Çağdaş Türk müziğini yaratan ve ku rumlaştıran öncülerden biri, Necil Kâ zım Akses, 6 Mayıs 1908 günü İstan b u l’da doğmuştu. Bugüne dek yetiştir diği beş kuşak öğrenci, yazdığı binler ce sayfa yapıt ve müzik kurumlarına attığı temel taşlarla, Atatürk’ün ileriye dönük Türkiyesi ’ndeki ilk simgelerden biridir.
Ensesine doğru kıvrılarak uzamış ak saçları; kartal burnu, aklaşmış gür kaş larının altında açık renk, derin gözleri yaşamının her dönem inde kendisiyle özdeşleşen göbeği ve elindeki purosu ile Necil Kâzım A kses gözlerini uzak lara dikip bir şeyler mırıldanırken, sizi dinlerken ya da bir şeyler anlatırken mutlaka -belki de yaptığı işe yoğunlaş mak için- bacağını sallamaktadır. Uzun süren bir konuşma sırasında artık sizi dinlemediğini fark ettiğinizde yüzünde ki ilk ciddi ifade yerini muzır b it çocuk edasına bırakmıştır. Biraz sonra mutfak ta emporvize edeceği yemeği hazırla m aktadır kafasında. Pastırmalı yumur ta yapmalı. Ama öyle herkesin bildiği cinsten değil. Önce süt, yağ, yumurta, peynir; sonra pastırmayı serersin. Yu murta da Orman Ç iftligi’nden alınmış tır mutlaka. Pastırma ise son yirmi yıl dır aynı şarküteriden! (Evin llyasoğ- lu’nun Yapı Kredi için hazırladığı ‘Ne cil Kâzım Akses’ başlıklı kitabının gi rişinden).
Bugün, 1998 yılının bu 6 Mayıs gü nünde, onun 90. yaşını kutluyoruz. Bir bütün yirminci yüzyılı başından sonu na dek solumuş, savaşları, devrimleri, sanat akımlan, yeni buluştan ve yeni bes tecileriyle izlemiş sanat adamımız.
Yine her zamanki gibi, toplumumu- zun sanatçısına duyarsızlığından söz edeceğim. Acaba kaç orkestra bu haf taki programına bir Aks«s yapıtı aldı? Ne de olsa Akses çağdaş müziğimizde senfoninin öncülerinden biri. Acaba Ankara Devlet K onservatüvan halen hayatta olan bu ilk kurucusunu nasıl bir törenle selamlayacak bugün? Ya da Dev
müzıkçinin çabuk unutulması ve yalnız lığı. O seslendirilm edikçe sessizliğe terk ediliyor.
Necil Kâzım Akses bugün dolu do lu doksan yaşma bastı. Ailesi, onun Av rupa’da, Ankara’da, stüdyolarda, konser lerde çalınmış dağınık yapıtlarını der leyerek 13 C D ’lik bir külliyat yapmış, bugün kendisine armağan olarak sunu- yormuş. Doğal ki henüz altın CD ha linde. Aslında bunların basılıp çoğalma sı, Kültür Bakanlığı ’na yaraşacak bir pro je^________________
Türk Beşleri’nin en genç üyesi
Ben, ‘Necil Kâzım Akses’, kitabıma iki yıl önce başlamıştım. Cemal Reşit Rey’in hemen ardından basılacaktı Ya pı Kredi Yayınlan’nca. Şu sıralarda diz gide. İyi bir rastlantı olarak Akses’in 90. yılına yetişmiş oluyor. Ve kitap çıkar çık maz, 20 Haziran 1998 tarihinde Yapı Kredi Kültür Sanat, bir Akses gecesi dü zenliyor İstanbul Atatürk Kültür Mer kezi’nde. Değerli bestecinin kendisi
nin de katılacağını umduğumuz bu say gı gecesinde, onun ilk yapıtlarından bi ri olan keman ve piyano için Poem (Ci hat Aşkın-Mehru Ensari) piyano için Minyatürler (Vedat Kosal), ayrıca Li- edler ve en son tamamlanmış bestesi olan 4. Kuvarteti (Yücelen Kuvartet) seslen dirilecek. Dilimiz döndüğünce onun ta rihi kişiliğini anlatacağız ve kitabın ar kasına eklediğimiz iki kompakt diskte kendi sesinden onun anılarıyla okudu ğu şiirleri dinleyeceğiz.
A kses’in yaşamındaki hemen her ev re ilginç bir coşkuyla yüklüdür. İstan bul Sultanisindeki lise yıllarında aynı zamanda Darülelhan’a giderek B atı’ya açılan pencereden dışarı bakmaya baş lamış. Raslantıyla değil, bilinçli olarak müziği meslek edinmeye karar vermiş ve önce Viyana Yüksek Müzik Oku- lu’nda, ardından Prag Konservatuva- n ’nda zamanın en önemli hocalarıyla eğitim görmüş. Viyana ve Prag o gün lerde Paris gibi sanat merkezleri. Orta Avrupa, post-romantizmin beşiği.
Ge-nucunda 1936’da Ankara Devlet Kon- servatuvarı’m kurarlar. Akses burada uzun yıllar kompozisyon öğretmenliği ve bir süre müdürlük yapmıştır.
Bir süre Güzel Sanatlar Genel Mü dürlüğü, Bern ve Bonn’da öğrenci m ü fettişliği ve kültür ataşeliği yapmıştır. Ankara Devlet Konservatüvan’nda Ak ses’in öğrencisi olarak kimler yetişme miştir k i! Bülent Arel, Nevit Kodallı, İl han Usmanbaş, İlhan Baran, Mithat Akaltan, bir süre CengizTanç ve bugün genç kuşağa yön veren nice besteci... On lara hep yeniliğe açık ve cesaretli olma yı öğütlemiştir.
Türk Beşleri olarak andığımız Cum- huriyet’in ilk çoksesli kuşak bestecile rinin en genç üyesidir Akses. Diğerle ri Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Haşan Ferit Alnar ve Ahmed Adnan Saygun’dur. Bu beş besteci aynı çatı al tında birleşip kurallar koymamış olsa lar da, amaçları geleneksel Türk müzi ğini çoksesli bir yöntem içinde evren
sel değerlere sunmaktır. Öncülerin ara sında belki de divan müziğinden, divan edebiyatından, makamsal yapıdan ve aksak ritimlerden en çok kaynaklanan besteci Akses olmuştur.
1971 ’de Devlet O pera ve Balesi Ge nel Müdürlüğü’nden istifa ederek emek liliğini isteyince bestecilik dünyası iyi ce zenginleşmiştir. Cemal Reşit Rey’in dediği “70 yaşından sonra beste yapıl maz, gençlik coşkusu tükenmiştir” sa vını çürütür Akses. Çünkü en büyük senfonilerini, en güzel kuvartetlerini hep 70’inden sonra tamamlamıştır. Hem de her yıla dev bir eser sunarak. Yöne ticilik görevlerinden sıyrılmıştır. Artık yalnız öğrencileri ve besteleri vardır yaşamında. Doğal ki bir de m utfak sa natçılığı!
Yapıtlarının evreleri_________
Necil Kâzım A kses’in besteleri dört dönemde incelenebilir. Avrupa’daki öğ rencilik yıllarına rastlayan ilk dönem çalışmaları 1929’dan 1934’e kadar olan yıllan kapsar. ‘Ballad’ ile 1947’de ikin ci dönemine girer. Orkestra paletini bir bütünlük içinde koruduğu, tek solukta ki bir süreçtir Ballad. Üçüncü dönemi ‘Itri’nin Neva Kar’ı Üzerine Scherzo’, (1969’da) başlar. Davullar, tefler, makam lar ve poliritmik dokusuyla başlı başı na bir coşkudur. Ve dördüncü dönemi ‘Bir Divandan Gazel’ (1976) ile başla yarak günümüze varır. Bu son döne m inde solist, koro ve orkestra için bü yük çaplı yapıtlar üretmiştir. İyice yo ğunlaşan orkestra yazısında aleatorik (raslamsal) teknik gibi yirminci yüzyıl müziğinin getirdiği birçok yöntemden yararlanmıştır. Son yapıtı olan ‘Altıncı’ senfonisinin ancak birinci bölüm ü ta mamlanmıştır. Yine A kses’e yaraşır bir uzunlukta. G ünüm üzde nice besteci, yalnız bu tek bölüme bir senfoni adını verebilir. Akses ise onun hâlâ tamam lanmadığını belirtiyor. Kim bilir, belki de hâlâ eline kalemi alıp bir gün tamam lar bu senfoniyi Necil Kâzım Hoca!
O IVIMT İ d V A K I A M D A CUM HURİYET
K Ü L T Ü R
A LL E G R O
E V İN İL Y A S O Ğ L U
N ecil Kâzını Akses bugün
90
yaşında
let Opera ve Bale Genel Müdürlüğü, en kritik yıl larda iki kez genel m ü dürlüğünü yapan, bugün hâlâ nice operayı onun çevirisiyle oynadıkları Akses’e bir 90. yaş arma ğanı sunacak mı? Radyo ve televizyonlarım ızda onunla ilgili nice belge sel vardır. Onları bir ara ya getirip güncelleştire rek bu geceye özgü bir program çıkacak mı or taya dersiniz?
Dünya tarihinde ve gü nümüzde sanatçısına bu denli sahip çıkmayan kaç ülke daha sayabilirsiniz! Galiba düşünürler ve çi zerler daha şanslı. Ne de olsa yorum cu gibi bir aracıya gereksinim leri yok. Belki de bundandır
Bi
niş soluklu uzun sen foniler, yoğun o r kestra dili, geniş im ge gücü. Bütün bun ları ve çevresindeki yenilikleri özüm se yerek 1934’te yur da döndüğünde An k a ra ’da C um huri- y e t’in ilk coşkusu yaşanmaktadır. Ata türk’ün emri ile yaz dığı ilk operası, ‘Ba- yönder, Saygun’un ‘Taşbebek Operası’ ile aynı gece sahne lenir. Atatürk mima ride ve hukukta ol duğu gibi sanatta da yurtdışından uzman lar getirtm ektedir. 193 5 ’te Alman bes teci Paul Hindemith çağrılır Türkiye’ye. Akses ile Hindemith uzun çalışmalar so
>ir bütün
yirminci yüzyılı
başından sonuna
dek solumuş,
savaşları,
devrimleri,
akımları, yeni
buluşları ve yeni
bestecileriyle
izlemiş sanat
adamımızın bu 6
mayıs gününde
90.yaşını
kutluyoruz.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi