"
tt
- 4,^1
b
i ^
"International W ild life " dergisinin A ra lık , 1972 sayısında Salih ve Belkis A c a r'ın Türkiye'de doğayı ve canlıla rı korumak yolundaki çalışmalarından övgüyle söz ediliyor. A c a rla r göçm en kuşları yakalayıp markaladıktan son - ra s a lıv e riy o rla r. Yurdumuzdan g e ç tik le ri anlaşılsın, g ö ç y o lla rı belli olsun diye.
Kuştan aldığını kuşa veren
sanatci:SALİH ACAR
■
"Doğal Yaşamı Koru - ma D e rn e ğ i" bu alandaki uluslararası en büyük ku - ruluştur. Derneğin İn gil - tere 'de düzenlediği ve do - ğa ile ilg ili ressa m ları i - çine alan sergiye Orta D o ğu 'dan yalnız Türk ressa -
m ı Salih A c a r k a tılm ış tır. Londra 'da Ekim ayın da açılan s ergi b ir y ıl sü rey le İn giltere 'nin çe ş itli kentlerini g e z e c e k tir. Bu nu, A c a r'm İn giltere ' de ve Almanya 'da tek başına açacağı s e rg ile r izley e cektir.
Kuş, aslan, balık, panda, insan, doğa, canlı sevgisi , resim , sanat, evren, var o - luş, üç kuru dal, ufuklar, u - fuklarda yaşamak, ufuklar da kaybolmak...
Salih A c a r'la konuşur - ken ve resim lerini seyreder ken sanatı aşan, ama bir yer de sanatı da içine alan ev -
rensel konulara dalıyorsunuz. Var olmak, yok olmak,
ha-©
yat, ölü m ... çaba... DEHŞET VERİCİ SON
On beş, on altı yıld ır in sanoğlu, isteyerek, istem e - yerek uzaya güçlü sinyaller göndermekte. Evrende, bi - zim bulunduğumuz yerden baş ka bir yerde hayat var mı ? Teknolojik düzeye erişm iş b ir yaratık var m ı? Varsa ve bu yaratık, diyelim , bizden 20 ışık y ılı ötedeyse, dün - yadan gönderilen sinyallerin, oraya 1976'da varm ası ge - rekirm iş. Bu sinyallere he - men bir cevap hazırlanır ve bize gönderilirse, cevap an cak 1996 yılında bu yeryuva- ra erişecekm iş. Ama acaba o tarihte burada insanoğlu diye bir yaratık bulunacak m ıdır ? Karam sar bilginler bu soru ya olumsuz cevap veriyor., iyim ser bilginlerse içinde bu- j lunduğumuz çılgınlığa bir son | verileceğin e ve insanoğlunun,
hayatta kalmayı başaracağına inanmak istiyor.
BOZULAN DENGE
Öyle olsun.' İnsanoğlu yaşasın .' Ama tek sorun in - sanoğlu'nun yaşaması m ıdır? Ya bu kadar böcek, hayvan , kuş?
2000 hayvan türü yok ol - muş dünya kurulalı b e r i.' Şu
anda 40 hayvan türü ortadan kalkmak tehlikesiyle karşı karşıyaym ış.
Salih Acar,teknolojik çağ insanının doğa'nın dengesini bozduğuna inanıyor. Türlü gazlarla havayı zehirlediğini, fabrika artıklarıyle denizleri kirlettiğini, e lli yıl sonra Karadeniz'den, Akdeniz' den tek balık çıkmayacağını söy - lüyor. D enizleri, karalarıha- vaları öldüren insanoğlu' na ateş püskürüyor Salih Acar.! "Bütün örüm cekleri öldürün, sivrisin ekler dünyaya e g e men olur.' Bu durumda insan oğlu ancak b ir hafta hayatta kalabilir. B ir örümcek , bir D TT kutusundan daha değer lid ir.'" diyor Salih Acar.' Bö ceği, balığı, kuşu ve bu ara - da insanoğlu'nu da yok eden insan'ı sevem iyor Salih Acar. Nüfus artışını da dengeyi bo zan başlıca öğelerden b iri o - larak görüyor. "G öz açıp
ka-payıncaya kadar kırk kişi do ğuyor. Beş çocuk, on çocuk, on beş çocuk doğuran bencil - le r yüzünden yakında dünya, futbol stadyumuna dönecek.'" diye korkularım b elirtiyor. NASIL SEVEBİLİRİM
"D oğa'yı yok eden kıtlık, sefalet, felîlket, ölüm doğu - ran insanoğlu'nu nasıl seve - b ilir im ? " diye ekliyor değer li ressam. Bu yüzden, insan resm i yapmayı bile bırak mış. Güneşin doğuşu, sazlar, g ö lle r, denizler ve hepsin - den önce kuşlar, kuşlar, kuş lar. ve k u şla r.. Bunları re s m ediyor Acar.
Kuşlar, Salih A ca r'ın ba ğım sız, serazat ruhunun sem bolü, sim gesi. Ama kanarya kuşu değil, göçmen kuşlar.' Kalbi onların kalbiyle atıyor Ülkemizin de içinde bulundu ğu "palaearktik" alanın, y a ni bütün Avrupa'yı, Kuzey A frik a 'y ı, Arabistan yarım - adasını ve Him alaya'larınku- zeyine düşen bütün A sya' yı içine alan bölgedeki göçmen kuşların üçte ikisi yılda bir ya da iki defa Türkiye'den ge çiyormuş. Salih A ca r'ın ben liğ i onlarla birlikte uçuyor. "Bugün elimde tuttuğum bir kuşun yarın Abisinya dağla - rında uçacağını, belki d e R o - ma'ya uğrayacağını düşünü - rüm. Acaba nerelerden geçti, hangi bataklığa kondu? So - ğuklarda ne yapıyor? K a m ı nı doyurabiliyor mu? Güneş doğarkan acaba nerede diye düşünürüm... Salih A car ken dini bu gibi düşlere kaptım yor.
EVLENME YÜZÜĞÜ
E llediği her kuşun kendi - si için bir anısı var."Kadınlar la hatıram olmuş gibi do kunduğum kuşlarla hatıram vard ır. Onlar benim !. . E v lenme yüzüğü g ib i... Kuşun ruhu içim e g ir e r .'"d iy o r Sa - lih Acar. Öyle olmasa, ku ş la n bütün va rlığ ıy le sevm e se onları renkleri, biçim leri k işilik leriyle yakından tam - masa, o sevgi dolu, bilinçli resim leri yapabilir m i? K A Z A N IL A N ÖDÜL
Salih Acar'daki alabildiği nize romantik dünya görüşü nün yanında b ir başka taraf da var. Yabancı ülkelerde koskoca-milyonluk- dernek - lerin yaptığını Türkiye ' de eşi ve birkaç yakın arkada - şıyle birlikte yapmakta. A - macı, elinden geldiğince, do ğayı korumak, doğa sevgisi yaratmak, buna karşı gelen le re anlayışla, bilinçle savaş
açmak. Ö zellikle eşi Bel - kis A ca r ve serbest fotoğraf çı Udo Hirsch ile birlikte bu konuda çeşitli yayınlar, ko nuşmalar, yazışm a ve u ğ raşm alarla doğayı koruma bilincine geniş katkıda bulu - nuyor. Göçmen kuşlar yüz y ıld ır başka ülkelerde m ar - kalanır, seyahat ettikleri y e r le r izlenirm iş.Türkiye’ de bu nu ilk kez Salih A ca r ve çev resi yapıyor. Manyas gölün de markaladıkları b ir kaşık - çıkuşu 4000 km. ötede Yuka r ı N il'deki Kom Ombo ' da bulunmuştur. Bu olay, dün - ya çapında yankılar uyandır dı. A ca r'la rın yalnız Türki - ye'de ve ancak 40 adet kalan kelaynak kuşunu yok olmak - tan kurtarmak için gösterdi ği çaba bütün dünyanın dik - katini çekti. Dünya Doğal Yaşam ı Koruma Derneği pek az kişiye bahşedilen panda rozetini üstün çalışm aların dan ötürü Salih A ca r'a , Bel- kis A ca r'a ve Udo Hirsch'e armağan etti. Bebek'te Bo ğazla bakan küçücük e v le ri dünyanın doğayı koruma m er kezlerinden biri durumunda. Uğrak yeri.
CEPLERİNDE KUŞ
Salih A car'da doğa ve hay van sevgisi çok küçük yaşlar da başlamış. Doğduğu Filibe kentinde ilkokul öğrencisiy - ken kuşları, özellikle yaralı kuşları, ceplerine koyar, ö ğ - retmenlerden azar iş itir, o - kuldan kaçar, ceplerinde gü - vercin ve serçeler, kırlarda g e ze r, annesine, babasına "adam olmayacak" izlenimini verirm iş. Ortaokuldayken do - ğa tutkusu onda ressam olma kararını kamçılamış. Birkaç yıl sonra onu Sofya Akademi - si'ne giren ilk Türk olarak görüyoruz. 1950'de 23 yaşın - dayken fresk bölümünü b itiri yor. Ne var ki doğayı, kuşla r ı resmetmek istem esi, bu - lunduğu ülkede burjuva işi sa - y ılıy o r, kendisinden çalışan işçilerin , çiftçilerin resim le rini yapması isteniyor. Böy- lesine güdümlü bir çalışm ayı kabul edemeyen genç ressam Türkiye'ye sığınıyor. Güzel Sanatlar Akademisi'nln resim bölümünü b itiriyor, heykel bö lümüne de devam ediyor. Bu nu, Ankara, İzm ir ve İstan - bul'daki s e rg ile r, yarışm a - larda b irin cilik ler izliy o r. EŞİNE ETKİSİ
Salih A car 'daki doğa tut - kuşu ve hayvan sevgisi kendi si gibi akademi mezunu olan eşi Belkis A c a r'ı da etkile - m lştir. Belkis A ca r,T ü rk ve İslam E s e rle ri Müzesi Halı
Hayvanları ve b itk ile ri korumakla doğadaki denge sağ lanıyor. A c a rla r yalnız hayatın değil, sanatın da bu dengeye bağlı olduğunu isbat ediyorlar.
EXHIBITION
of paintings, prints
and drawings by
W ILD LIFE A R TISTS
in conjunction with
Berks, Bucks, and Oxon
Naturalists' Trust
CENTURY GALLERIES
Century G a lerisi 'nin düzenlediği Doğa Sanatçıları S e r g is i ’nin davetiyesi. Orta Doğu 'dan e s e rle ri istenen tek
sanatçı Salih A c a r'd ır .Aşağıda A c a r ’ın kuşlarından b iri
A c a r'ın dosyalarındaki binlerce eskizden b irk a ç ı. Sa natçı doğayı içine sindirdikten sonra es k izle ri ezber - den çiziy or. Bunlardan büyük boyutlu re s im le r doğuyor.
w
Seksiyonu şefidir. Köklü b ir b ilgiye sahip olan Belkis A - c a r hah ve k ilim ciliğim izd e , taş ve tahta oym acılığım ızda, duvar re s im le ri ve seramik - çilerim izd e, kuş ve hayvan m otiflerinin önemli y e r tut - tuğunu b elirtiyor. XV. yüzyıla ait iki tane kuş" m otifli ha - lıy ı ö zellik le övüyor. K a r t a l, doğan, atmaca gibi y ırtıc ı kuş ların Selçuklular'da baş yeri tuttuğunu ve eserlerd e yansı dığım anlatıyor. Minyatürle - rim izdeki kuş bahçelerinin ba lık çılla rın , ördeklerin o gün lerde yurdumuzun doğa bakı -- mından ne denli zengin oldu - ğuna işaret sayılabileceğini , sözlerine ekliyor. E tile r ve Asurlular zamanında ise Ana dolu'da aslanların, kaplanla rın, devekuşlarının dolaştığı nı hatırlatıyor.
YOZLAŞM A NEDEN
Belkis A car'da kuş ve hay van sevgisi eşiylg tanıştıktan sonra başlamış, O zamana dek "kargayı görse serçe sa n ırm ış ." Bugün doğa'nınpaha biçilm ez değeri üzerinde inan la duruyor. Doğa zenginliği nin güzel sanatları nasıl ge - llştird iğin i, tersinin ise sana tı yozlaştırdığım belirten u -■ v.un b ir incelem esi yakında yayımlanacak. B itk iler so - rumsuzca yok edilin ce, koyun la r beslenem iyor, koyunlar beslenemeyince, postları, yün le r i güdükleşiyor, halıcılık zarar görüyor, diyor. Kök boyaların yapıldığı bitkiler yok olunca da yine h alıcılığım ı^k t lim ciliğ im iz zarar görüyor , diye ekliyor. Endüstriyel ha yatın, "kafaları kirleten ya yınların" etkisinden de uzun uzun yakınıyor.
TANIM IYOR
Belkis A ca r'ın desenleri ni çizdiği kuş ve horoz m otif li güzel halılar var. İşin şa - ş ırtıc ı yönü Salih A ca r bu ha lıla rla da, atalarım ızın bırak tığ ı halı ve k ilim lerle de mo - tif yönünden ilgilenm iyocÇağ- daş ressam ların da eski res - samların da pek çoğunu tam - m ıyor. Hattâ 1785 ile 1851 ara sında yaşamış ve A ca r gibi kendisini kuş resm i .yapmaya adamış JohnJames Audubon'u bile tanımıyor. S ergilere git m iyor, m üzeleri g ezm iyo r.. Evindeki kitaplar sanata değil, ornitolojiye, doğa'ya, b ili me değgin. Bunun nedeni ¡Sa lih A ca r başkalarının etkisi altında kalmak istem iyocB er- nard Shaw'nun "Dünyada in sanlar ikiye a y r ılır : Y a za r la r ve okurlar. Ben yazarım ,
onun için okumam.'" sözünü h azırlatıyor insana.
ÜSLÛP Ö Z E L L İK L E R İ , Salih A c a r'la bu konuda görüşmemiş olsam kendisinin Tanguy, K line, RothkoveJa - pon estamplarından etkilendi-, ğini sanırdım. Oysa o, bu sa natçılarla ilgilenm em iş, ki misini tam m ıyor bile.
A c a r'ın resim lerinde Tan- guy'daki gibi düşsel, s is li b ir hava var. Y e r ve hava ta u- fuklarda b irle ş iy o r, inşam sonsuza dek götürüyor. Yine Tanguy gibi, seyredeni uzay da, fizik ötesinde d olaştın "-^ yor. Ama kullandığı biçim le r kesin çizgiye, kesin yapı özelliğin e sahip. Bu ç iz g ile r K lin e'ın virtüöz tekniğiyle yaratılm ış kaligrafik, çılgın, yoğun duygulu ama »disiplinli siyah-beyazları türünden. A - car'da Rothko'yu hatırlatacak biçimde birbirinin içinde e - riyen, birbirine paralel, say dam geniş alanları da bıila- b ilirs ifiiz. Yine Rothko'da o l duğu gibi, fizik ötesine doğru kanatlanabilirsiniz. A c a r' - da boşluklara bakıyorsunuz , boşluklar dolu! Japon estamp - larında olduğu gibi, Ama, A - car'ın eriş tiğ i sentez bütünüy le kendi eserid ir. Benzer - İlk ler çoğunlukla rastlattı so nucu. Bütünüyle başka hiçbir ressama benzem iyor Salih A - car.
FRESK'TE ÖNCÜLÜK Teknik bakımdan da A car ne yaptığını çok iyi bilen biri. F resk sanatım in celik leriy le yurdumuza getiren kendisi dir. İsk eleler üzerinde, bü yük oranlarda çalışma döne -
minden geçtiği içinküçüktu - a lle r üzerindeki egemenliği kesindir. Dört beş resim ü ze
rinde aynı anda çılgınca bir süratle ça lışır. Böyle zaman larda yanma kim seyi sokmaz Yağlıboya, suluboya, plas - tik boya, akrilik, tutkal, fü zen, fırça , spatula, bıçak, daha türlü m alzem e, tornedo gibi eserek,uçarak, uçuşarak, y e rli yerini bulur.
NASIL ÇALIŞIR
Doğa, A car'ın b aşlıca e - sin kaynağıdır. Tek başına , kırlarda göl ve nehir kenarla rında dolaşır, kuşları GÖ — RÜR, gördüğünü eve döndük ten sonra çeşitli esk izler ha linde kâğıda resm eder.İki Uç "kademe"den geçtikten sonra resim son şeklini bulur. A - car'ın coşkun b ir kendlliğin- denlikle çizdiği esk izleri özel
Devamı 15. sayfada