• Sonuç bulunamadı

Otuz sene evvel bizi idare edenler:Komik Abti'nin, Şevki'nin, Kel Hasan'ın oynadıkları tiyatroların belalıları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Otuz sene evvel bizi idare edenler:Komik Abti'nin, Şevki'nin, Kel Hasan'ın oynadıkları tiyatroların belalıları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

10 Sayfa ■\ ‘ r ? ' v i \ „ fc*’ i * S O N ÖP S T A

■ ¿V : i

w m

---$

I İ D A R E

E D E N L E R

Komik Apti’nin, Şevkfnin,Kel Hasan’m

Oynadıkları Tiyatroların Belâlıları...

Göbek Çalkalamalar Belâlıların

Locasına Münhasır Kalırdı

M uharriri Jf

Her Hakkı Mahfuzdur

—226-—

Diye bu teklifi reddetmiştir... Fakat Mehmet Bey, işi gayet nıahirane idare etmiş:

— Kızan*, sarayda adi bir (saraylı) olarak kalacak değildir. Ona bir müddet saray terbiyesi ▼erildikten sonra şehzade Bür- n ettin Efendiye zevce olacaktır.

Diye ( Elbûs B. ) i ikna etmiş. Bilahare Abdülhamidİn kendine zevce ettiği (Behice Kadmefendi)- yi bu suretle saraya getirmiştir. Hiç bir hizmeti mükâfatsı* bırak* nııyan AbdÜlhamit, Mehmet Beyin bu hizmetini de takdir etmiş, kısa bir zaman zarfında onu ( Liva ) rütbesiİe taltif eylemiştir.

Boyiece sarayın erkânı asliyesi arasına karışan ( Çerkeş Mehmet Paşa ), artık her işe karışmıya başlamış gerek sarayda ve gerek Istanbuiun her tarafında korkunç bir nam almıştır.. Bu namın kor­ kunç olması sebep iz değildir. AbdÜlhamit, nazarı dikkati celbe­ den jurnalları daima Mehmet Paşaya verdirir, onun vasıtasiyle tahkikat icra ettirir.. V« şayet bir evin taharrisi icap ederse bizzat onu gönderirdi. İstanbulun muhtelif semtlerinde yaştyanlar arasında:

— Dün gece, ( Kabasakal ) bizim mahallede bir evi bastı. Her tarafı didik, didik ederek aradı.

Sözleri sık sık işitildiği cihet­ le herkes, bütün bu devrin zulüm ve seyyiatında onu yegâne amil telâkki eder, onun ismini büyük bir korku ile dinler, yüzünü gö­ renler de derin bir nefret hisse- derierdi.lBu hisleri besliyen başka sebepler de vardı. Mehmet paşa, vazifesi dolayısile - gizli ve aşikâr olmak üzere - maiyetinde bir sürü adam kullanırdı. Bu gibi işlere girişenler, tabiî namuskâr adamlar olmıyacağından bunların içinde cidden nefrete şayan kim­ seler vardı. Adam dövmek, şunu bunu tehdit ederek para istemek, namuskâr insanların temiz yuva­ larına tasallut etmek, meyhane ve tiyatrolara cebren girmek bu adamlar için işten bile değildi. Hatta, Mehmet paşa­ nın bizzat kendi evlâtları bile, halkın kin ve nefretini ceibederdi. Mülâzim ve yüzbaşı üniformalarını taşıyan, göğüsle­ rinde sırmalı yaver kordonları sarkan bu gençler, ( Abdi ) nin, ( Şevki ) nin, ( Kel Haşan ) m tiyatrolarını haraca kesmişlerdi. Şanoya bitişik olan loca, bunlara mahsustu. Bu avam tiyatrolarında tam ( kanto ) oynamıya başhya- cağı zaman, koridorlarda bir

ÖzUr Dileriz

MfiııdericaUmszıu çokluğundan

Çanakkale » tefrikamızı neşrede­

medik ömür dileriz.

koşuşma olur, loca kapıları bir­ denbire açılır, henüz on sekiz, yirmi yaşında olan bu gençler, yanlarında haydut kıyafetli adamlar olduğu halde arzıendam ederlerdi. Her hal ve tavırların­ dan caka ve tehakküm taşan bu gençleri halk derin bir gayz ve haşyet içinde süzer, kantoya çıkan oyuncu kızlar, tiril tiril titrerdi. Bu oyuncu kızların, bü­ tün göz süzüşieri, gerdan kırşları, göbek çalkayışları, mutlaka on­ lar n localarına münhasır kahrdı. Ya sarhoşlukla veyahut başka bir sebeple bu oyuncu kızlara küçük bir meftuniyet izhar eden­ lerin, hemen oracıkta kafasının kırılması, gözünün çıkarılması işten bile değildi. Bu mahdum beylerin taşıdıkları ( firma ) şu tarafa dursun;

— Ben, Kabasakalın ada­ mıyım.

Demek biie, her kapıyı açtır- tmya kâfi gelirdi. Hatta birçok serseriler, kendine bu süsü vere­ rek birçok meyhaneleri ve umu­ mî haneleri haraca keser, on para sarfetmiye lüzum görmeden yer, içer ve zevk sürerlerdi.

Mehmet Paşanın veyahut (adam) iarmm göründüğü yerde, sanki bir şeamete maruz kalmış gibi halkın tüyleri ürperirdi. Bir sene yaz mevsiminde Mehmet Paşa Erenköyünde oturmak iste­ mişti. O esnada da ( Demirci Keseryan ) Efendinin köşkü boştu. Mehmet Paşa haber gön­ derdi. Köşkü istedi. Keseryaıı Ef. , biızat anahtarı getirip Mehmet Paşaya takdim etmekle beraber:

— Köşküme tenezzül buyur­ duğunuzdan dolayı bilseniz, ne derece bahtiyarım.

Sözlerini de ilâve etti.

Keser-18 M. Cemal B. (Fotoğrafının der­ cini istemiyor.) Zeki ve hassastır. Şıklığı ve intizamı sever. Kadın, sevgi hayal ıe macera mevzula­ rı na karşı za’fı ve heyecanı var­ dır. Neş’esini dalıa ziyade muha­ faza etıııiye taraftardır. Kazandı­ ğından fazla sarfetmek ister.

yan Ef. nin bu sözleri samimi mi idi, değil miydi? Bunu bir tarafa bırakalım, asıl betbaht olan Erenköy köşklerinin sakinleriydi.

Çünkü Erenköyünde ikamet edenler, ara sıra köşklerde top­ lanırlar. Saz ve söz âlemleri ya­ parlar, yazın zevkini çıkarırlar- d . Fakat, Mehmet Paşanın Eren­ köyünde Keseryan Efendinin köş­ küne taşındığı günden itibaren derhal bu âlemlere hitam veril­ di. Herkes köşküne kapandı. Is- tanbula gidip gelirken bile bİri- birlerile sıkı fıkı konuşmaktan ihtiraz ediyorlardı... O yaz, her­ kesin burnundan geldi. Hatta birçokları henüz sonbahar gelme­ den İstanbula avdet etti.

Halbuki.. Mehmet paşa hiçbir zaman korkunç bir adam değildi. O sadece bir (icra vasıtası) ndan ibaretti, (jurnalci ) tanınanlar iki zümreye ayrılmıştı. Biri jurnal icat ecenler, diğeri de icat edilmiş jur- nallart vazife dolayısile hünkâra takdim eyleyenler.. İşte Meh­ met Paşa, bu ikinci zümreye dahildi.

Sonra.. Mehmet paşa, bastı­ ğı ve aradığı evlerde de pek okadar kıyasıya hareket etmez ve tamamen masum olan bir şahsı, hile ve desiseye müracaat ederek mücrim göstermek iste­ mezdi. Muhtelif sebeplerden do­ layı İsticvap için saraya getiri­ len ve tahkikatı kendisine tevdi edilen bir hayli zevata yardım ettiği bir hakikattir. Esbak Da­ hiliye Nazırlarından ( Ebubekir Hâzım Bey ), -galiba- (Dedeağaç mutasarrıfı) iken bir iftiraya kur­ ban olarak İstanbula celbedilmiş ve sarayda isticvap altına alın­ mış.

22 M. Yusuf Ef. ( Talebe J

(Fotoğrafının dercini istemiyor.) Derli toplu ve sakindir. Parayı israf etmez, kanaatkârlığa temayül eder. Oyuna, eğlenceye fazla rağ­ bet göstermez. Sakin tavru hare­ ketlerde kendini sevdirir, ınenfa- allarından başkaları lehine kolay­ lıkla feragat edemez.

( Arkası var )

Resminizi Bize Gönderiniz,

1

Size Tabiatinizi Söyligelim...

Resminizi kupon ile gönderiniz. Kupon diğer sayfaım zdadır.

82 H. M. E. B. Mütevazıdır. Arka­ daşlığa itimat ş edilebilir. Pek i kusur aramaz, babacanca lıa- I rekete müte- : mayildir. Sev­ dikleri hak- kında iıörmet- , kâr ve muti- ■ ■ dir. Rahatına pek düşğünlük göstermez, neş’esinı muhafaza et­ mek ister, çabuk ehbap, ve kafa­ dar bulur. Eğlenceden mahrum kalmaz.

19 İsek Golden! g Ef. Zekidir. Sokulur, her şeyi anlamak dinlemek me­ r a k ı n dadı r . Tavru hareket­ lerde, fikir ve sözlerde ken­ disini sevdirir, Kafasiyle ça­ lışmakta mu- "«ffak olacağı hissini vermesi ıtıbarile bu saha­ da muvaffakiyeti temenni olunur.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Republic of Turkey Prime Ministry Atomic Energy

Bu sergi Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.

Bu nedenle ilköğretim çağındaki çocuklar için yazılacak ve basılacak kitapların niteliği ön plana çıkmaktadır (Kılıç, Atasoy vd, 2001). İlköğretim ders

Koçak (2013) tarafından 211 branş öğretmeni ile yapılan ortaokul yönetici- lerinin sosyal iletişim becerilerinin öğretmen motivasyonuna etkisinin araştırıldığı

Toplum böyle bir anlayış açısından ortaya konur, örneğin savaş yılla­ rının güç ekonomik koşulla­ rının yol açtığı ekmek kıtlı­ ğını konu edinen

Hor şeyi kolay kolay beğen- ıniyen, yahut evvelâ beğenir görünüp de hatır için "fikir değiştiren Haindi Tanpmar, tabii güzel hanımların gru- punda;

C, B’nin “biz bu say›lar› bulamayaca¤›z” cümlesinden sonra flu flekilde düflünür: “ B ikimizin de say›lar› bulamayaca¤›ndan emin oldu¤una göre say›lar›n ikisi de

(Cümlesi) demeyip (büyük ço­ ğunluk) diyişim şundan ileri ge­ liyor ki, aüeler bazan • oğullannm müstakbel karışım yıllarca evvel kendi aileleri içinden,