• Sonuç bulunamadı

Özel eğitim kurumlarında uygulanan pazarlama uygulamaları ve müşteri memnuniyeti açısından değerlendirilmesi (Konya ili alan çalışması)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Özel eğitim kurumlarında uygulanan pazarlama uygulamaları ve müşteri memnuniyeti açısından değerlendirilmesi (Konya ili alan çalışması)"

Copied!
87
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

YÖNETİM ORGANİZASYON BİLİM DALI

ÖZEL EĞİTİM KURUMLARINDA UYGULANAN PAZARLAMA

UYGULAMALARI VE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ (KONYA İLİ ALAN ÇALIŞMASI)

Kemal KARA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Dr. Öğr. Üyesi Aziz ÖZTÜRK

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n Adı Soyadı Kemal KARA

Numarası 114227011006

Ana Bilim /

Bilim Dalı İşletme/Yönetim Organizasyon

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Özel eğitim kurumlarında uygulanan pazarlama uygulamaları ve müşteri mem-nuniyeti açısından değerlendirilmesi (Konya İli alan çalışması)

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserle-rinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Kemal KARA

(3)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ

renci

ni

n Adı Soyadı Kemal KARA

Numarası 114227011006

Ana Bilim /

Bilim Dalı İşletme/Yönetim Organizasyon

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Aziz ÖZTÜRK

Tezin Adı Özel Eğitim Kurumlarında Uygulanan Pazarlama Uygulamaları ve Müşteri Memnuniyeti Açısından Değerlendirilmesi (Konya İli Alan Çalışması)

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “Özel Eğitim Kurumlarında Uygulanan Pazarlama Uy-gulamaları ve Müşteri Memnuniyeti Açısından Değerlendirilmesi (Konya İli Alan Çalışması)” başlıklı bu çalışma 20/05/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tara-fından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

ÖNSÖZ

Tez çalışmam sırasında bana yol gösteren, maddi manevi katkılarıyla tezin bu noktaya gelmesinde büyük emekleri bulunan danışman hocam Dr. Öğretim Üyesi Aziz ÖZTÜRK’e teşekkür ederim. Her zaman olduğu gibi bu süreçte de yanımda olan, beni destekleyen, Eşim ve Oğluma destekleri için çok teşekkür ederim. Son olarak tez ça-lışmam sırasında bana destek olan herkese teşekkür ederim.

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n Adı Soyadı Kemal KARA

Numarası 114227011006

Ana Bilim /

Bilim Dalı İşletme/Yönetim Organizasyon

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Aziz ÖZTÜRK

Tezin Adı Özel Eğitim Kurumlarında Uygulanan Pazarlama Uygulamaları ve Müşteri Memnuniyeti Açısından Değerlendirilmesi (Konya İli Alan Çalışması) ÖZET

Küreselleşme ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeler, günümüzde sayıları hızla artan eğitim hizmeti sunan kurumları da etkilemiştir. Öğrenci ve velilerin rekabet ortamında bek-lenti ve ihtiyaçlarının artması, kalite algısının yükselmesi gibi nedenlere ek olarak rakiple-rin ve alternatiflerakiple-rin yoğun olması bu kurumların bir farklılık oluşturması zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. Özel eğitim kurumlarına kayıt aşamasından, eğitim gördüğü süreç içerisinde ve mezuniyet sonrasında öğrenci memnuniyeti eğitim hizmeti pazarlaması kap-samında yer almaktadır. Eğitim hizmetleri sektöründe başarılı ve kalıcı olmak isteyen ku-rumların stratejik pazarlama tekniklerini doğru olarak uygulamaları, hedef kitlelerini tanı-maları, kendi hizmet ve beklentilerine uygun hedef kitleleri seçmeleri ve bu hedef kitleye farklılıklarını hissettirmeleri zorunluluktur. Bu çalışmadaki amacımız hizmet pazarlaması bağlamında eğitim pazarlamasının müşteri memnuniyeti açısından değerlendirmesini yap-maktır.

Çalışmamızın birinci bölümünde literatür taraması yapılarak eğitim Sistemiyle ilgili temel kavramlar ve Türk Eğitim Sistemi hakkında bilgi verilmiş, ikinci bölümünde hizmet pazarlaması ile ilgili bilgi verilmiş ve üçüncü bölümünde ise anket çalışması yapılarak so-nuçları değerlendirilmiştir.

Anahtar kelimeler: Özel eğitim kurumu, pazarlama, müşteri memnuniyeti, eğitim.

(6)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci -nin

Adı Soyadı Kemal KARA

Numarası 114227011006

Ana Bilim / Bilim Dalı İşletme/Yönetim Organizasyon

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Aziz ÖZTÜRK

Tezin İngilizce Adı The application on marketing methods in special teaching instutas and it's evalu-tion in terms of customer satisfaction (field work in Konya).

SUMMARY

Globalization and knowledge technology development effect.the eduational founda-tions, increeasing the number o them, which service education. These foundations have to creati differences because of increasing the expectation, and necessities of the students and families in rivaliy atmosphere and the rising of quality perception. Students pleasure from the enrollment level to the process of education and until the graduatron takes part in the content of education marketing. İt is a must fort he private education foundations which wat to be permanent and successful to apply the strategic marketing technipues truely, to know the target group, to choox the suitable target group, which suits their own expectati-ons and services and to maket hem feel their differences our arm of this study is evaluating the service marketing of education in terms of customers pleasure.

İn the first part of our study by scanning literaturebasic concepts about education sys-tem and information about Turkish Education syssys-tem has given. İn the second part it is in-formed about service marketing and in teh third part a questionnate exalmated the results is made.

İn the first part of our study, making the scan of literature is about the system of int-roduced, in the second part it is introduced service marketing and in the third part it is ma-de a questionnaire that is evaluated the results.

Key Words: Private Education, Foundation, Marketing, Customer Pleasure, Educa-tion.

(7)

İÇİNDEKİLER

BİRİNCİ BÖLÜM

TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ VE ÖZEL OKULLAR TEMEL KAVRAMLAR

BİLİMSEL ETİK SAYFASI……… II YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU……… III ÖNSÖZ/TEŞEKKÜR……….….. IV ÖZET……….………. V SUMMARY……….…….. VI İÇİNDEKİLER……….…………. VI TABLOLAR LİSTESİ……….. VIII

KISALTMALAR VE SİMGELER SAYFASI……….. X

GİRİŞ……….………... 1

1.1.Eğitimin Tanımı ve Önemi………... 2

1.2.Eğitim Türleri………...………... 3

1.2.1. Formal eğitim……… 3

1.2.2. İnformal Eğitim………. 4

1.3.Türk Eğitim Sistemine Bakış……… 4

1.3.1.Türk Eğitim Sisteminin Genel Yapısı……….………… 5

1.3.1.1.Anaokulu………...……….. 7

1.3.1.2.İlköğretim…………...……….……… 7

1.3.1.3.Ortaöğretim………. 8

1.3.2. Türk Eğitim Sisteminde Özelleştirme Politikaları………. 8

1.3.2.1. Stratejik Planda Eğitimde Özelleşme……….. 10

1.3.2.2. Kalkınma Planlarında Eğitimde Özelleştirme………. 12

1.4. Türk Eğitim Sistemi İçerisinde Özel Öğretim Kurumları……… 13

1.4.1. Özel Öğretim Kavramı……….. 13

1.4.2. Özel Öğretim Kurumu Tanımı ……….. 13

1.4.3. Özel Öğretim Kurumlarının Tarihçesi ……….. 14

1.4.4. Özel Öğretim Okullarının Yasal Dayanakları………... 14

1.4.5. Özel Okullarda Devlet Teşviki……….. 15

1.5. Dünya’da Özel Öğretim Kurumları……….. 16

1.5.1. ABD'nin Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri………. 17

1.5.2. Japonya'daki Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri……….. 18

1.5.3. İngiltere'deki Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri………. 18

1.5.4. Fransa'nın Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri……….. 19

1.5.5. Almanya'daki Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri……… 19

1.5.6. Hollanda'daki özel Okulların Eğitimdeki Yeri………. 19

İKİNCİ BÖLÜM EĞİTİM HİZMETLERİ PAZARLAMASI 2.1.Hizmetin Tanımı ……….………. 20

2.2.Hizmetin Özellikleri……….. 21

2.2.1.Dokunulmaz Olma... 21

2.2.2.Heterojen Olma………... 21

(8)

2.2.4.Dayanıksız Olma……… 22

2.2.5.Sahipsiz Olma………. 23

2.2. Eğitim Hizmetleri Sunan Tarafların Belirgin Özellikleri………. 23

2.3. Eğitim Hizmetlerinin Pazarlanabilirliği………... 24

2.4. Eğitim Hizmetleri Pazarlamasının Boyutları……… 25

2.5. Eğitim Hizmetlerinde Pazarlamanın Sağladığı Yararlar……….. 26

2.6. Eğitim Hizmetlerinde Pazarlama Stratejilerinin Seçimi………... 26

2.6.1. Kitle Pazarlaması ve Eğitim Tüketici Piyasası……….. 27

2.6.2. Hedef Odaklı Pazarlama Süreci ve Eğitim Tüketici Piyasası……… 27

2.6.2.1. Pazar Analizi………..… 27

2.6.2.2. Bölümlendirme……… 28

2.6.2.3. Hedef Pazar Belirleme……… 28

2.6.2.4. Konumlandırma……….. 29

2.7. Eğitim Hizmetlerinde Pazarlama Karması………... 30

2.7.1. Hizmet……… 31

2.7.2. Fiyatlandırma………. 31

2.7.2. Dağıtım……….. 32

2.7.3. Tutundurma……… 33

2.7.4. Fiziksel Ortam Katılımcılar (İnsan)……….. 33

2.7.5. Süreç Yönetimi……….. 34

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA HİZMET PAZARLAMASINA YÖNELİK BİR ALAN ARAŞTIRMASI 3.1. Araştırmanın Amacı ve Problemleri………. 35

3.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi………. 36

3.3. Araştırmanın Önemi………. 36

3.4. Araştırmanın Kapsamı ve Sınırlılıkları………. 37

3.5. Sayıltılar……… 37

3.6. Araştırmada kullanılan ölçekler ve verilerin toplanması……….. 37

3.7. Verilerin Çözümü………. 38

3.8. Bulgular……… 38

3.8.1. Araştırmaya Katılan Kişilerin Özelliklerine İlişkin Betimsel AnalizSonuçları……… 38

3.8.2. Faktör Analizi……….41

3.8.3. Güvenilirlik Analizi……….. 45

3.8.4. Normal Dağılım Analizi……… 45

3.8.5. Korelasyon Analizi……… 47

3.8.6. Ölçeği Oluşturan İfadelere İlişkin Analiz Sonuçları………. 51

3.8.7. Araştırma Hipotezleri………53

3.8.8. Toplanan Verilerle İlgili Olarak Yapılan Fark Testleri………. 54

SONUÇ VE ÖNERİLER………. 63

KAYNAKÇA……….. 65

EK-1………. 72

EK-2………. 73

(9)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1.1. Yıllara Göre Özel Okulların Diğer Okullar İçerisindeki Artış Yüzdesi 11

Tablo 1.2. Yıllara Göre Öğrenci ve Özel Okul sayıları ve Yüzdeleri………. 11

Tablo 1.3. Konya İli 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı Devlet Okulu ve Özel Okul Kurum, Öğretmen ve Öğrenci Sayıları………...….. 12

Tablo 3.1. Cinsiyete Göre Demografik Dağılım……… 38

Tablo 3.2. Yaşa Göre Demografik Dağılım………. 38

Tablo 3.3. Öğrenim Durumuna Göre Demografik Dağılım……… 39

Tablo 3.4. Aylık Gelire Göre Demografik Dağılım……….……... 39

Tablo 3.5. Okulun Tanınmasını Sağlayan Reklam Araçları ……….. 40

Tablo 3.6. Okulu Tercih Etmede Etkili Olan faktörler………... 40

Tablo 3.7. Okulu Tercih Etmekte Etkili Olan Faaliyetler….………. 41

Tablo 3.8.Müşteri Memnuniyeti Ölçeğine Ait Faktör Analizi ve Faktör Yükleri……… 42

Tablo 3.9. Tercih Nedeni Ölçeğine Ait Faktör Analizi ve Faktör Yükleri……….….….. .43

Tablo 3.10. Ölçek ve Boyutlarına Ait Cronbach’s Alpha Güvenilirlik Katsayıları ………..…..….. 44

Tablo 3.11 Müşteri Memnuniyeti Anketi Normal Dağılım Ölçüm Verileri………..… 46

Tablo 3.12. Tercih Nedeni Normal Dağılım Ölçüm Verileri………... 47

Tablo 3.13. Öğrenci İşleri ve Personel Memnuniyeti ile Tercih Nedeni Arasındaki İlişkiye Ait Korelasyon Analizi……….... 48

Tablo 3.14. Eğitim Öğretimden Memnuniyet ile Tercih Nedeni Arasındaki İlişkiye Ait Korelasyon Analizi……….……... 48

Tablo 3.15. Ulaşım İmkanlarından Memnuniyet ile Tercih Nedeni Arasındaki İlişkiye Ait Korelasyon Analizi……….. 49

Tablo 3.16. Okulun Fiziki Şartlarından Memnuniyet ile Tercih Nedeni Arasındaki İlişkiye Ait Korelasyon analizi………...49

(10)

Tablo 3.17 Kütüphane ve Laboratuvarlardan Memnuniyet ile

Tercih Nedeni Arasındaki İlişkiye Ait Korelasyon Analizi……….…….. 50 Tablo 3.18. Yeme İçme Faaliyetlerinden Memnuniyet ile

Tercih Nedeni Arasındaki İlişkiye Ait Korelasyon Analizi……….……... 50 Tablo 3.19. Sosyal Kültürel Etkinliklerden Memnuniyet ile

Tercih Nedeni Arasındaki İlişkiye Ait Korelasyon Analizi……….……... 51 Tablo 3.20 Tanıtım Faaliyetlerinden Memnuniyet ile

Tercih Nedeni Arasındaki İlişkiye Ait Korelasyon Analizi………..…... 51 Tablo 3.21Ölçeği Oluşturan İfadelere İlişkin

Analiz Sonuçları………... 52 Tablo 3.22 Müşteri Memnuniyeti ve Tercih Nedeni Analiz Sonuçları……..……. 55 Tablo 3.23 Müşteri Memnuniyeti Alt Boyutları İle

Tercih Nedenleri Arasındaki Korelasyon Analizi……….….. 56 Tablo 3.24 Müşteri Memnuniyeti İle

Tercih Nedenleri Arasındaki Genel Korelasyon Analizi………. 57 Tablo 3.25 Boyutların Cinsiyetlere Göre Fark Testi Sonuçları………... 57 Tablo 3.26 Boyutların Yaş Durumuna Göre Fark Testi Sonuçları……….……… 58 Tablo 3.27 Boyutların Öğrenim Durumuna Göre Fark Testi Sonuçları…………. 59 Tablo 3.28 Boyutların Eğitim Durumuna Göre PostHoc Testi Sonuçları…….…. 60 Tablo 3.29 Boyutların Gelir Durumuna Göre Fark Testi Sonuçları…………...…. 61 Tablo 3.30 Boyutların Gelir Durumuna Göre PostHoc Testi Sonuçları….…….. 62

(11)

KISALTMALAR VE SİMGELER

MEB: Milli Eğitim Bakanlığı DPT:Devlet Planlama Teşkilatı AB:Avrupa Birliği

OECD:Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü TED:Türk Eğitim Derneği

(12)

İRİŞ GİRİŞ

Çağımız iletişim ve bilişim açısından çok yüksek seviyelere ulaşmış, bunun neticesi olarak da tüm dünya tek bir pazar haline gelmiştir. Globalleş-me süreci yaşanırken ilerleyen teknoloji ve küresel rekabetin; çok boyutlu, değişim ve dönüşüm içinde hizmet sektörü önemli bir faaliyet alanı olarak konumlandırılmıştır. Gelişen teknoloji ve rekabetin birlikteliği işletmelerde verilen hizmetlerin çok kısa sürede taklit edilebilmesine imkan sunmaktadır, bunun sonucu olarak da işletmeler aynı hizmetleri sunan işletmeler haline gelmektedir. Hizmet işletmeleri kendilerine rakip firmalarla, farklılık oluştu-rabilmek, sürdürülebilirliklerini sağlamak ve kârlılık hedeflerine ulaşabilmek için müşteri odaklı düşünmek zorundadır. Bu durum son dönemlerde hızlı bir gelişim süreci gösteren ve pek çok aktöründe katılımıyla yoğun rekabet yaşa-yan eğitim sektörü içinde geçerlidir. Eğitim kurumları müşterileri olan öğren-cileri ve velileri pazarlama imkanlarıyla kurumlarını tercih ettirmek ve mem-nuniyeti sağlamak zorundadır. Öğrenciler ve velileri özel okul seçenekleri arasında en iyi olanı bulma çabası içindedirler. Tercih edilecek olan eğitim kurumuna olan güven bireyin motivasyonunu artıran pozitif bir duygudur.

Kurumda sunulan eğitim hizmetinin kaliteli olması eğitim kurumuna karşı aidiyet ve bağlılık duygusu sağlayacaktır. Günümüzde verilen eğitimin kaliteli olması tek başına yeterli değildir. Diğer hizmet işletmelerinden farklı olarak eğitim hizmetleri sunan işletmeler de hizmeti alan (öğrenci) ile hizme-tin alınmasına karar veren (veli) aynı anda ikna edilmek zorundadır. Bu se-beple kaliteli bir hizmetin yanında modern pazarlama stratejilerinin kullanıl-ması gereklidir. Öğrencilerin ve velilerin beklentileri sürekli artmaktadır. Beklenti ile algı arasındaki sıkı ilişki ve birbirini tamamlamaları öğrencilerde memnuniyet ve doyum sağlamaktadır. Eğitim hizmeti soyut bir kavram olma-sı nedeniyle elle tutulup gözle görülemez, öğrenciye bilgi ve beceri aktarmak amaçlanır. Eğitim hizmeti, hizmeti veren öğretmen, hizmeti alan öğrenci, sınıf ortamı vb. fiziksel ortama göre değişkenlik göstermektedir. Öğretmenin bilgi ve tecrübesi, konuları anlatış şekli, derste kullanılan materyaller eğitim hizmetini rakiplerinden farklı kılan faktörlerdir ve bunlar ayrılmaz bir bütün-dür, depolanma gibi bir ihtimali de yoktur. Bu sebeplerle eğitim sektöründe müşterilerinde memnun kalıp doyuma ulaşmaları için eğitim hizmeti sunan aktörlerin diğer sektörlerdeki aktörlere göre daha efor sarf etmeleri gerekmek-tedir.

(13)

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ VE ÖZEL OKULLAR, TEMEL KAVRAMLAR

Bu bölümde eğitimin tanımı, türleri, Türk Eğitim Sisteminin Genel Yapısı, Türk Eğitim Sisteminde Özelleştirme Politikaları ve Dünya Ülkelerinde Özel Eğitim kurumları hakkında bilgi verilmiştir.

1.1.Eğitimin Tanımı ve Önemi

Yeryüzünde öğrenme ve öğretme özelliği olan tek varlık insandır. İn-sanoğlu yaratılışından günümüze kadar hem eğiten hem de eğitilen olmuştur. Zaman içerisinde çevresindeki diğer insanlardan ve varlıklardan yaşamla ilgili bazı becerileri öğrenmiş, bu öğrendiği becerileri diğer insanlara öğretme yolu-na gitmiştir. Günümüzde gelinen teknolojik düzey, yaşamın ilk günlerinden bugünlere kadar kazanılan bu becerilerin toplumdan topluma aktarılarak elde edilmesinin bir sonucudur. Bu sonuç eğitim sayesinde gerçekleşmiştir (Ada vd., 2007: 23-24).

Toplumların eğitim vermedeki genel amaçları, yetişmekte olan yeni ne-sillere kültürlerini aktarmak ve yeni nesilleri gelecek yaşantılarındaki rollerine sağlıklı olarak hazırlamaktır. Bu bakımdan düşünüldüğü zaman eğitim, bireyle-re bilgi ve beceri kazandırmanın yanında, yaşadığı toplumun gelişmesini ve kalkınmasını sağlamaya etki edecek biçimde, nitelikli değerler üretmek ve va-rolan değerlerin korunmasını sağlama sorumluluğu vermektir (Varış, 1998: 19).

Eğitimin bir farklı amacı da, bireye yaşamını devam ettirmek için ge-rekli olan bilgiyi kazandırmaktır. Bu amaçla da bireylerin zihninin geliştiril-mesi ve yaşantısındaki durumlarla baş etgeliştiril-mesini sağlayacak bilgi ve becerilerin kazandırılmasıdır (Kale vd., 2007: 3).

Literatürde eğitim çeşitli şekillerde tanımlanmaktadır: Eğitim, bireyle-rin davranışlarında, kendi yaşantısıyla ve kasıtlı olarak gerçekleşen değişim sü-recini ifade etmektedir(Kaya, 1993: 11). Davranışın değişmesi ancak kişinin

(14)

kendi yaşantısı yoluyla olabilir. Kişinin davranışını değiştirmesinin eğitim ola-rak tanımlanabilmesi için değiştirilen davranışın kasıtlı ve istenilerek değişti-rilmesi gerekir. Eğitim, bunların belirli bir zaman dilimi içinde yer aldığı bir süreçtir (Başaran, 1993: 16).

Bir başka tanıma göre ise eğitim; genç kuşakların topluma ve insanlığa yarar sağlayacak bir biçimde yetişmeleri için onlara zihin ve beden gücü, so-rumluluk duygusu ve toplum yaşamına uyum kazandıran etkinliklerin tümüdür (Güleryüz, 2001: 17).

Eğitim, insanların davranışlarında oluşması beklenen değişmeler yada yeni kazandırılan davranışlardır. Eğitim sonunda gelişebilecek ve kazandırıla-cak davranışlar; bilişsel alan davranışları, bilginin edinilmesi ve uygulanmasına ilişkindir. Zihinsel yeteneklerle ilgilidir. İnsanların toplum içinde iyi bir statü kazanmalarında ön koşul eğitimdir (Başaran, 1987: 14).

Eğitime yönelik olarak yapılmış tanımların ortak yönlerini şu şekilde sı-ralayabiliriz:(Sönmez, 2003: 32-33).

Nesne olarak değerlendirilen insandır.

Nesne eğitime alınmadan yetersiz bir konumdadır. Nesne istendik yönde değiştirilmelidir.

Nesnenin eğitilebilmesi için çevre ayarlanmalı, etkin araç-gereç, stra-teji, yöntem, teknik vb. uyarıcılardan yararlanılmalıdır.

1.2.Eğitim Türleri

Eğitim süreci, formal eğitim ve informal eğitim olmak üzere iki türlü gerçekleştirilebilir. Eğitimin konusuna, amacına, eğitmen ve öğrencinin duru-muna göre eğitim modeli değişebilmektedir.

1.2.1. Formal eğitim

Bu eğitim modelinde bireyler önceden hazırlanmış programlar dâhilin-de ve öğretim yoluyla eğitilir. Okullarda verilen eğitim formal eğitimdir. Eği-tim sürecini öğretmen planlar, uygular ve izler. Süreç, eğiEği-tim sona erinceye ka-dar kontrollü olarak yürütülür. Süreç bazı aşamalarda ve süreç sonunda değer-lendirmeye tabi tutulur (Altunkaya, 1997: 35).

(15)

Formal eğitim iki alt aşamada gerçekleştirilir;

Örgün Eğitim: Okullarda uygulanan eğitimdir. Belli yöntem-lere göre verilir. Milli Eğitim sisteminin amaçları doğrultusunda hazırlanan eğitim programları çerçevesinde ve okul çatısı altında verilir. Okul öncesi, il-köğretim, ortaöğretim ve yüksek öğretim, örgün eğitim sisteminin aşamaları-dır.

Yaygın Eğitim: Yaygın eğitimde örgün eğitim gibi belirli bir program dahilinde yapılır fakat örgün eğitimden farkı her yaş kademesine açık bir öğretim olmasıdır. Halk eğitim merkezlerinde açılan kurslar yaygın eğitime örnektir. Bazı resmi ve özel kurumların yapmış oldukları hizmet içi eğitimlerde yaygın eğitim olarak nitelendirilebilir (Altunkaya, 1997: 37).

1.2.2. İnformal Eğitim

Herhangi bir plan veya amaç olmadan kendiliğinden gerçekleşen öğ-renme şeklidir. Kişi çevresiyle etkileşimi sırasında karşılaştığı durumlar saye-sinde farkında olmadan öğrenme gerçekleşir. Çocuklar yaşıtlarıyla oyun oy-narken, gençler ise içinde bulundukları grupla iletişim kurarken, dayanışma, yardımlaşma, işbirliği, kurallara uyma gibi yetkinlikler edinirler ve böylece sosyalleşirler. Bu öğrenme şeklinde okul, sokak, işyeri vb. her yer öğrenme ortamıdır. Bu öğrenme sürecinin en etkili yolu gözlem yapma ve taklit etme-dir. Köyde yaşayan çocuk tarımla ilgili bilgileri çevresinden edindiği bilgiler-le ve gözbilgiler-lembilgiler-leyerek öğrenir (Fidan, 2012: 5).

1.3. Türk Eğitim Sistemine Bakış

Eğitim sistemi, bir ulusun tüm fertlerinin eğitim haklarını gerçekleş-tirmek, eğitime olan ihtiyaçlarını gidermek ve devletin eğitimden beklediği faydaları sağlamak için devlet tarafından kurulan ve ülkenin bütününde yayı-lan eğitim kurumları ve okulların tamamını ifade eden sistemdir. Eğitim sis-teminin tanımından da anlaşılacağı gibi, eğitim sissis-teminin ulusal olması için bazı yasal ve anayasal koşulların gerçekleşmesi gerekir. Bu koşullar gerçek-leştirildiğinde okullaşma, ulusal bir eğitim sistemi özelliğine kavuşmuş olur. Bu koşullar şunlardır: (Başaran ve Çınkır, 2013: 74).

(16)

• Öğrenim fırsatı ve olanaklarını ulusun her üyesine ulaştırmak. • Ulusun üyelerinin eğitime olan gereksinimlerini karşılamak. • Ulusun yaşaması için gerekli olan insan gücünü yetiştirmek.

• Öğretimi ulusun bireylerine bir süre zorunlu ama yaşam boyu sunmak. • Sosyal hukuk devletinin bir gereği olarak parasız eğitim vermek. • Anayasa’daki eğitim amaçlarında gösterildiği gibi, bireylere laik, de-mokratik ve cumhuriyetçi bir eğitim gerçekleştirmek.

Milli Eğitim Bakanlığının görevlerini tanımlayan 1926 yılında çıkarılan 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Kanun’dan sonra bakanlığın örgüt yapısını kapsamlı bir şekilde yapılandıran ve değiştiren yasa, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamedir. Bu kararnameye göre Milli Eğitim Bakanlığı; Merkez Örgütü, Taşra Örgütü, Yurtdışı Örgütü ve Hizmet Birimleri olmak üzere dört bölümden oluşturulmuş-tur (MEB, 2011: 30).

11.04.2012 yılında yürürlüğe giren, 6287 sayılı 30.03.2012 tarihli İl-köğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunile birlikte zorunlu eğitim süresi 8 yıldan 12 yıla çıkarılmış ve bazı yeni uygulamaları beraberinde getirmiştir.

Ülkemizin eğitim sistemindeki hedefleri belirlenirken, OECD ülkeleri-nin eğitimde geldikleri seviyeler hedef olarak seçilmiştir. Bu süreçte ayrıca Okul-işletme işbirliği, AB programlarına katılım, Bologna sürecine katılım gibi birçok faaliyet imza atılmıştır (DPT, 2009: 79).

1.3.1. Türk Eğitim Sisteminin Genel Yapısı

Milli eğitim sistemimizin günümüzdeki yapısı 1793 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu kanun eğitim sistemimizin yasalaştırıl-ması açısından büyük önem arz etmektedir. Eğitim sistemi bireylerin eğitim ih-tiyaçlarını karşılayacak şekilde alt sistemlerden meydana gelmiştir. Türk Milli Eğitim Sistemi, bir bütün oluşturacak şekilde örgün ve yaygın eğitim olmak üzere iki ana bölümden meydana getirilmiştir. Örgün eğitim; okul öncesi eği-tim, ilköğreeği-tim, ortaöğretim ve yüksek öğrenim olarak kademelerden meydana gelmektedir. Yaygın eğitim ise, örgün eğitim kapsamına hiç girmemiş, eğitimn

(17)

herhangi bir kademesinde bulunan ya da bu kademelerin herhangi bir eğitim kademesinden ayrılmış bireyleri kapsamaktadır (Memduhoğlu, 2011: 5). Türki-ye’deki eğitim sistemi tablo 1.1’de görülmektedir.

Şekil.1.1.Türkiye’de Eğitim Sistemi

(18)

1.3.1.1. Anaokulu:

Milli Eğitim Temel Kanununda okul öncesi eğitim, zorunlu eğitim ça-ğına gelmemiş olan çocuklara velilerin istekleri doğrultusunda sunulan bir eği-tim basamağıdır. (Milli Eğieği-tim Temel Kanunu, madde 19). Çocukların okul öncesi eğitime başlama yaşı ana okulları ve ana sınıflarına göre değişiklik gös-termektedir. Bağımsız ana okullarında ve uygulama ana sınıflarında eğitim için yaş aralığı 37-66 ay arasındaki çocukları kapsamaktadır. İlkokullar bünyesinde yer alan ana sınıflarında ise 48-66 ay arasındaki çocukları kapsamakta-dır(MEB, 2013: 12). Okul öncesinde eğitim verecek okullar ana okulu, uygu-lama sınıfı, ana sınıfı şeklinde bağımsız veya bir okul bünyesinde kurulabil-mektedir.

1.3.1.2. İlköğretim:

İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun birinci maddesi ilköğretimin tanımı niteliğindedir. Bu madde: “İlköğretim, kadın erkek bütün Türklerin millî gaye-lere uygun olarak bedeni, zihni ve ahlaki gelişmelerine ve yetişmelerine hizmet eden temel eğitim ve öğretimdir.” (İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Madde 1) şeklinde ifade edilmiştir. Bu amaçları yerine getirmek için temel zorunlu eği-time ait ilk iki basamağı oluşturan 4 yıl süren ilkokul ve 4 yıl süren ortaokul eğitim sistemimize 30.03.2012 tarihindeki değişiklikle getirilmiştir. (İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Madde7). Milli Eğitim Temel Kanunu zorunlu eğitim yaşını 6-13 yaş aralığı olarak öngörmüştür. Bu süreç çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar ve 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter (Milli Eğitim Temel Kanunu, Madde 22).

“İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşur. Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında okul yönetimlerince lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur.

(19)

1.3.1.3. Ortaöğretim:

Zorunlu eğitimin son basamağını ortaöğretim oluşturmaktadır. Türk Millî Eğitim sisteminde ortaöğretim dört yıl süreyle zorunlu olarak uygulan bir eğitim seviyesidir. Ortaöğretim örgün eğitim ve açık öğretim şeklinde uy-gulanmaktadır. Bu okulları tamamlayarak mezun olanlara ortaöğretim diplo-ması verilmektedir (İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Deği-şiklik Yapılmasına Dair Kanun, madde 26).

İlköğretim sonrası her öğrenci, ortaöğretime geçiş yaparak eğitimlerini tamamlamak zorundadır. Bu zorunluluk örgün eğitim kurumlarında ya da ör-gün eğitimin dışına çıkan bireyler için açık lise eğitimi ile tamamlanmaktadır. Ortaöğretimde genel ortaöğretim kurumları üniversite eğitimine hazırlık ama-cını güderken meslekî ve teknik ortaöğretim kurumları ise üniversite eğitimi-ne hazırlığın yanı sıra ara eleman yetiştirilmesieğitimi-ne katkı sağlamaktadır.

Ortaöğretim seviyesinde okul çeşitliliği 2013 yılından itibaren azal-tılmaya başlanmış olup okul dönüşümleri 2014 yılında tamamlanmıştır. Okul-larda verilen eğitim türüne göre okullara isimlendirme yapılmaktadır. Ortaöğ-retim kurumlarından akademik eğitimi önde tutan okullara fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, anadolu liseleri, özel temel liseleri; sanat ve spor eğitimi ve-ren ortaöğretim kurumlarına, güzel sanatlar liseleri ve spor liseleri; meslekî ve teknik eğitim veren ve ara eleman yetiştiren ortaöğretim kurumlarına ise ana-dolu imam-hatip liseleri ve imam-hatip liseleri, meslek liseleri, teknik liseler, anadolu meslek liseleri,anadolu sağlık meslek liseleri örnektir.

1.3.2. Türk Eğitim Sisteminde Özelleştirme Politikaları

Genel anlamda eğitimde özelleştirme, eğitim hizmetini kamusal bir hizmet olmaktan çıkarıp, devletin eğitim alanına daha az müdahaleederek bu alanı kontrol etme noktasına getirmektir. Devletin eğitim konusundaki görev ve sorumluluğunun eğitim hizmetlerini piyasaya açarak özel sektör ve yerel yönetimlere yönetim, finansman ve içerik konularında devrini ifade eder (Se-ver, 2017: 55). Eğitimin finansmanı için ortaya konulan üç yaklaşım vardır:

(20)

1.Kamu finansmanı: Eğitim finansmanı kamu tarafından karşılanır. 2.Özel finansman: Eğitim finansmanı hizmeti alanlar tarafından karşı-lanır.

3.Karma finansman: Eğitim hizmetinden dolaylı ya da dolaysız olarak yararlananlar maddi anlamda bir bedel öder (Tural, 2002: 191-192).

Eğitim finansmanı için ortaya konulmuş olan modellerin oluşumunda eğitimin kamusal veya özel bir mal olarak değerlendirilmesi fikri yatar. Kamu faydası sebebiyle eğitim kamusal bir hizmettir(Adem, 1993: 92). Eğitim, hizmeti alanlar tarafından finansmanı sağlanması gereken özel bir maldır. Hesapçıoğlu vd. ise (1995: 149); Kamu maliyesi ve eğitim ekonomisinin sosyal bir hizmet, sosyal bir mal olarak kabul edilmesini ifade eder. Eğitimin okul öncesiyle başlayıp yükseköğretime kadar hem sosyal hem de özel bir tarafı olduğuna dikkat çekerek karma bir mal olduğunu ifade eder. Eğitimin kamusal, özel veya yarı kamusal bir mal olarak kabul edilmesinde, elde edilen sonucun top-lumsal veya bireysel fayda açısından bir değerlendirmesi yapılır (Edizdoğan, 2008: 25).

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk eğitim hizmetlerinin verilmesinde devlet imkânlarının yanında diğer kaynaklarında eğitime yönlendirilmesi düşüncesine sahiptir. Atatürk (1 Kasım 1925) tarihinde 3.yasama yılı TBMM açılış konuşmasında ülkenin varlıklı insanlarına; çocukların okutularak yetiştirilmeleri konusunda tavsiye-leri olmuştur (TBMM tutanak dergisi, 1925). Bunun temelinde yatan ana ne-den ise eğitim seviyesinin düşük ve okullaşmanın çok az olmasıdır.

Devlet eğitim sürecinde özel sektörün desteğini almak için, özel sek-törle ortak olarak 1928 yılında TED’i (Türk Eğitim Derneği) kurmuştur (Uy-gun, 2003: 114).

1980 Anayasası ile kamusal yönetim ve kurumların işlevleri yeniden tanımlanmıştır. Bu bağlamda 1961 Anayasası ile kamusal bir hizmet olarak tanımlanan eğitim özelleştirilerek, piyasalaştırma ve sermayeleştirme sürecine alınmıştır (Çam, 2006: 8). 1982 anayasası ile vakıf adı altında özel üniversiteler kurulmasına imkan tanınmıştır (Barlas, 2002: 134).

(21)

Türkiye’deeğitim sistemindeki bu değişimde EU, IMF ve WB uluslar arası aktörlerin etkisi yoğundur (Özdemir, Beltekin; 2012: 35). 24 Ocak ka-rarlarının kabulüyle birlikte, küresel güçlerin yapısal uyum programları ve eğitimde reform projeleri ile modernizasyon adı altında sürmektedir (Aksoy, 2011: 9).

1.3.2.1. Stratejik Planda Eğitimde Özelleşme

MEB 2010-2014 dönemini kapsayan stratejik planında: “Devletin dü-zenleyici, denetleyici ve destekleyici rolüyle çağın bütün teknolojik ve fizik-sel ortamlarını oluşturma esnekliğine sahip özel öğretim kurumlarında; top-lumun değişen ve çeşitlenen eğitim taleplerinin karşılanması, eğitim sistemi-mizin daha da gelişmesi ve özel öğretimin eğitim sistemi içerisindeki payının artırılması için özel sektörün finansal gücünü eğitim yatırımlarına dönüştür-mek” stratejik amaç olarak yer almıştır.

Bu amaçla ilgili olarak da;

• Özel sektörün finansal gücünden faydalanmak üzere Bakanlığımıza bağlı örgün özel öğretim kurum oranını %5.21’den plan dönemi sonuna kadar %9’a çıkarmak,

• Örgün eğitimdeki öğrenci sayısına göre özel öğretimin genel eğitimi-miz içindeki payını 2014 yılı sonuna kadar %2,76’dan %5’e çıkarmak,

• Ortaöğretim ve yükseköğretime hazırlık dershanelerinden özel okula dönüştürülebileceklerin tespit edilerek 2014 yılı sonuna kadar %70’inin öze-lokula dönüştürülmesinin teşvikini sağlamak, stratejik hedefler arasında yer almıştır.

2015-2019 dönemini kapsayan stratejik planda da özel okulları destek-leyen amaç ve hedefler yer almıştır. Bunlar; Özel öğretim kurumlarında Tür-kiye Yeterlilikleri Çerçevesindeki seviyelerde tanımlanan bilgi, beceri ve yet-kinliklere uygun eğitim-öğretim yapılacak ve süreç sonunda düzenlenen belge ve sertifikalar için standartlar geliştirilecektir. Özel sektörün eğitim ve öğre-timdeki payını artırmak amacıyla teşvik uygulamaları geliştirilecektir. Gelişti-rilen teşvik ve finansman uygulamalarının izlenmesi ve değerlendirilmesi güçlendirilecektir (MEB Stratejik Plan 2015-2019). MEB 2015-2019

(22)

döne-mine ait stratejik planında özel okulların payını arttırmayı stratejik hedefleri arasına almıştır.

Tablo.1.1.Yıllara göre özel okulların diğer okullar içerisindeki artış yüzdesi

Kaynak: MEB, 2015-2019 Stratejik Planı

Tablo 1.2.’de görüldüğü gibi 2014 yılında %9,16 olan okul öncesi eği-timin payını %23, ilkokulun payını % 3,31’den % 6’ya, ortaokulun payını % 3,51’den % 7’ye, ortaöğretimin payını ise % 4,78’den % 12’ye çıkarmayı he-deflemiştir.

Amaç ve hedeflere uygun olarak da 2012-2013 öğretim yılından itiba-ren özel okullarda okuyan ve şartları uygun olan öğitiba-rencilere eğitim öğretim desteği verilmeye başlanmıştır. Bu desteğe paralel olarak özel okul sayıları ve özel okullara devam eden öğrenci sayılarında önemli artışlar olmuştur.

Tablo.1.2. Yıllara Göre Öğrenci ve Özel Okul sayıları ve Yüzdeleri

Öğretim yılı Okul sayısı Öğrenci sayısı Öğretmen

sayısı Tüm eğitim kurum-ları içindeki yüzde-si

2015-2016 9.581 1.174.409 133.781 15.7 2016-2017 10.053 1.217.755 120.962 15,9 2017-2018 11.694 1.351.712 149.457 17,8

Kaynak:Meb, 2015-2019 Stratejik planı

Okul Türü 2012 2013 2014 2019 Özel öğre-timin payı Okul Öncesi 6.18 7.81 9.16 23 İlkokul 2.77 2.99 3.31 6 Ortaokul 3.16 3.51 7 Ortaöğretim 3.62 3.34 4.78 12

(23)

Tablo.1. 3. Konya İli 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı Devlet Okulu ve Özel Okul Kurum, Öğretmen ve Öğrenci Sayıları

KURUM TÜRÜ KURUM SAYISI ÖĞRENCİ SAYISI Resmi Özel

Genel

Toplam Resmi Özel

Genel Toplam OKUL ÖNCESİ 191 105 296 34.290 5.110 39.400 İLKOKUL 695 40 735 141.557 5.594 147.151 ORTAOKUL 383 45 428 93.005 7.551 100.556 İMAM HATİP

ORTAOKU-LU 168 168 53.345 53.345

GENEL ORTAÖĞRETİM 78 71 149 36.166 11.448 47.614 MESLEKİ VE TEKNİK

EĞİTİM 140 7 147 36.375 1.446 37.821 İMAM HATİP LİSESİ 64 64 23.700 23.700 YAYGIN EĞİTİM 36 359 395 0 0 0

KURUM 57 219 276 0 0 0

Genel Toplam 1.812 846 2.658 418.438 31.149 449.587

Kaynak: Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge biriminden alınmıştır.

1.3.2.2. Kalkınma Planlarında Eğitimde Özelleştirme

2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Planında “düşünme, al-gılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, demokratik değerleri ve millî kültürü özümsemiş, paylaşıma ve iletişime açık, sanat ve estetik duyguları güçlü, özgüven ve sorumluluk duygusu ile girişimcilik ve yenilikçilik özellik-lerine sahip, bilim ve teknoloji kullanımına ve üretimine yatkın, bilgi toplu-munun gerektirdiği temel bilgi ve becerilerle donanmış, üretken ve mutlu bi-reylerin yetişmesi” eğitim sisteminin temel amacı olarak yer almıştır.

Bu amacı gerçekleştirmek için, geliştirilen eğitim politikalarından bi-risi de eğitim hizmetlerinde alternatif finansman modelleri geliştirerek, özel sektörün eğitim kurumları açması, özel sektör ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine mali ve idari yönden aktif olarak katılımının sağlanmasıdır.

1.4. Türk Eğitim Sistemi İçerisinde Özel Öğretim Kurumları

1.4.1. Özel Öğretim Kavramı

İlk çağlardan itibaren insan ve toplum hayatında eğitimin önemi kav-ranmaya başlanmış bu amaçla bireylerin yetenek ve becerileri, sosyal statüleri

(24)

dikkate alınarak özel dersler verilmeye başlanmıştır. Özellikle devlet yöneti-minde üst düzeyde bulunan ve toplumda üst sınıf olarak kabul edilen zümre-lere ait ailelerin çocukları gelecekte sahip olacakları makamlara hazırlanmala-rı için idari, askeri, bilimsel veya dini alanlarda devrin tanınmış bilgilerinden ders aldıkları görülmektedir.

Zaman içerisinde bu uygulama genişlemiş “özel öğrenci”, “özel öğ-retmen”, “özel öğretim” kavramları ortaya çıkmıştır. Özel ders almaya olan talebin artması neticesinde özel okullar oluşmuş ve daha sonra özel öğretim kurumlarının ortaya çıkması zorunlu hale gelmiştir (Eren, 2005: 11).

1.4.2. Özel Öğretim Kurumu Tanımı

2007 yılında düzenlenen ve özel öğretim kurumlarının temel kanunu olarak kabul edilen 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu(ÖÖKK) özel öğretim kurumlarını, “Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılan okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kurslar, uzaktan öğretim yapan kuruluşlar, dershaneler, mo-torlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumları” olarak tanımlanmıştır. Ancak, “gerçek ve tüzel kişilerin, askeri okulların, din eğitimi ve öğretimi yapan özel öğretim kurumları ile emniyet teşkilatına bağlı okulların aynını veya benzerini özel öğretim kurumu olarak açamayacakları” hüküm altına alınmıştır (ÖÖKK. Md. 3).

Ayrıca, yalnız yabancı uyruklu öğrencilere eğitim hizmeti verecek olan milletlerarası öğretim kurumu (yükseköğretim hariç) yabancı uyruklu gerçek ve tüzelkişiler tarafından, doğrudan yadaTürk vatandaşlarıyla ortaklık şeklinde, Bakanlar Kurulu’nun izni ile açılabileceği belirtilmiştir (ÖÖKK. Md. 5/b).

Genel anlamda giderleri devlet tarafından karşılanmayan ve devlet okullarının dışında öğrenci alan ana okulundan üniversiteye kadar eğitim öğ-retim yapan kurumlar özel öğöğ-retim kurumu (özel okul) olarak

(25)

tanımlanmak-tadır. Bu kurumların sahipleri gerçek veya tüzel kişiler ya da yardım kuruluş-ları olabilirler(Uygun, 2003: 108).

1.4.3. Özel Öğretim Kurumlarının Tarihçesi

Özel öğretim kurumlarının tarihi Tanzimat Dönemiyle başlamıştır. Tanzimat dönemiyle yaygınlaşmaya başlayan özel okullar 1856 Islahat Fer-manı ile birlikte resmi belgelerde yer almaya başlamıştır.

Türklerin açtığı ilk özel okul ise devlet desteğiyle 1868 yılında açılan Galatasaray Sultanisidir. Bu okulda Osmanlıcılık bilincine uygun öğrenci ye-tiştirme amaç edinilmiştir. Özel girişimciler tarafından açılan ilk özel okul ise, 1884 yılında Şemsülmaarif adında açılan ve bugünkü ortaöğretim düze-yinde eğitim veren rüştiyedir. İstanbul’da 1903 yılında, ilk ve orta düzeyde eğitim veren 28 özel okul ve 4500 öğrenci mevcuttur. II.Meşrutiyet sonrası oluşan özgürlük ortamıyla birlikte bu sayı artışa geçmiştir (Uygun, 2003: 108-112).

18 Aralık 1965 tarihinde Özel Öğretim Kanunu yürürlüğe gir-miştir. Bu kanunla özel okulların uymak zorunda oldukları sorumlulukları, görevleri ve genel amaçları ayrıntılı biçimde belirlenmiştir. 1973 tarihli Milli Eğitim Temel Kanunu ile de özel okulların tamamen devletin denetimi ve kontrolü altında olduğu belirtilmiştir.

1982 Anayasasıyla Özel okul açmak serbest bırakılmıştır. Bu tarihten sonra yapılan bütün yeni düzenlemeler özel öğretim kurumlarının yaygınlaşması ve gelişmesini teşvik edecek niteliktedir (Uygun, 2003: 113-115).

1.4.4. Özel Öğretim Okullarının Yasal Dayanakları

Özel okullar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 42. maddesinde yer alan “Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.” hükmüne dayalı olarak, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında yer alır (MEB, 2016a).

(26)

5580 sayılı kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek ki-şiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılacak özel öğretim kurumlarına kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli, devri, personel çalıştırılması, kurumlara yapılacak mali destek ve bu kurumların eğitim-öğretim, yönetim, denetim ve gözetimi ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarının; eğitim-öğretim, yönetim, denetim, gözetim ve personel çalıştırılmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir (MEB, 2016a). Ayrıca özel okullar bir ticari kurum olarak da değerlendirildikleri için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tara-fından da denetime tabi tutulurlar.

1.4.5. Özel Okullarda Devlet Teşviki

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2015-2019 Stratejik Planı’nda özel sektö-rün eğitim yatırımlarının yeterli düzeyde olmaması tehdit olarak belirtilmiştir. Özel okulların sektördeki payının ve doluluk oranının yetersiz oluşu, eğitim-öğretim sisteminin sorunları alanı olarak tespit edilmiştir. Özel sektörün sis-temdeki payının artırmak amacıyla teşvik uygulamalarının geliştirilmesi bu uygulamaların izlenip değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi kararına varılmış-tır (MEB, 2015a).

Bu amaca uygun olarak Özel Öğretim Kurumları 5580 sayılı kanu-nunda 01 Mart 2014 tarihinde yapılan değişiklik ile özel okullarda okuyan öğrencilere eğitim-öğretim desteği verilmesi uygulaması yürürlüğe girmiştir (Resmi Gazete, 2014). Eğitim-öğretim desteği, yapılacak başvuru sonrası bu desteği almaya hak kazanacak öğrenciler için devletin özel okullara ödediği ücrettir.

Bu uygulama ilk defa 2014-2015 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konulmuştur. Bu uygulama ile okul öncesi 50.000, ilkokulda 75.000, lise-temel lisede 75.000 öğrenci olmak üzere toplam 250.000 öğrencinin eğitim-öğretim desteğindenyararlandırılması planlanmıştır. (MEB, 2014a). Fakat 2014-2015 eğitim öğretim yılında yeterli düzeyde başvuru olmaması sebebi ile 250.000 öğrenci yerine 180.000 öğrenciye bu destek verilmiştir(Avcı,

(27)

2015). 2015-2016 eğitim öğretim yılında boş kontenjanların tamamı doldu-rulmuştur.

2016-2017 öğretim yılında ise okul öncesinde 6.000, ilkokulda okuyan 14.993, ortaokulda 15.000, lisede 14.998 öğrenciye, temel lisede 23.992 öğ-renciye eğitim- öğretim desteği verilmiştir. Böylece eğitim-öğretim desteğin-den ilk yıl 180.000, ikinci yıl 250.000, üçüncü yıl yaklaşık 75.000 öğrenci ya-rarlanmıştır. Özel okullara devletin verdiği teşvikler, eğitim-öğretim desteği ve dershanelerin dönüşümü özel okulların sayısının artmasını sağlamıştır (Gülan, 2016). 2017-2018 eğitim öğretim yılında destek verilecek öğrenci sayıları ve destek miktarları Tablo 1.4 de görülmektedir.

Tablo 1.4. 2017-2018 eğitim öğretim yılında devlet teşviki verilecek öğrenci sa-yıları ve destek tutarları

S.No Okul Türü

Destek Tutarı (TL)

İlk Defa Destek Verilecek Öğrenci Sayısı

1 Okul Öncesi Eğitim Kurumu 3.060 6.000 2 İlkokul 3.680 15.000 3 Ortaokul 4.280 15.000

4 Lise 4.280 15.000

5 Temel Lise 3.680 24.000

Toplam 75.000

Kaynak: MEB 2015-2019 stratejik planı 1.5. Dünya’da Özel Öğretim Kurumları

Avrupa Birliği: bazı alanlarda zorunlu düzenlemeler getirmesine rağ-men, eğitim alanında farklılıkları zenginlik olarak görmesi nedeniyle işbirli-ğine dayanan bir yaklaşım göstermektedir (Gültekin vd., 2006: 147). Bu ne-denle her ülkede farklı bir uygulama görülebilir. 19.yüzyılın başlarından iti-baren ABD’de başlayan iktisadi faaliyetlerin piyasaya devredilmesi düşünce-sinin hakim olması neticesinde devletin yapmakla yükümlü olduğu bazı hiz-metlerin özel sektöre bırakılması fikri oluşmuştur.

ABD’de hakim olan düşünce Avrupa’dan farklı olarak; özel kuruluşla-rın, kamu kurumlarından daha etkin faaliyet göstereceği ve toplumsal fayda için daha uygun olacağıdır. Avrupa’da hakim olan düşünceyse ulaşım, enerji, savunma, haberleşme, eğitim ve sağlık hizmetlerini devletin sunması gerekli-liğidir (Emek, 2009: 17).

(28)

Özellikle eğitimin özelleştirilmesi ile ilgili görüş farklılıkları vardır. Eğitimde özelleşmenin eşitlik ilkesini ihlal edeceği, toplumda ayrıcalıklı sı-nıfların oluşabileceğini, eğitimin alınıp-satılan bir mal şekline dönüşebilece-ğini savunanlar eğitim hizmetlerinin devlet eliyle yürütülmesini benimsemek-tedirler. Devletler üzerlerindeki eğitim hizmetleri yükünü hafifletmek ve bü-yümüş fakat hantal bir yapı haline gelmiş eğitim sistemlerinden istedikleri sonuçları alamadıkları için eğitim hizmetlerinde özelleştirmeye destek ver-mektedirler(Hesapçıoğlu ve inandı, 2008). Hatta eğitimin bu hantal yapısın-dan istediği sonucu alamayan İngiltere ve ABD, özel sektördeki etkililik ve verimliliğin artışını sağlamak için toplam kalite yönetiminin eğitim hizmetle-rinde uyarlanmasında öncü olmuşlardır (Can, 2012: 95).

Eğitimin özelleşmesi devletin genel olarak doğrudan doğruya özel okullara yaptığı teşvikler ve yatırımlar veya özel müteşebbislerin devletten tamamen bağımsız olarak kendi sermayeleri ile kurdukları okullar şeklinde gerçekleşmektedir. Ayrıca ülkemizde olduğu gibi devletin bizzat velilere ver-diği teşvik uygulamaları şeklinde de olabilmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri-nin tamamında özel okul açma imkanı bulunmaktadır ve bu özel okulların çoğunluğu dini kuruluşlara yani kiliselere bağlı olan okullardır. Özel okul sta-tüsünde olan kilise okullarının hemen hemen hepsi devletten yardım alır (Ay-dın, 2004: 68).

1.5.1. ABD'nin Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri

ABD'de zorunlu eğitim yaşı 6-16 arasıdır.Öğrenciler ortaöğretim dahil 12 yıl eğitim alırlar. Eğitim devlet okullarında ücretsiz ve karmadır.

İlkokulda 6 yıl eğitim alan öğrenci 6 yıl ortaöğretimde eğitim alır, eği-tim eyaletlere göre farklılık gösterir.Orta okulda 3 yıl okuyan öğrenci lisede 3 yıl daha öğrenim görür, orta okulda 2 yıl eğitim alan öğrenc ise lisede 4 yıl eğitim alır. Böylelikle öğrencilerin eğitim süreci liseye kadar 12 yılda tamam-lanmış olur. Okullaşma oranı ilkokul ve ortaokulda %99, lisede ise %94’tür (Demirel, 1996: 65).

(29)

ABD'de özel okulların giderlerinin %26'sı devlet tarafından karşılanır (Bolay, 1996: 271).

1.5.2. Japonya'daki Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri

Japonya’da 1600-1868 yılları arası karışıklıklardan kurtulup barış ve istikrarın sağlandığı ve ortaçağdan yeniçağa geçtiği dönem olarak kabul edil-mektedir.Bu dönemde devlet okullarının yanısıraözel okullar da hizmet ver-meye başlamıştır. Japonya’daki hizmet veren eğitim kurumları 3 gruba ayrıl-maktadır. Bunlar; ulusal, yerel ve özel okullardır. Devletin resmi okulları ye-rel ve ulusal okullardır. Özel okullar ise kişiler veya vakıflar tarafından açılan okullardır (İpek, 2001: 175-187).

1.5.3. İngiltere'deki Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri

İngiltere’deki okullar; kamu okulları ve bağımsız okullar olmak üzere ikiye ayrılır. Bağımsız okullar özel okullardır ve genellikle 13-18 yaş arasın-daki öğrencilere hizmet verirler. Maddi anlamda devlete dayanmazlar, hayır kurumları ve vakıflar tarafından desteklenirler. Özel okulların bir kısmı kilise tarafından, bir kısmı da ticari amaçla kurulmuşlardır. Köklü bir geçmişe sahip özel okullar da mevcuttur. 20. yüzyılın başında kurulmuş ve yalnızca kızlara veya yalnızca erkekler hizmet veren özel okullarda mevcuttur ve halen varlık-larını devam ettirmektedirler (Kulaksızoğlu, vd., 1999: 10).

1.5.4. Fransa'nın Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri

Fransa'da zorunlu eğitim 6 yaşında başlar, 16 yaşına kadar sürer, eği-tim parasızdır. Eğieği-tim merkezi sistemle yönetilmekte iken, 1982 sonrasında bölgeselleşmeye gidilmiştir. Eğitimin finansmanı ve planlaması bölgesel ola-rak yapılmaktadır (Demirel, 1996 : 33).

Fransa’da özel okul açmak için bürokratik engeller azaltılmış ve iste-nen şartlar en asgari düzeye indirgenmiştir. Fransız yasalarına ve anayasaya saygılı olmak ve bina emniyetini sağladıktan sonra herkesin özel okul açma hakkı vardır. Özel kişilerin dışında kiliseler tarafından açılan ve işletilen özel

(30)

okullarda vardır. Devlet kilise okullarına mali destek sağlamaktadır (Eurydi-ce, 2016a).

1.5.5. Almanya'daki Eğitim Sisteminde Özel Okulların Yeri Özel öğretim kurumlarının Almanya'daki dağılımı eyaletten eyalete farklılık göstermektedir. Frankfurt’taki toplam okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerin % 32.81'i , Bonn’da % 5.92’sine Karlsruhe'de % 25.14'ü özel okullara aittir. Öğrencilerin Frankfurt'ta % 16.77'si, Bonn'da % 8.49'u, , ve Karlsruhe'de % 11.06'si özel okullarda okumaktadır.

Özel okullarda çalışan öğretmenlerin oranlarına bakıldığında, Frank-furt'taki öğretmenlerin % 11.72’si, Bonn'daki öğretmenlerin % 5.71'i, ve Karlsruhe'deki öğretmenlerin % 8.01'i özel okullarda çalışmaktadır (Kulaksı-zoğlu, 1999: 219-232).

1.5.6. Hollanda'daki özel Okulların Eğitimdeki Yeri

Hollanda eğitim sisteminin temel dayanağı anayasanın 23. Maddesi-dir. Bu maddeye göre devletin resmi ve özel kurumlara eşit olarak para deste-ği sağlama zorunluluğu vardır. Özel okullar devletin koyduğu kanunlara bağlı olmak kaydıyla kişiler tarafından kurulan fakat finansmanı devlet tarafından karşılanan kuruluşlardır. Bu kurumlar okulların kurucu üyelerince yönetilir. Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanlığının devlet okullar için koymuş olduğu te-mel standartlara göre eğitim öğretim faaliyetlerini yürütürler. (Genç, 2011: 41-42).

Hollanda hükümeti devlet okullarınıda özelleştirmek için çalışma yapmaktadır.1991 yılı verilerine göre Hollanda'da toplam okul sayısı içindeki yükseköğretim hariç özel okulların oranı % 68.89'dur. Toplam öğrencilerin içindeki özel okulda okuyan öğrencilerin payı %74,15, toplam öğretmenler içindeki özel okulda çalışan öğretmenlerin oranı %74,44'tür (Kulaksızoğlu, 1999: 219-232).

(31)

İKİNCİ BÖLÜM

EĞİTİM HİZMETLERİ PAZARLAMASI

Çalışmamızın ikinci bölümünde hizmetin tanımı ve özellikleri, eğitim hizmeti sunan tarafların belirgin özellikleri, eğitim hizmetleri pazarlamasının boyutları, eğitim odaklı pazarlama süreci ve eğitim tüketici piyasası, eğitim hizmetleri pazarlama karması hakkında bilgi verilmiştir.

2.1. Hizmetin Tanımı

Hizmet ; başkaları için yapılan, mali bir değeri olan ve üretilme amacı ticari olan faaliyet ve uğraş alanı olarak tanımlanmaktadır (Goedkop vd..,1999: 36). ISO ise,hizmeti; müşterilerin gereksinim duydukları ihtiyaçları gidermek için yapılan faaliyetleri kapsayan temelinde müşteri olan bir ürün çeşidi olarak tanımlamaktadır(ISO 9000: 2005).

Teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesi hizmet sektörünü de olumlu yönden etkilemiştir(İslamoğlu vd., 2011: 3). Dünya son globalleşme sürecine girmiştir ve bunun sonucu olarak da hizmet sektörü öne çıkmaya başlamıştır. Teknoloji alanındaki gelişmeler hizmet sektörünün gelişmesini zorunlu hale getirmiştir. Pazarlamacılar eski yöntemleri kullanmayı sürdürürken bir müd-det sonra teknolojiyi kullanmak zorunda kalmışlardır. Teknoloji artık hayatın her alanına girmiştir ve pazarlama sektörü de bundan nasibini almıştır.

İnovasyon kavramı son yıllarda önemle bir etken olarak çok sayıda sektörde uygulanmaya başlamıştır. İnovasyon girişimciler tarafından sektör-lerdeki değişimi kendi lehlerine çevirmek için, farlılık oluşturan bir araç ola-rak kullanılır (Uğur, 2014: 43).

İnovasyon hizmet sektörünü de etkilemiştir ve hizmet sektöründe de yenilikler baş göstermeye başlamıştır. Hizmet sektöründe yapılan inovasyon çalışmaları, ürün sektöründe yapılan inovasyon çalışmalarıyla karşılaştırıldı-ğında hizmet sektöründe yapılan inovasyonunun daha farklılaşmış bir şekilde karşımıza çıktığını görmekteyiz. Hizmet inovasyonu dediğimiz zaman yeni bir hizmet, hizmet sektöründe yeni yaklaşımlar, hizmetlerin çağa uygun

(32)

ola-rak farklı şekillerde sunulması ve hizmet dağıtımındaki değişikler anlaşılmak-tadır (Uğur, 2014: 43).

Pazarlama tarihinde mal ve hizmet kavramları birbiriyle karıştırıl-maktaydı, fakat hizmet sektöründeki gelişmeler neticesinde mal ve hizmet kavramı ayrı ayrı değerlendirilmeye başlamıştır. Hizmetler kendilerini has özellikler taşıması nedeniyle mal kavramından ayrışmaktadır, bunun neticesi olarak da hizmet pazarlama çeşitlerinde farklılığa neden olmuştur. (Bardakoğ-lu, 2016 : 124-132).

2.2. Hizmetin Özellikleri

Mal ve hizmetin, imal edilmesi, satışa sunulması ve kalite ile ilgili özellikleri yönünden birbirinden ayrılmasının nedeni, hizmetin fiziki olarak hissedilememesi kendine has bir takım farlılıklarının olmasıdır. Hizmetin pa-zarlama durumunu etkileyen ve papa-zarlama literatüründe yer alan beş ana özel-liği vardır. Bunlar şunlardır;(Özyılmaz ve Ölçer, 2008: 104-105).

2.2.1. Dokunulmaz olma:

Hizmetler fiziksel unsurlardan ziyade, “performans ” şeklinde sunul-malarından dolayı, ürünlerde olduğu gibi elle temasla veya görme gibi değer-lendirmeye alınamazlar. Bu sebepledir ki teşhir edilme gibi bir imkanları yok-tur. Hizmetler ancak tüketimden sonra değerlendirilebilmektedir, tüketimden önce hizmetlerin değerlendirilme gibi bir imkanları yoktur (Mucuk, 2009: 307). Hizmeti tüketimden önce ölçmenin tek yolu daha önce bu hizmeti almış olan kişilerden veya kuruluşlardan hizmetle ilgili yorumları almakla yapılabi-lir (İslamoğlu vd., 2006: 19). Ayrıca hizmetlerin sayılabilme ve ölçülebilme gibi bir imkanları da yoktur (Tek, 1999: 429).

2.2.2. Heterojen olma:

Hizmetlerin hetorejenliği dendiği zaman birbirleriyle farklılık göster-meleri anlaşılmaktadır. Hizmetlerin bu özelliğe sahip olmalarından dolayı belli bir kalıba yada standarda oturtmak imkanı çok zordur. Diğer bir şekilde ifade edersek; hizmetlerin içeriği ve kalite standartları, hizmet sunandan

(33)

su-nana, müşteriden müşteriye ve hatta günden güne farklılık gösterebilir (Ka-rahan, 2006: 54).

Bu sebeplerle belli bir kalite ve standartta hizmeti sunmak mümkün değildir. Heterojenlik özelliği yalnızca hizmeti sunan kişi yada kuruluşlardan kaynaklanmaz. Hizmetin kalitesini belirlerken her müşteri kendine göre bir değerlendirmede bulunmaktadır. Bu nedenle hizmetlerin heterojenliği her müşteriye göre de farklılık arz etmektedir. Aynı zamanda bu durum müşteri-nin sadece değerlendirmesinde değil, fiyat konusunda da müşterileri etkile-mektedir. Fakat tüm bu olumsuzluğa rağmen farkındalık açısından değerlen-dirildiğinde hizmetlerde farkındalık oluşturup daha yüksek memnuniyet ka-zandırmak daha kolay olacaktır.

Diğer yandan hizmetlerin heterojen olması hizmeti sunan kişi yada kuruluşların personellerinin kalifiye olmasını zorunlu kılmaktadır. Buda per-soneli seçerken, eğitirken, personele ödenen ücret konusunda ve perper-sonelin işe motive edilmesi konusunun önemini artırmaktadır.

2.2.3. Üretim ve tüketimin eş zamanlı olması

Mallar üretilirken üretim yeri ayrı bir yerde tüketim yeri ise ayrı bir yerdedir bu nedenle müşteriler sadece malı alırken karşılaşırlar. Müşteriler malın üretim yerini ve üretim aşamasını görmezler. Hizmetlerin ise üretildiği yerde tüketilme gibi bir özellikleri vardır. Bu sebeple hizmetlerin üretim aşa-ması da dahil bütün aşamalarda müşteri vardır. Ve müşteri bütün aşamalarını görür. Genellikle hizmeti üreten ve sunan kişi aynıdır. Ve hizmetin sunumunu yapan kişi, hizmetin bir parçası halindedir. Hizmet ve hizmetin sunumu yapan kişi birbirinden ayrılamaz (Sevimli, 2006:5-6).

2.2.4. Dayanıksız olma

Hizmetlerde dayanıksızlık özelliği, depolanamamaları, bekletileme-meleri, iade imkanının olmaması ve başka birine satılamaması anlamını ifade etmektedir. Üretildiği zaman satılamayan hizmet daha sonra satıla-maz(Özgüven,12008:5654). Hizmetlerin dayanıksız olması müşteriyideğilhizmeti

(34)

üretenleri ilgilendirir. Hizmet sektörü performansa dayalı bir sektör olması nedeniyle hizmet kalitesi dayanıksızlık özelliğiyle doğrudan ilgilidir. Hizmet-ler geçici olarak yapılan faaliyetHizmet-lerdir (Kemerlioğlu, 2014: 30).

2.2.5. Sahipsiz olma

Herhangi bir ürünü satın alan kişi o malı sahiplenmiş olur, istediği zaman tekrardan kullanabilir ama hizmeti alan kişi yalnızca belli bir süre o hizmetten faydalanır sahiplenemez. Örnek vermek gerekirse kafede oturan birisi wi-fi den faydalanır ama kafeden çıkınca kullanım hakkı biter(Öztürk, 2003: 12). İşletmelerin varlıklarını sürdürmeleri ve kârlılıklarını artırmalarında kalite hizmet ve ürün işletmeler açısından oldukça önemlidir. Ancak hizmetin özelliklerinden dolayı hizmet sektöründe kalite kavramı daha çok önem ka-zanmaktadır (Özyılmaz ve Ölçer, 2008: 107).

2.3. Eğitim Hizmetleri Sunan Tarafların Belirgin Özellikleri Amacı kâr olmayan kurumların verdiği eğitim hizmetlerinin özellikle-rini şu şekilde sıralayabiliriz;(Çelebi, 2004: 23-25).

 Piyasa koşullarına uygun olarak hareket etme: Özel eğitim hizmeti sunan kuruluşlar, belirli bir ücret karşılığında ve devletin belirlediği yasal çerçeve kapsamında, eğitim konusundaki taleplere uygun nicelik ve ni-telikteki arz politikasıyla, diğer eğitim veren özel eğitim kurumlarla rekabet içinde faaliyetlerini yürütmektedir. Yeterli talep olması durumunda yeni yatı-rımlarla arzını artırmakta, yeterli talep olmaması durumunda sistem içinde yok olmaktadır.

 Kurumlar giderlerinin büyük bir kısmını eğitim hizmetinden faydalananlardan karşılar. Devlet giderlerini finanse edebilmek için vergi al-maktadır. Eğitim hizmeti sunan kurumlar giderlerini yalnızca hizmeti talep edenler vasıtasıyla karşılamaktadır.

 Özel eğitim sunan sektörlerde yönetim sistemleri: Özel öğre-tim kurumlarında bürokrasi yoğun bir şekilde bulunmaz. Bu nedenle değişim-lere kolayca ayak uydurabilirler. Çalışanların yönetimde söz sahibi olmalarını

(35)

sağlamak için çeşitli kurullar oluşturabilirler. Akademik personelin kararları alırken söz hakkı vardır, bu nedenle motivasyonları artmakta ve kendilerini daha sorumlu hissetmektedirler.

 Motivasyonun artması aynı zamanda işe bağlılık, toplam kaliteye ulaşmada yoğun çaba, kurum içindeki çatışmaların olmaması gibi güzellikleri de beraberinde getirmektedir. Bunun sonucu olarak da eğitimin sürekli ve et-kin bir şekilde yapılması gerekmektedir.

 Belirli hizmetlerin sunulması: Özel eğitim veren kurumlar, piyasaya göre hareket etmektedirler. Bunları veliler ve öğrencilerin talep ve isteklerine göre yerine getirmektedirler.

 Çeşitli kanun, yönetmelik ve kurullarla denetimleri: Eğitim kurumları faaliyetlerini eğitim verdikleri toplumun kültürlerine ve kanunlarına uygun eğitim vermek zorundadırlar. Buda toplumun eğitilmesi açısından çok önem-lidir.

2.4. Eğitim Hizmetlerinin Pazarlanabilirliği

Eğitim hizmetleri toplumun sosyal yapısını ilgilendirmektedir, bu ne-denle sosyal hizmetler kategorisine giren bir hizmet çeşididir. İnsanlar önce-likli olarak yeme-içme, sağlık ve barınmaya gereksinim duyar. Bunlar insan-ların ilk öncelikli olarak ihtiyaç duyacağı alanlardır. Bu açıdan düşündüğü-müz zaman eğitim ikinci kategori hizmet türü olarak değerlendirilebilir (Ka-rahan, 2000: 26).

Pazarlama; belirli bir değişimin tarafında olan herkesin, taleplerini tatmin etmeyi kendine amaç edinmiş ve insanların taleplerine ulaşmalarını kolaylaştıran performanslar olarak anlaşılmaktadır. Bu sadece kâr amacıyla kurulmuş kuruluşlar değil kâr amacı gütmeyen kuruluşlar içinde aynıdır. Çünkü kâr amacı gütmeyen kuruluşlar da değişime ayak uydurmak zorunda-dır.

(36)

Mesela, eğitim veren kurumların geneli, bazı öğrencilerin paraları kar-şılığında verdikleri hizmeti almalarını sağlarken, bazı öğrencilerin ise ders ça-lışmaya ayırdıkları zaman karşılığında hizmet sunarlar (Tek, 1999: 438).

Hizmet sunan sektörlerin gelişmesiyle birlikte; eğitim hizmetleri alanı da özel işletmelerin, kamu kurumlarından daha ağırlıklı olarak verilen bir hizmet konumuna gelmiştir. Bu gelişmelerin sonucunda, bu hizmeti alan çev-relerin sunulan hizmetlerin kalitesindeki beklentileri artmıştır. Beklentilerin artması beraberinde hizmeti sunan işletmelerin yeni geliştirilen pazarlama tekniklerini kullanmalarını gündeme getirmiştir. Hizmeti talep eden öğrenci ve veliler daha yüksek seviyede bir kalitede hizmet talep etmeye başlamış-lardır.

Eğitim hizmeti sunan işletmeler bir yandan kaliteli hizmet vermeye başlarken, diğer yandan yaptıkları hizmetin reklamında da yeni model pazar-lama tekniklerini kullanmaya başlamışlardır. Bu durum pazarda rekabetin artmasına neden olmuştur. Gelişen teknolojiyle beraber artan rekabet ortamı işletmeleri bu şekilde davranmaya zorlamaktadır. Bunun dışında hareket eden işletmelerin, ayakta kalmak ve müşteri bulmak gibi bir şansları kalmamakta-dır (Torlak, 2001: 397-398).

2.5. Eğitim Hizmetleri Pazarlamasının Boyutları

Eğitim hizmetlerinin ana eksendeki pazarlama çalışmalarına yönelik cevaplarını: Bireysel güdülenme, dışsal güdülenme, tam güdülenme ve güdü-lenmeme olarak dört gruba ayırabiliriz(Foskett, 1997: 205, aktaran Çelik, 2000:116-117).

Bireysel güdülenme: Bu grubu oluşturan okullar, kendileri dışındaki herhangi bir şeyin etkisi olmadan, kendi kendilerine coşku içinde pazarlama çalışmalarına katılırlar. Kurumların kendi içinde olan bu motivasyon, örgütsel değişmenin ana yönlendiricisidir. Bu okullar kendi bünyelerinde hizmet içi eğitim eğitimleri ve pazarlama grupları oluşturarak, SWOT analizi yaparlar.

(37)

Dışsal güdülenme: Bu güdülenme türündeki okullar, eğitim hizmeti veren bireylerin gruba bağlılıklarını veya istek düzeylerini dikkate almadan, politik ve ekonomik çevrelerin etkisiyle pazarlama etkinlikleri yaparlar.

Tam güdülenme: Bu grubu oluşturan okullar, hem dışsal etkilerden hem de içerdeki motivasyondan sonuçlar çıkararak, bunu değerlendirirler ve bu sonuçlara göre pazarlama sürecine katılırlar. Bu tür okulların değişime is-tekli olması, güçlü de olsa dış etkilere karşı koyabilmesini sağlar.

Güdülenmeme: Bu okullar, ne pazarlamayla ne de pazarlama yakla-şımının kabul ettiği dış güçlerle ilgilenmez. Bu okullar çevrelerine bağlı ola-rak yarışma eksikliği içindedir. Pazara odaklanma ve yarışmaya bağlı bir kül-tür geliştirmemişlerdir. Bu külkül-tür en alt düzeydedir.

2.6. Eğitim Hizmetlerinde Pazarlamanın Sağladığı Yararlar Pazarlama uygulamaları eğitim kurumlarına şu yararları sağlamakta-dır(Sütlaş, 2010: 36).

 Stratejileri geliştirme ve planlama konusunda etkinlik sağlar.

 Kurumlar için satış planları ve uygulamaları değiştirmek için bir sis-tem sağla (Mucuk, 2009: 49).

 Sorunların çözülmesi için çözümsel bir boyut sağlar.

 İşletme kaynaklarını etkin ve planlı bir şekilde kullanılması için bir sistem sağlar.

 İşletmenin kaynaklarını artırmak ve pazardaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için gerekli yetenekleri sağlar.

Pazarlama eğitim sektörünün bugünkü sorunları için, basit, hızlı ve kolay bir çözüm sunamaz. Fakat etkin olarak uygulanması, kurumlar için çok önemli faydalar sağlayabilir (Sütlaş, 2010: 36).

2.7. Eğitim Hizmetlerinde Pazarlama Stratejilerinin Seçimi

Pazarlama yaklaşımı: Kurumların amaçlarını gerçekleştirebilmek için, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına odaklanarak, bütünleşik bir pazarlama

Şekil

Tablo 3.17 Kütüphane ve Laboratuvarlardan Memnuniyet ile
Tablo 1.2.’de görüldüğü gibi 2014 yılında %9,16 olan okul öncesi eği- eği-timin payını %23, ilkokulun payını % 3,31’den % 6’ya, ortaokulun payını %  3,51’den % 7’ye, ortaöğretimin payını ise % 4,78’den % 12’ye çıkarmayı  he-deflemiştir
Tablo 1.4. 2017-2018 eğitim öğretim yılında devlet teşviki verilecek öğrenci sa- sa-yıları ve destek tutarları
Tablo 3.1. Cinsiyete Göre Demografik Dağılım
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Sınava girdikleri bu sınıfların salon numaralarının yalnızca bir tane asal çarpanı olduğuna göre bu salon numaralarının en büyük ortak böleni kaçtır. “Zafer,

Kültürel etkinlikler kapsamında katılımcılara, ikinci günün akşamında Kenter Tiyatrosu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından organize edilen Türk Somut

Araştırma sonunda Devlet ve Özel hastanelerde hasta memnuniyeti ile ilgili olarak; genelde katılımcıların Devlet hastanelerine göre Özel hastanelerden daha fazla

ŞEMSETTİN SAMİ’NİN YETİŞTİĞİ DEVİR Tanzimat ..7. 63 Tiyatro

Laboratuvar özellikleri hiponatremi, hiperkalemi, metabolik asidoz, yüksek plazma aldosteron ve düşük renin düzeylerine rağmen oluşan yüksek üriner sodyum ve

Despite the similar underlying inflammatory mechanisms and close rela- tionship between heart failure (HF) and AF, previous studies were usually only related to iron

Dikey psikolojik şiddetten farklı olarak örgüt içerisinde aynı statüde bulunan kişilerin birbirlerine uyguladıkları olumsuz tutum ve davranışları ifade etmekte olan yatay

sistemlerinden Mach3 cnc kontrol makinelerinin yapımına, Plc ve Hmi programlamadan basınçlı araç yıkama otomasyon ve otomat sistemlerine, topraklama ölçüm ve danışmanlık