• Sonuç bulunamadı

Akdeniz'de Persler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Akdeniz'de Persler"

Copied!
117
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

AKDENİZ’DE PERSLER

Kamal BAYRAMOV

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Hasan BAHAR

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Kamal Bayramov

Numarası 164202011007

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Eskiçağ Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Akdeniz’de Persler

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Kamal Bayramov

Numarası 164202011007

Ana Bilim / Bilim Dalı Tarih / Eskiçağ Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. Hasan Bahar

Tezin Adı Akdeniz’de Persler

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Akdeniz’de Persler başlıklı bu çalışma 31/07/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

ÖNSÖZ

“Akdeniz’de Persler” adlı bu çalışmada, Perslerin Akdeniz’de yayılımı, askeri ve siyasi faaliyetleri ile bölgedeki sosyokültürel ilişkileri araştırılmıştır.

Gerçekleştirmiş olduğum çalışmada kıymetli bilgi ve tecrübeleri ile bana yol gösteren, hiçbir zaman benden desteğini esirgemeyen, verdiği değerli bilgilerden yaşam boyu faydalanacağımı düşündüğüm başta saygıdeğer danışman hocam Prof. Dr. Hasan BAHAR olmak üzere, daima desteklerini hissettiğim saygıdeğer hocalarım Sayın Prof. Dr. Özdemir KOÇAK’a, Arş. Gör. Dr. Murat TURGUT’a ve Dr. Öğr. Üyesi Hatice Gül KÜÇÜKBEZCİ’ye teşekkürü bir borç bilirim.

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğre n cin in

Adı Soyadı Kamal Bayramov

Numarası 164202011007

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Eskiçağ Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. Hasan Bahar

Tezin Adı Akdeniz’de Persler

ÖZET

Persler MÖ II. binyılda kuzeyden gelerek günümüz İran sınırları içerisine yerleşmişlerdir. MÖ 559 yılında Kyros’un kral olması ile Pers imparatorluğunun temelleri atılmıştır. II. Kyros’un ve II. Kambyses’in seferleri ile Persler sınırları batıda Cebelitarık Boğazına doğuda ise Suriye kıyılarına kadar uzanan Akdeniz’in doğusuna hâkim olmuşlardır. Doğu Akdeniz’de Pers hâkimiyeti Yunanistan’dan Suriye kıyılarına kadar olan kapsamıştır. Persler bölgede özellikle Levant kıyılarındaki Fenikelilerin ve Mısırlıların gemi teknolojisinden yararlanarak I. Dareios ve Kserkses dönemlerinde Yunan şehir devletleri ile büyük savaşlar yapmışlardır. Persler aynı zamanda Doğu Akdeniz’de satraplıklar kurmuş ve özellikle kıyı bölgelerindeki şehirleri askeri üs olarak kullanmışlardır. Doğu Akdeniz’de Pers etkisi yalnızca askeri ve siyasi alanda olmamış, Persler bölge ile kültürel ilişki içerisine de girmişlerdir. Bu nedenle çalışmada Perslerin Doğu Akdeniz’deki siyasi ve askeri faaliyetleri ile kültürel ilişkileri araştırılmıştır.

(6)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Kamal Bayramov

Numarası 164202011007

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Eskiçağ Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. Hasan Bahar

Tezin İngilizce Adı Persians in the Mediterranean

SUMMARY

Persians came from the north in the 2nd millenium BC.and have settled within the borders of today's Iran. When Kyros II became the king in 559 BC, the foundations of Persian Empire has been laid. The Persians have dominated the east of the Mediterranean, the borders of which stretched to the Straits of Gibraltar in the west and the Syrian coast in the east with the expeditions of Kyros II and Kambyses II. Persian dominance in the Eastern Mediterranean has covered the area from Greece to the Syrian coast. The Persians made great battles with the Greek city-states during the periods of Dareios I and Xerkses I by using the ship technology of the Phoenicians and Egyptians especially in the Levant coast. The Persians have also established satrapies in the Eastern Mediterranean and used the cities in the coastal areas as a military base. The Persian influence in the Eastern Mediterranean was not only in the military and political spheres, but the Persians also entered in the cultural relations with the region. For this reason, in this study the political and military activities of the Persians in the Eastern Mediterranean and their cultural relations have been investigated.

Keywords: Mediterranean, Persians, Egypt, Levant, Cyrus II. .

(7)

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI... ii

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ... iii

ÖNSÖZ ... iv ÖZET ... v SUMMARY ... vi HARİTALAR LİSTESİ ... ix RESİMLER LİSTESİ... x GİRİŞ ... 1

I. AKDENİZ’DE PERS EGEMENLİĞİ DÖNEMİ... 8

1.1. Perslerin Yükseliş ve Yayılım Dönemleri ... 8

1.1.1. Batı Yayılımları ve Akdeniz Politikaları ... 11

1.1.1.1. II. Kyros’un Lidya ve Babil Seferleri ... 11

1.1.1.2. II. Kambyses’in Mısır Seferi ... 15

1.2. Pers-Yunan Savaşları... 20

1.2.1. I. Dareios Dönemi ... 20

1.2.1.1. Maraton Savaşı ... 24

1.2.2. Kserkses Dönemi ... 26

1.2.2.1. Artemision ve Thermopilai Savaşları ... 27

1.2.2.2. Salamis Savaşı ... 28

1.2.2.3. Plataea ve Mykale Savaşları ... 29

1.3.3. Pers-Yunan Savaşlarından Sonra Gelişen Olaylar ve Pers İmparatorluğunun Yıkılması ... 32

II. AKDENİZ’DEKİ PERS SATRAPLIKLARI... 35

(8)

2.1.1. Kilikia ... 38

2.1.2. Daskyleion ... 43

2.1.3. Sparda ... 46

2.2. Mısır Satraplığı... 51

2.3. Suriye ve Filistin Satraplığı ... 57

SONUÇ ... 64 KAYNAKLAR ... 66 EKLER ... 76 HARİTALAR ... 76 RESİMLER ... 83 ÖZGEÇMİŞ ... 106

(9)

HARİTALAR LİSTESİ Harita 1: Akdeniz ve Çevresi. Harita 2: Levant.

Harita 3: İran, Günümüz Harita 4: Kızılırmak.

Harita 5: Lidya Devletinin Kroisos Dönemindeki Sınırları. Harita 6: Babil Krallığı.

Harita 7: Fenike’nin Doğu Akdeniz’deki Konumu.

Harita 8: Pers İmparatorluğunun Sahip Olduğu Topraklar. Harita 9: Marathon Savaşı.

Harita 11: Kilikia Bölgesinin Sınırları. Harita 12: Kıbrıs Krallıkları.

(10)

RESİMLER LİSTESİ

Resim 1: Pers İçki Kabı (Rhyton). Resim 2: Pers Elbisesi (Kandys). Resim 3: Satrap Tiribazos. Resim 4: Satrap Darames.

Resim 5: Satrap Datames. İsyan Döneminde Basılan Sikke. Resim 6: Satrap Mazaeus Döneminde Basılan Sikke. Resim 7: Kinet Höyük.

Resim 8: Kinet Höyük Savunma Duvarları.

Resim 9: Meydancıkkale Anıtsal Giriş ve Savunma Duvarları. Resim 10: Meydancıkkale. Pers Tarzında Kabartma.

Resim 11: Askeri Depolar.

Resim 12: İmparatorluk Parası Dareikos (Daskyleion).

Resim 13: Mezar steli. Ölü Kültü ile İlgili Tören Sahnesi (Daskyleion). Resim 14: Mermer Blok (Daskyleion).

Resim 15: Pers Sikkeleri (Sardes). Resim 16: Pers Sikke Tasvirleri. Resim 17: Nereidler Anıtı (Ksanthos). Resim 18: Karaburun Tümülüsü (Likya).

Resim 19: Persikles Heroonu. III. Artakserkses’in de Yer Aldığı Geçit Alayı (Likya). Resim 20: Taş Kule Mezar Anıtı (Foça).

Resim 21: II. Kyros’un Anıt Mezarı (İran).

Resim 22: Firavun Olarak Tasvir Edilmiş I. Dareios (İsis ve Anubis. Mısır). Resim 23: I. Dareios Stel (Mısır).

Resim 24: Apries Sarayında Bulunan Ok Uçları (Mısır). Resim 25: Apries Sarayında Bulunan Zırhlar (Mısır).

(11)

Resim 26: Apries Sarayında Bulunan İmğaratorluk Mühürleri (Mısır). Resim 27: Hibis Tapınağı (Mısır).

Resim 28: Hibis Tapınağında I. Dareios Kabartması (Mısır). Resim 29: Hibi Tapınağı I. Dareios Tanrılarla (Mısır). Resim 30: Tanrı Seth (Hibis Tapınağı).

Resim 31: Üzerinde Hiyeroglif Yazılar Taşıyan I. Dareios Heykeli (Susa). Resim 32: Pers Giyiminde Udjahorresnet Heykeli (Mısır).

Resim 33: Pers Etkili Bakartma (Mısır).

Resim 34: III. Artakserkses ve Satrap Sabaces Sikkeleri (Mısır) Resim 35: Sidon’da Pers Döneminde Basılmış Sikkeler.

Resim 36: Biblos’daki Kompleksin Duvarları. Resim 37: Taht Tepesi (Pasargad. İran).

Resim 38: Tell- Jemmeh Höyüğünde Bulunan Pers Mimarisi Tarzında Sütun (Gazze). Resim 39: Marcello Höyüğü (Kıbrıs).

Resim 40: Marcello Höyüğü (Şehre Giden Tünel). Resim 41: Ok Uçları (Marcello Höyüğü. Kıbrıs).

(12)

GİRİŞ

Persler, Güneybatı Asya’da günümüz İran sınırları içerisinde tarih sahnesine çıkmışlardır. İran, büyük sıradağlar ile çevrelenmiş bir coğrafyaya sahiptir. Bölgenin kuzeyinde Elburz, batı ve güneybatısında Zagros, doğusunda ise Kopet Dağları bulunmaktadır. İran aynı zamanda kuzeyden Hazar, güneyden Umman Denizi, batıdan ise Basra Körfezi ile çevrilidir. İran üç tarafından sularla çevrili olmasına rağmen, özellikle orta bölümleri karasal iklime sahiptir ve çöllerle kaplıdır. Bu iklimin oluşmasında dağlar önemli rol oynamaktadır.

İran’ın güneybatı gölgesinde ırmakların ve vadilerin bulunması, bu bölgeyi hayvancılık ve tarım için elverişli kılmıştır1. Bununla birlikte dağlarda eriyen karlardan gelen sular, sulama için bölgeye büyük bir kaynak sağlamaktaydı2. Bu sebeple İran’ın batı bölgesinde yaşayan nüfus daha çok yerleşik hayat sürmüş, hayvancılık ve tarımla uğraşmışlardır. Doğu bölgesinde ise göçebe bir hayat tarzı hâkim olmuş, halk at, deve, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştirmişlerdir. Tarım ise bölgede iyi bir sulama sistemi oluşturulduğu takdirde yapılabilmekteydi. İran’ın batı bölgesinin Yakın Doğu uygarlıklarına, özellikle Mezopotamya bölgesine yakın olması gelişmesinde etkili olmuştur. Batıda yaşayan boylar, doğuya kıyasla gelişme göstererek bir uygarlık düzeyine erişmişlerdir3.

Perslerden önce İran coğrafyasına Elam ve Med krallıkları hâkim olmuşlardır. Elamlıların, İran’ın güneybatısında yaşadıkları ve burada merkezi Sus şehri olan bir krallık kurdukları bilinmektedir. Medler ise günümüzde Hemedan yakınlarında bulunan Ekbatana’yı merkez yaparak burada krallık kurmuşlardır.

MÖ II. binyılda Hazar Denizi’nin doğusundan gelerek Urmiye Gölü’nün batısına yerleşen Persler, tarihte Parsa, Parşua, Pers ve Fars gibi isimlerle

1 Diakov- Kovalev, 2008: 137 2 Frye, 1983: 8.

(13)

anılmışlardır4. Perslerin isimlerinden ilk kez MÖ IX. yüzyıla tarihlenen Asur kralı III. Salmanasar’ın belgelerinde Parsualılar diye bahsedilmiştir5.

MÖ IX. yüzyılda Persler Asurluların baskısı ile Zagros dağları boyunca güneye doğru ilerlemiş ve Sus şehrinin kuzeydoğusundaki Anşan çevresine yerleşmişlerdir. Persler bölgeye yerleştikten sonra buraya “Parsumaş” adını vermişlerdir. Asur tehlikesinden uzaklaşan Persler, bölgede Med ve Elam hâkimiyetini kabul etmek zorunda kalmışlardır.

MÖ 700 yıllarında Perslerin başında Ahameniş veya diğer adıyla Akhamenid (MÖ 700-675) bulunmaktaydı6. Persler kralları Ahameniş’i hanedanlarının atası saymış, bu sebeple tarihte Ahamenişler veya Akhamenidler diye anılmışlardır7. Akhamenid’den sonra oğlu Teispes (MÖ 675-640) Pers krallığının başına geçmiş, Teispes zamanında Persler Anşan’ı ele geçirmiş ve bölgelerini genişletmişlerdir. Teispes kendini Anşan ve Parsumaş kralı ilan ederek nüfuzunu genişletmeyi başarmıştır.

Teispes öldüğünde Pers krallığının toprakları Parsumaş, Anşan ve Parsa’yı kapsamaktaydı. Ölümünden sonra krallık iki oğul arasında bölünmüş, büyük oğlu Ariaramna Parsa kralı, küçük oğlu I. Kyros (MÖ 640-600) ise Parsumaş kralı olmuştur.

Bu dönemde Asurların Elam memleketine saldırarak burayı alması ile I. Kyros’un krallığı da tehlikeye düşmüştür. I. Kyros Asurlularla anlaşarak onlara tabii olmuş ve oğlunu Asur başkentine rehin olarak göndermiştir. Öte yandan Medler, İskit tehlikesinden kurtulduktan sonra Parsa krallığına yürümüş ve burayı krallığın içine katmışlardır. Med kralı Keyaksar Parsa’yı aldıktan sonra I. Kyros’un krallığını da kendine bağlamış ve bölgenin idaresini I. Kambyses’e vermiştir. Bunun sonucunda Persler Med hâkimiyetini altına girmişlerdir.

4 Bahar, 2012: 263

5 Soheil, 2019: 9; Günaltay, 1948: 127. 6 Herodotos, I. 129; Günaltay, 1948: 128. 7 Kuhrt, 2010: 353.

(14)

Med kralı Astyages zamanında, I. Kambyses onun kızı ile evlenerek aralarında akrabalık ilişkisi kurmuş, bu evlilikten Pers İmparatorluğu’nu kuracak olan II. Kyros doğmuştur8.

Bu dönemde Pers boyları dağınık bir şekilde yaşamaktaydılar. MÖ VI. yüzyılın ikinci yarısına doğru II. Kyros, (MÖ 559-530) dağınık boyları tek çatı altında birleştirerek dönemin Med kralı Astyages’e karşı ayaklanmıştır. II. Kyros, Pers imparatorluğunun temellerini atmış9, İran coğrafyasında tek güç olarak ortaya çıkmıştır. Persler II. Kyros önderliğinde hızla batıya doğru yayılım göstermişlerdir. Perslerin Akdeniz’e hâkim olmaları II. Kyros’un, dönemin güçlü krallıkları arasında bulunan ve Anadolu’da, Kızılırmak’ın batısında kalan topraklarda hüküm süren Lidya Krallığını yıkması ve sonrasında Babil’i ele geçirmesiyle gerçekleşmiştir.

II. Kyros’tan sonra gelen Pers imparatorları batıya, özellikle Doğu Akdeniz bölgesine seferler düzenlemişlerdir. Akdeniz’in önemli konuma sahip olması, bölgede büyük ticaret ağlarının bulunması ve taşıdığı zenginlikler, Pers İmparatorlarının dikkatini bu yöne çevirmesinde etkili olmuştur. MÖ 530 yılında Pers İmparatorluğu’nun başına geçen II. Kambyses’in Mısır’ı alması, sonrasında Kserkses ve I. Dareios’un seferleri ile Persler, Doğu Akdeniz’in Yunanistan’a kadar olan bölümüne egemen olmuşlardır.

AKDENİZ’İN ÇOĞRAFİ KONUMU VE PERS ÖNCESİ GENEL DURUMU

Etrafı kıtalarla çevrili olan Akdeniz (Mediterranean), “topraklar arasında deniz”10 veya kıtalar arasında deniz anlamına gelmektedir11. Antik Roma’da Akdeniz’e bizim deniz anlamında “Mare Nostrum” denilmiştir12. Akdeniz kuzeyde Avrupa, güneyde Afrika, doğuda ise Asya kıtaları ile çevrilidir. Batıdan Cebelitarık boğazı, doğudan ise Suriye kıyıları ile sınırlıdır13 (Hrt.1). Cebelitarık Boğazı’ndan Suriye

8 Günaltay, 1948: 128-130. 9 Herodotos, I. 127 10 Sarda, 2004: 7. 11 Özveren, 2014: 5. 12 Yaycı, 2012: 6; Sarda, 2004: 7. 13 Bradford, 1971: 28.

(15)

kıyılarına kadar mesafe yaklaşık olarak 4000 km’dir. Akdeniz’in en dar bölgesi batıda Cebelitarık Boğazı’dır. Bu boğazın genişliği 14 km, derinliği ise 320 m olup, Akdeniz’i Atlantik Okyanusu’na bağlayan tek (doğal) boğazdır14.

Yaklaşık 2. 5 milyon km karelik bir alana sahip olan Akdeniz, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi üzerinden Karadeniz’e, Süveyş Kanalı üzerinden ise Kızıldeniz’e bağlanır15. İçinde Tiren, Adriyatik, İon ve Ege denizlerini içermektedir16. Nil, Rhone, Ebro, Tiber, Po gibi önemli nehir suları Akdeniz’i beslemektedir17. Alp, Apenin, Toros, Balkan, Lübnan, Atlas, İspanya gibi sıradağlar Akdeniz’i neredeyse çepeçevre sarmış durumdadır18.

Akdeniz, batı ve doğu olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Bu ayrım Sicilya adasının Lilibeo Burnu ile Afrika kıyılarında, Tunus’taki Bon Burnu arasında19 olan yaklaşık 1200 fit (365m) derinliğe sahip olan denizaltı dağ sırası ile ayrılmaktadır. Batı Akdeniz üç ana havzaya ayrılır. Bunlar Alboran, Balear (Cezayir) ve Tiren havzalarıdır. Alboran Havzası Fas ve İspanya kıyıları arasında, Cebelitarık Boğazı’nın doğusunda yer almaktadır. Balear Havzası, Cezayir kıyılarından Fransa kıyılarına kadar uzanır. Bu havza, Sardunya ve Korsika’nın batısındadır. Tiren Havzası ise Tiren Denizi’nde, İtalya yarımadası, Sardinya ve Korsika adalarının arasındadır.

Doğu Akdeniz, İon ve Levant olmak üzere iki ana havzaya bölünmüştür. İon Havzası İonia Denizi’nde bulunmaktadır. Bu havzanın kuzeybatısında İtalya, kuzeydoğusunda ise Yunanistan bulunmaktadır. İon Havzası, Levant Havzası’ndan Girit’in batısı ile Libya arasında uzanan denizaltı dağ sırası ile ayrılmaktadır. Levant Havzası ise Anadolu’nun güneyindedir. Levant Havzası Girit adası ile Ege Denizi’nden ayrılmıştır20.

14 Sarda, 2004: 8.

15 Sarda, 2004: 8; https://www.encyclopedia.com. (Erişim Tarihi: 05.01.2019). 16 Braduel, 2007: 15.

17 https://www.encyclopedia.com. (Erişim Tarihi: 05.01.2019); Sarda, 2004: 8. 18 Braudel, 2013: 18.

19Braudel, 2013: 16; Yaycı, 2012: 2.

(16)

Levant bugünkü Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail, Anadolu’nun güney ve Mısır’ın kuzey topraklarını kapsamaktadır21 (Hrt.2). Bu topraklar tarihte ‘’Verimli Hilal’’ diye de adlandırılmıştır22.

Doğu Akdeniz, bu tezin ana konularından olduğu için, Pers egemenliğinden önce yaşanan tarihi süreci biraz daha açmanın, bölgenin siyasi, sosyal ve kültürel durumunu kavramak açısından faydalı olacağını düşünüyorum.

Doğu Akdeniz ve çevresinde, tarih öncesi çağlardan beri önemli yerleşim yerleri kurulmuştur. Bu nedenle bölgede, tarihin erken dönemlerinden itibaren siyasal, sosyal ve kültürel hareketlilik yaşanmıştır. Buna bağlı olarak Akdeniz, doğu-batı ve kuzey-güney kültürlerinin birleşme noktası olmuştur.

Doğu Akdeniz’in Suriye ve Filistin kıyılarında Fenike23, güneyinde ise Mısır gibi denizci uygarlıkların çalışmaları, bölgede gemiciliğin ortaya çıkması açısından önemli bir yer tutmuştur. Fenikeliler, iyi denizciler ve tüccarlar olarak tanınıyorlardı. Fenikelilerin ataları aslında III. binyıla kadar Filistin’in güneybatısında yaşamış, bu tarihten sonra Doğu Akdeniz kıyıları boyunca kuzeye doğru yayılım göstermişlerdir24. Fenikeliler gemi yapımında önemli bir yere sahip olan keresteyi ticarette iyi kullanmışlardır. Kerestenin yanı sıra Fenikeliler, renkli biblolar, süs eşyaları, cam vazolar, elbiseler, şişeler ve kaplar gibi malların da ticaretini yapmışlardır25.

Mısırlılar ise Doğu Akdeniz ticareti açısından önemli olan ilk tekneleri yapmışlardır. Mısır’da ormanlar olmadığından ilk tekneler dallar ve sazlardan yapılmaktaydı26. Bu tekneler genellikle Nil Nehri için yapılmış, Mısırlılar bu basit tekneleri balık avı ve ulaşım için kullanmışlardır27. Mısır’da mezar duvarlarına çizilen

21 Bahar, 2011: 101; Khires, 2017: 89. 22 Khires, 2017: 89; Baysoy, 2015: 13

23 Fenike adı yerel halkın kullandığı bir isim değildi. Bu ad onlara Yunanlılar tarafından verilmiştir. Yunanlılar Fenikelilerin ürettikleri bir boyadan yola çıkarak onları “kızıl insanlar” olarak

adlandırmışlardır. Homeros da bu topraklardan “Fenike ülkesi” olarak bahsetmiştir. (Moscati, 2004: 28.)

24 Diakov- Kovalev, 2008: 108. 25 Bahar, 2012: 111.

26 Casson, 1971: 11; Braudel, 2013: 58. 27 Baines, 1986: 64.

(17)

ölü taşıyan tekneler28, bölgenin gemiciliği hakkında önemli bilgiler vermektedir. MÖ II. binyıla doğru Akdeniz’de iki bölgede; Yunan Adalarında ve Lübnan kıyılarında gemi yapımı önemli bir yer tutmuştur. Yunan Adalarında hafif, yelkenli ve kürekli tekneler kullanılmıştır. Bu tekneler karinalı ve omurgalı olduklarından dalgalara karşı durabilmiş ve rüzgârdan daha az etkilenmişlerdir29.

Doğu Akdeniz’de, devletlerarasında büyük bir ticaret ağı kurulmuş, tahıl, kumaş, şarap, süs eşyaları, bakır, altın, parfüm, yağ, kalay gibi ürünler ticareti yapılan önemli mallar arasına girmişlerdir30. Bakır ve kalay her bölgede bulunamadığından bu ürünler sürekli olarak dışarıdan ithal edilmekteydi. Anadolu’da kalay madenlerinin bulunması bölgenin Doğu Akdeniz ticaretindeki önemini artırmıştır.

Gerek bulunduğu konum, gerekse burada üretilen mallar ve bakır madeni yönünden zengin olması Kıbrıs’ı, Doğu Akdeniz ticaretinde öne çıkarmıştır. Kıbrıs malları Doğu Akdeniz’de neredeyse her yere yayılmıştır. Yunanistan’da, Mısırda, Levant kıyılarında, Anadolu’da bu mallara rastlanmıştır. Bulunduğu konum nedeniyle Kıbrıs bir geçiş noktası olmuştur. Aynı zamanda Mısır objeleri, Miken seramiği, Suriye-Filistin kapları Kıbrıs adasında görülmüştür31. Kıbrıs ile Mısır arasında büyük ölçüde bakır ticareti yapılmıştır. Amarna mektupları Mısır ve Kıbrıs arasında ticaretin yapıldığını göstermektedir32. Doğu Akdeniz ticaretinde Yunan tüccarları da aktif rol üstlenmişlerdir. Önceleri Girit, daha sonra Miken malları Doğu Akdeniz’de yayılım göstermiştir33.

Doğu Akdeniz’in deniz ticaretinde konum olarak önemli bir yere sahip olması, aynı zamanda bölgede değerli maden yataklarının bulunması, birçok imparatorluğun dikkatinin burada toplanmasına sebep olmuştur. Doğu Akdeniz, özellikle Levant kıyıları, II. binyıldan beri Hitit, Mısır, Mitanni, Asur ve Babil devletlerinin bölgeye hâkim olmak için ettikleri mücadelelere sahne olmuştur34.

28 Casson, 2002: 9-11; Braudel, 2013: 58. 29 Braudel, 2013: 61. 30 Moscati, 2004: 128. 31 Güler, 2006: 40-43. 32 Knapp, 1991: 22. 33 Braudel, 2013: 60-63. 34 Memiş, 2015: 121-123

(18)

MÖ 1200 yıllarına doğru Akdeniz’de “Ege Göçleri” başlamıştır35. Bu göçler Pers öncesi Doğu Akdeniz’in siyasi durumunu etkilediği için, çok fazla ayrıntıya girmeden bilgi verilmesi yerinde olacaktır.

Göçler sırasında, İlliryalılar Doğu Avrupa’dan Balkanlara inmiş36, Dorlar da Yunan topraklarında Akalara son vererek, burada bulunan kavimlerin doğuya doğru hareket etmelerine sebep olmuşlardır.

Ege göçlerinin kıtlık sonucu gerçekleştiği bilinmektedir37. Bu göç dalgası Levant kıyılarına kadar yayılmış, Mısır kayıtlarında göçlerden “Deniz Ülkelerinden Gelenler” veya “Dört Bir Yandan Gelen Kuzeyliler” diye bahsedilmektedir38. Ege göçlerinin sonuçları Doğu Akdeniz’de yıkıcı olmuş, siyasal düzen yeniden oluşmuştur. Yunanistan’da Miken uygarlığı yıkılmış39, Batı Anadolu kıyılarına ise İon, Aoil ve Dor kavimleri yerleşmişlerdir. MÖ I. binyılda Batı Anadolu’da, Lidya, Karia, Likya, İonia gibi bölgelerde krallıklar ortaya çıkmıştır40. Mısırlılar bu göçlere karşı koymuş olsalar bile, eski güçlerini yitirmişlerdir41.

Ege göçlerinin ardından, MÖ I. binyılda Doğu Akdeniz’de, Yunan şehir devletleri ve Fenikeliler tarafından koloniler kurulmuştur. Fenikelilerin koloni kurma girişimlerine tam olarak ne zaman başladıkları bilinmemekle beraber, MÖ VIII. yüzyılda42 kurulmaya başlayan Yunan kolonilerinden önce olduğu bilinmektedir. Fenikelilerin kolonilerinin büyük bölümü Rodos’ta, Sicilya’da, Malta’da, Sardinya’da ve Kıbrıs’ta kurulmuştur. Bu kolonilerden en güçlüsü Kuzey Afrika’da kurulan Kartaca kolonisidir43. Yunan şehir devletleri ise koloniler kurmaya MÖ VIII. yüzyıldan sonra başlamışlardır. Yunanistan’ın tarıma elverişli topraklarının az olması, nüfusun günden güne artması, hammadde ve yeni pazar arayışı şehir devletlerine koloni kurma ihtiyacı doğurmuştur. Yunan kolonileri, Akdeniz ve Karadeniz’in en uç köşelerine

35 Bahar, 2011: 216; Menahem, 2009: 109; Taşdöner, 2012: 92; Akurgal, 2008: 190. 36 Ekin, 2017: 503; Mansel, 1995: 88.

37 Bahar, 2011: 216.

38 Bahar, 2011: 216; Ekin, 2017: 503; Mansel, 1995: 88; Yıldırım- Peşken, 2013: 44. 39 Bahar, 2011: 218; Tekin, 2007: 20.

40 Bahar, 2011: 218. 41 Ekin, 2017: 502. 42 Moscati, 2004: 255. 43 Bahar 2012: 111-113

(19)

kadar yayılım göstermişlerdir. Öne çıkan koloni şehirleri arasında Halkis, Eretria, İstmos, Korint, Miletos, Fokaia ve Megara gösterilebilir44. Yunanlıların koloni kurma faaliyetleri Perslerin Doğu Akdeniz’in büyük bölümünü ele geçirmesi ile son bulmuştur.

MÖ I. binyılın ikinci yarısına doğru Pers işgali öncesinde Doğu Akdeniz’de Mısır, Babil ve Lidya gibi devletler siyasi alanda söz sahibiydiler45. Doğu Akdeniz’in batısı ise Yunan şehir devletlerinin kontrolü altında idi. Bu krallıklar arasında en çok zayıflayan Babil krallığıydı. Babil kralı Nabukadnezar’ın (MÖ 605-562) ölümünden sonra krallıkta taht kavgaları baş göstermiştir. Lidya ise bu dönemde diğer krallıklara göre güçlü kalmıştır46.

Bu çalışmada, Perslerin Akdeniz’e nasıl egemen oldukları, bölgede izledikleri politikalar ve bölge ile kurdukları sosyokültürel ilişkiler incelenmiştir. Persler, oldukça geniş bir alanı kapsayan Akdeniz’in tamamına hâkim olamamışlar, Doğu Akdeniz’de Yunanistan’dan Suriye kıyılarına kadar uzanan bir alanda varlık göstermişlerdir. Bu nedenle çalışmada, Doğu Akdeniz üzerinde durulmuş ve Büyük İskender’in bölgeyi ele geçirmesine kadar olan dönem ele alınmıştır.

Bu çalışma iki bölümde ele alınarak incelenmiştir. Birinci bölümde Perslerin Doğu Akdeniz bölgesini ele geçirmeleri ve burada yapılan savaşlar üzerinde durulmuş, ikinci bölümde ise bölgede kurulan satraplıklar ve Perslerin bölgedeki varlıkları arkeolojik buluntular ışığında yorumlanmıştır.

I. AKDENİZ’DE PERS EGEMENLİĞİ DÖNEMİ 1.1. Perslerin Yükseliş ve Yayılım Dönemleri

MÖ VI. yüzyılın ortalarına doğru Pers krallığının başına II. Kyros geçmiştir. II. Kyros’un adından Babil kaynaklarında “Ansan’ın kralı Kuras”, Pers kaynaklarında ise “Kuras” veya “Kuraus” şeklinde bahsedilmiştir47. Hellen kaynaklarına göre, eski

44 Masnel, 1995: 156-158.

45 Sarıkaya, 2012: 40; Sarıkaya, 2011: 196. 46 Günaltay, 1948: 132-133.

(20)

Persçede “güneş” anlamına gelen II. Kyros, Pers kralı I. Kambyses’in oğludur48. Herodotos ve Ksenophon’a göre II. Kyros’un annesi, MÖ 585 yılında Medler ve Lidyalılar arasında yapılan evlilik antlaşması sonucunda Lidya kralı Alyattes’in kızı Aryenis ile daha sonra Med kralı olacak Astyages’ten olma Mandane’dir49.

II. Kyros (MÖ 559-530) Pers kralı olarak tahta çıktığında bütün Pers boylarını50 kendi yönetimi altında birleştirmiştir51. II. Kyros zamanında Yakın Doğu’da Med, Babil, Lidya ve Mısır krallıkları hüküm sürmekteydiler52. Medler Kral Astyages önderliğinde, İran’da hüküm sürmüşlerdir. Aynı zamanda sınırları Anadolu’da Kızılırmak’a kadar ulaşmaktaydı. (Hrt.4) Kızılırmak’ın batısında kalan topraklar ise Lidyalıların egemenliği altında olmuştur. Lidyalılar ile Medler arasında MÖ 585 yılında yapılan antlaşma gereğince Kızılırmak bu iki krallık arasında sınır olarak belirlenmiştir53.

Med Krallığı’nda Astyages, hükmü altında olan halkı kendisinden soğutmuştur. En yakın adamları bile kendisini sevmemiş, ancak korktukları için bağlılık göstermişlerdir. Astyages’in veziri ve komutanı olan Harpagos, Med ileri gelenleri ile görüşüp onların krala karşı tavır almalarını sağlamıştır. Harpagos II. Kyros’un yanında yer almıştı ve onunla iletişime geçerek durumu bildirmiştir54. II. Kyros Harpagos ile anlaştıktan sonra Persleri Astyages’ten ayırmanın yollarını düşünmeye başlamıştır. Herodotos olayı şöyle anlatmıştır:

“Ülkenin bir ucunda on sekiz, yirmi stad55 karelik bir yer vardı,

baştan aşağı çalı, diken. Persler ellerinde oraklar, gelip burada toplandılar, Kyros emir verdi, "Burasını bir gün içinde açıp temizleyeceksiniz," dedi. Tam bu zor işe sıvandıkları zaman ikinci iş

48 Sarıkaya, 2012: 40.

49 Herodotos, I. 107; Ayrıca bkz. Sarıkaya, 2012: 40.

50 Herodotos’a göre Persler Pasargadlılar, Maraplılar, Masapiler, Panthialailar, Derusiailar,

Germaniler, Daolar, Mardiler, Dropkiler, Sagaratlar gibi boylardan oluşmuşlardır. Bu boylardan en soylusu Pasargadlılar idi. bkz. Herodotos: I. 125.

51 Burgan, 2010: 11.

52 Sarıkaya, 2012: 40; Sarıkaya, 2011: 196. 53 Kuhrt, 2010: 363.

54 Herodotos’a göre Harpagos II. Kyros’a bir mektup yazarak Kral Astyages’e karşı ayaklanmaları gerektiğini söylemişti. Ayrıntılı bilgi için bkz. Herodotos, I. 123-124.

(21)

olarak, "Yarın gelip benimle yemek yiyeceksiniz," emrini verdi. Öte yandan babasının ne kadar keçisi, koyunu ve sığırı varsa hepsini topladı, kestirdi, yanına başka güzel yemekler ve şaraplar da katarak Pers ordusu için hazırlattı. Ertesi güne Persler geldiler, bir çayırlıkta doyasıya şölen çekildi. Şölen bittikten sonra sordu, dün gördükleri işi mi daha çok beğenmişlerdi, yoksa bugünkünü mü? "İkisi arasındaki fark çok büyük," dediler; dün yalnız zahmet çekmişlerdi, bugün ise yalnız hoşlarına giden bir şey yapıyorlardı. Kyros bu sözü kaptı, kafasındakileri ortaya döktü: "Persler," diye bağırdı, "işte önünüzde açılan yol: Eğer beni dinlerseniz, bütün bunlar ve daha pek çokları sizin olur; kimse sizi köle gibi çalıştıramaz; beni dinlemezseniz, başınızdan dünkü gibi bir yığın iş hiçbir zaman eksik olmayacaktır. Gelin beni dinleyin, özgür insanlar olun. Ben inanıyorum ki, kader beni bu işi görmek için dünyaya getirdi ve sizin de hiçbir bakımdan, hele savaş bakımından Med'lerden daha aşağı insanlar olmadığınıza güvenim var. Durumu iyi kavrayınız, vakit geçirmeden Astyages'i bırakınız”56.

II. Kyros’un yaptıklarını duyan Astyages, Medleri silahlandırıp başlarına da

Harpagos’u komutan tayin etmiştir. MÖ 550 yılında yapılan savaşta Persler Medleri yenmiş, Kral Astyages esir düşmüştür57.

Pers ve Med savaşları üzerine bilgiler antik kaynaklarından öğrenilmektedir.

Babil tabletlerinde savaşın MÖ 553 yılında başladığı ve üç yıl sürdüğü kaydedilmiştir. Babil kralı Nabonidos Kroniği’nde MÖ 549 yılında, II. Kyros’un zaferinden söz edilir. Bu tablete göre Astyages ile II. Kyros arasında yapılan son savaş Ekbatana (Hemedan) şehri yakınlarında yapılmıştır. Med kralının askerlerinin ve önde gelen komutanlarının ihaneti ile savaşı Persler kazanmış ve Astyages esir düşmüştür58.

Şamlı Nikolas, II. Kyros ve Med-Pers savaşları hakkında önemli bilgiler vermektedir. Nikolas, II. Kyros’un önceleri Astyages’in sarayında önemsiz görevler

56 Herodotos, I. 126.

57 Olmstead, 1948: 37; Memiş, 2015: 187: Kuhrt, 2010: 363; Soheil, 2019: 11. 58 Briant, 2002: 31; Sarıkaya, 2012: 45.

(22)

üstlendiğini, zamanla kralın sakiliğine kadar yükseldiğini, onun en güvenilir adamlardan biri olduğunu yazar. Daha sonra II. Kyros, Astyages’e başkaldırmış ve krala karşı Persleri silahlandırmıştır. Persler ve Medler arasında birkaç savaş vuku bulmuştur. Pers askerleri Pasargad’a kadar geri çekilip şehre sığınmak üzereyken kadınları onları korkaklıkla itham edip, gerekirse özgürlükleri için ölmeleri gerektiklerini söyleyince askerler yeniden Med ordusunun üzerine yürümüşlerdir. II. Kyros yaptığı ani saldırı ile Med ordusunu bozguna uğratmıştır. Ancak Astyages, ordusunu toparlayıp Pasargad’ı muhasara altına alır. II. Kyros Parthia, Baktria ve Sakialıların yardımı ile Medleri büyük bir yenilgiye uğratır ve Astyages’i esir alır59.

Polyanius’a göre Medler’e üç farklı savaşta yenilen Persler, Pasargad yakınlarında dördüncü savaşta da yenilerek şehre sığınırlar. Burada Persler güçlerini toplayıp, Medlerle savaşa girerek kesin bir zafer kazanmışlardır60.

Med Krallığı’nın yıkılmasından sonra II. Kyros, topraklarını genişletme politikası izlemiş, aynı zamanda iktisadi alanda da önemli işler yapmıştır. Babil ve Mısır ile siyasi ve ticari ilişkiler kurmuştur61.

1.1.1. Batı Yayılımları ve Akdeniz Politikaları 1.1.1.1. II. Kyros’un Lidya ve Babil Seferleri

II. Kyros Med Krallığı’nı yıktıktan sonra Batı Anadolu’da değerli madenler açısından zenginliği ile ünlü olan Lidya (Hrt.5) üzerine yürümeye karar verir. Bu dönemde Lidya’nın krallığının başında Kroisos (MÖ 560-546) bulunmaktadır62. Kroisos, Med Krallığı’nın yıkıldığı haberini aldıktan sonra, ordusuna savaşa hazırlanmaları için emir vermiştir. Kroisos hem topraklarını doğuya doğru genişletmek, hem de Pers kralı II. Kyros’u yenilgiye uğratmak için ordusunu toplayıp Kapadokya’ya sefere çıkmıştır63. Bu dönemde Med Krallığı’nın yıkılması ile MÖ 585 yılında Lidya kralıyla Astyages arasında yapılan Kızılırmağı’nı (Halys) sınır yapan

59 Aktaran: Sarıkaya, 2012: 47. 60 Sarıkaya, 2012: 47.

61 Sarıkaya, 2012: 48. 62 Bahar, 2011: 235. 63 Herodotos, I. 73-74.

(23)

antlaşma da geçerliliğini yitirmiş oluyordu. Lidya kralı Kroisos, II. Kyros’a karşı MÖ 547 yılında Lakedaimonlularla müttefiklik antlaşması yapmıştır.

Kroisos, ordusu ile Kapadokya’da ilerleyerek Kızılırmak’ı (Halys) aşıp bölgenin en korunaklı yeri olan Pateria yakınlarında kamp kurmuştur. II. Kyros ise büyük bir orduyla Kapadokya’ya doğru ilerlemekteydi. Pers kralı İon kentlerine kendisiyle beraber hareket edip Kroisos’a karşı durmaları için haber göndermişti. Ancak İon kentleri Perslerle ittifaka sıcak bakmamışlardı64. İki ordu Pateria önlerinde karşı karşıya gelmiştir. Savaşta hiçbir taraf kesin bir galibiyet alamamıştır.

Kış aylarının yaklaşması nedeniyle Krosios ordusunu alıp Sardes’e doğru geri çekilmiş ve kendine müttefik aramaya başlamıştır. Babil ve Mısır’dan yardım isteyen Kroisos, Lakemadonyalılardan dört ay sonra savaşa hazır olmalarını istemiştir65. Lidya kralı yaz aylarına kadar ordusunu güçlendirip Persler üzerine saldırıya geçmeyi planlamaktaydı. II. Kyros’un kış aylarında saldırıya geçeceğini düşünmemiştir. Bu sebeple ordusunda bulunan paralı askerleri de terhis etmiştir66. II. Kyros, Lidya kralının ordusunu terhis ettiği haberini almış ve zaman kaybetmeden harekete geçerek Sardes önlerine kadar ilerlemiştir. Sardes yakınlarında yapılan savaşta, Kroisos ağır bir yenilgi alarak surların arkasına çekilmiştir67. II. Kyros Sardes’in etrafını kuşatmış ancak kaleyi hemen ele geçirememiştir.

Herodotos’a göre II. Kyros siperleri ilk aşacak olana ödüller vereceğini duyurmuştu. Ordunun içinde Hyroiades adında bir Mardialı akropole nöbetçinin olmadığı bir köşeden ulaşmaya çalışıyordu. Burası kentin Tmolos’a bakan yönüydü ve dimdik olduğu için saldırı yapılabileceği endişesi yoktu. Lidya ordusundan bir asker başlığı buradan düşürünce onu almak için inmiş ve aynı yoldan geri çıkmıştı. Hyroiades bu askeri izleyerek onun çıktığı yerden kaleye tırmanmıştı. Daha sonra Pers askerleri de bu yoldan kaleye tırmanarak Sardes’i almışlardır68. MÖ 547 yılında

64 Herodotos, I. 76; Briant, 2002: 35; Kuhrt, 2010: 368-369; Sarıkaya, 2012: 48-49. 65 Burgan, 2010: 25; Herodotos, I. 76-77; Briant, 2002: 35; Kuhrt, 2010: 369. 66 Herodotos, I. 77

67 Sarıkaya, 2012: 49. 68 Herodotos, I. 84.

(24)

Sardes’in düşüşü ile Lidya krallığı tamamen Pers egemenliği altına girmiş, kralları Kroisos ise esir düşmüştür69.

Lidya krallığının düşüşünden sonra İon ve Aiollar, II. Kyros’a elçiler göndererek Kroisos’a nasıl bağlı idilerse onu da aynı koşullarla tanımak istediklerini bildirmişlerdir. Ancak Pers kralı önceden kendisiyle beraber hareket etmedikleri için bunu kabul etmemiştir70. Bunun üzerine İon ve Aiol kentleri Lakedaimonlular’a yardım etmeleri için elçiler göndermiş ancak bu çağrıları cevapsız kalmıştır.

İonlar ve Aiollar’ın bulunduğu yerler, güneybatı Anadolu kıyıları Akdeniz’de önemli bir konuma sahipti. MÖ 1200’lü yıllarda İon, Dor ve Aiol kavimleri bölgeye gelerek buraya yerleşmişlerdir71. Bu kavimlerden özellikle İon’lar, çok hızlı bir şekilde gelişme göstererek şehir devletleri kurmuşlardır. Aiaol kabileleri ise Çanakkale ve İzmir arasındaki kıyılara yerleşmişlerdir72.

II. Kyros Sardes’in yönetimini Tabalos adında bir Perse, Kroisos hazinesini getirmesi için ise Lidyalı Paktias’ı görevlendirmiştir. Kendisi de ordusu ile geri dönemeye karar vermiştir. Ancak II. Kyros yolda iken Paktias Lidyalıları Tabalos’tan ayırmıştır. Bunun üzerine Pers kralı Paktias üzerine bir ordu göndererek onu yakalatmıştır73.

II. Kyros, İon kentleri üzerine yürümesi için Medialı Harpagos’u görevlendirmiştir. Harpagos ordusu ile İonia üzerine seferler düzenleyerek burada bulunan kentleri almıştır. Kıyı kentlerinin ele geçirilmesi ile adada yaşayan İonlar da savaşmadan kendiliğinden Perslere boyun eğmişlerdir74. Harpagos buraları aldıktan sonra Karia, Likya ve Kaunos üzerine yürümüş ve Karialıları kolayca köleleştirmiştir. Likyalılar ise Pers ordusuna karşı dururmuş ancak savaşta yenilerek geri

69 Sevin, 2002: 269; Kuhrt, 2010: 369; Sevin, 2016: 2013; Tekin, 2007: 53 70 Herodotos, I. 141; Briant, 2002: 36.

71 Bahar, 2011: 218. 72 Eroğlu, 2014: 44.

73 Herodotos, I. 153-154; Kuhrt, 2010: 369; Tekin, 2007: 55. 74 Herodotos, I. 162.

(25)

çekilmişlerdir. Persler, Likyalıları kaleye doldurarak burayı ateşe verirmişlerdir. Kaunoslular da kısa zaman içinde Harpagos’a boyun eğmişlerdir75.

Kıyı bölgelerinin ele geçirilmesi ile bütün Anadolu toprakları Pers hâkimiyeti altına girmiş oldu76. Anadolu’nun güney kıyıları, Akdeniz ticaretinde önemli rol oynamaktaydı. Özellikle Karia Anadolu’nun batısında önemli bir konuma sahip olmuştur. Doğu Akdeniz dünyasında etkili olmuş, ekonomik, siyasal ve kültürel ilişkiler kurmuştur. Kuzeyden Meander (Büyük Menderes) ırmağı, güneyden ve batıdan Ege Denizi ile çevrilidir. Doğusunda Marsyas ve Harpagos (Çine Çayı ve Akçay) vadileri, güneyinde İndos (Dalaman Çayı) vadisi bulunmaktadır77.

Anadolu’ya tümüyle hâkim olan II. Kyros, Suriye ve Filistin bölgesini kontrolü altında tutan, sınırları Mısır’a kadar uzanan Babil üzerine (Hrt.6) sefer düzenlemek için hazırlıklara başlamıştır. Bu dönemde Babil iç çatışmalar ile uğraşmaktaydı. Suriye ve Filistin bölgesinde çıkan isyanlar otoriteyi sarsmaktaydı78. Babil kralı Nabonidus (MÖ 556-539) yerel Tanrı Marduk’tan uzaklaşarak başka bir tanrı kabul ederek rahipleri kendinden uzaklaştırmıştı. II. Kyros bu olayı kullanarak bazı rahiplerden destek sözü almıştır79.

II. Kyros, Babil seferine çıkarak ordusu ile Gyndes80 kıyılarına kadar ilerler. Babil ordusu da kaleyi terk ederek şehrin önünde beklemeye geçmişlerdir. Savaşta Babil ordusu yenilerek şehrin iç kısımlarına doğru çekilmiştir. II. Kyros şehri kuşatma altına almış, kuşatma uzayınca Pers kralı ordusunu iki gruba ayırarak Fırat nehrinin etrafında toplamış ve nehrin suları azaldığında harekete geçmiştir81. MÖ 539’da II. Kyros şehre girmiş ve Babil krallığı unvanını alarak Tanrı Marduk’un zaferini kutsadığını söylemiştir. Yerel Tanrı ile olan bu bağlantı Babillilerin Pers kralını

75 Kuhrt, 2010: 369; Ayrıca bkz. Herodotos, I. 171-176 76 Diakov- Kovalev, 2008:140.

77 Henry, 2010: 69-71. 78 Günaltay, 1947: 143. 79 Burgan, 2010: 27.

80 Gyndes, Dicle Nehrinin kollarından biridir. Ayrıca bkz. Herodotos, I. 189. 81 Herodotos, I. 189-191.

(26)

yöneticileri olarak kabul etmelerini kolaylaştırmıştır. Babil zaferiyle II. Kyros, Doğu Akdeniz kıyılarında bulunan Fenike kentlerini de kendi toprakları içine katmıştır82.

Doğu Akdeniz’de önemli bir konuma sahip olan Fenike, batıda Akdeniz, doğuda ise ormanlarla kaplı olan Lübnan dağları ile çevriliydi83 (Hrt.7). Fenike ülkesinin kuzey-güney sınırını çizecek olursak, kabaca güneyde Tyr’den başlayıp kuzeyde Ugarit’e kadar uzanan bölgeyi içine almaktadır84. Fenike kentlerinin denizci olmaları ve gemi yapımında usta olmaları sebebiyle Persler, bu bölgeleri ele geçirerek donanmalarını büyük oranda güçlendirmişlerdir. Fenike’nin II. Kyros’un egemenliğine geçmesi Perslere Mısır’ın kapılarını açmıştır.

II. Kyros, Babil’in yönetim şeklinde büyük değişiklikler yapmamış, bölgeyi Persli satrapların sorumluluğuna vermiştir. Pers kralı aynı zamanda halka, ibadetleri konusunda özgürlük tanıyarak onlara istedikleri tanrıya inanmaları için izin vermiştir85. II. Kyros, Asur ve Babillilerin Kudüs ve Filistin’den sürerek Mezopotamya’ya getirdikleri Yahudilere ise kendi ülkelerine dönmelerinde serbestlik tanımış hatta onlara yardım etmiştir86.

1.1.1.2. II. Kambyses’in Mısır Seferi

Pers Kralı II. Kyros Babil’i aldığında oğlu II. Kambyses’i buraya prens tayin etmiş, ikinci oğluna ise doğu eyaletlerinin kontrolünü vermiştir. II. Kyros taht kavgalarını önlemek adına kendinden sonra II. Kambyses’i veliaht olarak bırakmıştır87. Pers kralı öldüğünde doğuda Seyhun’a, batıda Akdeniz’e, güneyde Basra körfezine, kuzeyde Hazar kıyılarına, güneybatıda ise Mısır sınırlarına kadar uzanan bir imparatorluk bırakmıştır88.

82 Moscati, 2004: 54.

83 Moscati, 2004: 30; Memiş, 2015: 191. 84 Diakov- Kovalev, 2008: 108.

85 Burgan, 2010: 27-28.

86 Kuhrt, 2010: 371; Aköz, 2014: 83; Moscati, 2004: 55. 87 Burgan, 2010: 28; Olmstead, 1948: 87.

(27)

MÖ 529 yılında II. Kyros ölünce yerine Pers İmparatorluğu tahtına II. Kambyses çıkmıştır. Pers kralı imparatorluğunu Akdeniz’in büyük bir bölümüne, Kartaca’ya kadar genişletmek istemiştir. Bu sebeple II. Kambyses hazırlıklara Pers donanmasını kurmakla başlamıştır. Pers kralı liman ve kadırga yapımına yoğunlaşmış, bu alana büyük yatırımlar yapmıştır. Donanma askerleri genellikle Persli komutanlara bağlı denizci halklardan oluşmaktaydı. II. Kambyses seferin ilk adımı olarak Kıbrıs’ı Mısır’dan ayırmıştır89. MÖ 525 yılında Mısır seferine çıkan Pers kralı, ordusunu Fenikelilerin donanması ile güçlendirmiştir90.

Herodotos’a göre II. Kambyses, Mısır kralı Amasis’in kızını istemiştir. Amasis kendi kızını Kambyses’e göndermek istememiş, bunun yerine eski kral Apries’in kızı Nitetis’i süsleyip Kambyses’e göndermiştir. Bir süre sonra Pers kralı gerçeği öğrenmiş ve Mısır seferine çıkma kararı almıştır91.

Pers İmparatoru II. Kambyses, Mısır’a gitmek için ordusunu Sina Çölü’nden geçirmek zorunda kalmıştır. Herodotos’a göre Mısır Firavunu Amasis’in paralı askerleri arasında olan Halikarnassoslu Phanes, firavundan hoşnut olmadığı için kaçıp II. Kambyses’e yardım etmek için onun yanına gelmiştir. Phanes, II. Kambyses’e çölü geçmek için Araplardan yardım alması gerektiğini söylemiştir92. Phanes’i dinleyen Pers İmparatoru antlaşma yapmak için Arap kabilelerine elçiler göndermiş ve isteği kabul edilmiştir. Bu antlaşmaya göre Araplar çölü geçmek için Pers ordusuna yardım edecek ve onların su ihtiyacını karşılayacaktır. Sefer sırasında Araplar tulumlara su doldurarak develere yükledikten sonra kervanı Pers ordusunun geçeceği yerlere göndermişlerdir93.

Pers ordusu yola çıktığında Mısır Firavunu Amasis ölmüş, yerine oğlu III. Psammenitos geçmiştir. Persler çölü aşarak Nil Nehri’nin Akdeniz’e döküldüğü yer olan Pelusium önlerine gelmiş ve Mısır ordusu ile burada karşılaşmışlardır. Savaşta Mısır ordusu ağır bir yenilgi almıştır94. Herodotos, Mısır ve Persler arasındaki savaşı

89 Kuhrt, 2010: 374.

90 Diakov- Kovalev, 2008: 140. 91 Herodotos, III. 1.

92 Herodotos, III. 4.

93 Herodotos, III. 7-9; Olmstead, 1948: 88; Ruzicka, 2012: 17.

(28)

şöyle anlatmıştır: “Bu savaşta her iki yandan düşen savaşçıların kemikleri birer yığın

halinde duruyordu. Kendim gördüm, bir yanda Perslerin, öbür yanda Mısırlıların ayrı ayrı, savaş gününde olduğu gibi”95. Persler, Memphis’e sığınan Mısırlıları takip ederek şehri kuşatma altına almış, II. Kambyses şehri vermeleri adına Mytilenelileri göndermiştir. Ancak Mytilenelile Mısırlılar tarafından öldürülmüşlerdir. Bunun üzerine şehrin kuşatmasına devam edilmiş ve birkaç gün sonra Persler Memphis’e girmişlerdir96. Mısır’ın alınmasından sonra Libyalılar da kendi istekleri ile II. Kambyses’e hediyeler göndererek ona tabi olduklarını bildirmişlerdir. Libya’nın ardından Kyreneliler ve Barkalılar da bağlılıklarını bildirmişlerdir97.

II. Kambyses Afrika’nın bütün topraklarına hâkim olmak için Mısır’dan birkaç sefere daha çıkmıştır. İlk olarak zenginlikleri ile tanınan Kartaca üzerine bir sefer düzenlemek istemiştir. Kartaca’ya denizden yapılacak bu sefer için Fenike donanmasını görevlendirmişti. Ancak Fenikeliler kan bağları olan Kartaca’ya karşı sefere çıkmayı reddetmişlerdir. II. Kambyses ise Pers donanmasının büyük bir bölümünü oluşturan Fenikelilere baskı yapmamıştır. Herodotos Fenike donanmasının Persler için önemini şöyle anlatmıştır: “Fenikeliler olmadı mı, geriye deniz kuvveti

diye pek bir şey kalmıyordu. Kartacalılar Pers boyunduruğundan böylece yakayı kurtarmış oldular”. Böylece Denizden Kartaca’ya sefer düzenlenememiştir98. Daha sonra II. Kambyses elli bin kişilik bir kara ordusu toplayarak Amon Vahası’nı almak için Teb’den yola çıkarmıştır. Ancak Herodotos’a göre Ammonlulara karşı gönderilen ordunun izi Oasis kentine kadar sürülebilmiştir. Ordu Oasis ile Ammonluların ülkesinin ortasında yer alan çöle geldiklerinde izleri kaybolur. Bu ordu ne geri dönmüş ne de çölü geçmeyi başarabilmiştir. Herodotos çölde şiddetli bir fırtınanın koptuğunu ve bu ordunun burada kayıp olduğunu yazmıştır99. II. Kambyses elli bin kişilik ordusunu Ammonlular üzerine gönderdiğinde kendisi de Ethiopya seferine çıkmıştı. Pers kralı Nil boyunca ilerleyip önce Numbya’yı daha sonra da Ethiopya’yı almayı düşünüyordu. Ancak ordu yolun beşte birini aştığında yiyecekleri tükenmişti. Çöle

95 Herodotos, III. 12; Dandamayev, http://www.iranicaonline.org. (Erişim Tarihi: 25.02.2019). 96 Ruzicka, 2012: 18; Herodotos, III. 13.

97 Herodotos, III. 13. 98 Herodotos, III. 19. 99 Herodotos, III. 26.

(29)

geldiklerinde ordu büsbütün yorulmuş ve yiyeceksiz kalmıştı. Bunun üzerine II. Kambyses ordusunu alarak Memphis’e geri dönmüştür100.

Herodotos’a göre II. Kambyses, Ethiopia seferinden döndükten sonra Mısır’da delice hareketler sergilemiştir. Pers kralı Ethiopia seferinden döndüğü sırada Mısırlılar için kutsal sayılan Apis101 boğası doğmuştu. Bunun üzerine Mısır halkı giyinip kuşanarak bu olayı bir bayram havasında kutlamaya başlamışlardı. Memphis’e dönen Pers kralı onun başarısızlığına sevindiklerini düşünmüştür. II. Kambyses, Mısır yöneticilerini yanına çağırarak neden sevindiklerini, bayram yaptıklarını sormuştu. Mısırlılar Tanrının göründüğünü ve bu olayın binde bir olduğunu, bu yüzden sevindiklerini söylemişlerdir. Ancak Pers kralı Mısır yöneticilerinin bu söylediklerine inanmamış, onu kandırdıklarını düşünmüştür102. Bunun üzerine II. Kambyses yöneticilere işkence yapılması emrini vermiştir. Rahiplerden de aynı cümleleri duyan kral, Apis’i getirmelerini emretmiştir. II. Kambyses Apis öküzünü bıçak darbesiyle yaralayarak öldürmüştür103. II. Kambyses’in bu hareketlerini bazı tarihçiler uydurma hikâyeler olarak yorumlamışlardır. Bu hikâyelerin Mısırlı rahipler tarafından II. Kambyses’in itibarına zarar vermek için uydurulduğu düşünülmektedir. Bunun sebebi olarak da yirmi altıncı hanedan Firavunları tarafından din adamlarına verilen ayrıcalıkların II. Kambyses tarafından azaltılması gösterilmiştir. Ayrıcalıkların azaltılması ile rahiplerin gelirleri de düşmüştür104. Mısırlı rahipler zaman zaman II. Kambyses’e karşı isyanlar çıkarmışlardır. Ancak Pers kralı isyanları sert bir şekilde bastırmıştı, hatta ayaklanmalar sırasında Mısır Firavunu III. Psammenitos da öldürülmüştü105.

Herodotos’un anlattığı bu hikâyelere karşın, o döneme ait Mısır kaynaklarında II. Kambyses’in firavunlara uygun düşecek şekilde davrandığı görülmektedir. Pers kralı Mısır unvan ve isimlerini almış, tapınakları temiz tutturmuş, tanrıları onurlandırmış ve adak sunulmasına izin vermiştir. Mısır’da ele geçen bulgular da bunu 100 Herodotos, III. 25; Ayrıca bkz. Diakov- Kovalev, 2008: 140; Günaltay, 1947: 156.

101 Mısırlılara göre bir ineğin üzerine yıldırım düşmesi sonucunda inek Apis’e gebe kalmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Herodotos, III. 28.

102 Herodotos, III. 27-29

103 Herodotos, III. 29; Briant, 2002: 55.

104 Dandamayev, http://www.iranicaonline.org. (Erişim Tarihi: 25.02.2019). 105 Diakov- Kovalev, 2008: 140.

(30)

desteklemektedir. Özellikle MÖ 524 yılında II. Kambyses’in gösterişli bir törenle gömdürdüğü Apis boğasının mezar yazıtı buna bir kanıt olarak gösterilebilir106.

MÖ 522 yılında II. Kambyses’in Mısır’da olduğu sıralarda kralın kardeşi Smerdis’e benzeyen Guamata adında bir adam isyan başlatmıştı. Guamata kendini halka II. Kambyses’in kardeşi Smerdis olarak tanıtmıştı. Herodotos’a göre II. Kambyses kardeşini önceden öldürtmüştü ancak bu katli çok gizli yapmıştı. Halk da kralın kardeşinin yaşadığını düşünüyordu. Aslında ayaklanmayı gerçekleştiren Maglardan olan Patizeithes ve kardeşi Smerdis idi107. II. Kambyses Mısır seferine çıkmadan önce Parsa’daki bütün işleri Patizeithes’e emanet etmişti. Taht iddiasında bulunan Maglar II. Kambyses’e bir haberci göndermişlerdi. Bu haberci Suriye’nin Akbatana kentinde Pers ordusu ile karşılaştı. Habercinin söylediklerini duyan Pers kralı ilk önce kardeşini öldürmesi için görevlendirdiği Prexaspes'e dönerek emrini yerine getirmemekle suçladı. Ancak Prexaspes’ın görevini yerine getirdiğini, hatta Smerdis’i kendi elleriyle gömdüğünü, ayaklanmanın da Maglar tarafından başlatılabileceğini söylemesi üzerine II. Kambyses ona inanmıştır.

Herodotos’un verdiği bilgilere göre Pers kralı bu haberi aldıktan sonra askerleriyle Maglar üzerine yürüme kararı alır. Ancak atına bindiği sırada kılıcını tutan bilezik çözülür ve kendini ağır bir şekilde yaralar. Bu yara II. Kambyses’in Mısır’da Apis boğasını yaraladığı yerden açılmıştı. Böylece Pers kralı bu yara ile Parsa’ya ulaşamadan Suriye’deki Akbatana kentinde ölmüştür108. Herodotos’un anlattığı bu olay bazı tarihçiler tarafından kabul görememiştir. Ancak II. Kabyses’in tam olarak nasıl öldüğünü de kesin olarak bilinememektedir. II. Kambyses’in öldürüldüğü veya intihar ettiği de söylenmiştir.

106 Kuhrt, 2010: 376.

107 Herodotos, III. 61-62; Burgan, 2009: 32; Kuhrt, 2010: 377. 108 Herodotos, III. 61-65.

(31)

1.2. Pers-Yunan Savaşları 1.2.1. I. Dareios Dönemi

II. Kambyses öldüğünde Pers İmparatorluğu büyük bir bölgeye yayılmış durumda idi (Hrt.8). Uzun savaşlar İran coğrafyasında ve ele geçirilen diğer bölgelerde yaşayan halkları hoşnutsuzluğa düşürmüştü. Bu sebeple imparatorluğa karşı birçok yerde isyanlar başlamıştır. Bu isyanlardan en büyüğü Med rahiplerinden Magların başlattığı isyandı. II. Kambyses’in Mısır’ın Güney bölgelerine seferler yaptığı sırada çıkan Mag isyanı bütün Parsayı sarmış durumda idi. Bu ayaklanmayı Hystaspes’in oğlu I. Dareios bastırmıştır109.

Pers-Yunan Savaşları’na geçmeden önce, I. Dareios zamanında baş gösteren isyanlara yer vermenin konu bütünlüğü açısından yararlı olacağını düşünüyorum. Herodotos’a göre Maglar, Prexaspes ile anlaşmış ve ondan Perslilere Guamata’nın Kyors’un oğlu olduğunu söylemesini istiyorlardı. Çünkü Pers halkının ondan başkasına inanmayacaklarını biliyorlardı. Buna göre Maglar Perslileri sarayın etrafına topladılar, Prexaspes’i yüksek bir kuleye çıkarttılar ve halka karşı konuşmasını istediler. Prexaspes konuşmaya başladığında Magların ona söylediklerini unuttu ve Akhamenis ve Kyros’u övmeye başladı. Daha sonra Smerdi’i nasıl öldürdüğünü ve kendi elinde can verdiğini anlattı. Şimdiki kralın da Maglardan olduğunu açıkladı ve onları devirmezlerse Tanrıların bütün belaları Perslerin üzerine yağsın diyerek kulenin tepesinden atladı110. Bu olaydan sonra içlerinde Dareios’un da bulunduğu yedi soylu Pers birlikte saraya girmiş ve burada bulunan Magları öldürmüşlerdir111. Mag isyanının bastırılmasından sonra I. Dareios, Pers İmparatorluğu tahtına geçmiştir112.

I. Dareios, imparatorluğunun ilk yıllarında (MÖ 522-518) Pers, Media, Elam, Babil ve Mısır’da baş gösteren isyanları bastırmakla meşgul olmuştur. İsyan eden asiler genellikle kendilerinin son bağımsız hükümdarın soyundan geldiklerini iddia

109 Diakov- Kovalev, 2008: 141. 110 Herodotos, III. 76.

111 Ctesias, 12-13. 16; Herodotos: III. 78; Sykes, 1915: 170.

112 Herodotos I. Darieos’un Pers İmparatoru oluşunu ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır. Bkz. Herodotos, III. 85-87.

(32)

ederek halkın desteğini kazanmaya çalışıyorlardı. Babil’de Nabonidos’un oğlu Nabukadnezar olduğunu iddia eden Nidintu-Bel adında bir kişi ortaya çıkmış ve kendini kral ilan etmişti113. I. Dareios, Babil’de çıkan bu isyanı bastırmak için ordusunu buraya sevk etmişti. Pers ordusu Dicle kıyılarında geldiğinde nehri geçmeyi başaramadı. Çünkü Nidintu-Bel, askerlerini Dicle nehri etrafında önemli yerlere konuşlandırmıştı. I. Dareios büyük uğraşlar sonucu nehrin karşısına geçmeyi başardı ve Babil ordusunu iki savaşta yendi. Nidintu-Bel ordusunu toplayarak Babil şehrine kaçtı. Bunun üzerine Pers kralı şehri kuşatma altına almıştır. Kuşatma sırasında imparatorluğun diğer bölgelerinde de isyanlar çıkmaya başlamıştır.

Media’da Keyaksar’ın soyundan geldiğini iddia eden Haşatritu, Susiana’da ise Martiya adında bir kişi ortaya çıkmış, taht iddiasında bulunmuşlardı. I. Dareios bir yandan Babil kuşatmasına devam etmiş, öte yandan çıkan isyanlara karşı güvendiği komutanlarını görevlendirmiştir. Media üzerine gönderdiği orduya bizzat kendisi kumandanlık etmiş ve buradaki isyanı sert bir şekilde bastırmıştır. Yaklaşık iki senenin sonunda Babil düşmüş ve Pers kralı şehri ele geçirmiştir114.

I. Dareios imparatorluğun farklı bölgelerinde çıkan bu isyanları Behistun115 yazıtında ayrıntılı olarak anlatmış ve ayaklanmaları çıkaranların yalancı olduklarını ve kraliyet kanı taşımadıklarını söylemiştir116.

“Ben Pers kralı Dareios, Hystapes’in oğlu, Ahameniş, Krallar Kralı,

Persli, Pers kralı.

Kral Dareios der ki: Kral olduktan sonra bir yılda on dokuz savaşta savaştım ve Tanrı Ahura Mazda’nın himayesiyle kazandım. Dokuz kralı ele geçirdim: Goamates adlı Mecusi, ki o, “Ben Kyros’un oğlu Bardiya’yım,” diyerek yalan söyledi ve Pers ve Media ülkelerini ayaklandırdı; Atrina adlı bir Elamlı ki o, “Ben Elam kralıyım,” diyerek yalan söyledi ve Elam’ı ayaklandırdı; Nidintu-Bel adlı bir Babilli ki o,

113 Mieroop, 2006: 331. 114 Sykes, 1915: 170.

115 Yazıt günümüz İran’ın Kirmanşah eyaletinin yakınlarında, Behistun Dağında bulunmaktadır ve Elamca, Akadca, eski Persçe olmak üzere üç dilde yazılmıştır.

(33)

“Ben Nabonidos’un oğlu Nabukadnezar’ım,” diyerek yalan söyledi ve Babili ayaklandırdı; Martiya adlı bir Persli ki o, “Ben Elam kralı Immanieşu’yum,” diyerek yalan söyledi ve Elamlıları ayaklandırdı; Parmartiş adlı bir Med ki o, “Ben Kyaksares’in soyundan gelen Haşatritu’yum,” diyerek yalan söyledi ve Media’yı ayaklandırdı; Şitirantiahmu adlı bir Sagartialı ki o, “Ben Kyaksares’in soyundan gelen Sagartialıların kralıyım,” diyerek yalan söyledi ve Sagartialıları ayaklandırdı; Parada adlı bir Margialı ki o, “Ben Margia kralıyım,” diyerek yalan söyledi ve Margia’yı ayaklandırdı; Umisdatu adlı bir Pers ki o, “Ben Pers kralı Kyros’un oğluyum,” diyerek yalan söyledi ve Pers’i ayaklandırdı; Arahu adlı bir Urartu ki o, “Ben Nabonidus’un oğlu Nabukadnezar’ım,” diyerek yalan söyledi ve Babil’i ayaklandırdı117.”

Perslerin Yunan topraklarına ilk seferleri İon ayaklanmasından sonra gerçekleşmiştir. I. Dareios MÖ 513 yıllında İskit seferine çıkarak118 Trakya, Marmara, Boğazlar ve Karadeniz’in batı kıyılarını imparatorluk toprakları içine katmıştır. Perslerin batıda bu önemli bölgeleri ele geçirmesi İonların Karadeniz kolonileri ile ticaret ilişkileri için engel olmaya başlamıştı. Aynı zamanda Ön Asya ile Avrupa arasındaki bağlantının Boğazlar üzerinden gerçekleşmesi İonia ekonomisini kötü etkilemişti. I. Dareios bu seferi ile İonların denizaşırı ülkelerde yeni koloniler kurma imkânını da engellemiş oluyordu. Böyle bir ortamda MÖ VI. yüzyılın sonlarında İonia’da bir kaynaşma söz konusu idi ve MÖ V. yüzyılda Batı Anadolu kıyılarını kapsayan bir isyan patlak verdi119. İsyan Miletos’un başında duran Aristagoras’ın halkı Perslere karşı ayaklandırması ile başladı ve bu kişi Yunanlıların kurtarıcısı olarak ortaya çıktı120. Aristagoras tek başına Perslere karşı savaşamayacağını bildiği için hızla müttefik arayışına girdi ve bu sebeple Yunan şehir devletlerinden yardım istedi. İlk olarak Sparta ile görüşmelere başlayan Aristagoras buradan bir yardım alamamıştır.

117 Mieroop, 2006: 330.

118Briant, 2002: 142; Olmstead, 1948: 147; Mansel, 1995: 266; Ayrıntılı bilgi için bkz. Herodotos, IV. 83.

119 Mansel, 1995: 266. 120 Herodotos, V. 35.

(34)

Atina ise Perslerin Trakya’dan çıkması işlerine yarayacağı için İonia üzerine 20, Miletosla ittifakı olan Eretria’ya ise 5 gemi göndermiştir. İsyancılar harekete geçerek Sardes üzerine yürüdüler ve burayı tahrip ettiler. Ancak isyancılar İon kentlerinden tam desteği alamamışlardı. Ayaklanmaya Anadolu’nun kıyı bölgesinde oturan Likya ve Karia ile birlikte Kıbrıs adası destek vermişti121.

MÖ 497 yılında Persler, ordularını hazırlayarak ilk önce Kıbrıs üzerine yürümüşlerdir. Bu seferde Persler Fenike ve Kilikia’da olan gemilerini kullanarak Kıbrıs adasına çıkıp, Salamis ovasına gelmişlerdi. Savaş hem karada hem de denizde başlamış, Herodotos’a göre Kurion tyranı olan Stesenor yanındaki askerlerle karşı tarafa geçmiş ve bunların ihanetinden sonra Salamis savaş arabaları da onları takip ederek öbür yana geçmişlerdi. Bu sebeple savaş sonunda Kıbrıslılar ağır bir yenilgi alarak yeniden Pers hâkimiyetini kabul etmek zorunda kalmışlardı122. Diğer tarafta Sardes üzerine yürümüş olan İonları da Hymaias ve Otanes yenmiş ve gemilere çekilmek zorunda bırakmışlardı. Persler, Kariaları da yenerek buradan İon kentleri üzerine yürümüş, isyancıların son dayanağı olan Miletos üzerine sefere çıkan Pers ordusu karadan ve denizden burayı kuşatma altına almıştı123. MÖ 494 yılında Lade açıklarında Miletoslular 80, Myuslular 3, Prieneliler 12, Teoslular 17, Erythrailılar 8, Khioslular 100, Phokaialılar 3, Samoslular 60, Lebsoslular 70 gemi ile toplanmışlardı. Buna karşı Perslerin 600 gemisi olduğu söylenmektedir124. Lade Deniz savaşında Yunanlılar mağlup olmuş ve Miletos da Perslere boyun eğmek zorunda kalmıştır125. Persler ayaklanmayı bastırdıktan sonra Samos ve Midilli adalarına saldırdılar. MÖ 493 yılına kadar süren savaşların sonunda satraplıklar yeniden kuruldu, yükümlülükleri ve yıllık vergileri de artırıldı126.

İon isyanı ile beraber bazı Trak kabileleri de Perslere karşı isyan etmişti. Bu kabileleri cezalandırmak ve buradaki kontrolü yeniden sağlamak için, Pers prensi Mardonios komutasında bir donanma MÖ 492 yılında Traklar üzerine harekete

121 Tekin, 2001: 60; Mansel, 1995: 267-268. 122 Herodotos, V. 112-113; Tekin, 2001: 60. 123 Mansel, 1995: 269-270; Tekin, 2001: 61. 124 Tekin, 2001: 61.

125 Scoot, 1977: 4; Mansel, 1995: 269-270; Tekin, 2001: 61 126 Mansel, 1995: 269-270; Tekin, 2001: 61.

(35)

geçmiştir. Persler bölgeye girdikten sonra Taşoz (Thasos) adasını ele geçirip burayı imparatorluğun topraklarına bağladılar. Pers donanması donanma Taşoz adasından Aynaroz (AKsanthos) adasına doğru yola çıktığında büyük bir fırtınaya yakalanmıştı. Herodotos Perslerin burada 300 gemi ve 20 bin adam yitirdiklerini yazmıştır. Deniz seferinden sonra Mardonios karada Briglerle savaşıp127, buradaki eski düzeni yeniden sağladıktan sonra geri dönmüştür.

1.2.1.1. Maraton Savaşı

MÖ 490 yılında yapılan Maraton savaşına girmeden önce Atina’daki siyasal gelişmelerden kısaca bahsetmenin konu bütünlüğü açısından yararlı olacağını düşünüyorum.

İon isyanları sırasında Atina’da Alkmaionid’ler partisiyle tiran taraftarı olan bir parti mevcut idi. Alkmaionid’ler yönetimi ellerinde tutmaktaydı ve İon isyanında bölgeye 20 gemi gönderdikleri bilinmektedir. Ancak isyanın İonlar aleyhine dönmesi ile tiran taraftarları siyasi kargaşadan yararlanarak iktidarı ele geçirmiş ve liderleri olan Hipparhos’u da başkan (Arhon) seçmişlerdi. Bu dönemde Atina’nın Pers tehlikesine karşı tarafsız kaldığı görülmektedir. Ancak Miletos’un Persler tarafından ele geçirilmesi ile heyecanlanan Atina halkı, siyasal bir değişiklik meydana getirmiş ve Temistokles’i de başkan seçmişti. Temistokles Atina’nın İonlara yardım ettiği için Persler tarafından cezasız bırakılmayacağını biliyordu128. Atina’yı Perslere teslim etmek isteyen tiran taraftarlarının aksine Temistokles bu şehri ulusal bir savunma siyasetine sürüklemiştir. Temistokles Atina ordusunun Perslere karşı karada uzun süre dayanamayacağını düşünüyordu. Bu sebeple ordunun denizde tutunması gerektiğini söylemiştir. Temistokles’in teşvikiyle Pire (Pireievs) limanı tahkim edilerek askeri üs kurulmuş ve gemiler inşa edilmeye başlanmıştır129.

Bu dönemde Gelibolu yarımadasında (Hersonnesos) bir prenslik kurmuş olan Miltiades130 Perslerden kaçarak büyük servetiyle Atina’ya gelmiştir. Miltiades’in Atina’ya gelmesi buradaki durumu değiştirmişti. Onun ailesi şehirde, eskiden beri

127 Herodotos, VI. 44-45; Mansel, 1995: 270. 128 Mansel, 1995: 270.

129 Mansel, 1995: 271. Ayrıntılı bilgi için bkz. Herodot, VII. 143-145; 130 Ayrıntılı bilgi için bkz. Herodotos: VI. 34.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kıbrıs Adası Akdeniz’in ortasında bir Hıristiyan ve Haçlı merkezi olarak Memlûklerin Mısır ve Suriye’deki siyasî ve iktisadî çıkarları için yadsınamaz bir tehdidi

2014 Yılı Bölge İçi Gelişmişlik Farklarının Azaltılması - 2 (BİG - 2) Mali Destek Programı 2014 Yılı Bölge İçi Gelişmişlik Farklarının Azaltılması Mali Destek Programı –

Bu kapsamda Türk Deniz Kuvvetleri, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın faaliyete geçmesi sonrasında tanker trafiğinde ciddi artış olan Doğu Akdeniz’de 1

Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Beslenme ve Diyetetik ve Hemşirelik Bölümü yüksek lisans ve doktora programlarında nitelikli tez çalışmalarının yürütülebilmesi için

Doğu Akdeniz Üniversitesi turizm ve otelcilik lisans programı, 1 993-1994 güz döneminde Üniversitesi Senatosu'­. nun almış olduğu bir karar sonucunda eğitimine

a) ALICI, SATICI’nın Teminatının tümüne veya bir kısmına el koyabilir. b) (Varsa) Teslim alınarak kabulu yapılmış Stor, Zebra ve Blackout perde temini ve montaj işleri

Diğer yandan Fâtımîlerin Akdeniz’de hakim olması hem Doğu Roma hem de Endülüs Emevi Devleti için önemli bir tehdit unsuru olması nedeniyle zaman zaman her iki devlet arasında

Bunların yanı sıra, ilgili alanların Türkiye deniz alanlarına girme- yen kısımlarında ise, yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin söz hakkı bulunmaktadır?. Yani