• Sonuç bulunamadı

Köy çocuğu Yaşar Kemal'in dayanılmaz yükselişi:"Babamı vurdukları gün dilim tutuldu"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Köy çocuğu Yaşar Kemal'in dayanılmaz yükselişi:"Babamı vurdukları gün dilim tutuldu""

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yaşar Kemal,

Uluslararası

del Duca

Ödülü'nü aldı

g M m p ı

m m h

15 Ekim 1982 Cuma

^

H u r r ı u e t

T f I R K t Y F

YIL: 35 SAYI: 12396

, Au L üt K - r Uo TEL. (Ut.) 2<S 20 00 (W r.l> T U R K L L R l N D l R İlân İ M İ . 26 40 04-26 40 os Yan İyini. 26 20 00-26 20 20 G O I M L . U K 1 V I O S T A K İ L . S I Y A S I G A Z E T E

Kurucusu: SLÜAT SİMAVİ (1896 -1953)

FİYATI 20 LİRA

"İnce Memed", son 30 yılın en büyük

romanı olarak nitelendi

% Paris'te ünlü d e l Duca Vakfı

Binası'nda yapılan törenle ödülünü

alan Yaşar K em al "İnsanın gücüne

inanıyorum . Sözün gücüne de,

bundan inanıyorum . Edebiyatım ı,

bu gücün üstüne kurm aya çalıştım.

Söz, insanın kendisidir"dedi

MİTTERRAND'DAN DAVET ALDI:

it

Z ’C

Â

ı^m

ull

uuut

uuulu

* dTlT öd'"'^

j' a?“r Kema1’ Uluslararası

DeŸîrt^B u k M i'M k ter:a n d IYkÛÎÛi^ R I£Uea 0 d .U1U"y-le f dl ? “Şf r K*m.al,’ İransa yanında Fransa’nın ünlü yazarlarından »e Fransız AkadlmW Ü ^ U e a n d ^ r m ^ ^ ^ l ü ^ ^ ı U n Derlet Başkanı Mitterrand ve Kültür Bakanının konuğu olarak tekrar Paris e gidecek. vakfın temsilcisi olarak Madame del Duca bnlunuyordu. “Le Figaro“ Gazetesl’nln başyazarlığı

1 Törende ilk konuşmayı yapan Fransız Akademisi üyesi ire Figano Gazetesi başyazan • Yaşar Kemal'e büyük ödülü Bayan del Duca bizzat vererek kutladı

Jean d ' Ormesson "Yaşar Kemal,dünyanın en büyük romancısıdır "dedi.

Yaşar Kemal,ayrıca 200 bin franklık (yaklaşık 5 milyon lira) ödül çeki aldı.

görevini de yürüten Jean d’Ormesson, yazarımızı ve Anadolu’muzu öven uzun bir konuşma yaparken, Yaşar Kem al’i Chateaubriand, Proust, Aragon ve Stendhal’la bir tutarak dünyanın en büyük edebiyatçıları arasında yer aldığını bir kez daha vurguladı. Törende Paris Büyükelçiliği Müsteşarı Gün Gttlgün de bulundu (sağda)....

i Başkan Mitterrand, Yaşar Kemal'i kasım ayı başında Elysée

Sarayı'nda yemeğe davet etti

(Yazısı

13

. sayfada)

Köy çocuğu Yaşar Kemal hayat hikayesini Hürriyete anlattı:

'B abam ı vu rd u kları gün dilim tutuldu/

^

İ S

i l H

Ü

^

Niyazi Dalyancı

Gazeteci Dalyancı

serbest bırakılıyor

Barış

Derneği

davasında

ilk tahliye

kararı

• Niyazi Dalyancı’nın ya­

sal işlemler tamamlan­

dıktan sonra bugün salı­

verilmesi bekleniyor...

• D ü n k ü duruşmada sor­

gulaması yapılan Prof.

Metin Özek “Beni teröre

kaynaklık eden bir kişi

olarak gösteren iddiana­

meyi şiddetle reddede­

rim" dedi... (13. Sayfada)

Tasfiye Kurutu geniş yetki istiyor

Çağrım ızın yankıları

f l l / l l l f A T I V I A . Tahliye edilmesine ilişkin iş- H V U ı V n l I T LM ılem ler Sıkıyönetim Askeri Savcılıfı’nca dün tamamlanamayan Bülent Ecevıt’in tahliyesi bugüne kaldı. Ecevit’e bu konuda avukat­ ları ayrıntılı bilgi verdiler. (Foto: HÜRRİYET)

Ecevit bugün

salıveriliyor

•A ske ri Yargıtay 5. Dairesi Ecevit’in be­

raat ettiği davada tutuklu olarak geçen

54 günlük sürenin, bir başka davadaki

cezasından in d irilm e -_____________

sine karar verdi...

• Rahşan Ecevit dün

? saat aram çeki

iSağmalcılar

Cezaevi’-

ndekl

sorgulamadan

sonra bir açıklama ya­

pan Tasviye Kurulu

Başkanı Uluer Aral, “ Ka­

ğıt üzerinde Kastelli’nin

alacakları borçlarından

fazla" dedi...

lUluer Aral borçlulardan

alacakların tahsil edil­

memesi halinde, tasfiye­

nin olumlu bir şekilde

sonuçlanamayacağını

da bildirdi...

(Yazısı 15. Sayfada)

İtiraf: Maliye J

getirilen vergiyi

almaktan öte

birşey yapamıyor

m

akşam geç saatlere

kadar eşinin tahliye­

sini bekledi. Ancak

evraklar tamamlana­

madığı için, Ecevit’in

serbest bırakılması

bugüne kaldı...

(Yazısı 13. Sayfada)

"arm«

15 Ekim

Harf Loto

talihlisi

DÜNKÜ H

ÜRRİYET

3 5 6 . 5 1 1 İ s t a n b u l Matbaası'nda 2 0 5 - 6 9 0 A n k a r a 1 1 7 . 1 8 5 A d a n a 5 8 . 5 0 5 I z m i r 7 3 7 . 8 9 1 A d e t b a s ı l m ı ş t ı r

Hürriyet

harf

loto

ans s® ai m œ

Oeçtrtıhfc Suratı 13 Ekim • 19 (k im

Kart NumtMsı

Teselli dizisi 15. sayfamızda

i Bütçe

gerekçe­

sinde vergi idare­

sinin yeterli de­

netim ve kontrol

gücüne sahip ola­

madığı

için

bu

müesseselerin iş­

letilemediği kabul

ediliyor,..

I Bütçe bugün Da­

nışma Meclisi Ko-

misyonu’na sunu­

luyor... Sunuş ko­

nuşmasını Maliye

Bakanı yapacak...

(Yazısı 13. Sayfada)

I« y *

3

*

1

*

O İ Ş T A

"Ödülü geri

alın, kampanyası

Norveç'te de acildi

• Birleşmiş Milletler'de, Arap-islâm grupları İsrail’i

örgütten attırmak için yoğun çaba gösterirken,

Norveçliler de, eli kanlı Begin'den Nobei Barış

ödülü’nün geri alınması için uğraşıyor.

• DanimarkalI parlamenterlerde Begin’e verilen Barış

Ödülü’nün geri alınmasından yana olduklannı

söylediler.

(Yazısı 13. Sayfada)

KAĞIT ÜZERİNDE DENGE VARıÛM :

linen Cevher Özden İle Sağmalcılar Cezaevl’nde dün İkinci kez görüşen 9. Tasfl.ve Kurulu Başkanı Uluer Aral, Kastelli’nin borç ve alacaklarının k&ğıt üzerinde dengelendiğini söyledi.

6337 Bııcagrı

insanlığın sesidir»

•Gazetemizin, Nobel jürisineyaptığı "Katil Begin'den

Barış ödülünü geri alın" çağrısına, telefon ve

telgrafla dün de binlerce yurttaşımız katıldı.

•Ç a ğ rıy la İlgili görüşlerini belirtenlerarasındaklSurl-

ye’nin Ankara Büyükelçisi, “Çağrıyı gerçeğin sesi

olarak telakki ettim. Hürriyet’! kutlarım” dedi.

• Anneler Derneği Başkanı Türkân Aksu “ Begin Barış

ödülü’nü kanla lekeledi" dedi.

• Rafet Ibrahlmoğlu "Kampanya

heryönüyleyerinde-dir” derken, DM Bütçe Plân Komisyonu Başkanı

Tandoğan Tokgöz "Hürriyet’in çağrısına aynen ka­

tıldığım" söyledi.

(Yazısı 13. Sayfada)

(2)

@ 1 5 Ekim 1982 Cuma

K öy

çocuğu

ır

■ K e m a l 'i n

dayanılmaz

yükselişi

O

Röportaj: Necmi ONUR Fotoğraflar: Mahir ÇERÇİ Murat ÇETİN

K

AÇ kişi savarsınız bu kala­ balık dünyadan?

Kendisi 5 yaşında iken, babası gözlerinin önünde vurulan?

“ Bahamı gözümün önünde vur­ du" dedi Yaşar Kemal.

Ellerini.birbirine kenetlemiş, kocaman bir yumruk yapmıştı. İn­ san yüreğindeki o kocaman acı ile o yumruğu masaya biraz hızla ya­ pıştırdı ve anlatmasını sürdürdü:

“ Babam, köyün zenglnlerin- dendi... Ben, İlk çocuğu idim. At­ ları vardı... Öyle gelişi güzel atlar değildi bunlar... Seçmeydi... Arap atları idi. Atına bindi mi, beni de önüne oturtur, nereye giderse, birlikte giderdik.”

KÖYÜNÜN ADINI SOYADI YAPTI

H

EMİTE Köyü" Adana ili­ nin Osmaniye kazasına bağ­ lıdır. Ve. yolları çakıllıdır. Sonra­ ları, köyün adı değişti, "Gökçeli” oldu. Yaşar Kemal de, köyünün adını alıp, isminin ardına ekledi soyadı olarak...

O köyde vurmuşlar babasını. Bir akşam ezanı.

Hem de. camide.

Dev bir kalemin sahibi olan Ya­ şar Kemal, beş yaşında iken gözü­ nün önünde işlenen cinayeti, mini­ cik bir çocuk gibi anlatmaya şöyle

■ Ve Fransa’nm “ del Duca” isimli büyük ödülünü bu yıl kazanan Türk yazarı Yaşar Kemal “ Hemite” Köyünde doğmuştur. 1922 yümda. Köy aynıdır. Ama, o yılların Kemal Sadık isimli küçük çocuğu, büyüyüp kocaman bir roman yazarı olmuştur ve adı artık Yaşar Kemal'dir. Yaşar Kemal, yazarlığı ile büyüktür büyüklüğüne de, zaman zaman çocuklaşır. Hele yürüşüye çıktığı zamanlar, komşu bahçesinden incir aşıracak kadar çocuklaşır.

"Babam ı vurdukları

gün dilim tutuldu"

s Camide namaz kılıyorduk. 20 yaşlarında bir delikanlı

yaklaştı yanımıza...Babama bir şeyler söyledi...

Sonra elinde bir şeyin parladığını gördüm...

Anlayamadım bile ne olduğunu... Babama birkaç

kez vurdu arkadan... Babam yere yıkıldı önce...

Sonra toparlanıp genci kovalamaya çalıştı...

Ama düştü...Öldü...

Sonra yazdım bunları..."Kimsecik" isimli

romanım, bu ölüm sahnesi ile biter...

devam etti:

“ Sonbahardı mevsim. Babam­ la birlikte akşam namazına gitmiş­ tik. Caminin dışındaki set'de na­ maz kılıyordu babam. Ben de ya­ nına çömelmiştim. 20 yaşlarında bir delikanlı geldi yanımıza. Baba­ ma birşeyler söyledi. Tanıyordum onu. Babam, 9 yaşında iken yanı­ na alıp büyütmüştü kendisini... Bir anda, delikanhnın elinde birşe- vin parladığını gördüm. Anlaya­ madım bile ne olduğunu... Baba­ ma birkaç kez vurdu arkadan... Babam yere yıkıldı. O da kaçmaya başladı. Sonra babam güçlükle kalktı. Delikanlının ardından 10 metre kadar koştu. Onu, kan izle­ ri takip ediyordu. Caminin biraz ötesinde yere düştü ve öldü...”

n r n j ç r p j p n i p i l T T I . Yaşar Kemal’in renkli bir yaşamı l l L I l l y L U l l l l / l y y ı l ı l I ■ vardır. Arzuhalcilik, traktör şoför­ lüğü, öğretmen vekilliği, Toros yaylalarında eşklya ile arkadaşlık... 12 yıl süren gazetecilik. İşte köyünde Yaşar Kemal,Deli İbrahim Kaptanla...

EĞER İNSAN DUYGULU İSE...

B

EŞ yaşında da olsa insan ve eğer duygulu ise, ve de eğer babası gözlerinin önünde vurulan- lardansa...

Ne yapar dersiniz?

O zamanki adı ile Kemal Sa­ dık. çökmüş babasının cesedi başı­ na. bitkin ve yıkık... Ağlamış, ağ­ lamış. ağlamış... Zor ayırmışlar onu oradan köyün büyükleri.

“ -Alın şu çocuğu, eve götürün" diyerek. Karşısına dikilmiş ev hal­ kı. gözleri yaşlı. Birbiri ardından sormuşlar:

“ Ne oldu Kemal? Nasıl oldu? Kim vurdu babamızı?”

Kemal Sadık suskun. Kemal Sadık şaşırmış, Kemal Sadık ağlı­ yor durm adan... Bir iki kez dene­ miş dudaklarım oynatıp konuşma­ yı ama, ne mümkün? 1927 yılları­ nın bu cinayet sonrasını, 1982 yıl­ larının gene bir sonbahar ikindi­ sinde dev yazar Yaşar Kemal şöy­ le anlatacaktır:

“ O gece sabaha kadar ağladığı­ mı bugün hile faptaze.dipdiri ha­ tırlarım... Ondan sonra da kekeme olduğumu anladım ... Çünkü, sa­ bah kalkınca, konuşmak istedim, konuşamadım... Tam 12 yaşıma kadar...Y ani, 7 kocaman yıl. Ke­ limeleri hep tekleyip durdum ...”

Kimse öğrenememiş cinayetin “ nedcnF’ni... Yaşar Kemal de öyle dedi:

“ Kimse anlamadı bahamın ni­ çin öldürüldüğünü... Bir sır gibi kaldı ölümü, anılarımızda..."

“ Sonra" dedim, “bir yerlerde bu korkunç olayın sende yarattığı acıları dile getirmedin mi?"

Birbirine kenetlediği parmakla­ rını çözüp, sandalyesinin arkalığı­ na yaslandı. Sol kolu masaya da­ valı idi. İri parmaklarını uzatıp bir sigara aldı ve yaktı.

“ Yüzdtm" dedi kaim sesi ile “ Kimsecik isimli romanımın sonu, bu ölüm sahnesi ile biter...”

Yazar olur da bir insan, yaşadı­ ğını yazmaz mı?

KEMAL SADIK’DAN, YAŞAR KEMAL’E... 1 Q ? 7 yılların o korkunç ola-

U L I yi n d an sıyrılamadığı belli. Kental Sadık'ın günlerini yaşıyor çizgi çizgi. Beş yaşın büyümüş ço­ cukluğunda olmalı o sıralarda. Kolundan tutup '982'li yıllara çek­ mek istedim.

“ Bir ödül kazanmışsın" dedim, “ Fransızlar’ın bir ödülünü..."

Bir aslan gibi silkinerek döndü 1982'ye.

Yaşadığımız güne.

Beş yaşında değildi artık o... Uluslararası,bir kocaman yazardı.

"Biliyor musun” dedi lâfı değiş­ tirerek “ Kaç yıl oldu, kaç yıl geçti arkadaşlığımızın üzerinden?”

“ Evet” dedim “ 31 yıl, b itti...” 1951 yılında tanımıştım O nu... Cumhuriyet Gazetesinde çalışma­ ya başladığı zaman yani... Kazan­ dığı ödülü konuşmak istemiyor­ du... Anlatacağı da yoktu. Aslın­ da. Nobel'e yakın önemi vardı Fransızlar tarafından verilen “ del Duca" isimli bu ödülün... Uluslar­ arası idi. Ve, 1927’!i yılların Ke­ mal Sadık’ına yani, 1982 yılının Yaşar Kemal’ine, "Hümanizme katkılarından dolayı” verilmişti...

Sevindirici çok yanı vardı bu ödülün.

Bir kere, jürideki kişiler çok önemli idi.

Ünlü devlet adamları, bir o k a ­ dar ünlü sanatçılar, toplanmışlar ve oy birliği ile 200 bin franklık, yani yaklaşık olarak 5 milyon Türk Liralık “ del Duca" ödülünün bu yıl. T ürk yazan Yaşar Kemal’e ve­ rilmesini kararlaştırmışlardı...

Ve, 5 yaşında iken babası göz­ lerinin önünde öldürülen Yaşar Kemal. 60 yaşında öylesine bir çiz­ giye ulaşmıştı ki. bu “ ödüP'den söz etmeyi, gereksiz sayıyordu...

Adana'nın Osmaniye kazasına bağlı eski adı ile “Hemite” . yeni ismi ile “ Gökçeli" köyündeki ca- ■ mi, gene yerinde duruyor... Gene camiye giden yollar yer yer çakıllı­ dır...

Ve, uluslararası üne ulaşan Türk yazarı Yaşar Kemal, yaşamı­ nın 60, yılında, babasının öldürü­ lüşünü. 55 yıl önceki tazeliğinde hatırlamaktadır... Eeeeee. kolay değildir bu... Bir yerde büyük bir ödülü hatırlamaz da insan, babası­ nın ölümü ile yanar ha, yanar... Köz gibi düşüverir minicik yüreği­ ne korkunç anı...

Kaç kişi sayarsınız bu kalaba­ lık dünyadan?

Kendisi beş yaşında iken babası gözlerinin önünde vurulan?

Yarın: EŞKIYA VE SEVGİ DOLU YÜREKLER...

T.G. ZİRAAT BAN KASI

Müfettiş Muavinliği Giriş Sınavı

Sınava katılabilmek için:

a) 657 sayılı Devlet Personel Kanunu ile Bankamız Personel Yönetmeliği ve Teftiş Kurulu Sınav Yönetmeliğine göfe, bankada görev alabilme şartlarını haiz bulunmak,

b) Hukuk , İktisat, İşletme, Siyasal Bilgiler Fakülteleri ile Ege, Boğaziçi, Ortadoğu Teknik, Atatürk ve Hacettepe Üniversitelerinin İdari İlimler, İş İdaresi ve İktisat Bölümlerinden veya Fakültelerinden, İktisadı ve Ticari İlimler Akademileri ve bunlara bağlı fakülte ve yüksek okullann 4 yıllık mesleki öğrenim veren bölümlerinden veya yukanda isimleri sayılanların benzerleri ile bunlara Milli Eğitim Bakanlığınca muadeleti kabul edilmiş yabancı ülkelerdeki fakülte ve yüksek okulların birinden mezun olmak, ? "

c) Sınav günü olan 1.12.1982 tarihinde ^30 yaşını doldurmamış bulunmak, (2.12.1952 tarihinden önceki doğumlular sınava kabpl edilmeyecektir.) i

d) Askerlik görevini yapmış veya bu görevi sınav gününde erteletmiş olmak, e) Bankamız dışında bir kuruma herhangi bir hizmet taahhüdü altında bulunmamak, 0 İyi hal sahibi olmak ve müfettişlik mesleğine alınmasına engel bir durumda olmamak,

g) Sağlık ve bedeni durumu, yurdun her yerinde müfettişlik görev ve seyahati yapmaya müsait olmak, h) Evvelce bankamız müfettiş muavinliği sınavına bir defadan fazla katılmamış olmak, şarttır.

Sınav biçimi, zamanı ve yeri:

Sınavlar, yazılı ve sözlü olmak üzere 2 bölümdür. Yazılı sınavlar, 1-2-3 Aralık 1982 tarihlerinde, Ankara’da, Genel Müdürlük binasında, İstanbul’da, Karaköy şubesinde ve İzmir’de, İzmir şubesinde, saat 9.00’dan itibaren yapılacaktır. Yazılı sınavı kazananlardan, Teftiş Kurulunca yaptırılacak araştırmalar sonucunda engel hali görülmeyenler, sözlü sınav için Ankara’ya çağırılacaklardır. v

Smav konularını ve gerekli sair bilgileri kapsayan broşür:

Ankara’da Teftiş Kurulu Başkanlığından.

İstanbul, İzmir, Erzurum, Adana, Diyarbakır ve Samsun’da mevcut Bölge Müdürlüklerimizden ve Merkez Şubelerimizden temin edilebilir.

Sınava katılmak isteyenlerin “T.C. Ziraat Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı - Ankara” adresine, en geç 19.11.1982 Cuma günü saat 18.00’e kadar, şahsen ve yazılı müracaatla istenilen belgeleri vermeleri gerekmektedir.

.

T.C. ZİRAAT BANKASI

%

TV de

B U G Ü N

P'

9

.

50

] | Haftanın Şarkısı

[îv.S.s] İşte Topak

Í20.1.S]

1

Vatandaş

1

ne diyor?..

[20.3<l]| Haberler ve

1 Hava Durumu

E 3

| Aşk Çiftliği

[

22

.

05

]| Müzik

EE]

| Çocuk ve Biz

E3

| Haberler

Ayrıntılı program

BİZİMKİLER

COPYRIGHT.H.Y.

GÜNGÖRMÜŞLER

KAVANAGH

ü! >*«

i l/

(3)

15 Ekim 1982 Cuma

( l.SAYFADAKİ YAZILARIN DEVAMI )

"Bu çağrı, insanlığın sesidir"

H

ÜRRİYET’in Nobel Jürisine yaptığı “ Katil Begin’den Barış Ödiıİü’nü Geri Alın” çağrısı büyük ilgi görürken, Suriye Arap Cum­ huriyeti Ankara Büyükelçisi Beşir el Kutb, dün bir açıklama yaparak “ Çağrıyı, gerçeğin sesi olarak te­ lakki ettiğimden dolayı Hürriyet gazetesini kutlarım” dedi.

Beşir el Kutb, gazetemize gön­ derdiği açıklamasında şöyle dedi: “ 13.10.1982 günü yayınlanan Hürriyet Gazetesinde, terörist Be- gin’den Nobel ö d ü lü ’nün geri alın­ ması için yapılan çağrıyı gerçeğin sesi olarak telakki ettiğimden do­ layı, bu gerçeğin tüm çıplaklığı ile yayınlanmış olmasından ötürü Hürriyet gazetesini kutlar, gerçek­ lerin dost Türk kamuoyuna ve dünya kamuoyuna ulaştırılması hususunda gazetenize başarı ve ilerleme yolunda yayın hayatını sürdürmesini takdirlerimle tem en­ ni ederim.”

Bu arada dün de gazetemize telgraf ve telefonlarla çağrımıza katıldıklarını belirten yurttaşlar, bu girişimi sonuna dek destekleye­ ceklerini bildirdiler. Çağrı konu­ sunda görüş açıklayanlar ise şunla­ rı söylediler:

T urhan Güven (Danışma Mec­ lisi Başkan Vekili): İsrail Başba­ kanı Begin’e bu ödül verildi, ama daha sonra Ortadoğu’da ve özellik­ le Filistin halkına karşı yaptığı ve­ ya yaptırdığı çirkin ve gayri insani davranışlar, kendisinin bu ödüle layık olmadığım göstermiştir. Ödülün geriye alınacağını hukuken mümkün görmüyorum. Olsa olsa, Begin’in yaptığı bu vahşi işler ne­ deniyle ödüle layık olup olmadığı hususu tartışılabilir. Asla layık ol­ madığına da inanıyorum.

Vahit Tutum (Danışma Meclisi ve Türkiye Ortadoğu Amme İdare­ si Enstitüsü Öğretim Üyesi): Çok önemli bir konuda dünya kamu­ oyunun oluşmasına vatandaşları­ mızın doğrudan katkıda bulunma­ sına olanak veren Hürriyet gazete­ sinin girişimini çok olumlu buluyo­ rum . Bana göre, sorunun iki yönü bulunm aktadır. Bunlardan ilki, Nobel Ödül sisteminin işleyişi ile, öteki ise İsrail’in Filistin’de giriş­ tiği kıyım hareketi ile ilgilidir.

Nobel Ödülleri arasında önemli bir yeri olan Barış Ödülü, uluslar- arasında kardeşliğin geliştirilmesi­ ne ve barışa olağanüstü katkıda bulunanlara verilmesi gereken bir ödüldür. Bu nedenle, bu ödülün

her türlü diplomatik manevra ve kulislerin ve devletlerarası rekabe­ tin dışında tutulması gerekir. Son yıllarda bu ödülün dağıtımında, sistem dışı bazı faktörlerin rol oy­ nadığı yuiunda kuşkular yaratıl­ mıştır. Bu durum , Nobel ödül sis­ teminin saygınlığına gölge düşü­ rür. Nitekim, Begin’e verilen Banş ö d ü lü , sorunun bu yönünü gündeme getirmiş bulunm aktadır. Ancak, sorunun ikinci yönü daha önemlidir. Bu da Ortadoğu’da ce­ reyan eden kıyım hareketidir. Ço- luk-çocuk, genç-ihtiyar, kadnı- erkek ayırtetmeksizin tüm insanla­ rın im ha edilmesine yol açan bir kıyım hareketinin İsrail’in sorum­ luluğunda cereyan etmesi, basit kı­ nam alarla geçiştirilemez. Hiçbir gerekçe bu dramın yaratıcılarım aklayamaz. Yüz kızartıcı bu olaya ve yaratıcdarma karşı insanlığın göstereceği genel tepkinin yıllan­ mış sancıların dindirilmesine vesile olmasını diliyorum.

Prof. Akif Erginay (Danışma Meclisi ve Anayasa Komisyonu Üyesi): “ Ödül geriye alınabilir mi? Usulünü bilmiyorum. Ama, Hürri- yet'in açtığı kampanya çok yerin- dedir. Çünkü, sulh gayesiyle veri­ len ödülün, dünya çapında yaptığı caniyane işlerle herkesin nefretini kazanan birinde bulunması üzücü­ dür, düşündürücüdür. Gayesine matuf bir ödül değildir. Kabilse geri alınmalıdır. Bu kampanyanın yerinde olmadığını kimse söyleye­ mez.”

Rafet ibrahimoğlu (Türkiye İş­ veren Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı ve Danışma Meclisi Üyesi): “ Barış, insanlık ve insanlar için gaye olmalıdır, vasıta değil.. Bunu bir vasıta gibi kullananlar, önce kendi vicdanlarında hesabını verirler. İnsanlık da muhakkak bunu takdir eder ve her halükârda yapılanları unutmaz. Bu şahıs ba­ rış için yola çıktı ve bu noktaya geldi. İnsanlık, bunu dikkate ala­ cak ve gözden kaçırmayacaktır. Kampanya bu yönüyle yerindedir ve gereklidir.”

Dündar Soyer (Danışma Mecli­ si Üyesi): “ Hürriyet’in açtığı kam ­ panya çok yerindedir. Nobel Barış Ödüiü’nün böyle hunharca ve ma­ zisinde insanlık dışı terörist hare­ ketlere bilfiil iştirak eden bir kim­ senin geçmişi bilinmesine rağmen verilmiş olması, aslında çok dü­ şündürücüydü. Bu nevi ödüllerin namzetlerinin, o günkü durum la­ rından ziyade, geçmişlerinin de

Ödülü Geri Alın" kampanyası

Norveç'te de açıldı

Doğan ULUÇ

B

İRLEŞMİŞ MİLLETLER, (Hürriyet) - Beyrut katliamı nedeniyle Arap-İslanı grubu İsrail'i Birleşmiş Milletler’den kovdurma­ ya çalışırken, bazı Norveçliler İsrail Başbakanı Menahcm Begin’e 1978’ de verilen Nobel Barış Ödülü'nü geri aldırmak için yoğun bir kam­ panya sürdürüyorlar.

1978 yılında Enver Sedat'la bir­ likte Nobel Barış Ödüiü'nü kaza- fıaıı Menahem Begin’den ödülün geri alınması için Norveç'te baş­ layan kampanya, çeşitli ülkelerde destek gördü.

Öte yandan. Birleşmiş Milletler’ de görüştüğümüz batılı diplomat­ lar, Menahem Beginin, İsrail'in kurtuluşu sırasında çeşitli terörist eylemleri yönetmesi nedeniyle “ Ödülün verilme nedeni hakhydı, ama Begin’in geçmişi unutularak verildi. Enver Sedat tek başına hak etmişti ödülü. Şimdi alınması, çe­ şitli sorunlar ortaya çıkar«. Her- şevden önce, Enver Sedat’ın ruhu­ na saygısızlık olur” diye konuştu­ lar.

Sosyalist ve komünist blok dip­ lomatları ise “ Başında yanlış iş ya­ pıldı. Begin’e Barış Ödülü verile­ mezdi. Bu yanlışlık ortaya çıktı. Ama Ödül Komitesi hatasını yük­ lenmek zorunda kalacağı ve emsal teşkil edebileceği için geriye ala­ maz” dediler.

Arap ve İslam bloku diplomat­ larının önemli bir kısmı “ Camp David Anlaşması nedeniyle Sedat ve Begin’e ödül vermek, başından yanlış bir hareket idi. Tüm Arap

âlemini saf dışı ederek gerçekleş­ tirilen bir girişim için zaten Barış Ödülü verilemezdi. Bu girişimin barış yerine felaket getirdiği de çok geçmeden anlaşıldı. Geriye alın­ ması da neyi değiştirir?” şeklinde konuştular.

Gerek dünyâ kamuoyunda, ge­ rekse uluslararası siyasi düzeyde faaliyet gösteren kişiler arasında beliren görüş birliğine rağmen Nor­ veç Barış Ödülü Komitesi nin ka­ rarını geri almayacağını belirtmesi, ' Banş ö d ü lü ’nün yıprandığım da bir gerçek alarak ortaya çıkardı.

DANİMARKALI PARLAMENTERLER DE

ÖDÜLÜN GERİ ALINMASINDAN YANA İsrail Başbakanı Menahem Be­ gin’e 1978 yılında verilen Nobel Ba­ rış ö d ü lü ’nün geri alınması konu­ sunda, “ HürriyeP’in görüşüne baş­ vurduğu bazı DanimarkalI parla­ menterler şunlan söylediler:

Preben Wilhemsen (Sol Sosyal- list Partisi Genel Başkam): “ Barış Ödülü’nün Begin’e hiçbir zaman için verilmemesi gerekirdi. Benim görüşüme göre de geri alınması ge­ rekir...”

Erhard Jacobson-(Hükümet or­ tağı Merkez Demokrat Parti Genel Başkanı) “ Ödül bugünkü koşullar altında yanlıştır. Ama değerlendir­ meyi verildiği güne göre yapmak gerekir. Verilmiş ödülün geri alı­ nabileceğini sanmıyorum...”

Börge Bochholm-(Sosyal De­ mokrat Milletvekili): “ Politik bir hata yapılmıştır. Begin’e ödül ve­ rilmemesi gerekirdi...”

Gurur tablosu

P

ARtS, (Hürriyet) - Uluslar­ arası del Duca Ödülü, dün sabah del Duca Vakfı binasında yapılan bir törenle ünlü yazarımız Yaşar Kemal’e verildi. Tören sıra­ sında b ir konuşma yapan Fransız Akademisi üyesi, Figaro Gazetesi başyazarı ve ünlü romancı Jean d’Örmesson, Yaşar Kemal’in dün­ yanın en büyük romancılarından biri olduğunu söyledi. Daha sonra konuşan Yaşar Kemal ise, “ Çağı­ mızın en önemli sorununun, do­ ğanın öldürülmesi olduğunu” ifade etti.

Ödül töreninde ilk konuşmayı yapan Jean d’Ormesson şöyle dedi: “ Siz büyük bir şair ve romancı­ sınız. Sizi selamlarım. Siluetiniz ve isminizin sedası, kapalı pencere ve kapıları aşıp, seçkin kişilerin bu­ lunduğu bu salonda kuvvetli bir rüzgâr estirdi.”

“ İnce Memed’i, son 30 yılın en güzel ve büyük kitaplarından biri­ si olarak değerlendiriyorum. Siz de Yaşar Kemal olarak, Aragon ( * ) , Stendhall ★ LChateaubriandveMar-

ecl Proustlarla eş değerdesiniz, is­ miniz ve kahramanlarınız, benim ve bir çok okurun rüyalarında ya­ şıyor.”

Konuşmasının sonunda Yaşar Kemal'e “ ince Memed’in Babası” diye hitap eden Jean d'Ormesson daha sonra da şunları söyledi:

“Anadolu'nun bozkırlarında, deve dikenleri ve katır tırnakları arasından mucizevi bir şekilde ye­ tiştirdiğiniz bu çiçek, insanlığın onurudur.”

200 bin franklık ödülü Yaşar Kemal’e bizzat veren Bayan del Duca da. ünlü yazarımızı candan kutladığını söyledi. Daha sonra bir konuşma yapan Yaşar Kemal ise “ İnsanın gücüne inanıyorum, sö­ zün gücüne de bundan dolayı ina­ nıyorum. Edebiyatımı bu gücün üzerine kurmaya çalıştım. Söz, in­ sanın kendisidir” dedi ve şöyle de­ vam etti:

“ Yaşamın anlamından ve insa­ nın ölümsüzlüğünden yola çıka­ rak çağımızdaki bir çok kötülükle­ rin, soykırımlarının, insanın, insa­ nı aşağılamasının, işkencenin

önü-ne geçebiliriz. Çağımız sorunlarla dolu ama, bence en büyük sorunu­ muz, doğanın öldürülmesi sorunu­ dur. Doğayla birlikte kendimizi de öldürmekte olduğumuzun farkında değiliz.”

Ödül törenini Cumhurbaşkanı Mitterrand ve Kültür Bakanı Jack Lang adına birer temsilci de izle­ di. Bu arada Mitterrand, Yaşar Kemal’i Elysee Sarayı’nda yemeğe davet etti.

Yaşar Kemal’in Fransa’da satıl­ makta olan kitaplarının üzerine de kırmızı bantla “ del Duca Ödülü Sahibi” diye yazılacak ve yazarımı­ zın adı. görkemli del Duca Vakfı binasındaki mermer levha üzerin­ de, diğer ödül sahiplerinin adlarıy­ la birlikte yaldızlı harflerle tarihe geçecek. Paris’te kaldığı sürece va­ kıf tarafından Alfred de Vîxny so­ kağındaki bu binada ağırlanmak istenen ünlü romancımız, eşi Tilda ile birlikte müzisyen Zülfü Livane- li'nin evinde kalmayı tercih etti. Ö dülünü almak üzere vakıf merke­ zine Zülfü Livaneli ve eşi Ülker Livaneli’nin yanısıra arkadaşımız G arbis Kcşişoğlu ile Doğan Hızlan ile gelen Yaşar Kemal ile eşinin çevresini saran Türkler arasında yazar Hıfzı Topuz, film yapımcısı Arif Keskiner ile ressam Abidin Dino ve eşi Güzin Dino göze çar­ pıyordu. Genç yaşta kaybettiğimiz gazeteci Kosta Dapontc'nin eşi At­ hena Dapontc de, töreni izleyenler arasındaydı.

★ Louis ARAGONGerçeküstücülü- ğiin başlıca öncülerinden olan Fransız yazarı Louis Aragon. 1897 yılında Paris’le dünyaya geldi. Çe­ şitli deneme ye romanları yanısıra şiirleri ile de tanınan Aragon çeşitli yayın kuruluşlarında yönetmenlik de yapmaktadır.

★ Henri Beyle STENDHAL!783'le Grenoble’de dünyaya gelen ve 1842'de Paris'te ölen üıılü romancı Stendhal, bugün psikolojiyi öıı plana alan romancılardan söz edil­ diğinde ilk akla geleıı isimdir. Bu bakımdan ölçülü, tutkulu ve man­ tıklı romah meraklılarının hayran­ lığım kazannııştır.

dikkatlice araştırılıp incelenmesi lazım geldiğini bu olay bütün açık­ lığı ile göstermektedir. Suçsuz ve savunmasız insanların yokedilmesi için emir veren birinin, Barış Ödü­ lü ile nasıl ters düştüğünü göre­ meyecek göz, dünya yüzünde bulu­ namaz. Böyle düşünen varsa, bun­ lar da barışın düşmanıdırlar, in­ sanlığın düşmanıdırlar. Bu açıdan, Hürriyet'in kampanyasına tama- miyle katılıyorum”

Tandoğan Tokgöz (Bütçe Plan Komisyonu Başkam): “ Çok kısa süre önceki hadiseleri dikkate ala­ cak olursak, kampanyadaki görü­ şü olumsuz karşılamak mümkün değildir. Ancak Nobel Barış Ödü- lü’ııün veriliş tarzım da dikkate al­ mak gerekiyor. Böyle bir ödülün bir Türk’e verilmesi bize onur ve­ rebilir. Ülkemizi daha iyi tanıtabi­ lir. Ama, biliniyor ki, bu ödül, bazı tesirler altında veriliyor. Bu, dünya kamuoyunda yaygın bir ka­ naattir. Tabii ki, böyle bir ödül de tesir altında verildiği için büyük bir değer taşımamaktadır. H ürri­ yet’in kampanyasına aynen katılı­ yorum.”

Prof. Dr. Ergin Nomer: (İstan­ bul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Devletler Hukuku Kürsüsü): “ B a­ rışa hizmet etmek unsuru çok önemli. Bunu taşımayanlara ödül verilmesi gaye ile bağdaşmıyor. Geri alınmasa dahi kendisinin b u ­ günkü durumu, aldığı ödülün m a­ nevi değerini yok etmiştir” .

Vasfı Rıza Zobu: (Şehir Tiyat­ rosu Genel Sanat Yönetmeni): “ B anş Ödülü tabirine göre, dün­ ya yüzündeki banş düşüncelerine her bakım dan iştirak etmiş olması lazım. Oysa son zamanlarda Begln aksi düşünceli hareket etmiş bir insandır. Hata onun Banş Odü- lü’nü almasında değil, onu Barış Ö dülü’ne lâyık görenlerdedir. Şim­ di geri almak lüzumludur, ama nasıl geri alınır onu bilemem.”

Nüzhct Mengü (Türk Kadınlar Konseyi Demeği Başkanı): “ Önce Begin’ln bu insanlık dışı davranış­ ları durdurulmalıdır. Bizler, ulus­ lararası terörizmle savaşırken, bir devlet binlerce masumun kanma girmekten çekinmiyor. Bunun için jü ri, ödülü layık olana vermelidir.

Türkan Aksu (Türk Anneler Derneği Başkanı': “ Barışı ruhun­ da, kafasında hiçbir şeklide hisset­ meyen bir kişiye Barış Ödülü veri­ lemeyeceğini, Türk anneleri ola­ rak dünyaya duyurmak istiyoruz. Ve, özeliilde, Barış Ödülü’ne kan lekesi sürülmesini arzu etmiyoruz. Biz Türk anaları ve Türk kadınlan olarak daima, barışın ve insanlığın yanında olduk. Kaldı ki, bizler, “ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilke­ sini bütün dünyaya haykırmış olan Atatürk'ün bu özlemini ve idealini benliğimizde daima hissettik ve hissediyoruz. Bunun için de tüm dünyaya böyle sesleniyoruz.Bin ke­ re katil olmuş Begin’den haketme- tliği bu Ödül geri alınmalıdır.

İtiraf: Maliye

getirilen vergiyi

almaktan öte

bir şey yapamıyor

A

NKARA, (Hürriyet)- Maliye Bakanlığı da vergi idaresinin halka yardımcı olmayı beceremedi­ ğini ve sadece “ vergi almaktan öte bir şey yapmadığını” itiraf etti.

Bu sabah saat 10.00’da 1983 mali yılı bütçe tasarısını Danışma Meclisi Bütçe Plan Komisyonu’ııa, sunacak olan Kafaoğlu’nun eki­ bince hazırlanan bütçe gerekçesin­ de “ vergi idaresinin suçsuzluğu” anlatıldı...

“ 1983 mali yılı bütçe gerekçe-si” nde vergi konusunda şu görüş­ lere yer verildi:

“ Bugün vergi idaresi sadece kendisine getirilen vergiyi almak­ tan öte bir fonksiyon ifa edeme­ mekte, yeterli denetim ve kontrol gücüne sahip bulunmamaktadır. Bu sebeple vergi kanunlarımızda mevcut denetim ve kontrol müesse­ seler! işietilemektedir.

Öte yandan vergi idaresi, vergi­ yi doğuran hadiseleri etkin bir tarzda izlemek hareketliliğine, gü­ cüne de sahip değildir. 1983 yılın­ da vergi politikasını yürüten Gelir­ ler Genel Mudürlüğü'nün memle­ ketimizin ihtiyaçları ve şartlan doğrultusunda yeniden teşkilatlan­ dırılması en büyük yeniliklerden biri olacaktır”

. İÇLER ACISI

Bugün vergi idaresinin içler acı­ sı durumunu sergileyen bütçe ge­ rekçesine göre vergi dairelerinde görevli personelin yüzde altmışlık kısmı ilk ve ortaokul tahsilli...Ver­ gi memurlarının ancak yüzde 5.6’ sı yüksek'okul mezunu,yüzde 34.2’ si de lise eğitimli...

Halka hizmet sunmada çok bü­ yük önemi olan “ tecrübe” konusun­ da ise vergi daireleri çok geriden geliyor. Personelin yüzde 1.6’lık kısmım oluşturan 10 bin 986 me­ murun hizmet süresi yalnızca 1-3 yıl arasında...

Bugün vergi idaresinin merkez ve taşra teşkilatlarında toplam 30 bin 130 kadro bulunuyor...Bu kadroların tamamı kullanılamadı­ ğı gibi önemli bir kısmı ya istifa ediyor ya da başka kuruluşlara ge­ çiyor. ..1983 mali yılı bütçe gerek­ çesinde bunun başlıbaşına bir so­ run olduğu belirtilerek “ Son 4 yıl­ da vergi mükellefi sayısı yüzde 63 artarak 38.2 milyona yükseldiği halde kadro sayısı yalnızca yüzde 15’lik bir artışla 30 bin 130'a ulaş­ mış bulunm aktadır”

Bugün Kafaoğlu’nun basma açık olarak yapılacak sunuş konuş­ masında, yeni bütçede giderlerin 2 trilyon 600 milyar lira, gelirlerin ise 2 trilyon 450 milyar lira olarak bağlandığı bir kez daha anlatıla­ cak.

Yeni bütçede enflasyon hızı 1983 için yüzde 20 olarak hedef alındı.

Özkan ALTINTAŞ T J ARIŞ Demeği dayasının dün- ü f i r t r thimşfnanmla"Sorgusu ta ­ mamlanan sanıklardan gazeteci Niyazi Dalyancı hakkında tahliye karan verildi. Böylece Barış D er­ neği davasında ilk tahliye k aran verilmiş oldu.

İstanbul Sıkıyönetim 2 Numa­ ralı Askeri Mahkemesi’nce Top- kapı Atatürk Öğrenci Sitesi duruş­ ma salonunda yürütülen davada sanıklardan İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilimi Dalı öğretim üyelerinden Prof.Dr. Metin Özek ile gazeteci Niyazi Dalyancı’nm sorgulan tamamlandı. Daha sonra söz alan her iki sanığın avukatı Prof.Çetin Özek uzun bir konuşma yaparak tahliye talebinde bulundu. Kısa bir aradan sonra kararını açıklayan mahkeme sanıklardan Niyazi Dalyancı’nm ' tutuklanm a­ sından beklenen sebepler ortadan kalktığı gerekçesiyle serbest bıra­ kılmasını kararlaştırdı. Mahkeme aynca Avukat Çetin Özek’in sanık­ ları savunurken yasalan çiğnediği gerekçesiyle hakkında Sıkıyönetim Komutanlığı’na suç duyurusunda bulunulmasını da kararlaştırdı.

Sabah başlayan davada hazır­ ladığı 15 sayfalık metni okuyan sanık Metin Özek, “ Bir hekim ve­ ya bilim adam ına neden Barış Der­ neği üyesi olduğunu sormak yerine neden olmadığını sormak yerinde olur. Kitle kırım araçlarına karşı çıkm ak, insanlığa ihanet etmemek için 5 buçuk yıl önce derneğe gir­ dim ” dedi.

Yurt içi ve yurt dışında katıldığı konferanslar yanında üye olduğu uluslararası tıp kuruluşlan ile olan ilişkilerini özetleyen Prof.Dr. Me­ tin Özek A tatürk’ün “ Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesinin banşı ta­ nımlayan en güzel söz olduğunu belirtti. İddianamede sadece 4 yer­ de adının geçtiğini vurgulayan Özek, “ Dernekler yasasına göre kurulmuş bir derneğe üye olmak suç olamaz. Paravan yapılmış ba­ nş düşüncesi ile benim gibi para­ van kişilerin arkasında suç işlendi­ ği öne sürülüyor. Savaş yıllarında felaket haberleri içinde büyümüş biri olarak barışın nimetini derîn­ den algıladım. Federal Almanya’­ da bunun izlerini gördüm” dedi.

Yasadışı hiçbir demeğe veya ya- ' sal bir partiye üye olmadığını kay­ deden ö zek , terör ve anarşinin

in-Ecevit bugün

salıveriliyor

A

NKARA, (Hürriyet) - Feshe­

dilen CHP eski Genel Baş­ kanı Bülent Eccvit’in cezaevinden tahliyesi bugüne kaldı. Askeri Y ar­ gıtay 5. Dairesi Eccvit’in beraat ettiği bir davada tutuklu olarak ge­ çen 54 günlük sürenin bir başka dava dolayısıyla aldığı cezadan in­ dirilmesini kararlaştırınca Eceyit’- iıı dün akşam tahliyesi beklendi.

Feshedilen CHP eski Genel Başkam Bülent Ecevit’in tahliyesi için çalışmalar dün gece yoğun bi­ çimde sürdürüldü. Bu arada Rah­ şan Ecevit de cezaevi kapısında eşinin tahliyesini uzun süre bekle­ di. Ancak Askeri Yargıtay, karan- nın savcılık vc sıkıyönetim m ahke­ mesi onayından geçmesi gerektiği vc sıkıyönetim ilgili mahkeme yar­ gıcı bulunamadığı için işlemler so- nuçlaııdınlamadı. Verilen bilgiye göre Ecevii bu sabah cezaevinden tahlive edilecek.

Barış Derneği davasında ilk tahliye karan

san davramşlan üzerindeki etkisi hakkında yaptığı bilimsel araştır­ malara değindi. Hatta saldırgan oyuncaklarla ilgüL (bir raporunun geçtiğimiz günlerde Avrupa parla­ mentosunda benimsenerek savaş oyuncaklannın yasaklanmasına ilişkin karar alındığım söyledi. Te­ röre şiddetle karşı olduğunu anla­ tırken, “Teröre kaynaklık eden bir kişi olarak beni gösteren iddiana­ meyi şiddetli reddederim. Bana ül­ kemin ve vatandaşlarımın çıkan dışında bir suçlama yapüamaz. Türkiye’nin Misak-ı Milli hudutla­ rı İçinde bölünmez bir bütün oldu­ ğunu savunan yurtseverim. Bunun aksini gösteren fiil, 50 yıllık yaşa­ mımda gösterilemez” dedi.

Öğleden sonra yapılan oturum ­ da sorgusu yapılan gazeteci Niyazi Dalyancı hakkmdaki suçlamaları reddetti. Atina’da 21-23 Haziran 1980 tarihinde yapılan “ Akdeniz ve Yabancı Üsler” konulu toplan­ tıda yaptığı konuşmanın Türkiye aleyhine olmadığını belirten Dal­ yancı “ Tarih boyunca kamu*oyu yalan haberlerle savaşa kışkırtıl- nııştır. Ben gerçekleri araştırmaya yöneldim. Gerçekler her zaman barıştan yana olduğu için Barış Derneğine girdim” dedi.

Sanık ayrıca Kıbrıs’tan Türk Ordusunun çıkmasına yönelik bir konuşma Yapmadığım belirterek “ Kıbrıs’tan tüm yabancı üslerin kaldırılarak barısın getirilmesi şek­ lindeki sözüm iddianamede yanlış yorumlanmış” dedi.

Sanıklardan Niyazi Dalyancı’yı tahlive eden mahkeme duruşmayı 21 Ekim Perşembe gününe bıraktı.

T E Ş E K K Ü R

Pek Muhterem Annemiz

HACI FATMA BODUR

un

vefatı dolayısıyla Cenaze Merasimine katılan; evimize,

işyerimize gelerek acımızı paylaşan; gerek basın yoluy­

la gerekse yurt içi ve yurt dışından telgraf, teleks, mek­

tup göndermek ve telefon etmek suretiyle başsağlığı

dileyen; Türk Eğitim Vakfı’na ve Türkiye Milli Kültür

Vakfı’na bağışta bulunan Sayın Devlet Büyüklerimize

ve değerli temsilcilerine, Sayın Komutanlarımıza; İstan­

bul Sanayi Odası, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası

Yönetim Kurulları ve Meclislerine, personeline, Kuru­

luşlarımıza ve bütün camiamız mensuplarına, yakın il­

gilerini esirgemeyen doktorlarına ve hastane personeli­

ne, bütün akraba ve dostlarımız ile kendisini sevenlere

ve arkadaşlarına gönülden teşekkür etmeyi bir borç bi­

liriz.

AİLESİ

TEŞEKKÜR VE MEVLİT

Sevgili eşim, amcam, dayım, kayınbirade­

rimiz, eniştemiz kıym etli varlığımız,

İstanbul Tıp Fakültesi 1946 yılı mezunların­

dan, Aydın Doğumevi eski Başhekimi

Doktor-Operatör

İHSAN TOKSOY'un

ani bir kalp krizi sonucu vefatı dolayısı ile büyük acımızı

paylaşan, cenaze törenine iştirak eden, bizzat evimize gelerek

telefon, telgraf ve mektupla taziyette bulunan, çelenk gönderen,

akraba ve dostlarımıza, Aydın Doğumevi ve Devlet Hastanesi

doktor, hemşire ve tüm personeline, Aydın Kuşadası Seçkin

Sitesi halkına teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı arz ederiz.

Not: Kırkıncı gününe rastlayan 18 Ekim 1982 Pazartesi günü yatsı

namazını müteakip Aydın (Bey Camii’nde) okunacak Kuran-ı

Kerim ve Mevlid-i Şerife sevenlerinin

teşriflerini rica ederiz.

EŞİ VE AİLESİ

örtün

KORU %

tu r iz m k u r ta r

YEPYENİ LÜX BİR TESİS !■ SAĞLIKLI YAŞAM VE

HUZUR İÇİNDE BİR TATİL

2 8 -3 1 EKİM

Ür g ü p g ö r e m e i h l a r a 3 g e c e 4 gün Tam Pansiyon

10.500

tl

27-31 EKİM

Alanya

ALAADDİfi OTEL Tam Pansiyon

7.500TL

Özel Otobüs-«- İkramlar Servis ve Vergiler dahildir

BARBAROS BULVARI 35/5 B E Ş İK T A Ş Tel: 61 10 74 61 22 81 -61 82 26 tlx 26105 İrtibat Abentur 37 61 07

İLAN

KADIKÖY

1. A SL İY İ HUKUK HAKİMLİĞİNDEN

Davacı Ekrem Kubiiay tarafından davalı Mehmet Başkurt aley­ hine mahkememizde ikame olunan tescildavasının yapılanduruş- maları sonunda:

Kadıköy Suadiye Mahallesi. Küçüağa Alan Okul Sokakta bulu- nantapunun 78 pafta,3 4 0 ada ve 2parselsayılı numarasındakayıtlı 866 metrekare miktarlı bahçeli kâ ıg ir apartmanın 4/56 arsa paylı çatı katında 7 numaralı dairenin satış vaadi mukavelesi gereğince tapuda tashıhen davacı Ekrem Kubiiay adına tesciline, daracının 14.250 TL mahkeme masrafı ile davacı vekili için takdir olunan 46.000 TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine ve bakiye 18.000 TL ilam harcının davalıdan tahsiline 20.9.1982 tarihinde temyizi kabil olmak üzere karar verilmiş olup, adresi meçhul bulunan istasyon Caddesi No: 41/2 Göztepe - Kadıköy adresinde ikameti gösterilen davalı Mehmet Başkurt’a bütün tebligatlar ¡İanen yapılmış olduğundan işbu 20.9.1982 tarih 1981/350 esas. 1982/540 sayılı karann karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 8.10.1982

(Basın: 10502)

f

SAHİBİNDEN SATILIK

İŞ MAKİNALARI

D.8.K. 1978 model Dozer 697 TAŞ. damperli TIR

1979 model KATO-400 Beko tipi kanal makinası

1978 model

Müracaatlar:

Tel: 11 17

YURT İÇİ VE YURT DIŞI ŞANTİYELERİMİZ İÇİN

ELEM ANLAR

AR AN M AKTAD IR

ngilizce ve Arapça bilir, en az 10 yıl

en az 5 yıl

de--P R O J E MENAJERLERİ:

neyimlt

—ŞANTİYE ŞEFLERİ: İngilizce veya Arapça bilir

neyimli,

-A R A Ş T IR M A MÜHENDİSİ veya TEKNİSYENİ: Beton, toprak,

asfalt konularında tahlil yapabilecek, tecrübeli İngilizce bilir mühen

dişler.

-M U H A S E B E C İL E R : Y üksek tahsilli veya Ticaret Lisesi mezunu

olup, İngilizce, Arapça bilir, şirket veya inşaat muhasebesinde 5 yıl

deneyimli,

-T E R C Ü M A N : Arapça yı çok iyi okuyup, yazan asgari lise mezunu,

ayrıca İngilizce bilir,

-B İL G İS A Y A R PROGRAMCILARI: COBOL dilinde en az bir yıl

Beton ve agregat bilgisi

tecrübeli İngilizce bilenler tercih edilir,

-BETON SANTRAL OPERATÖRLERİ

olan 5 yıl deneyimli,

- ASPHALT PLANT OPERATÖRÜ: 5 yıl tecrübeli TCK.’da çalışmış

olanlar tercih edilir,

-A S P H A L T FİNİŞER USTALARI: 5 yıl tecrübeli,

- V İN Ç OPERATÖRLERİ: Teleskobik mobil vinç kullanmış,

-K O M P E S Ö R M AKİNİSTİ: 5 yıl tecrübeli

- A L T YA PI EKİP ve EKİP BAŞLARI

-E L E K T R İK ve TESİSAT EKİP ve EK İP BAŞLARI

-K A N A L EKİP ve EKİP BAŞLARI.

—MERMER DÖŞEME USTA ve İŞÇİLERİ: Ekibi olan taşeronlar

tercih edilir.

MÜRACAATLAR: isteklilerin bonservisleri ile birlikte aşağıdaki adrese yazılı veya bizzat

müracaatları rica olunur

SARAÇOĞ LU M Ü H E N D İS L İK T A A H H Ü T VE S A N .L T D .Ş T İ. Büyükdere Caddesi Basman Han No: 4 Kat: 3 Şişli—İSTANBUL

İzmir İş Tel: 22 24 37 Ev Tel

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

REKTÖRLÜĞÜNDEN

“ Sosyal Bilimler Enstitüsü” ne “ Yüksek Li- 1982-1*

Üniversitemizin ______ __ sans” öğretimi için 1982-1983 öğretim yılında alınacak öğren­ cilerin başvurabilecekleri “ Ana Bilim Dalları” girecekleri bilim sınavlarmıııyer ve tarihleri aşağıda belirtilmiştir.

Yüksek Lisans giriş sınavına girebilmek için öğrencinin lisans öğrenimi not ortalamasının tam notun en az %60’ı olması gerekmektedir.

Bilim sınavım kazanarak öğrenci kaydım yaptıran öğrenci­ lerimize. yabancı dil geliştirme imkanı ve ayrıca “Araştırma Görevlisi” olarak çalışma olanağı verilebilecektir.

Adayların 22.Ekim .1982 akşamına kadar I.T.Ü . Taşkışla Sosyal Bilimler Enstitüsü Kayıt Bürolarına, ilgili Ana Bilim Dallarındaki Lisans derecelerini belirten bir belge ile başvura­ rak kayıtlarını yaptırmaları duyurulur.

Ana Bilim Gerekil Lisans Bilim Sınavı Tarihi ve Dallan Mimarlık Şehircilik-Bölge Planlaması Mimarlık Tarihi- Restorasyon Bitirme Belgesi Mimarlık Mimarlık, Şehircilik ve Bölge Planlaması Mimarlık, Sanat Tarihi Arkeoloji Yeri Taşkışla Taşkışla Taşkışla Saati 25. Ekim. 1982 15.00 25.Ekim.1982 15.00 25. Ekim. 1982 15.00 rt <x> to

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

REKTÖRLÜĞÜNDEN

Sakarya Mühendislik Fakiiltesi’ne bağlı Sakarya ve Düzce Meslek Yüksek Okullarına kesin kayıtla ilgili olarak başvur­ maları gereken öğrencilerin en düşük taban p u an larıaş~ J -gösterilnıiştir. Bu puanlardan daha yüksek puan almış olan ve ön kayıt yaptırmış öğrencilerin 18-20 Ekim günlerinde kesin kayıtla ilgili olarak gerekli belgelerle okul müdürlüklerine baş­ vurmaları önemle duyurulur.

Sakarya Meslek Yüksek Okulu İşletme Muhasebe Bölümü Turizm İşletmeciliği Motor

İnşaat

Makine Resmi- Konstrüksiyon Düzce Meslek Yüksek Okulu İşletme Muhasebe Elektrik İnşaat 376.984 TM 395.158 TS 363.512 MF 365.118 MF 362.677 MF 364.853 TM 359.598 MF 356.523 MF (Basın-22813)

Taha Toros Arşivi

N

Referanslar

Benzer Belgeler

ve sayıları giderek artan işletmeleriyle Alman ekonomisine katkı sağlamaktadırlar. 2007 yılında bu işletmelerin sayısı 703 bine, yıllık toplam cirosu 32,7 milyar

Çünkü gezegen, ay›n ilk günlerinde bile Günefl’ten yaklafl›k bir saat sonra bat›yor ve par- lakl›¤› 1,7 kadir, yani oldukça düflük.. Bu s›rada Merkür’ü görmek

Geriye yüzer havuzlar yerine Pendik Tersanesi’nin büyük gemi inşaatları için yeni hizmete giren kuru havuzu kalıyor ki, bu havuz hem tamir havuzu olarak di- z.ajn

1933 yılında özel sektöre yalnızca yük taşımacılığının bırakılması, yolcu taşıma hakkının devlete verilmesi ile Şirketi Hayriye ke- penklerini indirdi..

Sinire uygulanan elektriksel bir stimulus uygula- nan akım belli bir düzeye ulaşınca sinirde depolarizas- yona neden olur. Düşük düzeyde verilen akımla olu- şan aktivite

Tip I, radial başın anterior çıkığıyla birlikte ulnanın kısa oblik veya yaş ağaç kırığı; tip II, radial başın posterior veya posterolateral

Hikmet Onat’ın 1910’lar- dan başlayarak günümüze değin 65 yılı geçen oldukça geniş bir zaman kesitinden seçilmiş ürünlerini bir araya getiren sergi, onun

Orhan Veli Karnk da Yahya Kemal gibi İstan­ bul aşığı, bir şairdir. Şiir­ lerinde İstanbul’u anla­ tan iki şair Rumelihisa- n ’ndaki Kayalar Mezar­ lığında