mm
Yildiray OZBEK
eyh H a c ı Ibrahim Tekkesi adıyla bilinen y a p ı topluluğu, 6 4 7 ve 7 2 4 yıllarında kısa süreli Emevi hakimiyetine giren^ ve ilk T ü r k akınlarının 1070^ ve 1067^ yılların da o l d u ğ u belirtilen Kayseri'ye bağlı Develi ilçesi n i n 4 0 k m . g ü n e y b a t ı s ı n d a k i Havadan Köyünde'^ b u l u n m a k t a d ı r .
Havadan K ö y ü 1 9 8 5 Nüfus S a y ı m ı s o n u ç larına g ö r e 5 7 4 nüfuslu olup, temel g e ç i m kay nakları t a r ı m ve hayvancılık ile son yıllarda evlerde küçük ç a p t a yapılan halı ve kilim dokumacılığıdır.
F. N . Uzluk, vakıf kayıtlarına dayanarak k ö y ü n a d ı n ı n "Erik Ağacı" o l d u ğ u n u belirtirse^ de, ç e v r e d e k ö y e isim verebilecek miktarda erik ağacı yoktur. Bununla birlikte k ö y ü n adının da Develi i l çesinin a d ı n d a o l d u ğ u gibi, oba ya da aşiret adın dan k a y n a k l a n m ı ş olabileceği v a r s a y ı m ı ile çeşitli kaynaklara^ b a k ı l m ı ş ancak "Erikli' a d ı n d a her hangi bir oba ya da aşiret a d ı n a r a s t l a n m a m ı ş t ı r . A y r ı c a , 1 9 2 8 yılında b a s ı l a n " K ö y l e r i m i z S o n
T e ş k i l a t ve Adları" isimli eserde Erik A ğ a c ı k ö
yü a d ı n a rastlanmadığı gibi Köyişleri Bakanlığı ta rafından 1 9 6 4 yılında h a z ı r l a n a n " K ö y E n v a n t e r
E t ü d l e r i n e G ö r e K a y s e r i " adlı eserde de Erik
A ğ a c ı a d ı n d a n bahsedilmez ve k ö y ü n eski a d ı n ı n da "Havadan" olduğu belirtilir.
Ş e y h H a c ı İbrahim Tekkesi, Havadan K ö y ü yerleşim alanının yaklaşık 1,5 k m . kuzeybatısında, köylülerce m e z a r l ı k olarak kullanılan ve "Tekke
Salanı" diye adlandırılan mevkide y e r a l m a k t a d ı r .
( R e s : l - P l â n : l ) .
İlk anda bir kale tesiri b ı r a k a n tekkenin han gi tarikat t a r a f ı n d a n kullanıldığı bilinmemekle bir likte. Ş e y h H a c ı ibrahim'in kimliği h a k k ı n d a da bil gi yoktur. Y a p ı d a kesin tarih verebilecek kitabeye r a s l a n m a m ı ş t ı r . Ancak, F. N . Uzluk, y a p ı toplulu ğ u ile ilgili olarak I I . M e h m e t d ö n e m i n d e n vakıf kaydı o l d u ğ u n u ^ belirtir.
Ş e y h H a c ı ibrahim Tekkesi, kalevari b i r i m , b u b i r i m i n kuzey d o ğ u s u n d a k i mutfak ( a ş h a n e ) , kalevari birimin ortasına yerleştirilmiş sekizgen tür be ve duvarlı m e k â n ı n dışında g ü n e y d e yeralan mescid ve t ü r b e d e n meydana gelmektedir.
Aslında bir manzume olan ve tekke olarak adlandırılan y a p ı grubunun en ilginç kısmı, uzak tan bir kaleyi a n d ı r a n ve kesme t a ş t a n y a p ı l m ı ş y ü k s e k duvarlı birimdir. Ü s t ü h a r p u ş t a b i ç i m i n d e
Bu makale 23-27 Eylül 1991 tarihleri arasında İstan bul'da düzenlenen IX. Milletlerarası Türk Sanatları kongresine bildiri olarak gönderilmiştir.
1. Jennings, R., "Kayseriyye", Encyclopedia of i s l â m , C.IV, Leiden. 1978, s.843.
2. Ahmet Nazif, Mir'at-i Kayseriyye, Kayseri 1987, s. 52 (yay. Mehmet Palamutoğlu).
3. Cahen, C , Türklerin Anadolu'ya İlk Girişi, Anka ra 1988, S . 2 1 (çev.Yücel.Y.-Yediyildız, B.). Cahen, Kayseri ve dolayısıyla bölgenin kısa süreli de olsa Afşin tarafından 1067 yılında zaptedildigini belirtir.
4. Köyün adıyla ilgili olarak köylülerin anlattığı rivayet şöyledir: Bugün Develi'ye 25 km. mesafedeki Ebce Köyünde yaşayan Ebce Sultan ile Şeyh Hacı İbrahim Tekkesinde kalan dervişlerden birisi manevi nüfuz tar tışmasına girerler. Ebce Sultan üstüne bindiği bir ko yunla havadan uçarak tekkedeki dervişi ziyaret eder. Tekkedeki derviş te üstüne bindiği bir taşla havadan gi derek bu ziyarete karşılık verir ve Ebce Sultan dervişin manevi gücünü kabul eder. Bu gidiş gelişlerden dolayı köyün adı "Havadan" olarak kalır.
5. Uzluk, F.N., Fatih Devrinde K a r a m a n Eyaleti V a
kıfları Fihristi, Ankara, 1958, s.53.
6. Aşiret ve oymaklarla ilgili olarak bakılan kaynaklar: Yalkın, A. R., Cenupta T ü r k m e n O y m a k l a r ı , C.I, Ankara 1977; Türkay, C , B a ş b a k a n l ı k Arşivi Bel
gelerine G ö r e O s m a n l ı İ m p a r a t o r l u ğ u n d a Oy mak, A ş i r e t ve Cemaatler, İstanbul 1979; Orhonlu,
C , O s m a n l ı İ m p a r a t o r l u ğ u n d a A ş i r e t l e r i n Iska
nı, İstanbul, 1987; Halaçoglu Y., XVIII. Y ü z y ü d a O s m a n l ı İ m p a r a t o r l u ğ u n d a Aşiretlerin Iskanı, A n
kara 1988; Refik A. Anadolu'da Türk Aşiretleri, İstanbul 1989.
2 1 0
d ü z e n l e n e n bu duvarların yüksekliği arazi meylin den dolayı her yerde a y n ı değildir (Res:2). Duvar lar kuzeybatı, g ü n e y d o ğ u ve g ü n e y b a t ı d a köşeler de t a m b i r l e ş m e d e n kırılma y a p t ı ğ ı n d a n yedi cep heli bir plân ortaya çıkar.
Tekkenin doQu duvarı diğer duvarlardan 2 5 c m . daha kalın tutulmuş olup, portal ve kuzeydeki a ş h a n e d e n dolayı dışa taşkındır.
H . G ü n d o g d u ' n u n avlu g i r i ş i n i n b a t ı d a o l d u ğ u n u ^ belirttiği tekkeye dogu duvarına açılmış eyvan biçimli bir portalden girilmektedir (Res:3). Beşik tonozla örtülü portalde yer yer sıva izlerine r a s t l a n m a k t a d ı r . Portalin sag ve solunda yaklaşık 4 0 c m . yükseklikte sekiler vardır. B i r sıra silmeyle ç e r ç e v e y e alınan basık kemerli kapı tahrip edilmiş tir. Kuruluş ve form itibariyle portal, İncesu Merzi-fonlu Kara Mustafa P a ş a K e r v a n s a r a y ı kışlık kısmı portalini^ hatırlatmaktadır.
Tekke olarak bahsedilen kalevari duvarlı b i r i m i n duvarları g ü n e y , g ü n e y d o ğ u , g ü n e y b a t ı ve batı cephede birer pencere ile boşaltılmıştır. Kuzey duvara g ü n e y d e k i n e simetrik olarak açılan pence re ise sonradan k a p a t ı l m ı ş t ı r . Arazinin g ü n e y e d o ğ r u meyilli o l m a s ı n d a n dolayı, toplanan sulan dışarı b o ş a l t m a k için g ü n e y duvara iki tane ç ö r t e n yerleştirilmiştir (Res:4).
K a p ı ve pencere k e n a r l a r ı n d a k i b o r d ü r d e n b a ş k a hiçbir bezemeye sahip olmayan ve halk ara s ı n d a A Ş H A N E diye bilinen ocaklı m e k â n , du varlı b i r i m i n k u z e y d o ğ u s u n d a yeralır (Res:5). Batı duvarının t a m o r t a s ı n d a k a p ı , k a p ı n ı n sag ve so lunda pencereler vardır. K a p ı ve pencerelerin s ö -ve -ve l e n t o l a r ı n d a yekpare t a ş kullanımı dikkat ç e k m e k t e d i r .
Ü s t ö r t ü s ü a h ş a p kirişler ü z e r i n e t o p r a k dam olan bu m e k â n , ilk bakışta tekkenin dogu du v a r ı n a sonradan e k l e n m i ş gibi bir g ö r ü n ü m verse de ilk t a s a r ı m d a d ü ş ü n ü l m ü ş ve inşa edilmiştir.
Y a p ı n ı n d o g u d u v a r ı n d a , b a t ı d u v a r ı n d a k i pencerelere simetrik olacak b i ç i m d e yaklaşık 5 0 c m . derinliğinde iki niş açıklığı b u l u n m a k t a d ı r . B u nişlerin t a m ü s t ü n e gelecek b i ç i m d e mazgal pen cereler açılmıştır.
Kuzey duvarının tam o r t a s ı n a ocak yerleşti rilmiştir. O c a ğ ı n sag ve solunda, g ü n e y duvardaki-lere simetrik olacak b i ç i m d e nişler açılmıştır. M o loz t a ş karışımı d ü z g ü n olmayan kesme taşın kulla nıldığı bu b ö l ü m , ocak ve niş b u l u n m a s ı n d a n dola yı sadece mutfak vazifesini g ö r m e y i p , kanaatimiz ce konaklama ihtiyacını da karşılamaktaydı.
T e k k e d e k i y a p ı l a r içinde daha itinalı bir •malzemeyle y a p ı l a n S E K İ Z G E N T Ü R B E , yedi
cepheli avlunun t a m o r t a s ı n a ve eyvan biçimli ana giriş kapısının t a m karşısına yerleştirilmiş olup ka re kaide üzerine inşa edilmiştir (Res:6).
A r a z i m e y l i n d e n d o l a y ı t ü r b e n i n g ü n e y cephesi diğer cephelerden yaklaşık 1 m . daha faz
la yükseklik arzetmekte olup bu d u r u m t ü r b e n i n bir m u m y a l ı k kısmı v a r m ı ş gibi bir hava yaratı yorsa da, mumyahga geçişi s a ğ l a y a n hiçbir k a p ı belirtisi yoktur.
Ü z e r i n d e tarih verebilecek herhangi bir kita beye rastlanmayan t ü r b e y e , dogu cephesine açılan profilli bir k a p ı d a n girilmektedir. B u k a p ı , kubbe başlangıcının yaklaşık 5 0 c m . aşağısına kadar uza nan bir silme ile çevrilmiştir (Res:7). Basık kemerli k a p ı n ı n , kemeri ü z e r i n d e yaklaşık 4 0 c m . derinli ğ i n d e ve bir sıra mukarnasla hareketlendirilmeye çalışılmış bir niş b u l u n m a k t a d ı r . Ayrı bir b o r d ü r l e ç e v r e l e n e n kapı nişi, k ö r kemerle nihayetlenir. Ka pı b o r d ü r ü n ü n sag ve solunda, yerden takriben 180 c m . yükseklikte bulunan ve cepheden 2 0 c m . taşkınlık yapan kemer başlangıç taşları vardır. T a ş lar ü z e r i n d e a h ş a p kiriş yuvaları vardır. K e m e r b a ş l a n g ı ç taşları, t ü r b e n i n kapısı ö n ü n d e bir giriş m e k â n ı o l d u ğ u n a işaret etmektedir.
Ş . H ü n e r , giriş m e k â n ı n ı n tek kubbeli bir üst ö r t ü s ü o l d u ğ u n u belirtiyorsa da,^'^ kemer üzen gilerinin k a p ı d o ğ r u l t u s u n d a k i ayaklara uzatılması neticesinde ortaya çıkan d i k d ö r t g e n m e k â n ı n kub beden ziyade tonozumsu bir ö r t ü y e sahip o l d u ğ u akla daha y a k ı n g ö r ü n m e k t e d i r . Giriş m e k â n ı n ı n a h ş a p bir üst ö r t ü y e sahip olabileceği İhtimali dik kate alındığında, a h ş a p üst ö r t ü n ü n kapı üzerinde ki kemer izi gitsi bir tahribat y a p a m ı y a c a g ı fikri agır b a s m a k t a d ı r .
T ü r b e n i n k u z e y d o ğ u ve kuzeybatı cepheleri kapalıdır. D i ğ e r cepheler k a p ı n ı n ve m i h r a b ı n bu lunduğu kısımlar hariç pencere açıklığına sahiptir. Pencereler i ç e r d e yuvarlak kemerle d ı ş a r d a d ü z lento ile nihayetlenmektedir. Pencere, olan ve o l mayan b ü t ü n cephelerin dış y ü z ü n d e kırmızı ve bej renkli taşlarla ö r ü l m ü ş sivri kemerli birer alınlık ya pılmıştır. Alınlık kemerlerinin kilit taşlarında alçak kabartma şeklinde lale, gülbezek, çark-ı felek, ok ucu ve vazodan çıkan çiçek motifleri işlenmiştir. Dış y ü z e y d e her cephe s â ç a k seviyesine kadar sil meyle ç e r ç e v e y e alınmıştır.
İçerde g ü n e y cephe o r t a s ı n a yerleştirilen ve bir sıra kaval silme ile ç e v r e l e n e n b e ş cepheli mih rap nişi ü z e r i n d e herhangi bir s ü s l e m e unsuruna rastlanmaz (Res: 8).
T ü r b e içi zeminden 1,5 m . yüksekliğe kadar a h ş a p levhalarla kaplanmıştır. Üzerlerinde herhan gi bir tezyinata rastlanmayan bu a h ş a p kullanımın dan dolayı, burası tekkenin ayin yeri olabileceği kanaatini u y a n d ı r s a da, b ö y l e bir m e k â n ı n t ü r b e formunda yapılması bu kanaati destekler
mahiyet-8. Gündogdu, H . , "Develi Havadan Külliyesi", Belleten, S.213, Ankara 1991,s.332.
9. Kuran, A . , "Orta Anadolu'da Klasik Osmanlı Mimarisi Çağının Sonlarmda Yapılan İki Külliye", Vakıflar
Dergisi, S. K , Ankara, 1 9 7 1 , s. 240.
10. Hüner, Ş., "Develi ve Köyleri ile Bünyan'daki Türk Eserleri",A.Ü.D.T.C.F.( Yayınlanmamış Lisans Tezi), 1976, s. 39.
Ş E Y H H A C İ İBRAHİM T E K K E V E Y A M A N Z U M E S İ 2 1 1 te değildir. Bununla beraber X V I i . yüzyıl sonunda
yapılan İstanbul B a y r a m p a ş a Külliyesi içindeki se kizgen plânlı semahane^ ^ rastlanan ö r n e k l e r için de en ilginç olanıdır.
T ü r b e içinde duvarların bittiği ve kubbenin başladığı noktada, yaklaşık 4 0 c m . boyunda ve t ü m cepheyi dolanan a h ş a p levhalar bulunmakta dır. B u a h ş a p levhalar üzerinde cel'i sülüs hatla A l lah'ın 9 9 adı (Esma ul-hüsna) yazılıdır. Yazılar kar t u ş içine alınmıştır. Yazı bitiminde ise madalyon içine alınmış çiçek tasvirleri vardır (Res:9). Madal yon içine alınmış çiçek demetinin o r t a s ı n a karan fil, karanfilin sag ve soluna simetrik olarak aşağı dan yukarıya d o ğ r u sünbül, papatya, gül, tomur cuk lâle çiçekleri yerleştirilmiştir. Madalyon içine alınmış çiçek buketi, özellikle de karanfilin en üste yerleştirilmesi a ç ı s ı n d a n T o p k a p ı S a r a y ı H a r e m dairesindeki X V I I . yüzyıl süslemelerine^^ benzer.
Ç o k d ü z g ü n kesme taşla y a p ı l a n t ü r b e n i n üst ö r t ü s ü kubbedir. Kubbeye geçişte k ö ş e g e n l e r i n ç o k g e n e d ö n ü ş ü m ü n ü sağlayan atkı t a ş l a n kullanıl mıştır. Kubbe, Kayseri y ö r e s i n e genellenebilecek bir d ü z e n l e m e ile kesme t a ş t a n -incesu Merzifonlu Kara Mustafa P a ş a Camiindeki gibi- yapılmıştır. Kubbe, dışarıdan kilit taşına d o ğ r u n o r m a l seyrini takip etmeyip kilit taşının 1 m . aşağısında dik bir kavis ç i z e r e k " s o ğ a n kubbe" g ö r ü n t ü s ü arzeder. İçten kubbe, dıştan pramidal örtüye sahip türbeler de, kubbede malzeme olarak ç o ğ u zaman k ü ç ü k ebatlı m o l o z t a ş kullanımı o l d u ğ u n u dikkate alarak üst ö r t ü d e pramidal külah o l m a d ı ğ ı kanaatinde yiz.^^ Kubbenin s o ğ a n biçimli olmasının iklim şart larından (kar suyunun içeri sızmasını ö n l e m e k ) ve statik e n d i ş e l e r d e n k a y n a k l a n m ı ş olabileceğini tah m i n etmekteyiz. Dışta kubbe, duvarlardan ü ç sıra silmeyle ayrılmıştır.
T ü r b e d e ve genel olarak tekke diye adlandı rılan m e k â n d a y o ğ u n olarak kesme t a ş , kullanıl mıştır. Duvarda kullanılan taşlar aynı boyutta de ğildir. 10 X 3 0 c m . boyutlarında küçük taşlar kulla nıldığı gibi 3 0 x 5 0 c m . e b a t l a r ı n d a b ü y ü k boyutlu taşlar da kullanılmıştır. Duvarda kullanılan t a ş l a r bazen n o r m a l t a ş dizisinin dışına çıkarak üstteki taş dizisine katılır ve "L" şeklinde biçim alır.
T ü r b e d e , diğer yapılarda g ö r ü l m e y e n renkli t a ş kullanımı g ö r ü l ü r . Daha ç o k bej, gri, kırmızı renkte taşlar kullanılmıştır.
Y a p ı topluluğu içinde M E S C l D diye adlan dırabileceğimiz b i r i m , kalevari duvarlı b i r i m i n dı ş ı n d a , genel y e r l e ş i m a l a n ı n ı n g ü n e y i n d e d i r (Res: 10).
Mescidin d o ğ u s u n d a sonradan e k l e n d i ğ i belli olan bir nevi giriş m e k â n ı b u l u n m a k t a d ı r . B u m e k â n a giriş, d o ğ u d a k i basık kemerli k a p ı vasıta sıyla o l m a k t a d ı r . G ü n e y d u v a r ı n d a bir m i h r a p , m i h r a b ı n sag ve solunda birer pencere bulunmak tadır. M i h r a b ı n üzerindeki bloktaş, düz ve ters ü ç genlerin y a n yana sıralanmasıyla elde edilmiş b i r
s ü s l e m e y e sahiptir. M i h r a p nişinin kenariarı, alt ve ü s t ü n d e k u m saati motifi olan kabartma s u t ü n c e -lerle s ü s l e n m i ş t i r (Res: 11). G ü n e y d u v a r ı n d a k i mihraptan dolayı b u m e k â n , aklımıza bir "son ce
maat i/eri" fikrini getiriyorsa da, m e k â n ı n , esas
mescidin yarısından fazla genişliğe sahip o l m a s ı b u kanaati zayıflatmaktadır.
Giriş m e k a n ı n ı n kuzey d u v a r ı n d a n g ü n e y e d o ğ r u t a ş a n t a ş t a n kemer şeklinde ö r ü l m ü ş iki n i ş b u l u n m a k t a d ı r . B u nişlerin ne a m a ç l a kullanıldığı na dair kesin bilgilerimiz olmamakla birlikte içle rinde a t e ş yakıldığını g ö s t e r e n belirtiler v a r d ı r (Res:12). B u m e k â n ı n üst örtüsü h a k k ı n d a bilgi ve recek, kalıntı b u l u n m a m a k t a d ı r . A n c a k orjinalde de ü s t ü n ü n açık olduğu kanaatindeyiz.
Avluya benzeyen giriş m e k â n ı n ı n batısında ki esas k a p ı d a n mescide g e ç i l m e k t e d i r . Mescidin dogu d u v a r ı n a açılan k a p ı y ü k s e k tutularak portal h a v a s ı verilmiştir (Res: 13). K a p ı k e n a r ı n d a alt ve üstte k u m saati motifi işlenmiş, kabartma s ü t u n c e -ler bulunur. B u s ü t u n c e l e r ü ç profilli bir k ö r ke merle nihayetlenmektedir. Ayrıca mescide girişi kolaylaştınnak için g ü n e y b a t ı k ö ş e y e küçük bir ka pı daha açılmıştır. B u k a p ı n ı n ü s t ü n d e havalandır ma ya da aydınlık penceresi b u l u n m a k t a d ı r .
Esas mescid b i n a s ı , d o g u - b a t ı istikamette d i k d ö r t g e n bir m e k â n olup, g ü n e y cephede t a m ortada mihrap, m i h r a b ı n sag ve solunda pencere ler b u l u n m a k t a d ı r .
Mescidin içinde g ü n e y ve kuzey duvarlara bitişik iki sivri k e m e r i n ü z e n g i taşları mevcuttur (Res: 14). Üst örtüsü b u g ü n mevcut değildir ancak, b u g ü n k ü kalıntılara bakılarak ve k u z e y - g ü n e y d o ğ rultuda atılmış kemerler t a m a m l a n d ı ğ ı n d a üst örtü n ü n sivri tonoz olacağı düşünülebilir. H . G ü n d o g d u ise kemerlerle ü ç kısma ayrılan b u m e k â n ı n beşik tonozla örtülü o l d u ğ u n u ^ ' ' belirtir.
Kesme t a ş malzemenin y a n ı n d a özellikle t o noz b a ş l a n g ı c ı n d a moloz t a ş kullanılan mescidin, g ü n e y duvarı kuzey d u v a r ı n d a n daha kalın yapıl mıştır. Bundan sebep, arazinin g ü n e y e d o ğ r u me yilli o l m a s ı ve tonozun y a p a c a ğ ı b a s ı n c ı ö n l e m e k ş e k l i n d e izah edilebilir. Mescidin duvarları kıl ve yün (kıtık) katılmış beyaz badana ile sıvalıdır.
Mescidin batı d u v a r ı n a açılmış k a p ı d a n giri len kare şeklindeki II.TÜRBE'nin kesme ve moloz taşın beraber kullanıldığı bir inşa tarzı vardır. Ü s t ü kubbeyle örtülü olup, kubbeye geçiş pandantiftir. Pandantifler t ü r b e zemininden sonra başladığın dan masif bir g ö r ü n t ü arzetmektedir.
1 1 . Aslanapa, O., Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul, 1986, s. 3 4 1 .
12. Ünver.S., 'Türkiye'de l.ale Tarihi", VakıHar Dergisi. S. IX, Ankara, 1971, s. 276.
13. H.Gündoâdu ise kubbenin üstündeki piramidal örtünün yıkılmış olabileceğini bildirir. Bkz. a.g.m., s. 334. 14. G ü n d o g d u . H . , a.g.m., S . 3 3 5 .
Yıldıray Ö Z B E K T ü r b e i ç i n d e d ö r t mezar b u l u n m a k t a d ı r .
T ü r b e d e b u l u n a n b e ş s a t ı r kitabeli m e z a r t a ş ı (Res: 15) okunabildiği kadar şöyledir:
1. Hazâ kabir
2. El mağfur Eş-şehid El Hac 3 Mahmud bin Aziz
4. Er Rufai (?) El Aksara^/i
5. İla rahmetullahi teala.
D e ğ e r l e n d i r m e :
Anadolu'da 1 2 4 3 M o ğ o l istilâsından sonra sıkça g ö r m e y e b a ş l a d ı ğ ı m ı z tekke ve zaviyeler^^ O s m a n l ı D e v l e t i n i n özellikle k u r u l u ş yıllarında inkâr edilemeyecek bir ehemmiyete sahip o l m u ş ; k u r u l u ş l a r ı n d a n kapatıldıkları 1 9 2 5 yılma kadar cemiyet h a y a t ı n d a dini, siyasi ve içtimaî bir t a k ı m fonksiyonlar yüklenmişlerdir.
A . G ü r l e k ' i n hiçbir belgeye dayanmadan Selçuklu d ö n e m i n e yerleştirdiği ve tekke, mescid, t ü r b e , h a m a m ve ç e ş m e ^ ^ gibi y a p ı l a r d a n oluştu ğ u n u belirttiği Ş e y h H a c ı ibrahim Tekkesi hakkm-da I I . M e h m e t d ö n e m i n d e n vakıf kaydı olduğu be lirtiliyor.^''Ayrıca, I I . Bayezid d ö n e m i n d e 2 8 T e m muz 1 5 0 0 tarihli Defter-i K ö h n e ' d e k i kayıtlarda da (Bu defterdeki kayıtların k a y n a ğ ı 1 4 7 3 - 7 4 yılmda II. Mehmet'in bu b ö l g e y e ilişkin yaptığı toprak re formuna ilişkin kadastro kayıtlarıdır) tekkenin adı na rastlanır.
B ü t ü n bunlardan y a p ı n ı n 1 4 7 3 ' d e n ö n c e yapıldığını kabul edebiliriz. Y a n i y a p ı O s m a n l ı ' n ı n Develi'ye hakimiyetinden (1473) ö n c e belki Kara-m a n o ğ u l l a r ı t a r a f ı n d a n yaptırılKara-mış olabilir. B u nunla beraber Anadolu'daki B e k t a ş i tarikatlarını inceleyen S.Faroqhi, Kayseri'de ü ç Bektaşi tekkesi o l d u ğ u n u belirtir^ ^ ancak sözkohusu tekkeden bah setmez. 1. N u m a n da çeşitli kasnaklara dayanarak Kayseri ve ç e v r e s i n d e 14 t e k k e ve zaviye olduğunL?^ belirtirse de anlattığımız tekkeden bahsetmez.
Ş e y h H a c ı İ b r a h i m Tekkesi, h a r p u ş t a biçi minde nihayetlenen kalevari duvarları, ortaya yer leştirilen t ü r b e y l e , bazı yayınlara "medrese", bazı larında ise "hankâh" ve "rıfaat" olarak tanıtılan ve Emir Eretna t a r a f ı n d a n 1339'da karısı için yaptırı lan Kayseri K ö ş k H a n e k â h ı n a ^ ^ benzer.
Etrafı duvarla ç e v r i l e r e k t ü r b e n i n ortaya yerleştirilmesi ş e k l i n d e d ü z e n l e m ç n i n Anadolu'da ilk ö r n e ğ i olarak X111. yüzyılın b a ş ı n d a yapılan Ter can M a m a H a t u n T ü r b e s i ^ ^ kabül edilebilir. Asla-napa, bu d ü z e n l e m e n i n k a y n a ğ ı n ı Tagisken'deki mezar a n ı t l a r ı n d a ararken , K t ı b a n , bu t i p i n m e n ş e i n i n Anadolu'nun yerli kültürü ile Orta Asya k ü l t ü r ü n ü n sentezinde a r a n m a s ı gerek tiğini^'^ belirtir.
Esasen bu p l â n f o r m u n u y a n s ı t a n y a p ı l a r A n a d o l u ö n c e s i Orta Asya T ü r k mimarisinde Isla-m i d ö n e Isla-m d e de kullanılIsla-mıştır. K a Isla-m i l K h a n M ü Isla-m taz tarafından Pakistan'da ayakta olan tek Gazneli eseri olarak tanıtılan Halid Velid T ü r b e s i , ^ ^ buna benzer bir ş e m a y ı y a n s ı t m a k t a d ı r . A y r ı c a , X V . yüzyıl Horasan p l â n bölgesi m i n y a t ü r l e r i n d e de^^ bu ş e m a d a yapılmış bina resimleri görülür.
Havadan K ö y ü Ş e y h H a c ı İbrahim Tekkesi her ne kadar "tekke" olarak a n l a t ı l m a k t a ise de, Anadolu'da g ö r ü l e n muhtelif tekke plânlarına ben zemez. M i m a r i yapıları bilinen ö r n e k l e r d e genellik le bir ş e y h , ailesi ve dervişlerin b a r m m a l a r ı n ı sağ layacak haremlik ve selamlık kısımlan, toplu halde ibadet yapılabilecek g e n i ş t o p l a n t ı m e k â n ı , aşevi gibi hacimlerin b u l u n d u ğ u ve özellikle Bektaşi tek kelerinde aşevi ve o c a ğ ı n ö n e m l i bir yeri o l d u ğ u g ö z e ç a r p m a k t a d ı r . ^ ^ B ü t ü n bunlar dikkate alındı ğında buraya tekke diyebilmek zordur.
15. Karamağarah, B., "Anadolu'da X1I-XVI. Asırlardala Tarikat Sanatı Hakkında", A . Ü . İlahiyat F a k ü l t e s i
Dergisi, S.XXI, Ankara 1976, s. 247.
16. Gürlek,A., Memleketim Develi, Ankara 1975, s. 2 2 1 . 17. Uzluk, F.N., a.g.c., s.53.
18. Beldiceanu, I.S., "Deux villes de I'Anatolie Prcottoma-ne, DeveÜ et Qarahisar d'aprcs des documents ine-dits", R e v u e des E t u d e s I s l a m i q u e s , Ankara
1971, s. 25 (Aynbasım).
19. Faroqhi, S., Der Bektaschi-Order in Anatolien, Wien, 1981.
20. Numan, 1., "Anadolu'nun Fethinden istanbul'un Fethine Kadar Türk Tekke ve Zaviyeleri Üzerine Bir Araştırma" , A.Ü. İlahiyat Fakültesi (Basılmamış Doktora Tezi) An kara, 1982.
2 1 . Köşk Medrese adıyla bilinen yapı için bkz. Eyice.S., "İki Türk Abidesinin Mahiyeti Hakkında Notlar: İznik Nilüfer Hatun İmareti ve Kayseri'de Köşk Medrese",
Yıllık A r a ş t ı r m a l a r Dergisi, S. II, Ankara 1958,
s. 110; Uzunçarşılı, I.H., "Sivas ve Kayseri Dolaylarında Eretna Devleti", Belleten, S. 126, Ankara, 1968, s. 170-171; Ethem (Eldem) H . , Kayseri Ş e h r i . Anka ra 1982, s. 133-135 (Haz.K.Göde); Çayırdaâ, M . , "Kayseri'de Selçuklu ve Beylikler Devri Yapılarında Bu lunan Taşçı İşaretleri", Türk Etnografya Dergisi, S. XVII, Ankara, 1982 s. 82; Aslanapa, O., Türk S a n a
tı, İstanbul, 1984, s. 202- 203; Sönmez, Z., B a ş l a n g ı c ı n d a n 1 6 . Y ü z y ı l a K a d a r Anadolu Türk-lslam Mimarisinde S a n a t ç ı l a r , Ankara 1989, s. 329; Şa
man, N-Yazar, T., 'Kayseri K ö ş k Hanekâhı", V a
kıflar Dergisi, S. XXH, Ankara 1991, s.301.
•22. Yetkin, S.K., "Mama Hatun Türbesi" YıUık Araştır
malar Dergisi, S. I , Ankara 1957, s. 75.
23. Aslanapa, O., Türk S a n a t ı , istanbul 1984, s . l 3 2 . 24. Kuban, D., Türk-lslâm Sanatı Üzerine Denemeler, is
tanbul 1983, s.73.
25. Mümtaz, K . H . , Architecture in Pakistan, Singapo re. 1985^s.39.
26. Karamağarah, B., Muhammed Siyah Kalem'e At
fedilen Minyatürler, Ankara, 1984, s. 112.
27. Bakırer, Ö-Faroqhi, S., "Dediği Dede ve Tekkeleri",
Ş E Y H H A C I İBRAHİM T E K K E V E Y A M A N Z U M E S İ 2 1 3 T e k k e b i n a s ı n ı n en s a ğ l a m yapısı olan
sekizgen t ü r b e . d o g u s u n d a k i kapısında bulunan ke mer izlerinden anlaşıldığı ü z e r e bir giriş m e k â n ı n a sahiptir. İlk olarak X I I . yüzyıl Dehistan k ü m b e t lerinde** g ö r m e y e başladığımız, Anadolu'da Bey likler d ö n e m i t ü r b e l e r i n d e t a m b e l i r g e n l e ş m e y e n giriş m e k â n ı , ö z e l l i k l e X V I . yüzyıl O s m a n l ı t ü r b e l e r i n d e ^ ^ y o ğ u n olarak karşımıza çıkar. '
Sekizgen t ü r b e n i n kubbe k a s n a ğ ı n ı i ç e r d e t ü m y ö n d e n dolanan a h ş a p levha üzerindeki çiçek motifleri y o ğ u n olarak (özellikle lâle) XVIII.yüzyılda karşımıza çıksa da,^^ X V - X V I . yüzyıl tezhip sana tında da görülür. A n c a k t ü r b e d e k i motiflerin X V I I . yüzyıla ait olabileceği kanaatindeyiz.
Tekke duvarının dışında kalan ve genel yer leşim plânının g ü n e y i n d e bulunan mescid, kanaati mizce tekkeden sonra yapılmıştır.
P l â n olarak 11.Mehmet'in T o p k a p ı S a r a y ı n da E n d e r u n A ğ a l a r ı için y a p t ı r d ı ğ ı A ğ a l a r Camiine^^ benzeyen mescid, eger tekke ile a y n ı zamanda yapılmış olsaydı, tekke duvarının kuzey d o ğ u köşesindeki a ş h a n e gibi bu t a s a r ı m a katılırdı. Tekkeden daha ö n c e yapıldığını kabul ettiğimiz zaman aklımıza, tekke inşa edilirken var olan mes cidin t a s a r ı m a niye a l ı n m a d ı ğ ı gibi bir soru gel mektedir. T a s a r ı m d a mescid dikkate alınırsa, tek k e n i n p l â n ı n ı n b o z u l a c a ğ ı ileri sürülebilirse de, d ü z g ü n olmayan ve tamamen araziden kaynakla nan tekkenin plânı incelendiğinde bu fikrin g e ç e r liliği kaybolur.
XVIir. yüzyılın ilk yarısında yapılan ve küçük bir tekke havası taşıyan Mardin H a c ı Ö m e r Camii, doğu-batı d o ğ r u l t u s u n d a k i sivri tonoz ö r t ü s ü ^ i l e Havadan'daki mescide benzer.
Tekkenin Vakıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü ' n d e va kıf k a y d ı n a ^ ^ r a s t l a n m a m ı ş t ı r . Bununla beraber
muhtelif tarihlerde ( 1 9 0 3 - 1 9 1 2 - 1 9 1 3 ) atanan g ö revli kayıtları mevcuttur.^^
Kayseri Müzesi A r ş i v i n d e , t e k k e n i n a h ş a p eserlerinin m ü z e y e nakledilmesi hususunda 1 9 3 4 tarihli bir t a k ı m belgelere r a s t l a n m ı ş s a da, m ü z e envanter kayıtları ve deponun incelenmesi netice sinde eser naklinin olmadığı g ö r ü l m ü ş t ü r .
Netice itibariyle tekkenin ilk inşasının X V . yüzyılda askeri a m a ç l a r l a (belki ribat) o l d u ğ u ve merkezine yapılan sekizgen türbeyle dinî bir m a h i yet arzettiği kabul edilebilir. Sekizgen t ü r b e kasna-ğ ı n d a k i süslü a h ş a p ^ r ç a l a r kanaatimizce daha sonra yapılmış olmalıdır. G ü n e y d e k i mescid kısmı da burasının .tekke olarak kullanılmaya başlamasıy la artan ziyaretçi ihtiyacını k a r ş ı l a m a k gayesiyle daha sonra yapılmıştır.
**. Türbelerdeki giriş m e k â n ı n d a n kastettiğimiz, giriş mekânının baldaken bir sisteme oturmasıdır. Dehistan örneklerinde giriş aslında bir nevi eyvandır ve ana du vara bitişiktir. Kayseri A l i Cafer türbesi bu şekikJe bir girişe sahiptir,
28. Ünsal, B.İstanbul Türbeleri Üzerine Stil Araştırması",
Vakıflar Dergisi, S. XVI, Ankara 1982, s. 92.
29. Lâle ile ilgili olarak bkz. Ünver, S., a.g.m.; Renda, G.,
Batılılaşma D ö n e m i n d e Türk Resim Sanatı, A n
kara 1977; Demiriz, Y . , O s m a n l ı Kitap S a n a t ı n d a
Naturalist Ü s l u p t a Çiçekler, İstanbul 1986; A n k ,
R., Batılılaşma D ö n e m i Anadolu Tasvir S a n a t ı , Ankara 1988.
30. Ayverdi, E H . , O s m a n l ı Mimarisinde Fatih Devri (1451-1481), İstanbul 1973, s.310.
3 1 . Altun, A., Mardin'de Türk Devri Mimarisi, ktan-bul 1 9 7 1 , s. 64.
32. V.G.M.'nün 30.9.1987 gün ve 2 9 4 9 / 8 7 sayılı yazısı. 33. Bu konu araştırılırken bu bölgede yetişen ve şu anda
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi olan Doç.Dr.Yusuf Kılıç'a mektup yazılarak bilgi istenmiştir. Alınan cevaplarda ve yapılan görüşmeler de, tekkeye ait vakfiyenin Nigde^de bir vatandaşta oldu ğu ögrenilmişse de, vatandaşın kimliği hakkında bilgi edinilememiştir.
I f
3 tJ
w l
MEZARLIK
D
P l a n : 1
Ş E Y H H A C I İBRAHİM T E K K E V E Y A M A N Z U M E S İ 215^
KUZEY
s i i : ı a z < » < ] ı \
rimm
1U)1 J H l 3 - l l I S S ' l İ T t î S Y O N
1
•
m
m
r
mm=1
i l ^
i
P l a n : 3Ş E Y H H A C I İBRAHİM T E K K E V E Y A M A N Z U M E S İ 2 1 7
Resim 1: Tekkenin uzaktan
görünüşü.
Resim 2: Tekkede arazi
meylinden kaynaklanan
farklı yükseklikteki
duvarlar.
Resim 3: Dogu cephedeki
eyvan biçimli portal.
Yıldıray Ö Z B E K
Resim 6: Sekizgen türbenin genel görünüşü
Resim 7: Sekizgen türbe giriş kapısı ve kuzeydoğu
cephesinin görünüşü.
IH
Resim 4 : Güney duvarda yeralan çörtenlerdeni
Ş E Y H H A C İ İBRAHİM T E K K E V E Y A M A N Z U M E S İ 2 1 9
t 5
Resim 8a: Sekizgen lürbe kapısı önünde
kemer üzengiler ve üzerindeki ahşap
yuvaları.
Kesim 9a: Sekizgen türbe içindeki çiçek
resimli ahşap levhalar.
Resim 8b: Sekizgen türbenin mihrabı.
1^