• Sonuç bulunamadı

İkinci Dünya Savaşı sonrası batı resminde endüstriyel ürünlerin resim teması olarak ele alınması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İkinci Dünya Savaşı sonrası batı resminde endüstriyel ürünlerin resim teması olarak ele alınması"

Copied!
126
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RESİM ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ

         

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI BATI RESMİNDE

ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLERİN RESİM TEMASI

OLARAK ELE ALINMASI

      Burcu BOSTANCIOĞLU İzmir 2008  

(2)

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI RESİM ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI

YÜKSEK LİSANS TEZİ  

       

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI BATI RESMİNDE

ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLERİN RESİM TEMASI

OLARAK ELE ALINMASI

 

   

Burcu BOSTANCIOĞLU

Danışman

Prof. Dr. Bedri KARAYAĞMURLAR

İzmir 2008

(3)

YEMİN

Yüksek lisans tezi olarak sunduğum “İkinci Dünya Savaşın Sonrası Batı Resminde Endüstriyel Ürünlerin Resim Teması Olarak Ele Alınması” adlı çalışmanın tarafımdan, bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

…./…./ 2008 Burcu BOSTANCIOĞLU

(4)

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU DÖKÜMANTASYON MERKEZİ TEZ VERİ FORMU

Tez No: Konu No: Üniv. Kodu: *Not: Bu bölüm merkezimiz tarafından doldurulacaktır.

Tezin Yazarının

Soyadı: BOSTANCIOĞLU ADI: BURCU

Tezin Türkçe Adı: İkinci Dünya Savaşın Sonrası Batı Resminde Endüstriyel Ürünlerin Resim Teması Olarak Ele Alınması

Tezin Yabancı Dildeki Adı: “After The World War II Industrial Products’ Being Taken In Hand As Design Theme In The West Design”

Tezin Yapıldığı Üniversite: Dokuz Eylül Enstitü: Eğitim Bilimleri Yılı:2008

Tezin Türü: 1.Yüksek Lisans(X) Dili: Türkçe 2.Doktora( ) Sayfa Sayısı: 3.Sanatta Yeterlilik( ) Referans Sayısı: Tez Danışmanının Unvanı: Prof. Dr. Bedri KARAYAĞMURLAR

Türkçe Anahtar Kelimeler: İngilizce Anahtar Kelimeler: -İkinci Dünya Savaşı -The Second World War -Endüstri Ürünleri -Industry Products

(5)

ÖNSÖZ

Araştırma süreci boyunca bilgi ve deneyimleriyle bana her türlü desteği sağlayan; katkılarını hiçbir zaman esirgemeyen, yakın ilgi ve yardımları ile doğrulara yönlendiren değerli danışmanım Sayın Prof. Dr. Bedri KARAYAĞMURLAR’a teşekkürlerimi sunarım.

Başarılı, istekli ve verimli çalışma günlerimi olduğu kadar, yoğun, sıkıntılı, zorlu dönemlerimi de benimle paylaşan öğrenim hayatım boyunca her türlü maddi manevi desteği sunan, beni daima yüreklendiren annem Türkan BANDA’ya , sevgili aileme, hocam Gürbüz YÖRÜK’e ve araştırmanın her safhasında yanımda olan ve hiçbir zaman yardım ve desteğini esirgemeyen, arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim.

(6)

İÇİNDEKİLER

Önsöz Özet Abstract Resimler Listesi BÖLÜM I GİRİŞ 1 Problem Durumu 3 Amaç ve Önem 3 Problem Cümlesi 4 Alt Problemler 4 Sayıltılar 5 Sınırlılıklar 5 Tanımlar 6 BÖLÜM II İLGİLİ YAYIN VE ARAŞTIRMALAR 13 BÖLÜM III YÖNTEM 15

(7)

Araştırma Modeli

Evren ve Örneklem

Veri Toplama Araçları

Veri Çözümleme Teknikleri

BÖLÜM IV

4. 1. Resim Sanatında Tema Olgusu 17 4. 2. Endüstri Devrimi ve Sanata Etkileri 21

4. 3. 1. Endüstri Ürünlerine Sanatsal Yaklaşım ve Bauhaus 25 4. 3. 2. Endüstriyel Ürünlerin II. Dünya Savaşı’na kadar olan Süreçte Batı

Resmindeki Yeri 30 4. 3. 2. 1. Teknik Olarak Ele Alınması

a. Collage 32 b. Assemblage 35 c. Montaj Sanatı 39 4. 3. 2. 2. Sanat Anlayışı Olarak Ele Alınması

a. Dada 42

b. Konstrüktüvizm 48

c. Sürrealizm 50

d. Fütürizm 54

4. 4. Endüstriyel Ürünlerin II. Dünya Savaşı’ndan Sonraki Süreçte

Tema Olarak Ele Alınması 59 4. 4. 1. Nouveau Realizme (Yeni Gerçekçilik) 61 4. 4. 2. Yeni Dada 65 4. 4. 3. Pop Art tan Günümüz Batı Resmine Geçiş 70

BÖLÜM V

(8)

ÖZET

Bu çalışma, Modernizmin kendisini yoğun olarak hissettirdiği Endüstri Devrimi’nden günümüze kadar geçirilen süreçte, endüstriyel ürünlerin sanat yapıtlarında resimsel tema olarak kullanımının araştırmasıdır. Bu çalışmanın konusunu ve ortaya koyulma gerekçesini belirleyen endüstriyel ürünlerin estetik öğe olarak kullanılması, Modernizm ve sanat hareketleri bağlamındaki ilişkisi problem cümlesini oluşturmaktadır: “ Sanatsal imgelerin oluşumunu etkileyen, yeni dönem ve çağdaş akımların ortaya çıkmasında etkili olan İkinci Dünya Savaşı Sonrası Batı Resminde endüstriyel ürünlerin önemi nedir?”

Giriş bölümünde konunun gidiş hattını belirleyen bu kilit soruyla araştırmaya yön verilmekte ve problem durumu açıklanmaktadır.

Bulgular ve yorumlar kısmını kapsayan dördüncü bölümün ilk aşamasında Resim Sanatında Tema olgusu, Endüstri Devrimi ve Sanata Etkileri, Endüstri Devriminin Batı Resmine Olan Etkileri, Endüstri Ürünlerine Sanatsal Yaklaşım, Modernizm ve Sanatsal Alandaki Değişimler, Endüstriyel Ürünlerin Batı Resminde Tema Olarak İşlenmesi başlıklı konular ele alınmaktadır.

Dördüncü bölümün ikinci aşamasında; Endüstriyel Ürünlerin Batı Resminde Tema Olarak İşlenmesi ve Endüstriyel ürünlerin II. Dünya Savaşı öncesi sanat akımlarına etkisinden söz edilmektedir.

Araştırmanın son basamağında yer alan sonuç bölümünde geçmişten bugüne sanat objesi olarak kullanılan endüstri ürünlerinin ortaya çıkarmış olduğu yenilikler ele alınmaktadır.

(9)

ABSTRACT

This study’s aim is to research the being called as artistic material and the using of the industrial products as artistic material in the work of art in the period which is from industry reform to present. To put forward the conceptual message which is produced in view of this idea is another aim. The last aim of this study is to put forward the using of the ındustrial products,which defines the study’s subject and the reason of the being carried out of the study,as an aesthetic work and the key question which is related to relationship between modernism and art movement. During the transformation of the Works which is produced in the period of the modification of industrial products to aesthetic work,to an Icon.From which stages did the art pass?

In the abstract,with this key question which defines subject’s progress research is directed and problem situation is explained.

In the fourth part’s first stage The Subjects phenomonon on art, which includes the part of findings and comments, The industry reform and its effects on art, The industrial products on art and Bauhaus, Industrial products’ effects on art movement before the second world war; under these headships, this subjects are explained.

In the fourth part’s second stage; Art movement,which emerged with the affection of industrial products on art movements after the war, and this art Works which is created in conceptual frame,conduction problem is touched upon.

İn the results section of the research novelties and problems which emerged by industry products which are used as art object from past to present are discussed.

(10)

RESİM LİSTESİ

Resim 1. Ernest Ludwing Kirchner “Asker Olarak Otoportre” www.findtarget.com Resim 2. Roy Linchtenstein “Ateş Açtığımda” Livingstone, Marco, Pop Art, New

York,

Resim 3. Pablo Picasso “ Bambu Sandalyeli Natürmort” Sanat Dünyamız, Sayı 83, YKY,

Resim 4. George Braque “ Pipolu Adam” E.BATUR (Ed). “Marcell Ducamp” Sanat Dünyamız, 75, Bahar, 2000

Resim 5. George Braque “ Meyve ve Keman” www.artchive.com Resim 6. Juan Gris “Gitar” Sanat Dünyamız, Sayı 83, YKY, 2002 Resim 7. Pablo Picasso “Gitar” Sanat Dünyamız, Sayı 83, YKY, 2002

Resim 8. Marchell Duchamp “Büyük Cam” “Bekarları Tarafından Çırılçıplak Soyulmuş Gelin” Gergedan Yeryüzü Kültür Dergisi, 1987

Resim 9. May Ray “Armağan” Modernizm Serüveni, Enis Batur, YKY, 2002

Resim 10. Machel Duchamp “Çeşme” Modernizm Serüveni, Enis Batur, YKY, 2002 Resim 11. Kurt Schwitters “Merz” Osterwold Tilman, Pop Art, Köln, 1991

Resim 12. Francis Picabia “Aşk Alayı” Modernizm Seüveni, Enis Batur, YKY, 2002 Resim 13. Vilademir Tatlin “, “Monument to the Third International 2”,

www.artchive. Com

Resim 14. Rene Magritte “Pipo” Sürrüalizm Sanat Ansiklopedisi, Remzi Kitabevi, 1990

Resim 15. Rene Magritte “Düş Anahtarı” Sürrüalizm Sanat Ansiklopedisi, Remzi Kitabevi, 1990

(11)

Resim 16. Umberto Boccioni “Natürmort” www.artchive.com Resim 17. Gino Severeni “Motorsiklet” www.artchive.com

Resim 18. M. Duchamp “Marcel Duchamp “Merdivenden İnen Çıplak”, Modernizm Serüveni,YKY, 2002

Resim 19. Luigi Russola “Bir otomobil Dinamizmi”, www.peglegmagazine.com

Resim 20. Stuard Davis, “İdol”, Lıppard, Pop Art, Thames&Hudson, 1996

Resim 21. Arman “Model Olun, Çark Akümülasyonu”, Sanat Dünyamız, Enis Batur, 1995

Resim 22. Robert Rouschenbeg “Charlene” Erzen, Jale, Eczacıbaşı Sanat Ans.Cilt:3, 1997

Resim 23. Robert Rouschenberg “ Yatak” Marco Livingstone, Pop Art, Thames&Hudson, 1990

Resim 24. Jasper Johns “Üç Bayrak” Lynton, Norbert, Modern Sanatın Öyküsü, 1991

Resim 25. Jasper Johns “Beyaz Bayrak” www.artchive.com

Resim 26. Richard Hamilton “Just What It is That Makes Today’s Home So Different, So Appealing? ( Günümüz evlerini bu denli farklı, çekici yapan nedir? Livingstone, Marco, Pop Art, New York, 1990

Resim 27. Richard Hamilton “Chrysler’e Saygı”, Marco Livingstone , Pop Art, New York, 1999

Resim 28. Richard Hamilton “She” www.artchive.com

Resim 29. James Rosenquist “I Love You With My Ford” Jale Erzen, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 1997

Resim 30. James Rosenquist “World’s Fair Mural” Marco Livingstone, Pop Art, Thames&Hudson, 1991

(12)

Resim 31. Andy Warhol “Amerikan Doları” Honnef Klaus, Andy Warhol, Benedikt Taschen, Berlin, 1991

Resim 32. Andy Warhol “Camphell” Honnef Klaus, Andy Warhol, Benedikt Taschen, Berlin, 1991

Resim 33. Andy Warhol “ Still Life” Klaus Honnef, Taschen, 1988 Resim 34. Andy Warhol “Gun” Klaus Honnef, Taschen, 1988 Resim 35. Andy Warhol “ Typewriter” www. doodle.tistory.com Resim 36. Andy Warhol “Knives” www. doodle.tistory.com Resim 37. Andy Warhol www.artchive.com

Resim 38. Andy Warhol “Coca-Cola” www. picasaweb.google.com

Resim 39. Roy Lichenstein “Silkscreen On Mylar” www.picasaweb.google.com Resim 40. Roy Lichenstein “Roto Broil” Marco Livingsyone, Pop Art, 1991 Resim 41. Claes Oldenburg Sanat Dünyamız Kültür Dergisi, İstanbul, 1995 Resim 42. Tom Wesselmann “Amerikan Çıplağı” Lippard, Lucy R, Pop Art,

Thames&Hudson, New York, 1996

Resim 43. Amedee Ozenfant Theasures of the Whitney Museum of American Art

Resim 44. Stuard Davis home.earthlink.net/~copaceticom2/StuartDavis.jpeg Resim 45. Gerald Murphy “Razer”

www.wcma.org/.../BIG_IMAGES/50_Murphy_Razor.jpg

Resim 46. Derek Boshier “Identi-Kit-Man” Theasures of the Whitney Museum of American Art

(13)

Resim 48. Konrad Klapheck “The Logıc Of Women” Mehmet Ergüven, Sanat Dünyamız, 1999

Resim 49. Konrad Klapheck “Daktilo” Mehmet Ergüven, Sanat Dünyamız, 1999

Resim 50. Konrad Klapheck “Ev Canavarları” Mehmet Ergüven, Sanat Dünyamız 1999

Resim 51. Konrad Klapheck “Eldiven” www.gogle.com

Resim 52. Wayne Thiebaud “Eight Lipsticks” Lippard , Pop Art, Thames&Hudson, 1996

Resim 53. Nur Koçak “Doğal Harikalar ya da Fetiş Nesneler” www.yapi.com.tr Resim 54. Raymond Hains “Kibritler” www.gogle.com

Resim55.Tracey Emin “My Bed” http://www.galeribaraz.com/yahsibaraz/tracey.htm Resim 56. Maria Lassing 1- ışık bavulu, 2-elektrik1, 200x145cm., 1991

3- ışık teknesi, 4. Uluslar arası İstanbul Bienali Kataloğu

Resim 57. Erdal Aksel “Mikser” http://www.felsefeekibi.com/

Resim 58. Adel Abdessemed “Axeon”, 10. Uluslar arası İstanbul Bienali Kataloğu

Resim 59. Barbara Krunger “Thinking Of You” www. google.com

(14)

BÖLÜM I I. GİRİŞ

Tarihsel zaman dilimi süresince sanat, yaşam ve doğa karşısında edindiği düşüncelerin ve duyguların bir ifadesi olarak yer almıştır. Sanat alanı içersinde yaşanan bu değişim ve gelişimden aldığı verilerle sanatını gerçekleştiren sanatçı iki temel olguyla hareket eder. Bunlardan biri sanatın içinde bulunduğu bireysel ve toplumsal koşullar, diğeri ise dış dünyanın farklı şekillerde algılanmasını sağlayan ve böylece sanata farklı bir yön verip, onu geliştiren değişiklikler ve gelişmelerdir. 19. yüzyıldan bu zamana kadar süren değişimler ve gelişimler sanatçıları farklı arayışlara yöneltmiştir. Sanatçının arayışlarının nedenlerini süreç içerisinde yaşanılan sosyo-ekonomik ve kültürel yapının değişikliği, endüstri çağının getirdiği değişimler ve en önemlisi büyük yıkımların yaşanmasına neden olan iki büyük savaştan sonra ortaya çıkan bunalımlardır.

Geleneksel resim anlayışının yıkılmasındaki ilk darbeyi nesnelerin dış görünümleriyle değil özünü, yapısını inceleyen çalışmalar içeren Kübizim vurmuştur. Kübistler, natüralizim etkisinde gelişen sanat geleneğini yıkmışlardır. Kübist sanatçıların ilerleyen zaman içerisinde yapıtlarında kum, çakıl taşı, ip, kağıt, müşamba vb. malzemeleri katmalarıyla “kolaj tekniği” oluşmuştur.

Savaş sırasında ortaya çıkan ve insanlığı savaşa sürüklemekle suçladığı uygarlığa karşı bir protesto niteliği taşıyan Dada, kübizimden etkilenmiş ve Assemblaj tekniğinin gelişmesini sağlamıştır. “Assemblaj” sanatçının bilinçli olarak endüstri ürünlerini “Sanat objesi” olarak kullanmasıydı. Geleneksel sanat kurallarından kurtulup, savaşın getirdiği bulanımlara karşı ayaklanma niteliği taşıyan Dada sanata ayrı bir boyut getirme çabasında değildi.

(15)

Gelenek zincirinin kopması sonucunda Assemblajın hazırladığı zemin üzerine Dadanın bünyesinde “Ready made” yaklaşımı gündeme oturdu. Fakat Ready made kolaj yada devamı değil, endüstriyel nesnelerin üzerinde hiçbir oynama yapılmadan “Sanat objesi” olarak sergilenmesiydi. Kolaj tekniği ile başlayan bu gelişme, Assemblaj’ın ve buna Ready made ‘in katılmasıyla birlikte, sanatı özgür ve sınırsız bir oluşumun içersine itmişlerdir.

Bu oluşum bağlamında ele aldığım araştırmamda, endüstriyel ürünlerin sanata- resim sanatına- nasıl girdiğini, sanata ne gibi anlamlar yüklediğini endüstriyel ürünlerin sanattaki gelişimini tarihsel gelişim içinde değerlendirip, “Batı Resminde Endüstriyel Ürünlerin Resim Teması Olarak Ele Alınması.” başlığı altında irdelenmeye çalışılmıştır.

(16)

Problem Durumu

Sanat, ele alınan konu çerçevesinde sanatçı ve izleyici arasında ilişki kurar. Bu ilişkide plastik sanatlar nesneye en fazla gerek duyan sanat dalıdır. Sanatsal ürün ortaya çıkarmada kullanılan nesnelerin sanat malzemesi adı taşıyarak 19. yy dan günümüze kadar gerek resimsel tema olarak, gerekse kendisinin direkt sanat eserinde kullanılmıştır.

Bu açıdan yaklaşıldığında temelleri 19. yy daki bir takım ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmelerin sonuçlarına dayanan 20.yy sanatının modernite ile birlikte günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelen endüstriyel nesnelerin doğrudan ya da dolaylı olarak anlatım nesnesine nasıl dönüşmektedir?

Amaç ve Önem

Her türlü olumlu ve olumsuz durum, savaşlar, yıkımlar, yenilikler, yaratıcılığı besler. Plastik sanatlar alanın en önemli dalından biri olan Resim Sanatının tarihi bu önermeyi defalarca kanıtlamıştır. En büyük ve kalıcı sanat yapıtları tarihin en yıkıcı zaman dilimlerinde üretilmiştir.

Yaratım süreci içersinde önemli güç alanı olan zaman kavramı da nesnenin değişimi ve yeniden oluşumunu etkileyen etkenlerden biri olup, zamansallık içersinde yaşanan pozitif ve negatif olaylar, çalkantılı, inişli çıkışlı durumlar bu yaratma devrimini etkiler. Bu devrim yeniden yaratım süreci evrimidir. Bu süreç nesnenin daha önceki kullanımını büyük ölçüde etkileyebilen, dağınık öğelerden hareket edip onun yeniden oluşturulması şeklinde meydana gelmektedir.

(17)

Bu şekil değişime uğrayan, sanatın bir nevi oyuncağı olan bu endüstriyel nesnelerin ortak yanı, basit rol değişimiyle bizi çevreleyen nesnelerden türeyip sanat nesnesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Problem Cümlesi:

Sanatsal imgelerin oluşumunu etkileyen, yeni dönem ve çağdaş akımların ortaya çıkmasında etkili olan İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı resminde endüstriyel ürünlerin önemi nedir?

Alt Problemler:

1. Sanatsal imgelere esin kaynağı olan endüstriyel ürünlerin sanattaki yeri nedir?

2. İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı resminin gelişiminde etkili olmuş mudur?

3. Günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olan endüstriyel ürünlerin doğrudan ya da dolaylı olarak sanat nesnesi olabilmektedirler mi?

4. Biçim ve içerik açısından çıkış kaynağı olan bu nesnelerin sanatçı üzerinde uyandırdığı sanatsal-estetik beğeni eserlerinde görülmekte midir ?

(18)

Sayıltılar

Araştırmada ulaşacak olan bulguların geçerlilik derecesi yüksak olacaktır. Çalışmanın sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için temel alınan sayıtlılar aşağıda belirtilmektedir :

1. Betimleme (Survey) Yöntemi II. Dünya Savaşı sonrasını yani 19. Yüzyıl sanatını ele alacaktır.

2. Betimleme yöntemini kullanabileceğim en ideal mekanlarım, sanat müzeleri, kütüphaneler, Uluslar arası Bienaller, önemli sanatsal faaliyetler, sergiler olacaktır.

Sınırlılıklar

Araştırmanın amacına yönelik hazırlanan tez doğrultusunda sınırlılıklar şöyle belirlenmiştir ; 19. Yüzyıl sanat hareketlerini başlatan, sanatın en hareketli dönemini kapsayan II. Dünya Savaşı sonrası ve günümüz 20. Yüzyıl sanatı boyunca ortaya çıkan sanat akımları ve bu süreçte resim sanatında kullanılan endüstriyel ürünlerin sanatsal obje olarak hangi şekillerde ele alındığı.

(19)

TANIMLAR

ART NOUVEAU: 1895’le 1905 arasında Avrupa ve Amerika’da yaygınlaşmış bir üslup. Mimarlıktan başlayarak tüm sanat dallarına egemen olmuştur. Üsluplaştırılmış bitkisel-eğrisel nitelikte bir bezeme anlayışı getirmiştir. 19.yy’ın eklektisist üsluplarına bir karşı çıkış olarak değerlendirilebilir. Öncülünün geçmişten biçim ve örge aktarmaları yapan tutumuna karşıt olarak, tümüyle özgün bir biçimlenme anlayışına yönelmiştir. Bununla birlikte, endüstriye ve onun getirdiği olanaklara kayıtsız kalmış, el üretimini savunmuştur. Bu düşünsel temelinin büyük oranda Arts and Crafts akımından kaynaklandığı söylenebilir. Tutum ortaklığına karşın, yayıldığı her ülkede belirli ölçüde diğerlerinden farklılaşan yerel özellikler de göstermiştir. Bu niteliği her ülkede farklı bir ad taşımasından da kolayca anlaşılabilir. Amerika’da “Modern Style“, İtalya’da “Stile Liberty”, Germen ülkelerinde Jugendstil adıyla anılmış, Fransızca adı Art Nouveau ancak günümüzde yaygınlaşmıştır. En ünlü Art Nouveau sanatçıları: Fransa’da H.Guimard (mimar), E. Galle (uygulamalı sanatlar); Belçika’da V.Horta (mimar), H.Van de Velde (mimar); Britanya’da C.Ricketts (grafik), C.R. Mackintosh (mimar); ABD’nde L.C. Tiffany (cam eşya); İspanya’da A. Gaudi (mimar); İtalya’da R.d’Aronco (mimar)

Art Nouveau Türkiye’ye de konuk sanatçılar aracılığıyla gelmiştir. Örneğin, R. d’Aronco Yıldız Sarayı’nda bu üslupta bazı yapılar inşa edilmiş, Beşiktaş’ta Şeyh Zafir Türbe ve Kitaplığı’nı yapmıştır. Ayrıca, dönemin bazı evlerinde de Art Nouveau’dan etkilenme sonucu, yerli ustalarca gerçekleştirilmiş örgelere rastlanır. (Tanyeli 1986)

ASSEMBLAGE: 20yy. sanatında görülen bir davranış ve sanatsal üretim biçimi. Sanat yapıtını boyama çizme resmetme ve yontma gibi eylemlerle oluşturmayı yatsı yarak onu sanatsal amaçlarla ortaya konmamış doğal yada endüstriyel nesnelerin veya parçaların yeni bir düzen içinde bir araya getirilişi ile üretmeyi öngörür. Yapıt zaten önceden de var olan öğelerin yeni bir dizge içine yerleştirilişi ile yaratılır. Fotomontaj, kolaj ve Junk heykel birer assemblage türüdür. (Keser 2005)

(20)

BAUHAUS : Yaşamını 1919-33 yılları arasında sürdürmüş ünlü Alman sanat okulu. Modern sanat ve mimarlığın oluşumuna katkıda bulunmuş en önemli eğitim kurumudur. 1919'da Walter Gropius Weimar kentinde bulunan iki sana okulunun yöneticiliğine davet edildi. Tasarım ve uygulamalı sanatlar alanında öğretim veren bu iki okulu birleştirip “Bauhaus” adıyla yeniden örgütleyen Gropius, böylelikle modern çağın sanat ve mimarlık açısından en devrimci girişimlerinden birini başlatmıştır. Bauhaus sayesinde o güne kadar alışılagelmiş tüm sanat kavramları değişip tüm dünyada sanat ve mimarlık eğitimi onun ilkeleri doğrultusunda en yönlendirilerek, etkileri günümüzde bile süregelen bir eylem ortaya çıkmıştır. Bauhaus sanat, mimarlık ve endüstri arasında kopuk olan bağlantıyı yeniden kurmaya çabalıyordu. Bauhaus Modern sanat ve Mimarlık'ın gelişim çizgisindeki dönemeçlerden biridir. Onun bir anlamda Rönesanas'tan bu yana yerleşip kalan bir anlayışı yıktığı söylenebilir. Rönesans sanatsal etkinlikleri güzel sanatlar ve zanaatlar gibi iki ayrı gruba ayrılmıştı. Sonraki yüzyıllar içinde bunlardan birincisi yüceltilirken, ikincisi aşağılandı. Doğal olarak bu durum sanatı mimarlık, resim ve heykel üçlüsüne indirgemekteydi. Endüstri öncesi dönemde bunun çok büyük bir zararı olduğu öne sürülemez. Oysa endüstriyle birlikte onun ürettiği kullanım eşyasının tasarımı sorunu gündeme geldiğinde bu gelenekselleşmiş yönelimin koşullara uymayacağı anlaşıldı. Dönemin sanatçısı endüstri tasarımı kavramına yabancıydı. O halde yeni bir sanatçı tipinin belirlenmesi, bunun içinse yeni bir öğretim düzeninin kurulması gerekecekti. Bauhaus kısa yaşamında bunu başarmaya çabaladı. Sanatın mimarlıktan tekstil tasarımına, grafikten mobilyaya, seramikten heykele ve resimden endüstri tasarımına kadar uzanan geniş bir çerçeveye oturtulmasını sağladı. (Tanyeli 1986)

DADA AKIMI: Edebiyat, tiyatro ve görsel sanatlar alanlarında etkili olan bir uluslar arası akım. 1916’da Zürih’te kuruldu. New York (1915-1920) Almanya (1918-1923) ve Paris (1919-1922)’te de kolları olmuştu. En önemli üyeleri M. Ernst olan Dada, gününün geçerli tüm eğilimlerine güçlü bir karşı çıkış olarak belirir. Bir anlamda,

(21)

Dadacılar yeni bir sanat yaratmaktan çok, onaylanmış tüm sanat anlayışlarını yıkmayı amaçlamışlardır. Geleneksel resim ve heykellerin yerine kolaj ve “Ready-Made”i getirmişler, betimleme sorununu sanat yaratmasının gündeminden tümüyle çıkarmayı denemişlerdir. Hem kolaj, hem de “Ready-Made”, sanatsal nitelikte olmayan nesneleri yeni bir dizge içine yerleştirmeyi öngörür. Böylelikle, sanat eylemi yalnızca bir dizge değiştirme uğraşına indirgenmiş olmaktadır. Dada’nın betimlemeyi sanat alanından uzaklaştırışı en yetkin biçimiyle şiirlerinde görülür. Dadacı şiir anlamlı sözcük ve cümleleri kullanmaksızın, tümüyle uydurma bir sözcük hazinesi ve sözdizimiyle yazılmıştır. Dolayısıyla, Dadacı sanat yapıtı hiçbir şey “anlatmayan”, buna karşılık, tarih boyunca bugüne dek tartışılmadan süregelen anlayışları tartışma zorunluluğunu hatırlatan bir ürün olarak belirlemiştir.( Batur 2002)

DEVİNİM: Resim sanatında resim düzlemi üzerinde yer alan betilerin yoğunlaşıp seyrelmesinden ve pozlarından kaynaklanan durağan dengenin bilinçli bir biçimde bozulması etkisidir. (Tanyeli 1985)

EĞİLİM: Özellikle modern sanat için geçerli olan eğilim kavramı, aynı akım içinde gruplaşan sanatçılar arasındaki tutum farklılıklarını belirtir. Dolayısıyla modern sanatta bir akım çok sayıda eğilimi içerebilir. Akımların genel nitelikte oluşumuna karşılık eğimler büyük ölçüde bireysel olurlar.19.yy eklektisizim’i içinde çeşitli “eklektisist eğilimler” in varlığından söz edilebilir. Aynı biçimde bugün mimarlıkta “Post modernist” eğilimlerin varlığı söz konusudur. (Keser 2005)

ENDÜSTRİ ÇAĞI: Sanatın gelişim sürecini iki ana döneme ayırarak incelemek olanaklıdır. Bu dönemlerden birincisi endüstri öncesi çağ diğeri ise endüstri çağıdır. Her iki dönem birbirinden üslup, ülke ve zaman ayrımlarını da aşan kesin bazı farklılıklarla ayrılır. Her şeyden önce sanatsal yaratma süreci bu iki çağda birbirinden tümüyle farklıdır. Örneğin, tarım çağında sanatsal üretim bireysel anlatıma pek az

(22)

olanak veren bir dille yapılmaktadır. Dolayısıyla tarım çağını üsluplar çağı da denebilir. O yüzden endüstrileşme ile birlikte sanatsal dilin yok olup yerine usavurumsal bir yaratma sürecinin geçtiği söylenir.

Endüstri çağının ana özelliğini oluşturan ussavurumsal sanatsal yaratma, yapıtın oluşum sürecinin büyük ölçüde sanatçının bireysel kararlarına bağımlı kılmaktadır. Gerçektende artık ortada bağlıyıcı bir dil var olmadığına göre yapıt bu dilin belirlediği bir üslubun ürünü olamayacak aksine sanatçının kişisel çabalarından kaynaklanacaktır. Endüstri çağının 19.yy’daki başlangıcından bu yana gelişen tüm akımlar bugünün özellik doğrultusunda ürünler vermişlerdir. (Keser 2005)

GERÇEKÜSTÜCÜLÜK : 1916'dan bu yana etkisini sürdüren bir Modern Sanat akımı. Yalnız resim ve heykelde değil, tiyatro, sinema ve edebiyat alanlarında da yayılmıştır. Gerçeküstücülük resim ve heykelde betileri gerçek dünyadaki ilişkilerine göre ele almaz. Aksine bunlar asla varolmayacak düşsel bir ortam yaratacak kompozisyon içinde sunulurlar. Bazen betiler tek tek ele alındıklarında tümüyle gerçekçi bir teknikle yaratıldıkları görülür. Bu durumda yapıtı gerçeküstücü kılan şey , sadece kompozisyonun olası bir dünyayı betimlememesi olacaktır. Bazen ise, betiler düşsel bir yaratık ve nesnelere aittirler ve bunlar düşsel kompozisyon içinde sunulurlar. En ünlü gerçeküstücü ressamlar arasında R. Magritte, P. Delvaux ve S. Dali adları sayılabilir. (Passeron 1990)

HAZIR-YAPIT : Marcel Duchamp 1915-25v yılları arasında yirmi yada belki daha fazla sayıda bisiklet tekerleği, porselen idrar kabı gibi çeşitli endüstri ürünlerini “imzalayarak”, bunların birer sanat yapıtı olduğu konusunda direndi. “Bekarları tarafından çırılçıplak soyulmuş gelin” adlı cam yapıtında da bu eğilimin etkileri açıkça görülmektedir. (Passeron 1990)

KARŞIT-SANAT: Dadacılarca öne sürülen bir terim. Her tür akedemikleşmiş sanata karşı olan Dada akımı yandaşlarınca günün geçerli tutucu eğilimlerini eleştiri

(23)

amacıyla üretilen tüm yapıtları niteler. Bu eleştiriyel tutum bir pisuar’ın sanat yapıtı olarak sergilenmesine dek varmıştır. İster eklektisizt ister modern doğrultuda olsun sanatta yaratma sorunu ile ilgilenen tüm anlayışını yatsımıştır. Karşı sanat yandaşları için bir biçim bulma yada oluşturma kaygısı söz konusu değildir. Onlar biçimleri veya sanatsal öğeleri, ancak, çevrelerindeki nesneler arasında seçerler, ama kendileri bir üretime girişmeye kalkışmazlar. (Tanyeli 1985)

KOLAJ: Dadacılarla yaratılmış bir sanat tekniği. Elde mevcut her tür basılı çizili yada fotografik malzemenin bir yüzey üzerine yeni bir kompozisyon oluşturacak düzende yapıştırılmasıyla elde edilir. Böylelikle kendileri sanatsal nitelikte olmayan çeşitli malzemeler yalnızca yeni bir kompozisyon oluşturmak için kullanılmaları sayesinde bir sanat yapıtı meydana getirirler. Bu durumda sanatsal üretim süreci sadece bir kompoze etme etkinliğine indirgenmiş olur.

Brague ve Picasso'nun Papies colles'leri, temelde plastik, resimsel ya da heykelsi eklerin resme katılmasıdır. Kolajlar ise dergilerden kesilmiş parçların, sürrüalist yönde bir imge oluşturmak üzere düzenlenerek yapıştırılmaları yoluyla elde edilir. Sözcük olarak kullanımının tarihçesi ve sanatın çeşitli yönleri üzerindeki etkileri, günümüzde müzikal, bilimsel, sinematografik ve diğer başka alanlarda da kolajların yapılmasına yol açmıştır. Bona “The Sap Rising” (1963), Bucaille “Rüyaların Tarağı” (1950), Eluard, Ernest “Yüz Başlı Kadın” (1929), Hayter, Herold, Leo Malet “ Yaşama Feryat”(1939), Malkine, Mesens, Penrose, Prevert, Styrysky ve hemen hemen öbür sürrüalistlerin tümü kolaj yapmıştır. (Passeron 1990)

KONSTRÜKSİYON : Bir yapıda taşıyıcı nitelikte olan ya da olmayan bütün imalatlar. Bir inşa etme eylemi sonucunda ortaya çıkan ve bir araya gelerek yapıyı oluşturan öğeler bütünü. 2. İnşa etme etkinliği. Yapım. (Keser 2005)

MANİFESTO : Modern Sanatın tarihi içinde sık rastlanılan bir kavram olan manifesto, ortak eğilime sahip bir sanatçı grubunun düşünce ve yönelimlerini

(24)

kamuya duyurmak amacıyla yayınladığı bildiri anlamına gelir. Fütüristler, Konstrüktivistler, die Brücke grubu ve daha pek çok akım tarafından yayınlanmış manifestolar vardır. (Passeron 1990)

MERZ: Dada akımının bir dalı. 1920’de Honover’de Alman sanatçı Kurt Schwitters tarafından kuruldu. Farklı bir ad taşımakla birlikte Merzin Dadadece bir anlayışından farklı bir tutum geliştirdiği söylenemez. (Tanyeli 1986)

MODERN SANAT: 19.yy’ın eklektisist doğrultudaki sanat anlayışını karşıt tüm sanat akımlarını ve üsluplarını içerir. Hangi tarihten sonra ortaya çıkan sanatsal davranışları modern sanat kapsamında sayılacağı kesinlik taşımaz. Çoğunlukla 19.yy. ortalarında beliren Gerçekçilik modern akım sayılmaktaysa da, modern sanatın başlangıcını çok daha ileriye 1905’e, Kübizim’in ortaya çıkışa dek almak olanaklıdır. Modern sanat, Avrupa sanatında Rönesans tan bu yana egemen olan doğaya sadakat kaygısını yadsınışı olarak düşünülüyorsa Kübizim’in ilk modern akım olarak nitelenişi çok daha doğru olacaktır. (Keser 2005)

OBJE : 2o.yy sanatının önde gelen yeniliklerinden ve sürrüalizm e borçlu olunan yaratışların en önemlilerinden biridir. Önceden herhangi bir hazırlayıcı olmaksızın yaratıcı bir eylemin keşfolunmasıdır ki bunu “simgesel işlevi olan objelerin montajı” olarak da tanımlanabilir. 1914 dolaylarında Marcel Duchamp hazır-yapıtına, müzenin kutsal varlığına saldırma rolünü verdi. Şişeler, porselen idrarlık, sanat yapıtı olarak sergilendiler. Man Ray'ın buluşmaları ve Dada objeleri, sürrüalist objeye yakındır. Bunlarda mizah temel öğedir. “Simgesel işlevi olan” gerçek objeler, 1930 dan sonra Giacometti tarafından bulundu: The Times of Traces, Sabahın dördünde saray, Görünmeyen Obje (1934) gibi. Bunlardan sonuncusu, Giacometti'nin en son yaptığıydı ve Breton tarafından “Equation de I'object trouvee”de üzerinde duruldu. (1934) ihi yıl sonra Breton'un önderliğinde Ratton de büyük bir obje sergisi açıldı. Doğal objelere, bozuk Ya da dökme objelere, etnolojik ve matematik

(25)

koleksiyonlarından alınmış objelere kadar bu sergide gerçek sürrüalist objeler de vardı. Salvador Dali'nin “paronayak kritik” yöntemi obje bakımından son derece zengindir. Yağmurlu taksi, alııcısı yerine canlı bir ıstakoz duran telefon gibi. Tüm sürrüalist ressamlar, ara sıra da şairler, yapıt olarak montaj objeler hazırlamışlardır. En tanınmışlar : Picasso'nun objesi (1933), Seligmenn'ın Ultra-mobilyası, Brauner'in Kurt masası, Bellmer'in Bebek'i, Magritte'nin Kız şişeleri, Dominquez'in Asla'sı, Uluslar arası Paris 1938 sergisinde Sürrüalist Sokak'ın modelleri ve en son olarak da Sterpini'nin Kollu Koltuk'u ve Marcel Jaen'ın Gardenis'nın Hayaleti'dir. (Passeron 1990)

 

READY-MADE: Bir sanat yapıtı olarak benzerleri arasından seçilip değerlendirilmiş, üzerinde bir değişiklik yapılmaksızın kullanılmış yada üzerinde değişiklik sadece üretim sırasındaki rastlantılara bağlı olarak ortaya çıkmış endüstri ürünü obje. İlk kez Dada akımının ünlü beyni M. Duchamp tarafından öne sürülmüştür. Gerçekte bir sanat yapıda olmaktan çok sanat alanındaki geleneksel yaratma yöntemlerine bir eleştiri olarak yorumlanabilir. (Tanyeli 1986)

SANAT SANAT İÇİNDİR: Sanatın toplumsal koşullar ve etkilerden tümüyle bağımsız olmasını ve sanatsal etki dışında hiçbir amaca yönelmemesini öngören bir slogan. Deyim Fransa’da ortaya çıkıp tüm dünyaya yayılmıştır. Bu görüşün özellikle 1840’larda yaygınlaştığı gözlemlenir. Sanıldığının aksine ortaya çıktığı ve yaygınlaştığı dönem için olumlu bir tepki sayılabilir. Çağın burcu ve zevklerinin tatmininden öte bir işlev taşımayan bir sanat anlayışının karşıt olarak toplumsal isteklerden ve zevklerden bağımsız bir sanat anlayışı arzunu yansıtır. (Tanyeli 1986)

ÜSLUP: Bir toplumun ve çağın tüm sanat yapıtlarında ortak bir biçimlendirme, tasarım ilke ve anlayışları bütünü. Örneğin, Klasik Osmanlı üslubu, Gotik üslup, Barok üslup vs. gibi. (Keser 2005)

(26)

 

BÖLÜM II

İLGİLİ YAYIN VE ARAŞTIRMALAR

Sanatsal devrimlerin ve birçok akımların oluşmasında önderlik eden olaylardan belkide en önemlisi olan savaşlar olmuştur. Özellikle 19. yy sanatını etkileyen İkinci Dünya Savaşı sonrası sadece plastik sanatlarda değil bilimin her dalında gelişmeler yaşanmıştır. Plastik sanatlar alanını bu denli etkileyen savaşın ardından gelen Endüstri Devrimi, yeni sanatsal olguların, farklılaşma ve yeniyi yakalama derdinde olan birçok sanatçıyı bir araya getirmiştir.

Endüstriyel ürünlerin plastik sanatlardaki serüvenini başlatan, yapıştırma kağıtları kolaj tekniği ve boya ile birleştirerek, eşit bir ifadesel içerik yükleyerek onu bir sanat formu düzeyine yükselten Kübistler olmuştur. Sahte tahtalar ya da sahte mermerleri tablolarına dahil etmekte kendini gösteren Braque’dan sonra Picasso işleme yeni bir boyut getirerek, ilk kolajlarını geometrik kompozisyonlarına taşımıştır. Yapıştırma kağıtlarına füzen ya da karakalem ile belirginleştirme tekniğini ortaya koyan Gris, Picasso’nun ilk kabartma kolajlarına ilham vermiştir.

Kolaj tekniği olarak sanat terminolojisine geçen endüstriyel ürünlerin resim malzemesi olarak aktarılması gerçeği Kübizm’den Fütürizm’e doğru ilerlemektedir. Schwitters ile birlikte kolaj- endüstriyel malzemelerin sanat nesnesi olarak kullanımı- sonunda avand-garde içine, diğer bir deyişle modern boyutun içine girer. Schwitters’ın 1948’deki ölümüne dek yayılan bu tavır, Dadaizm ile yapıtların temel özelliklerini değiştirir.

(27)

Schwitters, malzemenin içeriğine önem vermeyen kolajın aksine sözcüklerin de kullanıldığı ve çoğu zaman bu sözcüklerden anlamlı tümceler kurulduğu kolajı tercih eder. Bu alanda yaptığı Merzbou’lar da modern yaşamın terk edilmiş nesnelerini, alçak gönüllü nesnelerini uzamsal anlamda bir araya getiren, çöp estetiğine dayanan bir yapıttır. Nesnelerin ikinci kez sorgulanışı Rauschenberg’de olacaktır. Sanatçı “Combine Painting”lerin içine alışılmamış nesneleri, birçok anlamsız maddeye ait parçaları, dondurulmuş kuşları, Coca Cola şişelerinin kullanımı ile kurgulamalarına dikkat çekici bir tutarlılık gösterir.

Endüstriyel ürünler plastik sanatlarda hem teknik olarak hem de sanat anlayışı olarak kendisini göstermiştir. Teknik olarak ele alınmasında Kolaj, Assemblaj ve Montaj sanatı etkiliyken, sanat anlayışı olarak ele alınmasında ise Dada, Sürrealizm, Konstrüktivizm ve Fütürizm etkili olmuştur.

Endüstriyel nesnelerin kolaj adı altında plastik sanatlarda önemli kullanım alanı oluşturması Mesut Yaşar 2003, Eray Yağlı 1997, Çağatay Karahan 2003, Bayraktar 2003, tezlerinde ve 1945 sonrası akımlar ve toplumsal gerçekler makalesinde, İpşiroğlu Sanatta Devrim adlı kitabında vurgulanmıştır.

(28)

BÖLÜM III

YÖNTEM

Araştırmanın bu bölümü; araştırma modeli, çalışma evreni, verilerin toplanması, verilerin çözümü ve yorumlanması alt bölümlerinden oluşmaktadır.

Araştırma Modeli

Araştırılan bu tez konusunun ulaşılmak istenen veriler açısından uygulanması gereken yöntem Betimleme yöntemi doğrultusunda yararlanılacaktır. Betimleme araştırmaları, mevcut olayların daha önceki olay ve koşullarla ilişkilerini de dikkate alarak, durumlar arasındaki etkileşimi açıklamaya çalışır. Betimleme olayları obje ve problemleri anlama ve anlatmada ilk aşamayı oluşturur. Bu sayede onları iyi anlayabilme, gruplayabilme olanağını sağlar ve aralarındaki ilişkiler saptanmış olur.

Araştırma için içinde bulunulan zamanla ilgili olup, mevcut olaylar, gruplar, obje ve özellikler üzerinde yürütülen ve problemlerin cevabını mevcut zaman içersinde aramakta, problemleri ve çözüm yollarını mevcut durumları içinde belirtmeye çalışan Survey (Betimleme) yöntemi uygulanacaktır.

(29)

Evren

Araştırmanın evreni, 19. Yüzyıl sonrası değişime uğrayan batı sanatının avangard etkiler doğrultusunda günümüze kadar devam eden etkilerinin sanatsal içeriğine bağlı kalıp ortaya çıkan yeni sanatsal faaliyetler, Batı sanatı ile ilgili yapılmış araştırmalar, yazılmış makaleler ve kitaplar, yurt içersinde düzenlenen bienaller, müzeler, sergiler olarak belirlenecektir.

(30)

4. 1. RESİM SANATINDA TEMA OLGUSU

Bir sanat yapıtı uzun, çelişkili, karmaşık bir yaratım sürecinin duygusal algılamayı gerektiren dışsal ve içsel tepkilerin bir bileşkeni olup bölünmez bir bütün oluşturduğu yaratıcı bir sürecin ürünüdür. Yapıtın kendisini gösterebilmesi ve kanıtlayabilmesi için bütünden parçalanması kendi bileşenlerinden ayrılması gerekir.

Sanat yapıtı üzerine bir çözümleme yapıldığında onun bir içeriksel ve bir de biçimsel yanı olduğu kanısına varılır. Bir sanat yapıtının içeriğinin yorumlanması öncesinde birtakım kavramların ele alınması gereklidir. “Tema” ve “Konu” olarak adlandırılan -çoğu zaman aynı anlamı ifade ettiği belirtilen- kavramları irdeleyip aralarındaki temel ayrımı açıklamak gerektiğine inanıyorum.

Tema sanatçının herhangi bir nedenden dolayı özellikle söz etmek istediği, anlatıma aktarmak için seçtiği şey. Sanatçının bir şeyden söz etmesinin yani konu olarak seçmesinin özel bir anlamı olabilir ya da bunun nedeni salt görsel kaygılar da olabilir. (Keser 2005:193)

Sanatta tema, konu ve anlam –öz- kavramını meydana getirir. Konu sanatın her dalında olduğu gibi – edebiyat, müzik ,resim, heykel vb.- somut olayı anlatır. Buna karşılık tema o yapıtta irdelenerek siyasal, dinsel, estetik, etnik açıdan bir yaşamsal sorunu ifade eder. “Tema en derin, en kapsamlı, en doğru yönde düşünsel olarak yorumlansa bile böyle bir şey ancak derinlik, görece bir kapsamlılık, görece bir doğruluk olur.” (Kagan 1993:435) Kagan’nın da irdelediği üzere daha çok genel, fakat konu daha tikel ve somut birşeyi ifade eder. Konu dıştan da seçilebilecek olayları, tema ise içsel özellikleri ve yansımaları merkez alır. Konu temanın ele aldığı sorunun veya birşeyin somutlaştırılmış halidir.

(31)

Tema yorumlanışa göre anlam kazanır. Yorumlanışta resimde neyin sunulduğu değil, hangi ortamda , hangi koşullarda ve ne derece bireysel ve toplumsal duyarlılıkla ortaya konulduğu önemlidir. (Kagan 1993: 428) Aynı konu çerçevesinde değişik dönemlerde yapılan resimlere baktığımızda ise içerik farklılığı resmin yapıldığı dönemdeki toplumsal yargılarla sanatçının kurduğu ilişkinin boyutunu görebiliriz. Bu resmin içindeki göstergelerin toplum ve insan yaşamında içselleştirdiği görüntülerin bütünüdür.

Tema kavramının daha net anlaşılabilmesi için sanat tarihine göz atıp birkaç örnek vermek gerekebilir. Sanat tarihine göz attığımızda kimi yüzyılda savaşların, kimi yüzyılda bilimin, kimi yüzyılda siyasetin, sanatın, ideolojinin önem kazandığını, bu önemin insanlığın geçirdiği evrelerde sanata yüklenen rollerin de farklılaşmasını sağlamıştır.

Sanata yüklenen bu rollerin en önemlilerinden biri olan “Savaş” olgusu yüzyıllar boyunca sanata konu olmuştur. İnsanlığın geçirdiği trajik ve acı gerçekliği gözler önüne seren savaş kavramı, Yunan ve Roma duvar resimlerine, Rönesans sanatçılarına, Barok sanatından 19. Yüzyıl ressamlarına ve günümüze kadar etkili bir şekilde işlenmiştir.

“Savaş” kavramı eserlerin konusu, dönemler içersinde farklılaşması ve değişik tarzlarda ele alınması ve toplumda yarattığı olumsuz etkilerin nitelikli ve detaylı şekilde bazı zaman bir nüansla vurgulanarak etkili bir şekilde işlenmesi teması olarak açıklanabilir.

Topçu birliğinde görev alan Ernest Ludwing Kirchner’ın savaşa gönderme yaptığı “Asker olarak otoportre” (Resim 1) adlı eseri savaşta yara almamasına rağmen kendisini sağ eli kopmuş olarak betimlemesiyle savaşın fiziksel olmasa bile insanı psikolojik olarak sakatladığı mesajına yöneliktir. Ernest Ludwing Kirchner’ın aksine Gino Severini “Hareket halindeki silah yüklü tren” (1915) adlı eserinde mekanik gücü

(32)

yüceltirken, savaş resimleri yapması için cepheye gönderilen Maurice Denis “Cephede sakin akşam” (1917) trajik referansına yer vermez. Savaş olgusuna ait trajik imgelerin yer almadığı yapıtlardan biri Fernand Leger’e aittir. “Kart oynayan askerler”(1917) adlı yapıtında Leger, koni ve piramide indirgediği askerler ile mekanik hareketi dikkati çeker. ( Öndin 2003:31 )

 

Resim 1 Ernest Ludwing Kirchner “Asker Olarak Otoportre”

Savaş konusu sanat yapıtlarında nasıl ele alınırsa alınsın, inançlar uğruna yapılan savaşlar, ideolojik savaşlar, topyekun savaşlar gibi isimler alsa da en eski olgulardan biri olarak toplumların içine düştükleri çıkmazları vurgulayan bir tema olarak ele alınmışlardır. Temanın anlatımında kullanılan dil her dönemde farklı olsa da sanatçı, savaş acısını, hüznünü, savaşın yıkıcılığını, toplumun dramını , hissedilen acıyı vermiş, yaşanan vahşeti göz önüne sermiştir.

Yapıtın anlamlandırılması ve yorumlanması yapıtın içinde bulunan kodların, değişik etkenlerle oluşturdukları çağrışımları ve bunların ilişkilerinden çıkacak bütünsel düşünce ve imgeleri sanatçılar yaşadıkları dönemlerin zamansal faktörlerinden etkilenerek farklı şekillerde yorumlamışlardır. Sabırlı ve özel bir

(33)

çabayı gerektirdiği açıkça ortadadır. Sanat yapıtını anlamak onda haz duymakla başlayan özel bir çabadır.

Sanat yapıtının teması dönemin koşulları gereği ortaya çıkarılmış veya sanatta edebi temalar da işlenebilir. Örneğin; anne sevgisi teması, savaş teması, Aşk teması, Leonardo ve Raffael’in Madonnaları gibi.fakat 19. yy resim sanatında bu temaların içeriği değişmiştir. Tema artık seçilen bir konu olmaktan çıkıp, çözülmesi ve araştırılması gereken sorunlar olarak ele alınmaktadır.

 

R e s i

Resim 2 Roy Lichtenstein “Ateş Açtığımda”

Bir sanat yapıtının teması sanatçı tarafından ortaya atılmış bir soru, sanatçıyı ilgilendirdiği için yaşamdan türetilmiş bir sorundur. Bu sorunu çözebilmek için sanatçı kendi yapıtının teması şiirsel düşüncenin içersinde eritir, ancak bu kaynak sanatsal içeriği tüm doluluğuyla pekiştirir. (Kagan 1993:401) Sanat yapıtını ortaya çıkartmada, sanatsal yaratma gerçekliğinin yeniden üretilmesi sorununu çözmeye çalışan sanatçı bir endüstri ürününü kendisine tema olarak seçer ve onu konumlandırdığı endüstriyel ürünler dizgesinden alıp, yeni oluşturacağı sanat dizgesine ekler.

Temalar kavramlar bağlamında sanat yapıtlarına yansıtılmasının yanında sanat eserlerinde kullanılan ürünlerin ve nesnelerin de resimsel anlamda ön planda tutulduğu eserler görmekteyiz. Endüstriyel ürünleri de temasal anlamda içerik taşıyan öğelerden biri olmuştur.

(34)

4. 2. ENDÜSTRİ DEVRİMİ VE SANATA ETKİLERİ

Tarih öncesi dönemlerden beri güçlü bir ifade ve iletişim aracı olarak işlevini sürdüren sanat, endüstri ve teknoloji devrimi ile birlikte önemli ölçüde değişmeye başlamıştır.

Sosyolojide çok geniş kapsamlı ve etkili değişmeleri devrim diye niteleme alışkanlığı görülür. Endüstri devrimi de bunun bir örneğidir. Hızlı değişme, bir rejimin başka bir rejim tarafından aniden ve şiddet yoluyla ortadan kaldırılması, bir sınıfın başka bir sınıfı zorla ortadan kaldırarak iktidara el koyması, hükümet darbesi, bir üretim biçiminden bir başkasına geçiş gibi çeşitli yanımlar devrim terimi ile yapılmıştır. ( Kongar 2002 : 305)

Sanayi Devrimi tarım ekonomisinden ve üretim ilişkilerinden makine ekonomisine geçmek demektir. Bu olgu 19. Yüzyılda Batı Avrupa ülkelerinde ( İngiltere) meydana geldi ve oradan dünyaya yayıldı. Avrupa’da bilim alanında başlayan gelişme ve önemli buluşların üretime uygulanması gerçekleşmiş, artan üretim Avrupa ülkelerinin refahını arttırmıştır. Ekonomik refahın yanında silah endüstrisi de gelişmiş, Avrupa tüm dünya milletlerinin üzerinde egemen olmuştur.

18. yüzyıl sonlarına kadar ekonomik hayattan tarıma, küçük ev aletlerine, ticarete doyuyordu. Üretimin kaynağı olan toprak soylularının ve kilisenin elindeydi. Yeni buluşların üretime uygulanması ki bunlardan en önemlisi buhar gücüyle çalışan makineler, makineleşmiş endüstriyi doğurmuş, bu da Avrupa’da sermaye birikimini arttırmıştır. Buna Sanayi Devrimi diyebiliriz. Sanayi Devrimi üç ayrı bölümden oluşmaktadır.

Birincisi, 18. Yüzyılın ortalarında Avrupa’da buhar gücünün ortaya atılmasıyla İngiltere’de ortaya çıkmıştır. İkinci Sanayi Devrimi 1870-1913 yılları arasında çelik üretim yöntemlerinin geliştirdiği elektrik, içten patlamalı motorlar,

(35)

radyo- telgraf gibi buluşların ortaya çıktığı dönem olarak belirtilebilir. Üçüncü Sanayi Devrimi II. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan buluşlar nükleer enerjiyi, bilgisayar teknolojisi, mikro elektrik gibi buluşlarla kendisini göstermiştir.

Devrimin dünyaya yayılımı sonucunda petrolün nasıl arıtılacağı 1850’de bulundu. 1860’da içten patlamalı benzin motorunun patenti alındı ve motorlu ilk kara taşıt araçları 1885’te işlemeye başladı. 1870 yıllarında geliştirilen elektrik üretim teknolojisi, enerjinin dönüştürülmesinde ve taşınmasında yepyeni bir çığır açmıştır. Enerji üretimi arttıkça teknik araştırmaya ayrılan zaman ve olanaklar da arttırılarak yeni enerji kaynakları arandı ve bulundu. Güneşten, denizlerden med-cezir hareketlerine ve yer altı ısısına kadar birçok doğal oluşumlardan enerji olarak yararlanıldı. II. Dünya Savaşı sonlarına doğru elde edilen nükleer (atom) enerjisi, önce bu savaşı sona erdirmede, sonra yeni savaş ve saldırıları önlemede caydırıcı olarak kullanıldı. ( Bozkurt 1979 : 85 )

Bu tarihsel gerçeklerin toplum üzerinde yarattığı psikolojik etkiler özellikle bu dönemi yaşamış ve içselleştirmiş 19. Yüzyıl sanatçılarında sağlam bir duyarlılık geliştirmiş ve geleneksel sanat anlayışını yıkmış, dünyayı algılamadaki çerçeveleri parçalamış ve farklı dünya görüşleri tasarlamasına neden olmuştur. Tüm bu gelişmeler 19. Yüzyıl sanatında görülen bunalımlarını arttırmış, endüstri çağı insanının temel yaşantılarını karşılayamadığı gerekçesiyle geleneksel sanat anlayışının bir köşeye bırakılmasına ve gelişen dünya görüşlerini yansıtmadığı içinde sanatçıların yeni estetik boyutlar aramasına neden olmuştur.

Endüstrimizin bireyi kendine köle etmesi ve gelecek korkusu içine sokması, onu bir kez geleceği düşünmeden yaşama eğilimine sürüklemektedir. Bu endüstrinin bireyde ruhsal birikimlere neden olduğu düşünülürse, psikolojik bir boşalma gereksinimi sanatsal yaşamda yeni olaylara neden olması da doğal olarak beklenebilirdi. Halen endüstrisi ileri ülkelerde ve üstelik bizim büyük kentlerimizde bu psikolojik boşalma eğilimi bireyin yaşamında ve güzel sanatlarda çılgınca bir duygu boşalımı biçiminde gözlenmektedir. Elektronik müzik aletlerinin çılgınca temposu, gürültüsü ve plastik sanatlardaki kişiliksiz endüstri artıklarından yapılan düzenlemelere, hep bu plastik birikimlerin sonucu olmaktadır. ( Turani 2006:71 )

(36)

Hızla gelişen bu zaman diliminin başlangıcı olan 18. yüzyıldan beri İngiliz hükümeti zanaatçılar ve sanatçıların beraber çalışmasını desteklemiştir. Endüstri devrimi de bu birleştirici fikir olan sanat ve zanaatı birleştirme çabalarında zanaatçılara da iş imkanı sağlamıştır. Endüstri devriminin sosyal, ahlaksal ve sanatsal karmaşasına karşı çıkış olarak doğan Arts and Crafts hareketi ve bu akımın lideri William Morris ucuz ve seri üretimin mallarının niteliksizliğini vurgulayarak geçmişin el sanatlarına dönmeyi amaçlamış, ancak sonuçta geleceğe yön veren tasarım atılımlarını geliştirmiştir. Sanat ve zanaat alanındaki bu İngiltere’de Ortaçağ zanaat geleneği canlandırmaya çalışılmış ve bu canlandırmanın gözler önünde serilmesi için 1888’de Arts and Craft sergi grubu oluşturulmuştur. Arts and Crafts sanatının insan için, insan tarafından yapılmasını savunuyor ve geniş kitlelere hitap edilmesini istemektedir.

19. yüzyılın ikinci yarısından sonra makineleşmeye karşı çıkan Arts and Crafts hareketinin ardından 1895-1905 yılları arasında Avrupa’da ve Amerika’da Art Nouveau yaygınlaşmıştır. Arts and Crafts anlayışının büyük dilimini mobilya-dekorasyon alanında başlayıp, yalınlığı ve işlevselliği ile ileride geliştirilecek akımlara ipucu vermiştir. İdeali savunan ve Arts and Crafts hareketi ile gelişen el işçiliği, Art Nouveau tarafından geniş uygulama hareketi bulur.

19. yüzyılın teknik buluşlar ve gelişmeler selinin son derece büyük olduğu görülür. 20. Yy yaşamının fotoğrafçılık, bisiklet, daktilo, dikiş makineleri telefonlar, elektrik ışığı, otomobiller, filmler gibi herkesçe bilinen ve kullanılan araçların tümü de ( bu araçların daha sonra geçirdikleri gelişmeler ve biçimlerde yapılan değişiklikler, ilk modellerini tanımamızı güçleştirecek ölçüde olmuşsa da) 19. Yüzyılda icat edildi. ( Mc. Nell 1985:373)

İşte bu icatların ve endüstri ürünlerinin insan yaşamını etkilemesi, yaşadığı devrimler ve coşkular sonucu onların sanatın içinde de kullanma düşüncesine itmiştir. Sanayi devriminin getirdiği olumlu gelişmelerin yanı sıra meydana gelen olumsuz gelişmelere tepki olarak ortaya koyulan manzara resimlerinin doğayı taklit

(37)

etmesinden öteye gidememesi, endüstri ürünlerinin kavramsal boyutta değerlendirilmesine yol açmıştır.

Bu değerlendirmede ilk kavramsal açınımları Kübizm ortaya koymuştur. Kolaj tekniğini kullanarak klasik resim anlayışının içersine farklı malzemeleri katarak bir anlamda modern yaşamın dinamizmini sanatın konuları arasına almış olan Kübizm, İkinci Sanayi devrimi, makine endüstrisi ve gelişen endüstriyel nesnelerin ilişkisi bağlamında ilerleyen zaman içersinde yalnız ölü doğa çözümlemeleri olarak görüldüğü için yetersiz kalmıştır.

Çözümsel anlatımcılığın adı olan Kübizm yerini daha karmaşık ama detaya önem veren ve yeninin arayışlarını baz alan uygulamalara bırakmıştır. Yeninin arayışlarına bir yaklaşım getiren M. Duchamp geçmiş sanat biçimlerinden uzaklaşarak, endüstri ürününün kullanılmasından yola çıkıp, ready-made (hazır eşya) üzerinde çalışmalar yürütmüştür.

1945 sonrası sanatta geleneksel anlatım yollarına karşı açılan sistematik savaş ve tolum sonucu olarak da 19. yüzyıla ait sanatsal eğilimlerin, geleneklerin yıkılması, 1916 yılında Dadaizm ile başlamıştır. Savaş sırasında ortaya çıkan ve savaşa sürüklemekle suçladığı uygarlığa karşı bir protesto niteliği taşıyan Dadaizm, hazır-yapılmış biçimlerin çekiciliğine ve geleneksel ancak aşınmış olduğu için değersiz kalan ve anlatımı yapılacak objeyi sahteleştirerek tüm anlatımı kendiliğindenliğini yıkan leguistik kalıplara karşı bir protesto niteliği taşır. ( Hauser 1984 : 56 )

20. yüzyıl başlarında ise tüm sanat biçimleri ve bu biçimleri anlatmada kullanılan araçlar, yeni düşünce yapısına ve toplumsal bilincin yeni özelliğine uyarak, büyük değişim geçirmiştir. Endüstri yaşamı insanların duygusal iç yaşamını da etkileyerek, onları da kullandıkları makineler gibi günden güne biraz daha duygusuzlaştırmıştır. Bilimsel gelişmelerin yanında teknolojik aletlerin kişiye ulaşması, kişinin her şeyi dışa dönük yaşaması ve endüstrinin robotlaşmış yaşamı olumsuz birikimlere neden olmuştur.

(38)

4. 3. 1. ENDÜSTRİ ÜRÜNLERİNE SANATSAL YAKLAŞIM VE BAUHAUS

İlkel insandan günümüze değin süregelen hayatta kalma mücadelesi içinde insanoğlu ihtiyaçlarını karşılamak için nesneleri değiştirir. Bu değiştirme sürecinde endüstriyel üretim, ortaya çıkan nesneye endüstri ürünü nesne tanımlamasını yapmak yerinde olacaktır. İhtiyaçlara hitap eden her nesne işlevseldir ve endüstri ürünü nesnedir. Endüstri ürünü nesne tasarım varlığı olması dolayısıyla estetik olması ereğini taşır ve konstrüksiyonu farklı olduğundan yapısı gereği değiştirilebilir. (http://yunus.hacettepe.edu.tr/~ufukt/PHD/pdh.htm)

Bir amaç ve işlev uğruna oluşturulmuş bu endüstri ürünü nesneler sanatçının elinden çıkan işlevsellikten uzak, ruha hitap etme gibi işlevleri yerine getirmek için yeniden tasarlama sürecine girer Sanatçının bu algılayış süreci, çevresini algılaması ve ortaya çıkarmak istediği nesneleri değiştirerek ya da nesnelerin görünümlerini farklı şekillerde yorumlayarak aktarması sürecidir. Bu süreçte sanatçının imgelemi dış dünyadan aldığı izlenimleri yeniden kurgular ve eserinin içeriğinde kullanır.

Sanat eserinde içerik bir konu ve o konu yoluyla ortaya çıkan “tema” dır. Endüstri ürününün işlevi ve biçimi aynı zamanda göstergesel niteliğini de etkiler. 19. yy. başından itibaren yaşadığı çağın gereksinimlerini karşılamaya çalışan sanatçı, kesin bir çizgi çekerek geleneklerden ayrılmaya başlamış, yeni görünümleri ve yeni nesne olanaklarına denemeye ve bulmaya çalışmıştır. Nesnenin serüvenini uzunluğunu kanıtlayan farklı teknik ve malzeme arayışları sanatın özgür bir ortamda gelişmesine neden olmuş kolaj, assemblaj, dada, enstalasyon, pop sanat, kavramsal sanat gibi isimler alıp bu serüvende yer almıştır.

Sanat ürünü, sanat nesnesi dediğimiz şey özerk bir nesne olarak modernize özgüdür. Artık nesne somut, aklın uzantısıdır. O çözümlenebilir, irdelenebilir, sorgulanabilir, yalnızca doğayı taklit etmeyecek, modelle özdeşleşmeyi aşacaktır. Çağdaş düşünceye göre doğa bir model değil, kaynak

(39)

olacaktır. Sanayileşme ve buna bağlı olarak üretkenliğin artması insanın doğa üzerindeki egemenliğini arttıracaktır. ( Emrali 1999 : 80 )

Sanayileşme, bilimsel ve teknik alandaki gelişmeler sanatçının imgeleminde kullandığı tekniklerin değişmesine sebep olmuştur. Bu, kullanım eşyalarına sanatsal estetik bir kaygıyla yaklaşılmasına ve kullanılmaya başlanmasına neden olmuştur.

Sanatın toplum ve yaşam içersine girmesinin toplumun ve sanatın hangi boyuta olduğunun göstergesidir. Hayatın her alanında önemli bir yeri olan endüstri ürünlerinin tek düzeliğini ortadan kaldırmak ve onlara estetik bir taraf getiren bakış açısıyla Bauhaus, sanat ve endüstri arasındaki kopuk olan bağlantıyı kurmaya çabalamıştır.

Bauhaus, mimarlıktan tekstil tasarıma, grafikten mobilyaya, seramikten heykele ve resimden endüstri tasarımına kadar uzanan geniş gelişim çizgisindeki önemli dönemeçlerden biridir. Endüstrileşme ile birlikte kullanım eşyasının tasarım konusu gündeme alındığında gelenekselleşmiş yöntemlerin, dönemin gelişmekte olan koşullarına uymayacağı anlaşıldı. O yüzden yeni bir öğretim düzeninin oluşması gerekmiştir. Bahuaus kısa sürede bunu başarmıştır.

Bauhaus öğrencilerinden biçimleri taklit etmek yerine , işlevsel olan yeni biçimler tasarlamaları istenmiştir. Bauhaus okullarında ders veren Paul Klee öğrencilerine “önemli olan biçim değil işlevdir” demiştir. Bunu yaparken de öğrencilerin her türlü fantazilerini kullanmalarını istemiştir. Bauhaus’un ürünü yapan “ressamın fantezi dolu biçim verme tarzı” olmuştur. (Turani 1992:621)

Resim sanatını heykelden ayıran çizginin kırılmasıyla yeni nesne olanaklarının oluşması, tuval resminin yanında başka ifade tarzlarının da ortaya çıkmasını

(40)

sağlamıştır. Yeni ifade tarzlarının arayışında ilk defa Picasso 1912 yılında bir kağıt üzerine gazete parçalarını yapıştırarak ilk kolaj resmini hazırlamıştır. Picasso bu tekniği uygularken nesnenin yapısını ortaya koyacak malzemeyi eserinde kullanmıştır. Bu teknik endüstriyel nesneleri de bilinçsiz bir şekilde sanatın içine çekmesinde etken olmuştur.

Yeni açılımlar ve yaklaşımların başlangıcı olan Kübizim ilerleyen zaman süreci içerisinde yaşamın dinamik yapısı içerisinde ve bu gelişimin sanatın içerisine girmesiyle Kübizim’in açılımları ve çözünümleri yetersiz kalmıştır.

Kısa bir süre sonra Max Ernst ve Kurt Schwitters gravür, illüstrasyon, fotoğraf vedesen gibi çeşitli teknikleri bir araya getirerek montajlar yaptılar. Kurt Schwitters’in “Merz” resimlerinde, Burri’nin çuvallı kompozisyonlarında görüldüğü gibi bu basit malzemeler tuval yüzeyi içinde esas yapılarından sıyrılarak tıpkı çizgi ve renk gibi plastik anlamlar kazanarak resmin içine girdiler. Tel örgü, fermuar, düğme, pamuk, ayna parçaları, cam kırıkları, kibrit çöpleri, kurdeleler vb çok çeşitli malzeme tıpkı geleneksel resim elemanları gibi resim yüzeyine dağıtıldılar. Bu dağılışa eğme, yırtma,kırma,örtme, boyama, çizme gibi eylemler de katıldı. Örneğin Schwitters’in “Merz”lerinde iskambil kağıtları, gazete küpürleri, iplik, tel örgü, bez parçaları vb gibi nesneleri bir arada kullandı. ( Eti 1971:85)

Bu hızlı yaşam biçiminden Dada sanatçıları da payını almıştır. Sanatçılar içersinde bulundukları düzene başkaldırı niteliğinde sorgulamalara başlamışlar, zaman içersinde yeni arayışlar çerçevesine girmişler ve sanat çalışmalarındaki kontrolü bilinçli olarak bırakma tavrında yol almışlardır. Bu eylem M. Duchamp’ın belli yapıtlarıyla görsel bir kanıt olmuştur. Sanatçı, boya kullanımından uzaklaşarak, hazır eşya (Ready Made) üzerinde çalışmalara başlar. Duchamp 1914 yılında bir takım endüstriyel nesneleri sanat yapıtıymış gibi ele alıp sergilemiştir.

Sanatçı dış ya da iç güdüsüne dayanarak belli bir nesneyi ele alıp ona herhangi bir anlam verecek yaratıcılığı ve ustalığı kullanacağı yerde, sadece bir nesne seçiyordu –hem de rastgele bir nesne seçiyordu- bu nesne yeni ve benzeri olmayan bir eşya olacağı yerde sıradan ve seri yapım sonucu bir ürün oluyordu. ( Lynton 1991:64)

(41)

M. Duchamp 1917’te Paris pazarında rastlayıp aldığı pisuvarı üzerine attığı “R. Mutt” imzasıyla “Ready-Made” adı altında sergilemişti. Duchamp ile birlikte birçok sanatçı da kullandığı “Ready-made” ile ilgili çalışmalar yapmıştı. Ready Made Tanyeli’nin tanımı ile :

Bir sanat yapıtı olarak benzerleri arasından seçilip değerlendirilmiş, üzerinde bir değişiklik yapılmaksızın kullanılmış ya da üzerindeki değişiklik sadece üretimi sırasındaki rastlantılara bağlı olarak ortaya çıkmış endüstri ürünü obje…( Tanyeli 1986:31)

Duchamp 1917’de “R.Mutt” imzasıyla sergilediği endüstri ürünü olan porselen pisuvarı ile hazır nesne kavramını ilk olarak ortaya koymuştur. Bu nesnenin olması gereken yerinin değiştirilerek başka bir ortama konulmasından ve “Çeşme” isminin verilmesinden anlam ve amacının değiştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Duchamp Ready-Made’lerine eklediği sözcüklere dikkat çekerek nesnelerin ne olduklarını anlatmak yerine izleyicilerin düşüncelerini değişik yerlere, değişik kavramlara yöneltmeyi amaçladığını belirtmiştir. (Genç 1983:81)

20. yüzyılın ikinci yarısında sanat alanında büyük değişimler yaşanır. Sanatın merkezi konumundaki Paris II. Dünya Savaşı sonrası yerini savaşta güçlü taraf olan Amerika’ya devrediyor. Amerika 1940-1970 yılları arasında sanatsal etkinliklerde yerini ön planda tutuyor.

II. Dünya savaşı sonrası Batı sanat ortamına Soyut Dışavurumculuğun hakim olduğu bilinmektedir. O yıllarda galeri duvarlarını dolduran, iç güdüsel hareketlerle oluşmuş boya akıtmaları ve hızla çizilmiş imgelerle yüklü Soyut Dışavurumcu yapıtlar, akımın ustalarınca bilinçaltını ortaya çıkaran ve özgürleştiren örnekler olarak tanıtılmıştır. Oysa Soyut Dışavurumcu yapıtlar bu özelliklerinin yanı sıra, resim yüzeyinin odaksızlaşması, perspektifsiz bir mekan, biçimler ile arka planın bütünleşmesi gibi resimsel sorunlara çözüm getiren olanaklar da sunmaktaydılar. (Germaner 1997:9)

Savaş sonrası lirik soyutlamaya karşı duran genç sanatçılar 1950’li yıllarda filizlenen ve endüstriyel nesnelere bakış açısıyla önemli bir akım olan Pop Sanat’ı benimsemişlerdir. Pop Sanat İngiltere, Amerika ve Fransa’da hızla gelişmeye

(42)

başlamıştır. Robert Rauschenberg, Richard Hamilon, Arman, C. Oldenburg, Jasper Johns ve Andy Warhol çalışmalarında endüstri ürünlerini sanatına konu alan en önemli Pop sanatçılarındandır. Endüstri dünyasında yaşayan toplumun her yaşayanının her gün karşılaştığı hatta kullandığı endüstri ürününü sanatın içine yerleştirmişlerdir.

Gerçek bir toplumsal olay olan Pop sanat, doğrudan yaşamın kendisine değil, tüketim dünyasının gerçeklerini yansıtan bir dizi göstergeye ilişkindr. Pop yapıtlarında bu tüketim dünyası ve onun yapay, geçici varlığı eleştirisiz, olduğu gibi kabullenilmiştir. (Germaner 1997:18)

Savaşın sanatın merkezini değiştirmesiyle Amerika yoğunluklu başlayan Pop sanat aslında eş zamanlı olarak İngiltere’de de boy göstermiştir. Amerikan Pop sanatında üretim ve tüketim olgularının merkeze alınmasına rağmen, İngiliz sanatçılar kavrama daha yumuşak tarzda yaklaşmışlarıdır. 50’li yılların sonlarına doğru Pop sanat İngiltere ve ABD’de modern hayatın içersindeki sıradan nesnelerin sanat nesnesi olarak değişmesiyle gelişim gösterdi. Pop art sanatçıları popüler yaşamın her öğesinden, filmlerden, magazinlerden, dergilerden hatta paketlenmiş ürünlerden kendilerine malzeme çıkarttılar.

(43)

4. 3. 2. ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLERİN II. DÜNYA SAVAŞI’NA KADAR OLAN SÜREÇTE BATI RESMİNDEKİ YERİ

Sanatsal yaratım süreci sanatçının çevresini algılaması ve ortaya koymak istediği nesneleri değiştirerek var etmesine dayalı bir süreçtir. Endüstri ürününün tasarım süreci de bundan farklı değildir. Ancak ortaya konulan nesne içeriğinde farklılıklar ortaya çıkar. Sanat eserinde “içerik” bir konu ve o konunun doğrultusunda ortaya çıkan tema iken, endüstri ürünü bir nesne için içerik işlevdir ve teknik özellikler taşır. Ortaya konulan yeni nesnenin işlevi aynı zamanda nesnenin göstergeselliğidir. (http://yunus.hacettepe.edu.tr/~ufukt/PHD/pdh.htm)

Sanat alanında endüstriyel nesnelerin kullanım serüvenini geleneksel nesnelerin dışında farklı malzemelerin de kullanım isteği ve kimi nesnelerin dokunsal etkilerini nesnelerine katarak onlara kendi içinde üç boyutluluğu getiren Kübizm, estetiği bir tarafa itip yeni bir yapısal kuruluşun kapısını açıyordu. Kübizm kendine yapısal farklılığı, özgür kompozisyonları ve en önemlisi kolaj tekniğini kapsayan bir yol belirlemiştir. Bu yol endüstriyel ürünleri teknik olarak ele aldığı kolaj tekniğini göstermektedir.

Kolajın alt yapısını oluşturan, 20. Yüzyıl sanatında görülen bir davranış ve sanatsal üretim biçimi olan Assemblaj tekniği de sanat yapıtını boyama, çizme gibi eylemlerden soyutlayarak doğal yada endüstriyel nesnelerin veya parçaların yeni bir düzen içinde bir araya getirilmesiyle üretmeyi öngörür.

II. Dünya savaşı sonrası birçok felakete şahit olan dünya ve yaşam gerçekliği sanatın içersinde de yer almaya başlıyor. Dadacılık en fazla iz bırakan ve her şeyin sanatın malzemesi olduğu sanat hareketi oluyor ve nesnelerin çağrıştırdıkları kavramlardan yola çıkılıp resimsel uygulamalara yöneliniliyor.

(44)

Görünürde içeriksiz, soyut ve belirsiz olmaları sebebiyle anlamsız ve garip nesneler gibi algılanan dada ürünlerini oluşturan sanatçıların en büyük tutkusu sanat yapıtı aracılığı ile kendi evren tasarımlarını yansıtmak ve bu arada kendisinden önce ortaya çıkmış olan sanat dallarında olduğu gibi belli bir biçemin tutsağı olmamaktadır. Dada sanatçısı olan Duchamp, nesnelerin dış görünümlerinin ötesinde var olan özniteliksel imgeleri ele geçirdikten sonra bu imgeleri iki boyutlu resim düzlemi yada üç boyutlu uzam içersinde yoğun bir araştırma yaparak yapıtlarında kullanır. ( Genç 1983:116)

Duchamp’la başlayan kullanım nesnesini olduğu gibi ele almayıp çağrıştırdıkları kavramlardan yola çıkan ve resimsel uygulamalarla nesnelerin işlevleri sorgulama eylemi olan Ready-made kavramının ortaya koyulmasını gündeme getirmiştir

(45)

4.3. 2. 1. TEKNİK OLARAK ELE ALINMASI

A. COLLAGE ( KOLAJ )

Resim yüzeyine boyanın yanında ikinci bir malzeme olan kağıt, gazete vb. malzemelerin eklenmesiyle oluşan kolaj sanatının eylemsel olarak ilk ifadesi 1912 yılında Braque ile gündeme gelmesine rağmen kolajın daha eski, belki bin yıllık bir geçmişinin olduğu söylenir.

Sanatçı artık gerçeği değil, kendi özgünleştirdiği bir dil çerçevesinde gerçeğin eşdeğerliliklerin bulmaya çalışmış ve bu gerçeğin yeni yüzünü göstermek için kullandığı malzemede işlev kazanıp sınırsız bir hale getirmiştir. Braque’nin yüzey düzenlemelerinde kullandığı boyanan sahte tahtalar veya sahte mermerlere Picasso yeni bir boyut getirerek düzgün kareler halinde yatay ve dikey formlar kümesi içinde coşkulu bir hava getirmiştir.

Kolaj tekniğinin plastik sanatlar alanındaki ilk sorgulanış resmi olarak belirtilen ilk örnek 1912 yılında “Sentetik Kübizm” adını verdiği dönemde gerçekleştirdiği “Bambu Sandalyeli Natürmort” (Resim 3) adlı tablosu ile Picasso’dur. Bir anlamı ifade ederken gazete kağıdının yanında kullandığı sigara paketleri, renkli kağıtlar, dokulu malzemeler çok anlamlı yüzey düzenlemeyi oluştururken, Braque’de kağıt ve kağıdın formu arasındaki ilişki daha belirgindir. “Pipolu Adam” ( 1912 ) ( Resim 4 ) tablosu için karakalem, arka plan için ahşap kaplama izlenimi veren ve resmin en gerçekçi bölümü gibi durmasını sağlayan duvar kağıdı kullanan Braque diğer bir örnek olarak verilebilir.

(46)

Resim 3- Pablo Picasso “Bambu Sandalyeli Natürmort”

(47)

Braque’nin kullandığı malzemeler dışında bazen de sadece bir kolaj malzemesi resimde aydınlık-kapalılık veya sınır oluşturma gibi öğeleri gösterir. 1913 tarihinde Braque’nin yaptığı “Keman ve Meyve” (Resim 5) adlı eseri bu tür bir çalışmaya örnek olarak verilebilir. Eserde suluboya etkisi yaratmak istenircesine bir saydamlık hakimdir. Belli belirsiz bir masa yada müzik aletine ayrılmış, tahta görüntüsünü andıran tahta dokulu kağıt parçası bu saydamlığa bazı küçük harfleri de yerleştirilmiştir.

Resim 5 George Braque “Meyve ve Keman”

Juan Gris ise Picasso ve Braque’dan farklı olarak yapıştırma kağıtları çoğunlukla kurşunkalem ve füzenle belirginleştirdiği ritimli kompozisyonlar yarattı. (Resim 6) J.Gris; ‘çivi kavramı olmadan çivi bile yapamayacağını’ (İpşiroğlu 1993:31) söylerken Kübizmin bir kavram ressamlığı olduğunu belirtmek istemiştir. Kübistler çalışmalarında nesnelerin kendileri yerine, onların biçimsel dokunsal özelliklerini, gazete, duvar kağıdı, muşamba gibi nesnelerle vermişlerdir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Seçilen modellerin kalıpları hazırlandıktan sonra üretim aşamasında ilk olarak dikiş makinesi dikiş.. işlemi

Bu amaçla asetik asit, esansiyal yağ, propolis, kitin ve kitosan gibi doğal ürünler, Bacillus, Pseudomonas gibi mikroorganizmalar ve bunların ürettikleri metabolitler

ilaçların etkinliği ve güvenilirliği bitkisel drog veya drog preparatlarının elde edildiği tıbbi bitkilerin uzun yıllardır süregelen geleneksel kullanımına bağlıdır.

Birincil kurutma aşamasında ürünün içinde bulunduğu liyofilizasyon kabininde hafif bir vakum uygulanır ve sıcaklık giderek düştükçe yüksek enerjideki

Sınırlar, Boğazlar, Borçlar, Savaş Tazminatı, Azınlıklar, Kapitülasyonlar, Patrikhane,.

Yaralanma olasılığı yüksek olduğu için, düşmeyi durdurucu sistem sadece diğer tüm sistemlerin kullanılamadığı durumlarda düşme koruyucu sistem olarak

Yüzyıllarda Breugel ve çağdaşlarının sürdürdüğü “aylar” resimleri geleneği, bir yandan dört mevsim serisi olarak manzara resmi örnekleri verirken, diğer yandan

Yenidoğan bebek için bakım planının palyatif bakıma dönüşmesi aşamasında aile bireyleri arasında, sağlık personelinin kendi arasında ve aile - sağlık perso- neli