7 ŞU B A T 1989
• fx O VKÜLTÜR-A tatürk Kültür M erkezi’nde Sabri Berkel retrospektifi
Soyutun oluşum serüveni
Evre n se l ölçütlerde bir soyu t - Resim sanatındaki bütün bir serüvenini AKM ’deki sergide izleme olanağı bulduğu muz Sabri Berkel, 1935'te katıldığı Türk resmine evrensel ölçütlerde bir soyut armağan ediyor. Berkel’ in araştırıcı tavrının, hiçbir döneminde uzun süre aynı dile bağlı kalmasına izin vermediği görülüyor.
Sabri BerkeTin
Doğu-Batı
sanatları sentezini
en güçlü yansıtan
yapıtları, İslam
kaligrafisi çıkışlı
soyut
düzenlemeleri.
Sanatçının Atatürk
Kültür
M erkezindeki
sergisi 27 şubat
tarihine kadar
sürecek.
NİLGÜN ÖZAYTEN
Sabri BerkePin A tatürk Kültür Merkezi galerilerinde düzenlenen ve onun en kapsam lı retrospekti fi olm a özelliği taşıyan sergisi, bu ay sonuna k adar tüm izleyicileri ni görselin düşünsel yorum una ve soyutun oluşum serüvenine ortak edeceğe benzer. Yalnızca çizgi, renk ve lekenin dünya sanat tari hinin birikim i ve bir sanatçının tüm yaşamı eşliğinde geçirdiği bir dönüşüm dür bu serüven. Zorlu ve sürekli bir devinimi içeren bu ya şamı özetleyebilmek, onu ancak belirli süreçlere bölm ekle m üm kün olabilir. Bu, kaçınılm az bir biçimde zorunludur; çünkü her ne kadar Sabri Berkel’in resmi baş langıçtaki doğal hazırlık aşaması olan gerçekçi resimler dışında so yutu am açlayan bir bütünlük içe riyorsa da, ilkin soyutlama, ardın dan soyuta geçiş sürecinde her dö nem bir sonrakini hazırlam ış ve günümüzde an ık onun tüm uğraş larını kapsayan bir sentez oluş m uştur. Bu sentez, binlerce yıllık resim sanatının en köklü değişi mi olarak görülen, o güne dek ge çerli tüm değerleri alt üst eden so yut resmin bütün verilerinin de ğerlendirildiği, denenmese de tek rar tek rar irdelendiği, ona özgün katkıları olan uzun bir yaşam la birlikte gelişir.
Floransa’dan 1947’ye
Rönesans ile Batı sanatına uzun süre kaynaklık etmiş Floransa’daki eğitim yıllarından 1947’ye Sabri Ber- ket’in resmi gittikçe daha keskin bir gözleme ve gerçekçiliğe dayanan “ Klasisist” bir resimdir. Her bir ay rıntının derinlemesine deşildiği figür etüdleri, portreler, kendi benliğini bulmak istercesine aynı pozisyon ve bakışı birçok kez yineleyen ve çok so n ra la rı içlerinden b irinin Floransa-Uffizi Müzesi koleksiyon larına katıldığı oto-portreler. Yanı- sıra peyzajlar, natürmortlar. Kimi zaman Maniyerist bir ışığın üzerle rinde çakılıp kaldığı çıplaklar. Ber kel’in resmin temel dilini araştırdı ğı, ışık ve kütle araştırmalarına ön celik tanımış Rembrandt, Carravag- gio, El Greco, Cézanne ve diğerle ri, bütün büyük ustalardan devral dığı mirasla gerçekçi görüntünün alışılagelmiş kalıplarını zorladığı, kendi iç gerilimini figürlerine yan sıttığı yıllar. Görünen gerçeğin aşıl dığı resimler.
Soyutlamalar_________
B erkel’in resmindeki ikinci sü reç “ Soyutlamalar” olarak genel lenebilir ve I955’e dek uzanır. 1947’de Paris’e, ardından İngilte re, İtalya, Ispanya’ya yaptığı araştırma gezileri onda çağdaş
Batı sanatı ile iletişindi yeni bir dil oluşturm a, özellikle betimleme den uzaklaşma isteği, hatta gerek sinimi uyandırır. Bu tarihten son raki yapıtları çıkış noktası doğa olan, ancak doğadan kopuşun ilk belirtilerini duyum satan resimler dir. İlk değişim çizgi, renk ve bi çimin resm in bütününde eritil- meksizin tek başlarına resimsel öğeler konum una geldiği, Matis- se ve Fov birikiminden yararlanan doğa soyutlam aları olarak belirir. Çizgi kontur işlevi üstlenirken, renk en şiddetli skalayı seçer, le- ke/yüzeylere dönüşür ve “ Oda lık” , “ Pembe Ağaç” , “ Balkon” gibi yapıtları verir.
Ulusallık tartışmaları
Bu geçiş dönem i ardından, 1949’da başlayan, parçalanmış ve
geometrize edilmiş biçimlerin de vinim içinde tüm yüzeye dağıldı ğı Post-Kübist olarak adlandırıla bilecek dönem , yine aynı süreçte gelişen “ Kubbeler” ile simgelene- bilecek G eom etrik Soyutlam a A r beskleri de içererek 1950-55 arasının ünlü Geometrik Soyutla m a la rı o la n “ S im itç i” , “ Yoğurtçu” ve “ Mimar Sinan” ile sonuçlanıl. Sabri Berkel’in de aralarında bulunduğu D G ru b u ’- nun etkinlik yılları sonrası, ülke de ulusal resim tartışmalarının hız kazandığı bir döneme rastgelen bu son resim ler, sanatçının yeni re simsel dil arayışları arasında, bir yandan da kendi toplum una öz gü tem alara yönelişini simgeler. A ncak sanatçının T ürk resminin genel akışı ile biçim ve içerik açı sından paralellik gösterdiği bu dö nemi kısa sürede sonuçlandırarak
bir daha dönüş yapm am ak üzere figür ve tem ayı terkettiği izlenir.
Çizginin sonu________
Sabri Berkel’in Doğu-Batı sa natları sentezini en güçlü yansıtan yapıtları 1955-62 arası döneme çe şitlemelerle yayılan İslam kaligra fisi çıkışlı soyut düzenlemeleridir ki, bu y a p ıtla rla san atçın ın “ Soyut” dönemi başlar. Bu soyut düzenlemelerde kaligrafinin oldu ğu kadar, resmin de temeli olan çizgi tüm üyle özgürlüğünü ilan edip resmin ana unsuru durum u na geçerken, renk ona bağımlı bir konum almıştır. Tüm resimsel un surları geri plana itmenin heyeca nıyla boşlukta zafer çığlıkları atan çizgi, kimi zaman kalın, titrek konturlu hareketiyle ritm kazanır; “Endişe” , “ Bizans” , “ Yazı” gibi
adlar alır, kimi zaman da ince ya pısıyla yüzeyde kıvrılır, dolanır, arabesk denebilecek bir özellik gösterir. Ve sonuçta bu denli koş turm aktan yorulm uşçasm a duru lur, kaligrafiye bağlı lekelere dö nüşür. Sabri Berkel resminde çiz ginin de sonu olan bu süreç ister jeste bağlı, ister geom etrik olsun yerini lekeye bırakır.
Uluslararası ilşkiler
1962-70 arasının jeste bağlı so yut resmi rastlantısal görünüm lü leke ve boya sıçratmalarıyla biçim kazanır. A ncak, Berkel’in disip linli kişiliğinin izin verdiği oran da ve denetimli bir rastlantısallık- tır bu. Z am an zam an E b ru ’yu anım satan bu resimler Doğu mis tisizmi kadar Batıran 1945 sonrası Soyut D ışavurum cu resmiyle de
ilişkilidir kavramsal düzlemde. Bu noktada Sabri Berkel’in sanatta uluslararası ilişkilerin zorunlulu ğuna verdiği önemi de belirtmek gerekir. Çünkü onun sanatını her dönem inde böyle canlı tu tan , bu ilişkilere bizzat katılımıdır. Yurt- dışm da açtığı kişisel sergiler yanı sıra Venedik ve Sao Paolo Bienal- lerine birçok kez katılmış ve T ürk iye adına sergi komiserliği ile gö revlendirilmiştir. Tokyo, Lugano ve Boenos Aires G ravür Sergi ve Bienalerine katılım ise onun bas kı tekniklerine olan ilgisinden kaynaklanır.
Araştırıcı tavır_______
Sabri Berkel’in araştırıcı tavrı, onun hiçbir dönem inde uzun sü re aynı dile bağlı kalm asına izin verm emiş, o anlatım da sağladığı doyum luluk bir süre sonra oluş turduğu resimsel dilin uç n o k ta larını tekrar irdelemesine neden o lm u ş tu r . İşte s a n a tç ın ın 1970’lerden günüm üze dek uza nan ve bütün önceki dönem leri nin sentezi olarak tanım lanabile cek Geometrik Soyut resimleri de bu tü r bir değişim isteğinin sonu cudur. Ancak bu biçimleri yalnız ca geometrik olarak nitelemek ya nıltıcı olabilir. Bunlar rengin son suz çeşitlilikte form kazandığı so yut im gelerdir. Salt renk ve biçim estetiğine dayalı bu resimlerin kurgusu bile Berkel’de yeni bir dönemin habercisidir. Zam an za m an grafik eğilimler de taşıyan bu resimler M atisse’in kâğıt kesme lerinden, Andy YVarhol’un art ar da yinelenmiş görüntülerine dek pek çok resmi çağrıştırırsa da tüm bu benzetmeler gerçekten benzet me düzeyindedir; çünkü onun res mindeki bu zengin anlatım birçok çağdaş akım ı resm inde özüm se mesinin, kendi arayışlarının doğal sonucudur.
Bu resimler yalın, arı anlatım larıyla zam an zam an M inima- lizm ’in sınırlarına kadar dayan m akta, kimi zaman farklı düzlem lere üst üste ve saydam yığılm a larıyla görsel yanılsamalara neden olm akta, soyutun sonsuz olanak larını kanıtlam ak istercesine ço ğalm aktadır.
Sonuç olarak Sabri Berkel bu gün, 1935’te içine katıldığı Türk resmine evrensel ölçütlerde bir so yut arm ağan etm ektedir. K avra m ın, algının ve düşüncenin uç noktalarında.
Ressam Sabri
Berkel’in İstanbul
A tatürk Kültür
Merkezi galerilerinde
düzenlenen sergisi
sanatçının en
kapsamlı retrospektifi
niteliğinde. Berkel
sergisi, izleyicileri
soyutun oluşum
serüvenine ortak
ediyor.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi