• Sonuç bulunamadı

Dede Gorgut Boyları ve Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı Doç. Dr. Alaeddin Mehmedoğlu Aliyev-Dr. Şamhelil Hetemoğlu Mehmedov

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dede Gorgut Boyları ve Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı Doç. Dr. Alaeddin Mehmedoğlu Aliyev-Dr. Şamhelil Hetemoğlu Mehmedov"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

«DEDE GORGUD» BOYLARI VE

ÇAĞDAŞ AZERBAYCAN EDEBİYATI

Doç. Dr. Alaeddin Melımedoğlu ALİYEV

Dr. Şamhelil Hetemoğlu MEHMEDOV

S on yirm i yılda edebiyatşünaslıg sahasindaki araştırmaların bir kolu kendi tutum u ve sistematik seciyye taşım ası ile dikkati daha çok celb edir. Dünya, o cümleden Türk halk­ larının edebiyatşünaslığm da yazılı söz sanatının folk lorla alakası konusunun araşdırılm ası tebii, kanuna u ygun ede­ bi proses karekteri almıştır.

İçtim ai şuurun secciyyevi b ir for­ ması olm ag üzre yazılı edebiyat ce- m iyyetin inkişafı fövgünde durmag, halki m illi servete çevrilm ek üçün halk yaradıcılığına daha çok yahındır. Şu, b ir sıra sebeblerle bağlıdır. Ede­ bi fo lk lo r tarihi kategoriyadır ve ta­ rihi konkretlik, derin beşerilik, halkî - lik ve üm um ilik ölçüsünün genişliyi, folk lord a zem anemize kadar gelib çat­ mış enform asiyaların tastigi folklora edebi kaynak, tarihi kategoriya, be- dii-estetik m anba gibi gayıdışm esa­ sında duran objektiv sebebler, esas­ lı am illerdir.

-Bedii m edeniyyetin tem el taşları olan halk yaradıcılığı saheleri, hüsu- sen m anaviyyat mektebi sayılan ağız edebiyatı, genetik olarag ince sanat­ la sıkı bağlıdır.

Zam anın en nüfuzlu ve kudretli yazarları şu gün de m iflere halk

ya-radıçılığına hüsusi bir m aragla, eh- tirasla üz tutur ve bedii yaradıcılıg- larında behrelenirler

Zemanemizin m ütefekkir ve en çok yaym lam b ohunan sanatkarı Çin- giz Aytm atovun yaradıcılığı kendi folklorizm ile seçilen büyük bir sanat dünyasıdır ve bu m eşhuı yazar ü çün folklor, m ifologiya «tefekkür m etodu, real gerçekliyi öyrenm e ve yozm a va- sitesidir».

Başka halklarda olduğu gibi, A zer- baycanda da folk lor yazılı edebiya­ tın beşiyi olmuş, Nizam i G enceli’den başlam ış ta bu güne gib i folk lor b e ­ dii yaradıcıbg sahesinde çalışanların behrelendikleri, istifade etdikeri, be- dii-estetik deyerinin derinliyi, m ez- mununun edebi-felsefi, tarihi-sosyoloji güncelliyi ile zamanın fövgü n de d u ­ ran evezsiz manba, kaynak, söz ser­ veti hâzinesidir. Edebiyatşünaslığı- m ızda Nizami Genceli, İm adeddin N e ­ simi, M uham med Füzuli, M olla Penah V agif, Mirze Fatalı Ahundov, Gasım Bey Zakir, Seyid A zim Şirvani, N e- cev Bey Vezirov, M irm e A lakber Sa- bir, A bbas Sehhet, N erim an N erim a- n ov .Abdurrahm an Bey H agverdiyev Çelil M ehmedguluzade, C efer Cab- barlı, Semed Vurgun, Süleym an

(2)

Re-him ov, A li Veliyev, Bahtiyar Vaha- bzade, N ebi Hezri, Hüseyn A rif, Meh- m ed Araz. M ehm ed Aslan v e başka­ larının yararıcılıglan nın fo lk lo r zi- neti, ağız edebiyetı yükü dissertasi- yalar üçün m övzu olmuşdur. Şu araş- dırm a ve kalem m eh su llann da folk ­ lorum uzun m ühtelif janr v e növlerin- den behrelenm e faktları çoksaylıdır. Şu m akalada yalnız ifadan çık ıb abi­ d eye çevrilm iş ulu «Dede G orgud» boylarından çağdaş sanatkarlarım ı­ zın istifade etm elerinden yığca m bahs olunacagdır.

Şu gün «Dede G orgud» dü nya öl­ çüsünde tedgigatçı-okuçu m arağı ka­ zanm ış kiym etli sanat abidesidir. Dastanın çağdaşlıg bakım ından bü­ yü k ehem iyyet kesb eden hüsusiyyet- lerinden biri onun çağdaş edebi-bedii prosesde m anbaya, k ayn ağa çevril­ mesidir.

Şu gün «Dede G orgud» b oyla rı­ n a büyült b ir m arag v a r ve böy le hal tesadüfi deyil. «Her hangi b ir halk- edebi irsi ne kadar zengin olsa da-bir y a iki esas kitaba, tem el (kitaba, A n ­ ne kitaba m alikdir. Böyle baş kitab halkın varlığını en dolgun ve bitkin şekilde aks etdirir.

...H alkın hayat tarzı, güzeranı, edeb-erkan kaydalan, adet-gelenek- leri, m illi karakterin ruhu v e derin m ahiyyeti böyle eserlerde tanı şekilde ifade olûnur.

...A zerbaycan halkının k adim şah eseri. A nne (kitabı «Dede G orgud» destanıdır (I, 79).

«Dede G orgud» halkın «etik ve estetik deyerlerini» gösterm ekle ya- naşı, onun yaradıcı tefekkür v e ben­ zersiz teheyyül genişliyini eks etdiren abidedir, sanat aynasıdır. E yni za­ manda, sanatda ölçüdür, edebi-este- tik ölçütüdür.

«D ede Gorgud» halkın A nn e kita­ bı gibi, hazırda hüsusi m arak obyek- tine çevrilib ve şu marag ken di öl­ çüsüne göre dünya ölçülüdür, bütün Türk dilli halkların a ra şd m cıla n n m

dikkat m erkezindedir, Türkologiya problem leri üzre Sovetler Birliyi ve Türk Cum huriyeti alidlerinin birinci kollekviüm unun yalnız «Kitabi-Dede G orgud» problem lerine hesr olunması hem in m arag ve dikkatin tarihi tes- digi idi. G orgudşünaslann bu ulusla­ rarası görü şü b ir daha tesdigledi: «XI yüzyıllikde yazıya alman, lâkin o vakıta kadar ağız edebiyatı kibi yüzyillıkler b o y u dilde, ağızda d ola ­ şan «Dede G orgud» b o y la n ... mensub olduğu halkın tarihi, coğrafiyası, et- nografiyası, m edeniyyeti, incesanatı ü çün sanballı kaynakdır2.

K ollekvium abidenin yaranm a ta­ rihinin daJkikleşdirmesini, ensiklope- dik sözlük tertib edilmesini, boyların siirsel hüsusiyyetlerinin öyrenilm esi- ni, frazeologiyasm m a y n c a tedgigat obyektine çevrilm esini zeruri prob- lem lek kibi gey d etdi. Şu bakım dan «Dede G orgud» boylarının çağdaş ede­ biyatım ız ü çün kaynak olm ası olgu ­ larının araşdm lm ası meselesi de gün- çellikdir. «Dede G orgud» boyları hal­ kın tarihi-estetik z öv g yaddaşı ol- m agdan b a şk a hem d e şu günkü ya- zarlanm ız, bilim adam lanm ız üçün konu, düşünce manbayıdır, «tefekkür metodudur, gerçekliyi öyrenm e ve yozm a vasitesidir».

«Kitabi-Dede G orgud»un A zerbay­ can ’da yayınlanm ası ve araşdırılftıa- sı tarihinin ya n m a srlık salnamesi var. Böyle ki, abide 1939. yılda Prof. P r. H. A rash’n ın giriş sözü ve izah lan ile latm alfabesinde yayınlanmış, son­ ralar Prof. Dr. E. D em irçizade abi­ denin dilini tedgig etm eye başlamış, «G araca Çoban» adlı cocug piyesi yazmışdır. 1937. yıllarda b oy la n n y a ­ yınlanm ası ve araşdm lm ası gadağan, yasag olunm uşdur. «Dede Gorgud»un ikinci hayatı 1950. y ılla n n ortaların­ dan başlam ışdır: Dastan Rus dilinde yayınlanmış, edebiyatçılar, bilim a- dam ları abidenin öyrenilm esini giriş­ miş, Halk "sssam ı M. A bdu llavev b o y ­ ların m otifleri esasında resm ler y a ­

(3)

ratmış, «Kitabi-Dede G orgud» ■ 1961. yılda Kiril alfabesi ile yayınlanm ış- dır. O.Ş. Kökyay, M. Ergin (Türkiye) A. Sultanlı, M. H. Tehmasib, Ş. Cem- şidov, K. N. V eliyev, K. A bdu llayev, S. A liyarov, E. A libeyzade (A zerbay- can) ve başkalarının m akala ve ki- tablan rayaerseye gelm işdir.

Dastan’m «hayat h ik a y e s in d e ü- çüncü m erhele 1970, y ılla n ehate e- dir. Hem in dövrde Dastan’a marag daha d a artmış, onun tadgigi geniş ve çohtaraflı b ir seciyye k esb etmiş, boyların pedagoji, filoloji, estetik, fel­ sefi, tarihi bakım dan araşdm lm ası başlanmışdır. İlmi m arağm artım ı ya- radıcı tefekkür sahihlerinin dikkatim Dastan’a istigametlendirdi. Dastan A nne kitabı kibi bediî y a rad ıcılıg kay­ nağına çevrildi.

İlkin araşdırm a böyle b ir ümu- mileşdirm e aparm ag üçün esas verir ki, «Dede G orgud» b oy la rı şiirsel, dra- maturgiya, nesr, ressam lıg, sinem a ve bale kibi sanat saheleri ü çü n konu, g erek çe ve düşünce kayn ağı olmuş- dur; şu edebi-bedii y a ra d ıcılıg m ara- ğ ı azalmır, eksine, daha d a y o ğ u n bir biçim de sistematik seciyye daşıyır.

«Dede G orgud» abidelerinden beh- relenm ekle yaradılm ış ilk sanat eser­ leri M. R ızaguluzade ve E. Dem irci- zade’ye mahsusdur. M. R ızaguluzade’- nin «Anne üreyi, dağ çiçeyi», «İl gü­ cü», «Deli ozan» m inyatür u zun öy ­ küleri çocu k ve gençlerin e n ç o k sev- diyi eserlerdendir. Dastan’m bed ii ya- radıcılıgda manbaa, kaynak gibi h u ­ susi tutumu son yıllar d a h a da art- m ışdır. Şurada şiirsel sanatı aşağıda­ k i m ezm ıın tarafları kesb edir: şair­ ler siirsel m akam larda G orgu d gah- ram anlarm ı hatırlayır, lirik v e y a epik ob ra zla n abidenin k işilerine benze- dirler. I. «Dede G orgud» boy la n n ın düşünceleri şiirsel - tarihi zem in kibi götürülür, zam anın p roblem leri o ze­ minde şerh olunur. 2. D astan’m her hangi gerekçesi ta rih i-b e d ii metin parçasında kalem e alınır, b oy la n n

esas estetik-felsefi gayesi, mazmunu, uzun şiir, piyes, uzun öykü üçün k o­ n u olur...

M. Araz, Hidayet, A. Abdulla, S. A lioğlu, C. Cavadlı, A. Hesenli, E. Nah- çıvanlı ve başkalannın eserleri birin­ ci, ikinci ve üçüncü grupa aid şiirsel nüm unelere dahildir.

H idayet’in «Dede G orgud» şiirin­ de A zerbayçan illerinde Gorgud öyü- düne-ulu Dede nesihetine em el olun­ duğu geyd edilir, ilimizin gelenekle­ rinin m ükaddes ve hüm anist keyfiy- yetleri açıglanır, şiirsel m akam da za­ manın, dövrün b ela la n lirik-felsefi a- h arla ilg ile n ir :

...Y adın toprağın da gözüm üz yokdur, Özge’nin varıyla ne işim iz var? Halkımın evvelden gözlen! tohdur, Fakat... çok geribe gerdişim iz var. Düşman gılm cını goym ayıb gına, Biz d ost ahtarmışıg, o, n ifret gezib; D uz-çörek goym uşug desterh anına, A rhadan vu rm ağa o, fü rset gezib. ...D önüb gürürum uz daşkın b ir sele.

Herden nam erdlerden yaralanseg da. Bir ganlı çay ile, köprüler ile Bir ürek ikiye paralansa da!

S onuncu gru p eserlere en iyi ve helelik listesi tamamlanmış sayılan­ la r dahildir: Bulud G araçorlu Sehen- din «Sazım ın sözü» uzun şiirler silsi­ lesi; N ebi H ezri’nin «Efsaneli yuhu- lar», «A nnem in b a cıla n » uzun şiirle­ ri.

A raşdırıcılarm geyd etdiyi gibi, Ş ehriyann «Heyder Babaya Selam« ese­ rin den sonra Güney A zerbaycan ’da

ikinci görk em li edebi hadise «Sazı- min sözü» sayıhr.

Sehend ş eserinde «Dede G orgud» boylarından altısını şiirsel h ed ef seç- mişdir. Birinci cildde-«Sazım ın sözü» nde «D uha G oca oğlu D eli D om rul», «Dirse h an oğlu Buğac», «Ganlı G oca oğlu Ganturalı» b oyla n , «Dedem in ki- tabı»nda-ikinci cildde. «Garacı çoban», «Bekil oğlu îm ran» ve «Tepegöz» b o y ­ la n nezm e çekilmişdir. H algm das­ tan yaradıcılığı geleneyinden

(4)

yaradı-cılıgla behrelenen Sehend bedii vasi- te olarag h er edebi dastanm evveline «Başlanış», sonuna ise «G urtanş» ela- ve etm ekle onları halkının, vatanının çağdaş siyasi-ictimai hayatı, veziyyeti ile alakalandırır (3, II). Uzun şiirler­ de boyların m azmununun mukayisesi akadem i üyesi Mirze îbrah im ov’u n : başlannışlarda şair «dastanm hüm a­ nizm ru hu ve m ünderecesini inkişaf etdirmiş, bu günkü insanın m übarize- leri ve arzuları ile aşılamış, hayat hakkında, insan hakkında b ir sıra giy- m etli fik irler söylemişdir» fikrin i tas­ tık edir4.

Halk şairi Nebi Hezri folkloriz- m üıde «D ede Gorgud» b o y la n başlıca y e r turur. M azmunundan da aydınla­ şır ki, N H ezri’nin «Efsaneli uygular» uzun şiiri «Salur Gazanın evinin yağ­ malanm ası» b oyu esasında yaradıl- mışdır.

Hem «Dede Gorgud» boyları, hem de «Efsaneli uykular» tür (janr) iti­ barı ile gahram anlıg dastanıdır. İkin­ ci b ir cehetden hadiselerin inkişaf di­ nam izm inde uygu edebi vasite gibi m ühüm y e r tutur. Hem edebi folklor nüm unesinde, hem de uzun şiirde Cpoe- m a ’da) konu ferglenm ir, hadiseler ay­ nı cür cereyan edir.

N ebi H ezri şiir sanatında «Dede G orgud» boylarının şiirsel kaynak gi­ bi rolu yuharıda geyd olunan eserle mehdudlaşm ır. Böyle ki, şair «Dede G orgud» b o y la n n a sonra da gayıtmış v e bedii-estetik m eram la gayıtmanı m ü ellif k endi böyle şerh etmişdir: «A na» uzun şiiri üzerinde işleyirdim ... bende b ir fik ir doğdu: bu gün, XX asrın goyn un da gürurla yaşayıb, öm ­ rünü başa vurm uş annem in m a’navi bacıları (kız kardeşleri) kim ler olmuş- dur? Hayalım uzag yüzyıllıklara get- di... Hatirim e Burla hatun geldi, Nü- şabe göz önüne keçdi. Mehsetini dü­ şündüm. H ecer’in kahram anlığını h a­ tırladım. Bene öyle g eld i ki, annem kendi kız kardeşlerinin saf annelik duygularını, kadın m üdrikliyini, ka­

dın şairaneliyini ve kadın m erdliyini kendinde cemleşdirmiş ve benim as­ rım a kadar getirib çatdırm ışdır O- nunçün de ben «Annem in kız kardeş­ leri» adı altında silsile uzun şiirler yazm ag fikrine düşdüm. T ürk-Azer­ b aycan kültür’ünün kadim ve ebedi abidesi «Dede Gorgud» a m üraciet et- dim. Ve «Efsaneli uygular» uzun şiiri yazıldı».

«Dede Gorgud» b o y la n ile yaradı- cılıg işlem e’sinde ünsiyyet şu uzun şiirlerle bitmedi. Nebi Hezri az sonra bu konuda sahne eseri de yaratm ış­ tır. «Toprağa sancılan kiline» piyesi edebi kaynakdakı derin beşeri-hum a- n ist deyerleri tebliğ etmesi bakım ın­ dan tarihle çağdaş dövrüm üz arasın­ d a m a’navi alakaya çevrilir. Dastan’- m rom antik-kahram anlıg konusu, g e ­ rekçesi ferd i orijinal üslubda, başka b ir edebi janrda çağdaşlıg kısa görü ­ nüşünde halga çatdırılmışdır. «Salur Gazanın evinin yağm alanm ası» b o y u ­ n u n gerekçeleri esasında yaradılm ış sahna eserinde dastanm gelenekli su­ retleri hüsusi yer tutur M üellif «D e­ de Gorgud» konusunda taze eser yaz­ m a ğ ı karşısına m aksad goym am ış, a- kadem i üyesi Bekir N ebiyev’in geyd etdiyi gibi, «Dede G orgud»un ölm ez ruhunu, rom antik-kahram anlıg m az­ mununu, b ir sıra suretlerini hıfz eden, taze, orijinal eser yaratmışdır.

«Deli Dom rul» b o y u dram aturji m akam ları, derin felsefi m ezm unu ile y a za r A ltay M em m edov’un da d ikka­ tini celb etmişdir. O, boyun m ezm u­ n u ve gerekçeleri esasında eyni adlı k om ed i yazmış, eser Gence Dövlet Teatrında uğurla tam aşaya goyul- muşdur.

«Kitabi-Dede Gorgud»dakı beşinci b o y esasında kaleme alınmış piyesde D irse han oğlu Buğac, Bayburanın o ğ ­ lu Bamsı Beyrek, Basatın Tepegözü öldürdüyü boyların gerekçelerinden de istifade olunmuşdur.

A ltay M em m edov «D uha G oca o ğ ­ lu D eli D om rul boyu»nu eserin esa­

(5)

sına goym uş, kadim dastandakı konu ve ideyanm çağdaşlıg bakım ından ferdi bedii tesfirini verm işdir. M ü elli­ fin edebi m enbeye m ünasibeti tegdi- re Iayigdır. O, konu hettini esasen sah- lamış, fikri-estetik gayeni ustalıgla ifadeye nail olmuşdur.

Deli D om rul köprü saldırır. O, yad illerdeki döyüşlerden, talandan yoru lu b m u? Yok, Deli Dom rul, Dede G orgu d ’un uyguda verdiyi nesiheti yerine y e t ir ir : «İlin adım tikili u ca l' d a r...» K öprü salmag davadan, bina uçurm agdan, baş kesm ekden b in k e­ re çetindir, zordur. D om rul d öyü şler­ den, baş kesib kan tökm ekden usa- nıb. O, bağ salmag, toprag üzerinde gü l-çiçek bitirmek, eyri y olla rla bin ezabla nehirden keçenleri d oğru yola gaytarm ag, bir-birini içeriden didip- parçalayan Daş O ğu z’la İç O ğ u z ’u köprülerle birleşdirm ek isteyir. D om ­ rul inanır; onun köprüsü bin yıllarla yaşayacag! Köprü, Dede G orgu d söz­ lerinde, ülfet, sevgi, güdret, hörm et, hikm et gibi m analandırıhr. İlden - ile köprü salmag, üreklerden üreklere, dileklerden dileklere köprü salm ag savab işdir...

Deli Dom rul dilinin belasına dü­ şür. O, igidlerin canını nam erdlikle alan al kanadlı E zrayılla üzleşir, h a­ yat uğrunda çarpışır. Dram atik-ko- m ik zeminde cereyan eden hadiseler boy u okucu, sehirci şu günm üzle ses- leşen fikirlerle rastlaşır. D om rul so- ruşanda ki, şu on beş bin y ıld a be­ şer övladı h ec yahşılaşm ayıb mı, Ez- ra yıl deyir: «...Şimdi, şükür, adam- yeyen yokdur. A m a bir-birine bada- la g gelen kaç kadar istesen Tamah- kar, dargöz, pahıl, lov ğ a lap itine tök ... çokdur.»

Zehm ete çağırış, insanların rahat­ lığı, m utluluğu üçün yaşam ağın teb­ liği, m a’navi-ahlagi nakisliye karşı e’tiraz ve m übarize D om rul’un-haki- kati derk etm iş Deli D om rulun hayat gayesidir. O, h eç vakit şu toprakdan k öçm ek istemir. Onun üçün en zen­ gin ahça su topragda, en zengin

al-tun şu topragdadır.

Dastan’m kendinde olduğu gibi, «D eli Dom rul» kom edisindeki hoş e- m elli deli-dolu Dom rul’u, toprağa b a ğ ­ lı, em eksever D om rul’u, hazırcavab, m übariz ve kolayh gla Ezrayıla can verm ek istem eyen D om rul’u secıyye- lendiren b ir cehet de var. Onun ru­ hunda m uhabbet var; anne m uhabbe­ ti, baba muhebbeti, Banı’y a (dastan- da kadının adı yokdur-m üellifler) o- la n m uhebbeti. O, O ğuz illerini sevir, saldırdığı köprüye sonsuz m uhebbeti var. Dom rul Ezrayıldan hahiş edir ki, onun ruhunu canından çıharmasm , canını neşterlerle almasın. Onun ba­ şını kessin, goy onun al kanı kara O ğu z toprağına çilensin, yerinde lale, çiçek, gerenfil bitsin.

İnsanların sedageti nam ine çeki­ len emek, insanlara, toprağa, muheb- bete galib gelir.

Halk edebiyatım ızın gerekçelerin­ den istifade yolu ile yazılm ış kom edi­ nin bedii hüsusiyyetlerinden biri onun h alk gülm ecesi (yum oru), ata sözü ve m asallarla cilalanmasıdırsa, başka bir m eziyyeti beşeri narahatlıg gerek çe­ n in hadiselerin ümumi aharı ile ela- kalandirilmesidir. Eserde boyu n konu hettini sahlaya bilen m üellif orada­ ki canlı, obrazlı ifadeleri, cümleleri k endi kalem mehsulu ile ustalıgla a- lakalandirmiş, hadiselerin cereyanın­ d a ve sonlugda tebiiliyi te’min etm iş­ dir.

Belelikle, göründüyü gibi, «Dede G orgud» boylarından istifade m uhtelif jan rlı yazılı edebiyatım ızı ehate edir. Şu bakım dan yanaşanda sinema ve tesviri sanat sahelerinin «Dede G or­ gud» boylarından behrelenmesi olgu- la n da geniş tehlile, tadgigata esas verir. M akalanm h ecm i şunlardan behs etm eye im kan vermir. Odur ki, hem in eserlerin ancag adlarım geyd edirilc: Y azar dramaturg A n a r’m ey- ni adlı iki serili senarisi esasında çe­ kilm iş bedii film; «Dede G orgud» ba­ lesi, «Dede Gorgud» gerekçeli resm- ler (M. Abdullayevin) ve miniatürler

(6)

(F. M em m edve’.iyev), K. M arks yunan kültüründen yazarken gösterm işdir ki, ba’zı sanat incileri cem iyyet inki­ şafının aşağı seviyede olduğu b ir za­ manda m eydana gelseler de, cem iyye- tin sonraki inkişafı merhelelerinde ya­ ranan kültüre, edebiyata k endi müs- bet te'sirini gösterm ekde devam edir. Şu deyim yönüm ünden yanaşanda «D-e de Gorgud» böyle sanat incilerinden- dir. Toplanmış folk lor nümünelerinin araşdm lm ası tasdıg edir ki, bastanm boyları ağız edebiyatım ızın kendine böyle te’sir göstermiş, revayet ve e f­ saneler yaradılm ışdır. Şunlar «Dede Gorgud»un kaynak olm a funksiyası- nın başka bir tarafının mazmununu teşkil eden edebi olgulardır ve ayrıca makale üçün kifayyetdir.

Sohbet çağdaş nesrimizde «Dede Gorgud»un te’slrinden gelende daha çok yazar-sinema dram aturg Ahme- dağa M uğanlı’n m «Şehriyar efsanesi», «Gorgud dedenin öyüdü» eserleri y a ­ da düşür.

Ahm edağa M uğanlı «Dede G or­ gud» boylarına, boylardaki obrazlı ifa ­ delere, dastanm şiirsel sintaksisine daha çok üz tutan yazardır Şu isti­ fade bir neçe bakım dan ferglidir. Böy­ le ki, m üellif «Şehriyar efsanesi» u- zun öyküsünda K adır’la G özel’in dü- yününe Dede G orgudu getirir, onun oğuznâm e goşduğunu bedii ayrıntı g i­ bi esere dahil edir. Üstelik uzun öy ­ künün dilini teşkil eden b ir sıra, ideo- matik ifadeler, söz birleşm eleri işle­ dir: «G ılm cım a doğranım ! Kendi ohu- m a sancılım!,» Çal gılm cm ... yetdik! «Y anm asın yarçım asm ...» ve s.

«Şehriyar efsanesi» uzun öyküsü­ nün gahram anları da-kızla oğlan oh atır, gurşag tutur, at çapdırır; onlar d a oh atır ve o h düşen yerde gerdek gurur, dost gelm ese, darda olan dost azadlığa çıhm asa gerdeye girmirler; M uğan ilinin igidleri Dede G orgud ne- 4. siheti ile basdıglarını kesmir, saza, sö­ z e hörmet goyur, il ağsaggahnm sö­ züne emel edirler. Şehriyar m eleyi Gö- 5. zel silahdaşları olan kızlara Gorgud

kahram anı gibi m üraciet edir: «Hey, benim kız kardeşlerim ...»

Bağır basmag, baş eyib selam ver­ mek, döyüş günü bir-birine arha ol­ m ağı... gibi m a’navi-fiziki kültür hü~ susiyyetleri hem «Dede Gorgud», hem de «Şehriyar efsanesi» kahram anları­ na- has hüsusiyyetlerdir (5, 60-102).

A kadem i üyesi D. S. Lihaçov «îgor polku hakkında dastan»a aid tadgi- g a tla n n d a onun şiirsel nahışlar ııdan A. Radişşev, V. Jukovski, A. P işk in ve K Rılevevin, obrazlarından (suret­ lerinden) A. Blok ve V. Bryusov’un istifade etdiklerini aşkara çıharır.'ş, opera ve ressam lıgda konu ve manba olduğunu olgularla tasdıg etmişdir. Görkem li alim şu istifadeni onunla elakalandırır ki, dastan suretleri ken­ dilerinde görünm em iş şiirsel güvve da şı yırlar.

Dünyanın bir çok dillerinde-rus, ingilis, alman, İtalyan, arap, fars dil­ lerine çevrilmiş, defelerle yayınlanmış, dünya bedii m edeniyyeti hezinesini zenginleşdiren esere çevrilmiş «Kita­ bi-Dede Gorgud» kahram anlan da böyle güdree ve beşeriliye malik su­ retlerdir. Derin beşerilik, dünyavi hü­ manizm, solm ayan helgilik, tebii-rea- list b oyalarla dolu b oy la n n tedgigat soğrafiyası yıldan yıla genişlendiyi gi­ bi, bedii yaradıcılıgda da kaynak kibi rolu artır.

1. Anar. «Dede G orgud dünyası», A- zerbaycan» dergisi, 1985, N-II, say. 79.

2. Ş. Ekberzade. «O. F. Sertkaya: «A- zerbaycan üreyim de b ir şah dam ar­ dır». «Kommunist» gazetesi, 5 A v- gustos, 1988.

3. R ugiyye Genber kızı. «Bulud Gara- çorlu Sehend ve onun poeziyası». Sehend. «Sazım ın sözü», BaMi, 1984, say. II.

M irza İbrahim ov. «İki kitab», «Ede- biyyat ve incesanat» gazeti, 23 Mart, 1968.

A hm edağa M uğanlı. «Ömürden yed ­ di yaprag», Bakü, 1984, say. 60-102.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’na göre öğrenme güçlüğü, matematik öğren- me güçlüğü (diskalkuli), okuma güçlüğü (disleksi), yazma ya

Tablo 3’teki “t” testi sonuçlarına göre hastane örgütlerinde en çok başvurulan çatışma yönetimi yöntemleri konusunda üçüncü ve dördüncü sırada en çok

In this article, a research based on a list of very commonly mispronounced words by EFL teacher trainees at the ELT (English Language Teaching) Department of Gazi Education Faculty

Il se croit transporté dans une maison du pays rhénan, puis dans les rues d’une ville mystérieuse, enfin chez son grand-oncle, à Mortefontaire.Il apprend bientôt la

hoca, kadı gibi dinî otorite temsilcileri- nin karavellilerde mizahi açıdan eleş- tirilmesi, kurumsal otorite ve onun dolaylı öğeleriyle “çevre” olarak

Bazı çiçekli bitkiler ise eşeyli üremenin yanında eşeysiz üreme olan vejetatif üreme ile çoğalırlar.. Çiçekli bitkilerin üreme

Bu durumda da aynen parantez dışındaki sayı ile parantez içerisindeki sayıların çarpılması gibi bileşiğin başındaki sayı da bileşikteki elementlerin sayıları

Toplam 193 maddenin alfabetik olarak yer aldığı bu sözlükte, tespit edilmiş olan her deyim veya terim başlıklar halinde verilmiş ve bazen kelime etimolojileri, bazen