Yine Rüstern Paşa Camii
G
EÇEN gün, Rüstem Paşa camiinin hazin macerasını, sütunumda yazmış ve birçok güzelliklere karşı olan lâkayt lığımızı, yüreklerimizden taşan felâketini dilimiz döndü ğü kadar anlatmaya çalışmıştık.
Dün Vakıflar Başmüdürlüğünden aldığım şu izahnâme beni bir dereceye kadar tatmin etti. Evvelâ izahnâmeyi koyuyorum:
«Muhterem Ulunay
8 Nisan 1967 tarihli fıkranızda Eminönü’ndeki Rüstem Paşa camiini ele alıyor ve hepimizin üstüne titrediğimiz ecdat yadi gârı ve her biri birer sanat şaheseri olan âbidelerimizin duru muna temas buyuruyorsunuz.
Rüstem Paşa camii ve minaresi hakkında aşağıdaki açıkla mamızın mevzuu aydınlatacağım ümit ederiz.
Malûmları olduğu üzere Rüstem Paşa camii fevkani bir ca mi olup vaktiyle cami inşa edilirken altına da müteaddit dük kânlar ve depolar yapılmış ve fakat zamanla çok eski tarihler de bu dükkânlar satılmıştır.
Minarenin tehlike arzetmesi dolayısıyle İdaremiz tarafın dan söküldüğü de bir gerçektir.
Minare kaidesinin satışı mevzuubahis olmayıp ancak bu kaide mevcut dükkânlardan 3’ü ile irtibatlıdır.
Minarenin yeniden inşası 1967 programına alınmış olup hâ len keşifleri hazırlanmaktadır.
1-2 ay içinde ihalesi yapılmış olacak ve sene sonuna kadar Rüstem Paşa camiini eski hüviyetiyle, minaresi ile görmeniz kabil olacaktır.
Bundan başka camiin fevkani olan avlusunun iki tarafın daki harap odalar da minare ile birlikte restore edilecektir.
Minare kaidesinin hemhudut olduğu dükkânların bugünkü malikleri de tamir sırasında her türlü müzahareti gösterecek lerini defalarca beyan eylemişlerdir. Kaldı ki kaidede mühim bir tamir işi de bulunmamaktadır.
Vakıf eserlere karşı müsellem bulunan alâkanızın müteşek kiri olarak bu açıklamamızın umumî efkâra duyurulmasını hürmetlerimizle rica ederiz.»
Vakıflar Başmüdürü Bey bana sevinç kaynağı olacak ha berler veriyor, minarenin inşası 1967 programına alındığına gö re, Rüstem Paşa camiinin, minaresizlikten kurtulması, bir emr-i-muhakkaktır.
İzahnâmede deniliyor ki, fevkani bir cami olan Rüstem Pa şa camii yapılırken, altına dükkânlar yapılmış. Bu dükkânlar, şüphesiz, camiin vakıfları olacak, bir de öğreniyoruz ki, bu dükkânları satmışlar.
Aman bre! Cami vakfı satılır mı?
Satılır efendim, satılır! Kimbilir bunu hangi müslüman adlı gâvur yaptı? Dükkânlar satılınca, minarenin kaidesi ile irtibatı olan dükkân sahipleri de pek tabiî olarak, minareye temellük iddiasında bulunmuşlar.
Size ağlanacak kadar elim bir vaziyet daha anlatayım: Sülcymaniye camiinin Sinan tarafından yapılan çarşısında ki dükkânlar da satılmıştır.
Hem de kim almış biliyor musunuz? Fener Patrikhanesi. Bunları satan, herif-i-nâşerif’in mezarının yerini bilmek ister dim, tükürmek için...
Rüstem Paşa camii «restore» edilip namzet olduğu, harabe likten kurtulduktan sonra, o semtin şahadet parmağı gibi se maya uzanan minaresiyle bir nefise olarak Kanunî devrinin azametine, bir yaldızlı sahife daha ilâve edecektir.
Böyle olunca, camie ait olan o dükkânlar istimlâk edilmeli ve her biri, bir antikacıya kiraya verilmek suretiyle, bir anti kacılar çarşısı haline getirilmelidir.
Rüstem Paşa camiinin altı, çuval deposu olamaz.
Vakıflar Başmüdürlüğüne, izahından dolayı teşekkür
ede-Kişlsel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi