René D ou m lc
Bu son zamanlarda ölen R e n é D o u m i c , büyük bir edip ve sanatkâr değil fakat akademinin azası ve daimî kâtibi, Fransa’nın en eski ve büyük mecmuası olan Revue des deux mondes'- ın ve konferanslar veren çok mühim b ir müessesenin müdürü, yâni Fransız edebiyatı üzerinde büyük bir nüfuz ve tesir sahibi bir şahsiyetti. Kendisi dârül- muallimîni bitirmiş ve epey bir zaman edebiyat hocalığı ettikten sonra yazı hayatına girmişti. Fransız edebiyatı ta rihi hakkındaki muhtasarca kitabı en meşhur eseridir ve mektepler için ihma li kabil tafsilâtı bırakarak ana hatları bu kadar muvaffakiyetle tabarüz ettiren bir ikinci eser, bu kadar ışıklı ve plân lı bir başka edebiyat tarihi yazılmamış tır denebilir. Ve René Dumic’in edebiyat tarihi, Fransız edebiyatının tarihi hak kında L a n s o n ’ nu meşhur eserinin yüzlerce sahifesinin veremediği kadar vuzulılu ve etraflı fikirler ve kanaatlar vermektedir. (İstidradeıı söyleyeyimki, bu kitabın tam zıddı bir edebiyat tarihi bizim dilimizde yazılmıştır. O da büyük bir rağbet görerek mevcudu çoktan tü kenmiş olan bir muasır türk edebiyatı tarihidir. O ne söz, o ne cümle, o ne sana yii edebiye tufanı ! O ne kadar tafsilât, izahat ve mütalcat! Ancak yumuşak bir gazete yazısına yakışacak fantazilerle dolu tahliller, hacım ve sahife kayıdlarile mukayyed olmak hatıra gelmeden yazı- lıvermiş fikirler ! Hacım ve sahife kay dı ile mukaayed olunmadığı halde de yer yer ne kadar zulmetler! A b d ü l -
h a H a m i d in tiyatrosunu burada
çıkmış bir yazı için tekrar gözden ge çirirken vaktile okumuş olduğum Sar-
danapal piyesinin hatırımdan çıkmış
edince-ve bu kıymeti H a m i d’in eserleri arasında vasatı geçmeyen esere dört sa- hife tahsis edildiği ve bu dört sahife içinde edebiyat sanatlarının hepsine yer verildiği halde-işte bu dört sahifede yine mevzuun on satıra sığabilecek bir hulâ sasını farkedemedim aydınlatmak iste diğim noktayı bulamadım. Fakat yine istidraden ilâve edeyim ki kitabın adını değiştirmiş olan yeni tab’ ı eski lüzum suz şişkinliklerinden bir hayli kurtul muş ve vazifesini, yani mektep kitabı vazifesini daha salâhiyetle ifa edebilecek bir hal almıştır. ) Bu fazla uzun istid- radı artık kapayarak René Doumic’e av det edince kendisinin Fransız edebiyat tarihini en hurda tafsilâtına ve pek talî eserlerine kadar bildiğini ve bu edebiya tın gerek eski ve gerek yeni şahsiyet ve eserlerine aid muhtelif eserleri bulun duğunu söylemek lâzımdır. Edebiyat
tarihçiliğinden ve muasır edebiyatın
eser ve müellifleri hakkıııdaki tahlille rinden başka, tiyatro müıukkidi sıfatile de mühim bir mevkii vardı. Bu sahaya çok eski bir tarihte girmiş ve ölümüne kadar sadık kalmıştı. Netekim en son tenkidi meşhur B e r n s t e i n ’ in son
piyesi hakkında yazdığı kısa bir
etüddürki, başka ve daha az usta ve daha az olgun bir kalem D o u m i c 1 m o iki üç sahifeye sığdırabildiği şeyleri söyleyebilmek için pek uzun bir yere muhtaç kalırdı. 1860 da doğduğuna gö re D o u m i c artık seksene yaklaşmış bulunuyordu. Fakat muhakemelerinde en ufak bir seııdeleyiş, üslubunda en küçük bir zaaf, teşrihlerinde en ehemmi yetsiz ve belirsiz bir yorgunluk mahsus değildi. Ve fıkranın başında zikrettiğim üç mühim meşgalenin üçünü de hem de mükemmelen başardığını bütün Fran- siz matbuatının müttefikan söylediği düşünülünce, bu çalışma aşkına ve kud retine hayran olmamak elden gelmez.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi