Gelişmiş ülkelerde, yapan itfaiye, bizde yo baca ve kanalizas
İtfaiye Müdürü Abdurrahman Kılıç, Türkiye'de itfaiyeye bir sosyete düğünü kadar önem
verilmediğini, şimdiye kadar bir bakanın bile kendilerini ziyarete gelmediğinden yakınıyor.
Belediyenin
sırtındaki kambur
G
ELİR kaynaklan yok denecek kadaraz olan itfaiye teşkilatı, kelimenin tam anlamıyla belediyenin sırtına vurulmuş bir kambur durumunda. Her türlü kuruluşa, askeriyeye, hastanelere, eğitim kurumlarına, gemilere, Orman Müdürlüğü'ne, özel işletmelere hizmet veren itfaiyenin giderleri belediye
tarafından karşılanır. Belediyeler de, siyasi bir yatırım olarak görmedikleri itfaiyenin bütçesini kısabildikleri kadar kısar. İstanbul'da toplam belediye bütçesinin yüzde 5'i itfaiyeye ayrılırken, bu rakam bazı illerde yüzde 1 'e kadar düşer. Sigorta primlerinden belediyeye kalan pay yılda 25 m ilyar liradır. İtfaiyenin yıllık bütçesi ise 817 milyar lirayı bulur. Yani, günlük 2,5 milyar liralık itfaiye gelirinin sadece yüzde 3'ü sigorta primlerinden karşılanır. Gelişmiş ülkelerde binaların yüzde 9S'i sigortalanırken, ülkemizde bu oranın yüzde 3 olduğunu belirtirsek, sanırım bir fikir edinmiş olursunuz.
İ S T A N B U L ' D A İLK
İ T F A İ Y E Y E K U R A N
S E C İ N İ P A Ş A
T U L U M B A C I L A R T A K I M I
Teknesiz dalgıçlar
•
D E N İZ yangınlarına müdahaleedemeyen itfaiyenin bir zamanlar tam donanımlı ve eğitim görmüş altı dalgıcı olduğunu sanırım
bilmiyorsunuzdur. 80'li yıllarda kurulan kadrosuz dalgıç ekibini, Abdurrahman
Kılıç lağvetmiş. Gerekçesi de son derece
net: "İtfaiyede göreve başladığım zaman
böyle bir kadroolduğunu öğrenince şaşırdım. Personel dalgıç eğitimi görmüş, oksijen tüpleri, balıkadan kiyafetleri hazır. Ama denize açılacak bir botları bile yok. Üstelik de deniz kenarında değil, Fatih'te itfaiye müdürlüğü'nde
konuşlandırılmışlar. Ekibin ne gerekçeyle kurulduğu belli değil. Lağvettik..."
Personel fukarası
^İTFAİYECİ sayısı bakımından büyük
kentlerdeki dünya ortalaması her bin 'kişi için bir itfaiyeci olarak
belirlenmiş. 1990 yılı sayımına göre 7.5 mlyon nüfusa sahip İstanbul'a 1683 itfaiye personeli hizmet veriyor. Oysa, dünya standartlarını yakalamamız için bu rakamın 7 bin 500 olması lazım.
■
BULMACA
DÜNYADAKİ BÜYÜK KENTLERDE
İTFAİYE PERSONELİ, ARAÇ VE GEREÇ
KARŞILAŞTIRMASI
ŞEHİR İSTASYON SAYISI ARAÇ SAYISI tlFAİYEGlSAYlSl
İstanbul 4 26 248 Londra 16 98 1136 Paris 13 77 1127 Frankfurt 28 140 850 Viyana 15 IOO 960 Budapeşte Tokyo 11 256 55 140 925 1560
★ Bir milyon kişi için itfaiye güçleri
Yukarı dan^aşa^ı ^a
Yangına giden itfaiyeciyi, alevlerden önce İstanbul'un trafiği ve düzensiz, dar yollarıyla boğuşmak zorunda. Alibeyköy'deki fabrika yangınına giden itfaiyeciler, trafikten sıyrıldılar am a, bu sefer de gelip sel sularına takıldılar. K adere bakın ki, alevlerle m ücadele edebilm ek için önce sele karşı savaş verdiler.
42 bin sokağı bulunan İstanbul'da binaların ya ng ın güvenlik kontrolü için sadece iki kişilik
kadro var. Bir k e z kontrol edilen sokağa ikinci kez sıra gelm esi için 210 yıl beklem ek gerekiyor.
A Y D I bakalım,
H
böylesi de eski köye, yeni adet... Dereyi görmeden paçaları sıvamak gibi... Sen kalk,yangın çıkmadan, dumanı koklamadan, sirenler çalmadan, telsiz anons geçmeden itfaiye haberi yaz...
Sonra da münasebetsiz sorulara cevap ara dur...
“ N eresi yanm ış?” “ A le v li fo to ğ ra f v a r mı?” “ Can kaybı olmuş mu? “ Tanker yangınının üzerinden çok geçti, geç kalm adın m ı biraz?”
y e tk ilile r sürekli olarak itfa iy e y i ziyaret edip, itfa iy e c ile ri ödü llendirirler. Bizde, sanırım b ir bakan bile itfa iy e y i ziyaret etmemiş. Ülkem izde, m illi servetin korunm ası ve vatandaşm ku rtarılm ası, henüz b ir sosyete düğünü kadar önemli değil.”
Y
asaya
BAŞKALDIRI
Hani, baca yangım, çatı yangım, tüpgaz patlaması, tanker gümlemesi derken, bilumum meslektaşımız itfayenin ciğerini kavuran yangım atlamış... Söylemesi ayıp, biz de biraz geç kalmışız, alevler kontrol altına alındığında yetiştik...
Şimdi olay yerinden naklen bildiriyoruz: Nassia tankeri, Büyükdere açıklarında boğazı kızıl aleve boyarken, dizimizi dövüp, “ A h b ir h elik op ter olsaydı” dediğimiz İstanbul İtfaiyesi Müdürü Doç. Dr. Abdurrahm an K ılıç, 74 model (20 yaşında) Ford Granada makam otomobiline rağmen olay yerinde. İlkokul öğrencilerinin Akra kitaplarında bile “ K ırm ız ı” olarak geçen İtfaiye Müdürü’nün otomobili, teşkilatın içindeki yangına nisbet “ K öm ü r K arası” ...
Poütikacüar, böylesine ilgiden ve sevgiden mahrum bıraktıkları itfaiyenin yasalarım düzenlerken de “ A d am sende” demişler. Çağdışı yasalarla, iki bin nüfuslu bir kasaba ile 10 milyonluk metropolün itfaiye hizmetleri aynı düzeyde tutulmuş.
Gelin, bunu bir örnekle somutlaştıralım. 42 bin sokağı bulunan İstanbul’da binaların yangın güvenlik kontrolü için sadece iki kişilik kadro verilmiş. İster inan, ister inanma ama, bu kadroyla, bir kez kontrol edilen sokağa ikinci kez sıra gelmesi için aradan tam 210 yıl geçmesi gerekiyor. K ılıç, yangının bu bölümünü söndürmek için yasaları çiğnemiş, suç işlemiş... Binaların yangın güvenlik kontrolleri mühendislerdi çoğunlukta olduğu 30 kişilik bir ekiple gerçekleştiriliyor. Yılda 24 bin işyeri kontrolden geçiriliyor.
Beyazıt Kulesi’nden kuş bakışı.
SULTAN 2'nd Mahmut'un emriyle 1828
yılında, Ağa Hüseyin Paşa tarafından inşa edilen ve yaklaşık 170 yıldır yangınların gözlendiği Beyazıt Kulesi, İstanbul Üniversitesi ile İstanbul İtfaiye Müdürlüğü arasında paylaşılamadığı için harap olup gitti. Yıllar boyunca onarım görmeyen 85 metre yükseklikteki kulenin, meşe ağacından yapılmış 256 basamağı çökme tehlikesiyle karşı krşıya kaldı. Tehlike nedeniyle 1972 yılından bu yana kuleye ziyaretçi alınmadı. Görevli itfaiyecilerin tehlike anında kuleyi
terk edebilmeleri için, portatif bir çelik merdiven hazırlandı. Mülkiyeti İstanbul Üniversitesine ait olan tarihi Beyazıt Kulesi, geçtiğimiz günlerde imzalanan bir protokolle, İstanbul İtfaiyesine devredildi. İtfaiye Müdürü Abdurrahman Kılıç, 40 milyar liraya restore edilerek içine bir asansör yerleştirilecek kuleyi turizme açmayı planlıyor. Nöbetçi katı, işaret katı, sepet katı ve sancak katı olmak üzere toplam dört katı bulunan kuleden İstanbul'u kuşbakışı izlemek mümkün.
m
İLK YANGIN FERMANI
A
v r u p a
d a
İ
t f a iy e
Beş y ıl önce göreve başlayan K ılıç ’ın müdahalesiyle
itfaiyedeki yangın kontrol altına alınmış. Ama soğutma
çalışmaları sürüyor. Yer yer alevlerin görüldüğü teşkilattan hâlâ duman tütüyor.
Gazeteci tabiriyle “ A le v li fo t o ğ r a f’
çekemeyince, işi kurtarmak için yangının nedenlerine çengel atıyoruz. Bakıyoruz ki, temelde bir sevgisizlik bir ilgisizlik yatıyor. Bu sıkuıtıyı, Abdurrahm an K ılıç ’ın, Türkiye İl İtfaiye Müdürleri l ’inci Kongresi’nde yaptığı konuşmadan koklamaya çakşıyoruz: “ Onbeş gün önce Japonya’daydım. Yapılan itfa iy e toplantısına, im parator, im parotoriçe, başbakan ve bakanlar katıldı. İn g iltere’de K ra liçe her y ıl toru n ların ı itfa iyeye götürüp, itfa iy eci elbisesi giy d iril-. A vru p a'n ın hemen bütün ü lkelerinde üst düzey
Hazır söz yangın güvenlik önlemlerinden açılmışken bu konudaki yangına da bir göz atalım. Osmanlı döneminde ilk yangın güvenlik önlemleri 1576 yılında 3’üncu M u rat tarafından yayınlanan fermanla alınmış. “ İstanbul kadısına hüküm k i” başlıkb fermanda, ahalinin evinde damına yetişecek bir merdiven, bir büyük ûçı su bulundurması, yapmayanların Subaşı’ya teslim edilerek cezalandırılacakları
buyurulmuş. 3’üncü M u ra t’m yangından korunma yönetmeliği 400 yü boyunca, bir arpa boyu yol katedip resmi dairelerde rastladığımız, kırmızıya boyanıp, çaprazlama duvara asılan kazma kürekle, üzerine Y A N G I N yazdan altı kum dolu kovaya dönüşmüş.
İstanbul’da oturanlara ne mutlu ki, bir yangından korunma yönetmelikleri var. İTÜ Makina Mühendisliği Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan İtfaiye Müdürü Doç. Dr. Abdurrahm an K ılıç ’m hazırladığı yangından koruma yönetmeliği Türkiye’de tek. Bir başka deyişle Türkiye, yangın koruma yönetmehği olmayan tek Avrupa ülkesi.
YURTTA VE DÜNYADA HAVA
A D A N A A FY O N A Ğ R I A N K A R A A N TA LYA BURSA DİYARBAKIR ELAZIĞ ERZURUM İSTANBUL İZMİR K O N Y A 1 8 7 3 5 ° 7 7 2 9 ° 5 7 2 2 ° 1 2 7 2 9 ° 1 9 7 3 5 ° 1 4 7 33 ° 1 6 7 3 5 ° 1 0 7 3 1 ° 3 7 19° 1 8 7 3 0 ° 2 0 ° / 3 4 ° 1 0 7 2 8 ° M A N İS A MERSİN M U Ğ L A NİĞDE SAMSUN SİNOP SİVAS TOKAT TRABZON Ş. URFA V A N Z O N G U LD A K 1 7 7 3 3 ° 2 0 ° / 3 2 ° 1 6 7 34 ° 1 0 7 2 6 ° 1 3 °/ 2 5 ° 1 3 °/ 26° 6 7 2 4 ° 8 ° / 2 5 ° 1 4 °/ 2 5 ° 1 8 7 3 6 ° 1 2 °/ 25 ° 1 3 7 25°
İÇİ-G üneşli Parçalı Bulutlu
S o l d a n s a ğ a
1- Deniz, göl ve ırmaklarda balık yatağı olan yer, 2- Eksilmek... Bir nota, 3- Kabul eden, rıza gösteren... Kimsesiz (eski dil), 4- Bromu simgeleyen harfler... içinde belli bir sıraya göre kâğıt koyma, evrak koyma bölümleri düzenlenebilen dosya (sıralaç), 5- Yiğit, kahraman... Hud Peygamber in imana getiremediği bir kavmin
adı... Bir doğa olayı, 6- Mürekkep balığının eti beğenilen bir türü... Bir bağlaç sözcüğü, 7- Yol işçisi, ırgat, rençper... Kuru soğuk, 8- Klasik Türk edebiyatının ünlü şairlerinden biri... Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş halinde olması, 9- Şahsiyet, 10- Mezar (eski dil)... Genaral, 11- Kabile... 10 Mastar eklerinden biri, 12- ti Saadet... Balı alınmış petek. 12
1- Kale duvarlarında düşmana ok atmak için açılmış delik... Kozalaklı bir ağaç, 2- Paylamak, tekdir etmek... Bir gösterme sıfatı, 3- Karadeniz'in bir kısım halkına verilen ad... Bir kimse veya bir konu için halkın olumlu veya olumsuz kanısını, görüşünü belirtmesi amacıyla yapılan oylama, 4- Sıcakla soğuk arası... Ünlü Türk bilgin ve şairi Nevai'nin ön adları, 5- Kilometrenin kısa yazılışı... Dokusunda gümüş tel bulunan... Dişi sığır, 6- Yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki... Hile... Tantalin simgesi, 7- Yankı, yansıma... Rekabet eden, rekabet halinde olan, 8- Büyük davul... Bir şeyi su veya başka bir sıvı kullanarak temizleme, 9- Kaput bezinin diğer bir adı... Kötülük (eski dil), 10- Alevden bulaşan karalık... Çoğul ikinci kişi zamiri... Latife.
Dünkü çözü m
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi