Ş İ İ R
19
OCAK 2020 TÜRK DİLİ
sesinden dökülen nehirde ne mümkün kulaç atmak akıntıya karşı ıslanmadan ve yüzümün tozlarını
veresiye defterlerinden silmek bir çırpıda düşlerim paslanmadan ne mümkün tanrı misafir kabul etmiyor-
muş kaybolmuş insanın i’sini bulamadım geldim artık kapına
çocuk parkının gece burukluğuyla ne heybe ne bagaj
ne cüzdan ne ajanda
gökten düşen bir elma da mı olamadım avuçlarımı getirdim sana
kıymıklardan arta kalan avuçlarımı ve zamansız çiçek açan
suçlarımı getirdim kalbimin terini silip
yanık bir kibritin çöplüğünde gövdeme yaslanmadan
sıtmamı anlamak ne mümkün
Mehmet Çevik NE MÜMKÜN