• Sonuç bulunamadı

OPERASYON SONRASI LOMBER DİSK HERNİASYONLU HASTALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "OPERASYON SONRASI LOMBER DİSK HERNİASYONLU HASTALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OPERASYON SONRASI LOMBER D‹SK HERN‹ASYONLU HASTALARIN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹

EVALUATION OF POSTOPERATIVE LUMBAR DISC HERNIATION PATIENTS

Figen Göko¤lu MD*, Z. Rezan Yorganc›o¤lu, MD*, Cem Koca, MD*

* S.B. Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi 1. Fiziksel T›p ve Rehabilitasyon Klini¤i

ÖZET

Bel a¤r›s› geliflmifl toplumlarda çok s›k rastlan›lan bir semptomdur. Bununla birlikte bel a¤r›s› olan hastalar›n yaklafl›k %1’inin cerrahi tedavi endikasyonu vard›r. Bu çal›flmadaki amac›m›z; cerrahinin ve operasyon sonras› fizik tedavi ve rehabilitasyon program›n›n baflar›s›n› de¤erlendirmekti.

Lomber disk herniasyonu için tek bir seviyede ilk kez cerrahi geçirmifl 30 hasta ( 23 kad›n, 7 erkek) çal›flmaya dahil edildi. Yafllar› 24- 70 aras›nda ( ortalama 47,66 ± 11,72 ).

Operasyon öncesi 28 hastan›n (%93) bel a¤r›s› 26 hastan›n (%86) bacak a¤r›s› ve 17 hastan›n (%56) bacaklar›nda parestezi mevcuttu.

Hastalar›n operasyon sonras› semptomlar› ise 25 hastan›n (%89) bel a¤r›l› 24 hasta (%92) bacak a¤r›s›, 14 hasta (%82) bacak parestesisi mevcuttu. Bizim çal›flma sonuçlar›m›z operasyon öncesine göre sadece hastalar›n 3’ünün (%10) bel a¤r›s›n›n azald›¤›n› ortaya ç›kard›.

Operasyon sonras› fizik tedavi ve rehabilitasyon program› olan hastalarda tedavi baflar›s› için indikatör olarak kabul edilen düz bacak kald›rma testi düzelme sonuçlar› istatistiksel olarak anlaml›yd›. Operasyon sonras› a¤r›, uygun olmayan hasta seçimi cerrahinin komplikasyonlar› ve baflar›s›z cerrahi nedeniyle ola-bilir.

Anahtar sözcükler: Lomber omurga, lomber disk herniasyonu, cerrahi tedavi, rehabilitasyon SUMMARY

Low back pain is extremely common in modern societies. However approximately %1 patients with low back pain have indication for surgical treatment. Our aim in this study was to evaluate the success of surgery and postoperative physical medicine and rehabilitation programme.

Thirty patients (23 female/ 7 male) who underwent primary surgery at a single level for lumbar disc herniation were included in the study. Their age ranged between 24-70 years (mean age 47,76± 11,72 ). Twenty eight patients (%93) had low back pain, 26 patients (%86) had leg pain and 17 patients (%56) had paresthesia in their legs preoperatively.

These patients’s preoperative symptoms were as follows : 25 patients (%89) had low back pain, 24 patients (%92) leg pain, 14 patients (%82) had leg paresthe-sia. Our results revealed that only 3 (%10) of the patients had reduced low back pain when compared to their preoperative symptoms.

Patients who were included in the postoperative physical medicine and rehabilitation programme displayed statistically significant better results in slight leg rise test which was accepted as an indicator for the success of treatment.

The reason for postoperative pain may be inappropriate patient selection, surgical complication and unsuccesful surgery. Key words: Lumbar spine, lumbar disc herniation, surgical therapy, rehabilitation

F‹Z‹KSEL TIP

G‹R‹fi

Bel a¤r›s› özellikle geliflmifl toplumlarda çok s›k rastlan›lan bir semptomdur. Ve insanlar›n %70-80’nin hayatlar›n›n herhangi bir döneminde bel a¤r›s› geçirdikleri bildirilmektedir. Son ça-l›flmalar asemptomatik kiflilerde de yüksek oranda disk herni-asyonu oldu¤unu göstermifltir (1).

Vertebral cisimler lomber bölgede daha büyük yüklerin tafl›n-mas›na izin verecek flekilde daha büyük yükseklik ve ene sa-hiptir. Omurgaya binen yüklerin %80’i disk taraf›ndan, %20’si faset eklem ve pediküller taraf›ndan tafl›n›r. ‹ntervertebral dis-kin görevi flok absorban etki göstermektir. Günlük yaflam ak-tivitelerinde, omurgan›n fleksiyon, ekstansiyon ve lateral

flek-siyonu diskte bafll›ca gerilme ve kompresif stresler oluflturur-ken, omurgan›n rotasyonlar› makaslay›c› streslere neden olur Lomber disk hernisinde intervertebral diskin yap›sal bütünlü-¤ü bozulmaktad›r. Bu de¤iflim lomber spinal kolonun hem bu segmentinde hem de omurgan›n tamam›nda biomekani¤i etki-leyebilir (2).

Son araflt›rmalar, bel a¤r›l› hastalar›n çok az›n›n (%1) cerrahi tedaviye ihtiyaç duydu¤unu geriye kalan büyük bir oran›n ise 6-8 haftal›k konservatif tedaviyle tamamen iyileflti¤ini göster-mifltir. Cerrahiye karar verilmeden önce her hastaya bu kon-servatif tedavi imkan› tan›nmal›d›r (3). Ancak progresif belir-gin majör defisiti olanlar (örn: düflük ayak) ve kauda ekina

(2)

sendromu olanlar acil cerrahi endikasyonu olufltururlar (4). Cerrahi sonras› erken dönem sonuçlar› %90 üzerinde baflar›l› bulunmufl iken uzun dönem sonuçlar› daha az baflar› oran› göstermektedir. Cerrahi uygulanm›fl hastalar›n ortalama 7 y›ll›k takiplerinde bu oran % 40-79’dur (5). Bu nedenle konservatif tedavi ile cerrahi tedavinin s›n›rlar›n› belirleyen hasta yak›n-malar›n›n ve muayene bulgular›n›n iyi belirlenmesi çok önem-lidir.

Biz bu çal›flmam›zda lomber disk herniasyonu nedeniyle cer-rahi tedavi alan hastalar›n cercer-rahi sonras› klinik durumlar›n›, operasyonun baflar› oran›n› ve bu dönemde uygulanan fizik tedavi ve rehabilitasyon program›n›n sonuçlar›n› araflt›rd›k. GEREÇ ve YÖNTEM

Çal›flma kapsam›na 1999-2000 y›llar›nda S.B. Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon poliklini-¤ine baflvuran, daha önceki y›llarda lomber disk herniasyonu tan›s› ile cerrahi tedavi uygulanan 30 hasta al›nd›. Çal›flmaya al›nan hastalar›n yafl, cinsiyet, meslek bilgileri kaydedildi. Cin-siyet da¤›l›m›, 23 (%76) kad›n ve 7 (%23) erkek, hastalar›n yafl ortalamas› ise 47,66 ± 11,72 (min24- mak70) idi.

Hastalar›n çal›flt›klar› ifller ö¤renilerek hafif ifl (masa bafl› ifl), orta güçte ifl (ev han›m›) ve a¤›r ifl (çiftçi, inflaat iflçisi) olmak üzere kaydedildi. Hastalar›n 5’i (%16) hafif ifllerde, 25’i (%83) orta derecede güç gerektiren ifllerde çal›fl›yordu (5).

Ayr›nt›l› bir anamnez ile hastalar›n ameliyat öncesi ve sonras› bel, bacak a¤r›s›, bacakta uyuflukluk durumu belirlendi. Ope-rasyon öncesi ve araflt›rma s›ras›nda bel ve bacak a¤r›s› 10cm visual analog pain scale (VAS) kullan›larak de¤erlendirildi. A¤-r› yok 0, fliddetli a¤A¤-r› 10 olarak de¤erlendirildi. Lökomotor sis-tem muayeneleri yap›larak, el-parmak zemin mesafeleri ölçül-dü. Fiziksel muayene yap›larak lomber bölge range of motion (ROM), düz bacak kald›rma testi (DBKT; 60 dereceye kadar düz bacak kald›rmada tipik dermatomal a¤r›n›n olmas› pozitif olarak kabul edildi), minör nörolojik defisit, (parezi,hipoeste-zi gibi duyu bozukluklar› ve patella, aflil reflekslerinde bozuk-luklar) ve majör nörolojik defisit (motor defisit) olup olmad›¤› test edildi (6).

Hastalar›n hangi seviyeden ve ne tür bir cerrahi geçirdi¤i ö¤-renilerek kaydedildi. Operasyon sonras› çekilmifl olan lomber

bölge kompüterize tomografileri (CT) ve magnetik rezonans görüntülemesindeki (MRI) disk herniasyonlar›, Spangfort tara-f›ndan tan›mlanan sistem kullan›larak s›n›fland›r›ld›. Bu s›n›f-land›rmaya göre; e¤er disk posterior longütidinal ligaman› ge-çerek spinal kanal›n içine ç›km›flsa sekestre, posterior longü-tidinal ligaman sa¤lam , disk disk aral›¤› ile ba¤lant›l› ise pro-laps, diskte sadece normal anatomik s›n›rlar içinde bulging varsa protrüzyon olarak de¤erlendirildi (7). Hastalar›n operasyon öncesi ve sonras›nda bel ve kar›n kasla-r›na yönelik egzersiz yapma durumlar›, fizik tedavi ve rehabi-litasyon program› al›p almad›¤›, operasyon sonras›nda günlük yaflam aktivitelerin de etkilenme olup olmad›¤› ve operasyon sonras› iyilik süresi sorgulanarak kaydedildi.

‹statistiksel analiz Chi-square testi ve pearson analiz testi kul-lan›larak yap›ld›. p< 0.05 anlaml› olarak kabul edildi. BULGULAR

Hastalar›n demografik özellikleri Tablo-I de özetlenmifltir. Operasyon sonras› yap›lan lomber MRI ve CT sonuçlar›na gö-re; hastalar›m›z›n 28 (%93) inde disk protrüzyonu, 2 (%7) sin-de disk prolaps› mevcuttu, sekestre disk hiçbir hastada yoktu. Yine bu görüntüler de¤erlendirildi¤inde en s›k disk patoloji-sinin L4/5 (%96), daha sonra L5/S1 (%76) ve en az olarak L3/4 (%63) seviyesinde oldu¤u görüldü.

Tablo I. Hastalar›n Temel Özellikleri (n= 30) Hastan›n özellikleri De¤erler

Yafl (Ortalama) 24-70 (47.66 ± 11.72) Cinsiyet Kad›n %76 Erkek %23 Meslek Hafif ifl % 16

Orta güçte ifl % 83 Minör defisit % 73 Majör defisit % 60 Cerrahi uygulanan seviye

L3-L4 % 6 L4-L5 % 64 L5-S1 %13 Cerrahi sonras› egzersiz ve FTR % 53 uygulayan

Bütün hastalar O’Connell taraf›ndan tan›mlanan standart cerra-hi teknik kullan›larak (aç›k lomber laminektomi ve

(3)

diskekto-mi) opere edilmiflti (8). Ameliyat kay›tlar›na göre 2 (%6) has-tada L3/4 seviyesinde, 19 (%64) hashas-tada L4/5 seviyesinde, 4 (%13) hastada L5/S1 seviyesinde ve 5 (%17) hastada L4/5 ve L5/S1 seviyesinde disk eksizyonu yap›lm›flt›.

Operasyon öncesi 28 (% 93) hastada bel a¤r›s› varken ope-rasyon sonras› 25 (%89) hastada bize baflvurduklar› dönemde, operasyon öncesi dönemdeki flekli ile bel a¤r›s› devam etmek-teydi. Sadece 3 hastada bel a¤r›s› iyileflmiflti. Bacak a¤r›s› ve bacakta uyuflukluk s›ras›yla operasyon öncesinde 26 (%86) hastada, 17 (%56) hastada görülürken operasyon sonras› 24 (%92) hastada bacak a¤r›s›, 14 (%82) hastada bacak uyufluklu-¤u devam etmekteydi (fiekil-I). Bu sonuçlar ›fl›¤›nda operas-yon öncesi ve sonras›nda bel, bacak a¤r›s› ve uyuflmas› aras›n-da operasyon öncesi ve sonras›na göre istatistiksel bir farkl›l›k yoktu (p>0.05).

fiekil –1. Operasyon önce ve sonras›nda bel, bacak a¤r›s› ve bacak uyufluklu¤unun de¤erlendirilmesi.

Operasyon sonras› dönemde 8 (%27) hasta hiç iyi olmam›fl, 3 (%10) hasta 1-6 ayl›k iyilik süresi ve 19 (%63) hasta 6 ay ve üs-tü iyilik süresi göstermiflti. 30 hastan›n 7 (%23) sinde operas-yon seviyesinde granülasoperas-yon dokusu geliflmiflti. Hastalar›n 17 (%56) sinde operasyon sonras›nda DBKT pozitifti. Operasyon öncesi 15 (%50) hasta, operasyon sonras› 16 (%53) hasta, eg-zersiz ve fizik tedavi (elektroterapi, hot pack, pelvik stabilizas-yon, kas güçlendirme egzersizleri) program›n› içeren bir reha-bilitasyon program› alm›flt›. Operasyon sonras› FTR program› alan hastalar, LDL si olan hastalarda takip için indikatör test olarak kabul edilen DBKT de¤erlerinde FTR program› alma-yanlara göre istatistiksel olarak anlaml› sonuçlar gösterdi (p< 0.05). Di¤er parametrelerde ise (a¤r›, uyuflukluk, bel hareket-leri, nörolojik defisit) FTR program›n›n anlaml› bir sonucu el-de edilemedi. 24 (%80) hastada günlük yaflam aktiviteleri ope-rasyon geçirilmesine ra¤men k›s›tlanm›flt›.

TARTIfiMA

Saal ve arkadafllar› lomber disk herniasyonu olan hastalar›n büyük bir k›sm›n›n cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edile-bilece¤ini göstermifltir. Cerrahi tedavi, radikülopati ve nörolo-jik defisit kal›c› yada ilerleyici oldu¤u zaman düflünülmelidir. Kauda ekuina sendromu ile birlikte olan genifl orta hat disk protrüzyonlar› acil cerrahi tedavi ve dekompresyon gerektirir. Sadece bel a¤r›s› flikayeti için lomber laminektomi ve diskek-tomi yap›lmas› geçerli bir endikasyon de¤ildir (9). Bizim çal›fl-ma hastalar›m›z›n hiçbirisi bu acil cerrahi endikasyon grubuna girmiyordu.

Standart cerrahi prosedür aç›k laminektomi ve diskektomidir. Hastalar›m›z›n tümü bu prosedür kullan›larak opere edilmiflti. Spondilitik de¤iflikliklerde mevcut ise fasektomi ve foraminek-tomi gerekli olabilir. Stabilite bozuklu¤u mevcutsa spinal füz-yon gerekebilir. Çal›flma hastalar›m›z›n hiçbirisine füzfüz-yon ope-rasyonu yap›lmam›flt›.

Loupasis ve arkadafllar›n›n standart laminektomi ve diskekto-mi uygulanm›fl 117 hastan›n 7 ila 20 y›ll›k takip çal›flmalar›n›n sonuçlar›nda yüksek oranda baflar›s›z sonuçlar elde edildi¤ini göstermifltir. Ortalama 12.2 y›ll›k takipte %36 oran›nda bafla-r›s›z sonuç elde edilmifl, %28 oran›nda bel ve bacak a¤r›s› fli-kayeti belirgin olarak devam etmekteydi (5). S p a n g f o r t 2504 hastada yapt›¤› çal›flmada, standart diskektomi sonras› bel a¤r›s› görülmesini %32 olarak bildirmifltir. Geleneksel disk cerrahisi sonras› hastalar›n %30-47sinde ayak dorsifleksiyon ve plantar fleksiyonda güçsüzlük saptanm›flt›r (10).

Bizim çal›flmam›z›n sonuçlar›nda; 1 ile 27 y›l, ortalama 7 y›ll›k takipte, hastalar›m›z›n %89’unda bel a¤r›s› %92 hastada bacak a¤r›s› devam etmekteydi. %60 hastada ise majör nörolojik de-fisit mevcuttu.

Weber, Nashold ve arkadafllar› seçilmifl bir grup hastada kon-servatif tedavi ile operasyonun sonuçlar›n› k›yaslam›fllar ve 10 ila 20 y›ll›k gözlem sonuçlar›nda her iki grup aras›nda belirgin bir fark bulamam›fllard›r (5). Uzun dönemde sonuçlar ayn›d›r. Lumbar diskektomi operasyonu sonras›, skar dokusu ve ana-tomik yap›lar aras›nda ve kas konnektif dokusu aras›nda adezyonlar meydana gelebilir, bu durum fiksasyonlara ve sinir yap›s›n›n k›smi kompresyonuna neden olur. Skar oluflumu operasyon sonras› radiküler a¤r›n›n ya da semptomlar›n en s›k

(4)

nedeni olup post-diskektomi sendromu olarak adland›r›l›r. Bu semptomlar›n nedeni kemik daralmas› ya da disk rekürensi de¤ildir. Skar dokusu nedeni ile sinir kökünün kompresyonu sonucu anormal duyu, parestezi, a¤r› ve kas güçsüzlü¤ü görü-lebilir (11).

Baflar›s›z bel cerrahisi gelifliminde lomber omurga instabilitesi-nin de önemli rolü oldu¤u düflünülmektedir. Lomber omurga-n›n segmental instabilitesi bir yada daha fazla vertebra aras›n-da oluflan anormal hareket olarak tan›mlan›r. Ve bu hareket intraspinal sinirlere mekanik irritasyon yaparak kronik bel a¤-r›s› ve siyatalji nedeni olabilir. Analjezik ilaç kullan›m› ve lum-bosakral korse ile tedaviye cevap vermeyen hastalarda cerra-hi tedavi oldukça s›n›rl› olup spondilodezis yap›lmaktad›r. Ko-tilaine’nin yapt›¤› klinik bir çal›flmada; diskektomi uygulanma-s›ndan 2 ile 6 y›l sonra lomber instabilitenin klinik semptom ve bulgular›n› sunan 39 hastan›n sadece %10’u 5 y›l tamamen a¤r›s›z bir dönem geçirmifl ve %36’s› ifllerine geri dönmüfltü (11). Biz hastalar›m›z› instabilite aç›s›ndan de¤erlendiremedik. Buna ilaveten lumbar dejenerasyon, laminektomi ve diskekto-mi uygulanmas›n›n instabilite geliflidiskekto-mini art›rd›¤› bilinmektedir. Bu nedenle disk cerrahisi için endikasyonlar belirlenirken ins-tabilitesi klinik olarak kan›tlanm›fl hastalarda daima dikkatli de¤erlendirme yap›lmas› gerekir (12).

Daha s›n›rl› cerrahi dekompresyon sa¤layan bilateral parsiyel laminektomi, standart laminektomiye göre daha az komplikas-yona neden olmakta bunu da omurgan›n do¤al yap›s›n› koru-yarak instabilite geliflimini önleyerek sa¤lamaktad›r (13). Bizim hastalar›m›zda standart laminektomi uygulanm›flt›r. Herniye lumbar disk için cerrahi sonras› majör baflar›s›zl›k nedenlerin-den bir tanesi de reküren herniasyondur. Reküren disk herni-asyonu ayn› seviyede ayn› tarafta ya da ayn› seviyede karfl› ta-rafta görülebilir. Primer disk eksizyonu sonras› yeniden opere edilen hastalarda daha düflük cerrahi baflar› beklenmektedir ve üstelik bu hastalarda bel a¤r›s› ilk operasyonu geçiren hastala-ra göre daha fliddetli bulunmufltu (14).

Biyomekanik çal›flmalar fonksiyonel omurga ünitesinin stabili-tesinde diskektomi ile ilgili olarak kullan›lan anuler insizyon tipi ve ç›kar›lan dokunun miktar›n›n önemli oldu¤unu göster-mifltir disk ekzisyonu sonras› birkaç ay sonra disk lezyonu olan tarafta görülen onar›m proçesi disk biyomekani¤ini etki-ler. Fibroblastik reaksiyonlar d›fl anulus defektini doldurmufl bulunurken derin tabakalar iyileflmemifltir ve progressif

deje-neratif de¤ifliklikler geliflmifltir (15).

Schade ve arkadafllar›n›n disk herniasyonu nedeniyle opere edilmifl 46 hastada yapt›klar› çal›flmada, operasyon sonras› dö-nemde a¤r›n›n rahatlamas›n›n belirgin bir belirleyicisi olarak MRI ile gösterilmifl sinir kökü bas›s›n›n geniflli¤i gösterilmifltir. Ayn› zamanda nöral bas›n›n günlük yaflam aktivitelerinde ge-liflme için kesin bir belirleyici oldu¤u da düflünülmektedir. Si-yataljide a¤r› nedeni, disk materyali taraf›ndan sinir kökünün mekanik ve kimyasal irritasyonudur. Bu nedenle morfolojik problemlerin çözümü ile a¤r›n›n hafifleyece¤i düflünülmekte-dir. Nöral bas›s› olmayan minör disk protrüzyonu olan vaka-larda kök irritasyonu olmad›¤› için operasyon sonras› faydal› sonuçlar daha az olas›d›r.

Hasenbring operasyon öncesinde protrüzyon gibi minör de¤i-flikli¤i olanlarda major de¤ifliklikleri olanlara göre 6 ay daha fazla bel a¤r›s› çekti¤ini bildirmifltir. Bu durum disk protrüzyo-nunun bel ve bacak a¤r›s›n› bafllat›c› bir faktör oldu¤u fakat psikososyal faktörlerin a¤r›n›n alg›lanmas› ile daha ilgili oldu-¤unu düflündürmektedir. Cerrahi aç›s›ndan baflar›l› bir diskek-tomiye ra¤men a¤r›n›n niçin devam etti¤ini bu durum aç›kla-yabilir (16). Bel a¤r›s›n›n alg›lanmas› ve kronik a¤r› flekline dönüflmesinde psikososyal faktörlerin belirgin etkisi oldu¤una dair güçlü ka-n›tlar elde edilmifltir. Bu durum cerrahiye do¤ru morfolojik problemler gönderildi¤inde bile lumbar diskektominin neden baflar›s›z sonuçland›¤›n› k›smen aç›klayabilir. Literatürde %5-50 gibi büyük bir aral›kta baflar›s›z sonuçlar bildirilmifl olmak-la birlikte ortaolmak-lama de¤er %10 kadard›r (1).Hastaolmak-lar›n bu yön-den de¤erlendirilmesi çok önem kazanm›flt›r. Egzersizin disk-te ve hasara u¤ram›fl dokularda sa¤lad›¤› iyileflme ve büyük hasta serilerinde progresif egzersiz tedavi program› ile elde edilen yüksek baflar› oran›ndan dolay› bel a¤r›lar›nda cerrahi tedavinin endikasyonlar› giderek azalmaktad›r. Yap›lan pek çok araflt›rmaya ra¤men disk hernili hastalar›n hangilerinin kendili¤inden düzelece¤i ve hangilerinin cerrahi tedaviden da-ha iyi sonuç alaca¤› konusu kesinlik kazanmam›flt›r (17). Baflar›s›z bel cerrahi sendromu olan hastalarda, kronik bel a¤-r›s› için pasif fliropraktik bak›m (elektrik stimülasyonu, germe, masaj, ve ›slak hot pack) ile aktif rehabilitatif egzersiz progra-m› (pelvik stabilizasyon, kas güçlendirme, proprioseptif egzer-siz, mobilizasyon egzersizleri) birlikte uygulanmal›d›r (18). Cerrahi sonras› rehabilitasyon program› erken hareket,

(5)

egzer-siz, germe ve ambulasyonu içerir. Bu program, skar oluflumu gibi cerrahi sonras› komplikasyonlar›n azalmas›na yard›mc› olur (19). Bizim çal›flma hastalar›m›z de¤erlendirildi¤inde re-habilitasyon alan hastalar›n say›s› 15 (%50) geçmemekteydi. Üstelik al›nan bu program standartize edilmemiflti. Baflar›s›z bel cerrahi sendromu olan hastalar, lokal faktörler ve genel fonksiyonlar de¤erlendirilerek fizik tedavi program› almal›d›r-lar (20).

Birden fazla operasyon geçiren hastalarda olumlu sonuçlar; önceki operasyonun baflar›l› sonuçlanmas›, epidural skar olu-flumunun olmamas›, cerrahi öncesi bir iflte çal›fl›yor olmak, ra-diküler a¤r›n›n aksiyal a¤r›ya oranla bask›n olmas›na ba¤l›d›r. Hasta karakteristik özelliklerinden genç hasta olmak ve kad›n cinsiyet prognozda avantajl› grubu oluflturmaktad›r (21). Sonuç olarak bel a¤r›l› hastalar›n %1’nin cerrahi endikasyonu oldu¤u düflünülerek operasyona verilecek olan hastalar›n iyi de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Ancak bizim çal›flmam›zda operasyon sonras› flikayetleri nedeni ile klinik baflvurusu olan hastalar de¤erlendirildi¤i için, bu hasta say›s›n›n tüm opere olan hasta say›s›na oran› önemlidir ve baflka bir çal›flma konu-su olabilir. Cerrahi sonras›nda hastalar›n flikayetlerinin düzel-memesi, yanl›fl hasta seçimi, operasyon baflar›s›zl›¤› ve operas-yon komplikasoperas-yonlar›na ba¤lanabilir. Kronik dönemde FTR program› burada yüz güldürücü görünmemekle beraber FTR program›n›n standart olmad›¤›na dikkat edilirse, standart di-siplinde programlarla prospektif bir araflt›rma önerilebilir.

KAYNAKLAR

1. Schade V, Semmer N, Main C. The impact of clinical, morphological, psychosocial and work-related factors on the outcome of lumbar discectomy. Pain 1999;80: 239-249.

2. Lindh M. Biomechanics of the Lumbar Spine. In: Frankel V, Nordin M. Basic Biomechanics of the Skeletal System.Philadelphia: Lea & Febiger, 1980:255-290.

3. Block AR: Psychological screening of the spine surgery candidates, Rehabilitation of the spine. Ed. Hochschuler SH, Cotler HB, Guyer RD, Mosby ,1993.

4. Simeone FA. Lumbar disc disease. IN Wilkins RH, Rengachary SS(eds): Neurosurgery, vol 3. New York, McGraw_hill, 1985: 2250-2259.

5. Loupasis G, Stamos K, Katonis P. Seven-to 20- Year Outcome of Lumbar Discectomy. Spine 1999 ; 24: 2313-2317.

6. Vroomen P, Krom M, Knottnerus A. When does the patient with a disc herniation undergo lumbosacral discectomy? J Neurol Neurosurg Psychiatry 2000;68: 75-79.

7. Spangfort EV (1972) The lumbar disc herniation. A computeraided analysis of 2504 operations. Acta Orthop Scand (Suppl) 142: 5-95. 8. O’Connel JEA. Protrusions of the lumbar intervertebral discs. A

clinical review based on five hundred cases treated by excision of the protrusion. J Bone Joint Surg 1951;33:8-30.

9. Sinaki M, Mokri B. Low Back Pain and Disorders of the Lumbar Spine. In: Broddom R.Physical Medicine & Rehabilitation. Philadelphia: W.B. Saunders Company, 2000:853-894.

10. Kotilainen E, Valtonen S. Long-Term Outcome of Patients who Underwent Percutaneus Nucleotomy for Lumbar Disc Herniation: Results after a Mean Follow – up 5 years. Acta Neurochirurgica. 1998; 140: 108-113.

11. Kotilainen E. Long-Term Outcome of Patients Suffering from Clinical Instability after Microsurgical Treatment of Lumbar Disc Herniation. Acta Neurochirurgica. 1998;140: 120-125.

12. Johnson K-E, Redlund-Johnell I, Uden A. Willner S. Preoperative and postoperative instability in lumbar spinal stenosis. Spine. 1989; 14: 591-593.

13. Eule J, Breeze R, Kindt G. Bilateral Partial Laminectomy: A Treatment for Lumbar Spinal Stenosis and Midline Disc Herniation. Spine. 1999; 52: 329-338.

14. Cinotti G, Gumina S, Giannicola G. Contralateral Recurrent Lumbar Disc Herniation. Spine. 1999;24:800-806.

15. Hampton D, Laros G, McCarron R, Frank D. Healing potential of the anulus fibrosus. Spine . 1989;14:398-401.

16. Rydevik B, Garfin S. Spinal Nerve Root Compression Syndromes: Diagnosis and Treatment, Slack Medical, New York, 1989; 247-261. 17. Greenberg MS. Handbook of Neurosurgery. Third ED, Lakeland,

Florid, 1994; 467-478.

18. Gluck N. Passive care and active rehabilitation in a patient with failed back surgery syndrome. J. Manipulative Physiol Ther 1996 ; 19: 41-47. 19. Sawyer MW. The role of the physical therapist before and after

lumbar spine surgery. Orthop Clin North Am 1983; 14: 649-659. 20. Long DM. Failed Back Surgery Syndrome. Neurosurg Clin N Am.

1991; 4: 899-919.

21. North RB, Campbell JN, James CS. Failed Back surgery Syndrome: 5-year follow- up in 102 patients undergoing repeated operation. Neurosurgery. 1991; 28: 685-691.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hekimler, flikayetlerinin fliddetini çok veya çok fazla olarak tan›mlayan hastalar›n daha fazla acil oldu¤unu düflünmek- teydiler ki bu da hastal›k fliddeti ile acile

Objective: To present the experience using temporal muscle pedicled flaps for the reconstruction of extensive cheek defects after cancer surgery.. Material and Methods:

Ancak uçuş personeli, 90 dB’den daha fazla miktarda gürültüye günlük olarak sekiz saat veya daha fazla süre yıllarca maruz kalır ise, kalıcı işitme kaybı öncelikle 4000

Çalışma grubu rinomanometri verileri ele alındı- ğında dekonjesyon öncesi ile sonrası değerlerin kar- şılaştırılması sonrası sol burun pasajında elde edilen inspiratuar

Sonuç olarak, nazal kavite ve paranazal sinüslerde gö- rülen malign melanom nadir görüldüðü için daha önce karþý- laþmayan hekimler açýsýndan ilk klinik

Olguların, travma anında 16 yaş ve altında olması, proksimal femur epifizinin açık olması ve femur boyun kırığı nedeniyle cerrahi tedavi edilmesi çalışmaya dahil

maddesi mucibince ve siy asi fikirleri, ma­ zisi, neşriyatı ve evvelki mahkumiyetle­ riyle pek aşikar bir suretle bir komünist propagandacısı olduğu anlaşılan, bu

Nitekim şimdiye kadar hiçbir şair hakkında bu kadar derli toplu, bu kadar büyük, bu kadar canlı, bu kadar heyecanlı bir eser yazılmamıştır. Bu da Akifin