CU M H U Rİ VeT
}
I
j T A R İ H İ
B A H İ S L E R |
}
tl
îsfanbnla aid yeni eserler
Son yıllarda İstanbul şehrinin iç timai ve sanat tarihile alâkadar bir çok eser neşredilmiş bulunmaktadır (1). Her hiri kendi sahasmda değer li bir çalışma mahsulü olan bu e- serler arasında şehrin 17 nci asırda ki vaziyetini aydınlatan bir kitab, bilhassa tercüme edenin notlarile pek kıymetli bir mahiyet iktisab etmiştir.
1637 - 1695 yılları arasında Istan - bulda yaşamış Eremya Çelebi Kö- mürciyan isimli bir Ermeni müellif, şehrin kendi zamanındaki tarihini manzum olarak muhtasar bir şekil de kaleme almıştır. Mütercim, ön sözünde bu tarihçenin ana hatlarmı şöyle belirtmektedir: (Şehrin topoğ- rafik vaziyetini anlatmağa çalışan bu eser, daha ziyade şehir ve civarı sa hilden dolaşıklığı zaman rastlanılan başlıca mevkilerin ve buralarda ge çen bazı tarihî vak’alarm manzum bir yazıya sığacak kadar kısa bir tarifinden ibarettir.
... Müellif, güya beraberinde mi safir bulunan Vardayet’e rehberlik ederek kayıkla sûrların etrafını ge zerler, kara sûrlarını görmek üzere ata binerler ve Galata ile Beyoğlun- da dolaştıktan sonra Tophaneden tek rar kayığa binerler ve Boğâziçinin İki sahilini boydan boya gezerler. Çelebi, süratle yapılan bu uzun ce- velân esnasında ehemmiyetli yer - lerden hiçbirini gözden kaçırmamış ve her biri için kısa da olsa malû mat vermiş, dolayısile bazı eğlence li hikâyeler anlatmıştır. Eserin yedi faslında bu suretle İstanbul, Galata, Beyoğlu, Boğaziçi, Kadıköy, Fener bahçe ve Adalar tasvir edildikten sonra' müellif, sekizinci fasılda şeh rin gezemedikleri İç kısmı ile Istgn- bula aid hususiyetlerden ve şehir hayatı hakkındaki müşahedelerinden bizi haberdar etmektedir.)
Eremya Çelebi, vakit vakit İnkıtaa uğrıyan (İstanbul Tarihi) isimli ese rini üç muhtelif tarihte tamaml lya - bilmiş ve bu suretle 1661 de yazıl -mağa başlıyan eser 1684 te bir ihti - maîe göre de 1699 da bitirilmiştir
(2) .
Eremya Çelebi, gördüklerine sadık kalmış ve onları sade bir üslûbla tasvir etmiştir. Bu küçük tarihçede İstanbulun anıtları, 17 nci asırda mevcud binalar, şehir hayatı, halk, çarşılar, İstanbulun ticaret mmtaka- ları pek canlı bir surette tasvir edil miştir.
Aslı Kudüs manastırında bulunan bu eserin diğer iki nüshasından biri 1913 te Viyanada basılmıştır. Bay Hrand D. Andresyan, bu matbu ese rin türkçeye tercümesini yapmış ve hakikaten pek vâkıfane bir şekilde notlamak suretile 1952 dc bastırmış tır (3).
Eremya Çelebinin bu türkçe mat bu İstanbul Tarihi 65 sahife tutmak ta, buna mukabil mütercimin notlar kısmı 247 sı.hife işgal etmektedir, Notlar kısmının müellifi Hrand D, Andresyan, Türk ve yabancı kay naklardan, tamamen İlmî bir şekilde faydalanmış, haşivlerden çekinmiş, hakiki vesikalara, muasır mügahid- lerin verdikleri bilgilere istinad e t miştir. Bu suretle, notlar kısmı, İs
î
YAZAN
jfifllâ fr
Y. Sehsuvaroğiu
]
tanbul şehrinin Bizans ve Türk de - virleri hakkında pek esaslı ve iti mada şayan bir eseri mahiyetini ka zanmıştır.
Notlar kısmında şehrin kuruluşun dan başlıyarak İstanbul isminin men şei, sûrların inşası, Yedikule, cami - ler, kiliseler, saraylar, büyük mey danlar, meşhur alaylar, mesireler ve kısaca Eremya Çelebinin gezdiği bü tün yerlerin tarihi hakkmda geniş malûmat vardır.
Fakat bunlar arasında bilhassa Top kapı Sarayına dair o devirlerde I s - tanbula gelmiş muhtelif yabancı sey yahın eserlerine de istinad edilerek pek etraflı ve dikkate şayan bilgi - ler verilmektedir. Hrand D. Andres yan, eserine şehrin umumî manze- rasile, Topkapı Sarayını gösteren îki gravürün klişelerini de koymuş ve sonuna tetkiki kolaylaştıran bir en - deks ilâve etmiştir.
Eremya Çelebinin türkçeye çev rilmiş ve bu suretle pek itinalı ve vâkıfane bir şeklide notlanmış eseri ile. Evliya Çelebiden sonra 17 nci asır İstanbul tarihinin yeni bir kay nacını elde etmiş bulunuyoruz.
Eski İstanbul, güzel mahalleleri, evleri, bahçeleri, meydanları, çarşı - lan ve mesirelerfle artık yalnız ha yal edilen bir şehir olmuştur. Asır lar boyunca büyük yangınlar, tahta konaklan, evler! yakmış, medrese leri, çeşmeleri harab etmiş ve şehir her defasında aynı zevk, aynı ahenk içinde yeniden kurulup, yeniden şen lenmiştir.
Yabancı ressamların eserlerinde, gravürlerinde eski Boğaziçi kıyıla - rmı, tstanbul semtlerini bir masal şehri seyreder gibi seyrediyor, bu evlerin, bu konakların plânlarını ele secirememlş olmanın büyük üzüntü sünü duyuyoruz. Evliya Çelebinin, Eremya Çelebinin anlattıkları 17 nci asır lstanbulunun büyük vezir ko - nakları, mahalle aralarındaki güzel evlçrden hiçbir iz kalniamış, bunlar resimsiz, plânsız yok olup gitmiştir.
İstanbulun geçen asra aid evleri de aynı ihmal ve kayıdsızlıkla kâh yan mak, kâh yıktırılmak suretile he men hemen kaybolup gitmiş, bugün şehirde yalnız yüz, yüz elli sene evveline aid pek az sayıda ev k a labilmiştir (4).
Yıllardanberi Güzel Sanatlar A - kademisinde milli Türk mimarisi ü- zerine dersler veren ve talebelerile beraber Türkiyede ve İstanbulda mevcud eski Türk evlerinin rölöve- lerini yapan yüksek mimar Sedad Hakkı Eldem, bu defa bu röiöveleri (Türk Evi Plân Tipleri) ismi altın da neşretmiştir (5).
Eser t müellifin bir önsözü ile, plân, eleman ve tipleri, sofasız plân tipi, dış sofalı plân tipi, iç sofalı plân tipi, orta sofalı plân tipi, bö - lüm ve birleşmeler) kısımlarını ih tiva etmektedir. Bu kısımlar, ge - niş ölçüde bina plânlarile izah edil mekte ve bu suretle eserde Türk evinin tekâmülü kolaylıkla takib olunabilmektedir.
Müellif eserinde Türk evinden ne anladığını da şöyle izah etmektedir: (Türk evi, eski Osmanlı devletinin İşgal ettiği sınırlar içinde, eski tâ - birlerile Rumeli ve Anadolu mınta- kalannda yerleşmiş, inkişaf etmiş ve beş yüz sene tutunmuş, kendi vasıflarile tebarüz etmiş bir ev ti pidir.
Türk evi ilk olarak Anadoluda kendisine hâs karakterini bulmuş ve buradan zamanla inkişaf ederek, muhtelif dış tesirleri benimslyerek Osmanlı fütuhatını takiben Avrupa nın muhtelif yerlerinde kökleşmiş - tir. Bunlar, bugünkü Bulgaristan, Yugoslavya ve Yunanistanm bazı mmtakalarıdır. Türk ırkını veya Os manlI kültürünü kabullenen kavim- lerin yerleştikleri veya oturdukları bu yerlerde Türk evi 15 ve 16 nci yüzyıldan itibaren mevcud diğer tip lerin yerine kaim olmuştur.)
Yüksek mimar Sedad Hakkı El dem, Türk evi mevzuunda verdiği
izahat sonunda ise (bugün içinde o- turduğumuz evler, artık Türk evi vasfını taşıyamazlar, bu evleri uy - durma ve geçici olarak telâkki et - mek daha doğrudur. Bu bakımdan hakikî Türk evi, bir yeni dönüşe in- Uzaren, artık ortadan kalkmış sayıl malıdır) demektedir.
iTürk Evi Plân Tipleri) eserinin önsözünden öğrendiğimize göre (tip- jer bugün mevcud veya son zaman larda yıkılmış ev ve saray plânla - rından alınmıştır. Böylece ele alman period, son üç, dört yüzyıldan daha eski devirleri içine alamamaktadır.) Eserde yurd dışındaki Türk evle - rinin plânlan da ele alınmış ve İs - tanbuldan başka ellibir şehir ve ka sabadaki tipik evler tetkik edile - rek röiöveleri yapılmıştır. İstanbulda röiöveleri yapılan ev, yalı, konak ve saraylardan bir kısmı bugün maale sef mevcud değildir. Eser, yok ol muş bu binalarımızın rölövelerini ih tiva etmek bakımından da bir değer taşımaktadır.
Eski saray ve konaklarımızın, e v lerimizin plânları elde kalmamıştır. Topkapı Sarayı arşivinde eski asır - larda yapılmış sarayların, kasırların plânlarına tesadüf edilmektedir. An cak bu plânlar daha ziyade 18 ve 19 unçu asırlara aid ve pek mahdud bir j sayfda
sayı'dadtr. Bunlar arasında Kadırga Sarayının İL Mahmud tarafından yaptırılan Çağlayan kasrının, Boğaz içi kıyılarında bazı kasırların plân - lan bulunmaktadır.
(1) tstanbul hakkmda ilk toplu neşriyatı 500 üncü yıldönümü mü - nasebetile Türkiye Yayınevi yapmış ve bunu daha geniş bir kadro ile Beşyüzüneü Fetih Yılı Demeğinin neşriyatı takib etmiştir. Beride bu eserlerden bahsetmek arzusundayız.
(2) tstanbul Tarihinin başında E - remya Çelebinin şahsiyetinden ve diğer eserlerinden tafsilâtla bahse - dilmektedir.
3 — (tstanbul Tarihi - 17 nci asır da İstanbul) Eremya Çelebi Kömür - ciyan, tercüme ve tahşiye eden Hrand D. Andresyan, İstanbul Ede biyat Fakültesi yayınlarından, İstan bul Kurtuluş matbaası 1952
(4) İstanbulda beş yüz senelik mi marimizin toplu bir halde bulundu ğu yer, Topkapı Sarayıdır.
(5) İstanbul Teknik Üniversite Mi mari Fakültesi yayınlarından (Türk Evi Plân Tipleri) Sedad Hakkı El - dem, Pulhan matbaası, İstanbul 1954.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi