• Sonuç bulunamadı

Beşiktaş'ta 2 meyhane

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beşiktaş'ta 2 meyhane"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H

agop Mıntzuri Tarih Vakfı Yayın­ ları arasında çıkmış olan “İstanbul A nılarında geçen yüzyıl sonu Be­ şiktaş’ını anlatırken, “bu çevrede benim an­

lattığım günlerden sadece Sinan paşa Camii kaldı” der.Yazarın Padişah Abdülhamid

ll’nln bayram namazı için Sinan Paşa Ca- mii’ne gelişi öncesinde çarşının sessizli­ ğini anlattığı bölümler ise çok güzeldir di­ lerseniz kısaca bir göz atalım:

“Sultan kendisinden öncekilerin yaptı­ ğı gibi yılda iki kez ,iki bayramda bizim fı­ rının karşısındaki Sinan Paşa Cam ii’ne bayram namazı kılmaya gelirdi. Onun geli­ şinden önce, yılın bu iki günü olağanüstü anlar yaşardık. Çarşıdaki canlılık tam an­ lamıyla durur,herşey ertelenirdi. O sabah her sabah yaptıklarımızı yapamazdık. Ek­ mekleri yükleyip semt semt dağıtabilmek için atları getiremezdik. Ekmekler tezga­ hın üstünde dizili kalır, ama tezgahtar Barsam Ağa ekmeklerin yanında görün­ mezdi. Fırının ağzı kapalı, pişirici Hayra- betlerin Nişan ise orada pişen ekmekleri uzun küreği ile çıkarmak için. Ama kürek boylu boyunca yerinde durmakta. Azbı- derli hamurkar çocuklar, yerlerinde otur­ muşlar mıydıjyoksa hamur tahtalarını çe­ virmiş üstlerinde uyuyorlar mıydı ?...Orta- lıkta gözükmemek için! Köşedeki ocağa ağzına kadar ateş doldurmuşlardı, ancak yemek pişiren Tomasların Nişan ortada yoktu. Yemek için hiç bir hazırlık da gö­ rünmüyordu .Ben de tezgahtan bakınıyor­ dum. Ama kime ?Neye ? Bilmiyordum.

Hatta kendim olduğumdan bile şüphe­ leniyordum. Mustafa Ağa ve Yusuf ,yığılı süpürge demetlerinin önünde ayaklarını uzatmış hiç kıpırdamadan oturuyorlardı. Musa Çavuş kahvesinin kapısında dur­ muş ne içeri giriyor ,ne dışarı çıkıyordu. Seyisler, don gömlek oturanlar yoktu. Ka­ ğıt oynayanlar da orada değildi. Hakkı da ortalıkta gözükmüyordu. Musa Çavuş a- basını giymişti. Azbıderliliği gitmiş, Yahya Efendi dergahının hademelerine dönmüş­ tü yine. Bana öyle geliyordu ki, gerçek Musa Çavuş değildi o adam,onun bir ben­ zeriydi. Çaydanlık devamlı kaynıyordu. Yanımızdaki bakkalda damat yoktu;kayın- pederi içerde yerindeydi. Büyük masala­ rın üstünde soğanlar vardı. Fakat onun durmaksızın soğan kesmelerinin “tık..tık” sesleri duyulmuyordu. Ateş sönmüştü. Ciğer parçaları una bulanmış fakat zeytin­ yağında kızartılmıyordu. Zeytinyağının ko­ kusu da, cızlaması da gelmiyordu.Işkod- ralı Abidin Bey’in Salhane (mezbaha) ka­ sabı Nazif’e vaaz çeker gibi yüksek sesle konuşması da duyulmuyordu. Çoban U- beyt ortalıkta değildi. Bizim büyük

Armu-SAYFA 26 FİESTA - 25 EYLÜL 1994

BEKRİ

EŞNİC

2

meyhane

Beşiktaşlılar ve Ahtapot çarşının iki sevimli yeri

dan’da bir Yarım Ağa’mız vardı yedi aylık doğduğu için onu Yarım Ağa diye çağırır­ dık. İşte ben Ubeyt’i tıpkı ona benzetir­ dim.” çıngıl... çıngıl..çıngıl”çıngırak sesle­ riyle koyunlarını çıkarır, Beşiktaş’ın tepe­ lerine ,Balmumcu taraflarına otlatmaya gö­ türürdü. MakedonyalI sebzeci Lazso

Ca-ro’nun atları bugün Büyükdere’den gelme­ diler, kervan geliyor gibi “dangul... dun­ gul” ziller çalarak dükkan önünde durma­ dılar, yüklerini indirmediler ,sebze getir­ mediler. Helvacı’nın İmam iki kez dışarıya çıktı. Bakır Büyük kazanıyla mermer masa­ nın üstüne iki koca helva kubbesi yaptı gitti. Ustası put gibi oturmuştu köşede ; e-şeğine binmiş Nasrettin Hoca gibiydi...

...Camiinin önündeki meydana daha

geceden taze sarı kum serpilmişti. Gün boyunca omuz omuza duran ,sadece ku­ ru ekmekle yaşayan, on paraya helva ve yarım okka ekmek yiyerek veya yirmi pa­ raya kızarmış ciğer, helva ve yarım okka ekmekle gün geçirenlerin yoğun kalabalı­ ğından on kişiyi dahi ortalıkta bırakma­ mışlardı.”

Bugün o Beşiktaş çarşısı çok değişmiştir. Ubeyt’in koyunlarını otlattığı yerlerde otomo­ billerimizle geziyoruz. Artık İstanbul çarşıları­ nın meyve ve sebzeleri uzaklardan kimi za­ man ta güneyden geliyor.

Ama Beşiktaş ve hele çarşısı hala İstan­ bul’un en güzel en hoş köşelerinden biridir.

Ben bu çarşının, denizin lacivert derinlik­ lerini masalarımızı şenlendirmek için terke- den balıkların sıra sıra durdukları, tablaların yüz mumluk ampuller altında ışıl ışıl parladı­ ğı, balıkçılarla salata limon dereotu mayda­ noz roka satanların yanyana sıralandıkları balıkçılar çarşısını severim.

Tam bir şenliktir balıkçılar çarşısı. Hele orada bundan 25 yıl öncesine kadar gördü­ ğüm sol kolu tutmayan ve salataları tek eliyle büyük bir hünerle bıza taktığı sazlara geçiren .kendisine yardım etmeye kalkanlara sinirle­ nen adını da bilmediğim,.bir satıcı vardı k i ,

onu hiç unutamam.

O satıcıyı, Köyiçi Kilise Meydanı denen meydanda, şu anda Beşiktaşlılar’ın gittiği 62 numaralı Balık lokantasından seyrederdim. Geçen gün, palamutların artık çingenelikten çıkmaya başladıkları bir dönemde tekrar git­ tim, aynı meyhaneye.

Tabii futbol ile de ilgiliyseniz, orada Beşik­ taş’tan konuşmadan edemezsiniz. Duvarları bütün Beşiktaş oyuncularının resimleriyle süslü olan bu meyhanede, klasik mezeleri, mevsim balıklarını bulursunuz.

Orada bir meyhanede aranandan fazla bir şey beklemeyin. Sıcak bir atmosfer,gürültü­ süz bir ortam, bir çarşının içeriye yansıyan çümbüşü yeter de artar.

Bu meyhanenin iki adım ötesinde karşıda, biraz daha büyükçe ve lüksçe görünen, (ama onun da fiyatları pahalı değil) Ahtapot vardır. Ahtapot’ta da yine mevsim balıklarını (çeşidi biraz daha fazla olmak üzere) yine klasik meyhane mezelerini güler yüzlü servi­ si bulacaksınız.

Beşiktaşlı olmasanız bile gidin o güzelim İstanbul köşesinin keyfini çıkarın.

TURGUT VİDİNLİ BALIK LOKANTASI KÖYİÇİ KİLİSE MEYDANI 62 BEŞİKTAŞ - ıST. TL:260 20 16

AHTAPOT

KÖYİÇİ KİLİSE MEYDANI NO: 50 BEŞİKTAŞ - İST TEL: 261 91 48

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu entegre, C0=0 olduğu zaman toplama, C0=1 durumunda ise çıkarma işlemi yapar. Çıkarma işlemi yapılırken, çıkarılan sayıyı temsil eden ‘A’ bitleri entegreye

Palas, 1892 yılında İstanbul’a gelen Orient Ekspres konuklarını ağırlamak için inşa edildi.. Çelik

Mümkün olduğu kadar çok keratinize ve yapışık dişetini koruyabilmek için insizyon, dişeti kenarından apikale doğru en fazla 1 mm mesafeden yapılır ve kemik kretine

olan 93 hastanın yaş ortalaması 45.8 yıl, omuz çevresi yumuşak doku yerleşimli tümörü olan 24 hastanın yaş ortalaması 52.0, skapula yerleşimli tümörü olan

1 bütünde …… çeyrek vardır. 2 bütünde ……

[r]

[r]

Ve Rab Allah her kır hayvanını, ve göklerin her kuşunu topraktan yaptı; ve onlara ne ad koyacağını görmek için Âdem’e getirdi; ve Âdem her birinin adını ne