• Sonuç bulunamadı

The Effect of Thyroid Replacement Therapy on Levels of Anxiety and Depression in Subclinical Hypothyroid Patients

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "The Effect of Thyroid Replacement Therapy on Levels of Anxiety and Depression in Subclinical Hypothyroid Patients"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Subklinik Hipotiroidili Hastalarda Tiroid

Replasman Tedavisinin Anksiyete ve

Depresyon Düzeylerine Etkisi

Yalçýn M. Yarpuz

1

, Ümit Aydoðan

2

, Oktay Sarý

1

, Aydoðan Aydoðdu

3

, Gökhan Üçkaya

4

,

Ayþen Fenercioðlu

5

, Derya Aksu Yarpuz

6

, Kenan Saðlam

7

1Dr., 2Yrd.Doç.Dr., 7Prof.Dr., Gülhane Askeri Týp Akademisi Aile Hekimliði Anabilim Dalý, 3Dr., 4Doç.Dr., Endokrinoloji ve Metabolizma Anabilim Dalý, 6Dr., Ankara Numune Hastanesi Aile Hekimliði, Ankara, 5Yrd.Doç.Dr., Yeditepe Üniversitesi Aile Hekimliði Anabilim Dalý, Ýstanbul

SUMMARY

The Effect of Thyroid Replacement Therapy on Levels of Anxiety and Depression in Subclinical

Hypothyroid Patients

Objective: In our study, we investigated the

effective-ness of thyroxin replacement therapy on the levels of anxiety and depression in patients with subclinical hypothyroidisim. Method: Patients with new onset

sub-clinical hypothyroidism and euthyroid control group constituded the subjects of our study. Beck Anxiety and Beck Depression Scales were applied to these partici-pants in the beginning of the study. Patient group was put on Levothyroxin therapy. Thyroid hormone levels were checked before and six weeks after the treatment was started. At the end of the study same psychologic scales were repeated. Results: In the study group, 66

patients were female and 8 patients were male whereas there were 64 female and 8 male subjects in the control group. Average age was 40.87±10.80 year in the study group and 41.61±10.33 year in the control group. In female group, there was a significant elevation (p<0.05) in both anxiety and depression scores compared to con-trol group. While there was a significant elevation in depression scores of male patients compared to control group, no difference was found in anxiety scores (p=0.188). In female group comparison of thyroid replacement therapy according to gender, a significant decrease was observed in both anxiety and depression scores after therapy (p<0.05). There wasn't any statisti-cal difference in male group (respectively p=0.68 and p=0.31). Conclusion: Subclinic hypothyroidism related

to Hashimoto thyroiditis may be a risk factor for anxiety and depression. Particularly thyroxin replacement thera-py in subclinical hypothyroidism may reduce the beck anxiety and depression scores.

Key Words: Subclinical hypothyroidisim, anxiety,

depres-sion.

ÖZET

Amaç: Kronik hastalýðýn medikal tedavisinin psikiyatrik

bozukluklara etkisi konusunda literatürde farklý görüþler vardýr. Çalýþmamýzda, subklinik hipotiroidi hastalarýnda anksiyete ve depresyon düzeylerini ve tiroksin yerine koyma tedavisinin bu konuda etkinliðini araþtýrdýk.

Yöntem: Yeni taný konmuþ subklinik hipotiroidili hasta ile

benzer özelliklere sahip ötiroid kontrol grubu çalýþmanýn örneklemini oluþturdu. Katýlýmcýlara Beck Anksiyete ve Beck Depresyon Ölçekleri uygulandý. Hasta gruba Levotiroksin tedavisi düzenlendi. 6 hafta sonra tiroid hor-monlarýna tekrar bakýldý. Ötiroid duruma gelen hasta gruba ayný dozda Levotiroksin tedavisine 3 ay devam edildi. Tedavi sonunda ayný psikolojik ölçekler tekrar-landý. Sosyodemografik özellikleri ile birlikte tedavi önce-si ve sonrasý elde edilen sonuçlar, hazýrlanan hasta takip formuna kaydedildi. Bulgular: Hastalarýn 66'sý kadýn, 8'i

erkek iken, kontrol grubunun 64 kadýn ve 8'i erkekti. Yaþ ortalamasý hastalarda 40.87±10,80 yýl ve kontrol grubunda ise 41.61±10.33 yýl idi. Kadýn hastalarda, kon-trol grubuna göre hem anksiyete hem de depresyon sko-rlarý yönünden anlamlý bir yükseklik vardý (p<0.05). Erkeklerde ise depresyon skorlarýnda hasta grupta, saðlam gruba göre anlamlý bir yükseklik bulunmuþken (p<0,05) anksiyete skorlarý açýsýndan fark bulunmadý (p=0,188). Tiroid yerine koyma tedavisinin cinsiyetlere göre karþýlaþtýrýlmasýnda kadýn hastalarda, tedavi son-rasýnda hem anksiyete hem de depresyon skorlarýnda anlamlý bir düþüþ gözlendi (p<0.05). Erkeklerde ise ista-tistiksel bir fark tespit edilmedi (sýrasýyla p=0.68 ve p=0.31). Sonuç: Hashimoto tiroiditine baðlý subklinik

hipotiroidinin depresyon ve anksiyete geliþimi için risk faktörü olabilir. Özellikle subklinik hipotiroidili hastalarda tiroksin yerine koyma tedavisi, beck anksiyete ve depres-yon skorlarýnda azalma saðlayabilir.

Anahtar Sözcükler: Subklinik hipotiroidi, anksiyete,

depresyon.

(2)

GÝRÝÞ

Fiziksel hastalýklara en sýk eþlik eden psikiyatrik bozukluklar anksiyete ve depresyondur. Bu psiki-yatrik bozukluklar hastanýn uyumunu ve yaþam kalitesini bozmakta ayrýca hastalýðýn gidiþini, tedaviye cevabýný ve hastanýn yaþam süresini etkile-mektedir (Özkan 1994, Kayahan ve Serbaþ 2007). Kronik hastalýklar zemininde karþýmýza çýkan veya bu hastalýklara sýklýkla eþlik eden anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik bozukluklarýn tedavisi, biyopsikososyal yaklaþýmýn gereðidir.

Günümüzde aile hekimliðinin temel yaklaþýmý olan biyopsikososyal yaklaþým, hastalýk sürecini çok yönlü nedensellik iliþkisi ile açýklamaktadýr. Bireyi rahatsýz eden hastalýk; biyolojik, psikolojik ve sosyal deðiþkenlerin karmaþýk etkileþimleri ile þekillenmekte ve hiç biri diðerinden ayrýlarak kate-gorize edilememektedir (Tekiner ve Ceyhun 2008). Hipotiroidinin akut dönemde bile psikiyatrik sorunlara neden olabilmesi biyopsikososyal etki-leþimden çok biyolojik etmenlerin rol oynadýðýný düþündürmektedir.

Literatürde, tüm kronik hastalýklarda görüldüðü gibi hipotiroidi hastalarýnda da psikiyatrik belirti-lerin ortaya çýktýðý ifade edilmiþtir (Bauer ve Whybrow 2001). Subklinik hipotiroidide sýk görülen psikiyatrik bozukluklar, depresyon, unutkanlýk, düþüncede yavaþlama, konsantrasyon bozukluðudur. Aðýr klinik durumlarda psikotik belirtiler de geliþebilmektedir (Asher 1949). Fakat en sýk, depresif duygudurum bozukluðu görülmek-tedir. Buna sýklýkla anksiyete ve uyku bozukluklarý eþlik etmektedir (Almeida ve Brasil 2006). Hipotiroidili hastalarda anksiyete bozukluðunun %20-33, major depresyonun %33-43, psikoz ve deliryum tablolarýnýn %5 oranlarýnda gözlenebile-ceði bildirilmiþtir (Bauer ve Whybrow 2001). Subklinik hipotiroidizm normal serum serbest T4 ve serbest T3 seviyelerine karþýn tiroid stimülan hormon (TSH) düzeylerinde yükselme ile kendini gösteren bir durumdur (Tamer ve ark. 2007). Subklinik hipotiroidi hastalarýnda; anksiyete ve depresyon düzeyleri, yaþam kaliteleri ve kognitif fonksiyonlar üzerine çeþitli çalýþmalar yapýlmýþ. Bu çalýþmalarýn dizaynýnda bir takým farklýlýklar olsa da çoðu çalýþmada elde edilen sonuç; hastalýðýn

kiþiler üzerinde nöropsikolojik deðiþiklikler yaptýðý yönündedir (Haggerty ve ark. 1993, Haggerty ve ark. 1993, Almeida ve Brasil 2006, Gönen ve ark. 2006).

Kronik hastalýklarda hastaya hastalýðý nedeniyle uygulanan doðru ve etkili tedavinin, hastalýk nedenli karþýmýza çýkan psikiyatrik rahatsýzlýða etkisi konusunda literatürde farklý görüþler bildirilmiþtir. Subklinik hipotiroidi hastalarýnda tiroid replasman tedavisinin duygudurum ve yaþam kalitesi üzerinde herhangi bir etkisinin olmadýðý yönünde çalýþmalar olduðu gibi (Jorde ve ark. 2005, Baldini ve ark. 2009, Baldini ve ark. 1997), bu görüþün tam tersinin ortaya konulduðu, yani tiroid replasman tedavisinin subklinik hipotiroidili hasta-larýn duygudurumhasta-larýnda düzelme ve artmýþ yaþam kalitesi ile iliþkili olduðunu belirten yayýnlarýn da mevcut olduðu ifade edilmiþtir (Gülseren ve ark. 2006).

Çalýþmamýzda, bir yýl içerisinde polikliniðimize baþvuran hashimoto tiroiditi zemininde geliþen subklinik hipotiroidili hastalarýnýn, ötiroid saðlýklý kiþilerle anksiyete ve depresyon düzeyleri yönün-den karþýlaþtýrmak ve tiroksin yerine koyma tedavisinin bu konuda etkinliðini araþtýrmayý amaçladýk.

GEREÇ VE YÖNTEM

Hastalarýn muayene ve takipleri Gülhane Askeri Týp Akademisi ve Týp Fakültesi Ýç Hastalýklarý Bilim Dalý ve Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalýklarý Bilim Dalý polikliniklerinde Kasým 2008 - Kasým 2009 tarihleri arasýnda yapýldý. Hashimoto tiroiditine baðlý subklinik hipotiroidi saptanan hasta grubu ile saðlýklý bireyler, hasta onamlarý alýnarak çalýþmaya dahil edildi. Vitamin B12 ve Folat seviyeleri normal olanlar, anemisi olmayanlar ve 20–65 yaþ arasý olanlar çalýþma kap-samýna alýnýrken, kronik ve sistemik hastalýðý olan-lar, kanserli hastaolan-lar, gebeler, psikiyatrik hastalýk tanýsý almýþ olanlar, tiroid fonksiyonunu etkileyen ilaç kullananlar ve 65 yaþ üzerinde olanlar çalýþma dýþý býrakýldý. Hastalýklarý hakkýnda bilgi verilip, rutin fizik muayeneleri yapýlan hastalarýn demografik verileri (yaþlarý ve cinsiyetleri), hazýr-lanan hasta takip formuna kaydedildi. Hastalara kendilerinin doldurabileceði Beck Anksiyete ve

(3)

Beck Depresyon Ölçeði, kendilerine ölçek hakkýn-da bilgilendirme yapýlarak uygulandý. Serum Tiroid Stimülan Hormon (TSH) durumuna göre, levo-tiroksin tedavisi düzenlenen hastalar 6 hafta sonra tekrar kontrol için polikliniðe çaðrýldý. Kont-rollerde serum TSH seviyesine bakýldý ve herhangi bir þikayeti olup olmadýðý araþtýrýldý. TSH’sý normal aralýkta olan hastalara ayný ilaç dozunu kullan-malarý ve 3 ay sonra tekrar kontrole gelmeleri söylendi. TSH’sý normal deðerler arasýnda olmayan hastalar, ilaç dozu tekrar ayarlanarak çalýþmadan çýkarýldý. 3 ay sonra tekrar polikliniðe baþvuran hastalara serum TSH deðerine bakýldý. Hormon deðeri normal aralýkta olan hastalara Beck Anksiyete ve Beck Depresyon Ölçeði yinelendi. Kontrol grubu için de ayný ölçekler uygulanarak elde edilen veriler hasta takip formuna aktarýldý. Veriler SPSS 15.0 paket programýna aktarýlarak istatistiksel analizleri yapýldý. p<0.05 anlamlý olarak kabul edildi.

BULGULAR

Çalýþmaya 74 hasta, 72 kontrol grubu alýndý. Hastalarýn 66’sý (%89.2) kadýn ve 8’i (%10.8) erkek iken, kontrol grubu 64’ü (%88.9) kadýn ve 8’i (%11.1) erkekten oluþmaktaydý. Çalýþmaya katýlan hasta ve saðlam grubun demografik verileri, tiroid fonksiyon deðerleri ve Anksiyete ve Depresyon Puanlarýnýn ortalamalarý Tablo 1’de gösterilmiþtir.

Hasta grubuyla kontrol grubu serbest T4 (sT4), TSH, Anti-Tiroglobulin Antikoru (anti-TG Ab), Anti-Tiroid Peroksidaz Antikoru (Anti-TPO Ab) deðerleri ve tedavi öncesi Anksiyete ve Depresyon puanlarý yönünden karþýlaþtýrýldýðýnda aralarýnda istatistiksel olarak anlamlý bir fark vardý (p<0.05) . Fakat serbest T3 (sT3) deðerleri arasýnda anlamlý bir fark saptanmadý (p=0.485) (Tablo 1).

Cinsiyetlere göre anksiyete ve depresyon skorlarý incelendiðinde; kadýn hastalarda hem anksiyete hem de depresyon skorlarý açýsýndan kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlý bir yük-seklik bulundu (p<0.05). Erkek hastalarda ise kontrol grubuna göre anksiyete skorlarýnýn karþýlaþtýrýlmasýnda istatistiksel anlamlý bir fark yoktu (p=0.188). Fakat depresyon skorlarýnda ista-tistiksel olarak anlamlý bir yükseklik saptandý (p<0.05) (Tablo 2).

Hastalardaki tedavi sonrasý anksiyete ve depresyon skorlarý tedavi öncesiyle karþýlaþtýrýldýðýnda ise her iki skorlamada anlamlý bir azalma bulundu (Tablo 3).

Çalýþmaya katýlan hastalarýn Antitiroid antikor deðerlerinin anksiyete ve depresyon skorlarýyla iliþkisi incelendiðinde; hasta grubunda Anti-Tiroglobulin antikoru ile hem anksiyete hem de depresyon skorlarý arasýnda pozitif yönde korelas-yon saptandý; fakat istatistiksel olarak anlamlý

Tablo 1. Hasta ve kontrol grubunun tedavi öncesi parametrelerinin karþýlaþtýrýlmasý

Parametreler Ortalama ± Standart Hata

Hasta Kontrol p n 74 72 Yaþ ortalamasý 40.87± 10.80 41.61± 10.33 sT3 2.98±0.49 3.03±0.29 0.48 sT4 1.03± 0.15 1.08± 0.12 <0.05 TSH 8.20± 2.89 2.09± 0.92 <0.05 Anti-Tiroglobulin 297.78± 338.32 44.77± 30.95 <0.05 Anti-TPO 184.16± 159.52 16.66± 12.54 <0.05 Anksiyete skoru 17.94± 10.80 11.95± 9.58 <0.05 Depresyon skoru 14.71± 8.47 7.69± 6.46 <0.05

(4)

deðildi (sýrasýyla p=0.531, p=0.489). Hasta grubunda Anti-TPO antikoru ile anksiyete ve depresyon skorlarý arasýnda da, pozitif yönde kore-lasyon tespit edilmesine raðmen istatis.tiksel olarak fark bulunmadý (sýrasýyla p=0.227, p=0.764) (Tablo 4).

Hasta grubundaki tiroid fonksiyon deðerleri ile anksiyete ve depresyon iliþkisi karþýlaþtýrmasý Tablo 5’te gösterilmiþtir. Buna göre; TSH deðeri ile anksiyete ve depresyon skorlarý arasýnda istatistik-sel olarak anlamlý ve pozitif yönde bir korelasyon varken (p<0.05) sT3 ile anksiyete ve depresyon skorlarý arasýnda anlamlý bir iliþki bulunamadý (Tablo 5).

TARTIÞMA

2006 yýlýnda 94 subklinik hipotiroidili (89 kadýn, 5 erkek) (ortalama yaþlarý 49.1±10.3) hastanýn ve 43 ötiroid (40 kadýn, 3 erkek) (ortalama yaþlarý 44.8±9.6) kiþinin dahil edildiði bir çalýþmada, Hamilton Anksiyete ve Depresyon Ölçekleri ve Beck Depresyon Ölçeði uygulanmýþtýr. Çalýþmada subklinik hipotiroidili grup, kontrol grubuna göre, depresyon skorlamasý bakýmýndan 2.3 kat (p<0.05), anksiyete skorlamasý bakýmýndan 1.4 kat (p<0.01) daha yüksek bulunmuþtur (Almeida ve Brasil 2006).

Ülkemizde yapýlan, 32 subklinik hipotiroidili has-tanýn (29 kadýn, 3 erkek) (ortalama yaþlarý 39.84±12.66 yýl) ve 29 ötiroid bireyin (24 kadýn, 5

erkek) (ortalama yaþlarý 39.97±14.66 yýl) dahil edildiði çalýþmada ise anksiyete skoru ötiroid gruba göre anlamlý derecede daha yüksek bulunmuþtur (p<0.01) (Gönen ve ark. 2006). Her iki çalýþmada da cinsiyetler arasýnda farktan bahsedilmemiþtir. Bizim çalýþmamýzda hasta grubuyla kontrol grubunun karþýlaþtýrýlmasýnda anksiyete ve depresyon puanlarý yönünden hasta grubunda ista-tistiksel olarak bir yükseklik vardý (p<0.05). Cinsiyete göre deðerlendirdiðimizde ise; hasta bayanlarýn anksiyete ve depresyon puanlarý saðlýklý bayanlarýn anksiyete ve depresyon puanlarýndan anlamlý olarak daha yüksekti (p<0.05). Hasta erkeklerle, saðlýklý erkekleri karþýlaþtýrdýðýmýzda ise anksiyete yönünden farklýlýk yokken (p=0.188); depresyon açýsýndan hasta grup, daha yüksek skora sahipti (p<0.05). Çalýþmamýzdan elde ettiðimiz bu sonuçlar; kronik hastalýklarda psikiyatrik rahatsý-zlýklarýn ortaya çýkabileceði yönündeki klasik bilgi-lerimizi desteklemektedir.

Literatürde, tiroid antikorlarý açýsýndan anksiyete ve depresyon iliþkilerini inceleyen çalýþmalarda farklý sonuçlar elde edilmiþtir. Engum ve ark. 40-84 yaþ arasýnda 30175 kiþi ile yaptýklarý çalýþmalarýnda Anti-TPO antikor varlýðýnýn gerek erkek gerekse bayan bireylerde depresyon ve anksiyete ile iliþkili olmadýðýný bildirmiþlerdir. Yaþ, TSH ve T4 ile bir-likte deðerlendirildiðinde Anti-TPO varlýðýnýn gerek depresyon gerekse anksiyete ile anlamlý bir baðlantýsýný bulamamýþlardýr (p=0.125 ve p=0.709)

Tablo 2. Cinsiyetlere göre hasta ve kontrol gruplarý arasýnda anksiyete ve depresyon skorlarýnýn

karþýlaþtýrýl-masý

Parametreler Anksiyete ve depresyon P

skorlarý

Anksiyete skoru Kadýn Hasta 19.6 <0.05

Kontrol 13.1

Erkek Hasta 4.0 0.188

Kontrol 2.5

Depresyon skoru Kadýn Hasta 16.0 <0.05

Kontrol 8.5

Erkek Hasta 4.0 <0.05

(5)

(Engum ve Bjoro 2005).

Bir baþka çalýþmada, Anti-TPO pozitif ve ötiroid olan kiþiler kontrol grubuyla karþýlaþtýrýldýðýnda anksiyete bozukluðu ve major depresif bozukluðun daha yüksek sýklýkta bulunduðu ifade edilmiþtir (Carta ve Loviselli 2004).

Çalýþmamýzda Carta ve ark.nýn (Carta ve Loviselli 2004) çalýþmasýyla paralel olarak hasta grubunda Anti-TG ve Anti-TPO deðerleri ile anksiyete arasýnda pozitif korelasyon saptanmasýna raðmen anlamlý bir iliþki bulunmamýþtýr (p=0.53 ve p=0.22, sýrasýyla). Ayný þekilde, Anti-TG ve Anti-TPO deðerleri ile depresyon arasýnda pozitif korelasyon saptanmasýna raðmen istatistiksel anlamlýlýk bulun-mamýþtýr (p=0.48 ve p=0.76 sýrasýyla). Literatürdeki bazý çalýþmalara göre elde ettiðimiz sonuçlarýn farklý çýkmasýnýn sebebi hasta gru-plarýmýzýn seçimindeki farklýlýktan kaynaklanmýþ olabilir.

Tiroid fonksiyonlarý ile anksiyete ve depresyon iliþkilerini incelediðimizde, literatürdeki

çalýþ-malarda farklý sonuçlar bulunmuþtur. Eren ve ark. 40 hipotiroidili, 40 subklinik hipotiroidili ve 45 saðlýklý bireyde yaptýklarý çalýþmada subklinik hipotiroidili hastalarýn Beck Depresyon Ölçeði, Beck Anksiyete Ölçeði ve Kýsa Semptom Envanteri puanlarýnýn kontrol grubundan anlamlý olarak daha yüksek olduðunu bulmuþlar (p<0.05). Ayný çalýþ-mada subklinik hipotiroidisi olan grupta serbest T3, serbest T4 ve TSH düzeylerinin psikiyatrik belirti, depresyon ve anksiyete düzeyleri ile iliþkili olmadýðýný ifade etmiþlerdir (Eren ve ark. 2006). 2269 kiþinin yer aldýðý (ortalama yaþlarý 45–59) erkeklerden oluþan prospektif kohort çalýþmasýnda, depresyonla T4 arasýnda pozitif; TSH ile arasýnda ise ters iliþki olduðu saptanmýþtýr (p<0.05) (Williams ve ark. 2009). Bu sonuç bizim çalýþmamýz ile çeliþmektedir.

Teixiera ve ark., 103 subklinik hipotiroidili hasta (97 kadýn, 6 erkek) ve 60 (57 kadýn, 3 erkek) ötiroid ve antikor negatif kontrol grubuyla yaptýklarý çalýþ-malarýnda, hasta grubunda anksiyete ve depresyon skorlamasý açýsýndan kontrol grubundan daha

yük-Tablo 4. Hasta grubunun Anti-TPO Antikoru ve Anti-Tiroglobulin Antikoru deðerlerinin anksiyete ve depresyon

skorlarýyla iliþkisi

Parametreler Anti-TG Anti-TPO

r p* r P*

Anksiyete Skoru 0.074 0.531 0.142 0.227

Depresyon Skoru 0.082 0.489 0.035 0.764

* Pearson Korelasyon Analizi

Tablo 3. Hastalardaki tedavi öncesi ve sonrasý anksiyete ve depresyon skorlarýnýn karþýlaþtýrýlmasý

Parametreler Ortalama±Standart hata P*

Anksiyete Skoru Tedavi öncesi 17.94±10.80 <0.05 Tedavi sonrasý 16.70±10.21 Depresyon Skoru Tedavi öncesi 14.71±8.47 <0.05 Tedavi sonrasý 10.95±6.96

(6)

sek skor bulmuþlardýr (sýrasýyla, p=0.004 ve p=0.011). Anti-TPO antikor deðeri ile anksiyete ve depresyon skorlamasý arasýnda ise anlamlý bir iliþki bulamamýþlardýr (sýrasýyla, p=0.782 ve p=0.540). TSH ile anksiyete ve depresyon skorlamasý arasýn-da pozitif bir korelasyon olmasýna raðmen iliþkinin anlamlý olmadýðýný ifade etmiþlerdir (Teixiera ve ark. 2006).

Levotiroksin yerine koyma tedavisinin hastalardaki anksiyete ve depresyon düzeylerine etkisine yönelik araþtýrmalarda elde edilen sonuçlar farklýlýk göster-mektedir. Gülseren ve ark.’nýn çalýþmasýnda, 43 subklinik hipotiroidili hastaya (38 kadýn, 5 erkek) Hamilton Anksiyete Ölçeði, Hamilton Depresyon Ölçeði ve SF-36 (Kýsa Form 36) uygulanmýþ. Ortalama 10,2 ay Levotiroksin tedavisi verilmiþ ve tedavi sonrasý deðerlendirmede depresyon ve anksiyete puanlarý yönünden olumlu ve istatistiksel yönden anlamlý geliþme saptanmýþtýr (p<0.05) (Gülseren ve ark. 2006).

Norveçte yapýlan bir çalýþmada, 89 subklinik hipotiroidili hasta (45 erkek, 44 kadýn) ve 154 saðlýklý kontrol grubu (72 erkek,82 kadýn) çalýþ-maya dahil edilmiþtir. Hastalara ve kontrol grubuna Beck Depresyon Ölçeði ve Genel Saðlýk Sorgulamasý (GHQ–30) yapýlmýþ ve daha sonrasýn-da hastalarýn 69 tanesi plasebo kontrollü çiftkör çalýþmaya alýnmýþtýr. 1 yýl süreyle Levotiroksin tedavisi verilen hastalara psikiyatrik ölçekler tekrarlanmýþtýr. Levotiroksin tedavisi alan grupla kontrol grubu arasýnda nöropsikolojik fonksiyon bozukluðu yönünden bir fark bulamamýþlardýr (Jorde ve ark. 2005).

Baldini ve ark.’nýn yaptýklarý çalýþmada ise 38 sub-klinik hipotiroidili bayan hastaya Psikolojik ölçme testleri (Hamilton Anksiyete Ölçeði, Hamilton Depresyon Ölçeði) uygulanmýþ. Hastalara 6 ay Levotiroksin tedavisi sonrasý tekrarlanan ölçme testleri yapýldýðýnda anlamlý bir fark saptan-mamýþtýr (Baldini ve ark. 2009). Ayný araþtýrma-cýnýn bir baþka çalýþmasýnda ise guatrlý kadýn hasta-lar çalýþmanýn grubunu oluþturmuþtur. Hastahasta-lar ötiroid ve subklinik hipotiroidili olarak 2 gruba ayrýlmýþtýr. Subklinik hipotiroidili gruba tedavi öncesi ve 3 ay süre ile uygulanan L-tiroksin tedavisi sonrasýnda uygulanan testlerde duygusal fonksiy-onlarda anlamlý bir fark bulunmamýþ, ancak hafýza becerilerinde artma gözlenmiþtir (Baldini ve ark. 1997).

Van Harten ve ark. hazýrladýklarý derlemede, ‘‘Depresif semptomlarý olan subklinik hipotiroidi hastalarýný tiroid hormonu ile tedavi etmemiz gerekir mi?’’sorusunu irdelemiþler. Teorik olarak depresif semptomlarý olan subklinik hipotiroidi hastalarýnýn hormon terapisi kullanarak tedavi edilebileceðini; fakat bunun klinik kanýtýnýn net olmadýðýný ifade etmiþlerdir. Bu konuda yapýlmýþ randomize placebo kontrollü çalýþmalardan çýkardýklarý sonuca göre; subklinik hipotiroidili hastalarda, tiroid hormonlarýnýn depresif semp-tomlarýn üzerine etkilerinin klinik kanýtý olduðunu; fakat bunlardan hiçbirinde hastalarýn asýl þikayet-lerinin depresyon hastalýðý olmadýðý, temel sorunun subklinik hipotiroidiye baðlý olduðunu söylemiþ-lerdir. Ölçeklerde belirtilen depresyon skorunun hastalýðýn ikincil bir sonucu olduðunu ifade etmiþlerdir (Van Harten ve ark. 2008).

Tablo 5. Hasta grubunun TSH, sT3 ve sT4 deðerinin anksiyete ve depresyon skorlarýyla iliþkisi

Parametreler r p TSH 0.306 <0,05 Anksiyete skoru sT3 0.193 0.10 sT4 0.036 0.76 TSH 0.372 <0.05 Depresyon skoru sT3 0.031 0.70 sT4 -0.180 0.10

(7)

Çalýþmamýzda subklinik hipotiroidili erkek hasta-larda tiroid replasman tedavisi sonrasý tedavi önce-siyle karþýlaþtýrýldýðýnda anksiyete ve depresyon puanlamalarýnda istatistiksel olarak anlamlý bir fark bulamadýk (p=0.68 ve p=0.31 sýrasýyla). Bununla birlikte, subklinik hipotiroidili bayan hastalarda tedavi sonrasý anksiyete ve depresyon puanlamalarýnda anlamlý bir düzelme olduðunu gördük (p<0.05).

Subklinik hipotiroidili hastalarda tiroksin yerine koyma tedavisinin duygudurum ve hayat kalitesin-deki düzelme üzerine etkilerini inceleyen çalýþ-malarda kullanýlan ölçekler kendi aralarýnda kýsmi farklýlýklar göstermektedir. Elde edinilen sonuçlara bakýldýðýnda, ortaya çýkan farklý sonuçlarýn bundan kaynaklanmýþ olabileceði düþünülebilir. Ayrýca hasta seçiminindeki farklýlýklar da bunda etkili ola-bilir. Hasta ve kontrol grubu sayýsý daha yüksek

tutulup; tedavi süresi daha uzun tutulabilseydi çalýþmanýn sonuçlarýnýn daha objektif olmasýna katký saðlayabilirdi.

SONUÇ

Hashimoto tiroiditine baðlý subklinik hipotiroidi, depresyon ve anksiyete geliþimi için risk faktörü olabilir. Bu tür hastalarda hastanýn bir bütün olarak ele alýnmasý, biyolojik faktörlerin etkili ve uygun tedavisiyle, ortaya çýkmasý muhtemel psikolojik problemlerde azalma saðlanabileceði gibi, psikolo-jik problemlerin göz ardý edilmemesi de biyo-psikososyal yaklaþým açýsýndan hastalarýn tam bir iyilik halinde olmasýna katký saðlayacaktýr.

Dr. Ümit Aydoðan, Gülhane Askeri Týp Akademisi Aile Hekimliði Anabilim Dalý, Ankara, uaydogan06@gmail.com

KAYNAKLAR

Almeida C, Brasil MA, Costa AJ ve ark. (2007) Subclinical hypothyroidism: psychiatric disorders and symptoms. Rev Bras Psiquiatr, 29(2):157-159.

Asher R (1949) Myxoedematous Madness. BMJ, 10; 9: 555-562. Baldini M, Colasanti A, Orsatti A (2009) Neuropsychological functions and metabolic aspects in subclinical hypothyroidism: the effect of L-thyroxine Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry, 1; 33 (5): 854-859.

Baldini IM, Vita A, Mauri MC (1997) Psychopathological and cognitive features features in subclinical hypothyroidism. Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry, 21(6): 925-935. Bauer M, Whybrow PC (2001) Thyroid hormone, neural tissue and mood modilation. World J Biol Psychiatry, 2(2): 59-69. Carta MG, Loviselli A, Hardoy MC ve ark. (2004) The link between thyroid autoimmunity (antithyroid peroxidase autoan-tibodies) with anxiety and mood disorders in the community: a field of interest for public health in the future. BMC Psychiatry, 4: 25.

Engum A, Bjoro T, Mykletun A, Dahl AA (2005) Thyroid autoimmunity, depression and anxiety; are there any connec-tions? An epidemiological study of a large population. J Psychosom Res, 59(5): 263-268.

Eren Ý, Cüre E, Ýnanlý ÝÇ (2006) Klinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri ile Ýliþkisi. Klinik Psikiyatri, 9: 131-137.

Gülseren Þ, Gülseren L, Hekimsoy Z ve ark. (2006) Depression, Anxiety, Health-Related Quality of Life, and Disability in Patients with Overt and Subclinical Thyroid Dysfunction. Arch Med Res, 2006; 133-139.

Haggerty JJ, Evans DL, Prange AJ (1993) Organic brain syn-drome associated with marginal hypothyroidizm. Am J Psychiatry, 6: 785-786.

Haggerty JJ Jr, Stern RA, Mason GA ve ark. (1993) Subclinical hypothyroidizm: a modifiable risk factor for depression? Am J Psychiatry, 150:508-510.

Jorde R, Waterloo K, Storhaug H (2006) Neuropsychological function and symptoms in subjects with subclinical hypothy-roidism and the effect of throxine treatment. J Clin Endocrinol Metab, 91(1): 145-153.

Kayahan M, Serbaþ Y (2007) Dahili ve cerrahi kliniklerde yatan hastalarda anksiyete-depresyon düzeyleri ile stresle baþa çýkma tarzlarý arasýndaki iliþki. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 8: 52-61. Özkan S (1993) Psikiyatrik Týp: Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi. Roche Müstahzarlarý Sanayi A.Þ., Ýstanbul, s.17-56. Sait Gönen M, Kisakol G, Savas Cilli A ve ark. (2004) Assessment of anxiety in subclinical thyroid disorders. Endocr J, 51(3): 311-315.

Tamer Ý, Dabak R, Tamer G ve ark. (2007) Subklinik hipotiroidili hastalarda kardiyovasküler bir risk olarak lipid pro-fili. Kartal Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Týp Dergisi, 18(3): 123-128.

Teixera Pde F, Reutors VS, Almeida CP ve ark. (2006) Evaluation clinical and psychiatric symptoms in subclinical hypothyroidism. Rev Assoc Med Bras, 2(4): 222-228.

Tekiner AS, Ceyhun AG. Saðlýða biyopsikososyal yaklaþým. Aile Hekimliði Dergisi. 2008; 2(1): 52-58.

(8)

symptoms in patients with subclinical hypothyroidism be treated with thyroid hormone? Tijdschr Psychiatr, 8:539-543.

Williams MD, Haris R, Dayan CM (2009) Thyroid functions and

the natural history of depression: findings from the Caerphilly Prospective Study (CaPS) and a meta-analysis. Clin Endocrinol, 70(3): 484-492.

DÜZELTME

Klinik Psikiyatri Dergisi 2009-3. sayýsýnda yayýnlanan “Kronik Aðrý Yakýnmasý Olan ve Osteomiyelit Belirtileriyle Kendini Gösteren Bir Yapay Bozukluk Olgusu” baþlýklý makalenin yazar adresleri teknik bir hata nedeniyle yanlýþ olarak yayýnlanmýþtýr. Söz konusu makalenin yazar ünvanlarý aþaðýdaki gibidir.

Bu yanlýþlýktan dolayý makalenin yazarlarýndan ve okuyucularýmýzdan özür dileriz. Klinik Psikiyatri Dergisi

Selda Þahin1 Burhanettin Kaya2

Referanslar

Benzer Belgeler

Although it is a rare disease, anti-GAD-ab-associated cerebellar ataxia should be considered, especially in female patients with coexisting autoimmune disorders, for prompt

Birçokları, bilhassa yeni nesil bu koca taşın o ağacm gövdesine nasıl girdiğini, nasıl yerleştiğini ve orada nasıl senelerce kaldığını merak eder­

10 mg/kg dozunda bevasizumab uygulanan sıçanlarda üçüncü gün 24 saatlik idrar protein atılımı, kreatinin atılımı ve idrar protein/kreatinin oranlarında anlamlı bir

Therefore, in this study we aimed to demonstrate the relationship among anti-ganglioside antibodies, anti glutamate receptor antibodies, and anti-GAD antibodies, which are believed

Conclusion: The low rate detected for anti-HCV positivity in this study was related with the low prevalence of HCV in our province, decrease in the need for transfusion as a result

Hasta ve kontrol gruplar› aras›nda HBsAg ve anti-HAV IgG s›kl›¤› aç›s›n- dan istatistiksel anlamda fark saptanamazken (s›ras›yla p= 0.327, p= 0.644), anti-HBc

The study aimed to evaluate association between serum vitamin D levels and thyroid function tests in eu- thyroid and hypothyroid patients with elevated thyroid peroxidase

On the other hand, Eliot’s complexity and elitism as well as Pound’s concern to “Make It New” did not appeal to Larkin and his fellow Movement friends who saw themselves as the