• Sonuç bulunamadı

Eski ramazanların renkli gösterisi:orta oyunu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eski ramazanların renkli gösterisi:orta oyunu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

~ i T

>

hJúü^XX/^cJtjúúxjML

't&dwg&ctetáei

Nice yıllar Türkün en büyük eğlencelerinden birini teşkil eden ve Ramazan gecelerinin en renkli bir gösterisi olan Orta Oyunu da yavaş yavaş

tarihe karışmaktadır. Ta­

mamen tuluata dayanması bakımından büytik bir özel­ lik taşıyan bu tarihî oyun için yeni oyuncular da maa­ lesef yetişmemektedir. Kı­ yafetiyle, rengiyle, esprile­ riyle Türk sahnesinin kosko­ ca bir tarihi ve bugünkü Türk Tiyatrosunun temeli, tarihin tozlu sayfaları arası­ na gömülüp gitmektedir gün­ den güne...

Elde mevcut belgelere göre, Orta Oyunu’nun tarihi 1235 yılma kadar dayanmaktadır. Önceleri sarayda temsil olu­ nan bu cazip oyun 1241 yı­

lından sonra halkın arasına da yayılmaya başlamıştır. Halka hitab bahsinde en kuvvetli bir vasıta olan Orta Oyunu çok çabuk benimsen­ miş ve kısa bir zamanda bü­ tün yurda yayılıvermiştir. Lâfız sanatına pek büyük bir değer veren bu oyun, türkçemizin ne kadar ince ve ne kadar cinaslı bir lisan ol­ duğunu göstermesi bakımın­ dan da ayrıca önem ve de­ ğer taşımaktadır.

Orta Oyunu, her şeyden ön­ ce sahneye ihtiyaç göster­ meyen bir oyundur. Herhan­ gi bir meydan veya köşe onun icraat sahnesidir. Üs­ telik dekoru da yoktur. De­ koru seyircinin muhayyile- sindedir. Seyredenler hayal­ lerinde kendilerine göre bir

dekor canlandırırlar. Orta

Oyununda yazılı bir test de yoktur. Diyaloglar oyuncu­ ların o anda akıllarına gelip söyledikleridir. Kısacası, Or­

ta Oyunu bir zekâ oyunudur ve oyuncu zekâsı ve hazır ce­ vaplılığı ile bu oyunu süsler. Orta Oyununda kurulan eve «Yeni Dünya» adı verilir. Oyunun remzî bir kıymeti

ol-rhadığını göstermek için san­ ki bu ad verilmiştir. Bu oyu­ nun müziği de vardır. Bir zurna, bir çifte nara ve bir davul mızıkayı teşkil eder. Ortaya çıkan oyuncunun ha­ vasına ve taklidine uygun bir parça çalar mızıka. Oyun köçekçelerle başlar. Köçek­ lerin raksı sırasında da po- satçı, elindeki şak-şak’ı ile onlara refakat eder ve yap­ tığı tuhaflıklarla seyircileri güldürmeye başlar.

Köçekleri takiben, başında dilimli kavuğu, elinde şak­ şak öten Pastav’ı, sırtında kenarı samur kürklü cüppe­ siyle Pişekâr ağır adımlarla ortaya gelir. Pişekâr, oyu­ nun en önemli kişilerinden biridir. Halkı yerden kandil­ li bir temenna ile selâmladık­

tan sonra oyun başlar. Oyunun başından sonuna ka­ dar bütün eşhas, ortaya çı­ kınca önce Pişekârm karşı­ sına geçer. Bunların her bi­ rine lâf yetiştirmek ve aç­

mazlar vermek Pişekâr’ın

görevidir. Bu yüzden Pişe­ kâr Orta Oyununda hemen hemen temel direği vazifesi­ ni görür.

Orta Oyununun bir diğer güçlü siması da Kavuklu’dur. Oyun daha ziyade onunla Pişekâr’ın arasında döner. Bilhassa onların karşılıklı

tekerlemeleri pek hoştur.

Bunlar arasında «Dilenci va­ puru», «Gelincik», «Sofra», «Bedesten», «Beygir Kuyru­ ğu», «Helva», «Kahve Kutu­ su» ve «Kayık» halkı yıllar ve yılı gülmekten kırıp ge­

çirmiş en meşhur tekerleme­ lerdir.

Kavuklu’nun kıyafeti de bü­ yük bir dilimli kavuk, uçları bele sokulmuş kırmızı bir bi­ niş, Şam kumaşından entari ve cüppenin kumaşından ya­ pılmış çakşırdan ibarettir. Orta Oyunundaki oyunların sayısı da pek kalabalıktır. Bunlar arasında en önemlile­ ri olarak Âşıklar, Büyücü, Çivi Baskını, Eskici Abdi, Hamam, Kâğıthane Sefası, Ortaklar, Salıncak, Şeytan Külâhı, Kadının Fendi, Ters Evlenme, Tımarhane, Tahir ile Zühre ve Kanlı Nigâr gös­ terilebilir.

Orta Oyununun bir diğer önemli özelliği de kâdm sa­

natçıların bulunmayışıdır.

Kadın rollerini, «zenne» adı

verilen ve kadın kıyafetine bürünmüş erkek oyuncular yaparlar.

Türk tiyatrosunun temelini teşkil eden Orta Oyunumu­ zun tarihinde gelip geçmiş en ünlü oyuncular arasında akla ilk gelen isimler şunlar­ dır:

PlŞEKÂRLAR: Terlikçi Ah­ met efendi, Uzun Halil efen­ di, Hamamcı Süleyman efen­ di, Abdi efendi, Kambur iz­ zet efendi, Mehmet Çavuş, Frenk Mustafa efendi, Da- vutpaşalı Küçük Asım, Cam­ cı irfan, Divitçi Mehmet ve bu rolün günümüzdeki son temsilcisi olan Tevfik ince.

KAVUKLULAR: Agâh efen­ di, Usturacı İbrahim efendi, Kör imam, Kambur Rıza efendi, Misk yağcı Hakkı efendi, Sepetçi Ali Rıza efen­ di, Aktar Şükrü efendi, Med­ dah ismet efendi, Küçük Ayı

Mehmet efendi, Kavuklu

Hamdi efendi ve büyük halk sanatkârımız Naşit Özcan ile günümüzdeki son temsilci ve sempatik sanatkâr Dümbül- lü İsmail.

Kavuklu Hamdi merhum. 4

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablo 4.6.‟ya göre 36-72 aylık korunmaya muhtaç çocukların geliĢim alanları (biliĢsel geliĢim, dil, sosyal-duygusal, psikomotor, öz bakım becerileri) ile koruyucu ailenin

mak üzere, dünyanın dört bir yanında, Arjantin, Brezilya, Avustralya gibi ülkelerde bile çok yakın akrabaları bulunu­ yordu.. Dolayısıyla

Son olarak İş Bankası Ya­ yınları “Bedri Rahmi Eren Eyüboğ- lu Aşk Mektuplarını üç cilt olarak okurları ile buluşturdu.«. Taha

Saçlarınızın parlak ve güzel olması için İsviçreli doktor Bircher - Benner’in metodunu tavsiye ediyor.. Bütün ince kabuklu meyvaları soyma - dan

Dilenci vapuru, adı verilen diğer vapur ise, Vükelâ va­ purunun tamamen aksine olarak Boğaziçi’nin iki yaka­ sındaki bütün iskelelere te­ ker teker

Bu yıl özel koleksiyonlar­ dan derlenen tabloları ile açılan Zonaro sergisi sanatçının hayran ları için âdeta bir resim şöleniydi.. Çiçekli Natürmort 140x98

Ba- tı’da ise yazarımız hakkında “Sait Faik veya Yaşama Hırsı” adlı bir makale yayımlayan Belçika Aka­ dem isinden Roger Bodart onun için “Çağdaş

Hatıramı bitirmeden evvel şunlan söyleyeyim ki, ben en büyük pişekâr-kavuklu çifti Küçük İsmaü ve Hamdi efendilerle en büyük zenne Hariciye memurlarından