• Sonuç bulunamadı

Diş Teknisyenlerinde Gözyaşı Fonksiyon ve Ön Segment Değişikliklerinin Değerlendirilmesi = Evaluation of Eye Tear Function and Anterior Segment Changes in Dental Laboratory Technicians

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Diş Teknisyenlerinde Gözyaşı Fonksiyon ve Ön Segment Değişikliklerinin Değerlendirilmesi = Evaluation of Eye Tear Function and Anterior Segment Changes in Dental Laboratory Technicians"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tıp Fakültesi

Diş Teknisyenlerinde Gözyaşı Fonksiyon ve Ön Segment Değişikliklerinin

Değerlendirilmesi

Evaluation of Eye Tear Function and Anterior Segment Changes in Dental Laboratory Technicians Derya ÖZDEMİR *, Ali Kemal ÖZDEMİR**, Ayşe VURAL***, Mustafa Kemal ARICI****,

Zennure ÖZDEMİR YILDIZ*****

ÖZET

Amaç: Diş protez laboratuvarında çalışan diş protez

teknisyenlerinde toz ve kimyasallara bağlı olarak gözlerde oluşabilecek mesleki patolojilerin görülme sıklığının araştırılması.

Gereç ve yöntem: Sivas il merkezinde çalışan 36 diş

teknisyeni ile 36 kontrol olmak üzere toplam 72 olgunun iki gözü çalışmaya alındı. Teknisyenlerin mesleki anamnez bilgileri alındıktan sonra Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları A.D.’da tüm olguların göz muayeneleri yapıldı. Kontrol grubu olarak diş protez yapım aşamasında kullanılan materyallerle daha önce karşılaşmamış tozlu ortamda çalışmayan ofis çalışanları seçildi.

Bulgular: Göz muayeneleri sonucunda ise diş

teknisyenlerinden 9 kişide kuru göz, 10 kişide blefarit, 4 kişide nefelyon, 2 kişide yabancı cisim tespit edildi. Bu değerler nefelyon dışında kontrol grubundan istatiksel olarak anlamlı şekilde fazladır.

Sonuç olarak, diş protez teknisyenlerinin gerek kaza gerekse de çalışılan ortamın koşullarına bağlı olarak gözlerinde rahatsızlık oluşması açısından riskli bir meslek grubu olduğu, bu konuda çalışanların riskler konusunda bilgilendirilmesi ve gerekli korunma önlemlerinin alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Anahtar kelimeler: Diş teknisyenleri, göz hasarları,

kurugöz

SUMMARY

Aim: The aim of this study is to determine the

frequency of occupational ophthalmic diseases in technicians working in dentistry prosthesis labs related to dusts and chemicals.

Materyal- Method: A cross-sectional study was

planned in both eyes of 72 cases in whom composed of 36 freelancer dental technicians and 36 healthy individuals in Sivas. After taking occupational questionnaire focusing on occupation-related health complaints, their eyes were examined at the Ophthalmology Department of Faculty of Medicine at Cumhuriyet University. The office workers were chosen as the control group those who had not faced with the materials used during the prosthesis production stage and who did not work under dusty conditions.

Results: As a result of eye examinations, 9 dry eyes,

10 blepharitis, 4 nefelyon and 2 unknown objects were detected.

In conclusion, the technicians of dental prosthesis are considered to be among those occupational groups which are under risk in terms of occupational eye illnesses, and they have to be informed about the risks and necessary precautions.

Keywords: Dental laboratory technicians, eye disease,

dry eye

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 28 (3): 95 – 99, 2006

* Dr. Dt.,Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı, Sivas. ** Prof. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı, Sivas. *** Uzm. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas.

**** Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas. ***** Uzm. Dr., Göz Hastalıkları Uzmanı

(2)

GİRİŞ

Mesleki risk, kişinin işi ile ilgili olarak gelişen, riskli durumlar olarak tanımlanabilir. Bununla; iş yerinde yapılan iş, kullanılan materyal, işlemin kendisinin indirekt veya direkt olarak kaza ya da hastalığa sebep olması kastedilmektedir. Mesleki riskler 18. yy’ın sonlarında mesleki tıbbın babası olarak bilinen Bernadino Ramazzini tarafından farkedilmiş, mesleklerin sağlık ve hastalık dinamikleri üzerindeki rolü tanımlanmıştır (1).

Diş protezlerinin yapımında geniş materyal ve yapım teknikleri kullanılmaktadır. Bu çeşitlilikten dolayı, diş laboratuvar teknisyenleri de mesleki anlamda çok çeşitli kimyasallara, toza ve yaralanmalara maruz kalmaktadırlar (1). Diş laboratuvarları mekanik, kimyasal, mikrobiyolojik ve elektromanyetik göz yaralanmalarının kaynağını oluşturabilirler. Laboratuvarda kullanılan materyallerden asitler veya metilmetakrilat monomerleri eğer göze sıçrayacak olursa ağrılı reaksiyona sebep olabilirler. Paris alçısı küçük partiküller halindeki CaO ve kuars içermesinden dolayı alçı motorunda aşındırılırken göze zarar verebilir (3).

Dental personel, hızla dönen keskin aletlerle ve oldukça zararlı materyallerle çalışırlar ve hiç de seyrek olmayan bir şekilde yanma riski ile karşı karşıya kalırlar. Küçük partiküller 10 m/s den yüksek hızla göze sıçrayacak olursa, en basitinden alerjik konjonktivit olmak üzere korneal abrazyon gibi daha ciddi yaralanmalara sebep olabilirler (2). Çoğu vakada yabancı cisimler, konjonktiva ya da korneada; akut ağrı, sulanma ve kırmızı göze sebep olurken, daha derine penetre olan cisimlerde korneanın perforasyonu ve lensin zarar görmesine sebep olabilir (2). Steffanou ve ark. (3)’nın bildirdiği gibi diş teknisyenleri metallerin döküm ve lehimleme işlemleri esnasında sıklıkla ışık radyasyonuna karşı da risk altındadırlar.

Diş teknisyenlerinde mesleki olarak görülebilecek göz rahatsızlıkları; konjonktiva, kornea, lakrimal sistem ve kapak rahatsızlıkları şeklinde incelediğinde, özellikle alerjik konjonktivit, göz içi yabancı cisimler, kimyasal yanıklar, korneal abrazyon, kuru göz ve blefarit açısından da riskli bir grup olduğu düşünülebilir. Her ne kadar diş personellerinin mesleki yaralanma geçirdiğine dair çok sayıda subjektif veri varsa da bu konuda çok az sayıda objektif veri vardır (2).

Bu çalışmanın amacı Sivas şehir merkezinde çalışan diş teknisyenlerinde oküler yaralanmaların ve

patolojilerin görülme sıklığının araştırılması ve bu konuda diş teknisyenlerini universal korunma önlemleri ve güvenli çalışma koşullarının sağlanması konusunda bilgilendirmektir.

GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çalışma Cumuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi ve Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalları tarafından Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi İnsan Etik kurulunun onayı ile yapıldı. Çalışmaya Sivas şehir merkezinde çalışan 36 diş teknisyeni ile kontrol grubuna ise diş teknisyeni olmayan 36 erişkin birey alındı.

Çalışmaya alınma kriteri olarak diş teknisyenleri için en az beş yıl süre ile diş teknisyenliği yapmış olma şartı arandı. Kontrol grubuna alınma kriteri olarak erişkin, sağlıklı, masa başı işi yapma ve üniversitemizde akademik olarak görev yapan bireyler seçildi. Her iki grup içinde çalışma sonucunu etkileyebilecek başka bir göz hastalığı olmama şartı arandı.

Allerji hikayesinin sorgulandığı bir form dolduruldu. Bu formda; gözde yanma-batma hissi, yabancı cisim hissi, sulanma ve kaşıntı, gün sonunda kızarıklık, kullandığınız maddelerin göze kaçma, gözde rahatsızlık hissi uyandırma durumu sorgulandı. Ayrıca diş teknisyenlerinin hangi maddeyi kullandıkları ve koruyucu araç kullanıp kullanmadıkları sorgulandı. Diş teknisyeni ve kontrol gruplarındaki bireylerin göz muayeneleri aynı oftalmolog (A.V.) tarafından yapıldı. Klinik değerlendirme Topcon-SL 7F marka binoküler mikroskop ile 25 büyütmede yapıldı. Ön segment, gözyaşı kırılma zamanı (GKZ), Schirmer-1 testini de içeren tam oftalmolojik muayeneleri yapıldı. Flöreseinli GKZ ölçümü için alt forniks flöresein çubuk ile boyandı, hastaya bir kez göz kırpması söylendikten sonra kobalt mavi ışığı altında biyomikroskopi ile prekorneal filmdeki flöresein boyasının parçalanma süresi kronometre ile ölçüldü. 10 sn’nin altı patolojik kabul edildi. Shirmer testi için daha önce anestezik madde damlatılmadan, alt göz kapağının lateral ve orta üçte birlik bölümünün birleştiği yerde, göz kapağı kenarına 5 dakika süreyle Schirmer kağıt test şeridi (Alcon Laboratories Inc, Fort Worth, TX, USA) yerleştirildi. Kağıt şeridin ne kadar ıslandığı, milimetre cinsinden kaydedildi. Hiperemi ve papiller reaksiyon yok, orta ve şiddetli olarak 0’dan-3’e kadar derecelendirdi. Ayrıca bireylerde blefarit varlığı

(3)

araştırıldı. Patolojik bulgulara rastlanan bireylerin fotoğrafları çekildi.

BULGULAR

Diş protez teknisyeni 36 birey ile kontrol grubundaki 36 bireyin yaş ortalaması sırasıyla 29.25±7.69 ve 29.55±7.91 yıl idi ve aralarında istatiksel olarak anlamlı fark yoktu. Çalışmaya alınan teknisyenlerin koruyucu araç olarak 5’inin (%13.9) maske, 12’sinin (%33.4) aspiratör ve 5’inin (%13.9) gözlük kullandığı tespit edildi. Diş teknisyenlerinin yaptıkları ağırlıklı iş grupları tablo 1’de gösterilmiştir.

İki grubun göz semptomları ile ilgili şikayetleri içeren anket formu sonuçları tablo 2’de verilmiştir. İki grup arasında kullanılan materyallerin göze kaçma riski (p<0.05) dışındaki cevaplarda, anlamlı bir fark yoktu (p>0.05).

Tablo1. Teknisyenlerin Çalıştıkları İş Grupları Çalışılan Bölüm (n) (%) Modelaj 13 20.4 Alçı dökümü 5 7.8 Metal tesfiye 16 25.0 Akril tepimi 8 12.5 Akril tesfiye 7 10.9 Porselen 8 12.5 Cila 7 10.9 Toplam 64 100

Tablo 2. Diş Teknisyenleri ve Kontrol Grubunun Göz

Semptomlarının Karşılaştırılması

Diş Kontrol Sonuç

(n) (%) (n) (%) Yanma-batma 16 44.4 17 47.2 P=0,81 Yabancı cisim 7 19.4 7 19.4 P=1.00 Sulanma ve 23 63.9 23 63.9 P=1.00 Kızarıklık 15 41.7 17 47.2 P=0.63 Sekresyon 11 30.6 17 47.2 P=0.14 Risk 22 61.1 9 25.0 P=0.00 Tedavi 16 44.4 20 55.6 P=0.34

Diş teknisyenleri grubunda göz muayeneleri sonucunda 1 kişide allerjik konjonktivit, 19 kişide hiperemi, 14 kişide papiller reaksiyon, 9 kişide kuru göz, 10 kişide blefarit, 4 kişide nefelyon, 2 kişide yabancı

cisim ve 1 kişide sütür kataraktı saptandı. Kontrol grubundaki bireylerde ise hiç alerjik konjonktivit ve yabancı cisim saptanmazken, 12 kişide hiperemi, 3 kişide papiller reaksiyon, 1 kişide kurugöz, 5 kişide nefelyon ve 5 kişide de blefarit saptandı.

Şekil 1: Blefarit

Şekil 2: Hiperemi ve Korneada Nefelyon

Gözyaşı fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılan GKZ ve Shirmer test değerlerinin kontrol grubu ile karşılaştırması tablo 3’de gösterilmiştir. İki grup GKZ açısından karşılaştırıldığında, diş teknisyeni grubunda GKZ’nın anlamlı şekilde düşük olduğu saptandı. Shirmer testi değeri ise kontrol grubuna göre daha düşük bulunmasına rağmen, aradaki fark istatiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05).

Hiperemi ve papiller reaksiyon derecelendirme sonuçları tablo 4’de verilmiştir. İki grup karşılaştırıldıklarında, diş teknisyeni grubunda istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha fazla sayıda hiperemi ve papiller reaksiyon saptandı (p<0.05).

(4)

Tablo 3. Gözyaşı Kırılma Zamanı ve Schirmer Testi Sonuçları

Diş teknisyenleri (n=72) Kontrol grubu (n=72) Sonuç

GKZ (sn) 15.8±7.77 25.50±8.60 T=7.07 P=0.00

Schirmer (mm) 21.80±9.51 24.44±8.30 T=1.77 P=0.078

Tablo 4. Hiperemi-Papiller Reaksiyon

Diş teknisyenleri (n=72) Kontrol grubu (n=72)

Yok Orta Şiddetli Yok Orta Şiddetli

Hiperemi 34 (%47,2) 18 (%25) 20 (%27,8) 56 (%16) 16 (%22,2) 0 (%0) Papiller Reaksiyon 44 (%61) 12 (16,7) 16 (%22,2) 58 (%80,6) 10 (%13,9) 4 (%5,6) TARTIŞMA

Bu çalışmada diş teknisyenleri çalıştıkları ortamın tozuna, kullanılan materyallere ve iş kazalarına bağlı olarak gelişebilecek göz oküler yüzey değişiklikleri yönünden değerlendirildi. Sonuçlarımız bu teknisyen grubunda göze ait şikayetlere neden olmasa bile, mesleki etkenlerin oküler yüzeyde birtakım değişikliklere neden olabileceğini göstermiştir. Çalışmaya alınan teknisyen grubunda göze ait şikayetlerde kontrol grubuna göre anlamlı bir fark yoktu, fakat buna karşın konjonktival hiperemi, papiller reaksiyon, blefarit daha fazla iken, GKZ ise daha düşüktü. Bu sonuçlar hastalarda oküler yüzeyde değişikliklerin olduğunu göstermektedir. Bu sonuçların ortaya çıkmasının diş teknisyenlerin çalıştığı ortamda çeşitli irritanlara ve bazı kimyasal ajanlara maruz kalmalarına bağlı olarak oluşabileceğini düşünmekteyiz.

Çeşitli araştırmacılar, gözde irritan maddelere maruziyetin hiperemi, kuru göz ve diğer patolojilere neden olduğunu bildirmişlerdir (4,5). David ve ark. (6), 10 mg/m3’den daha az seviyede borik asit ve boronokside maruziyetin üst solunum yolları semptomlarında ve göz irritasyonlarında artış meydana getirdiğini bildirmiştir. Soren ve ark. (7), tütün endüstrisinde çalışan 75 işçinin gözlerindeki kızarıklığı incelediği çalışmasında, 1 mg/m3’den daha fazla tütün tozuna maruz kalanların gözlerinde kızarıklık derecesinde artış tesbit etmişlerdir. Melbostad ve ark.

(8), Norveç çiftçilerinde çalışma ortamlarındaki organik toza bağlı olarak %6.8 sıklıkla, %17.1 seyrek olarak hiperemi, %2.5 çiftçide sıklıkla, %5 çiftçide ise seyrek olarak kuru göz gözlemlemişlerdir.

Çalışmamızda ayrıca hiperemi ile birlikte papiller reaksiyonun da bu grupta fazla olduğunu saptandık. Bu farklılığın, tozlu çalışma ortamında uzun süre çalışmaya ve gelişen allerjik ya da toksik konjonktivite bağlı oluştuğunu düşünmekteyiz. Popülasyonun %5-22’sinde iş yerine bağlı olarak görülen allerjik konjonktivitin önemi, şiddetinden çok görülme sıklığıdır. Alerjik koşulların insidans ve prevelansının geçen 40 yıl boyunca arttığı ve artmaya devam ettiği son yıllarda sayısız çalışma ile gösterilmiştir. Mevsimsel alerjik konjonktivitte, bahar aylarında polenlere bağlı olarak semptomlarda artış görülür. Bu semptomlar, kaşıntı, sulanma, hiperemi, rahatsızlık hissi ve mukus salgısıdır (9). Diş teknisyenleri üzerinde yapılan bu tarama çalışmasında, mevsimsel allerjik konjonktivitten ayırt edebilmek amacı ile göz muayeneleri eylül ayında tamamlandı.

Kuru göze genellikle gözyaşı hastalıkları, gözyaşının yetersiz salgılanması, inflamasyon, gözyaşının buharlaşması gibi faktörler sebep olarak düşünülürken, çalışma ortamındaki çevresel faktörler genellikle gözardı edilir. Oysa ki ortamın nemi, sıcaklığı, tozu, kullanılan kimyasallar gibi çevresel etkenler gözyaşı filmini etkileyerek kuru göze sebep olur. Bu çalışmada da, diş teknisyeni grubunda GKZ’nın kontrol

(5)

grubuna göre anlamlı oranda daha düşük olduğu saptandı. Sürekli aynı işe odaklanarak bakma sonucunda göz kırpma sayısının azalması ile diş teknisyenlerinde kuru gözün daha fazla görülmesini açıklayabiliriz. Ayrıca kullanılan kimyasal maddelerin ve protez yapımı esnasında oluşan tozlu ortamın da buna neden olabileceğini düşünmekteyiz.

Porter ve ark. (10), diş personelindeki yaralanmaları 1980-1988 seneleri arasında incelemişler ve 27 diş teknisyenin 16’sı işle alakalı kaza bildirmiştir. Diş personelinin sıklıkla, kesici ve dönen aletlerle çalışması gözlerin yaralanma riskini artırmaktadır ve kullanılan materyaller gözler için oldukça zararlı maddelerdir. Al Wazzan ve ark. (11), Riyad’da dental personel arasında gözde yaralanma ve enfeksiyonun görülme sıklığını araştırdıkları çalışmada 204 diş personelini 1 aylık periyotta incenlemişler ve diş teknisyenlerini (%13.8), diş hekimlerine (%4.4) oranla göz yaralanmalarına daha meyilli bulmuşlardır. Diş hekimlerinin ve diş teknisyenlerinin dahil edildiği çalışmada, erkek bireylerin %73’ünde yabancı cisim, %71’inde konjonktivit tespit etmişlerdir. Alakija (12), Nijerya’da çimento fabrikasında çalışan işçilerde, ortam tozuna bağlı olarak, konjonktivit ve yabancı cisim yönünden kontrol grubuna göre istatiksel olarak daha fazla tespit etmiştir. Bu çalışmamızda da 2 olguda yabancı cisim tespit edildi.

Palenic (13), ister hasta vücut sıvıları ile kontaminasyonla olsun, ister sıcak veya kimyasalla maruziyet sonucunda sıçrama ile olsun travmatik yaralanmalardan korunmak için güvenli iş ortamının sağlanması gerektiğini, dolayısı ile laboratuvarların etkili ve yeterli güvenlik koşullarını sağlamaları gerekliliğini savunmuştur.

Sonuç olarak bu çalışmada, diş laboratuvarlarındaki tozlu ortamın allerjik konjonktivit başta olmak üzere çeşitli göz patolojilerine yol açabileceği tespit edildi. Bu nedenle diş teknisyenleri göz ve yüz korumalı maske takmalı, evrensel önlemleri izlemeli ve bunlara bağlı kalmalıdırlar.

KAYNAKLAR

1. Fasunloro A, Owotade FJ. Occupational hazards among clinical dental staff. J Contemp Dent Pract 2004; 15: 134-52.

2. Porter K, Scully C, Theyer Y, Porter S. Occupational injuries to dental personnel. J Dent 1990; 18: 258-62. 3. Staffanou RS, Ditmars DL, Drucker C, Middleton GW.

Eye protection from light radiation. J Prosthet Dent 1976; 35: 682-8.

4. Lindstrom M, Alanko K, Keskinen H, Kanerva L. Dentist's occupational asthma, rhinoconjunctivitis, and allergic contact dermatitis from methacrylates allergy 2002; 57: 543-5.

5. Woan HS , Lin YY, Wu TC, Hong CC, Chan CC, Lung SC. Workplace air quality and lung function among dental laboratory technicians. Am J Ind Med 2006; 49: 85-92.

6. Garabrant DH, Bernstein L, Peters JM, Smith TJ. Respiratory and eye irritation from boron oxide and boric acid dusts. J Occup Med 1984; 26: 584-6. 7. Kjaergaard SK, Pedersen OF. Dust exposure, eye

redness, eye cytology and mucous membrane irritation in a tobacco industry. Int Arch Occup Environ Health 1989; 61: 519-25.

8. Melbostad E, Eduard W. Organic dust-related respiratory and eye irritation in Norwegian farmers. Am J Ind Med 2001; 39: 209-17.

9. Miller SJH. Parsons Göz Hastalıkları Teşhis ve Tedavi, Atlas Tıp Kitapçılık Yayınları 1989.

10. Porter K, Scully C, Theyer Y, Porter S. Occupational injuries to dental personnel. J Dent 2004; 18: 258-62. 11. Al Wazzan KA, Almas K, Al Qahtani MQ, Al Shethri SE,

Khan N. Prevalence of ocular injuries, conjunctivitis and use of eye protection among dental personnel in Riyadh, Saudi Arabia. Int Dent J 2001; 51: 89-94. 12. Alakija W. Eye problems among cement factory

workers in Bendel State, Nigeria. Public Health 1988; 102: 69-72.

13. Palenik CJ. Eye projection in dental laboratories. J Dent Technol 1997; 14: 22-6.

Yazışma Adresi :

Dr. Dt. Derya ÖZDEMİR

Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı, Kampus, Sivas. Tel: 0 346 219 10 10- 2758; Fax:0 346 219 12 37

Referanslar

Benzer Belgeler

In this cross-sectional study, 50 eyes of 25 JH patients admitted to the ophthalmology and pediatric rheumatology clinics of University of Health Sciences Kanuni Sultan Süleyman

Objectives: To evaluate anterior segment parameters measured by dual Scheimpflug corneal topography in pseudoexfoliative glaucoma (PEXG), primary angle-closure glaucoma (PACG),

In our study, the most common signs in fellow eyes were pigmentation in the inferior angle (73.5%) and Sampaolesi’s line located on the inferior angle (67.6%).. The other

18 claimed that plication surgery is safe in patients at high risk of developing postoperative anterior segment ischemia and demonstrated that patients who underwent

14 used AS optical coherence tomography (AS-OCT) to assess iris morphology, including iris thickness and PD in patients using tamsulosin. Although some other studies using

Using anterior segment imaging methods to visualize lesion features such as location and thickness and to determine whether lesions are solid or cystic, limited to the iris or

Figure 5. A) The bleb shows a demarcated area of elevation in biomicroscopy. B) Inflammatory cell infiltration in the conjunctival epithelium as well as 1-2 small microcysts

Bulgular: Kültür sonuçlarının negatif gelmesi, klinik bulguların özellikleri, aynı gün katarakt cerrahi dışındaki gibi diğer göz içi cerrahileri geçirmiş olgularda