• Sonuç bulunamadı

ANKARA ASLANHANE - AĞAÇ AYAK CAMİLERİNİN AHŞAP SÜSLEME ÖZELLİKLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ANKARA ASLANHANE - AĞAÇ AYAK CAMİLERİNİN AHŞAP SÜSLEME ÖZELLİKLERİ"

Copied!
179
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

UYGULAMALI SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI MESLEKİ RESİM EĞİTİMİ BİLİM DALI

ANKARA ASLANHANE - AĞAÇ AYAK CAMİLERİNİN

AHŞAP SÜSLEME ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Zeliha KARASEKİ

Tez Danışmanı

Doç. Dr. Canan DELİDUMAN

(2)

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne,

Zeliha KARASEKİ’ye ait “Ankara Aslanhane-Ağaç Ayak

Camilerinin Ahşap Süsleme Özellikleri” adlı çalışma jürimiz tarafından

Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Mesleki Resim Eğitimi Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: ... Akademik Unvanı, Adı ve Soyadı

Başkan:... Akademik Unvanı, Adı ve Soyadı

Üye: ... Akademik Unvanı, Adı ve Soyadı

(3)

ÖZET

Türklerde Süsleme sanatları insan ve doğa sevgisiyle birlikte kültürel birikimlerin sonucunda gelişerek günümüze kadar ulaşmıştır. Yüzyıllardır insanoğlunun süsleme amaçlı kullandığı süsleme sanatları alanlarından biri de ahşap işçiliğidir. Türk dünyası içerisinde ahşap süsleme, zengin örnekler vermekte, en üst noktaya ise Anadolu Selçuklular döneminde ulaşmaktadır. Türk ahşap sanatının günümüze ulaşan başarılı örneklerinden olan Ankara Aslanhane ve Ağaçayak Camii ahşap süslemeleri de dönemin özelliklerini yansıtmaktadır.

Bu çalışma, Anadolu Selçuklu dönemi Türk Süsleme Sanatlarından, ahşap sanatı özelliklerini taşıyan bu iki camideki ahşap işçiliğinin çizim ve fotoğraflarla belgelendirilmesi amacıyla yapılmıştır.

İncelenen ahşap eserlerdeki süslemelerin zaman ve kullanılan malzemeye bağlı olarak, değişikliklere uğraması daha sonra yapılacak araştırmalara kaynak olması amacı ile bu araştırmada problem olarak ele alınmıştır.

Tez araştırmamızda betimsel çalışma yöntemi izlenmiştir. Kaynak taraması, yapıların bugünkü durumlarına ait malzeme, teknikler, süslemelerinde yer alan desen ve motif özellikleri ve kompozisyon çeşitlerini içeren tabloların oluşturulması, fotoğraf çekimleri, gözlem formları, aynı döneme ait başka yapılarla kısaca karşılaştırmaları yapılmıştır.

Bunun sonucunda; zamana bağlı olarak, ahşabın renginde açılmalar ve solmalar gözlendiği, bakım ve onarımının yapılmamasının kırılma ve çatlamalara sebep olduğu, motif ve kompozisyon özelliklerinin zarar gördüğü, aynı kalıpların kullanılması yüzünden benzer motiflerin oluşturulduğu gibi bulgular belirlenmiştir.

(4)

Genel olarak, iki yapıda da ahşap malzeme ustaca kullanılmış, malzemenin kullanımı, kompozisyon anlayışları ait oldukları dönemleri yansıtmıştır. Yapılan ahşap süsleme özellikleri orijinalliklerini korumakla birlikte, bir kısmı ise günümüze kadar ne yazık ki ulaşamamıştır.

Ankara Aslanhane camii tavanında bulunan Rumi motiflerinde ve kirişlerde nemin etkisiyle oluşan çatlamalar ve kırılmaların kompozisyon bütünlüğünün bozulmasına, yanlış kullanılan ısıtma sisteminin ahşabın kabarmasına, özellikle geometrik motiflerin ayrılmasına neden olduğu tespit edilmiş bu nedenle kültür mirasımız olan bu eserlerin düzenli aralıklarla denetlenmesine, doğru tesisat ve kullanım sistemlerinin oluşturulmasına, eserlerin gelecek kuşaklara aktarılması açısından gereken önemim verilmesine dikkat edilmelidir.

Tarihi ve süsleme unsurları açısından önemli olan Ankara Aslanhane ve Ağaçayak camilerinde denetimlerin titizlikle ve bilimsel metotlara uygun yapılması, yapıya zarar verecek her türlü müdahaleden kaçınılması ve ihtiyaç halinde uzmanlarca onarılması gerekmektedir.

(5)

ABSTRACT

The Adorn art in Turks together with human and nature affection. As a result of caltural collections have reached today by improving. In many entries, human beings have used wooden woork as a embellisment purpose. The wood in Turkish world gives very rich samples as a adorn purpose, reaches the to point in Anatolian Selçuklu period. Ankara Aslanhane and Ağaçayak mosque which is most successfully sample of the Turkısh wood art reached today, reflects the properties of the period with wood embellisments.

This study, has been done for the certification purpose of wood work in both mosques that carry wood art by drawing and pictures. The motif and composition properties in wood work have changed releted with time and used matter this is taken as a problem in the study for next research.

In this is research; with source scanning the used matter belong to today state of building, properties of motif and design take place in adorn, techniques, formations of tableau which has diversity of composition, taking photograph observation forms, establisment of another building in same period and with comparetion descriptive method fallowed.

As a result of this; the lightening and paling of wood colour has observed releted with time, lock of repair and care cause refracting and fracture, motif and composition properties are hormfulled, because of usage of same forms, similar motifs have been accured.

In general; at both buildings, wood matter has been used art fully, usage of matter, composition understanding reflects belonging periods, constructed wood embellisment properties have saved their originallity but some of them haven’t reached today.

(6)

Due to moisture refracting and fructure of the motif on the ceiling in building and at bowstring, have caused to change of entirely composition wrong used heating system has caused to swelling of wood. It is determined the seperation, of geometrıc motifs so it is necassory to control with regularly intervals formation of right equipment and usage systems are noticed, it is noticed the importance of the movement a work of art to the next generations. Historical and adorn comparent in Ankara Aslanhane and Ağaçayak Mosque is very important so it is necassory to control with particularly. Also it is cotrolled with scientific methods. İt is necassory to avoid any harmfull interperence to building

(7)

ÖNSÖZ

Bu çalışma; Ankara Aslanhane Camii ahşap süsleme kompozisyon ve motif özelliklerini çizim ve fotoğraflarla inceleme için yapılmıştır.

Araştırma; Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Mesleki Resim Eğitimi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmıştır. Bu araştırmada; Türk Süsleme Sanatında ahşabın yeri ve gelişimi, Ankara Aslanhane ve benzer camii ahşap süsleme, motif ve kompozisyon özelliklerinin Türk Süsleme Sanatındaki yeri araştırılmıştır..

Bu araştırmanın bölümlerini; Türk Süsleme Sanatında ahşabın yeri ve gelişimi, kullanılan teknik, motif ve kompozisyonlar, Aslanhane Cami’nin tarihsel, mimari ve sahip olduğu süsleme öğeleri oluşturmaktadır.

Bu araştırmanın hazırlanmasında destek ve katkılarını esirgemeyen tez danışmanım Doç. Dr. Canan DELİDUMAN’a, Aslanhane Camii yetkililerine, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne, Etnografya Müzesi yetkililerine yardımlarından dolayı teşekkür ederim.

(8)

İÇİNDEKİLER ÖZET ... i ABSTRACT...iii ÖNSÖZ ... v İÇİNDEKİLER ...vi KISALTMALAR CETVELİ...x TABLOLAR CETVELİ...xi

ŞEKİLLER CETVELİ ...xii

BÖLÜM I GİRİŞ... 1 1.1. Problem Durumu ... 2 1.2. Amaç... 2 1.3. Önem ... 2 1.4. Sayıltılar - Varsayımlar ... 3 1.5. Sınırlılıklar... 3 1.6. Araştırma Yöntemi... 3 1.6.1. Evren ... 4 1.6.2. Örneklem ... 4 1.6.3. Verilerin Toplanması ... 4

1.6.4. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması ... 5

1.7. Tanımlar... 5

BÖLÜM II TÜRK SANATINDA AHŞABIN VE TARİHSEL GELİŞİMİ ... 9

2.1. Tarihsel Gelişimi ... 9

2.2. Anadolu-Selçuklu Sanatındaki Yeri ... 11

(9)

BÖLÜM III

AHŞAP SANATINDA KULLANILAN TEKNİKLER ... 16

3.1. Kündekari Tekniği ... 16

3.1.1. Hakiki Kündekari Tekniği ... 17

3.1.2. Taklit Kündekari Tekniği ... 17

3.1.2.1. Çakma ve Kabartmalı ... 17

3.1.2.2. Çakma ve Yapıştırma ... 17

3.1.2.3. Tamamen Kabartmalı... 18

3.2. Oyma Tekniği ... 18

3.2.1. Düz Satıhlı Derin Oyma... 18

3.2.2. Yuvarlak Satıhlı Derin Oyma ... 18

3.2.3. Çift Katlı Kabartma ... 18

3.2.4. Eğri Kesim... 18

3.3. Kafes Tekniği ... 19

3.4. Ajur Tekniği ... 19

3.5. Ahşap Üzerine Boyama Tekniği (Edirnekari Tekniği) ... 19

3.6. Sedef ve Kakma Tekniği... 19

BÖLÜM IV AHŞAP SANATINDA KULLANILAN KOMPOZİSYON VE MOTİFLER KOMPOZİSYONLAR... 20 4.1. Geometrik Kompozisyon ... 21 4.2. Madalyonlu Kompozisyon... 21 4.3. Çubuklu Kompozisyon ... 22 4.4. Sembolik Kompozisyon ... 22 4.5. Rozetler ... 22 MOTİFLER... 23 4.6. Bitki Motifleri ... 23 4.4.1. Çiçekler ve yapraklar 4.4.1.1. (Hatai) Hatayiler

(10)

4.5. Figürlü Motifler... 25

4.5.1.İnsan figürleri 4.5.2. Hayvan figürleri 4.5.2.1. Rumiler 4.5.2.2. Münhaniler 4.5.2.3. Soyut ve Sembolik Figürler ( Palmetler, Lotuslar) 4.7. Geometrik Motifler (Ağlar, Geçmeler)... 26

4.8. Yazı Süsleme... 26

4.9. Karmalar (Tabiat öğeleri,bulutlar,ay,güneş,yıldız vb) ... 27

BÖLÜM V ANKARA ASLANHANE CAMİİ ... 35

5.1. Tarihsel Gelişimi ... 35 5.2. Mimari Planı ... 36 5.3. Ahşap Bölümleri ... 37 5.3.1. Minber ve Sütunlar ... 37 5.3.2. Tavan ... 38 5.3.3. Kapı ve Pencereler... 39 5.4. Teknik ve Süslemeler ... 40

5.5. Benzer Özelliklerdeki Camilerle Karşılaştırılması ... 43

BÖLÜM VI ANKARA AĞAÇ AYAK CAMİİ ... 53

6.1. Tarihsel Gelişimi ... 56 6.2. Mimari Planı ... 56 6.3. Ahşap Bölüm ve Özellikleri... 59 BÖLÜM VIl SONUÇ ve ÖNERİLER ... 70 Sonuç ... 70 Öneriler... 76

(11)

KAYNAKÇA ... 78

EKLER... 82 EK-1. Gözlem Form Örnekleri

EK-2. Mimari Planlar EK-3. Fotoğraflar

EK-4. Aslanhane Camiinin Bugünkü Durumu EK-5. Aslanhane Camiinin İnceleme Raporu

(12)

KISALTMALAR

a.g.e. : Adı geçen eser

a.g.m. : Adı geçen makale

a.g.b. : Adı geçen bildiri

c : cilt

Çev. : Çeviren

Der. : Derleyen

Ed. : Editör

Yay. H az. : Yayına Hazırlayan

No : Numero Nu : Numara, number S : Sayı S : Sayfa P : page Vol : Volume

(13)

TABLOLAR LİSTESİ

Örnek No: Sayfa

1: Aslanhane Camii Minber Süslemesinde Uygulanan Teknikler . 41 2: Aslanhane Camii Minber Süslemesinde Kullanılan Motifler ... 44 3: Aslanhane Camii Minber Süslemesinde Kullanılan

Kompozisyonlar ... 47 4: Ağaçayak Camii Minber Süslemesinde Uygulanan Teknikler .. 63 5: Ağaçayak Camii Minber Süslemesinde Kullanılan Motifler ... 64 6: Ağaçayak Camii Minber Süslemesinde Kullanılan

(14)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Örnek No: Sayfa

1: Ankara Aslanhane Camii Süpürgelik Süslemeleri ... 78 2: Ankara Ağaçayak Camii Minberi; Sol Aynalık Gergilik İçi

Süslemeleri ... 80 3: Ankara Ağaçayak Camii Minberi; Gergilik Altı Süslemeleri .. 83 4: Ankara Aslanhane Camii Minberinin Ölçüleri ... 84 5: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Kapı, Aynalık ve Kitabe

Ölçüleri... 85 6: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Yan Aynalık, Altıgen Form

Süslemeleri ... 89 7: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Yan Aynalık, Yıldız Form

Süslemeleri ... 90 8: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Yan Aynalık, Sekizgen

Form Süslemeleri ... 91 9: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Yan Aynalık, Yıldız Form

Süslemeleri ... 92 10: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Şerefe Altı, Süpürgelik Üstü Bordür Süslemeleri... 93 11: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Yan Aynalık, Süpürgelik

Üstü, Bordür Süslemeleri ... 94 12: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Süpürgelikteki Niş Dışı

Dilimli Form Süslemeleri... 95 13: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Süpürgelikteki Niş Dışı

Dilimli Form Süslemeleri... 96 14: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Süpürgelikteki Niş İçi Dilimli Form Süslemeleri ... 97 15: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Geçit Üstü ve Korkuluktaki

(15)

16: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Yan Aynalığı, Şerefe

Altına Bağlayan Bordür Süslemeleri ... 99

17: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Geçit Üstü Sekizgen Form Süslemeleri ... 102

18: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Geçit Üstü Sekizgen Form Süslemeleri ... 103

19: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Korkuluk Bölümü Ölçüleri104 20: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Süpürgelik Ölçüleri ... 105

21: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Kapı Sütünceleri Bordür Süslemeleri ... 108

22: Ankara Aslanhane Camii; Kitabe, Taç Ayrıntısı ... 109

23: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Korkuluk Bordür Süslemeleri ... 110

24: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Şerefe Altı Bordür Süslemeleri ... 112

25: Ankara Aslanhane Camii Minberi; Süpürgelik Üstü Bordür Süslemeleri ... 114

26: Ankara Ağaçayak Camii Minberi Ölçüleri... 115

27: Ankara Ağaçayak Camii Minber Süslemeleri ... 116

28: Ankara Ağaçayak Camii Minberi Geçit Süslemeleri ... 118

29: Ankara Ağaçayak Camii Minberi Yan Aynalık Geometrik Birimlerinin Ölçü ve Dizilişi ... 119

30: Ankara Ağaçayak Camii Kiriş Süslemeleri ... 121

(16)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Türk süsleme sanatında önemli bir yer tutan ahşap işçiliği özellikle Anadolu Selçuklu dönemi mimari süslemesinde yoğun biçimde kullanılmıştır. Özelikle mihrap mimber ve kapı pencere kanatlarında yer alan ahşap süslemeler Rumi ve diğer bitkisel bezemelerin kullanımıyla birlikte genel olarak geometrik kompozisyonlardan oluşmuştur.

Anadolu Türk sanatlarında görülen geometrik kompozisyonların büyük bir kısmı mimariye bağlı ahşap malzeme üzerinde yer alır. Bağımsız ve tek heykelin olmaması nedeniyle, binaların sütun, kiriş, minber, kapı ve pencere kanatları farklı teknikler göre oyulan bir ahşap sanatı ortaya çıkarır. Bu iş için kullanılan hammadde ıhlamur, elma, armut, sedir ve gül gibi ağaçlardır. Genel olarak tekniklerin hepsi oyma, çatma, boyama veya bu tekniklerin karışımına dayanmaktadır. Derin oyma, eğri kesim Anadolu’daki ahşap süslemeler için kullanılmıştır. Bu tür oyulan kompozisyonlar yiv halinde bütün yüzeyi dolaşan çizgiler halindedir.

13. yüzyılın ortalarından 14. yüzyılın sonlarına kadar süren kompozisyon anlayışında; ahşap yüzey bir veya birkaç levhanın yan yana getirilmiş olup bunun üzerine birkaç yiv halinde işlenen yıldız çokgen kompozisyonu yüzeyi geometrik bölümlere ayırır. Kullanılan kündekari tekniği zemin bölümleri hatlara göre daha kabarık levhalar halinde olup mekanın değerini arttırmaktadır. 14. yüzyılda teknik kakma tekniğinin ilavesi ile iyice zenginleşir. Geometrik süslemeler çoğunlukla minber korkulukları ve iç mekan bölmelerinde kullanılır, tamamen oyularak kafes şeklinde tamamlanır. 16. yüzyıldan itibaren bütün ahşap işçiliğinde çiçek örnekleri, Rumilerle, ajur tekniğine yaklaşan incelme

(17)

gösterir. Aslanhane camii minberi kitabesinin bulunması açısından önem taşır. Batı duvarında bulunan aslan heykelciği, ahşap sandukası ve kapısı Ankara Etnoğrafya Müzesi’ndedir.

Yapının tarihsel değeri, işçiliği nedeniyle önemlidir. Orta Asya geleneğini sürdüren, Anadolu mimari sentezinin ilginç ve başarılı bir örneğidir. Türk Resim Sanatında önemli rol oynar. Osmanlı devrinin ahşap mimarisi yeni ve sade, daha estetik unsurlara sahiptir. Ağaç sanatı ve süsleme yönünden resim sanatına zenginlik katar, devir devir değişerek yaygınlaşır. Boyama yoluyla süslemeler, ahşap eşyaları resimlendirme ve kullanılan teknikler bugün her mekânda kendini göstermektedir. Bitkisel motifler yine süs öğesi olarak karşımıza çıkar, süsleme üslupları sanatçısının çalışmalarıyla günümüze kadar gelmiştir.

1.1. PROBLEM Y Yaappııllaann aarraaşşttıırrmmaa ssoonnuuccuunnddaa;; ddöönneemmiinniinn bbaaşşaarrııllıı öörrnneekklleerriinnddeenn b biirrii oollaann AAnnkkaarraa AArrssllaannhhaannee vvee AAğğaaççaayyaakk CCaammiilleerriinnddeekkii aahhşşaapp ssüüsslleemmee v vee mmoottiiff öözzeelllliikklleerriinniinn iinncceelleenneerreekk kkaarrşşııllaaşşttıırrııllmmaassıı pprroobblleemm oollaarraakk eellee a allıınnmmıışşttıırr.. 1.2. AMAÇ

Bu çalışmanın genel amacı, Geleneksel Türk Süsleme

sanatlarından biri olan ahşap işlemeciliğinin AAnnkkaarraa AArrssllaannhhaannee vvee A

Ağğaaççaayyaakk CCaammiilleerrii öörrnneekklleerriinnddeekkii motif ve kompozisyon özelliklerinin belirlenerek çizim ve fotoğraflarla belgelenmesidir.

1.3. ÖNEM

Kültür değerlerimiz içinde yer alan ahşap sanatı; doğal afetler, iklim şartları gibi doğa kaynaklı ya da bakım yetersizliği, hatalı onarım,

(18)

çalınma vb. insan kaynaklı nedenlerle günden güne yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Bu kültür mirasımızın gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için dokümantasyon materyal yöntemleri ile belgelenmesinin önemli bir boşluğu dolduracağı düşünülmüştür.

1.4. SAYITLILAR-VARSAYIMLAR

Ankara Aslanhane ve Ağaçayak camilerinde araştırma yapılabilir, fotoğrafları çekilebilir, kullanılan motifler karşılaştırılabilir.

1.5. SINIRLILIKLAR

Bu araştırma, Ankara Aslanhane Camii ve Ağaçayak Camilerinin ahşap kapı, pencere ve tavan süslemelerinin incelenmesiyle sınırlıdır.

1.6. ARAŞTIRMA YÖNTEMİ

Bu araştırma betimsel bir araştırmadır. Örneklem grubu Aslan hane ve Ağaçayak camilerinden oluşmuştur.

Ankara ilinin eski mahallelerinde bulunan özellikle öncelikli olarak alınan Aslanhane Camii ve karşılaştırmak ve benzerliklerinin tespiti için kullanılmak üzere incelenecek diğer merkez camileri araştırmaya konu olmuştur. Uygulanacak olan karşılaştırmada;

1. Caminin bugünkü durumu,

2. Süslemede kullanılan malzeme ve teknikler, 3. Ahşap süslemesinde kullanılan;

a) Desen ve motif özellikleri b) Renk özellikleri

c) Kompozisyon çeşitleri

(19)

4. Etnografya Müzesi’nde bulunan Aslanhane Camisine ait parçaların tespiti,

5. Yayınlanmış çeşitli kaynaklarda yer alan ilgili yüzyıllara (dönemlere) ait camiler ve ahşap süslemeleri,

Veriler çekilen fotoğraflarla, gözlem fişleri ve çeşitli kaynaklardan konuyla ilgili bilgilerin derlenmesiyle elde edilecektir. Konu ile ilgili literatür taraması yapılmıştır.

Camiler ve süslemeleri detay ve görünüm olmak üzere fotoğraflanmıştır.

1.6.1. Evren

Bu araştırmanın evrenini, Ankara ili sınırları içerisinde yer alan Aslanhane ve Ağaçayak Camileri oluşturmaktadır.

1.6.2. Örneklem

Araştırmanın örneklemi ise Ankara Aslanhane Camii ahşap süslemeleridir.

1.6.3. Verilerin Toplanması

Kütüphanelerde ve elektronik ortamda literatür taraması yapılmış, camiler ve süslemeleri fotoğraflarla belgelendirilmiş, süslemelerin bütün ve detay görüntülerinin çizimleri yapılmış, konu ile ilgili kaynak kişilerden bilgi alınmıştır.

Aslanhane Camii için hazırlanan bilgi formlarına; fotoğraf ve çizimlerle birlikte tablolar oluşturulmuş, tablodan yararlanılarak aynı döneme ait bir diğer camii bilgi ve görüntüleri de kataloglanıp, karşılaştırmaları yapılmış ve yorumlanmıştır.

(20)

Bu iki cami ahşap süslemelerinin ortak ve farklılıkları, oluşturulan tabloda gösterilmiş ve yorumlanmıştır.

1.6.4. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması

1. Süsleme teknikleri gözlem fişlerinin değerlendirilmesi,

2. Bulguların yapılan benzer çalışmalarla karşılaştırılıp, yorumlanması,

3. Araştırma konusunun önemi ve etkilerinin değerlendirilmesi,

1.7. TANIMLAR

Abanoz: Sert dokulu, geniş yapraklı bir ağaç

çeşididir.(Ünver,1967:41)

Ahşap: Arapçadan dilimize gelmiş olup, kereste ya da tahtadan

yapılmış anlamındadır.(Ünver,1967:42)

Ajur tekniği: Ahşap yüzeyinin delikli bir şekilde

işlenmesi.(Ünver,1969:42)

Aplik : Mobilya ve ağaç işlerinde, yüzey süslemek için kullanılan

kordonlu çıta veya yassı oymasıdır.(Sanat Terimleri Sözlüğü)

Arabesk : İslam sanatı tarihçisi için, ağır oluşan ve ancak XI.

yüzyıl başlarında olgunluğa erişen arabesk, dar anlamda başı, ortası ve sonu olmayan iki planlı yayvan bir çiçek süslemesidir ve sınırsız olarak düşünülen bir düzlemi kaplayacak biçimde yayılır.((Demiriz,1997:122)

Bağa: Kaplumbağa kabuğunun inceltilmişi.(Sanat Terimleri

sözlüğü)

(21)

Bitkisel bezeme: Türk sanatında en çok kullanılan süsleme

türlerinden biri lopu, hatai, gerçekçi üslupta çiçekler, yapraklar ve ağaçlardan oluşur.(Keskiner,1985:36)

Bordür: Kapı ve pencere gibi mimari kısımların etrafını kuşatan

çerçeve bölümünde, süslü veya süssüz çıkıntılı, dar yada uzun parçalara denir.(Özen,1985:71)

Camii: İslam dünyasında namaz kılınması için yapılmış mekan ve

yaprak motiflerinden oluşan bezeme.(Sanat Terimleri Sözlüğü)

Cümle kapısı: Cami, saray ve büyük binalarda esas kapı.(Sanat

Terimleri Sözlüğü)

Çokgen: Selçuklular döneminde sıkça karşılaşılan, köşe sayısı

fazla olan geometrik şekiller.(Sanat Terimleri Sözlüğü)

Daire: Ahşap kesiminde kullanılan, testeresi daire şeklinde olan bir

tür makine.

Dişbudak: Sert dokulu bir tür ağaç.(Eskici,1992:35)

Eğri kesim: Rölyefli satırların derine birbirini kesen eğri satıhlarla

inerek devam etmesi suretiyle yapılan bir tür oyma tekniği.(Ders Notları)

Figürlü bezeme: Gerçek öğelerle, düşsel hatta fantastik öğelerin

bir arada yer aldığı figür.(Keskiner,1985:76)

Geçme Tekniği: Küçük ahşap parçalarının birbirine monte

edilmesi.( Süsleme Resmi Ders Notları)

Geometrik bezeme: Eğri ve düz çizgilerin bağdaşmasıyla oluşmuş

çeşitli motiflere dayanan bezeme.(Süsleme Resmi Ders Notları)

Hatai: Çiçeklerin dikine kesitinin, anatomik çizgilerinin üsluplaştırılması ile ortaya çıkan resimlerdir. (Süsleme Resmi Ders Notları)

Hatıl: Mimari yapılarda kiriş yada moloz arasına konan ahşap, taş,

(22)

Hünkar mahfili: Camilerde padişahların namaz kılmalarına

ayrılmış, özel girişi olan bölüm.(Sözen,1996:98)

Ihlamur: Bir ağaç türü.(Eskici,1995:21)

Kabartma: Bir yüzeyi farklı derecelerde oyarak bir biçimin ortaya

çıkarılması.(Sözen.1996:96)

Kafes tekniği: Ahşap parçaların çakılarak kafes biçimini alması.

(Ders Notları)

Kaide: Üstüne konan bir şeyi taşıyan taban.(Sanat Terimleri

Sözlüğü)

Kakma: Kemik, sedef, fildişi gibi sert malzemelerin daha önceden

oyulmuş ahşap üzerine monte edilmesi.(Sanat Terimleri Sözlüğü)

Kavsara:Mimari yapılarda taç kapı üstü.(Sanat Tarihi Sözlüğü) Kitabe: Yazıt.(Sanat Terimleri Sözlüğü)

Kubbe: Yuvarlak, kare, altıgen veya sekizgen oylumların üzerine

gelen yarım küre biçimindeki boş yapı örtüsü.(Sanat Terimleri Sözlüğü)

Kündekari: Küçük ahşap parçalarının uyumlu biçimde birbirine

eklenmesidir.

Lotus:Lotus çiçeği ve goncası.(Tezyini Sanatları)

Mihrap: Camilerde kıble duvarında bulunan girinti.(Eskici,1995:26) Minare: Camilerde ezan okunan yüksek yapı.(Eskici,1995:31) Minber: Camilerde hatibin çıkıp hutbe okuduğu, kapı ve merdiveni

olan yeri.(Eskici,1995:31)

Mukarnas: Mimari yapılarda nişin altında bulunan taş

bölüm.(Öney,1969:124)

Namazgah: Açık bir namaz yeri.(Öney,1996:128) Neccar: Ahşap oyma işi yapan kişi.(Eskici,1995:32)

(23)

Niş: Süsleme yada başka amaçlarla duvarlara yapılan hücre,

yuva, oyuklar.(Sanat terimleri Sözlüğü)

Oyma: Ahşap, tahta, taş yüzeylerdeki derinlikler(Sanat Terimleri

Sözlüğü ).

Palmet: Bitkisel süslemelerde kullanılan,kıvrık,kısa,sivri yapraklı

motiflerdir.(Yetkin,1992:73)

Penç: Çiçeğin kuşbakışı görüntüsü.(Sanat Terimleri Sözlüğü) Rumi: Türk süsleme sanatında sıkça kullanılan filiz ya da yaprak

biçiminde üsluplaştırılmış hayvan motiflerinden meydana gelen bezeme.(Mülayim,1998:37)

Sahın: Camiinin esas ibadet yeri.(Sanat Terimleri Sözlüğü) Satıh: Yüzey.(Sanat Terimleri sözlüğü)

Sütünce: Küçük sütun.(Mülayim,1998:58)

Taç kapı: Camii, saray ve büyük binalarda esas

(24)

BÖLÜM II

TÜRK SANATINDA AHŞABIN YERİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ

2.1. TARİHSEL GELİŞİMİ

Orta Asya'da yapılan kazılarla ortaya çıkan dekoratif ağaç eserler Türkerlin çok eskilere dayanan ağaç işleme geleneğine sahip olduğunu göstermektedir (Özel, 1985:45). Buna rağmen Türk sanatının en az tanınan kollarından biri ağaç işçiliğidir. Tarih boyunca her kültür; dönemi ve sanatı ile kendine özgü bir tarz oluşturmuştur. Her sanat ürünü kişinin duygu-düşüncelerini, özgünlüğünü ortaya koyarak yaratılmıştır. Ağaç işçiliği, ahşap sanatı da böyle bir gelişmenin ürünüdür. Ağaç işçiliğinin Türklerin Anadolu'ya gelişinden sonar arttığı ve geliştiği bir gerçektir. Osmanlı dönemine kadar olan ve Selçuklu dönemini de kapsayan büyük bir zaman diliminde günlük hayatta kullanılan objeler yok kadar az sayılabilir. Ancak Selçuklu döneminden kalma dini yapılara ait mimari aksesuar ve bu yapılarda kullanılan diğer eşyalarda ağaç işçiliğini görebilmeliyiz.

Kültür, bir milletin maddi ve manevi değerlerinin bir bütünüdür. Bu değerler, milletin dili, edebiyatı, din ve inanışları, tarihi, gelenek-görenekleri ve sanatıdır. Bunların içinde özellikle sanat, kültür değerlerinin en önemlilerinden birini ve temelini oluşturur. Bu sebepledir ki bir milletin kültür değerini iyi bilmesi, geleceğini kendi kültürü ile yoğrularak yönlendirmesi açısından önemlidir. Bu da bize sanatımıza vermemiz gereken önemi gösterir.

Ahşap malzemesi, insanoğlunun tarih boyunca, en sık kullandığı malzemelerden biridir. Günlük eşyaların yapılmasında kullanılan ahşap malzemesi, zaman içerisinde süsleme özelliği de taşımaya başlamıştır. Değişik kültürlerin anlatım biçimini oluşturan ahşap süslemenin ilk örnekleri Orta Asya Türklerinde görülmektedir. Daha sonra Türklerin

(25)

Anadolu'ya gelmesiyle, İslamiyet’in etkisiyle, yerli kültürlerle karışıp bir bütün olmuştur (Ersoy, 1977:58).

Bu doğrultuda Türk sanatının zaman içinde Bu doğrultuda Türk sanatının zaman içinde bir parçasını oluşturmuş olan ahşap sanatı, yani ağaç işçiliğinde, daha önceleri, diğer sanatlarda gördüğümüz gibi çeşitli anlamlar taşıyan hayvan figürlerinin kullanıldığını fakat İslamiyet'in kabul edilmesi ile birlikte de bunun yerini bitkisel ve geometrik motiflere bıraktığını görüyoruz.

İnsanların kendilerini ve çevrelerini güzelleştirme çabalarına cevap vermek üzere insanlık tarihi ile beraber bir gelişme gösteren süsleme olgusu, zaman içinde geliştirilmiştir. Güzel olmak isteyen insan, aynı zamanda varlığın, mutluluğun da simgesi durumuna gelmiştir. Süsleme olgusu her dönemin anlayışına uygun, toplumsal ve ekonomik koşullar içerisinde var olabilmiştir. Süsleme olgusunda dinsel inanışların, törelerin, adet, gelenek ve göreneklerin, ekonomik ilişkilerin, kültürel ve estetik değerlerin hepsi önemli ölçüde etkili olmuştur.

Çevrenin sunduğu kaynaklardan biri olan ağaç her dönemde insanların yaşamında yer almıştır. İnsanların süslemede kullandığı ahşabın mekâna kazandırdığı görüntü, tarih boyunca çeşitli aşamalardan geçirilmiş ve dönem beğenileri doğrultusunda değişik tekniklere tanık olmuştur. Süsleme amaçlı olarak Ahşap oymacılığının Türk saraylarında daha da geliştiği bilinmektedir.

Selçuklu döneminde günlük hayatta kullanılan eşyalar o döneme ait bilgi verecek zenginliktedir. Selçuklular döneminde ağaç işçiliği mimari ile birlikte gelişmiş, bu dönemde ağaç işçiliğinin dekoratif zenginliğinin de arttığı görülmüştür. Ahşap sanatı çeşitli zamanlarda araştırmalara konu olup incelenmiştir. Bu konuda yapılan araştırmaların artması gelecekte kaynak olması ve ileri zamana ulaşabilmesi açısından önemlidir. Bu dönemde yapılmış, çeşitli değişiklikler ve ilavelerle günümüze gelebilmiş mimari eserleri süsleyen orijinal nakışların varlığını ispatlayan bazı izler

(26)

olmasına rağmen bunların mahiyeti hakkında fazla bilgiye sahip değiliz. Selçuklu mimarisinde süsleme hemen göze çarpan bir özellik olup, bu dönemde yapılmış, orijinal olduğu düşünülen nakışlar, rumi denilen stilize bitkisel motifler, daha natüralist çiçek ve yapraklar veya geometrik şekillerle meydana getirilmiştir (Öney, 1970:147).

Özellikle Selçuklu devri ahşap camilerinde rutubetin de etkisiyle kısa zamanda kerestenin bozulduğunu gören o dönemin sanatçıları malzemeyi hem çürümekten korumak hem de güzel göstermek amaçlı boyama gereği duymuşlardır (Arseven, 1978:109).

Orta Asya’dan günümüze kadar ulaşmış olan ahşap sanatı çoğu zaman benzer özellikler gösterip kimi zaman da farklılaşarak günümüze ulaşmıştır. Ancak sanatın ve sanatçının karşılaştığı içerik ve malzeme problemleri yüzünden eserlerin motif, renk ve malzeme olarak özgünlüğünü kaybettiği görülmüştür.

İnsanoğlunun devamlı yeniliğe açık yapısı,beklentisi ahşabın gelişiminde etkin olmuştur. Farklı zamanlarda yeni buluşlarla, malzeme olanaklarının değişmesiyle farklı uygulamalarla karşılaşılmıştır.

2.2. ANADOLU-SELÇUKLU SANATINDAKİ YERİ

Anadolu-Selçuklu sanatında ahşap işlerine verilen önem, Anadolu Türk sanatının erken dönemlerinde başlayarak, değişik sanat ürünlerinde karşımıza çıkmaktadır. Ahşap çok yaygın kullanılan bir malzeme olduğundan, kullanılan tekniklerde buna bağlı olarak çeşitlilik göstermektedir.

Selçuklularda ağaç işçiliği ile uğraşan sanatkarlarla karşılaşılmaktadır. Osmanlı padişahları şair, müzisyen ve bilginleri himayesinde toplamış, her türlü süsleme sanatları ile ilgili sanatçıları da saraya bağlamıştır. Osmanlı süsleme sarayları açısından en önemli sanatçı topluluğu “nakkaşlardır” denebilir. Osmanlı sanatının motif zenginliği, süsleme üslupları bu sanatçıların çalışmaları ile kazanılmıştır .

(27)

Ahşap oymacılığının Türk sanatında geliştiği bilinmekte, insanların kullandığı eşyaları süsleme isteği, dolap kapaklarından, sütun başlıklarından, kapı ve pencerelere kadar her yüzeyi oyma ve kakma gibi teknikler kullanarak bezemelerine sahip olmuştur. Ağacın günlük yaşantıda kullanılmaya başlanması başta mimari olmak üzere, süsleme ve eşya yapımında da yer almıştır. Doğanın belirli bir zaman sonra ahşabı yok etmesi, çok sayıda ahşap eserin günümüze ulaşmasını engellemiştir. Orta Asya' da yapılan kazılarda ortaya çıkan dekoratif ağaç eserler Türklerin çok eskilere dayanan ağaç işleme geleneğine sahip olduğunu göstermektedir. Buna rağmen Türk sanatının en az tanınan kollarından biri ağaç işçiliğidir. Tarih boyunca her kültür, dönemi ve sanatı ile kendine özgü bir tarz oluşturmuştur. Her sanat ürünü kişinin duygu-düşüncelerini, özgünlüğünü ortaya koyarak yaratılmıştır. Ahşap sanatı da böyle bir gelişmenin ürünüdür. Ahşap malzemesi,tarih boyunca en sık kullanılan malzemelerden biridir. Günlük eşyaların yapılmasında kullanılan ahşap malzemesi, zamanla süsleme özelliği de taşımaya başlamıştır. Değişik kültürlerin anlatım biçimini oluşturan ahşap süslemenin ilk örnekleri Orta Asya Türklerinde görülmektedir (Yücel,1977:53).

Osmanlı dönemine kadar olan ve kullanılan eşyalar,o döneme ait bilgi verecek düzeydedir. Camii minberleri,kapı ve pencere kanatları, sandukalar ahşap işçiliğinin çok gelişmiş olduğunu göstermektedir. Osmanlı döneminin ahşap mimari unsurları, yeni ve sade görüntüsü ile daha asil bir hale gelmiştir. Xlll. yüzyılın ilk yarısında Selçuklu etkileri görülürken, yüzyılın ikinci yarısından itibaren; Selçuklu oyma, şebekeli ve kündekari teknikleri sıkça uygulanmakta birlikte, Selçuklu ağaç işçiliğinden yavaş yavaş uzaklaşarak, klasik devir Osmanlı sanatının ilk çalışmaları ağırlık kazanmıştır. Osmanlı ahşap işçiliğinin özünü geometrik bezeme oluştururken, XlV. yüzyıl eserlerinde bitkisel süslemenin kitabelerde ve geometrik bölünmüş yüzeylerin ortalarında yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir.

(28)

Anadolu Selçukluda gelişen ve özgün örneklerini veren ahşap işçiliği, beylikler döneminde de eserlerle karşımıza çıkar. Türklerin Anadolu’da mimari eserlerini süslemede kullandıkları teknikler dönemlerine göre farklılık göstermektedir. Selçuklularda ve beyliklerde genelde ahşap üzerine yapılmış olarak gördüğümüz kompozisyonlar, Osmanlı dönemine gelindiğinde daha çok sıva üzerinde görülmeye başlar. Osmanlılarda sanatının gelişmesi,mimaride sıvalı ve ahşap yüzeylerin geniş yer tutması İle ilgi toplar.

Osmanlılarda dini mimarinin ahşap olan hünkar mahfilleri, mahfil tavan altları, kapı ve pencere öğeleri, minber yüzeyleri, ahşap tavanları, kapıları orijinal kalem işi tekniği ile süslenmiştir. Çini kadar dayanıklı olmayan kalem işi nakışları, rutubetin de etkisiyle ve yapıların geçirdiği çeşitli onarımlar sonucunda yok olmuş veya önceden yapılmış nakışların üzerine tekrar yeni üslup da nakışlar eklenmiştir. Bu kalem işi örnekleri, ahşap malzeme üzerinde de giderek zenginleşmiştir. XVII. yüzyılın sonuna kadar bütün sanat dallarının gösterdiği gelişme paralelinde kalem İşi ve ahşap motifler önem kazanmıştır.

Türk sanatının zaman içinde bir parçasını oluşturmuş olan ahşap sanatının, ağaç işçiliğinde daha önceleri ve diğer sanat dallarında olduğu gibi, çeşitli anlamlar taşıyan hayvan figürlerinin kullanıldığı, fakat İslamiyet’in kabul edilmesi ile bunun yerini bitkisel ve geometrik motiflere bıraktığı görülmektedir. Selçuklular döneminde ağaç işçiliği mimari ile gelişmiş, bu dönemde ağaç işçiliğinin zenginliğinin de arttığı görülmüştür. Ahşap sanatı çeşitli zamanlarda araştırmalar konu olup incelenmiştir.

2.4. SÜSLEME ALANLARI VE ÖZELLİKLERİ

Toplumsal boyutuyla bakıldığında süsleme, bir toplumun yaşam tarzı, gelenek, görenek ve inançlarının, istek, beklenti ve toplumsal birikimin bütünüdür. Süsleme unsuru aynı zamanda toplumların kimliklerini açığa çıkaran bir belge niteliği taşımaktadır. Sanatın ve

(29)

süsleme sanatlarının doğuşu ve gelişiminde doğanın sunduğu zenginlikler önemli rol oynamaktadır. Orta Asya coğrafyasında bulunan hayvanlar, doğa ve bitki örtüsü tüm süsleme öğelerine yansımıştır

Türk sanatında ahşap işçiliğinin ilk örnekleri, Orta Asya da

yaşayan ilk Türk kavimlerinin kullandıkları günlük eşyalarda görülmüştür. Pazırık kazıları esnasında çıkarılan Asya Hunlarına ait masa ve at koşum takımları, ongun adı verilen totemlerde, çadır direklerinde, yular süslerinde, doğa ve doğaüstü hayvan figürlerinde ahşap işçiliği kullanılmıştır.

İslamiyeti kabul etmeleriyle Türkler, kendilerine özgün sanat anlayışlarını İslam dinine uygun geliştirmişlerdir. İslamiyeti kabul etmeden önceki severek uyguladıkları canlı varlık figürleri ile islamiyeti kabul ettikten sonra dinin gerektirdiği yönde bitkisel ve geometrik süslemelerin kullanıldığı eserler meydana getirmişlerdir. Özellikle minber, mihrap, rahle, vaaz kürsüsü, sanduka ve mimariye bağlı olan tavan kirişleri, sütun başlıkları, pencere ve kapı kanatlarında bu süslemelere rastlanmaktadır. (Alpaslan,1986:185)

Anadolu Selçuklularının mimariye bağlı olan süslemeye büyük önem vermeleri, Selçuklu ahşap işçiliğinin gelişmesine yol açmıştır. Selçuklulardan günümüze kalan ahşap eserlerde geometrik desenlerin yanı sıra bitkisel motifler kullanılmıştır. Süsleme, hemen göze çarpan bir özellik olup, bu dönemde yapılmış orijinal olduğu düşünülen nakışlar, Rumî denilen figürlerden, daha natüralist çiçek ve yapraklar veya geometrik şekilli kompozisyonlardan meydana gelmiştir.

Özellikle Selçuklu Devri ahşap camilerinde rutubetinde etkisiyle kısa zamanda kerestenin bozulduğunu göre dönem sanatçıları malzemeyi hem çürümekten korumak hem de güzel göstermek amaçlı boyama gereği duymuşlardır (Arseven,1978:109). Orta Asya'dan

(30)

günümüze kadar ulaşmış olan ahşap sanatı çoğu zaman benzer özellik gösterip kimi zamanda farklılaşarak günümüze ulaşmıştır. Selçuklu ahşap işçiliği bu dönemde daha çok kündekari tekniği üzerinde sedef, bağa ve fildişi gibi maddeler kullanılarak, kakma tekniğinde örnekler verilmiştir (Öney,1992:53). Ancak sanatı ve sanatçının karşılaştığı içerik ve malzeme problemleri yüzünden eserleri motif, renk ve malzeme olarak özgünlüğünü kaybettiği görülmüştür.

Selçuklu ahşap işçiliği geometrik bezeme ağırlıklı olup, Xlll. yüzyıl eserlerinde bitkisel süslemelerde yaygın olarak kullanılmıştır.

Selçuklu döneminin mimariye bağlı ağaç işçiliğindeki zenginliği Osmanlı döneminde yerini sadeliğe bırakmıştır. (Alpaslan,1986:23)

Osmanlı döneminde, 18.yy. sonuna kadar pek çok yapılmış olan rahle, Kur’an kabı, kavukluk, sehpa, çekmece gibi eserlerde değişik biçimler, teknikler ve süsleme motifleri kullanılmıştır. Yapıştırma yoluyla yapılan ahşap işlerinin bazılarında değerli taşlarda kullanılmıştır. Ev eşyaları Edirnekari tekniği ile süslenmiştir. Bu teknik; altın, yaldız, yeşil ve kırmızı renklerin boyanması sonucu elde edilmiştir.

(31)

BÖLÜM III

AHŞAP SANATINDA KULLANILAN TEKNİKLER

Osmanlı devri ahşap işçiliği teknik alanında büyük yenilikler getirmemiş ancak değişik bir üslup oluşturmuştur. Özellikle ceviz, elma, armut, sedir, abanoz ve gül ağaçları ile yapılan bu malzemelerde çeşitli teknikler kullanılmıştır.

A- KÜNDEKARİ TEKNİĞİ 1. Hakiki Kündekari Tekniği 2. Taklit Kündekari Tekniği

a. Çakma ve kabartmalı kündekari tekniği

b. Tamamen çakma ve yapıştırma kündekari tekniği c. Tamamen kabartmalı kündekari tekniği

B- OYMA TEKNİĞİ

1. Düz satıhlı derin oyma 2. Yuvarlak satıhlı derin oyma 3. Çift katlı kabartma

4. Eğri kesim C- KAFES TEKNİĞİ D- AJUR TEKNİĞİ

E- AHŞAP ÜZERİNE BOYAMA TEKNİĞİ (Edirnekari) F- SEDEF VE KAKMA TEKNİĞİ

3.1. KÜNDEKARİ TEKNİĞİ

Minberlerin yan aynalık1arında,kapı ve pencere kanatlarında uygulanan bu teknik, büyük ustalık gerektirir. İslam sanatında en erken örnekleri Mısır, Halep ve Anadolu'da görülmektedir (Öney, 1992:138).

Ahşap minberlerin kapı,merdiven korkulukları, şerefe altları ile yan aynalıkların alt kısımlarında boydan boya uzatılmış ve genellikle dörtgen

(32)

prizmasını andırır şekilde hazırlanmış, dayanıklı ağaçların kullanımıyla minberin çatısı kurulur, bu çatının yüzeyine dayanıklı sert ağaçlardan yapılmakla beraber, zamanla kuruyup çatlamaları önlemek için küçük parçalarla doldurulur. Bu tekniğe ‘Kündekari Tekniği’ denir.

3.1.1. Hakiki kündekari tekniği

Çeşitli geometrik parçaların birbirine geçmesiyle oluşmuş ve bu sayede yapıldıkları andan günümüze gelene kadar, ahşabın üzerinde ayrılmalar ve yarıklar olmamıştır. Bu teknikte tahta parçalarının suları, damarları birbirine karşıt koyularak birbirlerinin nem ve ısılarından etkilenmeleri engellenmiştir. Bu sebepten, hakiki kündekari ile yapılan ahşap eserler günümüze bozulmadan ulaşmıştır.

3.1.2. Taklit (yalancı) Kündekari tekniği

Yapılış tekniğine göre üç grupta incelenir.

3.1.2.1. Çakma ve kabartmalı kündekari: Ayrı ahşap blokların

yan yana getirilmesi ile tamamlanır. Bu ahşap blokların içi sekizgen, baklava ve yıldız şekilli bölümler kabartma halinde işlenmiştir. Bu çıkıntılı yüzeylerin arasına, geometrik kafesi oluşturan kirişler çakılmıştır. Görünüşte hakiki kündekariden güç ayrılır. Sekizgen, yıldız ve baklavalarda çivi yoktur. Aradaki çıtalar çivilerle tutturulmuştur. Ahşap blokların kuruyup küçülmesi halinde boydan boya yarıklar oluşur (Özel,1992:63).

3.1.2.2. Çakma ve yapıştırma kündekari: Taklit kündekari

çeşitlerinden daha az işçilik isteyen bir tekniktir. Yıldızlar, sekizgenler, baklavalar ve geometrik kafesi meydana getiren ahşap kirişler, ahşap bloklar üzerine çakılmıştır. Ancak geometrik kafesin içindeki parçalarda zamanla dökülmeler olmaktadır. Ahşap blokların kuruyup küçülmesi İle bloklar arasında ayrılmalar olur.

(33)

3.1.2.3. Tamamen kabartmalı kündekari: Bu teknik oldukça sık

kullanılmıştır. Yıldızlar, sekizgenler, baklavalar ve kafes aynı ahşap bloğun kabartması olarak yapılmıştır. Kabartmalar çok yüksek değildir. Yine bu teknikte de ahşabın kuruması halinde, ahşapta ayrılmalar olur.

3.2. OYMA TEKNİĞİ

Ağaç, tahta veya taş yüzeylerde kesici aletlerle süsleme amaçlı yapılan tekniğe ‘oyma tekniği’ denir.

Dört gruba ayrılmıştır.

3.2.1. Düz Satıhlı Derin Oyma

Ahşap yüzeyi düz bir görünüm oluşturur, motifler yüzeyden derin oyma ile belirtilir.

3.2.2. Yuvarlak Satıhlı Derin Oyma

Bu teknik genlikle kitabelerde, yazılarda ve arabesklerde yaygın olarak kullanılmıştır. Kabartmalar, engebeli yuvarlak bir yüzey oluşturarak işlenmiştir. Bazı örneklerde kabartmaların yüksek olması ajur işçiliği etkisi yaratır.

3.2.3. Çift Katlı Kabartma

Özellikle kitabelerde ve yazılarda uygulanmıştır. Genellikle altta kalan, arabeskleri oluşturan dekor düz satıhlı derin oyma ile üstteki yazı dekoru ise yuvarlak satıhlı derin oyma ile kullanılmamıştır.

3.2.4. Eğri Kesim

(34)

3.3. KAFES TEKNİĞİ

Ahşap kirişlerin geometrik şekiller oluşturacak şekilde bir araya çakılması ile oluşur. Genellikle minber korkuluklarında uygulanmıştır.

3.4. AJUR TEKNİĞİ

Bu tekniğin örnekleri daha çok rahlelerde ve minber kapılarının taçlarında görülmektedir. Ahşap yüzeyler dantel gibi delikli bir şekilde oyulur.

3.5. AHŞAP ÜZERİNE BOYAMA TEKNİĞİ (EDİRNEKARİ)

Camii ve mescitlerin ahşap sütun başlıkları, konsollar, tavan, saçak, mahfil ve kirişlerinde uygulanmıştır. çoğu aşınmış olan bu süslemeler genelde aşı boyası ile yapılmıştır. Lacivert, kırmızı, beyaz, sarı, altın yaldız vb. renklerle simetrik biçimde lotus, palmet, rumi, meandr (akarsu), rozet, nar çiçekleri ve yapraklar kalem işi olarak işlenmiştir.

3.6. SEDEF VE KAKMA TEKNİĞİ

Maden veya ağaç üstüne oluklar açıp, içine değerli taş, cam maden ve sedef parçaları döşenip çakılır ya da yapıştırılır. Düz bir yüzey oluşması için özel olarak zımparalanır.

Süslemede, oyma ve kakma teknikleri bir arada kullanılır. Genellikle geometrik desenli bir süsleme türüdür.

(35)

BÖLÜM IV

AHŞAP SANATINDA UYGULANAN KOMPOZİSYON VE MOTİFLER

KOMPOZİSYONLAR Geometrik Kompozisyon Madalyonlu Kompozisyon Çubuklu Kompozisyon Sembolik kompozisyon Rozetler MOTİFLER A. Bitki Motifleri 1.Çiçekler ve yapraklar Hatailer

Somut yaprak ve çiçekler Palmetler, Lotuslar) 2.Ağaçlar ve otlar B. Figürlü Motifler 1.İnsan figürleri 2.Hayvan figürleri Rumiler Münhaniler

Soyut ve sembolik figürler

C- Geometrik Motifler 1.Ağlar 2.Geçmeler D.Yazı Süslemeleri E.Karmalar 1.Tabiat öğeleri Bulutlar

Ay, güneş, yıldız vb. Dağlar, ırmaklar vb.

(36)

Camii, ev vb.

2.Çeşitli eşyalar (Alpaslan,1986:199)

4.1. KOMPOZİSYONLAR

4.1.1. Geometrik Kompozisyon

Süslemede kullanılan geometrik biçimler, iki boyutlu uyumlu biçimlerdir. Düz, kırık, kıvrık çizgiler yardımı ile oluşturulur.

Geometrik süslemeler genellikle iki şeritli basit geçmeler, yıldız örnekleri ve düzenli-düzensiz çokgenlerin meydana getirdiği çeşitli kompozisyonlardan oluşmaktadır.

Ankara minberlerinde iki şeritli geçmelerle oluşturulan basit geometrik kompozisyonlar iki şekildedir. Birincisi, iki ince şeridin arasında boşluk meydana getirmeyecek şekilde sık aralıklarla kesişmesi sonucu oluşan formlardır.Bu tip geçmeler süslemede daha çok bordürler arasında sınırlayıcı olarak kullanılmıştır.yazı bordürlerinin dışında yıldız kompozisyonları yer alır. Bir diğer geçme örneği ise şeritlerin aralarında geniş boşluklar kalacak şekilde kesişmesiyle oluşturulan daha gelişmiş kompozisyondur(Bakırer,1969:89). Zeminde meydana gelen altıgenler eş büyüklükte olup, içleri dairesel birer rozet ile doldurulmuştur. Selçuklularda birbirine geçme yapan geniş şeritler yazı ile kullanılmıştır. Yine hasır örgüye benzer kompozisyonlarda bulunmaktadır. Özellikle Selçuklu örneklerinde ince bordür halinde örgü şekilleri görülmekte, bu örneklerde dört şerit yerine üç ince şerit birbirine ilmeklenerek kompozisyonlar meydana getirmektedir.

Ankara minberlerinde görülen yıldızlı geometrik kompozisyonların en basiti ‘dört köşeli yıldızlardan’ oluşan kompozisyonlardır.

4.1.2. Madalyonlu Kompozisyon

Geometrik kompozisyonlardan biride sayılan madalyonlar; Selçuklu ve Osmanlı döneminin süslemelerini oluşturur. Çizgiler daha

(37)

ince, motifler zengindir. Yuvarlak madalyonlar içleri rumi ile süslenmiştir. Elips kompozisyonların içinde daire, rumi ve hatailerle bezenmiş, yıldız, beşgen, küçük baklava madalyonlar kullanılmıştır.

4.1.3. Çubuklu Kompozisyon

Kompozisyonlarda; çizgi yapıları ve bu çizgilerin karakterleri, geometrik birimlerin dizilişi ile yerleşim açıları oluşturur. Selçuklu minberlerinin motif sıralanışında bağlayıcı unsur olarak ortaya çıkar.

4.1.4. Sembolik Kompozisyon

Süsleme unsuru olarak kullanılan sembolik kompozisyonların başlangıcı Sümer ve Hititlere kadar uzanmaktadır. Işıkları gösteren sekiz kollu kuşla temsil edilen; tanrı-güneş,Gamalı haç(Kasırganın ve rüzgar tanrılarını gözü ile sembolize edilir), İbrik, en çok İslamiyet’ten sonra temizliği sembolleştiren bir motif olarak kompozisyonlarda yer almış, aslan, kuvvetin ve cesaretin sembolü olmuştur.

4.1.5. Rozetler

Dairesel anlatımları olan bu örneklerin bazıları yerlerine göre sembol olmuşlardır. Süslemede kullanılan pek çok şekilleri vardır. Orta Asya Şamanlarında kuş ve gezegenleri sembolize eden rozetler vardır. Türk mitolojisinde de evreni, hayatı,gök ve gezegenleri sembolize eden rozetlere rastlanır. (Süsleme resmi ders notları)

(38)

4.2. MOTİFLER

4.2.1. Bitki Motifleri

1.Çiçekler ve yapraklar

Türk süsleme sanatında çok çeşitli motif ve kompozisyonlar kullanılmıştır. Türk süslemesinin zenginliği, hangi malzeme ve teknik üzerinde olursa olsun sade bir güzellik içindeki motiflerinin çeşitliliği ve estetik yapıya sahip oluşundandır. İslam dini figürlü resim ve heykeli yasakladığı için, süsleme sanatçısı bu alanda motifleri stilize etme yoluna gitmiştir. Kullanılan motifler genellikle çiçekler, yapraklar ve dallardan oluşan bitkisel bezeme motifleridir.

Hatayıler (Hatai); Çin ve Orta Asya’nın etkisi altında oluşan, çoğu kez kökeni belli olmayacak derecede stilize edilmiş çiçek ve yaprakların girift desenleridir. Hemen hemen hepsinde büyük simetri hakimiyeti göze çarpar.Özellikle rumilerle oluşan kompozisyonlar görülür.

Hatayi; çiçeklerin dikine kesitinin anatomik çizgilerinin üsluplaştırılmasıyla ortaya çıkan şekillerdir.En yaygın kullanıldığı dönem ise Anadolu Selçukluları dönemidir. (Türk Süsleme Sanatı Ders Notları)

Penç; Hatayi grubundan penç ismiyle bilinen bu motifler bitki kaynaklı olup,herhangi bir çiçeğin kuşbakışı görüntüsünün stilize edilerek çizilmesidir.

Palmetler; bitkisel süslemede en çok kullanılan motiflerin başında gelir.Ankara minberlerinde görülen palet motifleri, bitkisel süslemelere bağlı olarak çeşitlilik gösterir.Genelde klasik tarzda üç yapraklı palet formları kullanılmıştır.Palmetlerin orta yaprakları kısa ve sivri simetrik düzende yerleştirilen yan yapraklar ise hafifçe aşağı doğru kıvrıktır. Laleyi hatırlatan palmet motifleri, Ankara Aslanhane caminde görülmektedir. Yaygın olmamakla birlikte beş yapraklı palmet örnekleri de bulunmaktadır.

(39)

Lotuslar; Ankara Aslan hane caminde görülmektedir. Mihrabın kavsara altındaki yazı kuşağının alt ve üst kenarını sınırlayan ince şeritlerle doldurulmuş alçı üzerinde lotus ve palet motifleri vardır.Uzunca bir sap üzerine oturan uçları yukarı kıvrık iki yan kola ve ortada küçük üçgen bir yaprağa sahip lotusların yan yaprakları birbirleri ile birleşerek palmetleri içine alır.Bitkisel süslemeleri oluşturan palmet-lotus motifleri değişik malzemeler üzerinde zengin çeşitleriyle karşımıza çıkar. (Arseven,1984:207)

Aslanhane Camii; iç mimarisi ile dönemin en güzel örneklerinden biridir. Geometrik geçmeler halinde yapılmış, minberde kıvrık dal ve yaprak motifle bütün yüzey süslenmiştir. Yıldız, üçgen, beşgen ve sekizgen şekillerde geçmeler, yan merdiven altında büyük bir üçgen pano meydana getirmektedir. Merdiven ve gerek hutbe mahallinin altı iki sıralı bordürlerle panolara birleşmiştir. Minberin en altındaki rumi ve palmetlerle süslü kemer köşe dolguları üzerinde bulunmaktadır. Köşelerde balık pulu motifleri bulunmaktadır. Anadolu Selçuklu sanatının en sevilen motiflerinden biri olan ve kıvrılma, dallanma, ara bağları veya yardımcı motiflerle bağlanma ve birbirini kesme, düğümlenme gibi kompozisyonlar oluşturan rumiler soyut süsleme sanatında da kullanılmıştır.

2.Ağaçlar ve otlar

Ahşap üzerine yapılan, genellikle bordürleri üzerinde görülen kıvrımlı dallar, ‘S’ şeklinde uzayıp giden ve birbirini kesen yumuşak biçimdeki helezonlardır.

Birçok kompozisyonda kıvrımlı iri yaprakların iri yaprakları sardığı da görülmektedir. Osmanlı sanatında gül motifine çok önem verilmiş, buna karşılık lale motifinin aynı şekilde kullanılmıştır.

Selçuklu sanatında zarif ve ince kıvrımlı dallar görülürken, XVIII. yüzyıl örneklerinde artık kalın kıvrım dallar kullanılmıştır. Kalın ve kısa saplarda yer yer düğümler olup kullanılan yapraklar düz ve basit biçimli,

(40)

bazen kılıç gibi uzun sivri, bazen yuvarlak uçlu küçük şekiller görülür. Sivri uçlu hançer gibi kıvrılan ve birbirini kesen, geniş uzun ‘hançer yapraklar’ devrin özelliğidir.

Yapraklar kıvrım dalların üzerinde, genellikle yandan görünür şekilde yapılmış olup, lale, gül, nar çiçekleri ile hataileri kucaklar. Aralarına filizler, tomurcuklar yerleştirilmiştir. Bu tür motif özelliklerine Ankara camileri minberlerinde rastlanmaktadır.

4.2.2. Figürlü Motifler

1.İnsan figürleri

Selçuklu süsleme sanatında, zaman zaman insan figürlerine rastlanır. Stilize hayvan figürleri ise daha çoktur.’Rumi’ denilen, filiz ve yaprak biçiminde stilize hayvan motifleri daha çok kullanılmıştır. İlk dönemlerde madenler üzerine işlenmiş olarak karşılaşılan stilize hayvan figürleri, bu motiflerin kaynağını oluşturur.

2.Hayvan figürleri

Münhaniler; daha çok Selçuklulara özgü motiflerdir. Rumilerin ayrıntılarının yan yana yada arka arkaya, belirli bir biçim içinde sıralanmasıyla oluşurlar. Bu motifler Anadolu’ya özgüdür. Özellikle kitap süslemelerinde kullanılan motiflerdir.(Erdem,1998:56)

Rumiler; süslemenin ana unsuru olan motifler bezeme sanatının temelini oluşturur. Bezeme sanatının hemen hemen her dalında Kullanılan ’rumiler’ taş, çini, ahşap, kumaş ve kitap sanatları gibi süsleme alanlarının öğesi olmuştur. ’Anadolu’ anlamına gelmektedir.Çoğu kez hayvanları, kuvvet, bereket, kötülük, iyilik gibi çeşitli kavramları sembolize etmektedir. Stilize ve yarı stilize şekillerde ele alınarak işlenmiştir.Selçuklu sanatındaki rumiler genellikle kuş görünümlü olup tek başlarına olduğu kadar hatai eşliğinde de kompozisyonlar oluşturmaktadır.Tek kıvrık dal üzerinde veya palmetlerle birleşerek

(41)

kompozisyon oluştururlar.Bazen bir dal üzerinde yer alan Rumiler,daha geniş alanlarda kompozisyonlar meydana getirmektedir.Rumi motiflerden oluşan süslemelerin en basit ve yaygın olanı ‘rumilerin bir dal üzerinde zikzak veya yılankavi hatlarla sıralanmasıdır’.(Bakırer,1998:97)

Rumi motif türü ince olmayan kıvrık dalların birbirine bağlı simetrik kompozisyonları halinde veya kenar sularında 'şemse' dediğimiz oval formlardaki madalyonların içinde ve dolgu motifleri olarak kullanılmıştır. Motifler ince kıvrık dallarla birbirine bağlanarak çeşitli kompozisyonlar oluşturur.

Rumi ve kıvrım dal motifleri geniş yüzeylerde Ankara Aslan hane caminde görülmektedir(fotoğraf no:9). İnce kıvrım dallar ve bunlara ince saplarla bağlanan Rumiler, daireler çizerek bütün yüzeye yayılmıştır. Anadolu Selçuklularında iyice sadeleşip sap haline geldiği veya daha fazla sapın birbirine geçmesi ile basit sarmaşık kompozisyonlarının kullanıldığı görülmektedir.Bu şekildeki çiçek motiflerine ilk Ankara Aslan hane camii ahşap süslemelerinde rastlanır.(Yetkin,1993:149)

4.2.4. Geometrik Motifler

Asya ve Anadolu kaynaklı motifler olarak iki temel kaynağı vardır. Geometrik motiflerin sistemli bir biçimde düzenlenmesiyle çeşitli ağlar ortaya konulur.Kapalı geometrik sistemlerde motif kendi sınırları içinde bitmiş ve bütünlenmiştir.Açık geometrik sistemlerde ise sınırlama yoktur.

4.2.5. Yazı Süsleme

Selçuklu ve Osmanlı sanatında yazı süsleyici özellik kazanacak biçimde güzelleştirilmiş ve bu amaçla kullanılmıştır. Selçuklular ‘Kufi’ ve ‘Nesih’ yazı tipini benimsemiştir. Kufi yazı tipinde yapı; dik, kısa ve kalındır. Nesih yazıda; köşeler yuvarlaklaşmıştır.

(42)

4.2.6. Karmalar

Orta Asya kaynaklı bulut, şimşek gibi motiflerle, güneş , ay, yıldız gibi daha çok sembolik anlamlar da kullanılan motifler diğer süsü motiflerinin yanında yer alır.Stilize eşyalarında süsü motifi olarak pek çok süsleme alanında kullanıldığı görülür.Vazolar içinde buketler, tabaklar içinde meyveler kullanılmıştır(Alpaslan,1986:202)

Süsleme sanatlarında motif ve kompozisyon biçimlerinin aynı dönemde yapılmış çeşitli tekniklerdeki diğer süsleme ve el sanatlarında da benzer olarak görülmesi ve değişmeden kullanılması motif ve kompozisyon bakımından ortak bir bezeme sanatının var olduğunu göstermektedir.

Minberler, camilerde çok önemlidir. Tamamen ahşap olan minberler ahşap işçiliğinin en ilginç örnekleridir. Anadolu'da Türk-İslam sanatında camii içlerini süsleyen ve bu yapılara değer kazandıran ahşap minberler orijinal örneklerdir. Ahşap minber geleneği Osmanlı sanatında giderek azalmıştır. Ahşap minberlerin kapı söveleri, merdiven korkulukları şerefe altları ile yan aynalıkların alt kısımlarında boydan boya uzatılmış ve genellikle dikdörtgen prizmasını andırır şekilde abanoz, ceviz, armut gibi sıcağa rutubete dayanıklı sert ağaçların kullanılmalarıyla, minberin çatısı kurulur. bu çatının yüzüne de yine dayanıklı ve sert ağaçlardan yapılmakla beraber, zamanla kuruyup, çatlamalara karşı doldurma gereklidir.

Ankara'da bulunan ahşap eserlerin ve özellikle ahşap minberlerin çokluğu ve bu eserlerde görülen çeşitlilik Ankara'yı ahşap işçiliği bakımından zengin kılar. Ankara'daki ahşap minberler, yapılmış oldukları dönemlere ve teknik biçimlerine göre farklılık gösterir. Ankara minberleri ağaçtan oyma olarak yapılmıştır. Ağaç işçiliği denilince ilk akla gelen eserler Ankara minberleridir.

XIII. yüzyıl özelliği gösteren Ankara minberleri üzerinde kitabelere de rastlanmaktadır (Demiriz, 1997:41 ).

(43)

Ankara'nın en eski ve en güzel minberi Aslanhane camii minberi ağaç oymacılığı bakımından tek örnektir. İyi korunmuş, zarif bir eserdir. Kündekari tekniği ile yapılmış olan minberde bütün yüzey Rumiler, kıvrık dal ve yaprak motifleri oyularak bezenmiş, merdiven altındaki yan aynalık yüzlerini, yıldız, üçgen, beşgen ve sekizgen biçimindeki küçük geçme parçaları doldurmaktadır. Bunların çevresini ve çevre altı panolarını iki sıra zengin bezenmiş bordürler dolaşmaktadır. Minber üzerindeki üst üste iki kitabede, Ebu Bekir'in oğlu Mehmet tarafından yapıldığını yazmaktadır. Aslanhane Camii’ndeki ince ve zengin geometrik kafes tekniği; Ankara Kızıl bey Cami ve Çorum Ulu Camii minberleriyle benzer özellik göstermektedir.

Aslanhane Camii merdiven korkulukları ve kapı çerçevesini meydana getiren oymalarla birlikte, yuvarlak kenarlı oymalara rastlanılan bir örnektir. Bütün bu oyma tarzları Selçuklu devri ağaç oymalarının hepsinde vardır. Ankara yapıları minber örneklerinde süsleme tekniği farklı olup taklit kündekari biçiminde uygulanmıştır. XVII. ve XVIII. yüzyıllara ait Ankara minberleri, çiçekli ve ahşap işçilikleri bakımından zenginlik katmıştır.

XVII. ve XVIIl. yüzyıl eserlerinin birçoğunda ahşap minberler yenidir. Ankara camilerinin bazılarında kendi devrinden kalma orijinal boyalı ahşap minberlere rastlanır. Maalesef tamir ve bakımsızlık sonucu bugün bu minberler ve boyamaları iyi durumda değildir. Ankara ahşap üzerine boyalı minberler bakımından Anadolu Türk sanatının önemli bölümünü oluşturur.

Ahşap minberler camilerin dışında yapıldıktan sonra, taşımaya elverişli oldukları için süslemeleri değiştirilmiş ve boyanmıştır.

Sütünceler; Ankara camilerinde daima kullanılmıştır. Mihrap nişlerinin iki kenarında yer almaktadır. Hepsi kenar bordürleri İle aynı hizada olup ince bir silme ile nişe bağlanmaktadır. Sütuncelerin yarısı nişin köşelerine gömülüdür. Sütünce yükseklikleri nişin yüksekliğine bağlı

(44)

olarak mihrabda mihraba değişmekte ve kavsara hizasına kadar yükselmektedir. Ankara sütuncelerinde başlık mutlaka kullanılmıştır. Başlıklar genlikle gövdeden geniş ya da aynıdır. Dönemler göre bu başlıklar farklılık gösterir. Ankara'da sadece 1290 tarihli Aslanhane Camii mihrabı sütuncelerinde bu tür başlık kullanılmıştır. Alçı olan başlıklar alçak kabartma bitkisel motiflerle süslüdür. Bu tür başlıklar Anadolu'da tercih edilmemiştir.

Gövde; Ankara mihraplarında farklılık gösterir. Aslanhane Camii mihrabı silindirik gövdeli sütüncelere sahiptir. Gövdesi geniş ve kısadır. Kaideler üzerinde yükselen gövdelerin alt bölümleri daha geniş olup, başlıklara doğru daralmaktadır. Yüzeyleri kabartma motiflerle süslenmiştir.

Devrin en önemli örneklerinden biridir. Süsleme kompozisyonları şekil ve üslupta önemli yer tutar. Minber, tavan, kapı, pencere ve sütunlar ince ve zengin ahşap işçilik sergiler. Sütunlar silindirik, gövdeler genlikle sadedir. Sütun başlıkları alçı ve tek tiptir. Süsleme yazı ve kompozisyon geometrik ağırlıklıdır. Bitkisel süslemelerde zaman zaman yer almaktadır. Rumi, palmet ve kıvrımlar kullanılmıştır(Demiriz,1997:49).

Çeşitli dönemlerde ahşap oyma işçiliği ağırlıklı Ankara camileri teknik ve süsleme bakımından tam bir bütünlük oluşturur. Bazı benzer özellikler için ise tek bir ustaya ait olduğu düşünülmektedir.

Sanat ve süsleme sanatları tarih öncesi çağlarda benzer olgular etrafında gelişmişse de giderek toplumları, daha doğrusu insanların topluluk olma ve toplumsallaşma süreçleri ile birlikte, yaşadıkları coğrafyalar, ekonomik araçları kullanmaları, toprağı ekip biçmeye başlamaları, göçebe toplumdan yerleşik hayata geçmeleri ile birlikte süsleme sanatlarının gelişimi her topluma göre farklı süreçler izlemiştir. Bu farklılaşıp toplumsal dinamiklerden kaynaklanmaktadır.

Türk Süsleme Sanatları da bu süreçlerden ayrı düşünülemez. Türk süsleme sanatları, Türklerin Orta Asya’da varlık gösterdikleri dönemlerle

(45)

birlikte gelişme göstermiştir. Bu süreçte diğer toplum dinamiklerinde olduğu gibi coğrafya, kültür, din, mitoloji, ekonomi ve inançların etkisi büyük olmuştur.

Özellikle sanatın ve süsleme sanatlarının doğuşu ve gelişmesinde coğrafyanın önemli bir etkisi vardır. Yaşanan coğrafya ve o coğrafyanın sunduğu olanaklar aynı zamanda süsleme sanatlarının da temel taşını oluşturmaktadır. Türklerin Orta Asya bozkırlarında göçer yaşam tarzları süsleme sanatlarına olduğu gibi yansımıştır. Orta Asya coğrafyasında bulunan hayvanlar, doğa ve bitki örtüsü tüm süsleme öğelerine yansımıştır. Aynı şekilde hayvancılıkla geçinen Türkler, konar göçer yaşamın gereği çevrelerinde bulunan hayvanları konu edinmiş ve güçlü bir hayvan kültü ortaya çıkmıştır. Özellikle göçerlerin ihtiyaçlarından kaynaklanan dokuma sanatları büyük bir çeşitlilik göstermiştir.

Türklerin Orta Asya’daki inançları da süsleme sanatlarının gelişmesinde en önemli role sahiptir. Türklerin İslamiyet öncesi Manicilik, Gök Tanrı Dini, Şamanizm, Budizm gibi inanç sistemlerinden beslendikleri belgelerle kanıtlanmıştır. Bu inançlar ve bu inançların getirdiği bir dizi ritüel ve tapınma biçimleri sanala direkt olarak etki etmiş, pek çok inanışı günümüze dek taşımıştır. Aynı zamanda dini inanışlarla koşut giden mitler ve efsaneler de süsleme sanatlarının günümüze gelmesinde önem taşır. Özellikle Altay, Yakut, Kırgız ve Uygur Türklerinin yaratılış mitleri süsleme sanatlarında zengin motif dağarcığının oluşmasında etkili olmuştur.

Ortaçağ Anadolu’sunda Selçuklular bir sanat üslubu yaratmışlardır. Bu üslupta mimari elemanların konstrüksiyonu kadar, süslemeyi oluşturan konu ve motif birlikteliği de önem kazanır.

Mimaride üslubu meydana getiren plan, yapının ayakta durmasını sağlayan unsurlardan, yapının örtülme tarzından çok süslenme prensipleri, süsleme unsurları, süsleme motifleridir.

(46)

Anadolu Selçuklularında çok zengin bir motif dağarcığının bulunduğu ve kullanılan süsleme elemanlarının bölge, malzeme ve teknik farklılıklara karşın benzerlik ve süreklilik gösterdiği bilinmektedir.

Teknik değişmekle beraber aynı tezyini motiflerin tekrarlanması, bu motiflerin şekillendirilmesindeki kuvvetin kaynağına işaret eder. Bu da Anadolu Selçuklularının süsleme motiflerinde, uzun yüzyılları kapsayan bir üslup oluşturduklarının kanıtıdır.

Anadolu Selçuklularının konu şeması oldukça zengin örnekler sunar. Kuşkusuz bu zengin biçim ve motif birikiminin, geçmiş kültür ve kavimlerin katkısı ile oluştuğu söylenebilir.

Bezemeleri oluşturan öğelerin yani motiflerin kaynağını tarih öncesi zamanlarda Asya’da yaşayan Türk kavimlerinin ve o devirleri izleyen dönemlere ait eski eşyalar üzerinde görülen süsleme şekillerinde bulmaktayız. Bu örgeler yavaş yavaş dinsel içeriklerini kaybederek bağımsız birer bezeme biçimi haline gelmiş ve üsluplaştırılmışlardır.

Anadolu Selçuklu süslemesinde konu şeması, diğer teknik ve malzemelerde de olduğu gibi, ahşap malzeme içinde en çok kullanım alanı bulan minberlerde bitkisel bezemeler, rûmiller, geometrik bezemeler ve dekoratif eleman olarak hat en çok kullanılan konuları oluşturmuştur.

Daha önce yapılan araştırmalardan da anlaşıldığı gibi, bitkisel bezemeler Selçuklu minberlerinde en çok kullanılan konu grubunu oluşturmaktadır. Bitkisel bezemeler genel olarak, minberler tüm yüzey süslemelerinde yaygın kullanım alanı bulmuştur. Rûmiler genellikle geometrik birimler içinde bazen tek bazen de kıvrık dal, palmet ve lotuslarla birlikte kullanılmışlardır.

Bitkisel bezemler içinde sevilerek kullanılan palmet ve lotus grubu, genellikle minberlerin yan korkuluklarında yer alan geometrik yıldız ve çokgenler içinde, devam eden iç ve dış bordürlerde ve minber kapı süslemelerinde gözlenmektedir.

(47)

Palmet motifleri genellikle içeri kıvrım yapan iki yan kanat ve bunların ortasındaki sivri tepeliği ile klasik palmet şemasını tekrarlamaktadır (Sözen; 1983: 305).

Anadolu Selçuklu minberlerinde palmet motiflerinin bazen tek başına tam palmet, bazen de yarım palmet şeklinde kullanıldığı gözlenmektedir. Bu motifler daha çok Rûmilerle birlikte değerlendirilmişlerdir. Minberlerde gözlenen palmet motifleri zengin bir bileşime sahiptir. Bazılarında içe kıvrılan yan kanatlar helezoni kıvrımlarla iki yana uzanmakta ve kanatlarda dairesel küçük tepelikler sevilerek kullanılmaktadır.

Bitkisel süslemeler içinde ele alınan bir başka grup da geçme motiflerdir. Anadolu Selçuklu konu programında önemli yer tutan arabesk motifleri Türk bezeme sanatının öz varlığını oluştururlar. Burada belirtmek gerekir ki, bazı savlara göre batıdan alındığı söylenen bu motifler yüzyıllar öncelerine dayanan ve Türk eserlerinde en çok kullanılan konu gruplarını oluştururlar.

Arabesk’in ve geometrik tezyinatın menşei meselesi tamamiyle tersi yönde çözülmelidir. Herhalde bunun hareket noktası hayvan sembolizmi gibi özellikle Sibirya ve binnetice Türk kavimleri olması gerekir. Türkler bunu Batı’dan veya İslamlardan almış değillerdir. Tam tersine olarak eğik kesit (mail makta)’ten oluşan ve sonradan ağaç ve alçıdan yapılan yuvarlak yapraklarla doldurulmuş olan bu şekilleri ilk defa kendileri yaratmış ve yalnız Batı’ya değil her tarafa ve hatta Doğu’ya Çinlilere götürmüşlerdir.

Turfan kazıları göstermiştir ki dekorlar arasında en çok Türk olan, bütün Türk eserlerinde de en çok rastlanan dekor arabesk adı verilen orijinal bezemelerdir. Samarra kazılarında da bu türlü bezemeler bulunmuştur (Demiriz,1982:12).

Geçme motiflerinin en önemli özelliği çizgilerin iç içe geçmiş olması, ayrı ve yalın organların birbirleri ile karışarak bir bütün halinde devam etmeleridir. Arabesk motifleri Selçuklu ahşap minberlerinde geometrik formların içinde çok yaygın kullanım alanı bulmuştur.

(48)

Geometrik bezemeler, bitkisel bezemelerle birlikte konu programını oluşturur. Minberlerde kullanılan geometrik bezemeler daha çok dörtgen, beşgen, altıgen, sekizgen, çokgen, yıldız ve daire biçimleriyle karşımıza çıkmaktadır. Minberlerin yan aynalık, korkuluk, süpürgelik ve şerefe altlarında sistemli dizilişleriyle sonsuza varan bir biçim şeması ve Selçuklu süslemesinin temel elemanını oluştururlar Geometrik bezemeler minberlerin ana şemasını oluştururken, bu formlar içinde arabesk dolgulu motiflerle bütünleşirler.

Dekoratif bir eleman olarak ele alınan hat, minber süslemelerinin önemli parçalarında biridir. Hat minber kapı aynalıklarında, kitabelerde ve korkuluk gerginliklerinde kullanım alanı bulmuştur. Yazılar genellikle Selçuk nesihli ve sülüsü olarak belirtmektedir. Hat bir çok örnekte dikdörtgen formlar içinde kullanılmış, bazı örneklerde hatıl bitkisel bezemelerle birlikte ele alındığı gözlenmektedir.

Minberlerde kullanılan hat, minberi yaptıranı, yapılış tarihçesini ve ustasını açıklamak gibi çok önemli bir tarihsel işlev görmenin yanı sıra süslemenin de tamamlayıcı bir unsuru olarak görülmektedir.

Nokta, çizgi ve yüzeyin oluşturdukları geometrik şekiller topluluğunun belirli ilkelere uygun olarak düzenlenmesiyle, İslam dünyasının estetik yaratmasında önemli yer tutan geometrik kompozisyonlar elde edilmiştir.

Anadolu Selçuklu ahşap minberlerinde gözlenen geometrik kompozisyonlar, tekrar, simetri ve kullanılan çizgi düzeni içinde ele alınabilirler. Minberlerde kullanılan kompozisyon düzeni ilk bakışta geometrik birimlerin karmaşık ve sonsuza giden bir yapıda olduğunu anımsatabilir.

Düz kenarlı ve köşeli şekillerle daire veya eğri kenarlı geometrik şekillerin kombinasyonlarından ortaya çıkan karmaşık kompozisyonların, özellikle üç boyutlu uygulamalarda ışık-gölge oyunları dolayısıyla dikkate değer görünüşler meydana getirdiği görülmektedir. Türk-İslam sanatında

Referanslar

Benzer Belgeler

 Ayağın yaklaşık 35° olan inversiyonu genellikle plantar fleksiyon ve adduksiyon hareketi ile birlikte olur ve varus olarak adlandırılırken;  Ayağın yaklaşık 20°

Başkan Bush tarafından telaffuz edilen, daha yeşil “Panicum virgatum” , ki m ısır temelli yakıta göre daha az petrol temelli katkı maddesi gerektirir ve her yıl yetiştiği

Anlaşılan o ki kurul, diğer tüm tarihsel çevreler gibi Kabataş'ta da yeni bir yapı için izlenecek ilkeler konusundaki belirsizliği "kıyaslama" yla aşmayı

Mahteme karaİ.r- nm kesinleşmesıne rağnen dolgu işlemi stirdiiırüllnce bu kez ok- yay ve Özkan bu iştemin tesbiti için nıahkemedoı bilirkişi tale

Anadolu’daki tarihi bilinen ilk ahşap minber ve ilk kündekâri örnek gibi özelliklere sahip Konya Alaaddin Camii minberinde (M.1155) yan aynalıklar, taht altı bölümleri ve

Bu grupta yer alan eğri kesim tekniği gerek zemin-motif ilişkisi, gerekse süslemenin bütününde ortaya çıkan sonuç itibarıyla özel bir stile sahiptir ve bu yönüyle diğer

Abdülhamide, daha efendiliği zama­ nında hulül ederek dairei samimiyetine girmiş, ve tahta çıktıktan sonra, bu ra­ bıta günden güne daha ziyade artarak,

Ağaçlar dal, gövde ve kök gibi kısımlardan oluşur ve bu kısımların özellikleri birbirinden farklıdır.. AHŞABIN