• Sonuç bulunamadı

Kemal Bastuji'nin ilk Türkiye sergisi, Galeri Nev'de:ressamlardan çok şairlere yakınım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kemal Bastuji'nin ilk Türkiye sergisi, Galeri Nev'de:ressamlardan çok şairlere yakınım"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

28 E Y L Ü L 1986

KÜLTÜR

Kemal BastujVnin ilk Türkiye sergisi

,

Galeri N ev’de

‘Ressam lardan çok şairlere yakınım’

1923

Malatya doğumlu Kemal Bastuji, 1947’den bu yana

Fransa’da. Sanat uğraşına şiirle başlayan Bastuji, resme

başladıktan sonra kendine özgü bir boya tekniği geliştirmiş.

SABETAY VAROL___________ _ _ _

PARİS — “Şiirde başarılı olamamak, uzun yıllardan beri şiir yazmamak biraz içi­ me oturmuştu. Dekorasyon atölyemde, boş vaktimde kendi kendimi tatmin için resim

S

ıpmaya başladım. Kimseye göstermezdim. te benim resim hikâyem böyle başladı.” An­ kara’da Nev Galeri’de ilk Türkiye sergisini açan ressam Kemal Bastuji, eski eser resto­ rasyonundan, dekoratörlükten resme ilk ge­ çişini bu şekilde anlatıyor.

cüklerini özlediği gibi yoğurup arzuladığı bi­ çimlere sokamadığı Türkçesini de kemirip beraberinde götürmüş. Bastuji, sanki sözcük­ lere küsmüş...

Biyografisi önümde duruyor: 1923 Malat­ ya doğumlu. 1947’de gelip Fransa’ya yerleş­ miş. 1950-72 arası yaşamı tarihi eser resto­ rasyonu ve dekoratörlükle geçmiş. 1966’da ilk sergisini Cenevre yakınlarındaki Annecy’de açan sanatçı, yaşamında dönüm noktası olan Paris 1972 Galerie Henri Benezit’teki sergi­ sini, restorasyon çalışmalarının sonu olarak

Ak saçlı, ilk gördüğünüzde utangaç, içine kapanık, titiz bir insan izlenimi uyandıran ressam, gerçekte uzun yıllar Fransa’da yaşa­ manın ve Türkçeyi az kullanmasının etki­ siyle dilimizi biraz zorlanarak konuşuyor. Başlangıçta yadırgıyorsunuz.

Bastuji, kültür ve edebiyat sevgisini An­ kara’da hocası olan Nurullah Ataç’tan almış. Gençlik yıllarını tiyatro, şiir, hikâye gibi alan­ larda arayışlar içinde geçirmiş. Başarılı bir şair olamamanın yaşam yazgısında derin iz­ ler bıraktığını hissetmemeye olanak yok. San­ ki çocukluk yıllarının Anadolu anıları imge­ ler halinde resim olarak dışa vururken, söz­

niteliyor. 1975, 76, 77 yıllarında Paris dışın­ da Annemesse, Biot, Amiens gibi kentlerde açtığı bireysel sergilerden sonra 1978’de Pom- pidou Kültür Merkezi’nde “ressamın davra­ nışından şairin davranışına” konulu “Ecri- tures sur ecritures” sergisine katılmış.

1979’da Henri Benezit Galerisi’nde ikinci bireysel Paris sergisini açan Bastuji, bu kez İ984’te “Galerie C”de, 1985 ilkbaharında Pa­ ris’in şık banliyösü St. Germain en Laye’de, sonbaharda da Korsika’da birer sergi daha açmış. Katıldığı karma sergilerin, şiirle res­ mi birleştiren çalışmaların sayısı ise belirsiz.

“Türkiye’de sergi açmak sizin için ne ifa­

de ediyor?” soruma, ressam “Gururum okşanıyor” sözleriyle karşılık veriyor. Malat­ yalI Kemal Bastuji, şair olamamış ama, bel­ li bazı şair tiplerindeki yumuşak duyarlılık, kişisel içtenlik şair ruhundan resme doğru akmış:

“1959’dan 1972’ye kadar kendi kendime çizdim. Şiir olarak sürrealistleri severdim. Onlara eğilimim vardı. Avrupa’da edindiğim sürrealist bakışıyla, yaşadığım çocukluk ha­ tıraları, gördüğüm manzaralar, Anadolu manzaraları, Bingöl vs. su yüzüne çıkıyor­ du. Sürrealistlerin espri ve zihniyet bakımın­ dan etkisi oldu.”

Hayali peyzajlar

— Peki, bu şairleri okunmaydınız su yü­ züne çıkmayacak mıydı?

BASTUJİ — Belki Türk edebiyatı üstüne çok çalışmış olsaydım başka şeyler yapardım.

Kemal Bastuji, yaptığı resimleri iki döne­ me ayırıyor. İkinci dönemini “ Hayali Peyzajlar” olarak özetliyor. Bu peyzajlara iki şekilde bakmak mümkün. Uzaktan baktığı­ nızda bir doğa manzarası görüyorsunuz.

“İkinci okuma biçimi, yaklaşıp ikinci bir şey okuma” olarak kendi resmini anlatmayı sür­ dürüyor: “O zaman da bakan kendi dünya­ sını yaratıyor. Şiir okur gibi, müzik parçası dinler gibi. Bir müziği dinlerken alır başını­ zı gidersiniz. Benim gayem bu, herkesin kendi hayalini çalıştırması.”

Bastuji, geliştirdiği bu türde uzun yıllar sürdürdüğü kendine has tekniğinin etkileri­ ni kabul ediyor, “tik dönemimde yaptığım resimler eski haritaları andıran resimlerdi. O haritamsı resimler içinde insan fragmanları, kadın gözü, ağzı, memesi haritanın içine ka­ rışmış olarak vardı. Bakanlar, Türkiye man­ zaraları görüyordu. Ben görmüyordum. Aynı zamanda deniz altı, deniz üstü, toprak, gök, hepsi aynı planda. Sonra yeni tekniğim çok zor olduğu için hayali peyzajlar üstünde ça­ lıştım.”

1972’de dekorasyon atölyesini kapatarak yalnızca ressamlığı seçen Bastuji, şimdi re­ simden, çalışmaktan başka şey düşünemiyor:

“Nasıl bir şair yazıya dökmeden önce resmi kafasında canlandırırsa ben de çalışmaya başlamadan önce sabahleyin bir saat fırd-fınl dolanıyorum. Arabada, trende giderken res­ mi canlandırıyorum. Bu yüzden çıkış nok­ tam şairlerinkiyle aynı. Fransa’ya ilk geldi­ ğimde bazı genç şair gruplarına katılmıştım. O gruplardaki gençler şimdi ünlü şairler ol­ dular. Genellikle resamlar şairlerin eserleri­ ni illüstre eder. Bende tersi oluyor, resmimi gören bu şair arkadaşlar’yazı yazma ihtiyacı duyuyoruz’ diyorlar.”

— Kendinizi hiçbir resim akımına bağlı hissetmiyor musunuz?

BASTUJİ — Hiçbirine. Ben mektepten ye­ tişmedim. Resme kendi kendime geldim. Da­ ha çok şair kısmına bağlı hissediyorum.

— Diğer ressamların çalışmalarını izlemi­ yor musunuz?

BASTUJİ — Ressam olarak çalışmaya ka­ rar verdiğim 1972 yılına kadar gezmediğim müze kalmadı. Şimdi o kadar çok şey birik­ ti ki, yeni araştırmalar yaptığım için diğer res­ samları görmek kafamı karıştırıyor. Sadece bazı arkadaşların açılışlarına gidiyorum. Elimde iş varken gidemiyorum. Paris’teki re­ sim cereyanlarına karışmıyorum. Bazı şeylere iştirak ettim, şimdi onlara da etmiyorum.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Üslûbuna hayran olduğum bu büyük muharririn bende el yazısı ile «D icle ve B en» adlı bir manzumesi rar ki sonradan bunu Firâk-i-Irak yapmıştır.. Bu

MERDİVEN Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak.... Yüzün perde perde

Subclavian “stealing” syndrome is a condition, which causes reverse flow and changes in the flow pattern from the vertebral artery to the subclavian ar- tery on the same side as

40 dan fazla bestesi olan OSMAN NİHAT .AKIN,aynı zamanda,bir yazardı.özellikle spor konularında başarılı bir yazardı.Yazılarını(Ofsayt)ve(Ney¿ e d e ) takma ad-

Table 1. The relation of nasal IgE, serum IgE and prick test with the provocation test.. ment between the nasal IgE for Dp and the provocation test. Neither the prick test nor

K on­ serde musikî zevkîni bı­ rakabilip edebiyat hata­ ları araştırmasını bece- rememek, belki bu be­ nim bir noksanımdır, fa­ kat işte nedense insan için

— Allah devlete millete zeval vermesin. Ben, kendi kudretimle ne buradaki ihtimamı ve bakımı, ne de beni burada tedavileri altı­ na alan kıymetli mütehassislan

izzet Melih eserin ne şahsi - yetlerini, ne hususiyetlerini iha­ ta edebilmiş bu tenkidi "bir şey söylemiş olmak için,, lâkırdı e- den adamlar gibi