33.Fakıdağı köyü fosseptik çalışması………... 92

(13)

ÇĐZELGELER LĐSTESĐ

Çizelge 1.1. Çekerek ilçesi gelişmişlik düzeyi…………..………8

Çizelge 4.1. Dünya genelinde yaşam ve sağlıkla ilgili bazı göstergeler…... 22

Çizelge 4.2. Yersel ve bölgesel yoksulluk oranları (%)………... 32

Çizelge 4.3. Türkiye’de toprak dağılımı (%)………33

Çizelge.4.4. Türkiye’de 2006-2010 yılları arasında uygulanacak destekleme araçları ve payları (%)……… 40

Çizelge 5.1. Yozgat ili agro - ekolojik alt bölgeleri……… 49

Çizelge 5.2. Yozgat ili aylar itibariyle son 5 yıllık sıcaklık ortalaması………… 50

Çizelge 5.3. Tarımda işletme büyüklüğü ve arazi edinim biçimi……….52

Çizelge5.4. Yozgat ili 2005 yılı orman alanlarının alt bölgeler itibariyle dağılımı……….54

Çizelge 5.5. Yozgat ili idari yapısı………...………….55

Çizelge 5.6. Yozgat ili demoğrafik Yapısı…………..……… .56

Çizelge 5.7. Yozgat ili okullarda bulunan öğrenci ve öğretmen sayıları………… .57

Çizelge 5.8. Yozgat ili yol durumu…………...………... .58

Çizelge 6.1. Çekerek ilçesi nüfus durumu……….69

Çizelge 6.2. 2006 Yılı KÖYDES projesinden aktarılan ödenekler………...72

Çizelge 6.3. 2007 Yılı KÖYDES projesinden aktarılan ödenekler………...82

Çizelge 6.4. 2008 Yılı KÖYDES projesinden aktarılan ödenekler………...87

Çizelge 6.5. 1. Kat asfalt yapılan yollar………...87

(14)

GRAFĐKLER LĐSTESĐ

Grafik 4.1.Türkiye nüfus piramidi……….. 30

Grafik.5.1.Đl arazisinin niteliklere göre dağılımı………. 51

Grafik.5.2. I. derece köy yollarının yıllar itibariyle dağılımı………. 59

Grafik.5.3. 4336 km köy yollarının yıllar itibariyle dağılımı ………... 59

Grafik.5.4. Yozgat ili bölünmüş yol durumu………. 60

Grafik.5.5. Köy içme sularının yıllar itibariyle dağılımı(%)……… 62

(15)

1.GĐRĐŞ

Küreselleşmenin ekonomik, sosyal ve kültürel hayatta getirdiği değişimler, bir yandan kırsal alanlar için kalkınmaya yönelik olumlu etkiler içerirken, diğer yandan özellikle ekonomik sistemde yarattığı değişim, küresel pazarların oluşmasına ve kırsal alanların oluşan rekabet ortamına uyum sağlamada yetersiz kalmasına neden olmuştur. Kırsal kalkınma yaklaşımlarına 1980’li yıllara kadar tarımda modernizasyon ve devlet müdahaleleri hâkim olurken, bu tarihten sonra serbest piyasa, şeffaflık, katılımcılık, sürdürülebilir kalkınma, yönetişim gibi kavramlar kırsal kalkınma politikalarını etkilemeye başlamıştır. Kırsal alanların oluşan yeni dünya düzenine ve rekabet koşullarına uyum sağlayabilmeleri için yeni ve farklı politikaların uygulanması gerekliliği kabul edilmiş, tarımsal kalkınmaya dayalı geleneksel kalkınma politikalarından, yerel kaynakları ve dinamikleri de harekete geçiren bütüncül kırsal kalkınma yaklaşımlarına yönelim gerçekleşmiştir (Ayanoğlu, 2008).

Bölgeler arası gelişmişlik farkını aza indirmek amacı ile her ülke kısa, orta ve uzun vadeli planlarında kırsal kalkınmayı hedef edinmiş, hükümetler politikalarını buna göre belirlemişledir. Kırsal kalkınmayı tanımlamadan önce kırsal alanı tanımlamak gerekir. Kırsal alan, kent diye tanımlanan yerleşme alanlarının dışında kalan, tarım ve hayvancılıkla ilgili etkinliklerin yapıldığı alanları da içeren bucak, köy, mezra ve kom gibi adlarla anılan ve çeşitli ölçütlere göre kent sayılma aşamasına gelemeyen kasabaları da kapsamı içine alan insan yerleşimleri olarak tanımlanmaktadır (Geray 1999). Kısacası; kırsal alanlar, kentsel alanların dışında kendine özgü doğal coğrafi kaynaklara sahip, nüfusun kırsal yerleşmelerde toplandığı, yerleşme dokusunun seyrek, nüfus yoğunluğunun düşük olduğu alanlar olarak ifade edilmektedir (Anonim 2006a). Kırsal ve kentsel alanda yaşayan nüfus miktarını belirlemek amacı ile adrese dayalı nüfus kayıt sistemine geçilmiş ve 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu gereğince; ülke genelindeki tüm adresler Ulusal Adres Veri Tabanı’na kaydedilmiş, ülke sınırları içinde yaşayan T.C. vatandaşlarının yaşadıkları yerleşim yeri ayrıntısındaki adresleri T.C. kimlik numarası ile ilişkilendirilerek Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi, 2007 yılında kurulmuş ve bu sistem Đçişleri Bakanlığı

(16)

Nüfus ve Vatandaşlık Đşleri Genel Müdürlüğü’ne (NVĐGM) devredilmiştir. Bu sistem, 2008 yılı başından itibaren ülkemizdeki adres değişiklikleri belediye ve il özel idareleri tarafından, ikamet adres değişikleri ise kişilerin beyanlarına dayalı olarak NVĐGM tarafından güncellenmektedir (Anonim 2009a).

Kırsal alan kalkınması, hem bir eğitim hem de bir örgütlenme işidir. Kırsal alan kalkınma politikasına ilişkin yapılacak planlar da toplumun gereksinimleri göz önünde tutulmalı, zorla kabul ettirilmemelidir. Toplum, isteklerini elde etmedikçe kırsal alan kalkınma çalışmalarına katılmamaktadır. Ayrıca, tarımsal çalışmalar, beslenme, eğitim, mesleki önderlik ve öğretim, kooperatifler, el sanatları, küçük sanayi, sosyal güvenlik çalışmaları, konut yapımı, planlama ve sağlık politikaları; kırsal alan ve ülke planlarıyla bir bütünlük arz etmelidir. Bu çerçevede, yaşam niteliğinin gelişmesi veya insan kaynağının iyileştirilmesi öngörüsü genellikle; bireyin gelirini artırmak, eğitim, sağlık, konut, sosyal güvenlik, insanca yaşamak için yeterli-dengeli beslenmek ve yaşanabilir ortamda soluk almak biçiminde tanımlanmaktadır.

Bu çalışmada; kırsal kalkınmada önemli rol oynayan köylere hizmet götürme birliklerini, il özel idarelerini ve örnek olay olarak Yozgat Đli Çekerek Đlçesi Köylere Hizmet Götürme Birliğinin yapmış olduğu faaliyetler incelenmiştir. Bu faaliyetlerin araştırma bölgesinde ortaya çıkardığı altyapı değişimleri incelenmiş, altyapı çalışmalarının bölge kalkınmasında oynadığı rol örneklerle tespit edilmeye çalışılmıştır.

1.1.Araştırmanın Önemi

Türkiye’deki kırsal ekonomi geçmişte tarım ile büyük ölçüde özdeş iken bu durum, kırsal alanların yanı sıra mevcut tarımsal yapıların da halen önemli bir kısmını temsil etmesine rağmen yarı-geçimlik ya da geçimlik çiftliklerin ekonomik büyüme sonucunda azalması nedeniyle hızla değişmektedir. Tarım tek başına tüm kırsal nüfus için istihdam sağlayamamaktadır. Çünkü modernizasyon, pazarlara adaptasyon ve standartların karşılanması ile daha fazla çiftçi, özellikle küçük ve geçimlik çiftçiler iş

(17)

ortamının dışında kalmaktadır. Türkiye şartlarında nüfusun yarısından fazlası tamamen ve baskın kırsal alanlarda tarımla uğraşmaktadır. Ayrıca işletmelerin %65’i büyüklük olarak 5 hektardan daha küçük, kendi tüketimine yönelimli ve ortalamanın altında gelire sahiptir. Çünkü kırsal alanda yaşayanlar (20.000 kişiden daha az nüfuslu yerleşim yerleri) halen toplam nüfusun yaklaşık %39,4’ünü oluşturmaktadır (Anonim 2007a). Ayrıca OECD’ye göre kırsal alanlar nüfus yoğunluğuna göre belirlenmektedir. Buna göre; nüfus yoğunluğu km2 başına 150 kişiden az olan bölgeler kırsal alan olarak kabul edilmektedir.

Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisinde “Kırsal ekonominin güçlenmesinde temel kaynak, kırsal alanın yerelde sahip olduğu varlıklardır” denilmektedir. Kırsal alanın sahip olduğu temel varlıklar arasında; tarımsal ürün çeşitliliği, temiz çevre, doğal kaynaklar, doğal güzellikler, tarihi ve kültürel varlıklar yer almaktadır. Varlıkların, yenilikçi yerel fırsatlara dönüştürülmesi ve çeşitlendirilmiş kırsal gelir ve ek istihdam olanakları yaratmak için teşvik edilmesi gerekmektedir (Anonim 2003a).

Göç eğilimleri daha çok geliri yetersiz, işgücünü gereği gibi kullanamayan geçimlik ve eski tip çiftçilerde görülmektedir. Bu durumda, çiftlik hane halkının yapısı çoklu faaliyete dönüşmektedir. Erkek genellikle çiftlik dışında, varsa aynı ilin kentsel bölgelerinde iş olarak dinamik yerlerde ya da bu tür dinamik alanlara uzak bir alanda yaşıyorsa o zaman daha cazip illerin kentsel kesimlerinde çalışmaktadır (Anonim 2007b).

Göçün olumsuz etkilerini azaltmak ya da sınırlamak için, özellikle bu tip çiftlikler için çiftlik içi faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. Eğitim seviyesinin düşük olması ve ücretsiz aile işgücünde kadınların çoğunlukta bulunması sebeplerinden dolayı ekonomik çeşitlendirmenin planlaması ve mevcut kaynaklarla kırsal alanda yaşayan halkın bilgilerinden mümkün olduğunca yararlanan teknik bilgiyi içerecek şekilde yapılması gerekmektedir.

(18)

Öte yandan; kırsal yerleşim yerlerindeki nüfus dikkate alındığında, tarımsal faaliyette bulunan hane halkı oranı %66,4 iken kırsal alanlarda yaşayan ancak tarımsal faaliyetle iştigal etmeyenlerin oranı %33,6’dır. Bu durum hanehalkı arasında çiftçilik faaliyetlerinin ne derecede yaygın olduğunu göstermektedir. Đzmir ve Ankara gibi kentleşmiş bölgelerin sadece kırsal yerleşim yerleri göz önünde bulundurulduğunda dahi tarımla uğraşan hane halkı %40’ların üzerindedir. Tek istisnası %14,9 oranla Đstanbul’dur. Türkiye’de kırsal alanlarda tarımla uğraşan hane halklarının dağılımı oldukça yüksektir. Bu durum kırsal bölgelerdeki hane halklarının büyük ölçüde tarımsal faaliyetlerde, şehirlerdekilerin de büyük ölçüde diğer sektörlerde çalışmasından kaynaklanan kutuplaşmayı göstermektedir. Kırsal ekonominin çeşitlendirilmesinin, çiftliklerden uzak bir başlangıç noktasından yola çıkarak oluşturulması zor görülmektedir. Bu durum yalnızca kentsel anlamda daha az geçerli olabilmektedir. Ancak, Ankara örneğinde dahi kırsal alanlardaki nüfusun yarısından fazlası halen tarım ile uğraşmaktadır (Anonim, 2007a).

Bugüne kadar her plan içinde farklı başlıklar ve bölümlerde yer alan, farklı ifadeler kullanılarak açıklanmaya çalışılan; tarım, tarımsal yapı, tarımsal sorunlar, kırsal altyapı, kır, kırsal, tarım işletmesi, tarım nüfusu, kırsal alan nüfusu kavramlarıyla ortaya konan sorunların, birbirleriyle çelişmese de, çözümleri için bütünsel ve öncelikleri belirleyen önerileri ve yaptırımları olamamıştır. Sonuç olarak, kavramlar birbiri yerine ikame eder şekilde kullanılırken, sorunların birbiriyle bütünselliği dikkate alınmaksızın sunulan parçacı çözüm önerileri de başarılı olamamıştır. Bu durum, kaynakların, ihtiyaçların ve sorunların belirlenmesi ve giderilmesinde zorluklar ve anlaşılmazlık sonucu çözümsüzlük getirmiştir. Sonuçta sadece rakamsal ve oransal istatistiksel veriler ile yaklaşımlar ortaya konmuş, fakat planın "kırsal kalkınma" ile ilişkili bölümler arasındaki çelişkileri giderici, bütüncül bir yaklaşım ortaya konamamıştır. Ülkemizde kırsal alan tanımı, 81'e çıkarılan il sayısı dahilinde, metropol yerleşimler dışında yer alan illeri kapsayan, ilçe, köy ve mezralarda her türlü sosyal güvenceden (iş olanakları, sigorta, emeklilik, eğitim, sağlık ve kültürel etkinlikler) yeterince yararlanamayan bireylerin sayısal çoğunluğu oluşturduğu mekansal büyüklüğü ifade etmektedir. Anılan metropol yerleşimlerde, göç etmiş nüfusun yaşam koşulları ve standartları kırsaldan daha iyi olmamakla

(19)

birlikte, maliyetler ve kalkınma açısından sorunları daha da büyütmektedir. Kırsal alan olarak tanımlanan, en temel insan ihtiyaçlarından yoksun bu coğrafyada, üretim ve çalışma koşullarının olmayışı yaşamı olanaksızlaştırmış, bir beklenti ve umut insanları daha güzeli bulmak anlamında göçe zorlamıştır. Son yıllarda kırsal alanlardan büyük kentlere başlayan göç hareketi birçok sorunu beraberinde getirmiş, merkezi yönetim ya da bir başka deyişle hükümetler kaynakların kıt olması ve aşırı bürokratik sorunlar nedeni ile sorunların çözümünde zorlanmış ve merkezi yönetimleri yeni arayışlara yöneltmiştir. Bu arayış çabaları sonucunda; il özel idarelerinin, belediyelerin, yerel birliklerin önemi ortaya çıkmıştır. Bölgeler arası gelişmişlik farklılıkları, ülkeden ülkeye şiddeti değişse de, tüm ülkelerin yapısında görülmektedir. Çoğu ülke dengeli bir kalkınmayı sağlayamamış ve bölgesel dengesizliklerin ortaya çıkardığı sosyo-ekonomik sorunlarla mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Ülkeler bu bölgesel dengesizlikleri gidermek ve sürdürülebilir dengeli bir kalkınma süreci yakalayabilmek için günümüzde yeni arayışlar içerisine girmişlerdir. Özellikle Kıta Avrupa’sında başlayan yerelleşme hareketinden ülkemizde etkilenmiş, Avrupa Birliği sürecinde yerel yönetim reformları yapılmıştır. Bu reformlardan en önemlisi il özel idarelerinin yapısının değişmesi olmuştur. Ayrıca ilçe idaresine bağlı birliklerin özellikle köylere hizmet götürme birliklerinin maddi anlamda desteklenmesi kırsal alan ile kentsel alan arasındaki gelişmişlik farkını en aza indirme noktasında başarılı çalışmalar yapılmıştır.

Yerel yönetimler, yerel düzeyde yaşayan insanlar için verimli hizmetler sunan, bir örgütlenmedir. Yerel yönetimler, her ülkede olduğu gibi ülkemizde de hizmet sunduğu bölgelerde, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda önemli roller üstlenmişlerdir. Tek başına önemli hizmetleri yerine getiremeyen, köy tüzel kişilikleri, hem devlet hem de yerel düzeydeki kaynakları bir arada kullanmak suretiyle, önemli görevleri üstlenen Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin, kırsal alandaki sorunlara, köklü çözümler getirdikleri bilinmektedir. 1970’lerde, merkezi ve yerel yönetimin kendi aralarında ortaya çıkan tartışmalar ve kıt kaynaklar, ilçelerde köklü çözüm çabalarının ortaya çıkması, toplumun yeni bir bakış açısı Köylere Hizmet Götürme Birliklerini doğuran etkenlerdir. Köy yönetimlerinin bir araya gelerek oluşturdukları Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin diğer yerel yönetim birliklerine oranla daha

(20)

etkin ve bilinir olmasının nedeni, köy yönetimlerinin gerek güçlü yapısal ve işlevsel özelliklerinden kaynaklanmaktadır.

Türkiye’de bütün il ve ilçelerde örgütlenmesi bulunan Köylere Hizmet Götürme Birlikleri’nin yanında diğer yerel yönetim birlikleri de mevcuttur. Tabi ki Köylere Hizmet Götürme Birlikleri’nin yanında diğer mahalli idare birliklerinin de önemli fonksiyonlar üstlendikleri bilinmektedir. Köylere Hizmet Götürme Birlikleri sayısı 1960’larda “Toplum Kalkınması” çalışmaları için ilçenin temel birim olarak seçilmesiyle birlikte oldukça artmıştır. Bütçe imkanlarının sınırlı olması bu birliklerin atıl kalmasına neden olmuştur.

Fakat bu durum 1990’lı yıllarda tamamen değişmiştir. Köylere Hizmet Götürme Birlikleri bu yıllarda önemli yol almıştır. Özellikle bu yıllarda, yerel düzeyde parasal kaynak yetersizliği ve katı merkeziyetçi anlayış, bazı başarılı ilçe kaymakamlarını harekete geçirerek, Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin, daha yaygın bir şekilde bütün ilçelerde kurulmasına yol açmıştır. Kırsal bölge, yerel topluluklar ya da halkın günlük çalışma ve çalışma dışı hayatlarının tümünü geçirdikleri, kimliklerini geliştirip yaşadıkları ve siyasal eylemlerini yürüttükleri yerlerdir. Bu tür mekanlar, ortaya çıkmakta olan dünyanın yeni ekonomik ve toplumsal yapısının ana referans noktalarını ve temel öğelerini oluşturmaya başlamıştır (Anonim 1994).

Türkiye' de yerel yönetim kurumlarının oluşumu, Batı Avrupa ülkelerine göre daha yakın zamana dayanmaktadır. Bu nedenle de geleneksel bir yerel yönetim anlayışı oluşmamıştır. Yerel yönetimlerin kurumsallaşma sürecini tamamlamaması, topluma yeterli güveni sunamaması ve Türk toplumunda yer alan geleneksel devlet imajı nedeni ile ikinci planda kalmıştır.

Yerel yönetim birimlerinin zaman içerisinde genel bütçeden aldığı payların azalması, bu kurumların hizmetlerini olumsuz etkilemiştir. Özellikle Đl Özel Đdarelerine genel bütçe vergi gelirlerinden aktarılan pay toplamının 1984 yılına kadar yaklaşık %16-24 oranında pay aktarılırken 1984 sonrası bu pay %9'1ara düşmüştür.

(21)

Gelirlerde meydana gelen bu azalmaya rağmen Đl Özel Đdarelerinin görevleri kapsamında bir değişiklik olmamıştır. Đl Özel Đdarelerinden beklenen hizmetler ile bu idarelerin kullanabileceği kaynaklar arasında ciddi dengesizlikler ortaya çıkmıştır. Yapılan eleştirilerin temelinde de gelirlerde meydana gelen azalmanın meydana getirdiği sorunlar yatmaktadır. Bu nedenle Đl Özel Đdarelerinin görev ve yetkileri ile ilgili kargaşanın giderilerek, görevlerinin açık bir biçimde belirlenmesi ve yeterli gelir kaynaklarının sağlanması bu yönetimlerin toplum kalkınmasında önemli bir yere sahip olmasını sağlayabilir.

1.2.Araştırmanın Amacı

Araştırmanın temel amacı, kentsel alan ile kırsal alan arasındaki gelişmişlik düzeyini en aza indirmek amacı ile Başbakanlık, Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Yüksek Planlama Kurulunun çalışmaları sonucunda oluşturulan KÖYDES (Köylerin Alt Yapısını Destekleme Projesi) faaliyetlerinin araştırma bölgesi olan Yozgat ili Çekerek ilçesindeki faaliyetleri incelemektir. KÖYDES projesinin amacı, susuz ve suyu yetersiz köylerin sağlıklı ve yeterli içme suyuna kavuşturulması ve köy yolları için altyapının tamamlanmasıdır. Köylere yönelik bütçe ödenekleri, illerin ihtiyaçları ve sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyleri de dikkate alınarak tespit edilmektedir.

Tam zamanlı yerleşik nüfusu fazla ve nüfus artış hızı yüksek olan, gelişme ve çevresine hizmet verme potansiyeli bulunan yerleşimler ile grup köy yolu ve köy içme suyu projelerine öncelik verilmektedir. Tamamen veya büyük oranda nüfus kaybetmesi muhtemel yerleşimler ile nüfusu 50 kişinin altında olan yerleşimler öncelikli olarak değerlendirilmemektedir.

KÖYDES kapsamında, köy yollarının iyileştirilmesi projelerine, köy içme suyu projelerine, toprak ve küçük su kaynaklarını geliştirme altyapı projelerine ödenek verilmektedir. Ödeneklerin belirlenmesinde; bölgenin yapısı, hizmetlerin

(22)

önceliği ve ivediliği dikkate alınır. 2005-2008 yılları arasında KÖYDES projesi kapsamında Türkiye genelinde toplam 4.7 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir.

Bu çalışmada; araştırma bölgesi olan kırsal kalkınmada öncelikli bölgeler arasında yer alan Yozgat ilinin genel yapısı ve Yozgat Valiliği Đl özel idaresi faaliyetleri incelenmiştir. 2004 yılı DPT verilerine göre; Çekerek ilçesi gelişmişlik düzeyi Çizelge 1.1’de gösterilmiştir. Buna göre; nüfus açısından bakıldığında 40.689 nüfusla 872 ilçe içinde 352.sırada, şehirleşme oranı %30.33 olup, 644.sırada, nüfus yoğunluğu 54 olup, 385.sırada, ortalama hane halkı büyüklüğü ise 6.03 gibi yüksek bir oranla 207.sırada, ilçenin ekonomik durumu ise tarım sektörüne dayalı olduğu ve tarım sektöründe çalışanların genel nüfusa oranı %85,09 ile 130.sırada, işsizlik oranı 4,36 ile 522.sırada, okuryazar oranı %79,95 ile 673. sırada yer almaktadır. Verilerden de anlaşılacağı üzere ilçenin gelişme düzeyinin düşük olduğu bu sebeple kırsal kalkınmayı sağlamak için kaynak aktarımı ile diğer ilçelerle arasındaki gelişmişlik farkının azaltılması hedeflenmiştir.

Çizelge 1.1.Çekerek ilçesi gelişmişlik düzeyi

Đlçe Verileri Ülke Sıralaması Nüfus 40 689 (352) Şehirleşme Oranı (%) 30,33 (644)

Nüfus Artış Hızı (‰) -2,80 (560)

Nüfus Yoğunluğu 54 (385)

Nüfus Bağımlılık Oranı (%) 77,11 (127)

Ortalama Hanehalkı Büyüklüğü 6.03 (207)

Tarım Sektöründe Çalışanlar Oranı (%) 85,09 (130)

Sanayi Sektöründe Çalışanlar Oranı (%) 1,23 (775)

Hizmetler Sektöründe Çalışanlar Oranı (%) 13,68 (706)

Đşsizlik Oranı (%) 4,36 (522)

Okur Yazar Oranı (%) 79,95 (673)

Bebek Ölüm Oranı (‰) 74,20 (34)

Fert Başına Genel Bütçe Geliri (Bin TL) 25 15 996 (664) Tarımsal Üretimin Ülke Đçindeki Payı (%) 0,10026 (306) Kaynak: Anonim, 2004a.

(23)

Araştırma bölgesi olan Çekerek ilçesi; Yozgat’ın kuzeydoğusunda yer almaktadır. Đlçenin arazi yapısı genellikle dağlıktır. Doğusunda Deveci ve Fakı Dağları, batısında Alan Dağı, güneyinde ise Gezbel Dağı ile çevrilidir. Çekerek ilçesine bağlı köylerin tamamı araştırma alanını oluşturmuştur. Yozgat ili idari yapı olarak merkez ilçe ile birlikte toplam 14 ilçeden oluşmaktadır

1.3.Araştırmanın Kapsamı

Araştırma yedi bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; araştırmanın önemi ve amacı ortaya konmuştur. Đkinci bölümde; konu ile ilgili olarak yapılmış diğer araştırmalar hakkında bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölümde; materyal ve metot olarak, araştırmada kullanılan materyalin nereden ve nasıl toplandığı ile araştırmada kullanılan metot açıklanmıştır. Dördüncü bölümde; ilk olarak kırsal kalkınma kavramı tanımlanmış, kırsal kalkınma alanında yapılan çalışmalar, dünyada ve Avrupa Birliği’nde uygulanan politikalar irdelenmiştir. Kırsal kalkınma alanında Türkiye’de planlı dönemde yapılan çalışmalar ve projeler incelenmiştir. Beşinci bölümde; araştırma bölgesi Yozgat ili kapsamlı olarak incelenmiş iklim, toprak yapısı, tarımsal göstergeler, nüfus gibi demografik özellikleri detaylı olarak incelenmiş ve Yozgat Valiliği il özel idaresinin faaliyetleri ortaya konmuştur. Ardından altıncı bölümde; Çekerek ilçesi hakkında bilgi verilmiş, Çekerek Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliğinin çalışmaları detaylı olarak incelenmiştir. Yedinci bölümde; çalışma genel olarak değerlendirilmiş ve çalışmanın amacı doğrultusunda öneriler geliştirilmiştir.

(24)

2.MATERYAL ve METOT

2.1.Materyal

Araştırmanın ana materyalini; araştırma kapsamındaki Yozgat Đli Çekerek ilçesine bağlı 40 köy ve 4 beldede yapılan Đl özel idaresi ve Köylere Hizmet Götürme Birliğince desteklenen hizmetlerin kırsal kalkınmadaki katkısı ile ilgili veriler oluşturmuştur.

Çalışma, ikincil nitelikteki verilerden oluşmaktadır. Bu kapsamda; birincil veriler olarak; Araştırma Bölgesinde öncelikle Yozgat Đli genel yapısı, sosyo-ekonomik yapısı ve ardından Çekerek ilçesi genel yapısını ortaya koyan çalışmalardır. Bu kapsamda Yozgat Đl Özel Đdaresi Genel Sekreterliği verileri incelenmiş, Çekerek Đlçesine bağlı 40 köy ve 4 beldede Đl Özel Đdaresi ve Çekerek Köylere Hizmet Götürme Birliğinin yapmış olduğu çalışmalara ilişkin faaliyet raporları incelenmiştir. Diğer taraftan daha önce konu ile ilgili yurt içi ve yurt dışı çalışmalardan elde edilen bilgiler ve aynı zamanda araştırmada konu ile ilgili kurum ve kuruluşların araştırma ve istatistiklerinden yararlanılmıştır. Başta, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı olmak üzere, Tarım ve Köy Đşleri Bakanlığı, Đçişleri Bakanlığı araştırma raporları, mahalli idareler mevzuatından ve birlik tüzüklerinden de yararlanılmıştır.

2.2.Metot

Bu çalışma Yozgat ili Çekerek ilçesini kapsamaktadır. Çekerek ilçesi çalışma alanı olarak gayeli örnekleme yöntemine göre seçilmiştir. Çünkü; Çekerek ilçesi Türkiye geneli dikkate alındığında gelişmişlik açısından geri kalmış bir ilçedir. Devlet Planlama Teşkilatın yapmış olduğu bir çalışmada Çekerek ilçesi gelişmişlik sıralamasında 872 ilçe içerisinde 758. sırada yer almaktadır. Devlet Planlama Teşkilatının araştırmasında ilçe bazında temin edilebilen ve yapılan değerlendirmeler sonucunda tutarlı ve güvenilir olduğu saptanan çeşitli değişkenler kullanılmıştır

(25)

(Anonim, 2004a). Bu değişkenler; Toplam Nüfus, Şehirleşme Oranı, Nüfus Bağımlılık Oranı, Ortalama Hanehalkı Büyüklüğü, Sanayi Đşkolunda Çalışanların Toplam Đstihdama Oranı, Ticaret Đşkolunda Çalışanların Toplam Đstihdama Oranı, Mali Kurumlar Đşkolunda Çalışanların Toplam Đstihdama Oranı, Ücretli Çalışanların Toplam Đstihdama Oranı, Ücretli Çalışan Kadınların Toplam Đstihdama Oranı, Đşverenlerin Toplam Đstihdama Oranı, Okur-Yazar Nüfus Oranı, Okur-Yazar Kadın Nüfus Oranı, Üniversite Bitirenlerin 23+ Yaş Nüfusa Oranı, Bebek Ölüm Oranı, Tarımsal Üretim Değerinin Türkiye Đçindeki Payı, Banka Şube Sayısı, Fert Başına Genel Bütçe Gelirleri, Fert Başına Genel Bütçe Giderleri, Gelir ve Kurumlar Vergisinin Türkiye Đçindeki Payı, Hane Başına Telefon Abone Sayısı, Borulu Su Tesisatı Bulunan Konut Oranı ilçelerin gelişmişlik düzeyini belirlemiştir.

Bu kadar kapsamlı kriterlere göre ilçenin geri kalmış bir bölge olması, burada yapılacak olan kırsal kalkınma çalışmalarının önemini arttırmaktadır. Dolayısıyla ilçede yapılan çalışmaların etki değerlemesini incelemek benzer yöreler ve ilçe için gelecekte yapılacak çalışmaların yapılandırılmasını sağlayacaktır.

(26)

3.KONU ĐLE ĐLGĐLĐ ÇALIŞMALAR

Kırsal Kalkınma ile ilgili gerek yurtiçindeki, gerekse yurtdışındaki çalışmalardan bazıları aşağıda özetlenmiştir.

Long (1977), Yaptığı çalışmada; üçüncü dünya ülkelerinde kırsal kalkınma çalışmaları sırasında karşılaşılan sorunlara değinmiş, bunların giderilmesi için neler yapılması gerektiğini incelemiştir. Buna göre; çalışma yapılan alanda kırsal alanın sosyal konumunun ortaya çıkarılması,halkın çalışmalara katılması ve söz sahibi olması ve sosyolojik sorunların giderilmesi için sosyal planlama yapılması gerektiğini savunmuştur.

Çakı (1986), Ulusal Kalkınma planlarında sektörel planlama yaklaşımının benimsenmesi ve tarım kesimini sektörel planlama yaklaşımı ile kalkındırma çabaları ülke çapında bazı olumlu sonuçlar vermesiyle birlikte kırsal alan planlamasının ayrı sektörler içerisinde planlaması,disipline edilememesi uygulamalarının dağınıklığına yol açmıştır.

Kozlu (1994), Kalkınma için gerekli olan sanayileşme ve hizmet sektörlerinin güçlenmesi, ancak bu sektörlerin tüm girdilerinin bir arada bulunabildiği kentlerde mümkün olacaktır. Diğer bir deyişle; büyüme kaçınılmaz bir şekilde kentleşmeyi beraberinde getirmektedir.

Işık (1999), Nüfusun yer değiştirmesinin çok ötesinde ekonomik toplumsal kültürel ve politik alanda büyük çaplı değişimleri de beraberinde getiren kentleşme olgusu Türkiye de hem dikey hem yatay anlamda dengesiz bir gelişim seyri izlemiştir.

Filkins ve Ark. (1999), ABD’nin azgelişmiş eyaletlerinden Nebraska’da, kırsal gelişmişlik düzeyinin belirlenmesi bugüne kadar yapılmış çalışmaların verimliliğinin ölçülmesi ve kırsal toplumun (günümüz koşullarında) istek ve ihtiyaçlarının öğrenilmesi için Filkins ve arkadaşları bir anket çalışması yapmıştır. Elde edilen

(27)

sonuçlar şöyledir: Ankete katılanların yaş ortalaması 53’tür, kendi köy ve kasabalarında ortalama 31 yıldır yaşamaktadır ve %90’ı en az lise diplomasına sahiptir. Đşletmelerin %60’ının yıllık geliri ortalama 40.000$’dır.

Epstein ve Jezeph (2001), Kırsal alanların, ihmali, yüksek yoksulluk düzeyi ile sonuçlanmakta, dolayısıyla yoksul aileler işsizlik, konut, sağlık, eğitim gibi ihtiyaçlarına çözüm üreteceği ümidi ile, özellikle büyük kentsel merkezlere göç etmektedir. Kitlesel boyutlardaki kırsal göçler ise kentsel merkezlerin büyük kaynak açığı ile karşılaşmalarına neden olmaktadır.

Gürlük (2001), Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte Türkiye de kalkınma çabalarının tarım ve kırsal kesimde başlatılması ve bu yolla kaynak yaratılması gereğine inanılmıştır. Bu amaçla 18 Mart 1924 tarihinde Köy kanunu çıkarılmıştır ve bu kanun ile kalkınmanın köyden başlaması gereği vurgulanmıştır.

Union Nations (2001), Hızlı bir kentleşme süreci yaşayan az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin, kentsel ve kırsal alanların tek bir sisteme ait iki ayrı parça olduğunu kavramada ve bu parçalardan birini etkileyen kararların diğerini de etkileyeceğini anlamada başarısız olduğu görülmektedir. Başka bir deyişle, söz konusu ülkeler kırsal ve kentsel gelişmeyi farklı olgular olarak görme eğilimindedirler. Nitekim bu ülkelerin kırsal ve kentsel gelişim için birbirinden ayrı kurumsal yapılar oluşturmaları, bu eğilimin en açık göstergesi durumundadır.

Brown (2003), Kırsal alandaki tarımsal yada diğer yatırım teşviklerinin kırsal alanlarda yaşayanları buralarda yaşamak konusunda cesaretlendireceğini, böyle bir stratejiden yoksun olunduğunda ise, kırsal fakirliğin kentsel fakirliği besler hale geleceğini belirtmektedir.

Borghesi ve Vercelli (2003), Sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin tanımlamaların ağırlıklı olarak gelir ve refah dağılımında adalet üzerine temellendirildiği ancak kuşaklar boyu sürdürülebilir kalkınma kavramı tartışmalara dahil edilirken mevcut kuşak içi dengesizliklerin ihmal edildiğini belirtmektedir.

(28)

Moseley (2003), Kırsal kalkınmayı ekonomik, sosyal ve çevresel değişimlerin uzun dönemde tüm halkın refahını artıracak şekilde düzenlenmesini sağlayan sürekli ve sürdürülebilir bir işlem bir süreç olarak tanımlamaktadır

Gülçubuk (2005), Tarafından hazırlanan “AB ve Türkiye’de Kırsal Yapı ve Kırsal Kalkınma” adlı çalışmada; AB'ne uyum sürecinde kırsal alandaki sorunların tespiti ve bu sorunlara kalıcı çözümler bulunması gereksinimi Türkiye'de de "kırsal kalkınma" konusunu gündemin ilk sıralarına oturttuğu ifade edilmektedir. Bundan dolayı da kırsal kalkınmaya yönelik çalışmaların hızlandığı ve bu süreçte sadece AB koşullarına uymak için değil, Türkiye’nin gereksinimlerini ve önceliklerini dikkate alan bir “ulusal kırsal kalkınma stratejisi” çerçevesinde politikalar geliştirilmeye çalışıldığı belirtilmektedir.

Tveitdal (2007), Kırsal gelişim ile kentsel gelişimin birbirinden bağımsız yada karşıt olgular olarak düşünülemeyeceğini, aksine sürdürülebilir kalkınma için birbiriyle etkileşim ve bağımlılık ilişkisi içinde olan etkin bir kırsal-kentsel stratejisinin uygulanması gerektiğini savunur.

(29)

4. KIRSAL ALAN ve KIRSAL KALKINMA KAVRAMLARI

4.1.Toplum Kalkınması

Kalkınma tüm ülkelerin ortak amacı olup, bundan dolayı da değişik biçimlerde tanımları olan bir kavramdır. Kalkınma “bir ülkenin ekonomik, toplumsal, siyasal yapılarının değişerek insan yaşamının maddi ve manevi alanda ilerlemesi ve giderek toplumun refahının artmasıdır. Daha geniş bir anlamıyla ise kalkınma “ekonominin büyümesi, yapısının değişmesi ve gelir dağılımının düzeltilmesi, sosyal güvenlik kapsamının genişletilmesi, siyasal ve kültürel alanda iyileştirmeler yapılması ve çevreye, doğaya saygılı olunması” olarak tanımlanmaktadır. Đlk kez BM Örgütünce tanımı yapılan “toplum kalkınması” tanımı, “kırsal kalkınma” olarak da kabul edilmektedir. Bu tanımda, toplumun niteliği kırsal olup olmadığı belirtilmeksizin konuya genel bir açıdan yaklaşıldığı görülmektedir. Bu tanıma göre kırsal kalkınma, “Küçük toplulukların içinde bulundukları ekonomik, toplumsal ve kültürel koşulları iyileştirmek amacıyla giriştikleri çabaların devletin bu konudaki çabalarıyla birleştirilmesi, bu toplulukların ulusun tümüyle kaynaştırılması ve ulusal kalkınma çabalarına tam biçimde katkıda bulunmalarının sağlanması sürecidir” (Geray, 1965).

Kırsal kalkınma, temelinde, kent - kır arasındaki sosyo-kültürel ve ekonomik farklılıkların optimum bir dengeye kavuşturulmasını, kırsal nüfusu yerinde kalkındırmayı, bir başka deyişle, göç ve istihdam sorunlarını yerinde çözmeyi amaçlayan politik bir tercihtir.

Kırsal kalkınma strateji ve politikalarının ana amacı, dünyada geri kalmış toplum veya toplulukların tarımsal, ekonomik ve sosyo-kültürel alanlarda kendi kendilerine yardım ve dışarıdan destek yöntemi ile kalkınmalarını sağlamaktır. Kırsal kalkınma girişimlerinin gündemde olduğu tüm ülkelerde, köylü veya kırsal nüfusa kalkınma açısından birinci planda yer verilmiştir. Daha doğrusu kırsal kalkınma girişimleri genellikle yalnızca köylünün kalkınmasına yönelik olmuştur. Oysa kırsal kalkınmanın özünde belirli bir kırsal alan içinde yaşayan tüm insanların bir bütün

(30)

olarak tarımsal, ekonomik ve sosyal alanlarda kalkınmalarına yardımcı olacak tüm öğelerin harekete geçirilmesi ve bu öğelerden maksimum düzeyde yararlanma söz konusudur (Anonim 2008a).

Kalkınma, bir ekonomide üretim ve kişi başına gelirin arttırılması yanında, sosyo-kültürel yapının da değiştirilmesi ve yenileştirilmesini de içeren kavram olarak açıklanabilir (Turhan ve ark.1992). Büyüme ise, sadece üretimin ve fert başına gelirin arttırılmasıdır (Gönül, 1978).

Az gelişmiş ülkeler için kullanılan kalkınma terimi, bu açıdan sadece ulusal gelirin büyüme oranı gibi yalnızca sayısal bir büyüklükteki değişmelerle açıklanamamaktadır. Kalkınma süreci ulusal gelir ve üretimin zaman içinde sayısal olarak artması yanında, kurumlardaki köklü değişiklikleri, ekonomik ve toplumsal yapının yeniden düzenlenmesini, halkın değer yargılarında, dünya görüşünde ve davranış kalıplarındaki değişmeleri de içeren çok geniş kapsamlı bir süreçtir. Kalkınma terimi ile büyüme teriminin bazı iktisatçılarca eşanlamlı olarak da kullanıldığı gözlenmektedir.

Savaş’da bu görüşe katılmakta, kalkınmanın sadece ekonomik etkenlere değil, sosyal, kültürel, siyası ve psikolojik etkenlere de bağlı olduğunu ifade etmektedir (Savaş,1986).

Az gelişmiş ülkelerin kalkınma için başvurdukları yöntemlerden birisi de, halkla devletin gönüllü işbirliği temeline dayanan Toplum Kalkınması yöntemidir (Gönül,1978).

Yavuz'a göre; Toplum kalkınması, küçük topluluklarda sosyal, ekonomik ve

kültürel gelişmeyi sağlamak üzere halkla hükümetin birlikte hareket etmesidir (Yavuz,

1969).

Geray ise toplumsal kalkınmayı, küçük toplulukların içinde bulundukları

(31)

devletin bu konudaki çabaları ile birleştirilmese, bu toplulukların ulusun bütünü ile kaynaştırması, ulusal kalkınma çabalarına tam şekilde katkıda bulunmalarının sağlanması süreci olarak tanıtılmaktadır (Geray,1970).

Beş Yıllık Kalkınma Planlarına göre; toplum kalkınması, çeşitli hizmet ve

çalışmaların yapılması, kooperatif gibi teşkilatının kurulması ve idare ile toplulukların iş birliğinin sağlanmasını kapsayan bir çalışmadır.

Özellikle kalkınmanın tamamen gerçekleşmediği hemen her ülkede bazı yöreler hızla büyürken, bazı yöreler geri kalmıştır. Bugün geri kalmış yörelerin sorunu sadece yatırım yetersizliği olmaktan çıkmıştır. Bu bölgelerde eğitim düzeyi ve kalitesi düşük, ulaşım zordur. Sağlık, elektrik, su, telefon gibi altyapı hizmetleri yetersizdir (Demir, 1997).

Geri kalmış yöreleri kalkındırmaya yönelik devletin olmadığı bir çözüm bulmak gerçekten zordur. Devlet bu yörelerde fiilen yatırım yapabilir, özel sektörle ortak yatırım yapabilir, özel yatırımcılara kredi kolaylıkları sağlayabilir, bu yörelerde üretilen ürünleri sübvanse edebilir, yöre insanına vasıf kazandırmaya yönelik eğitim programları düzenleyebilir, kamusal malların üretici birimlerini burada konuşlandırabilir (Demir, 1997).

Ekonomik gelişme ile beşeri kalkınma birbirine paralel ilerleyen iki unsur değildir. Ülkeler son yıllarda sadece ekonomik gelişmenin değil, toplumsal kalkınma ve bu süreçte refahın fertlere yeterli ve eşit ölçüde yansıyabilmesi üzerinde durmaktadırlar.

Birleşmiş Milletlerin Beşeri Kalkınma Raporları'nın temel öngörüsü de fertlerin seçeneklerinin arttırılmasıdır. Seçeneklerin arttırılması fertlerin refah düzeyinin yükselmesi, eğitim, sağlık, konut, sosyal güvenlik gibi temel gereksinimlerinin karşılanabilmesi ile mümkündür. Böylece gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, toplumun her kesiminin olabildiğince eşit düzeyde toplumsal refahtan pay alması,

(32)

geleceğin güvencesini oluşturan insan kaynağının devamlılığını sağlamak suretiyle değerlendirilmesi amaç olmaktadır (Turan ve Ark.1992).

Gerek toplum kalkınmasında ve gerekse yerel yönetim birliklerinde temel amaç, küçük yerel toplulukların hızlı ve dengeli kalkınmalarını sağlamak için yerel potansiyeli biran önce harekete geçirmek ve kalkınma sürecine sokmaktır. Bir diğer ifade ile, toplum kalkınması örgütlenmesini doğuran iki temel etmenden biri, kırsal alana hizmet götüren kamu kuruluşlarının çalışmalarındaki dağınıklılığı gidermek ve eşgüdümü sağlamak, diğeri de, yerel halkın kendi sorunlarını tanıma ve çözümleme yollarını bulma alışkanlıklarını yaratmak ve geliştirmek, dolayısıyla devlet çalışmalarına çeşitli yollardan katılmalarını sağlamaktır. Yerel yönetim birliklerinin kurulmasından da beklenenler, yerel halkın kendi sorunlarını tanıyıp çözümlemede ve demokratik alışkanlıkları kazanmada belli bir gelişkinlik düzeyine ulaşması, kendi öz kaynaklarını gereksinmelerini karşılamada kullanabilmesi, merkezden yönetim yardımlarını en etkin ve verimli biçimde yerel hizmetlere kanalize edilmesi olarak da açıklanabilir. Şu halde iki kavram arasında, temelde bir amaç benzerliği vardır. Hatta denebilir ki, ikisinde de, geri kalmış, azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin kırsal alanlara yönelik kalkınma çabalarında birer kalkınma aracı olma özelliği saklıdır (Gönül,1978).

Bugün Türkiye de geleneksel yönetim yapısı planlama ve kalkınma problemleri karşısında yetersiz kalmıştır (Gözübüyük,1997). Merkezi yönetimin taşra örgütlenmesinde ana ilke mülki yönetim bölümlerine uygunluğun sağlanmasıdır. Bazı hizmetlerin etkili, verimli olarak yürütülmesinde ve kalkınmaya yönelik gerçekleşmesinde il örgütlenmesi yeterli olmamaktadır. Türkiye de henüz planlı kalkınmanın gerektirdiği yönetim yapısı oluşturulmamıştır. Bu yönetim birimlerinin oluşturulması sorunu devamlı gündemde bulunmaktadır. Kalkınmanın mekan boyutunun ön plana çıkması sonucu, planlama ve buna uygun örgütlenme önem taşımaya başlamıştır.

Uygulamada bölge planlaması bölge kalkınmasının coğrafi boyutunu hesaba katma ihtiyacından doğmaktadır. Bölge planlaması ile yerel bilgiler kolayca milli

(33)

plana yansıyacak, ayrıca kalkınma planları hedefleri de yerel düzeyde gerçekleşecektir. Bölgesel plan, soyut ve genel düzeydeki ulusal plan ve politikalarla somut ve yerel düzeydeki planlar arasında vazgeçilmez bir bağ oluşturur (Özşen,1987). Bölge planlaması, milli plan içinde yer alır ve onun ayrılmaz bir parçasıdır. Bölge planlaması, planlama teknikleri ve teşkilatlanma nedeniyle kısa vadede gerçekleşecek bir uygulama biçimi değildir. Bölge planlaması bugüne kadar ülke düzeyinde uygulama imkanı bulamayan ve sadece tasarım olarak kalan bir düzenleme olmuştur.

Türkiye’de mevcut bölge kuruluşları alan, merkez ve sayı olarak farklı şekillerdedir. Bunlar; hizmet tekrarlarına ve çatışmalarına, kaynak savurganlığına ve koordinasyon bozukluğuna sebep olmaktadır. Birbirleri arasında ve il valileri arasında işbirliği ve koordinasyon sağlanması temel problem olmuştur. Türkiye’de bölge düzeyinde koordinasyon konusu devamlı gündemde bulunmuştur. Burada mevcut il sistemine dokunmadan koordinasyon sağlanma yolları da aranmıştır .

Toplum kalkınması, küçük toplulukların, içinde bulundukları toplumsal, ekonomik ve kültürel koşulları iyileştirmek amacıyla, topluluğu oluşturan bireylerin girişimlerinin devletin aynı doğrultudaki çabalarıyla birleştirilmesi olarak tanımlanmaktadır (Zengin,1993). Yerel çabalarla ulusal çabaların birleştirilmesi, toplumsal kalkınmanın dayanağım oluşturmaktadır.

Yerel halkın kendi sorunlarını çözme yönündeki istek ve çabalarının devletçe desteklenmesi, yerel kaynakların, yerelinde yerel sorunlar için organizeli bir şekilde kullanılmasını sağlamaktadır. Yani toplum kalkınması yerel halkın devletle işbirliği anlamına gelen katılımcılığı ve kalkınmayı hedefleyen bir çalışma programıdır. Bu tür bir kalkınma programının başarıya ulaşabilmesi ancak yerel halkın katılımıyla ancak hayat standartlarım yükseltebileceklerine inanmalarım ve güçlü bir organizasyonla yerel kaynakların harekete geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Yani toplum kalkınması aşağıdan yukarıya doğru ekonomik ve yönetsel katılma dayalı demokratik bir gelişme yöntemidir.

(34)

Toplum kalkınmasının başarılı olabilmesi için;

1.Yerel halkın kendi sorunlarını çözme yolunda istek ve talepleri olmalı. 2.Halkın duyduğu gereksinimlerinden yola çıkılmalıdır.

3.Yerel toplulukların bir bütün olarak ele alınması gerekir. 4.Yerel ve doğal önderlerden yararlanılmalıdır.

5.Kalkınma projesinde yer alacak örgütün ve kurumlar arasında yerel bazda eşgüdüm sağlanmalıdır.

6. Halkın gönüllü katılımıyla yerel kaynaklar harekete geçirilerek, hizmetin gerçekleşmesi mümkün hale getirilmesi gerekmektedir.

7. Yerel halkın yapılacak işlere inanması, bilgilendirilmesi gerekmektedir (Zengin,1993).

Ülkemizde DPT öncülüğünde Kalkınma Planlarında toplum kalkınmasının başarılı bir şekilde uygulanması öngörülmüş bu konuda çalışmalar yapılmıştır. Ancak kalkınma planlarında öngörülmüş olmasına rağmen ve bazı bölgelerde başarılı uygulamaları sergilenmiş olmasına rağmen bu yöntemin ülkemizde başarılı uygulandığı söylenemez. Buradaki başarısızlığın sebeplerini şu şekilde sıralanabilir:

• Yerel topluluklarda kalkınma çalışmalarında merkezi hükümetin vermiş olduğu desteğe katılımın sağlanamamış olması.

• Kalkınma planlarında esas rol alması gereken yerel yönetimlerin başarılı olabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmamıştır.

• Yerel halk ve kurumlar arasında katılım konusunda gerekli eşgüdüm sağlanamamıştır.

• Halkın gönüllü katılması için gerekli eğitim çalışması yapılamamıştır.

• Yerel kaynakların potansiyellerinin merkezi hükümetin kaynaklarıyla birleştirilememiş olması.

Toplum kalkınması yöntemi; bir ölçüde ulusal -yerel kalkınma amaçlarını bütünleştiren ekonomik zorlukları bu bütünleşme ile aşmayı amaçlayan ve aynı zamanda bütün demokratik ilkeleri bünyesinde barındıran bir yöntemdir.

(35)

Ülkemizde özellikle kırsal alanda hızlı bir göçün yaşanmasının ardında dengeli bir sanayileşme ve dengeli bir kentleşme değil, kırsalda yaşayan insanların daha iyi bir yaşam talepleri vardır. Bu sebeple kırla kent arasındaki denge bozulmuş, bu dengesizliği giderebilmek için kırsal alanları yaşanabilir duruma getirmek amacı ile yerel yönetim ilkeleri doğrultusunda kalkınma planlarını uygulamak gerekmektedir.

Ülkemizdeki başarısızlığın temelinde yerel halkın yönetime katılması, denetlemesi, yerel kaynakların kullanılması yöntemleriyle toplum kalkınmasının felsefesinin uygulanmasının bağdaşmamasından kaynaklanmaktadır.

4.2. Kırsal Kalkınma ve Önemi

"Kırsal alanda yaşayan ve geçimini tarım sektöründen veya benzer kırsal mesleklerden sağlayan birey ve toplulukların, insanca yaşam koşullarına kavuşturulması için onlarda önce bu yönde bir gereksinme duygusu yaratmak, sonrada bu duygu yönünde çaba harcamaları için onlara maddi ve manevi açıdan tüm yardımların yapılması ile demokratik yoldan bu toplulukların ekonomik, toplumsal, kültürel kalkınmalarını sağlama uğraşısıdır" (Anonim, 2008a).

Ülkeler, gerek bulundukları jeopolitik konumları itibarıyla gerekse doğal kaynaklara yakınlık ve uzaklıkları nedeniyle gelişmelerinde farklılık gösterir. Ülkeler arasında gelişmişlik farklarının doğmasına neden olan bu genel etkenler dışında başka etkenler de vardır. Sanayi devrimiyle birlikte, devrimi gerçekleştiren ülkeler kısa dönemde büyük gelişmeler sağlamıştır. 1750’lerden itibaren devrimin ortaya çıktığı Batı Avrupa ülkelerinin milli gelirleri önemli ölçüde arttı. Devrimin başlangıcından itibaren geçen yaklaşık 250 yıl sonunda, sanayi devrimini yaşayan ülkelerin kaydettikleri gelişme karşısında devrimi gerçekleştiremeyen ülkelerin bu ülkelerle yaptıkları ticaret sonucunda sömürülmekten kurtulamamaları, ülkeler arasındaki gelişmişlik farklarının daha da artmasına neden olmuştur. Đkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise dünya ülkelerini gelişmiş ülkeler ve az gelişmiş ülkeler şeklinde ikiye

(36)

ayırmak mümkün hale gelmiştir. Daha sonra Dünya Bankası bu ülkeleri diğer ülkeler karşısında daha az gurur kırıcı bir sınıflandırma olması için “Gelişmekte Olan Ülkeler” olarak değiştirmiştir. Gelişmekte olan ülkeleri (GOÜ), Gelişmiş Ülkelerden (GÜ) ayıran özellikleri üç grup altında toplayabiliriz. Bunlar ekonomik, demografik ve sosyo-kültürel özelliklerdir. GOÜ’ nün ekonomileri tarıma dayalıdır. Nüfusun büyük bir bölümü tarımla uğraşırken, Milli Gelir içerisinde de en yüksek payı tarım sektörü almaktadır. Dünya Bankası’nın 2000-2001 raporuna göre 1995 yılında kentte yaşayanların oranı %45, kırsalda yaşayanların oranı %55 iken, bu oranların 2025 yılında kentte %55 ve kırsalda %39 olacağı belirtilmiştir. Aynı raporda kırsal alanların boşalmaya devam etmesiyle kentte yaşayan fakir insan sayısının 1995’te 1,6 milyardan 2025 yılında 3,1 milyara ulaşacağı belirtilmiştir. Araştırmadan ortaya çıkan diğer rakamlar aşağıdaki çizelgede yer almaktadır (Gürlük, 2001).

Çizelge 4.1. Dünya genelinde yaşam ve sağlıkla ilgili bazı göstergeler (000.000)

YILLAR 1995 2025

Yoksullukla Yaşama 2400 3300

Yetersiz Beslenenler 1800 500

Açlıktan Ölenlerin Sayısı 20 10

Kirli Sudan Ölenlerin 9 3

Sağlık Kuruluşlarına Erişememe 1500 700

Yetersiz Barınma 1100 700

Okula Erişememe 1000 500

Đşsizlerin Sayısı 100 200

Kaynak: Anonim,2000a.

Yukarıdaki çizelgede yer alan yaşam ve sağlıkla ilgili özelliklerin kırsal alanlarda görüleceği ve 2025 yılında bile kırsal alanlarda yaşayan insanların tüm dünya nüfusuna oranı %40’lar civarında olacağı düşünülürse kırsal alanların ve özellikle GOÜ’ deki kırsal alanların kalkındırılmasının önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Yani 2020’li yıllarda insanlar hala açlıktan ölebilecek, hala kirli sulardan hastalanabilecek, hala barınma sorunlarıyla karşılaşabileceklerdir. GOÜ’in bu sorunları gelişmiş ülkeleri de rahatsız etmeye devam edecektir. Bu yüzden kırsal

(37)

kalkınma her ülkenin kendi sorunu olmasının yanında uluslararası tarım politikasının da gündeminde olan konulardandır.

Kırsal kesimde yaşayan insanların doğa ile iç içe yaşamak zorunda olduğu, temel ekonomik faaliyetlerinin tarım, hayvancılık, balıkçılık, el sanatları ve ormancılık gibi katma değeri oldukça düşük olan işkollarından oluştuğu ve kırsal bölgelerde altyapı çalışmalarının da genel olarak yetersiz olduğu göz önüne alındığında, buralarda yaşamanın zorlukları daha da belirgin hale gelmektedir. Dünyada yaşanan küreselleşme akımı piyasaların daha da rekabetçi bir şekle dönüşmesine ve dolaylı olarak da gelir dağılımının gittikçe bozulmasına neden olmaktadır. Sonuçta bölgesel eşitsizlik problemleri gittikçe daha belirgin duruma gelmektedir.

Kırsal alanlarda yaşanan zorluklar, teknoloji kullanımının yaygınlaşması, makineleşme sayesinde tarım sektöründe işgücü fazlalığının ortaya çıkması ve hızlı nüfus artışı gibi nedenlerle, kırsal kalkınmanın sağlanamadığı durumlarda kentlere göç olgusu ortaya çıkmakta; göçün yoğun miktarda ve kısa sürede gerçekleşmesi ise kentsel alanlarda çeşitli kültürel, ekonomik, sosyal ve yapısal sorunların gündeme gelmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla kentsel alanların sorunlarının çözülebilmesi veya en azından hafifletilebilmesinin kırsal kalkınmanın sağlanabilmesi ile yakından ilgili olduğu görülmektedir (Girgin, 2000).

4.3. Kırsal Kalkınmanın Gereği ve Kapsamı

Dünya nüfusunun yarıdan fazlası az gelişmiş ülkelerin (AGÜ) kırsal alanlarında, kaynakların çok az değerlendirilebildiği, sağlık koşullarının yetersiz olduğu, ilkel tarımsal uğraşların yapıldığı bir ortam içerisinde yaşamını sürdürmektedir. Böyle bir yaşam ortamı insanlara fakirlik ve yoksulluk getirmektedir. AGÜ’ ler, kalkınmalarını gerçekleştirirken kırsal yörelerde bulunan insanları ihmal etmemek ve kırsal kalkınma çalışmalarına özel önem vermek zorundadır. En basit tanımıyla kırsal kalkınma; insan yaşamına olumsuzluklar getiren kırsal çevre koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalardır.

(38)

AGÜ’ ler, kırsal bölgelerde yaşayan insanların sorunlarını çözümlemek amacıyla çeşitli kırsal kalkınma programları uygulamaktadır. AGÜ’ lerde tarımsal uğraşların, ülke ekonomisi içerisinde önemli bir üretim dalı olması, uygulanan projelerin tarımsal ağırlıklı bir yapı taşımasına neden olmaktadır. Gerçekten tarımsal kalkınma, kırsal bölgelerin kalkınmasında çok önemli ve gerekli bir kalkınma uğraşısı olmasına rağmen kırsal kalkınma, kırsal yaşamın tarımsal bakış açısı içerisinde bulunmayan konuları da bünyesine almaktadır (Tolunay ve Ark. 2006).

Bugüne kadar kırsal kalkınma üzerine birçok tanım yapılmış ve kırsal kalkınma konularının çerçevesi belirlenmeye çalışılmıştır. 1970’li yıllarda Birleşmiş Milletler Teşkilatının desteği ile yapılan bir toplantıda ele alınan konular, kırsal kalkınmanın kapsamı hakkında çarpıcı bir bakış açısı vermektedir. Buna göre kırsal kalkınma, sadece tarımsal gelişme ve ekonomik büyüme şeklinde dar anlamıyla algılanmamaktadır. Çünkü kırsal kalkınma, kırsal toplumların ekonomik ve sosyal amaçlar ile gelişmiş toplum statüsüne dönüştürüldüğü bütünleşik bir süreçtir. Bu dönüşüm sağlanırken kırsal toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel yapıları ve bu yapılar arasındaki ilişkiler iyi bir konuma getirilmeye çalışılmaktadır. Kırsal kalkınma çalışmalarında, kırsal toplumların problemleri belirlenmekte ve tanımlanmakta, bu problemlere göre uygun çözüm önerileri geliştirilmektedir. Bu nedenle, kırsal kalkınma programlarının çözmeye yöneldiği sorunlar, sadece tarımsal ya da ekonomik sorunlar değildir.

4.4. Dünyada Kırsal Kalkınma Politikaları

Dünya Bankası, 2003 yılı içinde kırsal kalkınma stratejilerinde bir değişiklik yapmak üzere bir dizi çalışmalar gerçekleştirmiştir. Dünya Bankası’nın bu şekilde bir yeni strateji arayışına girmesinin en büyük nedeni, mevcut durumdaki olumsuz verilerden kaynaklanan karamsar tablo ve endişe verici gerçeklerdir. Her şeyden önce, dünyada yoksul olarak değerlendirilen nüfusun %75’i kırsal alanlarda yaşamakta, gıda üretiminin artmış olmasına karşın açlık sıkıntısı çekenlerin sayısı yükselmekte, küreselleşmenin ortaya çıkardığı sorunlar artmakta, doğal kaynakların tahribinin

Şekil

Grafik 4.1.Türkiye Nüfus Piramidi
Çizelge  4.3’te  görüleceği  gibi,  Türkiye  genelinde  toprak  dağılımı  dengesizlik  göstermektedir
Grafik 5.1’den de anlaşıldığı gibi Yozgat’ta tarım alanlarının oranı  yüksektir.
Çizelge 5.6. Yozgat ili demografik yapısı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Yılın ilk dokuz ayında küçük öl- çekli aracı kurumlarda, müşteri başına aylık ortalama internet işlem hacmi 5,7 milyar TL, orta ölçekli kurumlarda 7,9

Çağrı merkezi üzerinden iletilen emirlerin ortalama büyüklüğü ve emir başına gerçekleşen ortalama hisse senedi hacmi 2 milyar TL seviyesinde, internet

Ocak-Haziran 2003 döneminde, Büyük aracı kurumlarda hesap başına hisse senedi işlem hacmi 63 milyar TL olarak gerçekleş- mişken, bu tutar Orta ölçekli kurumlarda

Artık bütün cihan, "Çinlilere, Selçukilere, Arap- lara,, velhasıl şarka mahsus olan ve garp mimarla- rının da asırlarca tesirinden kurtulamadıkları tezyi- nat ve

Doğal Sayılar Basamak Değeri-3. Kaç tane

Doğal Sayılar Basamak Değeri-5. Nesneleri sayınız,

Here the writer talks about a chronic depression that she has lived through since the beginning of her adolescent life, which affects her life and fights it,

Bir parti veriyorsunuz, acaba kaç kişi davet etmelisiniz ki gelenlerin en az ikisinin yaş gününün aynı olması olasılığı %50'den büyük olsun?. Yıl 365 gün ve yılın