• Sonuç bulunamadı

Besim Ömer'in hayatında iki korkunç kaza:Bir kere köprünün üstünden kanlar içinde denize düşmüş, vapurun altına gitmişti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Besim Ömer'in hayatında iki korkunç kaza:Bir kere köprünün üstünden kanlar içinde denize düşmüş, vapurun altına gitmişti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:

Besim

iki

M

Omerin hayatında

korkunç kaza..

Bir kere köprünün üstünden kanlar içinde

denize düşmüş, vapurun altına gitmişt:.

Besim Ömer’in daima tekrarladığı

cümle:

«Ben dünyanın en talihli

insanıytmy>

— Hayatında bir kere vapuru kaçırmıştı, buna da pek mem­

nundu

— Titanik faciasından nasıl kurtuldu? — Vapurdan denize

atlayan kaptan

Yeryüzünde hemen herkes kendi talihinden şikâyet eder. Besim Ömer paşada bunun ta- mamile aksini görüyoruz. O ken­ disinden bahsederken:

— Yeryüzünün en talihli in­ sanı benim!., derdi.

Talih bahsi açıldığı zaman he­ men misal olarak kendisini gös­ terirdi ve:

— Hayatımda ne istediysem, içimden ne geçtiyse hepsi olmuş­ tur. Artık ben de talih perisin­ den şikâyet edersem haksızlık etmiş olurum!., derdi.

Hakikaten şaşılacak derecede mükemmel bir talihi vardı. Ve bazan bu talih insana derin hayretler verecek tesadüflerle, en büyük felâketleri bile saadet ha­ line sokardı.

Besim Ömeri iki defa muhak­ kak bir ölümden yine bu mü­ kemmel talihi kurtarmıştır. Hâ­ diselerden biri şudur; Amerikada Boston şehrinde uluslararası bir kongre toplanıyor. Buraya ilk defa olarak bizden de Dr. Besim Ömer murahhas olarak gidecek­ tir. Amerikayı göreceğinden memnun olan ilim adamı Marsil­ ya - Paris - Cherbourg - New York yolile Yeni Dünyaya gitmek istiyor. Biletini Istanbuldan alı­ yor. Vapurda kamarasını ayırtı­ yor. Nihayet Marsilya yolile Pa­ ris’e gidiyor. Vapur zamanına iki gün kalmaya kadar vaktini bu­ rada geçiriyor. Hastaneleri gezi­ yor. Ertesi günü de Cherbourga gidecek ve buradan bineceği va­ purla Yeni Dünyaya uzanacak... O gece otelde yatarken kat garsonuna kendisini erkenden uyandırmasını, Cherbourg treni­ ne yetişeceğini söylüyor. Yatıyor. Lâkin sabahleyin gözlerini açı­ yor ki, aman yarabbi!.. Saat se­ kiz!... Cherbourg trenine beş da­ kika var!.. Kendisini otelde uyandırmağı unutmuşlar!.. Son derecede sinirli ve heyecanlı bir halde giyiniyor. Gara koşuyor. Tren çoktan gitmiş!.. Artık Be­ sim Ömer fevkalâde üzgündür. Zira ikinci trenle Cherbourga gi­ derse Amerika vapuruna yetişe- miyecektir. Halbuki aynı vapur için bilet almış, kamara hazır­ latmış!.. Dehşetli üzüntü içinde etele geliyor. Akşam trenile Cherbourg’a gidiyor amma va­ pura tabiî yetişemiyor.

Kumpanya ona bundan sonra, sefer için bir yer ayırtıyor. Besim Ömer üç gün kaldığı Cherbourg- ta sıkıntıdan bunalırken bir ara­ lık gazeteler ikinci tabı yapıyor­ lar. Gazetelerden birini alıp ilk sahifedeki manşete göz gezdiri-

yor!

Titanik vapuru bir buz dağuıa çarparak parçalanmış ve batmış­ tır!..

Titanik vapuru!.. Yani Besim Ömer’in bilet aldığı ve kendisine kamara ayırttığı vapur!.. Otel garsonunun uyandırmağı unut­ tuğu için kaçırdığı vapur!..

Besim Ömer meşhur Titanik faciasından burnu kanamadan ve soğuk su banyosu yapmadan kurtulmuştur. Hâdise şudur:

Kendisi pek çok seyahatler yapmıştır. Hiç bir defa ne vapur, ne tren kaçırmıştır. Yalnız işte bu müstesna... O hayatmda yal­ nız bir kere vapur kaçırmıştır. Titanik vapurunu!.. Ne hayırlı vapur kaçırış!.. Bu öyle a t uz ta­ lihlerden değildir...

Müthiş bir vapur kazası

daha...

Besim Ömer’in hayatmda tüy­ ler ürpertici bir vapur kazası da­ ha vardır. Bundan da yine talihi sayesinde ve mucize kabilinden kurtulmuştur. Hâdise şudur.

»27 senesi... Ağustos ayı... Be­ sim Ömer'i AnadoluMearmdan

Besini Ömer paşa babası Ömer Şevki paşa ile birlikte... Besim

Ömer çocukların küçüğüdür, öteki ağabeğidir

Besim Ömer paşa Avrupadan dönüşünde

bir hastaya çağırıyorlar. Gidi­ yor. Doğum yapıyor. Ve dönüyor. Ancak o günü Anadoluhisarin- da bilmem kaç senede bir kuru­ lan bir panayır vardır. Her taraf hıncahınç doludur. Panayırdan dönenler vapura üşüşüyorlar. Bu suretle köprüye geliniyor!.. Va­ pur yanaşıyor, iskele atılıyor. Fakat o sırada müthiş kalabalık tamamile bir tarafa yığıldığı için vapur alabildiğine eğiliyor, tah­ ta iskele de kayınca vapurdan çıkan dört yolcu — köprünün üst hizasından — aşağıya, deni­ ze düşüyorlar.

İşte bu yolculardan biri de Besim Ömer paşadır. Üstelik Besim Ömer paşa hepsinden ön­ ce düşüyor ve feci surette yuvar­ lanırken başını «baba» denilen yerlere çarparak ağır surette ya­ ralanıyor. Bu suretle denize düş­ meden önce bayıldığı için kan içinde sular arasında kaybolu­ yor, vapurun alt tarafına, perva­ nenin yanma gidiyor!..

Vapurda bir çok tıbbiye talebe­ si ve kendisini tanıyan halk bu­ lunmaktadır. Bunu görenler hep birden:

— Besim Ömer paşa boğulu­ yor!.. Besim Ömer paşa denize düştü!., diye feryat ediyorlar. Kaptan hemen gemiyi bağlıyor ve bir kısmı talebe, tam 11 kişi soyunup denize atılıyorlar. Lâkin Besim Ömer paşadan eser yok!..

Bu vaziyeti gören vapurun kaptanı, pek müteessir oluyor. Hemen ceketini çıkarıyor, o da kendini denize atıyor. Pervane tarafına dalıyor, epey araştırdık­ tan sonra orada suyun altında Besim Ömer paşayı âdeta ölü bir halde bulup çıkarıyor. Köp­ rüde, kalabalık arasında Besim Ömer’in çok sevdiği bir

meslek-daşı vardır: Bafralı Yanko bey!.. Aynı zamanda onun mektep­ ten de arkadaşı olan BafralI Yanko hemen işe başlıyor. Paşa mosmordur... Bafralı Yanko ta­ mam yanm saat kendisine sunî teneffüs yaptırıyor. Son zaman­ lara kadar Yanko bey:

— Eğer orada bulunmayıp da biraz gecikmiş ve bu yanm saat­ lik sunî teneffüsü yapmamış ol­ saydık katî surette ölmüştü... derdi.

Vapur kaptanının ve Bafralı Yanko beyin söylediklerine göre paşa şimdiye kadar denizin al­ tında hiç bir insanın kalamaya­ cağı kadar uzun bir müddet ge­ çirmiştir. Buna da sebep olarak şunu gösteriyorlar. Düşerken ba­ sım hızla çarptığı ve bayıldığı için suyun altında uzun müddet teneffüs etmemiştir. Eğer bayıl­ mamış olarak düşmüş olsaydı muhakkak boğulurdu.

Bu iddia tıbbî midir?.. Bilmi­ yorum. Lâkin bu vapur kazası her halde Besim Ömer paşa için hattâ Titanik faciasından daha tehlikeliydi. Suyun altında uzun müddet kaldığı halde bozulma­ yan saatini bir hâtıra olarak son zamana kadar saklamaktaydı.

Vapurundan düşen kazazede­ yi kurtarmak için kendisini de­ nize atan kaptanı idare mjıaha- ze etmişti. Halbuki kaptan va­ pura tamamile durdurtmuş ve bağlamıştı.

Bir sedye ile eve getirilen pa­ şa bir buçuk ay kendini bilme­ den yatmıştı. Aklı başına gelir gelmez hemen kaptanı çağırttır­ dı. Ona ne iyilik edebileceğini sordu. Kaotan bir şey

Referanslar

Benzer Belgeler

Faili meçhul bir cinayet için, vehmedilen fa­ illere karşı bir protesto söz konusu ise, onun da yeri, herhalde bir cenaze töreni değil, başka yer­ lerdir.. Gidenin kişiliğine

Manzara, çiçek, port­ re , natürmort tarzı re s im le ­ riy le bilhassa tarihi İstanbul ha­ yatım canlandırdığı için tu ris­ tik ve tica ri değerdeki

Ortada bir şayia var: «Me safeler»i satın alıyormuş, tabii sonra da bize satacak.İnsan Ticarelten mezun olur­ da ticaretin yolunu bilmez mi?. Havadan para kazanmak

Mustafa Takî, Nevevî’nin (ö.676/1277) mana yönüyle do ru kabul edip sened bakımından zayıf olarak de erlendirdi i, 64 bn Hacer’in (ö.852/1448) ise bütün

Sanatta, hendesede olduğu gibi isbat değil, telkin; hüküm değil, teb­ liğ; yübuset cağii yumuşaklık; hissiz­ lik değil, duygu; durguluk değil, tit­ reyiş ve

Yeni yönetim şöyle: Şeref Başkanı Rahim Koç, Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Başkan Vekilleri Suna Kıraç ve Temel Atay, Üyeler, Semahat Arsel, Sevgi Gönül,

Çalışmamızda olgu ve kontrol grupları tekrarlayan ÜSİ atakları açısından değerlendirildiğinde; olgu grubunda ista- tiksel olarak anlamlı bir şekilde tekrarlayan

Bu çalıĢma haziran ayında alınan ve 3500 ppm indol bütirik asit (IBA), temmuz ayında alınan ve 4000 ppm IBA uygulanan farklı kızılcık genotip ve çeĢitlerine