T
TİYATROYA VE EDEBİYATA KÜSKÜN BİR SANATÇI
PROFESÖR METİN AND
SANATÇI ÇİFT
Prof. Metin And. geçen y ıl evlendiği eşi yazar Nazlı Eray ile her konuda an laştığım söylüyor. Karısının kitaplarını okumadığını belirten And. bu. konuda da onunla anlaştıklarını sözlerine ekliyor.AYŞE SAZAK
B
EN dan beri iffizyona çocukluğum hep ilgi duymuşum dur. Bu ilgi içimde hiç eksil medi. Araştırdıkça, öğ rendikçe arttı” diyor Prof.Metin And.
Gösterim sanatları araştırmacısı Prof. Metin And, illizyon konusunda yazdığı kitaplarıyla ve zen gin Karagöz - Hacivat koleksiyonuyla özellikle yabancıların ilgisini çeken bir bilim adamımız.
Geçtiğimiz yıllarda 20 sandık dolusu elyazması olan özgün piyeslerini çal dırmış evinin bodrum
katından Prof. Metin And. Bu konuda hayli üzgün olarak şunları söylüyor:
— “ Eğer bilinçli biçim de sahip olmak hırsıyla çaldılarsa, buna bir diyece ğim yok. Varsın bende durmasınlar. Zaten ben on ları kitaplarımda kullan dım. Bir yere armağan edecektim. Eğer kâğıt ha muru olmak için gittilerse buna çok üzülürüm.”
. Sinema, tiyatro, kuk la. Karagöz - Hacivat gibi akla gelebilen hemen tüm gösterim sanatları alanında önemli çalışmaları olan Prof. And, hâlâ büyük bir coşkuyla kitaplar yazıyor, araştırmalar yapıyor, ama
bir tek oyun izlemiyor, bir tek roman ya da hikâye ki tabını okumuyor... Yığın ları akın akın salonlara dolduran yapımların sem tine bile uğramıyor büyük bir inatla. Ünlü edebiyatçı
Nazlı Eray’m eşi olan M e tin And, bu boykotunun
nedenini ise şöyle açıklıyor:
- “Tiyatroya tepkim nedeniyle gitmiyorum. Ro man ya da hikâye anlamın da kitap alıp okumamamsa, zamanımın yetersizliği ne deniyle onların etkisi altın da kalıp günlerimi ziyan etme korkumdan...”
— “ Peki, Nazil Eray’- ın kitaplarını da mı?” soru suna hafiften
gülümseye-Gösterim sanatları
araştırmacısı ve Karagöz*
Hacivat uzmanı Prof. Metin
And, aynı zamanda koyu bir
Marilyn Monroueu hayranı.
'Sarışın bomba olması değil,
saf görüntüsü ve doğal
yeteneğiyle küçük rollerden
gelip dev bir sanatçı olması
beni kendine hayran bıraktı"
diyor
rek yanıt veriyor: mız birer monologcudan - “ Evet. Cniı hiç oku- beterler. Sadece ezberliyor-madım. Ama aramızda
anlaştık. O bana kırılmı yor.”
Prof. And, geçen yıl evlendiği eşiyle her konuda anlaştığını da hemen ekli yor. Yazılı belge arşivinin yanı sıra görüntüsel belge koleksiyonu da onu tanı yanlarca “muhteşem”
olarak niteleniyor. Kendisi de kabulleniyor zenginliği ni, hatta gizli övüncünü hisettiriyor karşısındakine. Çünkü geleceğe bırakabi leceği ulusal gösterim sanatlarının belki de tek kopyalan bunlar.
Metin And, hazırlamış onları tek tek, hiç usanma dan. Dünyanın dört bir yanma gittikçe bulup top lamış, kaydetmiş.
- “Taa 16. yüzyılda İstanbul'a gelmiş ünlü İngi liz ve Fransız edebiyatçıla rından Thophile Gauthier ve Gerard de Nor- val’in kitaplarından buldum Karagöz ve Hacivatımızı”
diyor ve şunlan ekliyor:
- “ Çoğu Batı ülkesi Karagöz ve Hacivat’ı tiyat rolarına öğreti yapıp geliş tirdiler sanatlarını. Bizse tamamen yok ettik. Yunan lılar Karagöz’e sahip çıktı lar. Bence hiç sakıncası yok. Çünkü, onlar ona göz leri gibi bakıp koruyorlar. Bizim tiyatro
sanatçıları-lar, hareket etmiyorlar. Müzelerde ise bilmem ne paşanın kılıcı saklanıyor, ama bir tek Karagöz - Haci vat eseri olduğu gibi korun muyor.”
Metin Hoca, aynı za manda illizyon denen sihir bazlık sanatını da çok iyi bilenlerden. Biliyor ama, uygulamıyor günlük yaşa mında. Çünkü, o Ingil tere'deki Magic Cirde adlı sihirbazlık kulübünün bir üyesi. Kulübe girerken etti ği yeminin bir maddesi, bu yeteneğin günlük yaşamda kullanılmamasıyla ilgili.i
Ama Prof. Metin
And’ın bu konuda yayım ladığı kitabının çok kısa sürede ortadan yok oldu ğuna bakılırsa iş yaşamın da sihirbazlığı kullananla rın sayısı hiçte azımsanacak kadar değil. Şimdi aynı sonun çok ya kında çıkaracağı “ Hileli Para Psikolojisi” adlı kita bının başına da gelebileceği endişesi içinde.
Koyu bir Marilyn Monreou hayranı olan Prof And, “ Yok canım, sa rışın bomba olması beni ilgilendirmiyor. Onuıı sırf görüntüsü ve doğal yetene ğiyle çok küçük rollerden gelip dev bir sanatçı olması beni kendisine hayran bı raktırdı” diyor.