• Sonuç bulunamadı

Faruk Nafiz Çamlıbel

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Faruk Nafiz Çamlıbel"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S a y f a

2

*

WM

B U R H A N

FELEK

Faruk Nafiz Çamlıbel

B

İR büyük şair — haydi bir lâtife edelim —

f

Mersin’e giderken, tersine gitti. Güney hatlında I çalışan bir posta vapurunda dinlenme seyaha­ tinde iken ebedî dinlenmeyi tercih etti. Allah rahmet £ eyieye. Faruk Nafiz Beyi en azından elli sene evvel £ tanımıştım. Ateşli, kültürlü, duygulu bir şairdi. Za- | man onun edebi kıymetini arttırdı, fakat refahına ve i;

sıhhatine yardım etti mİ bilmem. Ama şair Faruk £

Nafiz hakkında yazı yazacakların ben en sonuncusu £

olmamalı mıyım? Çünkü; ben ne şairim, ne edip! £

Ne var ki bu garip memlekette ölçüler ve ölçen­ ler yer değiştirir, insanlar ve işler köşe kapmaca oy­ narlar. Ve kıymetler insafsız muhamminler elinde re­ zil olmasa da sefil olurlar. Onun içindir kİ ber şey ve herkes tesadüfe bağlıdır. Kaptandan başvekil, bay- | tardan şair, göz h ek im in i^ diplomat, şairden sefir, £ generalden teolog, padişahtan pehlivan çıkar.

Faruk Nafiz’i tanıyalı 50 yıldan fazladır. Ben genç­

liğimde şairlerle düşüp kalktığım için şiir zevkim £

vardır. Ama şair değilim. Yazıdan anlarım, fakat |

edip değilim Ne var ki memlekette her parlak kıy- |

J»et söndükçe ebedi «nur»un eksildiğini görüyor; bu na üzülenler, üzülmek üstüne düşenler varsa ses çı­ karmadıklarını, hattâ sağlıklarında bu «nurdan teş­ vik etmedikleri, edecek «makam»lar yaratmadıklarını müşahede ediyor ve onlar söndükçe, ben bu sütunlar- | da saddce hayıflanıp duruyorum. Fazlasına gücüm ye1: iniyor.

Faruk Nafiz’e de ancak böyle yapıyorum. Büyük şa­ irdi. Lâf şairi değil, duygu ve mazmun şairi idi; idi di­ ne yaptık bu adama? Bir kere dilini anlamaz, anlayamaz

hale geldik. Kime hitabedecekti Yapa yapa edebiyat

hocası yaptık. Ben hocalık ettiğim için bilirim O, bir I zor. mihnetti, meşakkatli meslektir. Şair İse serâzâd ve :£ nazlı bir yaratık hattâ yaratıcıdır. Ama neyleydim ki; bu günkü deni dünyada kıymete değil, kuvvete para ve

rirler ve bunun adına da bizde «maaş» denir. Ne

demektir bu bilir misiniz? Bilemezsiniz. Çünkü biz §

size bunu öğretmedik. Arapçadır diye. Bu mânalı ke

İlmeleri öğretmedik. Halbuki onların çoğu mânası

anlaşılmasın diye yabancı dilde konmuş adlardı. «Ma­

aş» iaşeden gelir. Geçinme parası, yâni nafaka de

mektlr. Biz şaire «nafaka» veririz. Ne ayıp şey! Ne ise lâfı uzatmayalım

Yeni nesiller lâikliği, cumhuriyetçiliği maddiyatçı-

Uk sandı Ne kadar mânevi takdir vasıtası, yoi yor­

damı varsa OsmanlIlardan kalma diye hepsini sildi

süpürdü. Yakınlara kadar ■ Yerine de blrşey koyma­

dı Cumhuriyetin ellinci senesinde belki düşünürler

diye umuda düştüm. Heykel dikip nutuk çekmeden. |

millete:

— Sen büyüksün, büyüksün! demekten başka bir

»ey yapmadılar. Kırıldım. Napolyon, KorsikalI bir

topçu mülâzlmi, Fransa’da imparator oldu. Avrupa’yı

kana boyadı. Moskova’ya kadar gitti. Bütün Avrupa

-krallıklarını akrabalarına verdi. Sonunda mağlûp ol­

du. Ingilizlere esir düştü. Saint Hélène Adasına sü­

rüldü. Orada öldü. Fransa’yı da kanının son damla­ sına kadar hacamat ve perişan etti. Gelgelelim... Sa­ nata, kanunlara, idareye yendikler getirdi. Akademiyi

kurdu, nişanlar İhdas etti. İmparatorluk çoktaan

kalktı Fakat onun yaptığı eserleri Fransız ihtilâli

bile kaldırmadı

Biz bir cihan zaferi kazandık, bir cihan husume­ tini yık'tık, ama kendimize bir mâna veremedik. Ge­ çenlerde «Türkiye Bilimsel Araştırma Derneği» bizim İlim adamlarımıza ödüller verdi. Sevindim. Hiç değil­

se bunların kıymetleri manalı bir takdire kavuştu

diye! Ama beşeri ilimleri, edebiyatçılarımızı şairle­

rimizi kim takdir edecek Vaktiyle yılın şairi seçilen Yalıya Kemal'e 3500 lira para verdiklerini hatırladıkça, tîdlklâl Madalyasına 350 lira aylık bağladığımızı gör­

dükçe hâlâ insanlığın mânasına varamadığımıza ne

kadar üzülüyorum. Ve ne oluyor? Şair Bakinin:

«Kadrini sengi musallada bilüp ey Baakıy Durup el bağlayalar karşına yaran saf saf»

dediği gibi öldüğü zaman dostları, hattâ düşmanları

İnsanuı ardından gidiyor. Onu gömüyor ve rahat edi­

yor galiba! Ben her kaybettiğimiz kıymete iki türlü

üzülürüm. Birisi, yerine yenisini koyamayacağımız

endişesi, İkincisi onu hayatında lâvıkıyla takdir ede meylşlmizln nedameti! Ama benim elimden ne gelir Hâlâ Türkiye'de Atatürk heykellerine saldıranlara cr za veren kanun vardır. Hey heeey!

Askerler, baktılar ki devletin bir şey yapacağı

yok. kendi kendilerine madalyalar İhdas ettiler. Bir birlerine verip duruyorlar. Geçende bizim gazeteciler de buna bakarak 50 senelik, 25 senelik ve hâlâ çalışan

gazetecilere Cumhuriyetin 50'ncl yılı madalyası ver­

diler. Ama kendi kendilerine verdiler. Kimsenin ha beri bile olmadı. Eğer Ecevit’in değişmeli dediği dü

zen bu «düzen»se ben de beraberim. Bu kadar mad­

decilikten ve mânasızlıktan iğreniyorum.

Faruk Nafiz Çamlıbel son yarım asnn en büyük şairlerinden biri idi. Ve bir emekli edebiyat hocası olarak yerini boşalttı gitti Ne yaptık bu adama, ne yapabildik? Ve ne yapabilirdik?

Genç nesiller benim bu üzüntü ve acılarımı seze bilse idi müteselli, hattâ ne kadar hah'tiyar olurdum;

bahtiyar olurduk Ölülerimiz ve dirilerimizle!

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun içindir ki, tüm ar­ kadaşlarının hapsi boylamış olmalarına rağmen kendisinin hiç hapse atılmamış olması onun için nerede ise bir nevi aşağılık kompleksi

Bu yazarlar ba­ şarılı oldukları için gelecek kuşaklara bir belge niteliği taşıması için bu kitabı yaptım..

Yunus Emre sevgi yılının kut­ landığı günümüzde de halk ozanımızın seçme dörtlüklerinden nefis bir kaset ha­ zırlamış.. Kasatteki 6 eser

— önce şunu belirtmek isterim ki bu vakıf ile sadece Türk çocuklarının eğitimi hedef alınmamıştır, bunlara ilaveten bu vakıf, Batıdaki bazı çok yük­ sek

Ancak, Higgs parçac›¤› ve olas› süpersimetri par- çac›klar›n›n ortaya ç›kmas› için umutlar, infla ha- linde olan ya da planlanan çok daha güçlü h›zlan-

lülasa olarak yayınladığım son yazıda,daha çok onun fıkralarına ve sat anılarına öncelik verdim.Bahsettiğiniz şarkıdaki yanlışlık,belki de,çok es­ ki ve karışık

au cours des hostilités en Tripoli et dans les Balkans, il cim enta l'am itié Franco-Turque et renforça l’am our. fraternel entre les deux

Afife Jale hakkında.kovusturma başlattı.(Ölümü: IstanbulBata/köy Ruh ve Siniı#fS§üaık)arı ttastahanesi’nde, 24 Em m üz 1941} 24 TEMMUZ Sahneye çıkan ilk