• Sonuç bulunamadı

Örme Yüzeylerin İç Mekanlarda Dekoratif Unsur Olarak Kullanımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Örme Yüzeylerin İç Mekanlarda Dekoratif Unsur Olarak Kullanımı"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖRME YÜZEYLERİN İÇ MEKANLARDA DEKORATİF UNSUR OLARAK KULLANIMI1

THE USE OF KNITTED SURFACES IN INTERIORS AS DECORATIVE ELEMENT

Doç. Dr. Havva HALAÇELİ METLİOĞLU, Çukurova Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Tekstil ve Moda Tasarım Bölümü, Adana, hhalaceli@yahoo.com

ÖZET

Günümüzde insanların ev içinde geçirdikleri zamanın artması, zevk ve beğenilerini yaşam alanlarına estetik ölçütlerle aktarma istekleri, iç mekan tekstil ürünlerinin tasarımının da ilgi çeken ve önemli bir tasarım disiplini olmasına neden olmuştur. Son yıllarda iç mekanların tasarımında minimalist ve yalın çizgiler tercih edilmekte, ancak insan doğası gereği yaşadığı ortamda görsel ve dokunsal tasarım elemanlarında doğayı da aramaktadır. Bu nedenle doğadan ilham alınarak oluşturulmuş doku ve desenlere sahip tekstil yüzeyleri iç mekanlarda, monotonluğun kırılması ve renkli bir ambiansın yaratılmasında önemli bir işlev üstlenmişlerdir. Perde ve döşemelikler yanında aksesuar olarak kullanılan tekstil yüzeyleri iç mekanlarda küçük, pratik ve ekonomik değişimlerle istenen atmosferin oluşturulmasına katkıda bulunmaktadırlar. Bu amaçla araştırma kapsamında iç mekanlarda dekoratif unsur olarak örme yüzeylerin tasarımı ve uygulaması mimesis olgusu açısından ele alınmıştır. Tasarım aşamasında ölçü, düzen, simetri ve birlik ölçütleri göz önünde bulundurularak el örme tekniği ile örme yüzeyler tasarlanmıştır. Tasarlanan örme yüzeyler iç mekanlarda üç boyutlu aksesuar kaplaması olarak sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: örme yüzey, dekorasyon, iç mekan ABSTRACT

Nowadays people spend time indoors more and their willingness to transfer their sense of taste to interiors in an aesthetic concept make textile design for interiors an important design discipline. Recently the ongoing design trend for interiors is minimalist and geometric but as being human people want to experience nature as visual and tactile design elements in interiors. Therefore textiles play an essential role to break the monotone and create organic and colorful atmosphere. Besides curtain and furnishings, accessories, with texture and patterns taking inspiration from nature make changes in the indoor environment with small and economic touches to the interiors. Therefore in this research knitted surface design and implementations are investigated in view of mimesis concept as decorative elements for interior design. During the design process design criteria such as scale, order, symetri and unity are taken into account and all designs are created by hand knitting methods. Knitted surfaces are presented for interiors as accessories with 3d forms.

Keywords: decoration, knitted surfaces, interior

1.GİRİŞ

Tekstil tasarımcıları koleksiyon geliştirmede kullandıkları bütünsel tasarım anlayışı, bir diğer deyişle konsept doğrultusunda, iç mekan tekstil ürünleri arasında yer alan aksesuarların tasarımından da sorumludurlar. İç mekan tekstilleri de moda eğilimleri ile beraber değişmekte, günün moda renk ve dokuları iç mekanlarda istenmektedir. Bunun yanında son yıllarda minimalist eğilim iç mekanların dekorasyonunda da etkili olmuş ve daha az eşya ve geometrik biçimlerle bir stil yaratılmaya çalışılmıştır. Tüketici açısından değerlendirildiğinde seri üretimin getirisi olan tüm bu eğilimler insanları aynılığa ve tekdüzeliğe sürüklemektedir. Birey, kişisel zevk ve beğenilerini ekonomik ve pratik çözüm önerileri sunan aksesuarları kullanarak ifade ederken aynı zamanda değişim arzularını

1 Bu çalışma, Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Birimi tarafından desteklenen “SBA 2016-7447 İç

(2)

da gerçekleştirir. Bunun yanında giderek betonlaşan şehirlerde küçük ofis veya dairelerde gününü ve yaşamının büyük kısmını geçiren birey için doğadan ilham alan tasarımlar ilgi çekicidir. Özellikle iş yaşamında aktif olarak yer alan tüketiciler, günün yorgunluğunun ardından beğenilerine bağlı olarak doğadan gelen desen ve dokuları yaşam alanlarında görmeyi talep etmektedirler.

Doğanın taklit edilmesi anlamına gelen mimesis Aristo’nun poetika eserinde sanatın özü ve psikolojik temelleri biçiminde ele alınır. "Şiir sanatı, genel olarak varlığını, insan doğasında temellenen iki ana nedene borçlu gibi görünüyor. Bunlardan birincisi, öykünme içgüdüsü olup, bu, insanlarda doğuştan vardır; insanlar, bütün öteki canlılardan özellikle öykünmeye olağanüstü yetili olmalarıyla ayrılır ve ilk bilgilerini de öykünme yoluyla elde ederler."

Aristoteles'e göre mimesis insanın ana özelliği ve insana ait temel bir içgüdüdür. İnsanın meydana getirdiği her şeyin ve tüm insan bilgisinin temelinde mimesis vardır. Mimesis, sanatlarda belli bir şekilde gerçekleşir. Sanatçı belli araçları kullanarak objeleri taklit eder. Aristoteles sanatları ilk olarak taklit etmede kullanılan araçlar bakımından birbirinden ayırır. Sözü kullanmakla müzik, ritmi kullanmakla dans, renk ve figürleri kullanmakla figüratif sanatlar doğar (Yıldırım, http://www.felsefe.gen.tr/).

Biçim ve tasarımın tanımlanması sürecinde doğadaki yapı düzeninin incelenmesi kaçınılmazdır. Mimarlıkta doğadan esinlenilmiş/öğrenilmiş pek çok örnek vermek mümkündür. Örnekler incelendiğinde ağaç gibi dallanmış yapılardan, çiçek analojilerine, ağ yapılaşmalarından kabuklara, kristallerden yıldızlara kadar çok geniş bir yelpazede değişik metaforlardan yararlanıldığı görülebilir (Düzenli, Yılmaz ve Alpak, 2018. s.21-35).

Tekstil tasarımında da doğadan, doğrudan betimleme ya da üsluplaştırma yoluyla faydalanılmaktadır. Doğanın yeniden uyanışı ve kendi içinde yenilenmesi kimi zaman bolluk bereket, yaşamı simgeleyen tohum, çiçek, meyve ve ağaç motifleri ile, kimi zamanda stilize edilerek desen kompozisyonlarında çeşitli üsluplarda tekstil yüzeylerine taşınmaktadır. Günümüzde doğa yalnız desenleri ile değil, dokusu ile de tekstil yüzeylerde kendini göstermektedir. Bu araştırma kapsamında ise kaktüs bitkisinin doku ve renkleri etüt edilerek ve dokusal niteliğinden ilham alınarak örme yüzeyler tasarlanması amaçlanmıştır. Uygulamalarda örme yapıların ilmek çeşitlerinden askı, atlama ve ilmek iptali gibi ilmek biçimleri ile boş-dolu, yüksek alçak, ters-düz, kaydırma, haroşa gibi motif oluşturma yöntemlerinden faydalanılmıştır. Aynı zamanda kaktüs bitkisinin doku ve rengi, kullanılan ipliklerin renk ve tüylülük-matlık-katılık gibi karakteristik özellikleri ile yansıtılmaya çalışılmıştır.

2.TEKSTİLİN DEKORATİF BİR UNSUR OLARAK KULLANIMI

Geçmişten günümüze insanlar boşluk korkusunu (horror vacui) gidermek için süsleme eğilimindedirler. Bu deyim özellikle dekoratif sanatlarda motif ve kompozisyonları yüzey üzerinde hiç boşluk bırakmayacak şekilde yoğun ve sıkışık kullanma özelliğini anlatır. Tarihsel süreçte süsleme doğal çevreden etkilenerek ve geleneksel değerlerin tutuculuğunda tekrarlara düşerek aşırı bezemelere ulaşmış, günümüzdeki modern dünyada ise minimalizm etkin olmuştur. Bazı uzmanlar, süslemenin temelinde insanın doğayı yenmesi yanında sosyal yaşamındaki değerlerinin (inanç, umut, statü) simgelenmesinin yattığı görüşündedirler. Tarihsel süreçte insanın kullandığı her türlü nesneyi motiflerle süslemesi hatta insanın bedenini boyamasının altında gizli bir dinamizm yatmaktadır (Özpulat, 2003).

Yüzey süsleme biçimleri insan yaşantısının her yönünde görülür. İnsan, vücudunda ve mekan edindiği mağara duvarındaki biçim ve renkleri daha sonra dokusal yüzeylere aktarmıştır. Önceleri büyü, sihir ve inançla bütünleşmiş olan biçimler zamanla sayı ve geometride olduğu gibi bilim, yahut sembol ve resimdeki gibi sanat yönünde netleşerek kendi anlatım dillerini geliştirmişlerdir (Uğurlu, 1988, s.110).

(3)

Süsleme ve bezemeler geçmişte techne kavramının belirttiği üzere sanat ve zanaat kapsamındaydı. Fakat 16. yüzyıldan itibaren, uygarlık sanatçının fonksiyonlarının ihtisaslaşmasına neden oldu. O zamana kadar sanatçı aslında bir zanaatçı idi (Read, 1973, 26).

19.yüzyılda ise dekoratif ve güzel sanatların ayrımı sonrasında tasarımcı kimliğinin oluşması ile dekoratif unsurlar tasarım kriterleri ile biçimlenerek aralarında seramik, iç mimari ve tekstilin de bulunduğu disiplinlere taşınmıştır. 20. yy da dekoratif soyutlama modern sanatlardan kumaşlara sıçramıştır. 1920’lerde Sonia Delaunay atelier simultane atölyesini kurar ve burada canlı, kroma armoni ve zıtlıklarında simultane kumaşlar üretir (Lebeau, 1994, s.183). Bezeme ile dekorasyon karıştırılmamalıdır. Dekorasyonda bütün süsleme alanları kastedilir. Bezeme ise sistem halinde tekrarlanan süsleme motifidir (Turani, 1980, s.23). Dekoratif terimi geçmişte süsleme yapılan alanların tanımlanmasında kullanılmış, günümüzde ise bir ürünün elzem bir işleve sahip olmak yerine estetik beğenileri tatmin etmeye dönük bir işleve sahip olması anlamına gelmektedir. Tasarım ürüne kimlik ve işlev kazandırılması için gereklidir. Bu nedenle günümüzde dekoratif bir tasarım ürününde sembolik ifadenin yerini kullanıcının yaşam biçimi, kültürel değerleri ve beğenileri ile şekillenen estetik ifade almıştır.

İç mekanların dekorasyonunda örme yüzeyler perdelik, döşemelik ve duvar tekstili olarak ya da puf, yastık veya üç boyutlu aksesuar ve kaplamalarında dekoratif amaçlı olarak kullanılabilirler. Dekoratif olarak tasarlanan bir örme yüzey bir mekanda perdelik kumaşların ışık kontrolü veya döşemeliklerin mobilya ile kullanıcı arasında ara yüz oluşturarak dokunsal konfor sağlaması gibi işlevlere sahip olmayabilirler. Ancak dekoratif tasarım ürünleri mekandaki mobilya ve perdelerle uyum içinde olabilir, mekanın renk ve biçim algısında değişiklik yaparak doku ve renk kontrastı ile bir odak noktası yaratabilirler. Bu nedenle de dekoratif amaçlı olsa da örme yüzeylerin tasarımında tasarım ölçütlerinin izlenmesi estetik anlamda tatmin edici sonuçlara ulaşmayı sağlayacaktır. Araştırma kapsamında ise bir temaya bağlı olarak renk, doku ve malzeme seçimleri ölçü, düzen, simetri ve birlik ölçütlerine bağlı olarak yapılmıştır.

Tekstil yüzeylerinde desen oluşturma, dokuma ve örme teknikleriyle uygulama sırasında yapılabileceği gibi kumaş üretiminden sonra baskı ve spesifik bitim işlemleri ile de yapılabilir. El örmeciliğinde desen, doku ve renk yüzeyde örme işlemi sırasında verilmektedir. Bu sayede yüzeyi ve yapıyı aynı anda oluşturan ipliklerin yüzeyde dokusal nitelikleri daha belirgin, renk vurguları daha doğal olmaktadır. Tıpkı dokumada olduğu gibi örme yüzeyler için de desen, motif veya doku esaslı olarak oluşturulabilmektedir.

Günümüzün kumaşlarına tasarım açısından getirilen yenilikler ise büyük ölçüde doku benzeri etkiler şeklinde kendini göstermektedir (Önlü, 2004, s.14).

Desenlendirme ve bezemede başlangıcın çizgi olduğu şüphe götürmez bir durumdur. Çizgi, hareket, inanç ve renk öğeleri ile insanın mantığından çok duyularına hitap ederek oluşturduğu motifler farklı yorum ve anlatım biçimlerine açık olarak gelişmektedir. Çizgisel değerli süslere hareket ve renk öğelerinin eklenmesi ile dokusal yüzeyi süsleyecek biçimler daha da geliştirilmişlerdir. Serbest, stilize, illüstrasyon, ornament, dekoratif ve yabancılaşmış, dolu, boş, yüksek, alçak, ters, yüz, simetri, asimetri, kaydırma, çevirme, kombinasyon ve renkli biçimler, biçim üretme yöntemleri hep, dokusal yüzeyi süslemede kullanılmış olan, iki boyutlu motif, desen biçim kavramlarıdır (Uğurlu, 1988, s.110).

3.TASARIMLAR

Günümüzde iç mekanlarda keskin geometrik formlar ve katı renkler hakimdir, ancak insanlar aynı zamanda doğal doku ve renkleri evlerine taşımak istemektedirler. Aksesuar amaçlı kullanılan tekstiller bu açıdan mevcut bir boşluğu dolduracaklardır. Ancak bir tasarımın başarısı mimari ile uyumuna da bağlıdır. Tüm tasarımlar formların göz-beyin-el koordinasyonu ile bir araya getirildiği bir kompozisyondur. Burada çeşitliliğin içindeki düzene duyulan bir hayranlıktan bahsedilebilir. Tüm insanlar bir düzen oluşturma, psikolojik açıdan süsleme eğilimindedirler. Bitki, hayvan form ve

(4)

yüzeyleri yanında geometrik biçimler de stilize edilerek dekoratif yüzeylerde kullanılırlar. Ancak, tasarımda mükemmel düzenlemeler taklitten doğmazlar ( Hatton, 1960, s.10).

Bu nedenle araştırma kapsamında Aristo’nun mimesis tanımında belirttiği doğanın birebir taklidi yerine doğadan esinlenme ve yorumlanarak çeşitli yüzeylere aktarılması söz konusudur. Burada amaç doğanın taklit edilmesinden öte, kullanıcının iç mekanda duyduğu doğala dokunma, doğayla içiçe olma vb. duyusal ihtiyaçlarının psikolojik ve estetik doyumla karşılanmasıdır.

Simetri ve asimetri gibi düzenlemeler doğada vardır, ancak tasarımcı bu düzenlemelerden uygun bulduğunu kullanılacağı yere göre ritim ve kompozisyon öğelerini gözeterek tasarımına taşır. Bazen ritim için aynı birimin tekrarları, bazen de farklı birim tekrarlarına yer verilir.

Desen ve doku elemanları incelenecek olursa, günümüzde iç mekanların dekorasyonunda kullanılan tekstil yüzeylerinde giderek doku unsuru öne çıkmaktadır. Geçmişte motif tekrarları ile oluşturulan birimlerin yerini rölyef etkili dokusal düzenlemeler almıştır (Lebeau, 1994, s. 183).

El örmeciliği ile yapılan tasarımlarda, ilmek iptali, askı, atlama gibi ilmek biçimleri ile boş-dolu, yüksek alçak, ters-düz, kaydırma, haroşa gibi motif oluşturma yöntemlerinden yararlanılmış ve tasarım ölçütlerine uygun olarak örme yüzeylere aktarılmıştır. Bu amaçla çeşitli kaktüs bitkilerinin fotoğrafları çekilmiş, renk ve biçim ilişkileri incelenmiştir. Kaktüsün yüzey özellikleri, renk ve doku ilişkilerinin etüt edilmesi sonucu malzemelerin rengine karar verilmiştir. Kaktüsün doğal niteliği göz önünde bulundurulurken, dikensi yapılarının insanda rahatsızlık ve korku hissi yaratacağı düşünülerek diken dokuları gözardı edilmiştir. Örme yüzeyler formu ile birlikte oluşturulmaya çalışılmış, ancak malzemenin inceliğinden ötürü kendisini taşıyamayacağı göz önünde tutularak iç mekanda kullanılabilecek aksesuarların yüzey kaplamasında kullanılmasına karar verilmiştir. Tasarımlarda temel tasarım ölçütleri göz önünde bulundurulmuştur. Örneğin ölçü; dış yüzeyi daha küçük olan mumluklarda daha ince şişlerle ve birimleri daha küçük ölçeklerde örme yüzey tasarımları yapılırken, saksı için daha büyük birimlerin tekrarında daha kalın ipliklerle çalışılmıştır.

Malzemelerin mevcut bir formu kaplayacağı düşünüldüğünden esnetilmeye uygun olacak biçimde el örgüsünde kalın ipliklerle 3,6,9 numara şişler kullanılmasına karar verilmiştir. Ana renk olarak 4 yeşil tonu belirlenmiş, nüans renkleri ile ışık oyunları ve kontrast yaratılmaya çalışılmıştır.

Yeşilin doğada hemen hemen her yerde bulunabilmesi; alınması ve kullanıldığı her ortamda bir etki yaratmada işe yaradığı göz önünde tutulmuştur. Yeşil oldukça öznel bir renk olup tonu yanlış seçildiğinde ruh halini etkileyebilir. Sıcak yeşiller içinde kırmızı ve sarı vurgular içermektedirler (Mogg, 2001, s.90). Bu nedenle soğuk yeşil tonları sıcak kırmızı ve turuncu renkte ipliklerle kombinlenmiştir.

Tasarımların sunumu için nötr renklerde döşenmiş bir oturma odası seçilmiştir. Mekanda halı geometrik desende, oturma grubu ise dinginlik yaratılması için mat ve soğuk bir renkte, sehpa ise ahşap malzemendedir. Kaktüs bitkisinden ilham alınarak tasarlanan örme yüzeylerin soğuk ve katı ambiansı dengeleyerek mekana sıcak ve dokunsal bir atmosfer kazandıracağı öngörülmüştür. Örme yüzey tasarımları mumluk ve saksı gibi mevcut aksesuarlara giydirilerek sunulmuştur.

(5)

Şekil1. Çeşitli kaktüs bitkileri ve renk skalası

Şekil 2. Tasarım1

Tasarım 1’de yeşilin birden fazla tonu birlikte kullanılarak kaktüs bitkisinin yüzeyindeki boş ve dolu alanların yarattığı rölyef etki ton farkları ile verilmeye çalışılmıştır. Kaktüsün yüzeyindeki dikensi yapı tüylü ipliklerle yorumlanmıştır. Bunun yanında kaktüs bitkisinin dilimli görünümü örmede askı ilmekleri ile yansıtılmıştır. Çalışmada pamuk ve akrilik iplik türleri birlikte kullanılmış, her iki ipliğin incelik ve yapısal doku farkları yüzeyde biçim oluşturmada rol oynamıştır.

(6)

Şekil 3. Tasarım 2-3

Tasarım 2 ve 3 birbiriyle kombin oluşturacak biçimde tasarlanmıştır. Tasarım 2 koyu yeşil tonda düz ve ters ilmeklerin birlikteliğinde oluşturulmuş, düz ilmeklerle kaktüsün formu yansıtılmaya çalışılmıştır. Tasarım 3’de yeşil ve açık pembe tonlarda muline ve beyaz tüylü iplikler birlikte katlanarak tek bir iplik haline getirilmiş ve ters örgü kullanılarak örme yapılmıştır. Örme sırasında bazı yerlerde ilmek iptalleri ile boşluklar yapılırken, düz alanlarda kaktüs bitkisinin dokusundan esinlenilmiştir. Belirli aralıklarla yapılan askılar örmenin yüzeyinde yüksek ve alçak alanlar oluşmasına neden olmuştur.

Şekil 4. Tasarım 4

Tasarım 4 çizgi esaslı bir tasarım kurgusuna sahiptir. Koyu yeşil iplikler ters, muline tüylü iplikler düz örülmüştür. Her iki alanda kullanılan malzeme ve örgü farklılıkları kaktüsün doku, renk ve dilimli yapısının elde edilmesine yöneliktir. Dairesel formdaki mumluğu saran örme yüzeyin esnekliğinden ötürü çizgiler eğri ve amorf biçimde algılanmakta ve organik bir his yaratmaktadır.

(7)

Şekil 5. Tasarım 5

Tasarım 5 degrade akrilik ve muline akrilik ipliklerin birlikteliği öngörülerek tasarlanmıştır. Muline iplikler ters örgü üzerinde düz ilmekler oluşturmuş, dikey yönde çizgiler yaratmıştır. Degrade iplikler daha kalın ve hacimli olup, yatay yönde renk geçişleri oluştururken ters örgüde kullanılması ile gözenekli bir doku elde edilmiştir.

Şekil 6.Tasarım 6

Tasarım 6 da örme yatay çizgili olarak tasarlanmış, düz koyu yeşil renk pamuklu iplikle, muline ipliklerin farklı renk ve yapıları çizgi desenin oluşumunu sağlamıştır. Bunun yanında örme sırasında ilmek arttırma ve azaltma yoluyla oluşturulan delikler yüzeyin girintili çıkıntılı olmasını sağlamış, kaktüs dokusuna yaklaşılmıştır. Seramik vazo kaplaması olarak sunulmuştur.

(8)

Şekil 7. Tasarım 7

Tasarım 7 sakallı olarak tanımlanan degrade tüylü akrilik iplikle düz koyu yeşil pamuk ipliğinin birlikte kullanımı ile oluşturulmuştur. Yatay yönde çizgili olarak tasarlanan yüzeyde turuncu ipliklerin uzun tüylü yapıları pamuklu iplikleri kapatmış, genel olarak renkli ve saçaklı bir doku oluşturmuştur. Enine çizgi desenli olarak tasarlanan örme yüzey boyuna çizgili olarak saksı üzerine kaplanmıştır.

Şekil 8. Tasarım 8

Tasarım 8 de kağıt iplik ile birlikte akrilik koyu yeşil iplik kullanılmıştır. Ribana örgü planında ters örgüde rafya ve düz örgüde akrilik kullanılmıştır. Dikey çizgili olarak örülen tasarımın son kısımlarına doğru tüylü, turuncu iplikler yüzeye dahil edilmiş ve asimetriden yararlanılmıştır. Örmenin tersinde ters ve düz örgü alanları arasında iplik yüzmeleri ön yüzde hacimli ve kabarık bir doku yaratmıştır. Bunun yanında kağıt iplik sert bir doku, akrilik ise düz doku yaratarak kontrastlık sağlanmıştır.

(9)

Şekil 9. Tasarım 9

Tasarım 9’ un desen planı da tasarım 8 ile benzerlikler taşımaktadır ancak, farklı renk ve dokuda akrilik iplikler kullanılmıştır. Muline yeşil ipliklerle beraber tüylü beyaz iplikler birarada kullanılırken, beyaz alanlarla kaktüsün biçiminden ilham alınmıştır. Ardından düz örmede beyaz ipliklerle atlamalar yapılması yüzeyin boyutlu görünmesi yanında yumuşak renk geçişlerinin de oluşmasını sağlamıştır.

4.SONUÇ

Süsleme geçmişten günümüze insanın boşluk korkusuna bağlı olarak ortaya çıkmış, boşluğu doldurma ve desenlendirme eğilimi ile devam etmiştir. İç mekanlarda kullanılan dekoratif obje ve aksesuarlar, gerek mekana renk katmaları, gerekse hızlı, kolay ve aynı zamanda ekonomik değişim önerileri sunmaları ile bireysel ifade için vazgeçilmez tasarım ürünleridir.

El örmeciliği ile oluşturulan yüzeyler esnek yapıları ile üç boyutlu objelerin kaplanmasında kullanılabilirler. Bu araştırma kapsamında ise el örme tekniği kullanılarak, minimalist çizgilerde döşenmiş bir mekanda doğal bir ambians yaratılması ve renk -doku katkısı sağlanması amacıyla örme yüzeyler tasarlanmıştır. Gündelik yaşantısını betonlaşan şehirlerde ve doğadan uzak ofislerde geçiren insanların doğala duydukları yakınlık ve talep temel tasarım kaygısını oluşturmuştur. Tasarımlarda doğalın öne çıkarılması için mimesis olgusu doğrultusunda çeşitli kaktüs fotoğrafları çekilmiş, renk, doku ve biçimsel özellikleri incelenip ilham alınarak örme yüzeylere aktarılmaya çalışılmıştır. Örmede ters-düz, haroşa, ilmek iptali, askı ve motif oluşturma yöntemlerinden faydalanılmıştır. Birim tekrarları için kaktüsün yüzeyi ve biçimi ele alınırken, malzeme seçiminde renk ve doku rol oynamıştır.

Mumluk ve saksı gibi hemen hemen her evde bulunabilecek mevcut aksesuarlara uygun boyutlarda yapılan örme yüzeyler, bu aksesuarların dış yüzeyine kaplanarak sunulmuştur.

Kolay erişilebilir, yapılabilir ve değiştirilebilir olmaları ile örme yüzeyler ergonomik tasarım önerilerine sahip olmalarının yanında oluşturdukları renk ve dokusal katkılarla iç mekanlarda dekoratif amaçlı kullanım potansiyeline de sahiptirler. Bu açıdan ele alındığında, örme yüzeylerin yarattıkları ekonomik ve pratik değişimler, kullanıcıların yenilenme arzusunu gidermeye de olanak sağlamaktadır.

(10)

KAYNAKLAR

Düzenli, T., Yılmaz, S. Ve Alpak, E.M., (2018). Peyzaj Mimarlığı Eğitiminde Bir Tasarım Yaklaşımı: Doğal Örüntülerden Esinlenme.sed, 6 (1).s.21-35 www.sanategitimidergisi.com 24) Hatton,Richard G., Handbook of Plant and Floral Ornament from Early Herbals, Dover Publication, New York, 1960

Lebeau, Catherine, Fabrics: The Decorative Art of Textiles, Thames and Hudson, NewYork, 1994 s.183).

Mogg, Caroline Liften, The Color Design Source Book: Using fabrics, Paints and Accessories for Succesful Decorating, Ryeland Peters and Small, New York, 2001

Önlü, Nesrin, “Günümüz Giysilik Kumaşlarının Getirilen Yenilikler Işığında Tasarım ve Teknik Açıdan İncelenmesi”, Tekstil Maraton, Mart-Nisan, 2/2004, Sayı 71

Özpulat Füsun, Tekstil Desen Tarihi Ders Notları, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Tekstil Tasarım Anasanat Dalı, İzmir, 2004

Read, Herbert, (Çev. Nigar Bayazıt), Sanat ve Endüstri, 1973

Tasmacı, M., 1998, Ev Tekstili Tanım, Özellikler ve Sınıflandırılması, Ev Tekstili Dergisi, Sayı:16

Turani, Adnan, Sanat Terimleri Sözlüğü, Toplum Yayınları,Ankara, 1980

Uğurlu, Aydın., Tekstil Yüzeylerinde Motif Desen Biçimleri, Tekstil Teknik, Mart 1988

Yıldırım, Ömer, : Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf "Felsefeye Giriş" ve 3. Sınıf "Çağdaş Felsefe Tarihi" Dersi Ders Notları, http://www.felsefe.gen.tr

Şekil

Şekil 2. Tasarım1
Şekil 3. Tasarım 2-3
Şekil 5. Tasarım 5

Referanslar

Benzer Belgeler

Çiti örgüsü bitirildikten sonra kilim örgünün yapılmasına geçirilerek çiti ve kilim örgü halının zemin renginde olan yün ip kullanılarak yapılmaktadır.... 

RL Örme Yüzeyler: Örme kumaş yüzü sağ ilmek ( R ) tersi sol ilmek ( L ) görünümlü ise bu yüzeylere ( RL ) yüzey denir... RR Örme Yüzeyler: Örme kumaş yüzü sağ ilmek ( R

Çekim işlemi uygulanmış, istenilen ölçülere getirilmiş, isteğe bağlı büküm ve kat verilmiş, kullanıma hazır biçimde işlenmiş lif topluluğuna ''iplik '‘ denir..

Yuvarlak örme çorap makinelerinde çalışılan çorabın eni makinenin kovan çapına göre değişiklik gösterir. İğne sayısı ve kovan çapı çorap örme makinesinin yan

Göz, üç temel birleştirici renk olan, kırmızı, yeşil ve maviye tepki verir ve beyin, diğer renkleri bu üç rengin farklı kombinasyonları olarak

uniformity value decreased after the first washing treatment compared to the unwashed sample. Further increasing in number of washing treatments increased the value of macro

Ön ve arka iğne yataklarında birbirinden bağımsız iki kumaş örülürken iğnelerin, yükseldiklerinde örme ipliğini iğne yataklarının tam ortasına beslenen çözgü

Ter haslýðý testi BS EN ISO 105-E04 standardýna göre asidik ve bazik olarak yapýlmýþ olup, Tablo 6 ve 7'de test sonuçlarý verilmiþtir. Ter haslýðý test