Türkçülük idealinin canlanması ve şuur kazanması için en büyük rolü oynayan; kül al tında kalmış dağınık ve yarı sönmüş kıvılcım ları, kudretini bilgi ve üstün vatan sevgisinden alan nefesiyle alevlendiren Ziya Gökalp’ı bun dan 26 yıl önce (24 Ekim 1924) te kaybetmiştik.. Asıl ismi Mehmet Ziya olan Gökalp 1876 da doğdu, idadiyi bitirdikten sonra amcası Habib efendiden arapça ve farsça, kendi kendine de fransızca öğrendi. İstanbula geldikten sonra baytar mektebine girdi. Fakat son sınıfta iken siyasî inkilâp fikrine taraftarlığı yüzünden hapsolundu. Taşkışla zindanlarında dokuz ay kaldıktan sonra Diyarbakıra sürüldü.
1909 dan sonra Selânikte İttihat ve Terak ki cemiyetinin fikir müşavirlerinden biri ol makla kalmadı, ilme ve şuura müstenit milli yetçilik fikirlerini de yaymağa çalıştı. Selânik te çıkan «Genç Kalemler» mecmuasında Tev- fik Sedat, Demir Taş, Gök Alp imzalariyle makaleler yazarak dilin sadeleşmesine, Türk çülük umdelerinin belirmesine, milliyetçilik duygularının yayılmasına çalıştı.
$ Şark ananesiyle yuğrulmuş olan Gökalp, garp nazariyelerini, memleketin tarihi, İçtimaî, siyasî ihtiyaçlariyle telif etti ve yepyeni bir sosyoloji kurdu. «Yeni Mecmua» onun düşün celerini telkin için kurulmuş bir mecmua sa yılabilir.
Z İ Y A G Ö K A L P ’ İN Ö L Ü M Y I L D Ö N Ü M Ü
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi