• Sonuç bulunamadı

A Complex Catatonia Case

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "A Complex Catatonia Case"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Karmaþýk Bir Katatoni Olgusu

Osman Výrýt

1

, Mehmet Hanifi Kokaçya

2

, Aysun Kalenderoðlu

3

, Abdurrahman Altýndað

4

,

Haluk Asuman Savaþ

5

1Yard.Doç.Dr., 2Dr., 3Uz.Dr., 4Doç.Dr., 5Prof.Dr., Gaziantep Üniversitesi, Týp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalý

SUMMARY

A Complex Catatonia Case

The concept of catatonia was first introduced by Karl Kahlbaum in 1874. Although for many years catatonia was solely linked to schizophrenia, it is currently known that this disorder is seen more frequently in other psy-chiatric disorders especially in mood disorders than in schizophrenia. Many medical disorders can also present with catatonic symptoms. Medical catatonia may account for as many as 20% to 30% of all cases of cata-tonia. Endocrine abnormalities, viral and bacterial infec-tions and electrolyte imbalances can all present with catatonia. Neurological conditions like epilepsy, strokes of the anterior brain region and traumatic brain injury may also present with catatonia, and also intoxication or withdrawal of many drugs or substances can result in catatonia. In this paper we present a patient who had catatonia appearing during an acute psychotic condition after an infection. In the course of treatment she did not respond to electro-convulsive treatment (ECT) until the infection was eliminated by medical treatment. After treating the infection, catatonia responded to ECT and benzodiazepine treatment. The patient had decubitus ulcer, too. The decubitus ulcer was probably due to cata-tonia because the patient had remained in an akinetic position for many days. Consequently, it should be kept in mind that catatonia might be a medical comorbidity which cause a complex course and delay treatment response.

Key Words: Catatonia, other medical condition.

ÖZET

Katatoni ilk olarak 1874'te Karl Kahlbaum tarafýndan tanýmlanmýþtýr. Katatoni önceleri sadece þizofreni ile iliþk-ilendirilmiþ olsa da, elimizdeki veriler katatonin özellikle duygudurum bozukluklarý baþta olmak üzere diðer psikiyatrik durumlarda þizofreniden daha yaygýn olduðunu göstermektedir. Psikiyatrik bozukluklar dýþýnda diðer týbbi durumlarda da katatoni görülebilmektedir. Tüm katatonilerin %20-30'nun genel týbbi duruma baðlý olduðu bildirilmiþtir. Endokrin bozukluklar, viral ve bak-teriyel enfeksiyonlar, elektrolit dengesizlikleri gibi týbbi durumlar, epilepsi, ön beyin bölgelerinde kanama veya enfarktüs ve travmatik beyin yaralanmalarý gibi nörolojik durumlar ve bazý ilaç ve maddelerin intoksikasyon ve çekilme durumlarý da katatoniye neden olabilir. Bu yazý-da, bir enfeksiyonu takip eden akut psikotik bir durum sýrasýnda ortaya çýkan, seyirde hastaya elektrokonvulzif tedavi (EKT) yapýlmasýna raðmen enfeksiyon düzelmeden yanýt alýnamayan, ancak enfeksiyonun kontrolünden sonra EKT ve benzodiyazepin tedavisi ile düzelen bir katatoni olgusu bildirmekteyiz. Hastada ayrýca muhtemelen katatoniye baðlý yatak yarasý geliþtiði de tespit edilmiþtir. Sonuçta, katatoninin birçok týbbi durumla iliþkili veya ayný anda görülebileceði, bu duru-mun seyri karmaþýk bir hale getirebileceði ve tedaviye yanýtý etkileyebileceði akýlda tutulmalýdýr.

Anahtar Sözcükler: Katatoni, diðer týbbi durum. (Klinik Psikiyatri 2009;12:51-55)

(2)

GÝRÝÞ

Katatoni ilk olarak 1874'te Kahlbaum tarafýndan tanýmlanmýþtýr (Taylor ve Fink 2003). Daha sonraki dönemlerde katatoni þizofreninin bir alt tipi olarak ele alýnmýþ, 1960'lardan sonra ancak gerçek yaygýn-lýðý ve iliþkili olabileceði diðer durumlar ortaya konulmuþtur (Pfuhlmann ve Stober 2001). DSM-IV-TR'de katatoni þizofreninin bir alt tipi olarak deðerlendirilmekte, bununla beraber genel týbbi duruma baðlý katatoni kodunu da içermekte, manik ve major depresif belirtilerin özelliklerini tanýmla-mak için de kullanýltanýmla-maktadýr (American Psychiatric Association 2000). Diðer taraftan birçok yazar katatoninin kendine özgü seyri olan ve özgül tedavilere yanýt veren ayrý bir nöropsikiyatrik sendrom olduðunu ve psikiyatrik taný sisteminde ayrý bir kategori olarak yer almasý gerektiðini savunmaktadýr (Taylor ve Fink 2003, Pfuhlmann ve Stober 2001). Elimizdeki veriler katatonin özellikle duygudurum bozukluklarý baþta olmak üzere diðer psikiyatrik durumlarda þizofreniden daha yaygýn olduðunu göstermektedir (Weder 2008). Psikiyatrik bozukluklar dýþýnda diðer týbbi durumlarda da katatoni görülebilmektedir. Tüm katatonilerin %20-30'nun genel týbbi duruma baðlý olduðu bildirilmiþtir (Penland 2006). Endokrin bozukluk-lar, enfeksiyonbozukluk-lar, elektrolit dengesizlikleri gibi týbbi durumlar, epilepsi, ön beyin bölgelerinde kanama veya enfarktüs ve travmatik beyin yaralan-malarý gibi nörolojik durumlarda da katatoni ortaya çýkabilmektedir (Weder 2008). Benzodiya-zepinler, L-dopa, gabapentin gibi ilaçlarýn çekilme durumlarý, LSD, PCP, kokain, ekstazi, disulfiram ve levetirasetam gibi ilaç veya maddelerin aþýrý dozlarý da katatoniye neden olabilir (Taylor ve Fink 2003, Fisher 1989, Gingrich ve ark. 1998, Lee 1994, Chouinard ve ark. 2006).

Katatoninin genel kabul görmüþ fizyopatolojik bir tanýmlamasý yoktur. Yaklaþýk 60 civarýnda kata-tonik belirti tarif edilmiþtir (Weder 2008). DSM-IV-TR katatonik þizofreni tanýsýndaki belirtileri, katalepsi ile ortaya çýkan motor hareketsizlik, aþýrý motor aktivite, ileri derecede negativizm veya hiç konuþmama (mutizm), belirli bir duruþ (postur) alma, kalýplaþmýþ (sterotipik) hareketler, tekrar-lanan garip hareketler (mannerizm), yineleyici yüz buruþturma (grimas), karþýnýn söz ve

davranýþlarýnýn tekrarý (ekolali ve ekopraksi) olarak tanýmlamýþtýr (American Psychiatric Association 2000). En yaygýn katatonik belirtilerin hiç konuþmama, belirli bir duruþ alma, negativizm, hareketsizlik, katýlaþma ve taklit etme olduðu bildirilmiþtir (Taylor ve Fink 2003). Katatoninin altta yatan etyopatofizyolojisi çok iyi anlaþýlabilmiþ deðildir. Psikolojik olarak; katatoninin altta yatan ciddi duygusal ve fiziksel baskýlara ilkel bir yanýt olduðu veya ilkel bir korku reaksiyonu olduðu iddia edilmiþtir. Katatonide etkilenen beyin alanlarý, kaudat çekirdek, putamen, pariatal ve temporal loblar, orbitofrontal ve medial prefrontal korteks olarak öne sürülmüþtür. Bu beyin alanlarýnda GABAerjik, glutamerjik, dopaminerjik ve seroner-jik sistemlerde bozukluklarla ilgili bulgular mevcut-tur (Weder 2008, Penland 2006).

Katatonide benzodiyazepinler ve elektrokonvulsif tedavi (EKT) önde gelen tedavi seçenekleridir. Benzodiyazepinler %80'nin üzerinde hastada etki-lidir. Özellikle hareketsiz (akinetik) katatoni ben-zodiyazepinlere iyi cevap vermektedir. Benzo-diyazepinlere parenteral uygulamada dakikalar içinde, oral uygulamada ise 1-2 saatte yanýt alýna-bilir. Sýklýkla yüksek doz gereklidir, günde 16 mg lorazepam eþdeðer doza kadar çýkýlabilir. EKT'nin genellikle benzodiyazepinler etkili olmadýðýnda kullanýlmasý gerektiði düþünülmektedir. Katatoni genellikle EKT'ye iyi yanýt verir. Ayrýca EKT altta yatma olasýlýðý olan, özellikle duygudurum bozuk-luklarý ve psikotik bozukbozuk-luklarýn tedavisinde de iyi bir seçenek olabilir. EKT ve benzodiyazepin birlik-te kullanýmýyla sinerjistik etki elde edilebilir (Weder 2008, Penland 2006).

OLGU

27 yaþýnda, kadýn hasta 30.01.2008 tarihinde yakýn-larý tarafýndan 4 gündür devam eden hareket etmeme, konuþmama, yemek yememe ve ateþ yük-sekliði yakýnmalarý ile hastanemizin acil servisimize getirilmiþ.

Acil serviste yapýlan muayenede, iletiþim kuru-lamýyormuþ, sistem muayeneleri normal olarak kaydedilmiþ. Nörolojik muayenede aðrýlý uyarana yanýt alýnamamýþ, eksremitelerde kas tonusunun gevþek olduðu tespit edilmiþ, ense sertliði yokmuþ,

(3)

babinski refleksi iki taraflý fleksör bulunmuþ. Vücut ýsýsý: 37.5 °C, nabýz ve kan basýncý normal deðer-lerde, laboratuvar tetkikleri (normal deðerleri parantez içinde verilmiþtir); hemoglobin (Hb) ve kan þekeri normal deðerlerde, beyaz küre (BK): 13.190 (4300-10.300), eritrosit sedimentasyon hýzý (ESR): 42 mm/saat (1-18), C-reaktif protein (CRP): 83.8 (0-5), AST: 73 U/L (8-38), ALT: 52 U/L (8-38), protrombin zamaný (PT): 16.3 sn (11-14.2), PT INR: 1.31 sn (0.85-1.2), aktive protrom-bin zamaný normal olarak kaydedilmiþ. Enfeksiyon hastalýklarý konsültasyonu sonucunda lomber ponksiyon (LP) yapýlmýþ ve sonuçlar normal sýnýr-larda bulunmuþ. Menenjit veya ensefalit düþünül-memiþ. Birincil bir enfeksiyon odaðý tespit edile-memiþ. Laboratuvar tetkiklerindeki bozuk deðer-lerin, hareketsizlikten kaynaklanabileceði belir-tilmiþ. Hastaya herhangi bir antibiyotik baþlan-mamýþ. Yine de idrar ve kan kültürü alýnmýþ. Acil serviste nöroloji ve enfeksiyon hastalýklarý konsültasyonu sonucu durumu açýklayacak bu branþlarla ilgili bir taný düþünülmemiþ ve hastaya psikiyatri konsültasyonu istenmiþ. Psikiyatrik deðerlendirmede, yukarýda bahsedilen tablo ile beraber, bilinç açýk ancak hasta hiç konuþmadýðý (mutistik) ve negativist olduðundan dolayý iletiþime geçilemiyordu, kaslarda gevþeklik ve belli pozisyon verildiðinde ayný pozisyonda kalma (balmumu esnekliði) vardý. Öyküsünde ise hastanýn 8 gün (22.01.2008) önce boðaz aðrýsý yakýnmasýyla bir hekime baþvurduðu ve antibiyotik (gentami-sin+seftriakson) baþlandýðý öðrenildi. Bundan 2 gün sonra hasta durup dururken eþine tokat atmýþ, "geliyorlar bizi öldürecekler, bana muska yapýyor-lar" diye baðýrýyormuþ. Bu yakýnmalarla hasta çevredeki illerden birinde bir devlet hastanesi psikiyatri kliniðine yatýrýlmýþ (25.01.2008). Hastaya akut psikoz tanýsýyla bilmediðimiz bir tedavi baþlan-mýþ. Hastanýn hareketlerinde ve konuþmasýnda durgunlaþma olmuþ ve yatýþýnýn 2. gününde idrar inkontinansý ve 41 oC'ye varan ateþi olmuþ. Beyin MRG ve LP sonucu normal bulunmuþ. Hastaya damar yoluyla seftriakson 2 gr\gün baþlanmýþ. Bu arada hastanýn psikotik belirtileri devam ediyor-muþ. Doktorlara "sen Allah deðilsin" diye baðýrýyor-muþ. Sonra hasta hiç konuþmamaya, yemek yememeye baþlayýnca, hastanemize sevk edilmiþ. Hastanýn kiþisel öyküsünde ailesinden alýnan

bil-giye göre 2005 yýlýnda doðumdan sonra 3 ay süren depresif bir dönemi olmuþ. Ancak bu dönemde herhangi bir tedavi almamýþ. Daha önce hiç manik bir dönem tariflenmedi.

Hasta katatoni ön tanýsýyla psikiyatri servisine yatýrýldý. Fizik muayenede hastanýn kuyruk sokumu cildinde 2x2 cm'lik bir yara tespit edildi. Servisimizdeki laboratuvar tetkiklerinde; tam kan sayýmýnda, BK:11.060, Hb ve diðer deðerler nor-mal, ferritin, folik asit ve tiroid fonksiyon testleri normal sýnýrlardaydý. Kreatin kinaz (CK):757 U/L (n:30-190), AST:70 U/L, ALT:70 U/L, salmonella ve brusella testleri negatifti. Klinik olarak NMS ayýrýcý tanýsý düþünüldü. Ancak NMS tanýsý için mutlaka kas katýlýðýnýn olmasý gerekmektedir. Bu olguda kas katýlýðý yoktu. Böylece NMS tanýsý dýþlanmýþ oldu. Ayrýca süre olarak da katatonik þizofreni ile uyumsuzdu. CK yüksekliðinin genel durum ve yapýlan enjeksiyonlara baðlý olabileceði düþünüldü. Hastaya günde 3000 mililitre parenter-al sývý ve 20 mg parenterparenter-al diazepam baþlandý. Yarasý için günlük pansuman uygulandý. Klinik durumu göz önüne alýnarak, tedavide etkinliði artýrmak amacý ile ayný zamanda EKT baþlandý. Acil serviste alýnan idrar kültüründe herhangi bir mikroorganizma üremedi ancak servisimizde aldýðýmýz idrar kültüründe enterokok, kan kültüründe ise stafilokok hominis üremesi üzerine 03.02.2008'de parenteral teikoplanin 800 mg/gün baþlandý ve 10 gün devam edildi. EKT uygula-malarýný takiben katatonide 1-2 saatlik açýlma olu-yordu, hasta o sýrada oturuyor, "korkuyorum" "üzerime geliyorlar" gibi þeyler söyleyip daha sonra tekrar kapanýyordu. Diazepama ek olarak toplam 8 EKT yapýlmasýna karþýn katatonide önemli ve kalýcý bir düzelme elde edilemedi. Bu arada 16.02.2008'de hastanýn ateþi tekrar 40 °C'ye çýkýnca yeniden enfeksiyon hastalýklarý konsültasyonu yapýldý ve tedaviye parenteral siprofloksasin 400 mg eklendi, ardýndan 2 gün sonra ise tekrar parenteral teikoplanin 400 mg eklendi. Hasta 19.02.2008'de ateþ kontrolü amacýyla enfeksiyon hastalýklarý servisine devredildi. Tekrar beyin MR çekildi ancak yine normal olarak bulundu. Hasta bu sýrada günde 20 mg parenteral diazepam almaya devam etti. Uygulanan antibiyotik ve diðer tedavilerle hastanýn ateþi normale indi. Ancak katatoni devam etmek-teydi.

(4)

Hasta 23.02.2008 tarihinde tekrar psikiyatri servi-sine devralýndý ve ayný doz parenteral diazepama ek olarak tekrar EKT baþlandý. 2-3 EKT'den sonra katatonide yavaþ yavaþ açýlma elde edildi. 26.02.2008'de serviste aðýzdan alýmý baþladý ve kýsýtlý da olsa iletiþim kurulabildi Tedaviye öyküsün-deki psikotik belirtiler de dikkate alýnarak 4 mg/gün aðýzdan risperidon eklendi. 5. EKT'den sonra katatoni önemli derecede düzeldi ve klinik duruma göre 8. EKT'ye kadar sürdürüldü. Katatoni tamamen geçti ve yatak yarasý da tamamen iyileþti. TARTIÞMA

Bu olguda, bir boðaz enfeksiyonu ve antibiyotik tedavisini takiben akut psikotik belirtilerin ortaya çýktýðýný, bundan dolayý bir psikiyatri servisine yatýrýldýðýný ve bilmediðimiz bir tedavi uygu-landýðýný, daha sonra katatoninin ortaya çýktýðýný görüyoruz. Bu hastada yüksek ateþ, lökositoz, idrar inkontinansý gibi muhtemelen uygulanan bir anti-psikotik tedaviye baðlý geliþmiþ bir NMS de düþünülebilir. Ancak NMS tanýsý için DSM-IV araþtýrma taný ölçütlerine göre yüksek ateþle beraber mutlaka kas katýlýðýnýn olmasý da gerek-mektedir (Köroðlu ve Güleç 1998). Bu hastada kas katýlýðý olmamasý nedeniyle NMS tanýsýný dýþlaya-biliyoruz. Ayrýca uygulanmýþ olmasý muhtemel antipsikotiðe baðlý bir ekstrapiramidal sendrom (EPS) ile beraber seyreden bir enfeksiyonun tabloyu oluþturuyor olabileceði de ayýrýcý tanýda düþünülebilir, ancak hastada distoni olmamasý EPS'yi dýþlamaktadýr, bilinç açýk olmasýna karþýn hiç konuþmama, negativizm olmasý da yine katatoni ile uyumludur.

Bu hastada katatoninin psikiyatrik hastalýðýn seyrinde kendiliðinden mi ortaya çýktýðýný, yoksa o sýrada devam etmekte olan enfeksiyona mý baðlý olduðunu ayýrt edebilmek kolay deðildir. Viral ve bakteriyel birçok enfeksiyonun katatoniye neden olduðu bildirilmiþtir (Taylor ve Fink 2003, Weder 2008, Cheyette ve Cummings 1995, Pfister 1993). Bununla beraber bu olguda enfeksiyonun en azýn-dan katatoninin seyrini olumsuz yönde etkilediðini söyleyebiliriz. Çünkü, enfeksiyon iyileþmeden

ben-zodiyazepin ve EKT ile katatoniye yanýt alýna-mamýþ, ancak enfeksiyon tedavi edildikten sonra katatoniye de yanýt alýnabilmiþtir. Literatürde de enfeksiyonun katatoni için bir risk etkeni olduðu vurgulanmýþtýr (Weder 2008). Ayrýca katatoni de bizzat kendisi meydana getirdiði komplikasyonlarla genel durumu bozmakta, enfeksiyon, dehidratas-yon, elektrolit dengesizliði, derin ven trombozu ve deri lezyonlarý gibi komplikasyonlara neden ola-bilmektedir (Weder 2008, Morioka 1997). Bu has-tada da yatak yarasý oluþmuþtur. Bu yatak yarasý katatoniye baðlý hareketsizlikten kaynaklanmýþ ola-bilir.

Diðer týbbi durumlarla birlikte seyreden veya bazý komplikasyonlarýn ortaya çýkmasý durumunda katatoni tedavisi bazý zorluklar ve özellikler arz etmektedir. Bu olgu bize bunu açýk olarak göster-mektedir. Ortaya çýkabilecek olumsuz durumlarýn önlenebilmesi için genel durum iyi tutulmalýdýr, benzodiyazepin ve EKT uygulamalarý için deðer-lendirme yapýlmalý ve gerekirse hýzlýca EKT'ye baþvurulmalýdýr. Diðer týbbi durumlarla birlikte seyreden veya komplikasyon oluþturmuþ katatonil-erde EKT güvenle kullanýlabilmektedir (Suzuki 2007). Bu olguda da tedaviye yanýtta gecikme olmasý ile beraber, EKT'nin güvenli bir þekilde kul-lanýldýðýný söyleyebiliriz. Olguda, hastanýn seyrinin karýþýk olmasý nedeniyle tedaviyi sade tutmak amacýyla, olasý yan etkilerinden kaçýnmak için antipsikotik baþlanmamýþ, daha sonra tablo iyice netleþtikten sonra baþlanmasý kararlaþtýrýlmýþtýr. Sonuç olarak bu olgunun bize katatoni enfeksiyon gibi diðer týbbi durumlarla birlikte karmaþýk bir seyir içine girdiði zaman ortaya çýkabilecek taný ve tedavideki zorluklarý, seyrin kontrol ve yönetimin-deki zorluklarý ve tedavi seçeneklerinin kullanýmýn özelliklerini göstermesi bakýmýndan önemli olduðunu düþünüyoruz.

Yazýþma adresi: Dr. Osman Výrýt, Gaziantep Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Gaziantep,

(5)

KAYNAKLAR American Psychiatric Association. Diagnostic criteria from

DSM-IV-TR (2000) Washington, DC: American Psychiatric Association.

Cheyette SR, Cummings JL (1995) Encephalitis lethargica: lessons for contemporary neuropsychiatry. J Neuropsychiatry Clin Neurosci, 7:125-34.

Chouinard MJ, Nguyen DK, Clement JF ve ark. (2006) Catatonia induced by levetiracetam. Epilepsy Behav, 8:303-307. Fink M, Taylor A (2003) Catatonia: A Clinician's Guide to Diagnosis and Treatment. New York, Cambridge University Press.

Fisher CM (1989) 'Catatonia' due to disulfiram toxicity. Arch Neurol, 46:798-804.

Gingrich JA, Rudnick-Levin F, Almeida C ve ark. (1998) Cocaine and catatonia. Am J Psychiatry, 155:1629.

Köroðlu E, Güleç C (1998) Psikiyatri Temel Kitabý. Ankara: Hekimler Yayýn Birliði, s.931.

Lee JW (1994) Catatonic stupor after "ecstasy." BMJ, 308: 717-718.

Morioka H, Nagatomo I, Yamada K ve ark. (1997) Deep venous

thrombosis of the leg due to psychiatric stupor. Clin Neurosci, 51:323-326.

Penland HR, Weder N, Tampi RR (2006) The catatonic dilem-ma expanded. Ann Gen Psychiatry, 7;5:14.

Pfister HW, Preac-Mursic V, Wilske B ve ark. (1993) Catatonic syndrome in acute severe encephalitis due to Borrelia burgdor-feri infection. Neurology, 43:433-5.

Pfuhlmann B, Stober G (2001) The different conceptions of catatonia: historical overview and critical discussion. Eur Arch Psychiatry Clin Neurosci, 251:I4-I7.

Suzuki K, Katsura M, Ebina Y ve ark. (2007) Catatonia compli-cated by pneumothorax successfully treated with electroconvul-sive therapy. J ECT, 23:284-285.

Taylor MA, Fink M (2003) Catatonia in psychiatric classifica-tion: a home of its own. Am J Psychiatry, 160:1233-1241. Weder ND, Muralee S, Penland H ve ark. (2008) Catatonia: a review. Ann Clin Psychiatry, 20:97-107.

Wetzel RD, Reich T, Murphy GE ve ark. (1987) The changing relationship between age and suicide rates: cohort effect, period effect or both? Psychiatr Dev, 5:179-218.

Referanslar

Benzer Belgeler

Geçti ğimiz yıl hayvan üreticilerini vuran saman krizine ithalat da çözüm getirmezken, göl kıyıları, sulama kanalları ve batakl ık alanlarda doğal olarak yetişen

•  Antropoloji, insan ve insan toplumlarının benzerlik ve farklılıklarını anlayabilmek amacıyla tüm yönleriyle bütüncül ve karşılaştırmalı olarak inceleyen

Bir grup, öndekiler: Doktor Ahmet Fil, operatör Cemil paşa, Rifat paşa (şimdi Monte Karlo’da) bahriye operatörü Fikri pasa, doktor Jiayreddin paşa, doktor Salih

Vefatını teessürle bildirdiğimiz “ Hürriyet,, refikimizin başyazarı Sedat Simavi’nin cenaze töreni dlin çok kalabalık bir halk kütleşi­ lin arkadaşlarının

Çal›flmalar› gösteriyor ki alt›n, platin ve baflka birtak›m metaller, bakteri ve virüs parçalar›n›, anahtar konumundaki ba¤›fl›kl›k sistemi proteinlerinin

Dünya Bankasının Türk Özel Sektörü Proje Finansmanına Erişim Kanalları Dünya Bankası Türkiye’nin özel sektör projelerinin finansmanında tarihsel gelişimi

Konu üzerinde yapılan 292 hastanın ele alındığı benzer çalışmalarda da NMS ve malign katatonin %20’den fazla hastada net ayrımnın yapılamadığı

A radiolucent, well-demarcated tumoral lesion with widespread round oval cells and lobulated, grooving nuclei and multiple focal degenerated areas in upper metaphysial region of