TÜRKİYE TURİZM COĞRAFYASI MARMARA BÖLGESİ
BÖLÜM I
Yalova
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler Atatürk Köşkü
Yalova'nın 12 km. güneyindeki tarihi Yalova kaplıcalarının bulunduğu yerde yüksekçe bir tepenin eteklerindedir. 1928 yılında Deniz Yolları İdaresi’nce Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak yaptırılmış ve Atatürk kaplıcalarda banyo aldığı ve dinlendiği günlerde çok defa bu köşkte kalmıştır.
Karaca Arboretumu
İstanbul'un yanı başında olan Yalova'daki Karaca Arboretumu, dünyanın her yerinden bitkileriyle ünlüdür. Konaklama tesisleri ve şifalı suları ile hem dinlendirici hem de hafta sonunu renklendirici bir ortama sahiptir. Tema Vakfı yararına ücretle girilen Arboretum'un eşsiz güzelliğini, 6.000 otsu ve soğansı bitkiyle 7.000 odunsu bitki oluşturmaktadır.
Termal
Kaplıcaların bulunduğu bu yörede Gökçedere ve Üveyspınar köyleri arasında birçok işletme bulunmaktadır. Panorama Tepesi denizden 120 metre yükseklikte ve her mevsim yeşil bitki örtüsü ile kaplı çok güzel görüntülere sahip bir alandır.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Sudüşen Şelalesi
Termal-Üveyspınar köyün güneyinde yer alan Sudüşen Şelalesi ve çevresi doğal güzelliklere sahiptir.
Delmece Yaylası
Çınarcık İlçesi’nin Teşvikiye Köyü’nden gidilmektedir. Delmece Yaylası doğal güzelliklere sahiptir.
Termal Turizm
Yalova Termal Turizm Merkezi
Banyo kürleri; romatizmal hastalıklar başta olmak üzere, hareket sisteminin ağrılı hastalıkları, ameliyat geçirmiş ağrılı batın hastalıkları, kronik iltihaplı ve ağrılı kadın hastalıkları, bazı damar tıkanıkları, diabet, gut, şişmanlık gibi metabolizma hastalıklarının tedavisinde etkilidir.
Armutlu Kaplıcası
Armutlu İlçe merkezinin 4 km. kuzeyindedir. Kaplıca içinde otel, restoran ve havuzlu bir Türk hamamı bulunmaktadır.
Deniz Turizmi Plajlar
Çınarcık, Esenköy ve Armutlu; sahilleri.
Tekirdağ
Turizm Potansiyeli
Ören Yerleri ve Müzeler Namık Kemal EviMüze, vatan şairi Namık Kemal'in 1840 yılında Tekirdağ'da doğduğu evin yakın çevresindeki eski Tekirdağ evleri örnek alınarak, Tekirdağ Namık Kemal Derneği tarafından 1993 yılında yaptırılmış ve 1994 yılında hizmete girmiştir.
Bisanthe
Samos`lu kolonistler tarafından kurulan antik kentin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. M.Ö. 400 yılında Odrys Krallığına dahil olan Bisanthe, Attika-Delos deniz birliğinin listelerinde ilk kez M.Ö. 421 yılında, daha sonra 410 yılında üye olarak geçmektedir.
Perinthos
M.Ö. 600 yılı civarında Samoslu kolonistler tarafından kurulmuştur. Büyük İskender`in sikke darphanelerinin bulunduğu Perinthos, özellikle Roma Çağı'nın önemli bir kenti haline gelmiş, İmparator tapınağı yaptırma ve kültü bulundurma hakkı ile tüm Helen kentlerinin katıldığı çeşitli spor oyunları düzenleme hakkını elde etmiştir.
İnanç Turizmi Rüstempaşa Cami
Ertuğrul Mahallesinde bulunan cami, 1553 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman`ın damadı Rüstem Paşa tarafından denize hakim bir tepe üzerinde yaptırılmıştır. Şehrin en güzel yapılarından birisi olan cami, bir Mimar Sinan eseridir.
Deniz Turizmi
Kumbağ ve Barbaros Sahilleri
Kumbağ, ilin önde gelen eğlenme ve dinlenme merkezlerinden birisidir. Turistik tesislerin, pansiyonların ve halk plajlarının yoğun olduğu bu yerde bulunan Ormaniçi Dinlenme Merkezi, yerli ve yabancı çok sayıda turistin ilgisini çekmektedir.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Avcılık
Kara avcılığı Tekirdağ ilinde oldukça yaygındır. Su ürünleri avcılığı ise, Marmara Ereğlisi ve Şarköy kıyı şeridinde yoğunlukla yapılmaktadır. Tekirdağ İlinde en yaygın su ürünü, ihraç edilen beyaz kum midyesidir.
Geleneksel Tekirdağ Evleri
İldeki geleneksel mimarinin günümüze kadar uzanan kalıntıları büyük ölçüde Osmanlı-Türk kültürünün uzantısıdır. Ancak Batı Trakya ile olan etkileşimin izlerine de rastlanmak mümkündür. Ahşap karkas konutlar iki yada üç katlıdır. Yapılarda çatı katları oldukça yaygın olup orta kattaki cumbanın üstü, çatı katında balkon şeklindedir. Balkonun çatıyı tutan ahşap direklerinde işlemeler görülür. Evler genellikle iç sofalı plandadır. Geleneksel Türk evlerinin giriş katı çoğunlukla taşlık, depo yada ahır olarak kullanılırken, Tekirdağ evlerinde yaşama birimi olarak düzenlenmiştir.
Sakarya
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler Akyazı Tümülüsü
Akyazı’ya 7 km uzaklıkta Küçücek Köyü dolaylarındadır. Aile mezarlığı olan bu tümülüsden ele geçen buluntulara göre Roma döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Burada yapılan kazılar sonucunda, kandiller, kulplu testiler, koku şişeleri ve yazıtlar gün ışığına çıkmıştır.
Milli Parklar
Çınarlık Ormanı Milli Parkı
Sakarya’nın Ferizli İlçesinin güneybatısında bulunan Çınarlık Ormanı’nın içinde yer alır. Temiz havası ve ormanıyla önemli bir turizm potansiyeline sahiptir.
Termal Turizm Kuzuluk Kaplıcaları
İlde sağlık ve termal turizmin gelişmesinin odak noktasını oluşturmaktadır. Saniyede 21 litre akan suyu 80 dereceye varan sıcaklığı ile her türlü mide, karaciğer, şeker, böbrek, romatizma, üst solunum yolları nörolojik depresyon gibi hastalıklar üzerinde olumlu etkiler meydana getirdiği bilinmektedir.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Av Turizmi
Kara tavuk, yaban ördeği, bıldırcın avı için Küçükboğaz Gölü çevresi, Kara Su Maden Deresi mevkii, Büyük Akgöl mevkii için ideal yererdir. Ayrıca Sapanca Gölü ve etrafını çevreleyen Samandağı eteklerinde keklik, çulluk, tavşan ve kış aylarında domuz ve geyik avı yapılabilmektedir.
Olta Balıkçılığı
Sapanca gölü, Küçükboğaz Gölü, Maden Deresinin bazı bölümlerinde levrek, yayın, turna, sazan, tatlı su kefali ve alabalık avı yapmak mümkündür.Ancak balık avcılığı
Sapanca gölünde sürekli olarak yasaklanmıştır; ayrıca Poyraz Gölü sit alanı olması sebebiyle balık avına kapalıdır.
Göl Turizmi Sapanca Gölü
Sakarya'da tektonik oluşumlar sonucu meydana gelen Sapanca Gölü ve çevresi içerdiği son derece çarpıcı doğal güzellikleri ve yoğun yerleşim merkezlerinin ulaşabildiği bir konumda bulunması nedeniyle il merkezinin yanı sıra başta İstanbul olmak üzere çevredeki büyük kentlerin özellikle hafta sonları rekreasyon ve konaklama amaçlı taleplerine açık bir merkez niteliğindedir.
Poyrazlar Gölü
Poyrazlar Gölü, çevresi ve orman içi dinlenme alanları ile ilin turizmi açısından önemli merkezlerindendir. Poyrazlar Gölü oldukça derindir. Yalnızca güney kıyıları sığ ve sazlıktır. Göl, başta sazan olmak üzere çok sayıda tatlı su balığını da bünyesinde barındırmaktadır. Akgöl
Adapazarına 12 km uzaklıkta, Karasu tatil merkezinden biraz içeridedir. Gölü güzel manzarasıyla çevreleyen küçük korusu, piknik ve kamp yapmaya elverişlidir.
Deniz Turizmi
Karasu Plajı ve Kocaali Sahil Bandı.
İstanbul
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler Ayasofya Müzesi
Ayasofya 916 yıl kilise, 481 yıl cami olmuş, 1935'ten bu yana müze olarak tarihi işlevini yerine getirmiştir. Bizans tarihçileri tarafından İmparator I. Constantine (324-337) zamanında yapıldığı ileri sürülen ilk Ayasofya, bir ayaklanma sonunda yanmış, bu yapıdan günümüze hiç bir kalıntı kalmamıştır. İmparator II. Theodosius, Ayasofya'yı ikinci defa yaptırmış ve 415'te ibadete açmıştır. İmparator Iustinianus (527-565) ilk ikisinden daha büyük bir kilise yaptırmak istemiş, çağın ünlü mimarlarından Miletos'lu İsidoros ve Tralles'li Anthemios'a günümüze ulaşan Ayasofya'yı yaptırmıştır.
Türk İslam Eserleri Müzesi
Müzede Türk ve İslam Sanatı eserleri sergilenmektedir. Bina, 1524 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın Baş Veziri İbrahim Paşa tarafından kendi ikametgahı olarak yaptırılmıştır. Yerebatan Sarnıcı
Bazilika Sarnıcı, Roma ve Bizans İmparatorları’nın yaptırdığı sarnıçların en büyüğüdür. 80.000 metreküp su alabilen ve 140x70 metrekarelik bir alana yayılan sarnıç, 6. yüzyılda Justinianos tarafından öncelikle saray ihtiyaçlarını karşılamak üzere yaptırılmıştır. 336
Arkeoloji Müzesi
19. yüzyıl sonlarında ünlü ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafından, İmparatorluk Müzesi olarak kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi, çeşitli kültürlere ait sayısı bir milyonu aşan eserleriyle, dünyanın en büyük müzeleri arasında yer almaktadır.
Yedikule Hisarı
Hisar, İmparator II. Theodosios (408-450) devrinde, kara tarafı Bizans şehir surlarının en önemli girişi ve ayrıca Bizans tarihinde önemli bir yeri olan Altın Kapı (Porta Aurea) arkasına bir ek inşası ile İstanbul'un fethinden dört yıl sonra, 1457-1458 tarihinde Sultan II. Mehmed (Fatih) tarafından bir iç-kale olarak yaptırılmıştır.
Anadolu Hisarı
Yedi dönümlük alanı kaplayan ve bulunduğu mevkiiye adını veren bu hisar, 1395 yılında Osmanlıların ileri bir karakolu olarak Sultan I. Bayezid (Yıldırım) tarafından yaptırılmıştır. Rumeli Hisarı
Sarıyer İlçesi sınırları içinde yer alan ve bulunduğu mevkiye adını veren hisar, otuz dönümlük (30.000 m²) bir alanı kapsamaktadır. Rumeli Hisarı'nın adı Fatih vakfiyelerinde Kulle-i Cedide, Neşri Tarihi'nde Yenice-Hisar, Kemalpaşazade, Aşıkpaşazade ve Nişancı Tarihleri'nde Boğazkesen Hisarı olarak geçmektedir.
Topkapı Sarayı
Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'da yönetim sarayı ve hanedanlık ikametgâhı olarak kullanılan Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethetmesinden kısa bir süre sonra 1473 yılında tamamlanmıştır. Osmanlı hanedanı, Topkapı Sarayı'nı 19. yüzyılda Boğaziçi saraylarına yerleşene kadar kullanmıştır. Saray, Cumhuriyet'in ilanından sonra 3 Nisan 1924'te Atatürk'ün emriyle müze haline getirilmiştir. Topkapı Sarayı, İstanbul topoğrafyasını oluşturan Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç arasında tarihsel İstanbul yarımadasının ucundaki Sarayburnu'nda Bizans akropolü üzerinde inşa edilmiştir.
Dolmabahçe Sarayı
19. yüzyılda Sultan I.Abdülmecit tarafından yaptırılan Dolmabahçe Sarayı'nın cephesi, Boğaz'ın Avrupa kıyısında 600 m. boyunca uzanmaktadır. Dolmabahçe Sarayı, Avrupa sanatı üsluplarının bir karışımı olarak 1843-1856 yılları arasında inşa edilmiştir.
Çırağan Sarayı
Yeni saray 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştı. Dört yılda dört milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlar da mermer kaplıydı. Taş işçiliğinin üstün örnekleri olan sütunları, zengin döşenmiş mekanlar tamamlanmıştır.
Beylerbeyi Sarayı
Beylerbeyi Sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır. Cephe ve iç dekorasyonda Doğu ve Türk motifleri, Batı süs öğeleri ile birlikte kullanılmıştır. Dolmabahçe Sarayı’nın havasını taşıyan üç katlı yapı, harem ve selamlık bölümlerini oluşturan 26 oda ve altı salondan ibarettir.
Yıldız Sarayı
Beşiktaş, Ortaköy ve Balmumcu arasında, Boğaziçi’ne hakim bir konumda 500.000 m2’lik bir alanı kaplayan Yıldız, yerleşim tarihi Bizans Dönem’ine dek uzanan bir koruluktur.
İstanbul’un Türklerin eline geçmesinden sonra “Kazancıoğlu Bahçesi” adıyla anılan bu koruluk, Sultan I. Ahmed Dönemi’nde (1603-1617) padişahın “Has Bahçe”leri arasına katılmıştır.Sultan Abdülhamid Dönemi’nde (1876-1909) yapılan binalarla Yıldız Sarayı adını alarak, İmparatorluğun (bugün yerinde İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu Eski Saray) Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı’ndan sonra dördüncü yönetim merkezi haline gelmiştir.
Kapalı Çarşı
Dev ölçülü bir labirent gibi, 60 kadar sokağı, üç binden fazla dükkanı ile dünyanın en eski ve en büyük kapalı çarşısı olan "Kapalı Çarşı", İstanbul şehrinin merkezinde yer alır. Adeta bir şehri andıran, bütünü ile örtülü bu site, zaman içerisinde gelişip büyümüştür. Geçmişte Kapalı Çarşı, her sokağında belirli mesleklerin icra edildiği, el işi imalatın sıkı denetim altında bulundurulduğu, bir çarşıydı.
Mısır Çarşısı
Mısır Çarşısı, tarihi boyunca her derde deva olmuş kurutulmuş bitkilerin, çeşit çeşit otların ve yüzlerce tür baharatın buluştuğu dev bir pazardır. Dünya doğal ürünlere yönelmeyi daha yeni yeni keşfederken, Lokman Hekimler yetiştiren Anadolu, bitkilerin şifalı gücünü Mısır Çarşısı üzerinden yüzlerce yıldır dağıtmaktadır.
Kız Kulesi
Batı kaynakları burayı sevgilisi Hera'ya kavuşmak için yüzerken boğulan Leander'in kulesi olarak tanıtır. Bir diğer hikayeye göre de burası, kızının yılan tarafından sokulacağını rüyasında gören İmparator’un, emniyette olması için genç kızı yerleştirdiği kuledir.
Galata Kulesi
Bizanslıların düzenlediği saldırılardan korunmak amacıyla Cenevizliler tarafından yapılmıştır. Kulede büyük sahanlığa kadar duvar içinde dönerek çıkan bir taş merdiven vardır. Kule 1967'de restore edilmiş, içine asansör konmuş, diğer katlarına da lokanta yapılmıştır.
Beyazıt Kulesi
Bugünkü İstanbul Üniversitesi Merkez Binası’nın bulunduğu yerdeki yapı (eski saray), II. Mahmut Devri’nde Milli Savunma Bakanlığı (Seraskerlik) olarak kullanılmıştır. Seraskerliğin avlusundaki ahşap kule, yangın gözcüleri için uzun süre varlığını sürdürmüştür. II. Mahmut, daha güzelini yaptırtmak için bu kuleyi yıktırmıştır. 1828 yılında Serasker Hüseyin Paşa tarafından o devrin mimari özelliklerini yansıtan, kagir bir kule yapılmıştır.
Theodosius Dikili Taş
Aslı eski Mısır eseridir. MÖ 1547 yıllarında Firavun III. Tutmosis (Toothmesis) adına Heliopolis'de dikilmiştir. Pembe granitten tek parça halinde yapılmıştır. Üzerinde hiyeroglif yazısı ile II. Tutmosis'in zaferleri yazılmıştır. 390 yıllarında Bizans İmparatoru Theodosius tarafından İstanbul'a getirilerek Hipodrom’a dikilmiştir.
Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun)
Bu sütun Delphi'deki Apollon Tapınağı’ndan 4. yüzyılda İstanbul’a getirilmiştir. İstanbul’daki en eski anıtlardan birisidir. Orijinalinin M.Ö. 409' da yapıldığı bilinmektedir. Birleşmiş olan çeşitli Helen kentlerinin Perslere galip gelmesi üzerine Pers ordusunun
Hipodrom
Orijinali, Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından yaptırılan ve daha sonra Büyük Constantinus tarafından genişletilen ve İmparatorluğun değişik yerlerinden getirilen eserlerle donatılan Hipodrom'un eni 117, boyu ise 480 metreye, kapasitesi ise 100.000 kişiye ulaşıyordu.
Çemberlitaş (Konstantin Sütunu)
MS 330'da başkentin Roma'dan İstanbul’a nakli sebebi ile kentin ikinci tepesindeki büyük oval bir meydan ortasında, Konstantin’in şerefine dikilmiş olan ve Çemberlitaş sütunu olarak da bilinen bu abide, orijinalinden daha kısa olarak günümüze gelebilmiştir.
Beyazıt Meydanı
İmparator Teodosius Devri’nde şehrin en büyük meydanı olarak inşa edilmiştir. Ortasındaki dev boyutlu zafer takının üzerinde yer alan bronz boğa başlarından dolayı buraya "Forum Tauri ” ismi verilmiştir. Üzerinde İmparatorun da heykeli yükselen zafer takından günümüze bir kaç mermer blok ve sütun kalmıştır.
Hürrem Sultan Hamamı
Ayasofya ile Sultanahmet Camii'nin arasında bulunan Haseki Hürrem Hamamı, Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Ukrayna asıllı Hürrem Sultan (Roxan) tarafından ısmarlanmış ve Mimar Sinan tarafından İstanbul'daki en büyük hamam olarak inşa edilmiştir.
Cağaloğlu Hamamı
18. yüzyıl başında yapılmış olan Cağaloğlu Hamamı, günümüzde de hizmet vermektedir. Alman Çeşmesi
Sultanahmet Meydanı’nda parkın içindedir. Alman İmparatoru II. Wilhelm'in İstanbul'u ikinci ziyaretinin anısı için bütün kısımları ile Almanya'da yapılmış, İstanbul'a getirilerek hazırlanan kemerlerin üzerlerine konmuştur.
Koruma Alanları ve Tabiat Parkları Göknarlık Tabiat Koruma Alanı
İstanbul'daki tabii olarak yayılım gösteren tek göknar meşceresinin yer aldığı nadir ve tehlike altında bulunan bir eko-sistem özelliği göstermektedir. Göknar, kestane, ıhlamur, gürgen ve fındık başlıca bitki türlerini oluşturmaktadır.
Polonezköy Tabiat Parkı
Polonezköy, çevresindeki endüstriyel gelişime karşı doğal varlığını koruyan bitki örtüsü ile Batı Akdeniz Bölgesinin floristik özelliklerini taşımaktadır. Gürgen, kayın, karaağaç, kızılağaç, kestane ve ıhlamur gibi yapraklı türlerin yanı sıra ibrelilerden oluşan ve çeşitli alt flora ile zenginleşen bir orman dokusuna sahiptir. 1842 yılında göçmen askerler için Prens Adam Czartoryzki tarafından kiralanan bu topraklara Kırım Savaşı’ndan sonra (1856) Polonya askerleri yerleşmiş, bugünkü Polonezköy sakinleri Polonya mirasını koruyup, kültürüne sahip çıkmışlardır.
İnanç Turizmi Sultanahmet Camii
Sultan I. Ahmet tarafından İstanbul'da adıyla anılan meydanda, 1609-1616 yılları arasında yaptırılmıştır. Mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa'dır. Türkiye'nin altı minareli tek camisidir.
Bayezit Camii
Kendi adı ile anılan meydandadır. Bu büyük cami ve külliyesi, (medrese, mektep, imaret, kervansaray ve hamam), Fatih'in oğlu II. Bayezit tarafından 1501-1506 yıllarında yaptırılmıştır.
Süleymaniye Camii ve Külliyesi
Camii, Kantarcılar Mahallesi’ne bakan bir tepe üzerinde Bâb-ı Vâlâ-yı Seraskeri (Genelkurmay Başkanlığı bugünkü İstanbul Üniversitesi Rektörlük ve diğer binaları) ile Bâb-ı Vâlâ-yı Fetvâ- Penâhî (bugünkü İstanbul Müftülüğü binası) arasındadır.
Mimar Sinan Türbesi
Süleymaniye Camii’nin avlusundadır. Baş Mimar Sinan dikkat çekici bir güzellik ve sadelikte olan bu seçkin türbeyi kendisi için inşa etmiştir.
Şehzade Camii
Saraçhane'de Belediye Sarayı karşısındadır. Kanuni, 1543'de ölen oğlu Mehmet için Mimar Sinan'dan bir cami yapmasını istemiş, 1544'de başlayan yapım 1548'de tamamlanmıştır. Mimar Sinan'ın ilk önemli eseridir. Etrafında pek çok türbe vardır.
İmrahor İlyas Bey Camii (Studios Manastırı)
Samatya ile Yedikule arasında, 463 yılında yapılmıştır. İstanbul'un eski Bizans yapılarından olan bina, vaftizci Yohannes'e ithaf edilmiştir.
Kariye Müzesi (Khora Manastırı)
İstanbul'un Edirnekapı semtinde bulunan Kariye, eski Helence'de kent dışı kırsal alan anlamına gelen Khora sözcüğünden gelir. Khora Kilisesi, daha önce burada mevcut olan bir şapelin yerine İmparator Justinianus zamanında inşa edilmiştir. Zamanla harap olan yapı, XI. yüzyılda yeniden yapılmıştır. Latin istilası sırasında çok harap durumda bulunan kilise XIV. yy. başlarında Theodoros Metekhites tarafından onarılmıştır.
Fethiye Cami (Pammakaristos Manastır Kilisesi)
İstanbul'un Fatih Semti’ndedir. Bizans Dönemi’nde yaptırılan Pammakaristos Manastırı’nın kilisesidir. Latin istilasının son bulmasıyla XIII. yüzyılda eski kilise kalıntıları üzerine yeniden yaptırılmıştır. Fetihten sonra, HIristiyanların elinde kalıp kadın manastırı olarak kullanılmış, 1455 yılında Patrikhane buraya taşınmış, 1586 yılına kadar Patrikhane olarak kalmıştır. Bu kilise III. Murat (1574-1595) zamanında camiye çevrilmiş ve Fethiye Cami adı verilmiştir.
Aya İrini Anıtı (St. İrene)
Topkapı Sarayı I. avlusunda yer alan Aya İrini VI. yy. da İmparator Justinianus zamanında inşa edilmiştir. Malzeme ve mimarisi ile tipik bir Bizans yapısıdır. 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra kilise, camiye çevrilmediği için yapıda önemli bir değişiklik yapılmamıştır.
Küçük Ayasofya Cami (Sergios-Bakhos Kilisesi)
İmparator Justiniaus tarafından 527-536 yılları arasında yaptırılmıştır. Sergios ve Bakhos adlı iki azize ithaf edilmiştir.
Zeyrek Cami (Pantakrator Manastır Kilisesi)
Bizans'ın önemli bir manastır kompleksinin baş kilisesidir. Üç kiliseden meydana gelmiştir. Büyük kilise II. İoannes Komnenos'un birinci eşi Eirene tarafından (1118-1143) yaptırılmış ve Hz. İsa'ya ithaf edilmiştir.
Neve Şalom Sinagogu
Galata'da, Büyük Hendek Caddesi üzerindeki sinagogun adı "Barış Vahası" anlamına gelmektedir. 25 Mart 1951 tarihinde açılışı yapılan bu sinagog halen İstanbul'un en modern ve görkemli sinagogu olup düğün, bar, mitzva (ergenlik töreni) ve cenaze gibi birçok dini törene sahne olmuştur.
Yanbol Sinagogu
Makedonya'nın Yanbolu Kasabası’ndan göç edenlerin kurup adını verdikleri Balat'taki bu sinagog, yörenin halen hizmette olan ikinci tarihi Musevi yapıtıdır.
İtalyan Sinagogu
Galata'da Şair Ziya Paşa Yokuşu üzerindedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan, özellikle İtalyan ve Avusturya tebaalı Musevilerin kurduğu bu sinagog 1886 da hizmete girmiştir. Gotik stilde cephesi ve mermer merdivenleri bulunmaktadır.
Zülfaris Sinagogu
Galata'da bulunan ve 17. yüzyıldan beri mevcut olan bu sinagogun bugünkü binası 19 yüzyıla aittir. Neve Şalam Sinagogu inşa edilmeden önce birçok dini törenin yapıldığı bu sinagog, birkaç yıldan beri hizmette bulunmamaktadır.
Deniz Turizmi Plajlar
Büyükada, Beykoz, Poyrazköy, Kilyos ve Sarıyer. Yatçılık
İstanbul, yatçılar için popüler bir başlangıç noktasıdır. Yatçılar Kuzey Denizi'nden başlayarak Avrupa içinden kanallar yoluyla Ren ve Tuna Nehirleri’ni kullanarak Karadeniz'e, İstanbul Boğazı ve marinalarına açılabilirler. İki kıta arasında uzanan köprülerin altındaki İstanbul Boğazı ve Adalar'ın güzel koyları yatçıların tercih ettiği bir güzergahtır. Bölgenin iki büyük marinası bulunmaktadır.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Avcılık
Golf
Klassis Golf ve Country
Tasarımı dünyanın en iyi golf oyuncularından Tony Jacklin tarafından yapılmış olan bu saha, 1997 ve 1998 yıllarında European Challenge Tour'a ve 1999 yılında BEKO Seniors PGA Tour'a ev sahipliği yapmıştır.
Kemer Golf Country Club
Kocaeli
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler
Eskihisar Osman Hamdi Bey Evi ve Müzesi
Büyük Türk Müzecisi ve Ressamı Osman Hamdi Bey (1842-1910) tarafından 1884 yılında, Gebze Eskihisar'ın batı sahiline köşk, resimhane, kayıkhane ve müştemilat şeklinde inşa edilmiştir.
İzmit Sarayı (Abdülaziz Av Köşkü)
Osmanlı Sultanı Abdülaziz tarafından Av Köşkü-Kasır olarak yaptırılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk, bu binada bir süre kalmış olup, Fransız yazar Claude Ferare ile burada görüşmüştür. İstanbul’daki saraylar dışında günümüze kadar gelebilen tek saray yapısı olması açısından önemlidir.
Üçtepeler Büyük Tümülüsü
İzmit merkezine 3 km. mesafede eski İstanbul yolu üzerinde bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmet Otağı
1481 yılında Fatih Sultan Mehmet Üsküdar’a sancak dikip, doğuya sefer yapılacağını ilan etmiştir. Rahatsızlığına rağmen Hünkar Çayırı’nda otağını kurmuş ancak burada ölmüştür. Milli Parklar
Beşkayalar Tabiat Parkı
Çevre Eğitimi ve Koruma Derneği tarafından tespit edilen ve yürütülen çalışmalar neticesi toplam 1600 hektarlık saha “Beşkayalar Bölgesi Tabiat Parkı” olarak belirlenmiştir. Sıcakdere ve Soğukdere’ nin kesiştiği alanda 6 km. boyunca uzanan kanyon, trekking için oldukça elverişli bir konuma sahiptir. Tabiat Parkı’nda, doğal mağaralar içinde, şelaleler ile sarkıt ve dikitler mevcuttur.
Darıca-Bayramoğlu Kuş Cenneti ve Temalı Parkı
İstanbul’a 38 km. mesafede bulunan Darıca Kuş Cenneti ve Temalı Parkı, kuş türleri açısından dünyada benzeri olmayan bir park haline gelmiş bulunmaktadır..
İnanç Turizmi Pertev Paşa Külliyesi
İzmit’in önemli mimari eserlerinden olan yapı topluluğu, Osmanlı ordusunun sefer yolları üzerindeki konak noktasında yapılmış ve daha çok ordunun ihtiyacı için kullanılmıştır. Orhan Camii
Orhan Mahallesinde İzmit'e hakim bir tepede yer almaktadır. Cami ilk olarak 13. yüzyılda, Orhan Gazi zamanında, Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Abdülmecit zamanında onarılan yapı, dikdörtgen planlı, taş ve tuğla duvarlı, dıştan ahşap çatılı, içten küçük kubbelidir. İzmit'te en erken tarihli cami olarak günümüze kadar gelmiştir.
Deniz Turizmi Kerpe
Kandıra’ya 10 km, İzmit’e 50 km uzaklıktaki Kerpe, masmavi deniziyle sırtını çam ormanlarına dayamış şirin bir Karadeniz köyüdür. Karadeniz’in hırçın dalgalarının etkilemediği Kerpe, doğal koylara, 150 m.ye kadar sığ bir denize ve eşsiz kumsallara sahiptir.
Kefken
Kandıra’ya 20 km. uzaklıktaki Kefken, kıyı yerleşimleri içinde en gelişmiş olanıdır. Denizi, kumsalları ve çam ormanlarıyla Kerpe gibi vazgeçilemeyecek özelliklere sahiptir. Bayramoğlu (Gebze’ye bağlı) ve Eskihisar (Gebze’ye 6 km. uzaklıkta) kentin diğer plajlarını oluşturmaktadır.
Termal Turizm Maşukiye Şifalı Suyu
Kartepe eteklerinde, Maşukiye yakınlarındaki bu sular denizden 50 m yüksekliktedir. Su saniyede 0,5 lt çıkmakta olup, sıcaklığı 20 derecedir. Cilt ve mide hastalıklarına iyi gelmektedir.
Yeniköy Yazlık Ilıcası
İzmit'in Gölcük yolu üzerinden 15 km güneyde, Yeniköy sınırları içerisinde bulunan Yazlık Ilıcası, denize 3 km. mesafededir. Bizans dönemine ait Ayazmanın içinden çıkan su, kükürtlü ve oligometalik sular grubuna girer. Cilt hastalıklarına iyi gelen sudan 1 m. Derinliğindeki 40 derecelik havuzdan yararlanılmaktadır.
Alternatif Turizm Aktiviteleri
İlde dağ turizmi açısından çok elverişli bir konumda olan Keltepe, İzmit’in güneydoğusundadır. Yüksekliği 1606 m.dir. Çam, kayın, ıhlamur ağaçları yer almaktadır. Ballıkayalar Vadisi
Gebze’ye bağlı Tavşanlı Köyü’nde tabiat parkı ve Doğal SİT Alanı ilan edilen Ballıkayalar Vadisi, Gebze’ye 10 km. uzaklıkta, 1.5 km uzunluğunda, 40-80 m genişliğindedir. Günümüzde dağcıların iniş ve tırmanış çalışmaları yaptıkları Ballıkayalar Vadisi, kireç
taşlarının erimesi sonucu gelişen özgün jeomorfolojik şekilleri ile bir karstik boğazdır. Vadi içinde göl ve şelaleler ile Ballıkaya deresine ulaşan travertenler üzerinde seyir terasları bulunmaktadır. Kamping için çadır kurmaya elverişli düzlüklerin bulunduğu kanyonda doğu ve batıdaki sırtlarla bütünleşen trekking alanları mevcuttur.
Yayla Turizmi Kuzuyayla
Çam, kayın, ıhlamur ağaçları ve rengarenk çiçeklerle çevrilmiş yoldan Kuzu Yaylası’na gelindiğinde, temiz havanın, panoramik manzaranın ve vahşi doğanın birbiriyle kaynaştığı görülür.
Maşukiye
Keltepe eteklerinde bulunan Maşukiye, il sınırları içinde önemli bir mesire yeridir. Temiz havası, alabalık çiftlikleri, orman içinden akan çağlayanlarla birlikte kestane, meşe, gürgen, ıhlamur, karaağaç, çınar ve meyve ağaçları arasındaki piknik yerleri, alabalık lokantaları, çiçek seraları ile önemli yayla turizmi merkezidir.
Edirne
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler Türk İslam Eserleri Müzesi
1925’te Selimiye’nin Medrese bölümünde toplanan eserler, daha sonra Türk İslam Eserleri Müzesi kapsamında halka açılmıştır. Müze 1971’de yeniden düzenlenmiştir. Eserler kronolojik bir dizi içinde sergilenmektedir. Girişteki salonda Osmanlı dönemi yazıtları, el yazması Kur’anlar, silah ve cam eşya bulunmaktadır. Yazıtlar cami, hamam, medrese ve çeşmelerden toplanmıştır.
Sağlık Müzesi
Sultan II. Bayezid Külliyesi’nin Darüşşifa (Hastane) birimi, Sağlık Müzesi olarak kurulmuştur. Müzede hekimliğin gelişmesi ve değişik sağlık hizmetleri hakkında geniş bilgileri içeren pavyonlar açılmıştır. Avrupa Müze Ödülü’nü almıştır.
Edirne Sarayı
Sultan I. Murad tarafından yaptırılan ilk saraydan sonra, Sultan II. Murad döneminde Tunca'nın batısında, çok büyük bir alan üzerine 1450'de Edirne Sarayı'nın inşaatına başlandı. Sultan'ın 1451'de ölümünden sonra oğlu Fatih Sultan Mehmed tarafından yapı tamamlanmıştır.
Köprüler
Edirne'deki önemli yapı türlerinden biri de köprülerdir. Bu kentteki köprülerin en eskisi Bizans İmparatoru Michael Palaiologos (1261-1282) dönemindendir. 1452'de Fatih döneminde yaptırılan Fatih Köprüsü, 1488'de Mimar Hayrettin'in yapıtı olan Bayezid Köprüsü, 1560'da Mimar Sinan'ın eserleri arasında yer alan Saray (Kanuni) Köprüsü, 1608-1615 yılları arasında Sedefkar Mehmed Ağa'nın yaptığı Ekmekçizade Ahmed Paşa Köprüsü, 1842-1847 yılları arasında Meriç'le Arda'nın birleştiği yerde tamamlanan Meriç Köprüsü (Yeni Köprü) Edirne'nin en önemli köprüleridir.
Kervansaraylar
Sokak üzerinde bir sıra dükkânı bulunan ve klasik Osmanlı mimarlığının ilginç örneklerinden olan Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü sadrazamı Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldı. Dikdörtgen avlu çevresinde önleri revaklı odalar sıralanmaktadır.
Enez Antik Kenti
Enez ( Ainos ) tarihi dönemlerde çok önemli bir liman iken bugün kıyıdan 3.5 km içeridedir. M.Ö. 12 inci yüzyıla kadar olan geçmişi bilinmektedir. Burası Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde yerleşim alanı olarak önem kazanmıştır.
İnanç Turizmi Selimiye Cami
Mimar Sinan'ın 80 yaşında yarattığı ve "Ustalık eserim." dediği anıtsal yapı Osmanlı Türk sanatının ve Dünya Mimarlık Tarihinin baş eserlerindendir. Çok uzaklardan dört minaresi ile
göze çarpan yapı, kurulduğu yerin seçimiyle, Mimar Sinan'ın aynı zamanda usta bir şehircilik uzmanı olduğunu da göstermektedir. Ayasofya'nın kubbesinden daha büyük olan kubbe altı metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan sekiz büyük payeye oturur. Üç Şerefeli Cami
1443-1447 yılları arasında, II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Cami Osmanlı sanatında, erken ve klasik dönemler üslubu arasında yer alır.
II. Bayezid Cami ve Külliyesi
Tunca Nehri kıyısında, şehir merkezine iki kilometre uzaklıkta bulunan külliye, Edirne'nin en önemli yapıtlarındandır. Cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, erzak depoları ve diğer bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır. I.Bayezid'in 1484-1488' de yaptırdığı külliyenin mimarı Hayreddin'dir.
Yıldırım Bayezid Cami
Edirne'nin XIV yüzyıldan kalma en eski camisi olup, şehir merkezine üç km. uzaklıktadır. Gerek planı, gerekse sütun başlıkları, yapının haç planlı bir Bizans kilisesi olduğunu göstermektedir. Yıldırım Bayezid adına camiye dönüştürülürken (1400) temel dışında yeniden yapılmıştır.
Sweti George Kilisesi
Edirne'nin Kıyık semtinde, Bulgarlar tarafından 1880 yılında inşa edilmiştir. 1889'da yeniden elden geçen kilisedeki yazılar Slav Bulgarcası ile yazılmıştır. Daha önce aynı yerde bulunan Rum kilisesinden kalma bazı tablolar da bulunmaktadır.
Yahudi Havrası (Merkez)
Edirne'nin Kaleiçi mevkiinde olup, 1902-1903 yıllarında inşa edilmiştir Deniz Turizmi
Edirne’nin güneyinde bulunan Ege Denizi (Saroz Körfezi) sahili deniz turizmi potansiyeline sahiptir.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Yağlı Güreşler
Edirne Sarayiçi Yağlı Güreşleri, geleneklerimizin bugüne uzantısı olduğu kadar çeşitli yönleriyle uluslararası arenada da gündeme gelen bir spor dalıdır. Edirne’nin diğer tarihi ve turistik güzellikleri yanında ilin tanıtımında büyük öneme sahiptir.
Bursa
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler 17. Yüzyıl Osmanlı Evi Müzesi
Muradiye semtinde II. Murat külliyesinin karşısında bulunan ahşap ev, plan ve süslemeleri bakımından 17. yüzyıl özelliklerini taşımakta olup Bursa’da halen ayakta kalan en eski evlerden bir tanesi ve en güzel olanıdır. Bahçeye açılan eyvanlı bir sofa ve iki odadan oluşan planda alt kat odaları alçak tavanlı kışlık odalardır.
Türk-İslam Eserleri Müzesi (Yeşil Medrese)
İlk Osmanlı medreselerinden olan Yeşil Medrese, Sultaniye Medresesi adıyla da tanınmaktadır. Birçok ünlü bilgin yetiştiren medrese Yeşil Külliyesi ile birlikte Mimar Hacı İvaz Paşa tarafından 1414-1424 yılları arasında yapılmıştır.
Mudanya Mütareke Evi Müzesi
11 Ekim 1922 tarihinde TBMM hükümeti ile İhtilaf Devletleri arasında Türk-Helen savaşına son veren ateşkes anlaşmasının Mudanya sahil yolu üzerinde yer alan 19. yüzyıl başlarına ait Art Nouveo üsluplu yalı,1937 yılından beri müze olarak kullanılmaktadır.
Koza Han
Ulu Cami ile Orhan Cami arasında bulunan bu Han’ı, II. Bayezid, İstanbul'daki hayır yapılarına gelir getirmek amacıyla 1490 yılında yaptırmıştır. Bursa'nın en güzel ve günümüzde en yoğun olarak kullanılan hanıdır.
İznik Kalesi
İznik Kalesi’nin geçmişi M.Ö. 258 tarihlerine dayanır. İznik surları bir çok kez tamir görmüş olup büyük ölçüde eski kent kalıntıları surlarda kullanılmıştır. Bizans devrinde, Arap akınlarından korunmak için bir çok yapı malzemesi surlarda kullanılmıştır.
Roma Tiyatrosu (İznik)
M.S. 98-117 yıllarında imparator Trajanus zamanında inşa edilmiştir. Büyük ölçüde yıkılmıştır. Tiyatro bilimsel kazısı 1980 yılından bu yana sürmektedir. Kazılar sonunda bulunan iskeletlerin incelenmesi sonucunda çeşitli dönemlerde bu yapının bir toplu kıyım alanı olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.
İznik Antik Kenti
Bursa’nın 74 km. kuzeydoğusunda bulunan İznik Kenti tarihi açıdan büyük bir öneme sahiptir. M.Ö. 316’da kurulmuştur. M.S. 2. yy’de İmparator Hadrianus tarafından yeniden kurulan kent Gotlar tarafından yıkılmıştır ve Romalılarca yeniden onarılmıştır. Roma ve Bizans döneminde önemli bir dini merkezdir. Hıristiyanlar arasında ortaya çıkan sorunları çözmek üzere 20 Mayıs 325’te yapılan I. Konsül İznik’te toplanmıştır. (II. Konsül, 24 Eylül-23 Ekim 787’de Ayasofya Kilisesi’nde toplanmıştır) Konsülün toplandığı Senato Binası, göl suları altında kalmıştır.Kent 1261’e kadar Bizans’ın merkezi olmayı sürdürmüş, 1331’de Orhan Bey’in kenti yeniden alması ile 1335’e kadar Osmanlı Beyliği’nin merkezi olmuştur.Kenti tümüyle çevreleyen surlar günümüze kadar ulaşmıştır. Dört ana kapısından üçü ayaktadır. Halkın Saray Bahçesi dediği yerde Roma Tiyatrosu ortaya çıkarılmıştır. Kent merkezinde dört yol ağzındaki Ayasofya Kilisesi Cami-i Atik adıyla camiye
dönüştürülmüştür. Yeni Mahalledeki Koimesis Kilisesi’nin yalnızca temeli ve tabanı günümüze ulaşabilmiştir. Kuzey yönünde Hagios Triphanos Kilisesi yer almaktadır.
İnanç Turizmi Geruş Sinagogu
16. yüzyıl başlarında II. Selim tarafından inşa ettirilen sinagog, 14. yüzyılın sonlarında İspanya’dan sınır dışı edilen ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğu’na kabul edilen Musevî topluluğunun ilk kafileleri Bursa’ya yerleştirilmiş ve bu sinagog kurulmuştur. İbranice’de “kovulmuş” anlamına gelen Geruş adının bu Sinagog’a verilmiş olması bu bakımdan anlam taşır.
İznik Kilisesi (İznik)
7. yüzyılda yapılmış olan kilise dikdörtgen planlıdır. Kilisenin içinde dokuz faklı mekan bulunur. Duvarları taş ve tuğla ile örülmüş olan yapının tonozları tuğladır. Yıldırım Camii
Yıldırım Bayezid tarafından 1390’lı yıllarda yaptırılmıştır. Kentin en görkemli anıtıdır. Yeşil Cami (Bursa)
1419 yılında Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Ters planlı camilerden olan Yeşil Cami, Bursa'nın olduğu kadar ülkemizin de en güzel tarihsel yapılarından biridir. Caminin mimarı Hacı İvaz Paşa’dır. Yapıda, bazı Bizans döneminden kalma yapı malzemesi de kullanılmıştır. Caminin tüm süsleme ve çini süslemeleri, ünlü şair Lami Çelebi’nin babası olan Nakkaş Ali tarafından yapılmıştır.
Yeşil (Çelebi Sultan Mehmet) Türbesi
Yeşil Camii'nin karşısında bulunan ve Bursa'nın en değerli anıtsal yapısı olan bu türbe, 1421 yılında Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Türbenin mimarı ise Hacı İvaz Paşa’dır.
Osman Gazi Türbesi
Tophane'de Orhan Gazi Türbesi'nin yanında yer alan bu türbede Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey yatmaktadır. Bu türbenin olduğu yerde, Bursa'nın fethi sırasında kubbeli bir kilise yer almaktaydı.
Muradiye (II. Murat) Cami
Muradiye semtinde bulunan cami, Sultan II. Murat tarafından 1425 yılında yaptırılmıştır.. Deniz Turizmi
Gemlik, Mudanya, Karacabey, İznik sahip oldukları kumsalları ile deniz turizmi için uygun mekanlardır. Marmara Denizi’nin güneyinde yaklaşık 135 km uzunluğunda kıyısı bulunan Bursa ilinde, Karacabey, Mudanya ve Gemlik ilçelerinde geniş doğal kumsallar ile İznik ve Ulubat (Apolyont) gölleri kıyılarında güzel plajlar bulunmaktadır. Yeniköy, Bayramdere (Malkara) kesimi ile Mudanya’nın Zeytinbağ kesimine dek uzun ve geniş doğal kumsallar vardır. Kum kalitesi iyi olan bu kıyılarda Kurşunlu, Bayramdere, Yeniköy-Mudanya kesiminde de Mesudiye, Eğerce ve Esence plajları bulunmaktadır.
Termal Turizm
Vakıfbahçe (Çekirge) Kaplıcası
Bursa Merkez’de, Çekirge semtindedir. Çekirge'deki tüm oteller, Çelik Palas ve Askeri Hastane bu kaplıcalardan yararlanır. Toprak kalevi acı bikarbonatlı olan bu kaplıcanın suları banyo olarak romatizmalar, sendromlar, hareket sistemini ağrılı hastalıkları, damar tıkanıkları, diyabet, gut ve metabolizma bozukluklarına, içme olarak karaciğer ve safra
yolları hastalıklarına iyi gelmektedir.
Bademlibahçe Kaplıcası
Bursa Merkez ile Çekirge arasındadır, 7 kaynağı vardır. Kükürtlü Oteli, Yeni Kaplıca, Kaynarca ve Karamustafapaşa Hamamları bu kaynağa bağlıdır. Kükürtlü ve radyoaktif olan bu sular, banyo ve içme olarak Vakıfbahçe kaynağı ile aynı özelliklere sahiptir. Ayrıca, kükürtlü suları periferik damar hastalıklarına ve kronik iltihaplı hastalıklara iyi gelmektedir.
Kış Turizmi
Bursa'nın 36 km. güneyinde yer alan Uludağ, ülkenin en gözde kış sporları merkezidir. Flora ve faunasının zenginliği ile 1961 yılında Milli Park ilan edilen Uludağ, sadece kış turizmine değil, yaz aylarında kampçılık, trekking ve günübirlik piknik etkinliklerine de olanak sağlamaktadır.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Yayla turizmi;Uludağ
Ornitoloji : Karacabey (Karaçay Deltası), Uludağ, İznik Gölü, Ulubat Gölü
Foto safari: Bursa Merkez Uludağ-Ulubat Gölü, İznik Gölü, Karacabey Deltası Ayı Barınağı-Cumalıkızık Köyü
Botanik (bitki inceleme) turizmi: Uludağ
Kamp-karavan turizmi: Yılanlıkaya, Kadıyayla, Sarıalan, Çobankaya, Gölcük, Hamuralanı, Kirazlıyayla (Bursa- Uludağ Milli Parkı)
Mağara turizmi: Ayvaini, Gavurini, İkizce, Yaralıgöz, Kapılıkaya Tenekeli Düdeni, Kafakıran Obruğu Mağaraları
Sualtı dalış turizmi: Gemlik, Mudanya, Karacabey Kıyıları Olta balıkçılığı: Göllerde ve kıyılarda
Dağ ve doğa yürüyüşü: Uludağ Trekking (turları), Aras Şelalesi ve Göller Bölgesi
Cumalıkızık
Cumalıkızık, Osmanlı dönemi konut dokusunu günümüze kadar koruyan bir köyümüzdür. Osmanlı dönemi sivil mimarisini günümüze taşıyan Cumalıkızık evleri, koruma altına alınmıştır. Bursa'nın doğusunda, Ankara karayolunun 10. kilometresinden güneye Uludağ yamaçlarına giden yol 3 km sonra, Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerini günümüze kadar, koruyan Cumalıkızık yerleşimine ulaşır.
Milli Parklar Uludağ Milli Parkı
Bursa Ovası'ndan 2543 metre yükseklikte bulunan Uludağ, Marmara Bölgesi'nin en yüksek noktasıdır. Aras Çağlayanı ve doruklarda görülen buzul izleri Uludağ’ın jeomorfolojik yapısının ilgi çekici özellikleridir.Milli Park'ın bir başka özelliği de Bursa Ovası'ndan Uludağ’ın doruklarına doğru değişen bitki topluluklarının meydana getirdiği orman kuşaklarıdır. Milli Park'ın elverişli tabiat şartları ayı, kurt, çakal, tilki, karaca, geyik, tavşan, domuz, keklik, yabani güvercin, akbaba, kartal, çaylak, bülbül, çalıkuşu gibi hayvanların yaşaması ve çoğalmasına imkan vermiştir.
Kırklareli
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler Aşağıpınar
Neolotik Dönem‘den Helenistik Dönem‘e kadar muhtelif kavimler tarafından iskan edilmiştir. (M.Ö.5000-300) 1993 yılından beri yapılan çalışmalarda kemik, taş ve metal buluntular elde edilmiş olup Istıranca Dağları‘ndaki eğmeli yapıların ortaya çıktığı Aşağıpınar kültür katları Anadolu ilk ve orta kalkolitik dönemleriyle çağdaştır. Aşağıpınar insanları Balkan Neolotik Kültürleri‘nin özelliklerini göstermektedir.
Tümülüsler
Kırklareli İl Sınırları dahilinde tescilli 92 adet tümülüs bulunmaktadır. Bu sayının küçük boyutlu tümülüslerle 200-400'den fazla olduğu tahmin edilmektedir. Kırklareli tümülüslerinin Tunç Çağı‘nın sonlarından (M.Ö.14.-13. yy.), M.S.3. yy. başlarına kadar devam ettiği kazılarla anlaşılmaktadır. Bunların başlıcaları; Kırklareli A, B, G tümülüsleri, Alpullu Höyük Tepe Tümülüsü, Lüleburgaz Kepirtepe Tümülüsü, Düz Orman Tümülüsü ve İslam Bey Tümülüsü‘dür.
İnanç Turizmi
Sokullu Mehmet Paşa Camii ve Külliyesi (Lüleburgaz)
Cami, türbe, imaret, kervansaray ve çifte hamamdan oluşan bir külliyedir. Lüleburgaz’ın merkezindeki külliye 1570’te Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Cami ile kervansaray arasına kemerli dükkanlar yapılmıştır.
Küçük Ayasofya Kilisesi (Gazi Süleyman Paşa Camii)
Vize İlçesi‘nde bulunmaktadır. 6. yüzyılda Jüstinyen döneminde yapılan Kilise, Gazi Süleyman Paşa tarafından XIV. yy.da camiye çevrilmiştir.
Ayanikola Ayazma ve Manastırı
Vize ilçesinin Kıyıköy Beldesi’ndedir. Tümüyle kaya kütlesinin içi oyularak biçimlendirilmiş olup üç bölümden oluşmaktadır.
Deniz Turizmi Plajlar
Kırklareli, yaklaşık 50 km.lik doğal bir kumsala sahiptir. Plajların en önemlileri Kıyıköy, İğneada ve Kastros'tur.
Sualtı Dalış Turizmi:İğneada, Limanköy, Kıyıköy, Kasatura Limanı Bisiklet Turları:Dereköy Ormanları
Olta Balıkçılığı:Dereköy Deresi, Şeytan Deresi Dağ ve Doğa Yürüyüşü:Istıranca Dağları
Atlı Doğa Yürüyüşü:Istıranca Dağları (Dereköy Ormanları) Ornitoloji (Kuş Gözetleme) Turizmi:Dereköy Ormanları FotoSafari:Dereköy Ormanları, Kıyıköy, Babaeski Kamp-Karavan Turizmi:Babaeski, Demirköy, Vize
Mağara Turizmi:Vize, (Ayanikola Ayazma ve Manastırı (Kıyıköy)), Demirköy Dupnisa Mağarası
Kırklareli'nin yaklaşık 50 km. kuzeydoğusundaki Sarpdere Köyü’nün 6 km. güneyinde bulunan Dupnisa Mağarası Istranca (Yıldız) Dağları’nın en yüksek tepesi olan Mahya Dağı’nın (1031 m.) kuzeybatı eteklerinde yer alır.
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler
Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı
Bilecik-Adapazarı karayolu üzerinde yer alan Vezirhan Köyü’ndedir. 17’nci yüzyıl başlarında Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa yaptırmıştır.
Termal Turizm
Osmaneli-Selçik İçmeleri
İçmenin suyu dört ayrı çeşmeden akmaktadır. Sodyum klorür, sodyum bikarbonat ve sodyum sülfat bakımından zengin olan kaynak suyunun sıcaklığı 15-20ºC’tır. Kaynaklardan toplam olarak saniyede bir litre su çıkmaktadır. Osmaneli içmeleri mide, karaciğer, safra kesesi, bağırsak ve idrar yolları hastalıklarına iyi geldiği gibi böbrek ve mesane taşlarının eritilmesi ve düşürülmesinde etkilidir.
Söğüt- Çaltı Kaplıcası
Söğüt ilçesi Çaltı beldesinde bulunan kaplıcanın suyu 30 km. uzaklıktaki bir kaynaktan gelmektedir. Bikarbonatlı olan suyun sıcaklığı 38 derece, debisi ise 5 litre/sn.dir.Banyo ve içme şeklinde yararlanılan kaplıca; deri hastalıkları, mide rahatsızlıkları, romatizmal hastalıklar, nevrit, polinevrit ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.
Yayla Turizmi Kömürsu Yaylası
Bozüyük ilçe merkezine 28 km. uzaklıkta köknar, karaçam, kayın, ardıç, titrek kavak ağaçları yer almaktadır.
Sofular Yaylası
İlçe merkezine 25 km. uzaklıktaki çam ve köknar ağaçları ile kaplı yaylanın yüksekliği ortalama 1.600 m. civarındadır. Yayla turizmi açısından önemlidir. Yayla 104 hektar açık alana sahiptir.
Kınık Şelalesi
Merkez Kınık Köyü Alamandere Mevkii yakınındaki kayalıktan çıkan su ilginç bir görüntü vermektedir. İl merkezine uzaklığı yaklaşık 25 km.dir.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Fotosafari: Küçük Elmalı (Yaylalar)
Mağara Turizmi : Kızılin Mağarası, Ağzıyarıkini Mağarası Sportif Olta Balıkçılığı:Sakarya Nehri
İpek Yolu: Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı Botanik: Çiçekli Yayla
TÜRKİYE TURİZM COĞRAFYASI EGE BÖLGESİ
Çanakkale
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler Alexandreia-Troas
Büyük İskender'in komutanlarından Antigonos tarafından Antigoneia adı ile M.Ö. 310 yılında kurulmuştur. Kent, M.Ö. 4. yüzyıl sonlarına doğru Lysimakhos tarafindan çevre şehir halklarının bu kente getirilmesi sonucu genişletilmiş ve bu tarihten sonra Alexandreia-Troas olarak anılmaya başlanmıştır..
Assos
Çanakkale İli'nde bulunan antik yerleşme merkezlerinin en önemlilerindendir. Assos (Behramkale)'un tarihi M.Ö. 2000’li yıllara kadar dayanmaktadır. M.Ö. 1000 yıllarında Lesbos (Midilli) adasından gelen Aiol kolonisi tarafından kurulduğu bilinmektedir.
Troia
Troya'da ilk düzenli kazılar, W. Dörpfeld tarafından başlatılmış ve bunu da 1923 - 1938 yılları arasında Prof. Carl Blegen'in kazıları izlemiştir. Blegen'nin kazıları sonucu ortaya çıkartılan Troya'nın stratigrafisine göre M.Ö. 3000 ile M.S. 400 yılları arasında, dokuz değişik tabaka halinde yerleşme merkezlerinin oldugu tespit edilmiştir.
Kilitbahir Kalesi
Deniz kilidi anlamına gelen Kilitbahir Kalesi, boğazların kontrolü ve İstanbul'un emniyeti için Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Daha sonraları ihtiyaca göre genişletilmiş, kule ve tabyalarla takviye edilmiştir.
Gülpınar
Ayvacık çevresinde kalıntıları bulunan antik eserlerden biri olan ve İlyada Destanı’nın da birinci bölümünün geçtiği Apollon Smintheus Tapınağı, Gülpınar’da bulunmaktadır. Tapınak kalıntıları ve tapınaktan çıkan eserler buradaki müzede sergilenmektedir.
Apollon Smintheus Tapınağı
Apollon Smintheus Tapınağı Biga Yarımadası’nın güneybatı ucunda, eski adıyla Külahlı olarak bilinen Gülpınar beldesinde yer almaktadır
Zeus Altarı
Küçükkuyu beldesine bağlı Adatepe Köyünün üst tarafında bulunan, ön tarafı diklemesine uçurum olan mağara, Zeus’un mağarası olarak bilinmektedir. Oda büyüklüğünde olup, eski taş duvarlarla örülmüş olan mağarada kaynak suyu vardır.
Neandria
Kayacı Köyü yakınında Çığrı Dağı’ndadır. Kenti çevreleyen surlar 3 m. Kalınlıkta ve 3200 m uzunluktadır.
Bozcaada Kalesi
Kanuni Sultan Süleyman ve II. Mahmut dönemlerinde de onarılarak ihtiyaca göre genişletilen Bozcaada Kalesi,1965-1970 yılları arasında yeniden onarılmıştır.
İnanç Turizmi
Büyük Cami (Hüdavendigar Camii)
Çanakkale’nin Gelibolu İlçesindedir. Ulu Camii, Camiikebir, Büyük Cami, Gazi Süleymanpaşa Camii ve Hüdavendigar Camii olarak tanınır.
Fransız Mezarlığı
Gelibolu'da Keşan Caddesi üzerinde, Hamzakoy'a karşı ve çevresi duvarlarla çevrili ortasında yüksek bir kule bulunan çok bakımlı bir yerdir. 1854 yılında Kırım Savaşı'nda ölen Fransız askerleri için yapılmıştır. Fransızlar ve İngilizler bir koldan Kırım Savaşı'na gemilerle Gelibolu'ya asker çıkararak, Trakya üzerinden gitmişlerdir.
Milli Parklar Gelibolu Milli Parkı
1973'te kurulmuş ve Birleşmiş Milletler Milli Parklar ve Koruma Alanları listesinde olan Park, Çanakkale ili sınırları içerisinde, Gelibolu Yarımadasının güney ucunda, Çanakkale Boğazı'nın Avrupa yakasında 33.000 hektarlık bir alanı kapsamaktadır.Ayrıca M.Ö 4000’li yıllara dek uzanan birçok "Arkeolojik sit alanı ve anıtı" bulunmaktadır. Çok çeşitli "doğal sit alanları ve anıtlar" içerisinde ise kumsallar, koyaklar, Akdeniz çalıları (maki) ile karışık koru parçaları, çarpıcı görünümlü jeolojik ve jeomorfolojik oluşumlar, bir tuz gölü ve askeri mimarisinin eşsiz örneklerini içeren ilginç bir "kültürel miras" kolleksiyonu vardır. Milli Parkta; Kilitbahirtaş Yaylası, Seddülbahir Savaş Alanı, Maeste Koyu,Tekke Köyü, Ertuğrul Koyu, İkizler Koyu, Hisarlık Tepe, Alçı Tepe, Zığındere, Kereviz Dere, Arıburnu, Anafartalar Savaş Alanlarında; Kaba Tepe, Kanlı Şist, Conkbayırı, Savla ovası, Kakma Dağı ayrıca Türk Şehitlik ve Anıtları, Yabancı Mezarlık ve Anıtlar, Savaş kalıntıları (Tabyalar-silahlar, siperler, batıklar) Arkeolojik ve Tarihi Sitler, Müzeler ve Yerleşmeler görülmesi gerekli yerlerdir.
Termal Turizm
Kestanbol Termal Turizm Merkezi
Çanakkale İline bağlı Ezine İlçesindedir. Ezine ilçesine 15 km. Marmara Denizi'ne ise 2 km. Uzaklıktadır. Banyo, çamur banyosu, inhalasyon ve serpinti kürleri yoluyla faydalanılabilen kaplıcanın, iltihaplı kadın hastalıkları, romatizma, siyatik, kireçlenme, bazı kemik tüberkülozları, küçük çocuklardaki lenf bezleri şişkinlikleri, üst teneffüs yollarının
spazmodik astmatiform sendromları ve serpinti (serosol) tarzında ve antibiyotikler yaparaküst teneffüs yolları ve akciğer hastalıklarında etkili olduğu saptanmıştır.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Su Altı Dalış:
Saroz : İstanbul'a yakınlığı dolayısıyla dalıcıların gözdesi olan Saros, dalma sporu ile uğraşanların ilgisini çekecek birçok batık barındırmaktadır.
Balıkesir
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler Antik kentler
Czyicus (Kyzikos), (Etincik)-Balkız (Belkıs), İvrindi (Madra Deresi), Gönen, Erdek, Manyas, Edremit, Havran (Eureliana), Susurluk, Savaştape, Burhaniye, Altınoluk, Daskyleion (Hisartepe Civarı).
İpek yolu
Balıkesir İli İpek Yolu güzergahı üzerindedir. İnanç Turizmi
Zağnos Paşa Camii
1461 yılında Fatih Sultan Mehmet devri vezir ve komutanlarından Zağnos Paşa tarafından bir külliye olarak yaptırılmıştır. Şimdi sadece cami ve hamamı kalmıştır.
Yıldırım Camii
14. yüzyılın ikinci yarısında Yıldırım Bayezit tarafından yapılmıştır. 1243 Hicri ve 1313 Hicri yıllarında iki kere tamir görmüştür. Eserin yapımında bazilika plan tipi uygulanmıştır. Minber kapısı ve üzerindeki dikdörtgen panoda kufi yazısı bulunmaktadır.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Dağ Yürüşleri ve Trekking: Alaçam Dağları
İlin doğusunda bulunur. Doğu-batı yönünde uzanır. En yüksek tepesi 1.625 m. ile Tilki Tepesi’dir.
Madra Dağları
Ege ve Marmara’yı birbirinden ayırır. Bu dağ ilin güneybatısında olup, kuzeydoğu yönünde uzanır. En yüksek tepesi 1.338 metredir.
Kaz Dağları
İl sınırlarının batısında Edremit Körfezi’nin kuzeyindedir. Mitolojide ismi İda olarak geçen bu dağ batı yönünde uzanır ve 1.767 metreye kadar yükselir.
Kapıdağ
Bandırma ve Erdek Körfezi arasında teşekkül etmiş bir yarımadadır. 200 metreye kadar yükselmektedir. Çok sert ve denize kadar inen dimdik meyilli makilerle örtülü yamaçlardan oluşmuştur.
Ornitoloji; Kuş Gölü (Manyas), Kazdağı Milli Parkı Foto Safari; Kazdağı Milli Parkı
Botanik Turizmi; Kazdağı Milli Parkı
Kamp-Karavan Turizmi; Ayvalık (Alibey Adası), Burhaniye (Ören), Edremit Av Turizmi; Kazdağı (Domuz avı)
Bisiklet Turları; Kazdağı Milli Parkı Termal Turizm
Pamukçu Kaplıcaları
Balıkesir’e 18 km, İzmir karayoluna ise 3 km. uzaklıktadır. Kimyasal değerlendirmelere göre suyu sülfat klorürlü bir nitelik taşımaktadır. Kışın 50-55 ºC olan su sıcaklığı yaz aylarında artmaktadır. Cilt hastalıklarına, romatizma hastalıklarına, kadın hastalıklarına, üst solunum yollarının kateral rahatsızlıklarına ve içildiğinde mide rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Gönen Kaplıcaları
Gönen İlçesi’ndeki kaplıcanın çok eski bir tarihi vardır. Kaplıca; Roma ve Bizans döneminde de işletilmiştir. Suyun sıcaklığı 73 ºC olup, içilmek suretiyle de yararlanılmaktadır. Su buharının solunması, müzmin üst ve alt solunum yolları iltihaplarına; suyun içilmesi, mide ve oniki parmak ülseri, hazımsızlık, safra kesesi tembelliği, kalın bağırsak spazmlarına; banyo uygulamaları her çeşit romatizma, kireçlenme, ruhsal sıkıntılara bağlı ağrı ve huzursuzluklara, kadın hastalıklarına, karın ameliyatları veya ortopedik ameliyat sonrası nekâhet dönemlerine yararlı olmaktadır.
Edremit - Güre Kaplıcası
Edremit İlçesi’ne bağlı Güre Kaplıcası sınırları içerisindedir. Kaplıcanın orijinal bölümleri, İlkçağ Roma Hamamı özellikleri taşımaktadır. Suyun sıcaklığı 64ºC olup, romatizma, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları, guatr, kireçlenme, sedef ve böbrek taşı tedavilerinde kullanılmaktadır. Ayrıca kaplıcanın kumları, karaciğer hastalıklarına iyi gelmektedir. Deniz Turizmi
Ayvalık (Merkez), Alibey (Cunda) Adası, Ayvalık (Safa), Ayvalık (Sarımsak Adası), Bandırma (Merkez), Burhaniye-Ören, Edremit-Akçay, Erdek kıyıları, Marmara Adası (Mermer Plajı) deniz turizmi için uygun mekanlardır.
Milli Parklar
Kaz Dağı Milli Parkı
Balıkesir İli, Edremit İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Saha, Çanakkale’ye 123 km, Balıkesir’e 92 km. mesafededir. Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesini birbirinden ayıran, antik çağlarda “İda Dağı” olarak anılan Kaz Dağı, Biga yarımadasının en yüksek kütlesidir. Kaz Dağı’nın üzerine yerleşmiş, kuzey-güney istikametine uzanan derin vadi ve kanyonları, flora ve fauna açısından zengin bir potansiyel içermektedir.
Manyas Kuşcenneti Milli Parkı
Balıkesir İli Bandırma İlçesi sınırları içindeki Kuş Gölü (Manyas Gölü)’nün kuzeydoğusunda yer alan Milli Park’a (64 hektar) Balıkesir-Bandırma karayolu ile ulaşılabilir. Kaşıkçıdan balıkçılara, çeltikçiden karabataklara, saz bülbülünden pelikanlara, kuğudan kazlara, ördeklere kadar kuluçka yapan, kışlayan ve göç sırasında uğrayan 239 kuş
Tabiat Anıtları Ayvalık Adası
Ayvalık Adaları, Pleistosen’deki tektonik hareketler sonucu çöken Ege Çanağı’ndaki tepelerin su üzerinde kalmasıyla oluşmuş jeomorfolojik birimlerdir. Adaların dağılışında eski dağların uzantısı büyük rol oynamıştır. Bu oluşum biçimi denizaltı topografyasına yansımış ve denizaltında ender doğal peyzaj güzelliklerini belirlemiştir. Saha rekreasyonel potansiyele sahiptir.
Gürgen Dağı (Kazdağı) Tabiatı Koruma Alanı
Marmara Bölgesinde, Balıkesir İli, Edremit İlçesi, Ortaoba- Zeytinli Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Saha 240 hektar büyüklüğündedir. Saha Balıkesir’e 124 km, Edremit’e 35 km. mesafededir. Endemik bir bitki olan ve nesli tükenmek üzere bulunan Kazdağı Köknarı (Abies equi-trajani) ile zengin bir yaban hayatı potansiyeline sahip eşsiz bir orman eko sistemi alanın özelliklerini oluşturur. Kazdağı Köknarı, karaçam, doğu kayını sahada bulunan başlıca ağaç türleridir. Geyik, karaca, domuz, ayı, kurt, çakal sahada yaşayan başlıca hayvan türleridir.
İzmir
Turizm Potansiyeli Ören Yerleri ve Müzeler İzmir Arkeoloji Müzesi
İasos, Çandarlı (Pitane), Bergama, Bayraklı (Eski İzmir) antik kentlerine ait arkeolojik eserler, prehistorik çağlardan M.Ö. III. bin yıllarına tarihlenen pişmiş topraktan İasos kazısı seramik buluntuları, Protogeometrik ve Geometrik Dönem Batı Anadolu keramikleri, Arkaik Dönem siyah ve kırmızı figürlü Batı Anadolu vazoları, Hellenistik Devir hydriaları, çeşitli kaplar, cam vazolar, şişeler, masklar, heykelcikler, Myrina (Aliağa) Eros heykelcikleri sergilenmektedir. Hazine Salonu'nda Arkaik, Hellenistik, Roma ve Bizans devirlerine ait altın, gümüş ve kıymetli taşlardan süs eşyaları, cam eşyalar, sikkeler ve bronz Demeter heykeli bulunmaktadır. Arkaik Dönem'den Roma Dönemi sonuna kadar tarihlenebilen heykeltraşlık eserleri içeren; büyük heykeller, büstler, portreler de bu müzede yer almaktadır. Bayraklı (Eski İzmir)
İzmir Körfezi'nin kuzeydoğusunda Tepekule mevkiinde bulunan yerleşim alanı, İzmir'in ilk yerleşim alanı olarak bilinmektedir. Kentin M.Ö. 3000 yıllarında kurulduğu arkeolojik bulgulardan anlaşılmaktadır. Bayraklı'nın üst kesiminde 205 m. yüksekliğindeki burun
üzerinde mitolojik kral Tantalos'un mezarı olarak bilinen ve M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenen yapı bulunmaktadır.
Kadifekale (Pagos)
M.Ö. 4. yüzyılda İzmir'de Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos'un körfeze hakim bir konumda kurduğu kent, bugünkü Kadifekale (Pagos) Tepesi ile tepenin iç limana bakan yamacında gelişmiştir.
Agora
İzmir'in Konak İlçesi'nde, Namazgah-Tilkilik mevkiinde bulunan Agora, Roma Dönemi'ne ait bir devlet agorasıdır. Politik toplantıların ve seçimlerin yapıldığı bir yerdir. Kazılarda agoranın büyük bir bölümü ortaya çıkarılmıştır.
Pergamon
Yapılan araştırmalarda Arkaik devirlere kadar ulaşan buluntulara tastlanılmıştır. Bu devirde Pergamon küçük bir yerleşim yeridir. İÖIV:Yüzyılın sonunda Pergamon Lysimakhos ‘un verdiği paranın korunduğu yer olarak karşımıza çıkmaktadır. Lysimakhos’un ölümünden sonra Philetairos parayı kentin kurulması için harcamıştır. İÖ133 yılında topraklarını Roma’ya bırakıncaya dek sınırlarını genişletmiş, tüm batı Anadolu’yu ve Trakia’yı ele geçirmişlerdir. İÖ III.Yüzyılda Galat’lara karşı Phileitaros’un yerine geçen I.Eumenes (263-241) tribut ödeyerek tehlikeyi durdurmuş, fakat onun yerine geçen I.Attalos (241-197) Galat’lar üzerinde kazandığı politik ve askeri başarıdan sonra tehlikeyi atlatmıştır. Bu dönem hem askeri,hem de politik yönden bir zafer devridir. Bunun yanısıra şehre sanat ve kültürel yönden bir çok yapı kazandırılmıştır. II.Eumenes zamanında (İÖ197-159) izlenilen politika ile Galat’lar, Makedonya ve Seleukos krallığı ve Roma gibi süper bir güç ile ittifak yapmışlardır. II.Eumenes’i takiben yönetimi sıra ile elinde tutan II.Attalos (İÖ159-138) ve III.Attalos (İÖ138-133) döneminde şehrin imarı ve geliştirilmesiyle ilgili çalışmaların devam ettiği ve Roma ile aynı politika izlendiği bilinmektedir. Nitekim sözü edilen bu üç kral zamanında Pergamon’a rakip olabilecek durumda Antiokheia ile Alexandria şehirleridir.Bergama topraklarının bir vasiyetle Roma’ya bırakılması sonucunda , Pergamon’da Roma hakimiyeti başlamış oldu. Augustus idaresi ile birlikte tüm Anadolu kentlerinde olduğu gibi Pergamon’da da refah dönemi başlamış, daha önceki kralların yaptıkları yapılara revizyon yapılmıştır. Traian döneminde, akropolde bir mabet inşa edilmiş, Hadrian idaresinde ise Traian’ın başlatmış olduğu mabet tamamlanmış, M.S.II Yüzyılda önemli bir konumda olan Asklepios’a ekler yapılmıştır. Daha sonraki imparatorlar döneminde de , örneğin Caracalla döneminde Dionysos mabedi yeniden düzenlenmiş, amphiteatron ile Stadion bu devirde yapılmıştır.M.S.II hatta , M.S.III.Yüzyılda kentte bir piskopos bulunduğu bilinmektedir. Sardis’de olduğu gibi ilk yedi kiliseden birisinin burada olduğu bilinmektedir.Bizans döneminde eski parlak dönemimden uzaklaşmış olmasına rağmen , Pergamon hala büyük sayılabilecek kentler arasındadır. Akropolü bir surla takviye edilmiştir.
Ephesos
İlk yerleşmeciler Karialı’lar ve Anadolu’nun yerli halkı olan Lelegler. Efsaneye göre Atina kralı Kodros sülalesinden gelen Androklos kentin kurucusu. İÖ10.yy.’dan sonra kolonize edilmeye başlanıyor. Bugün St.Jean Bazilikasının olduğu Ayazoluk tepesinde bulunan en erken buluntular Miken’lere aittir.İÖ560 yılında Lydia Kralı Kroisos kenti ele geçirerek, şehri Artemis Tapınağı’nın olduğu yere nakletmiştir. Artemision sütunlarında kabartmalı olarak bulunan sütün tanburlarında “ Kroisos yardım etti” ibaresi bunu kanıtlamaktadır. Lydia egemenliğinden sonra Pers idaresi altına giren Ephesos, (İÖ547) İÖ479 Grekler’in Persler’e karşı kazanılan Platia ve Salamis zaferleriyle Attik-Delos Deniz birliğine üye olur.İÖ.yy’ın son çeyreğinde Pelepponesos savaşında ise Sparta’nın yanında yer
etmiş, Alexandros’un ölümüyle yerine geçen genarellerinden Lysimakhos, Artemision’ da bulunan yerleşmeyi Panayır dağı ile bülbül dağı arasındaki kısma taşımış ve surları yaptırmıştır. İÖ281 yılında Lysimakhos idaresi sona ermiş . İlk önce II.Antiokhos tarafından Seleukos’lar daha sonra Mısır’da egemenliklerini sürdüren Hellenistik krallardan Ptolemaioslar idaresine giren kent İÖ196 yılında tekrar III.Antiokhos yönetimindeki Seleukoslar idaresine geçmiştir.İÖ188 yılında Apameia Barışı ile kent Pergamon krallığına bırakılmıştır. İÖ133 yılında da Pergamon Krallığının bir vasiyetle Roma’ya bırakılmasıyla Kentte Roma idaresi başlamıştır.İÖ88 yılında Roma’ya karşı başkaldıran Pontus kralı Mithridates tarafında yer alan kent Roma komutanı Sulla’nın seferiyle cezalandırılarak tekrar Roma topraklarına bağlanmıştır. İÖı.yy’ın son yarısında Marcus Antonius ve Augustus’un merkezi durumunda olan kent, özellikle Augustus döneminde ve 2.yy içersinde büyük gelişmelere sahne olur. Augustus döneminde eyaletlerin yeniden düzenlenmesi sırasında Asya eyaletinin başkenti ve Romalı prokonsül’un oturduğu yer burasıdır
İnanç Turizmi St. Jean Bazilikası
Bizans İmparatoru Justinyen 'in M.S. 6. yüzyılda St. Jean adına yaptırdığı bazilika Ayasuluk Tepesinde yer almaktadır. 40X110 m. boyutlarında batıdan girişi olan yapı haç planlı, kubbeli bir bazilikadır.
Yedi Uyurlar
M.S. 5. ve 6. yüzyıla rastlayan dönemde yapıldığı sanılan Yedi Uyuyanlar ören yeri, dini bir merkez hüviyetindedir. Rivayete göre Hıristiyanlığın resmi din olarak kabulünden önce, putperestlerden kaçarak buraya sığınan yedi genç uykuya dalıp iki yüzyıl sonra uyanmışlardır.
Meryem Ana Evi
Bülbül Dağı üzerinde Hıristiyanlığın kutsal anası Hz. Meryem'in Evi bulunmaktadır. Hıristiyanlarca ''Panaya Kapulu'' olarak da adlandırılan kutsal yerin M.S. 4. yüzyılda inşa edildiği sanılmaktadır.
Ayasuluk Tepesi ve Kale
Bu tepe Erken Hıristiyan, Bizans ve Selçuklu devirleri boyunca iyi tahkim edilmiş bir kale ile savunulmuştur. Halen ayakta duran sur, Erken Hıristiyanlık Devri'nde inşa edilmiş olup sonradan Selçuklular zamanında büyük bir restorasyona uğramıştır.
İsa Bey Camii
Ayasuluk Tepesi'nde St. Jean Bazilikası'nın batı yamacında bulunan cami, bir Selçuklu eseridir. 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından yaptırılmıştır.
İzmir Kilisesi
İncil'de adı geçen yedi kilisenin ikincisi olan İzmir Kilisesi'nin "takip edilen" ve "sadık ol" anlamına geldiği söylenir. İzmir kilisesinin önemli olduğu çağ, M.S. II. ve III. yüzyıllardır. Bu kilisenin kalıntılarının, Çeşmelik semtinde St. Polikarp Kilisesinin yerinde olduğu bazı arkeologlar ve Hıristiyan din yazarlarınca belirtilmektedir.
Bergama Kilisesi
İncil'de adı geçen yedi kiliseden kesin olarak yeri bilinen tek kilise olup, Bergamalılar tarafından "Kızıl Avlu" diye adlandırılan bazilika, "Serapien" (Serapis adlı tanrı için