• Sonuç bulunamadı

İsmailoğlu üzüm tipinde bazı kalite artırıcı uygulamaların verim ve verim unsurları üzerine etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İsmailoğlu üzüm tipinde bazı kalite artırıcı uygulamaların verim ve verim unsurları üzerine etkileri"

Copied!
60
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İSMAİLOĞLU ÜZÜM TİPİNDE BAZI KALİTE ARTIRICI UYGULAMALARIN VERİM VE VERİM UNSURLARI ÜZERİNE ETKİLERİ

Yaşar ÖNAL

YÜKSEK LİSANS TEZİ Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

Ocak-2016 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)
(4)

ÖZET

YÜKSEK LİSANS TEZİ

İSMAİLOĞLU ÜZÜM TİPİNDE BAZI KALİTE ARTIRICI

UYGULAMALARIN VERİM VE VERİM UNSURLARI ÜZERİNE ETKİLERİ Yaşar ÖNAL

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

Danışman: Doç. Dr. Aydın AKIN 2016, 60 Sayfa

Jüri

Prof. Dr. Önder TÜRKMEN Doç. Dr. Harun ÇOBAN Doç. Dr. Aydın AKIN

Özet: Bu çalışma, 2013 yılı vejetasyon periyodunda Nevşehir ili’nde yerli köklü üzerinde

yetiştirilen 15 yaşındaki İsmailoğlu (Vitis vinifera L.) üzüm tipinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, Kontrol (K), 1/3 Salkım Ucu Kesme (1/3 SUK), Sürgün Ucu Alma (SUA), 1/3 SUK+SUA, TKİ-Hümas (Topraktan), TKİ-Hümas (Yapraktan), TKİ-Hümas (Topraktan+Yapraktan), 1/3 SUK+TKİ-Hümas (Topraktan), 1/3 SUK+TKİ-Hümas (Yapraktan), 1/3 SUK+TKİ-Hümas (Topraktan+Yapraktan), SUA+ TKİ-Hümas (Topraktan), SUA+TKİ-Hümas (Yapraktan), SUA (Topraktan+Yapraktan), 1/3 Hümas (Topraktan), 1/3 Hümas (Yapraktan), 1/3 SUK+SUA+TKİ-Hümas (Topraktan+Yapraktan) uygulamalarının İsmailoğlu üzüm tipinde verim ve verim unsurları üzerine etkileri incelenmiştir. En yüksek üzüm verimi (16.15 kg/asma) TKİ-Hümas (Topraktan) uygulaması ile; en yüksek salkım ağırlığı (652.39 g) 1/3 SUK+UA uygulaması ile; en yüksek tane ağırlığı (4.19 g) 1/3 SUK+UA+TKİ- Humas (Yapraktan) uygulaması ile; en uzun tane (18.02 mm) UA+TKİ- Humas (Topraktan) uygulaması ile, en geniş tane (17.78 mm) 1/3 SUK+UA+TKİ- Humas (Yapraktan) uygulaması ile; en yüksek pH (3.55) 1/3 SUK uygulaması ile; en yüksek o

Briks (21.63) K uygulaması ile; en yüksek Titrasyon Asitliği (%0.70) K uygulaması ile; en yüksek olgunluk indisi (44.06) 1/3 SUK uygulaması ile; en yüksek şıra randımanı (810.00 ml) UA+TKİ- Humas (Yapraktan) uygulaması ile; en yoğun L* renk değeri (42.04) TKİ- Humas (Topraktan+Yapraktan) uygulaması ile; en yoğun a* renk değeri (2.60) 1/3 SUK+TKİ- Humas (Topraktan) uygulaması ile; en yoğun b* renk değeri (7.16) 1/3 SUK+TKİ- Humas (Topraktan) uygulaması ile elde edilmiştir. İsmailoğlu üzüm tipinde, üzüm verimini artırmak için TKİ-Humas’ın topraktan uygulaması tavsiye edilebilir nitelikte bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler: İsmailoğlu, 1/3 cluster tip reduction, shoot tip reduction, TKI-Humas, yield, quality

(5)

ABSTRACT MS THESIS

THE EFFECTS OF YIELD AND YIELD COMPONENTS OF SOME QUALITY

INCREASE APPLICATIONS ON İSMAİLOGLU GRAPE TYPE

Yaşar ÖNAL

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE IN HORTICULTURAL DEPARTMENT

Advisor: Assoc. Prof. Dr. Aydın AKIN

2016, 60 Pages Jury

Prof. Dr. Önder TÜRKMEN Assoc. Prof. Dr. Harun ÇOBAN Assoc. Prof. Dr. Aydın AKIN

This study was conducted İsmailoğlu (Vitis vinifera L.) grape type and its vine which was aged 15 was grown on its own root in a vegetation period of 2013 in Nevşehir province. In this research, it was investigated whether the applications of Control (C), 1/3 cluster tip reduction (1/3 CTR), shoot tip reduction (STR), 1/3 CTR+STR, TKI-Humas (Soil), TKI-Humas (Foliar), TKI-Humas (Soil+Foliar), 1/3 CTR+TKI-Humas (Soil), 1/3 CTR+TKI-Humas (Foliar), 1/3 CTR+TKI-Humas (Soil+Foliar), STR+TKI-Humas (Soil), STR+TKI-Humas (Foliar), STR+TKI-Humas (Soil+Foliar), 1/3 CTR+STR+TKI-Humas (Soil), 1/3 CTR+STR+TKI-Humas (Foliar), 1/3 CTR+STR+TKI-Humas (Soil+Foliar) on yield and yield components of İsmailoğlu grape type. The results were obtained as the highest grape yield (16.15 kg/vine) with TKI-Humas (Soil), as the highest cluster weight (652.39 g) with 1/3 CTR+STR, as the highest berry weight (4.19 g) with 1/3 CTR+STR+TKI-Humas (Foliar), as the longest berry (18.02 mm) with Humas (Soil), as the widest berry (18.02 mm) with STR+TKI-Humas (Soil), as the highest pH (3.55) with 1/3 CTR, as the highest oBrix (21.63%) with C, as the highest Titratable Acidity (0.70%) with C, as the highest maturity index (44.06) with 1/3 CTR, as the highest grape juice yield (810.00 ml) with STR+TKI-Humas (Foliar), as the highest intensity of L* color (42.04) with TKI-Humas (Soil+Foliar), as the highest intensity of a* color (2.60) with 1/3 CTR+TKI-Humas (Soil), as the highest intensity of b* color (7.16) with 1/3 CTR+TKI-CTR+TKI-Humas (Soil) applications. To increase the grape yield of İsmailoğlu grape type can be recommended TKI-Humas-Soil application was found quality.

Keywords: İsmailoglu, 1/3 cluster tip reduction, shoot tip reduction, TKI-Humas, yield, quality.

(6)

ÖNSÖZ

Bu çalışmayı yapmama fırsat veren, tez çalışmalarımı yönlendiren, bana araştırmalarımda bilgi ve tecrübeleri ile yol gösteren, her zaman destekleyen, karşılaştığım sorunların çözülmesinde yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Sayın Doç. Dr. Aydın AKIN’a teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.

Arazi çalışmalarımın birçok aşamasında bana destek olan babam Ömer ÖNAL’a ve arazi sahibi Kemal BİLGİÇ’e teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunarım.

Yaşamım boyunca her aşamada bana destek olan, ilgilerini ve yardımlarını esirgemeyen değerli annem Hatice ÖNAL ve babam Ömer ÖNAL’a en içten teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunarım.

Yaşar ÖNAL KONYA-2016

(7)

İÇİNDEKİLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi İÇİNDEKİLER ... viii SİMGELER VE KISALTMALAR ... ix 1. GİRİŞ………1 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI ... ..3 3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 12 3.1. Araştırma Yeri………..…12

3.1.1. İklim ve toprak özellikleri..…….……..……….16

3.1.2. Araştırma bölgesi bağ durumu …..…………...……….…………..…17

3.2. Materyal…...…….………...18

3.3. Yöntem..……….19

3.4. Üzümde İncelenecek Değerler……...………...21

3.4.1.Üzüm verimi…….……...………...21 3.4.2. Salkım ağırlığı……….……….21 3.4.3. Salkım uzunluğu…………..….……….………...21 3.4.4. Salkım genişliği……...……….………...21 3.4.5. Tane ağırlığı…….……….21 3.4.6. Tane uzunluğu...……….………...21 3.4.7. Tane genişliği………...21

3.4.8. Tane uzunluğu / tane genişliği…….…….……….…...21

3.4.9. pH………..……….…..21

3.4.10. Suda çözünür kuru madde (0Brix)…..………...21

3.4.11. Titrasyon asitliği..…….……….……….….21

3.4.12. Olgunluk indisi…….…….……….……….…....21

(8)

3.4.13. Şıra randımanı……….………...…...21

3.4.14. Renk parametrelerinin belirlenmesi……….…...……….………...…22

3.4.14. 1. Tane kabuk rengi….…..………..…....24

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA………..…...25

4.1. Üzüm Verimi….………..…...25 4.2. Salkım Ağırlığı…….………...26 4.3. Salkım Uzunluğu…….……….…….…...28 4.4. Salkım Genişliği…….………..…...29 4.5. Tane Ağırlığı……….………...……30 4.6. Tane Uzunluğu……….………...31 4.7. Tane Genişliği……..………...………..32

4.8. Tane Uzunluğu / Tane Genişliği……….………...34

4.9. pH…….………..……..….35

4.10. oBrix……….………...36

4.11. Titrasyon Asitliği………...…...37

4.12. Olgunluk İndisi (oBrix / TA)..………...39

4.13. Şıra Randımanı...………...40

4.14. Tane Kabuk Rengi……….…….……41

4.14.1. L renk değeri………..….….…………..…...42 4.14.2. a renk değeri……….……….…….…………....……..43 4.14.3. b renk değeri………….……….…….………...…...44 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER………...…..……….46 5.1. Sonuçlar……….………...46 5.2. Öneriler………...…...47 KAYNAKLAR………...48 ÖZGEÇMİŞ………...51 viii

(9)

SİMGELER VE KISALTMALAR Kısaltmalar o C : Santigrat Derece g : Gram kg : Kilogram m : Metre mm : Milimetre cm : Santimetre

pH : Hidrojen İyonu Konsantrasyonu % : Yüzde

0

Brix: Toplam Suda Çözünebilir Kuru Madde TA: Titre Edilebilir Asitlik

FAO : Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu

TKİ-Hümas : Türkiye Kömür İşletmeleri-Hümik Madde K: Kontrol

1/3 SUK: 1/3 Salkım Ucu Kesme UA: Sürgün Ucu Alma

(10)

1. GİRİŞ

Bağcılık, ülkemizde önemli geçim kaynaklarının başında gelmekte olup, en çok yetiştirilen meyve türünüde üzüm oluşturmaktadır. Üzüm başlıca sofralık, kurutmalık ve şaraplık olarak değerlendirilmekle beraber, meyve suyu üretiminde ve yöresel olarak farklı değerlendirme şekilleri de mevcuttur. Dünya’da yaklaşık 7 milyon hektarlık bağ alanından yaklaşık 77 milyon ton üzüm üretilmektedir (Fao, 2013). Dünya bağ alanı ortalama verimi 1100 kg/da’dır. Türkiye, Dünya bağ alanı içinde 467.093 ha ile 5. sırada, 4.175.356 ton üzüm üretimi ile de 6. sırada yer almaktadır. Türkiye’nin ortalama dekara verimi yaklaşık 894 kg’dır. Nevşehir’de 181.491 da alanda bağcılık yapılmakta ve bu alandan ise 119.302 ton üzüm üretimi gerçekleştirilmiştir. Nevşehir’in dekara verimi ise yaklaşık 657.34 kg’dır (Tüik, 2014). Nevşehir’de bağ alanı değerlendirme şekline göre sırasıyla, şaraplık, sofralık ve kurutmalık çeşitlerden oluşmaktadır.

Asmanın yaşına, verim durumuna, sulama, gübreleme, terbiye sistemine, sıra arası ve sıra üzeri durumlarına bağlı olarak en uygun ürün yükünün verilmesi yani asmaya en uygun sayıda gözün kış budaması ile yüklenmesi, yaprak alma, uç alma, tepe alma, koltuk alma, salkım seyreltmesi, tane seyreltmesi , bilezik alma gibi uygulamaların yanı sıra, değişik büyüme düzenleyiciler de toprak ve yapraktan yapılabilmektedir.

Son yıllarda yapraktan büyüme düzenleyici uygulamaları giderek artış göstermektedir. Tek bir uygulama şekli yapılabildiği gibi, birden çok uygulama bir arada da uygulanarak üzüm verimi ve kalitesi, salamuralık asma yaprağı verimi ve kalitesi üzerine etkileri incelenebilmektedir. Bu amaçla, asmalarda verim ve kaliteyi artırmaya yönelik birçok araştırma gerçekleştirilmiştir.

Bir kısım hormonlar bitkide teşvik edici etkide bulunurken diğer bir kısım ise engelleyici etkide bulunurlar. Bu nedenle hormonları sadece ‘teşvik edici kimyasallar’ olarak değerlendirmekten ziyade, kimyasal düzenleyiciler olarak adlandırmak daha doğru olur. Aynı hormon, bir bitkinin farklı dokularında değişik tepkiler verebilir veya aynı dokunun farklı gelişme devrelerinde etkili olabilir (Kumlay ve Eryiğit, 2011).

Hümik maddelerin bitki gelişimini uyarıcı etkisinin makro besin elementlerinin alımının arttırılması ile ilişkili olduğu bildirilmiştir (De Kock, 1955). Hümik maddelerin iyon değişimini etkileyerek, doğrudan bitki besin maddelerini yarayışlı forma dönüştürmeleri ile olabileceği gibi; mikrobiyal aktiviteyi artırarak bunların sonucunda

(11)

oluşan hormonlarla dolaylı olarak bitki gelişimini teşvik ettiği de bildirilmiştir (Vaughan ve Mc Donald, 1976).

TKİ HÜMAS, Ülkemizin en büyük kamu kuruluşlarından olan Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü (TKİ) tarafından sahip olduğu leonardit ve düşük kaliteli linyitlerden üretilen, %12 hümik ve fulvik asit içeren sıvı bir doğal organik toprak düzenleyicisidir. Tabiatta bulunan bütün organik maddelerin içerisinde hümik ve fulvik asitler mevcuttur. Ancak şuana kadar yapılan çalışmalara göre %40-90 arasında değişen oranla en yüksek hümik ve fulvik asitler içeren organik madde tam linyitleşmemiş kahverengi kömür (genç linyit) diğer bir isimle leonardit’tir (Gezgin ve ark., 2012).

Birim alandan verimi artırmak için tüm bitkilerde olduğu gibi bağlarda da farklı uygulamalar yapılmaktadır. Fakat gereğinden fazla kullanılan kimyasal maddeler toprak, su ve hava kirliliğine yol açmaktadır. Ayrıca, ürünlerde kalıntı sonucu ihracat olumsuz etkilenmekle beraber, insan sağlığını da tehdit etmektedir.

Bu çalışma, İsmailoğlu üzüm tipinde 1/3 Salkım Ucu Kesme, Sürgün Ucu Alma, Topraktan ve Yapraktan TKİ-Hümas uygulaması ve bunların kombine uygulamalarının üzüm verimi ve kalitesi üzerine etkilerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.

(12)

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI

Ilgın (1997)’ın Yuvarlak çekirdeksiz üzüm çeşidinde farklı düzeyde somak seyreltmelerin ürün yükü ve kalitesi, vegetatif gelişme, göz verimliliği ve kalem kalitesi üzerine etkilerini araştırdığı bir çalışmada, aşılı ve aşısız Çekirdeksiz üzüm çeşidine ait iki bağ yer almış, bu bağların somakları %25, %50 ve %75 oranlarında seyreltilmiştir. Aşılı bağda tüm seyreltme uygulamaları, aşısız bağda ise %50 ve %75 somak seyreltmeler yaş üzüm verimini azaltmıştır. Aşılı bağda tüm seyreltme uygulamaları, aşısız bağda ise %50 ve %75 somak seyreltmeler kuru üzüm verimini azaltmıştır. Aşısız bağda somak seyreltmeler kuru üzümdeki tane iriliğini artırmıştır. %75 somak seyreltmesi uygulaması aşılı bağda kuru üzüm tip numarasını azaltmıştır. %25 somak seyreltme ise aşısız bağda tip numarasını artırmıştır.

Çoban (2001)’in Yuvarlak çekirdeksiz üzüm çeşidinde, ince koruk döneminde salkımın ucunun kesilmesi, bayraktan bilezik alınması ve her ikisinin birlikte uygulanması şeklinde bir çalışma gerçekleştirmiştir. Kontrol asmaları ile kıyaslandığında tüm uygulamalar 5-7 gün erkencilik sağlamışlardır. Bilezik alma uygulaması, salkım ağırlığını ve salkımdaki tane sayısını en fazla arttıran uygulama olmuştur. En yüksek tane ağırlığı, tane hacmi ve tanenin saptan ayrılma kuvveti değerleri ince koruk döneminde uygulanan bilezik alma + salkım ucu kesimi kombinasyonundan elde edilmiştir.

Dardeniz (2001)’in Amasya ve Cardinal üzüm çeşitlerinde, tam çiçeklenme döneminden bir hafta önce farklı seviyelerde yapılan somak seyreltme uygulamalarının üzüm verimi ve kalitesi ile birlikte vegetatif gelişmeye etkileri, ayrıca 140 Rugeri ve 1103 Poulsen Amerikan asma anaçlarında, sürgünlerin bir metre uzunluğa erişmesiyle birlikte farklı seviyelerde yapılan sürgün seyreltme uygulamalarının anaçların vegetatif gelişimlerine etkileri araştırılmıştır. Yapılan denemelerde, üzüm çeşitlerine kontrol, %30 ve %60 oranlarında 3 farklı somak seyretme düzeyi uygulanmıştır. Amerikan asma anaçlarında, her anaç gövdesi üzerinde kontrol, 4, 8 ve 12 sürgün bırakılarak, 4 farklı seyreltme düzeyi denenmiştir. Cardinal üzüm çeşidinde, 100 tane ağırlığı, somak seyreltme uygulamaları sonucu artarken, Amasya üzüm çeşidinde değişmemiştir. Ortalama salkım ağırlığı, Amasya üzüm çeşidinde, %60 oranında yapılan somak seyreltme uygulaması sonucunda artış gösterirken, Cardinal üzüm çeşidinde değişmemiştir. Cardinal üzüm çeşidinde, % SÇKM değerleri, somak seyreltme uygulamaları sonucunda artış göstermiş, Amasya üzüm çeşidinde değişmemiş, titre

(13)

edilebilir asit değerleri ise, somak seyreltme uygulamaları sonucu düşüş göstermiştir. Amasya üzüm çeşidinde %60 oranında yapılan somak seyreltme uygulaması, Cardinal üzüm çeşidinde somak seyreltme uygulamaları sonucunda, olgunluk indisi (% SÇKM/Asit) değerleri artış kaydetmiştir. Somak seyreltme uygulamaları, iki üzüm çeşidinde de omca başına üzüm verimini düşürdüğünü rapor etmiştir.

Yuvarlak çekirdeksiz üzüm çeşidi üzüm salkımlarına değişik dozlarda (%1, %2, %3) ve zamanlarda (çiçekten önce, %75 çiçeklenme, ince korukta, çiçeklenme öncesi ve ince korukta) potasyum nitrat (KNO3) uygulaması yapılan bir çalılmada; salkım ağırlığı, salkımdaki tane sayısı, tane ağırlığı, tane hacmi, tane eni, tanenin saptan ayrılma kuvveti ve çekirdeksiz kuru üzümde randıman değeri en yüksek olarak, % 1 potasyum nitrat (KN03) dozunun çiçeklenme öncesi + ince koruk döneminde uygulanması kombinasyonundan elde edildiği bildirilmiştir (Çoban, 2002).

Aşılı ve aşısız çekirdeksiz bağlar üzerinde 3 farklı ürün yükünün (45, 75 ve 105 göz/asma) ürün verimi ve üzüm kalitesi; sofralık, kurutmalık ve şaraplık üzüm özelliklerini araştırmışlardır. Araştırma Manisa’da Yuvarlak Çekirdeksiz üzüm bağlarında yürütülmüştür. Aşılı bağlarda, ürün yükü artışına paralel olarak verim de artmıştır. Sofralık olarak değerlendirilen üzümlerde minimum ve maksimum ürün yükü arasında %116 düzeyinde bir ürün farkı olmuştur. Fakat toplam çözünebilir asitler ve kusurlu salkım sayısı %6.3 ve %30.1 arasında azalmıştır. Kuru üzüm randımanı %31.1 artmıştır. Aynı zamanda ürün yükü artışına paralel olarak uyanmayan göz sayısı %46.2 düzeyinde artmıştır. Aşısız bağlarda, sofralık üzümlerde minimum ve maksimum üzüm verimi arasında %96’lık bir fark oluşmuştur. Fakat toplam çözünebilir asitler %8.7 oranında azalırken, kusurlu salkım sayısı %81.8 oranında artmıştır. Kuru üzüm rekoltesi ürün yüküne paralel olarak %45.1 artarken, verimlilik %4.1 oranında artmıştır. Örneğin, uyanmayan göz sayısı ürün yüküne paralel olarak %72.6 artmıştır (Çoban ve Kara, 2002).

Türkkan (2003)’ın Kalecik (Ankara) koşullarında yetiştirilen, 7 yaşında, 2x3 m aralıkla dikilmiş değişik terbiye sisteminde ve anaçlar üzerinde aşılı bulunan standart sofralık üzüm çeşitlerinden Alphonse Lavallee, Cardinal, Razakı, Gül üzümü ve Çavuş 'da değişik yaz budamalarının etkilerini araştırmak üzere yapılmıştır. I. Uygulama grubunda; aynı anaç (41B) üzerine aşılı Alphonse Lavallee, Cardinal ve Razakı 'da uç alma, tepe alma, salkım seyreltme ve tane seyreltmenin değişik tiplerinin etkileri incelenmiştir. II. Uygulama grubunda; farklı anaçlar üzerinde yetiştirilen beş üzüm çeşidinde bu yaz budamalarının etkileri ve bunların anaçlara göre etkilerinin değişimleri

(14)

incelenmiştir. Denemelerde verim ve 11 kalite parametresi üzerine uygulamaların etkileri araştırılmış; denemeler faktöriyel düzende tesadüf bloktan deneme desenine göre kurulmuştur. 2001-2002 kış döneminde oluşan şiddetli olanlar nedeniyle ilk yıl denemeye alınan üç çeşitten ikisi (A. Lavallee ve Cardinal) denemeden çıkarılmış; ikinci yıl denemeye Gül üzümü ve Çavuş üzüm çeşitleri alınmıştır. Uygulamaların etkileri, çeşit, anaç ve uygulama tiplerine göre farklılıklar göstermiştir. Özellikle uygun zamanlarda yapılması koşulu ile arzu edilen verim ve kalitenin oluşmasını sağlayan tepe ve uç alma uygulamaları tavsiye edilebilir nitelikte bulunduğunu tespit etmiştir.

Çelik (2003)’in Aydın ili koşullarında aşısız ve 1613 C ve 1616 C anaçları üzerine aşılı Yuvarlak Çekirdeksiz çeşidinde, tepe almanın, faklı budama şarjı uygulamalarının ve anaçların, üzüm verim ve kalitesi ile vejetatif gelişmeye etkileri üzerine yapılan bir araştırmada, tepe alma uygulaması aşısız ve 1616 C üzerine aşılı Yuvarlak Çekirdeksiz çeşidinde üzüm verimi, kalitesi ile vejetatif gelişmeyi etkilemez iken, 1613 C üzerine aşılı ve yüksek şarjda budanmış asmalarda üzüm verimi ve kalitesini azaltmıştır. Üzüm verimi ve kalitesinin artışının sağlanması bakımından aşısız ve 1616 C üzerine aşılı asmaların yüksek şarjdan (78 göz/asma), 1613 C üzerine aşılı asmalarında normal şarjdan (52 göz/asma) budanmasının daha iyi sonuç verdiği, bu şekildeki uygulamaların vejetatif gelişme üzerinde de olumlu etki yaptığı saptanmıştır. Düşük şarj (26 göz/asma) uygulaması her durumda üzüm verim ve kalitesi üzerinde olumsuz etkiler yapmıştır. Üzüm verim ve kalitesi yönünden aşısız ve anaçlar üzerine aşılı asmalarda farklılık olmamış, yalnız aşısızlarda üzümler daha geç olgunlaşmışlardır. Vejetatif gelişme ise en fazla aşısız asmalarda olmuş bunu sırası ile 1616 C ve 1613 C üzerine aşılı olanlar izlemiştir.

Akın (2003)’ın Horoz Karası (Ermenek) üzüm çeşidinde yapmış olduğu ürün yükü ve TARİŞ-ZF yaprak gübresi uygulaması ile yaş üzüm verimi, salkım ağırlığı, 100 tane ağırlığı, tane sap bağlantı kuvveti, şıra randımanı ve çubuk ağırlığı değerleri artmıştır. Fakat, tane eni, tane boyu, tane boy-en oranı, toplam şeker, toplam asit, olgunluk indisi, uyanmayan göz sayısı değerlerinin ise azaldığı bildirilmiştir.

Ege bölgesinde, yuvarlak üzüm çeşidin de (Vitis vinifera L.) yapraktan farklı dozlarda KNO3 uygulamalarının üzüm verimi ve baz kalite özelliklerine (pH, suda eriyebilir toplam kuru madde, titre edilebilir asitlik) etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Deneme dört tekerrürlü olarak düzenlenmiştir. KNO3 uygulamalar (0 - 1: %1.0 - 2: %1.5 - 3: %2.0) yapraktan çiçeklenme öncesi, çiçeklenme sonrası ve ben düşme dönemlerinde üç kez yapılmıştır. Uygulamaların Akkeçili ve Tepeköy bağ

(15)

alanlarında yaş üzüm verimi, suda eriyebilir toplam kuru madde miktarı , titre edilebilir asitlik ile sadece Tepeköy deki bağ alanında pH üzerine istatistiki olarak önemli düzeyde etkilediği saptanmıştır. Her iki bağ alanında (Tepeköy ve Akkeçili) en yüksek yaş üzüm verimi %1 lik KNO3, en yüksek suda çözünebilir toplam kuru madde ve titre edilebilir asitlik %2 KNO3 uygulamalarından elde edildiği saptanmıştır (Aydın ve ark., 2005).

Çoban ve ark. (2005), bağ alanlarının geniş yer kaplayarak bağcılık merkezlerinden biri olan ve Yuvarlak çekirdeksiz üzüm çeşidinin (Vitis vinifera L.) yoğun olarak üretildiği Manisa’nın Alaşehir ilçesinin Kemaliye yöresinde yapraktan farklı dozlardaki demir (Fetrilon-13) uygulamalarının verim ile bazı kalite özellikleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla araştırma yapılmıştır. Tesadüf blokları deneme desenine göre beş tekerrürlü olarak kurulan denemede Fe uygulamaları Fetrilon-13 şelat formunda yapraktan 4 farklı seviyede ( 0-%0.05-%0.10-%0.15 Fe ) 3 farklı dönemde uygulanmıştır. Yapraktan farklı dozlarda demir uygulamaları kontrole göre yaş üzüm verimi (kg), suda çözünebilir toplam kuru madde (%), 100 tane ağırlığı (g), pH ve titre edilebilir asitlik (%) özellikleri üzerinde olumlu yönde etkiler yapmıştır. Verim, 100 tane ağırlığı ve suda eriyebilir toplam kuru madde açısından demir dozlarına bağlı önemli düzeyde artışlar iki nolu dozda (% 0.10) elde edilmiştir. Ayrıca yapraktan Fe uygulamalarına bağlı olarak yaprağın (aya, sap) toplam Fe ve yaprak ayasının aktif Fe içeriklerinin de arttığı saptanmıştır.

Yaşar (2005)’ın hümik asit uygulamasının Erçiş üzüm çeşidinde verim, salkım ağırlığı, tane ağırlığı ve şıra oranı üzerine istatistiki olarak etkisinin olmadığı, ancak SÇKM ve toplam asitlik üzerine etki ettiği tespit edilmiştir. SÇKM oranı hümik asit uygulamalarıyla artarken, toplam asitlik oranının ise düştüğü belirlenmiştir.

Ateş ve Karabat (2006)’ın sofralık üzüm üretiminde yaşanan sorunlar ve Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidinde kaliteyi arttırmaya yönelik uygulamalar ile ilgili çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada sofralık üzüm üretimi ve pazarlanması konusunda yaşanan mevcut problemler ve olası çözüm yolları üzerinde durulmuştur. Sofralık üzümün kalitesini arttırmaya yönelik uygulamalar, 41 B Amerikan Asma anacı üzerine aşılı 2.0x3.0 m sıra üzeri sıra arası mesafede tesis edilen Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidinde gerçekleştirilmiştir. Parsellere kaliteli sofralık üzüm elde etmek için; GA3, salkım seyreltme, uç kesme, yaprak alma v.b. ile kontrol uygulaması 2 yıl süreyle yapılmıştır. Sonuç olarak Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi için ihracata yönelik kaliteli sofralık üzüm uygulama modeli ortaya konulmuştur.

(16)

Ateş ve ark. (2009)’nın Sultani çekirdeksizde tane tutumu döneminde 1/3 oranında salkım ucu kesme yapılarak tane seyreltme ve %25 oranında yaprak alma, ben düşme döneminde 1000 ppm ethrel uygulamalarının üzüm verimi ve kalitesi ile vejetatif gelişme etkilerini araştırmıştır. Salkım ağırlığı, 100 dane ağırlığı, olgunluk indisi, SÇKM, renklenme ve kış gözlerinde verimlilik artmış. Asit miktarı, sap bağlantı kuvveti, tane eti sertliği azalmış ve 11 günlük erkencilik sağladığı bildirilmiştir.

Ateş (2008)’in Cardinal üzüm çeşidinde tane tutumu döneminde sürgün başına bir salkım kalacak şekilde salkım seyreltme ve %25 oranında yaprak alma, ben düşme döneminde 1000 ppm ethrel uygulaması; Pembe Gemre ve Sultani Çekirdeksizde tane tutumu döneminde 1/3 oranında salkım ucu kesilmesi şeklinde tane seyreltme ve %25 oranında yaprak alma, ben düşme döneminde 1000 ppm ethrel uygulamaları ve bu uygulamaların kombinasyonlarının üzüm verimi ve kalitesi ile vegetatif gelişmeye etkileri araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir: 1. Cardinal çeşidinde yapılan uygulamalar sonunda üzümlerde salkım ağırlığı, SÇKM, olgunluk indisi, renklenme ve kış gözlerinde verimlilik artmış, üzümlerde asit miktarı, sap bağlantı kuvveti, tane eti sertliği azalmış ve erkencilik sağlanmıştır. Üzüm verimi, salkım eni, boyu ve en/boy oram, tane eni, boyu ve en/boy oranı, 100 tane ağırlığı, asmanın vegetatif gelişmesi ve dalların yedek besin maddesi içeriği ise etkilenmemiştir. 2. Pembe Gemre çeşidinde yapılan uygulamalar sonunda üzümlerde, üzüm verimi, salkım ağırlığı, salkım boyu ve en/boy oranı, 100 tane ağırlığı, SÇKM, olgunluk indisi, renklenme ve kış gözlerinde verimlilik artmış, üzümlerde asit miktarı, sap bağlantı kuvveti, tane eti sertliği azalmış ve erkencilik sağlanmıştır. Salkım eni, tane eni, boyu, tane en/boy oranı, asmanın vegetatif gelişmesi ve dalların yedek besin maddesi içeriği ise etkilenmemiştir 3. Sultani Çekirdeksiz çeşidinde yapılan uygulamalar sonunda üzümlerde, salkım ağırlığı, 100 tane ağırlığı, SÇKM, olgunluk indisi, renklenme, ve kış gözlerinde verimlilik artmış, üzümlerde asit miktarı, sap bağlantı kuvveti, tane eti sertliği azalmış ve erkencilik sağlanmıştır. Üzüm verimi, salkım eni, boyu ve en/boy oranı, tane eni, boyu ve en/boy oranı, kış göz verimliliği, asmanın vegetatif gelişmesi ve dalların yedek besin maddesi içeriği ise etkilenmemiştir.

Abd El-Razek ve ark. (2010)’nın Crimson Seedless üzüm çeşidinde yaprak alma ve salkım seyreltme uygulamaları ile salkım ağırlığı, salkım büyüklüğü, tane büyüklüğü, tane rengi, S.Ç.K.M., şıra randımanı, meyve kalite değerlerinin artmış olduğu, olgunlaşma sürecinin hızlandığını, asitlik değerinin ise azaldığını rapor etmişlerdir.

(17)

Akin (2011a)’ın Horoz Karası ve Gök üzüm çeşitlerinde yapılan bir çalışmada, kontrol (K), 1/3 Salkım Ucu Kesme (SUK) ve 1/3 SUK+ Hümik Asit (HA) uygulamalarının üzüm verimi ve kalitesi üzerine etkileri araştırılmıştır. 1/3 SUK uygulaması ile Gök üzüm çeşidinde üzüm verimi, olgunluk indisi değerleri; 1/3 SUK+HA uygulamaları ile Horoz Karası çeşidinde üzüm verimi, tane ağırlığı, tane kırmızı ve mavi renk yoğunluğu değerlerini artırdığı bildirilmiştir.

Akın (2011b)’ın Müşküle sofralık üzüm çeşidinde yapmış olduğu çalışmada, kontrol (K), 1/3 Salkım Ucu Kesme (SUK), 1/3 SUK+Hümik Asit (HA) uygulamalarının üzüm verimi ve kalitesi üzerine etkileri incelenmiştir. 1/3 SUK uygulaması ile üzüm verimi, salkım ağırlığı, 0Brix, TA ve L* renk değeri artmıştır. 1/3 SUK+HA uygulamaları ile üzüm verimi, tane uzunluğu/tane genişliği ve b* renk değerinin arttığını belirtmiştir.

Akin ve ark. (2012)’nın Gök üzüm çeşidinde TARİŞ-ZF yaprak gübresi uygulaması ile tane uzunluğu, tane ağırlığı, olgunluk indisi, şıra miktarı ve kuru üzüm randımanı artmıştır. 16, 21 ve 26 göz/asma olarak uygulanan ürün yükünde ise, ürün yükü artışına bağlı olarak üzüm verimi ve şıra miktarı artarken, olgunluk indisi ve kuru üzüm randımanı azalmıştır. Sonuç olarak, TARİŞ-ZF yaprak gübresi uygulamadan 26 göz/asma veya TARİŞ-ZF yaprak gübre uygulayarak 16 göz/asma uygulaması önerilmiştir.

Akın ve Sarıkaya (2012)’nın 5 BB anacı üzerine aşılı 7 yaşındaki Hasandede şaraplık üzüm çeşidinde gerçekleştirilen bir çalışmada, Kontrol (K), 1/3 Salkım Ucu Kesme (SUK) ve 1/3 SUK+Hümik Asit (HA)’in yapraktan uygulamalarının üzüm verimi ve kalitesi üzerine etkileri incelenmiştir. 1/3 SUK ve 1/3 SUK+HA uygulamaları ile olgunluk indisi değeri artmış, tane ağırlığı, o

Brix ve titre edilebilir asitlik (TA) değerleri azalmış, üzüm verimi, salkım ağırlığı, salkım uzunluğu ve tane uzunluğu/tane genişliği değerlerine etkisi ise önemli bulunmamıştır. En geniş salkım 1/3 SUK (11.17 cm) ve K (10.83 cm), en yüksek tane ağırlığı K (3.57 g), en yüksek o

Brix K (%17.47), en yüksek TA K (0.33 g/l), en yüksek olgunluk indisi 1/3 SUK (56.95) ve1/3 SUK+HA (56.70), en yüksek şıra randımanı K (720 ml) ve 1/3 SUK+HA (700 ml) uygulamalarından elde edildiği rapor edilmiştir.

İspanya’da Syrah üzüm bağında üzüm verimini azaltarak kırmızı şarabın kompozisyonu ve kalitesi üzerine etkisini belirlemek için salkım seyreltme ve tane seyreltme olmak üzere iki farklı uygulama yapılmıştır. Salkım seyreltme asma başına yaklaşık %40 oranında üzüm verimini azaltırken, tane seyreltme sadece %20 oranında

(18)

azaltmıştır. Salkım seyreltme uygulaması yapılan üzümler kontrole göre daha yüksek SÇKM içermiştir. Ayrıca, salkım seyreltmesi yapılan üzümlerden elde edilen şaraplar kontrole göre daha fazla antosiyanin ve polisakkarit içermektedir. Tane seyreltmesi ile elde edilen üzümden yapılan şarap, kontrole göre daha fazla fenolik madde, daha fazla flavanol, polisakkarit konsantrasyonu ve daha düşük titrasyon asidine sahiptir. Her iki uygulama da şarap kalitesini olumlu olarak etkilemesine rağmen, tane seyreltme uygulaması ile üzüm verimi daha az etkilendiği için avantaja sahip olduğu bildirilmiştir (Gil ve ark., 2013).

Dört organik sofralık üzüm çeşidinde (Alphonse Lavalleé, Red Globe, Trakya İlkeren ve Buca Razakısı), iki vegetasyon döneminde tanenin organik asit içeriği üzerine etkisini belirlemek için bilezik alma ve salkım seyreltme uygulamaları yapılmıştır. Ayrıca, pH, titrasyon asitliği, SÇKM ve olgunluk indisi değerleri de belirlenmiştir. Red Globe üzüm çeşidinde Salkım seyreltme uygulaması ile tartarik ve malik asit miktarları önemli seviyede artmıştır. Alphonse Lavalleé’ üzüm çeşidinde en yüksek tartarik ve malik asit içeriği sırasıyla bilezik alma ve salkım seyreltme uygulamaları ile toplanmıştır. Trakya İlkeren üzüm çeşidinde en yüksek tartarik asit içeriği kontrol ve bilezik alma uygulamalarında bulunmuştur. Buca Razakı üzüm çeşidinde ise en yüksek tartarik ve malik asit içeriği sırasıyla bilezik alma ve salkım seyreltme uygulamalarında belirlenmiştir (Keskin et al., 2013).

Uslu ve Cardinal üzüm çeşitlerinin verim ve kalitesi üzerine salkım ucu alma uygulamalarının etkilerinin saptanması amacıyla bir çalışma yürütülmüştür. Tane çapları 5–7 mm olduğunda, mevcut salkımların uçları 1/3, 1/6 ve 1/12 oranında kesilmiştir. Uslu üzüm çeşidinde, salkım uzunluğu (cm), salkım eni (cm), salkım sıklığı (1–9), tane sayısı/salkım (adet), tane ağırlığı (g) ve titre edilebilir asitlik (%) parametreleri uygulamalardan etkilenmiştir. Cardinal üzüm çeşidinde, salkım uzunluğu (cm), salkım sıklığı (1–9), tane sayısı/salkım (adet), tane ağırlığı (g), suda çözünebilir kuru madde (SÇKM) (%), titre edilebilir asitlik (%) ve olgunluk indisi parametreleri uygulamalardan etkilenmiştir. Uslu ve Cardinal üzüm çeşitlerinde salkım ucu alma uygulamalarının üzüm verimine önemli bir etkisi olmamıştır. Salkım ucu alma uygulamalarının, Uslu üzüm çeşidinde salkım uzunluğunun 1/3’ü, Cardinal üzüm çeşidinde ise 1/6’sı oranında gerçekleştirilmesinin, üzüm kalitesini arttırıcı yönde pozitif ve yeterli bir etki sağladığı bildirilmiştir (Dardeniz, 2014).

Razakı üzüm çeşidinde gerçekleştirilen bir araştırmada, Kontrol (K), 1/3 Salkım Ucu Kesme (1/3 SUK), Sürgün Ucu Alma (SUA), 1/3 SUK + SUA, Borikc Asit (BA),

(19)

1/3 SUK + BA, SUK + BA, 1/3 SUK + SUA + BA uygulamalarının Razakı üzüm çeşidinin verim ve verim unsurları üzerine etkisi incelenmiştir. En yüksek yaş üzüm verimi (7.74 kg/asma) ile K uygulaması; en yüksek salkım ağırlığı (244.62 g) ile SUA uygulaması; en yüksek 100 tane ağırlığı (504.08 g) ile K uygulaması; en yüksek olgunluk indisi (36.89) ile BA uygulaması; en yüksek şıra randımanı (695.00 ml) ile BA ve (695.00 ml) ile 1/3 SUK + SUA + BA uygulamaları; en yüksek L* renk yoğunluk değeri (46.93) ile SUA ve (46.10) ile 1/3 SUK + SUA + BA uygulamları; en yüksek a* renk yoğunluk değeri (-5.37) ile 1/3 SUK + SUA ve (-5.01) ile SUA, en yüksek b* renk yoğunluk değeri (12.59) ile SUA uygulamasından elde edilmiştir. Razakı üzüm çeşidinde salkım ağırlığını artırmak için sürgün ucu alma uygulaması, olgunluk indisini artırmak için borik asit uygulaması tavsiye edilmiştir (Çınar ve Akın, 2015).

Konya ili’nde kendi kökü üzerinde yetiştirilen 7 yaşındaki Kara Dimrit (Vitis vinifera L.) üzüm çeşidinde gerçekleştirilen bir çalışmada, 10 Göz/Asma+Gübresiz, 14 Göz/Asma+Gübresiz (Şahit), 18 Göz/Asma+Gübresiz, 10 Göz/Asma+Gübreli (Tariş-ZF), 14 Göz/Asma+Gübreli ve 18 Göz/Asma+Gübreli’nin yapraktan uygulamalarının Kara Dimrit üzüm çeşidinde üzüm verimi ve kalitesi üzerine etkileri incelenmiştir. En yüksek üzüm verimi (2.07 kg/asma) 18 Göz/Asma+Gübreli uygulaması ile; en uzun salkım (14.57 cm) 14 Göz/Asma+Gübreli uygulaması ile; en yüksek olgunluk indisi (30.35) 18 Göz/Asma+Gübreli uygulaması ile; en yüksek şıra randımanı (736.67 ml) 10 Göz/Asma+Gübreli uygulaması ile; en yüksek kuru üzüm randımanı (238.61 g) 18 Göz/Asma+Gübreli uygulaması ile; en yoğun L* renk değeri (32.51) 14 Göz/Asma+Gübresiz uygulaması ile elde edilmiştir. Uygulamaların salkım ağırlığı, salkım genişliği, tane ağırlığı, tane uzunluğu/tane genişliği, a* ve b* renk değerleri üzerine etkisi istatistiki olarak önemli bulunmamıştır. Kara Dimrit üzüm çeşidinde, üzüm verimini artırmak için 18 Göz/Asma+Gübreli uygulaması tavsiye edilmiştir (Topuz ve Akın, 2015).

2007’de gerçekleştirilen bir çalışmada, çiftlik gübresi, yeşil gübre bitkileri, saman malçı ve asmanın öğütülmüş budama artıkları ile bunlarla oluşturulan kombinasyonlar uygulanmıştır. Bu uygulamaların bağlarda herhangi bir ticari gübre kullanılmaksızın Çiloreş üzüm çeşidinde fenolojik gelişme tarihleri ile salkım, tane ve şıra özelliklerine olan etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla asmaların fenolojik gelişme tarihlerinden; uyanma, tam çiçeklenme, ben düşme ve olgunluk, salkım özelliklerinden; salkım ağırlığı (g), salkım hacmi (ml), tane özelliklerinden; tane ağırlığı (g), tane hacmi (ml), kabuk oranı (%), şıra özelliklerinden ise şıra oranı (%), SÇKM (%) ve asitlik (%)

(20)

değerleri belirlenmiştir. Deneme sonucunda organik bağda ortalama salkım ağırlığının 198.9 g, salkım hacminin 216.4 ml, tane ağırlığının 2.59 g, tane hacminin 2.50 ml, kabuk oranının %12.8, şıra oranının %70.5, SÇKM %14.1 ve asitliğin %0.501 olduğu tespit edilerek bildirilmiştir (Tangolar ve ark., 2007)

(21)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Araştırma Yeri

İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan Nevşehir İli'nin yüzölçümü 568 km2 'dir. Yükselti ise 1.224 metredir. İdari bakımdan doğudan Kayseri, kuzeyden Kırşehir, güneyden Niğde, batıdan Aksaray İlleriyle çevrilidir.Nevşehir il alanı, Orta Anadolu'da, Erciyes, Melendiz ve Hasan dağları gibi eski yanardağların kül ve lavlarının birikmesiyle oluşmuş çok geniş bir plato üzerinde yer almaktadır. Bu platoyu, ülkenin en uzun akarsuyu olan Kızılırmak, doğu-batı doğrultusunda derinliğine oymuştur. Ayrıca bu alan, Kızılırmak nehrine kuzeyden ve güneyden karışan yan suların açtığı derin vadilerle de sık bir şekilde parçalanmıştır. İl merkezi, Kızılırmak platosu adıyla anılan bu geniş ve yüksek düzlüklerin batı yamaçlarında kurulmuştur. Nevşehir, yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçen tipik karasal iklim özelliğine sahiptir.

Nevşehir ilinin ilçeleri; Acıgöl, Avanos, Derinkuyu, Gülşehir, Hacıbektaş, Kozaklı ve Ürgüp'tür.

Avanos: Nevşehir'in 18 km kuzeyinde olan Avanos'un antik dönemdeki adı Venessa'dır. Çok sayıda çanak çömlek atölyesi bulunan ilçede seramik yapım geleneği Hititlerden beri süregelmektedir. Kızılırmak'ın getirdiği kırmızı toprak ve milden elde edilen seramik çamuru, Avanoslu seramik sanatçılarının elinde şekil almaktadır.

Gülşehir: Nevşehir'e 20 km. uzaklıktadır. Osmanlı Sadrazamı Karavezir Mehmet Seyyid Paşa'nın yaptırdığı külliye; cami, medrese ve çeşmeden oluşmaktadır. İlçedeki Aziz Jean Kilisesi ve Sivasa Gökçetoprak yeraltı şehri görülmeye değer yerlerdendir.

Kozaklı: Nevşehir' in yaklaşık 100 km kuzeyinde yer alan Kozaklı sağlık turizmi açısından önemli bir yere sahiptir. Kozaklı kaplıcaları, Batı Alman kaplıcaları Birliği sınıflamasına göre sodyumlu, kalsiyumlu, klorlu olup A ve C grubu şifalı sular grubuna girmektedir. Kozaklı kaplıcalarından iltihabı olmayan romatizmal hastalıkların, kireçlenmelerin, cilt hastalıklarının, kronik iltihaplı kadın hastalıklarının, damar sertliklerinin, mantar hastalıklarının tedavisinde başarılı sonuçlar alındığı gözlenmiştir.

Acıgöl: Aksaray-Nevşehir yolu üzerinde yer alan ve Nevşehir'e uzaklığı yaklaşık 20 km. olan Acıgöl'de tespit edilebilen en eski yerleşim M.Ö. VIII. yüzyıla aittir. Ağıllı köyü yakınlarındaki Topada Geç Hitit Dönemi'ne ait Hitit hiyeroglifi ile yazılmış kaya anıtında bölgenin siyasi durumu ve liderinin icraatları ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

(22)

Derinkuyu: Nevşehir-Niğde karayolu üzerinde eski adı Melegobia olan Derinkuyu Nevşehir'e 29 km. uzaklıktadır. Akarsuyu ve gölü bulunmayan bu ilçenin içme suyu 60-70 m derinlikteki kuyulardan temin etmesinden dolayı "Derinkuyu" olarak adlandırılmıştır. İlçede 85m derinliğinde bir yeraltı şehri bulunmaktadır. Bu yeraltı şehri, bir yeraltı şehrinde bulunan tüm özelliklere sahiptir. (Anonim, 2014a).

Bağ alanı resimleri Şekil 3.1. , Şekil 3.2., Şekil 3.3., Şekil 3.4. ve Şekil 3.5.’de görülmektedir.

Şekil 3.1. Nevşehir ili uydu görüntüleri

(23)

Şekil 3.2. Araştırma alanı uydu görüntüleri

Şekil 3.3. Deneme yapılan bağ alanı görüntüleri 14

(24)

Şekil 3.4. Deneme yapılan bağ alanı görüntüleri

Şekil 3.5. İsmailoğlu üzüm tipi görüntüsü 15

(25)

3.1.1. İklim ve toprak özellikleri

Nevşehir, yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağıslı geçen tipik bir karasal iklime sahiptir. İlde 1980 - 1997 yılları arasında yapılan ölçümlerden elde edilen bilgilere göre ortalama sicaklık değeri 10.6 derecedir. Nevşehir'de don mevsiminin (sıcaklığın sıfır derecenin altına düşmesi) başlangıcı, en erken 24 Eylül, en geç 1 Aralık ve ortalama 26 Ekim olarak tespit edilmiştir. Don mevsiminin bitiş tarihi, en erken 28 Mart, en geç 15 Mayıs ve ortalama olarak da 14 Nisan'dir.

İldeki en yüksek sicaklik degeri 18 Temmuz 1962'de 37.6 derece olarak ölçülmüştür. En düşük sıcaklık ise 4 Subat 1960 tarihinde -23.6 derece olarak ölçülmüştür. Yerden 5 cm yükseklikteki en düşük sıcaklık, 3 Şubat 1992 tarihinde -36.7 derece olarak tespit edilmiştir.

Yağış miktarına bakıldığında, yaz aylarının (Temmuz-Ağustos) ve sonbahar aylarının (Eylül-Ekim) genellikle yagışsız ve kurak geçtiği görülmektedir. 1960-1997 yılları arasında yapılan ölçümlere göre, ildeki ortalama yıllık yağış 429.4 kg/m3'tür. Bu yıllar arasında belirlenen en düşük toplam yağış miktarı 289.3 kg/m3'tür. En yağışlı yıl olan 1962'deki yağış miktarı ise 570.1 kg/m3 olarak ölçülmüştür. Aynı dönem içinde yapılan değerlendirmeye göre 141.9 kg/m3 ile 1990 Mayıs'ı en yüksek yağışlı ay olmuştur. İklimin niteliği itibariyla kış ve bahar aylarında nem oranı daha yüksektir. Yaz aylarında bu oran düşmektedir. 1960-1997 yılları arasında ortalama nem oranı %60.6 olmuştur.

Genel olarak ele alındığında kış ve bahar aylarında güney ve batı rüzgarları, yaz aylarında ise kuzey ve doğu rüzgarları hakimdir. Bu nedenle yaz aylarında "kavurucu" denilebilecek sıcaklar çok yaşanmaz. 1960-1997 yılları arasındaki en şiddetli rüzgarın 1968 yılı Mart ayında, batı-güneybatı yönünde, saatte 125.3 km. hızla ve kasırga biçiminde estiği tespit edilmiştir.

1965-1997 yılları arasında yapılan ölçümlere göre ildeki güneşlenme oranı süresi için belirlenen oran %58'dir. Sözü edilen dönemde ildeki en yüksek kar kalınlığı, 64 cm ile 2 Şubat 1992 tarihinde ölçülmüştür.

Nevşehir toprakları volkanik türlerden meydana gelmiştir. Dolayısıyla geçirgen bir nitelik taşımaktadır. Tarım topraklarının %85'i tınlı, %9'u killi-tınlı, %2'si killi ve %4'ü kumlu yapıya sahiptir.

Kozaklı, Gülşehir'in batısı, Derinkuyu ve çevresi, Avanos'un kuzeyi her türlü tarıma uygun 1., 2. ve 3. sınıf arazileri içermektedir. Ürgüp ve çevresi ile il merkezinin

(26)

büyük bir kısmında 6. sınıf topraklar vardır. Bu topraklar tarıma elverişli olmadığı için bu alanlarda ancak vadi içerisinde ekim yapılabilmektedir.

Nevşehir bölgesinde karakterlerine göre 5 çesit toprak vardır. Bunlar kahverengi, regosal, kırmızı kahverengi, kireçsiz kahverengi ve alüvyal topraklardir.

Kahverengi Topraklar: Orta Anadolu'nun yaygın toprak türünü oluşturan kahverengi topraklar, Nevşehir'de de geniş alanları kaplamaktadır. Bu toprakların büyük bölümünde tahıl ekimi yapılmaktadır. Organik madde ihtiva eden bu topraklarda doğal vejetasyon, orta boylu çayır otlarıdır.

Regosal Topraklar: Kahverengi topraklardan sonra ildeki en yaygın toprak grubu regosal topraklardır. Volkanik karakter taşıyan bu topraklara özellikle Ürgüp-Nevşehir yöresinde rastlanmaktadır. Doğal vejetasyon çayır otları ve gevenler olmakla birlikte, ekimin müsait olduğu yerlerde sebze tarımı da yapılabilmektedir.

Kırmızı Kahverengi Topraklar: Genel özellikleri itibariyla kahverengi topraklara benzemektedir. Sıcak iklimin yol açtığı oksitlenme nedeniyle kahverengi topraklar kırmızımsı bir renk almaktadır. Bu toprakların büyük bölümünde bağcılık ve bahçecilik yapılmaktadır.

Kireçsiz Kahverengi Topraklar: Kahverengi topraklarda genel olarak üstte organik madde, altta ise kireç birikimi görülür. Kireçsiz kahverengi topraklar ise kalın bir üst tabaka ve kil birikimli bir alt tabakadan oluşur. Doğal vejetasyon seyrek çalılardır.

Alüvyal Topraklar: Tarımsal açıdan çok önemli olan bu genç topraklar, yüzey sularının taşıdığı sedimentlerle oluşmuştur. Genellikle sorunsuz ve verimli topraklardır.

Nevşehir'de yukarıda belirtilen toprak türleri dışında, podzolik topraklara, organik topraklara, çorak topraklara ve kahverengi orman topraklarına da rastlanılmaktadır. Fakat bunlar küçük alanları kaplayan, ihmal edilebilir toprak gruplarıdır. (Anonim, 2012).

3.1.2. Araştırma bölgesi bağ popülasyonu durumu

Nevşehir ilimizde toplam bağ alanı 161.213 da’dır. Bağ alanının büyük çoğunluğunu 67.571 da alan ile şaraplık çeşitler oluşturmaktadır. Yetiştirilen çeşitlerin diğer kısmı ise sofralık 48.378 da alan ve kurutmalık 45.264 da alan ile çeşitler yer almaktadır. Sofralık yetiştirilen İsmailoğlu, Kurutmalık olarak Dimrit, Şaraplık olarak Emir çeşitleridir. (Anonim, 2014b.)

(27)

Çizelge 3.1. Nevşehir İli Tarım Alanlarını (Anonim, 2014b.)

KULLANILIŞ ŞEKLİ Alan (da)* 2014 üretim (ton)*

Tarla Bitkileri 2.281.551 1.013.167

Meyve ve Bağ 218.876 124.622

Sebze 178.862 71.342

TOPLAM 2.679.289 1.209.131

Çizelge 3.2. Nevşehir İli Bitkisel Üretim Dağılımı (Anonim, 2014b.)

ÜRÜN ADI ÜRETİM (TON)

Şekerpancarı 272.504 Patates 218.952 Buğday 201.824 Üzüm 119.302 Arpa 113.257 3.2. Materyal

Bu araştırma, Nevşehir ili, Avanos ilçesi, Göynük köyü’nde yerli köklü yetiştirilen 15 yaşındaki İsmailoğlu üzüm tipinde gerçekleştirilmiştir. Bu çeşitte 1/3 Salkım Ucu Kesme, Sürgün Ucu Alma, Hümik Madde ve bunların kombine uygulamaları yapılarak, uygulamaların üzüm verim ve verim unsurları üzerine etkileri belirlenmiştir.

İsmailoğlu üzüm tipinde; sofralık olarak değerlendirilen, yeşil-sarı tane kabuk renkli, çekirdekli, Eylül sonu (geçci) olgunlaşan bir üzüm çeşididir. Çalışma materyali, 3 X 2 m mesafelerle dikilmiş olan, goble terbiye şekilli, sulama yapılmayan ve eşit vejetatif gelişme gösteren 15 yaşlı bağ parselinde tesadüf parselleri deneme planına göre kurulmuştur.

(28)

İsmailoğlu Üzümü

3.3. Yöntem

Deneme deseni; 1) Kontrol,

2) 1/3 Salkım Ucu Kesme (1/3 SUK), 3) Sürgün Ucu Alma (SUA),

4) 1/3 SUK+SUA, 5) TKİ-Hümas (Topraktan), 6) TKİ-Hümas (Yapraktan), 7) TKİ-Hümas (Topraktan+Yapraktan), 8) 1/3 SUK+TKİ-Hümas (Topraktan), 9) 1/3 SUK+TKİ-Hümas (Yapraktan), 10) 1/3 SUK+TKİ-Hümas (Topraktan+Yapraktan), 11) SUA (Topraktan), 12) SUA (Yapraktan), 19

(29)

13) SUA (Topraktan+Yapraktan), 14) 1/3 SUK+SUA (Topraktan), 15) 1/3 SUK+SUA (Yapraktan),

16) 1/3 SUK+SUA (Topraktan+Yapraktan) olarak oluşturulmuştur.

Araştırmada parsellerde 3 omca olmak üzere her tekerrürde 48 asmada, 3 tekerrürde ise toplam 144 omcada çalışma yürütülmüştür. TKİ-Hümas uygulamaları yapraktan sıvı formda püskürtme şeklinde ve topraktan sıvı formda olarak yapılmıştır. Olgunlaşan üzümler hasat edilerek gerekli ölçüm ve analiz işlemleri yapılmıştır.

1/3 Salkım Ucu Kesme (1/3 SUK): Tane tutumu döneminde, salkım ucu alınarak omcalardaki tüm salkımların 1/3 oranında uç kısımları kesilip atılmıştır.

Sürgün Ucu Alma (SUA):40-45 cm uzunluğuna gelen ve üzerinde salkım bulunan

sürgünlerin uçtan 10 cm’lik kısmı kesilip atılmıştır.

TKİ-Hümas’ın Bileşimi: TKİ-hümas; leonardit ve düşük kaliteli linyitlerden üretilen, %12 hümik ve fulvik asit içeren sıvı bir doğal organik toprak düzenleyicisidir (Gezgin, 2013). Toplam Organik Madde: %5, Humik Asit+Fulvik Asit: %12, Suda Çözünür Potasyum Oksit (K2O-%3), PH: 11-13’dür.

TKİ-Hümas’ın Topraktan Uygulanması: Kullanma talimatında tavsiye edilen 100 ml/1.5 lt ölçüsü baz alınarak, her omcaya 333 ml/5 lt olarak uygulamalar yapılmıştır. Uygulamalar akşam saatlerine yakın serin saatlerde yapılmıştır.

1. Uygulama: Mart sonu-Nisan başı (gözler uyanmadan-18.03.2013),

2. Uygulama: Çiçeklenmeden önce bitki kök bölgesine (25.04.2013) verilmiştir.

TKİ-Hümas’ın Yapraktan Uygulanması: Kullanma talimatında tavsiye edilen 250 ml/100 lt ölçüsü baz alınarak, uygulamalar her omcaya yapraktan 2.5 ml/1 lt olarak hesaplanarak pülverizatörle yaprakların altı ve üstü iyice ıslanıncaya kadar akşam saatlerine yakın serin saatlerde yapılmıştır.

1. Uygulama: Çiçeklenmeden önce yapraktan (26.04.2013) uygulanmıştır. 2. Uygulama: Tane tutumu döneminde yapraktan (25.05.2013) uygulanmıştır.

Olgunlaşan üzümlerin hasadında ve sonrasında elde edilecek veriler aşağıdaki kriterlere göre yapılmıştır.

(30)

3.4. Üzümde İncelenen Değerler

3.4.1. Üzüm verimi; parsellerdeki omcalardan elde edilen üzümün tümü tartılarak omca

sayısına bölünmek sureti ile omca başına ortalama üzüm verimi (kg/omca) olarak saptanmıştır. Uygulama yapılan omcalarda tek tek tartışma yapılmıştır.

3.4.2. Salkım ağırlığı; her parseldeki toplam üzüm verimi, toplam salkım sayısına

bölünerek ortalama salkım ağırlığı bulunarak ve (g) cinsinden ifade edilmiştir.

3.4.3. Salkım uzunluğu; her parselden tesadüfen alınan 10 salkımda, salkımda

dallanmanın başladığı nokta ile salkımın uç kısmı arası cetvel ile ölçülmüş ve toplam sayının 10’a bölünmesi ile ortalama salkım uzunluğu (cm) cinsinden bulunmuştur.

3.4.4. Salkım genişliği; her parselden tesadüfen alınan 10 salkımda, salkımın her iki

tarafındaki en geniş dallanma noktalarının uzunlukları cetvel ile ölçülerek ve toplam sayının 10’a bölünmesi ile ortalama salkım genişliği (cm) cinsinden belirlenmiştir.

3.4.5. Tane ağırlığı; Amerine ve Cruess (1960) metodu ile (salkımların 1/3’lük her

kısmından tanelerin alınması) toplanan 100 tane tartılarak elde edilen toplam ağırlığın 100’e bölünmesi ile bir tane ağırlığı (g) cinsinden hesaplanmıştır.

3.4.6. Tane uzunluğu; Amerine ve Cruess (1960) metodu ile toplanan ve kumpas ile

ölçülerek mm cinsinden tane uzunluğu belirlenmiştir.

3.4.7. Tane genişliği; Amerine ve Cruess (1960) metodu ile toplanan ve kumpas ile

ölçülerek mm cinsinden tane genişliği belirlenmiştir.

3.4.8. Tane uzunluğu/Tane genişliği; Amerine ve Cruess (1960) metodu ile toplanan

ve kumpas ile ölçülerek mm cinsinden tane uzunluğu ve tane genişliği belirlenmiştir.

3.4.9. pH; Sıvının asitlik veya bazlık durumunu gösteren logaritmik bir ölçüdür.

Çözeltide bulunan H+ iyonu konsantrasyonunu ifade eder (Anonim, 2013).

3.4.10. Suda çözünür kuru madde (0Brix) (%); Amerine ve Cruses (1960) metoduna

göre toplanan tanelerin sıkılması ile elde edilen üzüm suyunda el refraktometresi ile belirlenmiştir.

3.4.11. Titrasyon asitliği (TA); Amerine ve Cruses (1960) metoduna göre toplanan

tanelerin sıkılması ile elde edilen üzüm suyundan dijital pH metre ile 8.1 oluncaya kadar 0.1 N NaOH ile dijital büret yardımı ile titre edilmiş ve sonuçlar harcanan baz üzerinden tartarik asit cinsinden % olarak verilmiştir.

3.4.12. Olgunluk indisi; Elde edilen 0Brix değerinin titrasyon asitliğine bölünmesi ile

saptanmıştır.

3.4.13. Şıra randımanı; toplanan üzümlerden tesadüfen alınan 1’er kg üzümün

sıkılması ile elde edilen şıra miktarı (ml) cinsinden verilmiştir. 21

(31)

3.4.14. Renk parametrelerinin belirlenmesi; Konika Minolta CR400 (Minolta, Osaka,

Japan) model renk ölçüm cihazı ile örneklerin CIE LAB L*, a* ve b* değerleri ölçülmüştür (Akbulut ve Çoklar, 2008). Şekil 3.1’de L*, a*, b* renksellik diyagramı Şekil 3.2.’de ise üç boyutlu renk diyagramı yer almaktadır.

(3.1) (3.2)

Şekil 3.6. L*, a* ve b* renk alanı renksellik diyagramı

(32)

Şekil 3.7. Üç boyutlu (ton, parlaklık ve doygunluk) renk diyagramı (a ve b)

Şekil 3.8. Renk Ölçüm Cihazı

(33)

Şekil 3.9. Renk Ölçüm Cihazı

3.4.14.1. Tane kabuk rengi; renkleri üç boyutlu koordinatlarda CIEL LAB

(Commision Internationele de I’E Clairage) L*, a*, b* tanımlanmıştır. L* değeri; parlaklık, a* renk koordinatları yeşil-kırmızı, b* renk koordinatları mavi-sarı renkleri vermektedir. L* değeri, 0-100 arasındaki rakamlarda, 100’e yaklaşması rengin beyazlaştığını, yani parlaklığın arttığını, 0’a yaklaşması ise siyah rengin arttığını göstermektedir. a* değeri, +60 ile -60 arasındadır, + değerlerin artması kırmızı rengin arttığını, - değerin artması ise yeşil rengin arttığı anlamına gelmektedir. b* değeri ise, , +60 ile -60 arasındadır, + değerlerin artması sarı rengin arttığını, - değerin artması ise mavi rengin arttığı anlamına gelmektedir (Minolta 1994). Renk ölçümü için tane kabuğunda meydana gelen renk değişimleri CR-400 Minolta marka renk cihazı ile ölçülecektir. Renk ölçümü için asmaların her iki tarafındaki salkımlardan her parsel için 10 salkım incelenmiş ve bunların ortalaması verilmiştir.

Verilerin değerlendirilmesi: Elde edilen sonuçlar JMP (7.0 versiyon, SAS Institute,

Cary, NC, USA) istatistik programında analiz edilmiştir.

(34)

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA

Bu bölümde, 2013 yılında Nevşehir’in Avanos ilçesi, Göynük köyü’nde yürütülen çalışmada İsmailoğlu üzüm tipinde 1/3 Salkım Ucu Kesme, Sürgün Ucu Alma, Hümik Madde ve bunların kombine uygulamaları yapılarak, uygulamaların üzüm verim ve verim unsurları üzerine etkileri farklı seviyede yaprak alma ve yaprak gübresi uygulamalarının üzüm verimi ve kalitesi üzerine etkileri incelenmiştir. Elde edilen ölçüm ve bulgular 3 tekerrür ortalaması olarak çezelgelerde ve grafiklerde verilerek yorumlanmıştır.

4.1. Üzüm Verimi

Çizelge 3.3’deki verilere göre, yapılan uygulamalardan omca başına en fazla üzüm verimi 16.15 kg/asma ile TKİ-Hümas (Top.) uygulamasından elde edilirken, en düşük üzüm verimi ise 4.12 kg/asma ile 1/3 SUK ve 4.16 kg/asma ile UA uygulamalarından elde edilmiştir. Yapılan benzer çalışmalarda; Amasya üzüm çeşidinde, %60 oranında yapılan somak seyreltme uygulaması ile (Dardeniz, 2001), Horoz Karası (Ermenek) üzüm çeşidinde ürün yükü ve TARİŞ-ZF yaprak gübresi uygulaması ile (Akın, 2003), Horoz Karası ve Gök üzüm çeşitlerinde yapılan bir çalışmada, 1/3 SUK uygulaması ile Gök üzüm çeşidinde ve 1/3 SUK+HA uygulamaları ile Horoz Karası çeşidinde (Akin, 2011a), Müşküle sofralık üzüm çeşidinde 1/3 SUK uygulaması ile (Akın, 2011b) yaş üzüm verimi artmıştır.

Çizelge 3.3. Uygulamaların üzüm verimi üzerine etkileri

UYGULAMALAR ÜZÜM VERİMİ (kg/asma)

K 5.97 fg 1/3 SUK 4.12 g UA 4.16 g 1/3 SUK+UA 10.32 cd TKİ-Hümas (Top.) 16.15 a TKİ- Hümas (Yap.) 12.78 bc TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 10.89 bcd

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.) 7.79 ef

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Yap.) 5.34 fg

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 12.13 bc

UA+TKİ- Hümas (Top.) 13.28 b

UA+TKİ- Hümas (Yap.) 8.73 de

UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 11.54 bc

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Top.) 6.79 ef 25

(35)

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) 8.78 de 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas

(Top.+Yap.)

7.76 ef

LSD %5 2.53

K: Kontrol, 1/3 SUK: 1/3 Salkım Ucu Kesme, UA: Uç Alma, Hümas (Top.): Hümas’ın Topraktan uygulaması, TKİ-Hümas (Yap.): TKİ-TKİ-Hümas’ın Yayraktan uygulaması, TKI-TKİ-Hümas (Top. ve Yap.): TK-TKİ-Hümas’ın Topraktan ve Yapraktan uygulaması, a-g: Aynı sütunda farklı küçük harfi alan ortalamalar arasındaki fark önemlidir (P<0.05)

Şekil 3.9. Uygulamaların üzüm verimi üzerine etkileri

4.2. Salkım Ağırlığı

Çizelge 3.4’deki verilere göre, en yüksek salkım ağırlığı 652.39 g ile 1/3 SUK+UA uygulamasından elde edilirken, en düşük salkım ağırlığı ise 287.81 g ile 1/3 SUK+UA+TKİ-Hümas (Top.) uygulamasından elde edilmiştir. Yapılan benzer çalışmalarda; Yuvarlak Çekirdeksiz üzüm çeşdinde %25, %50, %75 oranlarında yapılan somak seyreltme uygulaması (Ilgın, 1997), Amasya üzüm çeşidinde %60 oranında yapılan somak seyreltme uygulaması (Dardeniz, 2001), Horoz Karası (Ermenek) üzüm çeşidinde ürün yükü ve TARİŞ-ZF yaprak gübresi uygulaması (Akın, 2003), Crimson Seedless üzüm çeşidinde yaprak alma ve salkım seyreltme uygulamaları (Abd El-Razek ve ark., 2010) salkım ağırlığını artırmıştır. Yapılan bir çalışmada çiftlik gübresi, yeşil gübre bitkileri, saman malçı ve asmanın öğütülmüş budama artıkları ile bunlarla oluşturulan kombinasyonlar salkım ağırlığının 198.9 g olduğu tespit edilerek bildirilmiştir (Tangolar ve ark., 2007).

(36)

Çizelge 3.4. Uygulamaların salkım ağırlığı üzerine etkileri

UYGULAMALAR SALKIM AĞIRLIĞI (g)

K 327.19 fg 1/3 SUK 307.52 g UA 318.69 fg 1/3 SUK+UA 652.39 a TKİ-Hümas (Top.) 572.11 ab TKİ- Hümas (Yap.) 568.34 b TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 588.79 ab

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.) 454.18 de

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Yap.) 521.64 bcd

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 578.24 ab

UA+TKİ- Hümas (Top.) 536.81 bc

UA+TKİ- Hümas (Yap.) 537.68 bc

UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 446.15 de

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Top.) 287.81 g 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) 463.48 cde 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas

(Top.+Yap.)

392.50 ef

LSD %5 80.76

K: Kontrol, 1/3 SUK: 1/3 Salkım Ucu Kesme, UA: Uç Alma, Hümas (Top.): Hümas’ın Topraktan uygulaması, TKİ-Hümas (Yap.): TKİ-TKİ-Hümas’ın Yayraktan uygulaması, TKI-TKİ-Hümas (Top. ve Yap.): TK-TKİ-Hümas’ın Topraktan ve Yapraktan uygulaması, a-g: Aynı sütunda farklı küçük harfi alan ortalamalar arasındaki fark önemlidir (P<0.05)

Şekil 3.10. Uygulamaların salkım ağırlığı üzerine etkileri

(37)

4.3. Salkım Uzunluğu

Çizelge 3.5’dekiverilere göre, en yüksek salkım uzunluğu 18.72 cm ile Kontrol uygulamasından elde edilirken, en düşük salkım uzunluğu ise 11.43 cm ile 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) ve 11.25 cm ile 1/3 SUK+TKİ- Hümas (Yap.) uygulamasından elde edilmiştir.

Çizelge 3.5. Uygulamaların salkım uzunluğu üzerine etkileri

UYGULAMALAR SALKIM UZUNLUĞU (cm)

K 18.72 a

1/3 SUK 12.98 fghı

UA 16.28 bcd

1/3 SUK+UA 13.55 efgh

TKİ-Hümas (Top.) 17.22 ab

TKİ- Hümas (Yap.) 17.09 abc

TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 16.82 abcd

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.) 15.00 cdef

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Yap.) 11.25 ı

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 12.40 ghı

UA+TKİ- Hümas (Top.) 15.28 bcde

UA+TKİ- Hümas (Yap.) 14.64 def

UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 16.01 bcd

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Top.) 13.79 efg 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) 11.43 ı 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas

(Top.+Yap.)

12.01 ghı

LSD %5 2.19

K: Kontrol, 1/3 SUK: 1/3 Salkım Ucu Kesme, UA: Uç Alma, Hümas (Top.): Hümas’ın Topraktan uygulaması, TKİ-Hümas (Yap.): TKİ-TKİ-Hümas’ın Yayraktan uygulaması, TKI-TKİ-Hümas (Top. ve Yap.): TK-TKİ-Hümas’ın Topraktan ve Yapraktan uygulaması, a-ı: Aynı sütunda farklı küçük harfi alan ortalamalar arasındaki fark önemlidir (P<0.05)

Şekil 3.11. Uygulamaların salkım uzunluğu üzerine etkileri

(38)

4.4. Salkım Genişliği

Çizelge 3.6’daki verilere göre, en yüksek salkım genişliği 13.88 cm ile UA uygulamasından elde edilirken, en düşük salkım genişliği ise 10.49 cm ile 1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) uygulamasından elde edilmiştir.

Çizelge 3.6. Uygulamaların salkım genişliği üzerine etkileri

UYGULAMALAR SALKIM GENİŞLİĞİ (cm)

K 11.38 defgh

1/3 SUK 13.00 abc

UA 13.88 a

1/3 SUK+UA 11.10 fgh

TKİ-Hümas (Top.) 12.39 bcdef

TKİ- Hümas (Yap.) 10.78 h

TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 10.92 gh

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.) 11.17 efgh

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Yap.) 12.33 bcdefg 1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 10.49 h

UA+TKİ- Hümas (Top.) 11.61 cdefgh

UA+TKİ- Hümas (Yap.) 12.59 abcde

UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 13.66 ab

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Top.) 12.24 bcdefg 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) 13.54 ab 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas

(Top.+Yap.)

12.64 abcd

LSD %5 1.43

K: Kontrol, 1/3 SUK: 1/3 Salkım Ucu Kesme, UA: Uç Alma, Hümas (Top.): Hümas’ın Topraktan uygulaması, TKİ-Hümas (Yap.): TKİ-TKİ-Hümas’ın Yayraktan uygulaması, TKI-TKİ-Hümas (Top. ve Yap.): TK-TKİ-Hümas’ın Topraktan ve Yapraktan uygulaması, a-h: Aynı sütunda farklı küçük harfi alan ortalamalar arasındaki fark önemlidir (P<0.05)

Şekil 3.12. Uygulamaların salkım genişliği üzerine etkileri

(39)

4.5. Tane Ağırlığı

Çizelge 3.7’deki verilere göre, en yüksek tane ağırlğı 4.19 g ile 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) uygulamasından elde edilirken, en düşük tane ağırlığı ise 2.95 g ile 1/3 SUK uygulamasından elde edilmiştir. Yapılan benzer çalışmalarda; Horoz Karası (Ermenek) üzüm çeşidinde ürün yükü ve TARİŞ-ZF yaprak gübresi uygulamaları (Akın, 2003), Erçiş üzüm çeşidinde Hümik asit uygulaması (Yaşar, 2005), İtalya üzüm çeşidinde Hümik asit uygulaması (Ferrara ve Brunetti, 2010), Horoz Karası üzüm çeşidinde 1/3 SUK+HA uygulamaları (Akin, 2011a) tane ağırlığını artırmıştır. Yapılan bir çalışmada çiftlik gübresi, yeşil gübre bitkileri, saman malçı ve asmanın öğütülmüş budama artıkları ile bunlarla oluşturulan kombinasyonlar tane ağırlığının 2.59 g olduğu tespit edilerek bildirilmiştir (Tangolar ve ark., 2007).

Çizelge 3.7. Uygulamaların tane ağırlığı üzerine etkileri

UYGULAMALAR TANE AĞIRLIĞI (g)

K 3.42 cd

1/3 SUK 2.95 f

UA 3.54 bcd

1/3 SUK+UA 3.44 bcd

TKİ-Hümas (Top.) 3.32 cde

TKİ- Hümas (Yap.) 3.22 def

TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 3.32 cde

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.) 3.77 b

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Yap.) 3.33 cde

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 3.43 cd

UA+TKİ- Hümas (Top.) 3.62 bc

UA+TKİ- Hümas (Yap.) 3.44 cd

UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 3.37 cde

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Top.) 3.06 ef 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) 4.19 a 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas

(Top.+Yap.)

3.37 cde

LSD %5 0.33

K: Kontrol, 1/3 SUK: 1/3 Salkım Ucu Kesme, UA: Uç Alma, Hümas (Top.): Hümas’ın Topraktan uygulaması, TKİ-Hümas (Yap.): TKİ-TKİ-Hümas’ın Yayraktan uygulaması, TKI-TKİ-Hümas (Top. ve Yap.): TK-TKİ-Hümas’ın Topraktan ve Yapraktan uygulaması, a-f: Aynı sütunda farklı küçük harfi alan ortalamalar arasındaki fark önemlidir (P<0.05)

(40)

Şekil 3.13. Uygulamaların tane ağırlığı üzerine etkileri

4.6. Tane Uzunluğu

Çizelge 3.8’deki verilere göre, en yüksek tane uzunluğu 18.02 mm ile UA+TKİ- Hümas (Top.) uygulamasında elde edilirken, en düşük ise 15.64 mm ile çok UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) uygulamasından elde edilmiştir. Yapılan benzer çalışmalarda; Yuvarlak çekirdeksiz üzüme farklı kültürel uygulamalar yapılmıştır. En yüksek tane ağırlığı değerleri ince koruk döneminde uygulanan bilezik alma + salkım ucu kesimi kombinasyonundan elde edilmiştir (Çoban, 2001).

Çizelge 3.8. Uygulamaların tane uzunluğu üzerine etkileri

UYGULAMALAR TANE UZUN. (mm)

K 17.92 abc

1/3 SUK 16.85 abcd

UA 17.02 abcd

1/3 SUK+UA 16.81 bcde

TKİ-Hümas (Top.) 17.19 abcd

TKİ- Hümas (Yap.) 16.68 de

TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 16.75 cde

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.) 17.02 abcd

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Yap.) 17.04 abcd

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 17.62 abcd

UA+TKİ- Hümas (Top.) 18.02 a

UA+TKİ- Hümas (Yap.) 16.94 abcd

UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 15.64 e

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Top.) 16.54 de 31

(41)

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) 17.96 ab 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas

(Top.+Yap.)

17.17 abcd

LSD %5 1.19

K: Kontrol, 1/3 SUK: 1/3 Salkım Ucu Kesme, UA: Uç Alma, Hümas (Top.): Hümas’ın Topraktan uygulaması, TKİ-Hümas (Yap.): TKİ-TKİ-Hümas’ın Yayraktan uygulaması, TKI-TKİ-Hümas (Top. ve Yap.): TK-TKİ-Hümas’ın Topraktan ve Yapraktan uygulaması, a-e: Aynı sütunda farklı küçük harfi alan ortalamalar arasındaki fark önemlidir (P<0.05)

Şekil 3.14. Uygulamaların tane uzunluğu üzerine etkileri

4.7. Tane Genişliği

Çizelge 3.9’daki verilere göre, en yüksek tane uzunluğu 17.78 mm ile 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) uygulamasından elde edilirken, en düşük tane genişliği ise 15.92 mm ile 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Top.) uygulamalarından elde edilmiştir. Yapılan benzer çalışmalarda; İtalya üzüm çeşidinde yapılan hümik asit uygulaması (Ferrara ve Brunetti, 2010) tane genişliğini artırmıştır.

(42)

Çizelge 3.9. Uygulamaların tane genişliği üzerine etkileri

UYGULAMALAR TANE GENİŞ. (mm)

K 17.47 abc

1/3 SUK 16.18 efg

UA 16.53 defg

1/3 SUK+UA 16.44 defg

TKİ-Hümas (Top.) 16.46 defg

TKİ- Hümas (Yap.) 16.42 defg

TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 16.83 bcdefg

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.) 17.01 abcde 1/3 SUK+TKİ- Hümas (Yap.) 17.01 abcde 1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 17.67 ab

UA+TKİ- Hümas (Top.) 17.34 abcd

UA+TKİ- Hümas (Yap.) 16.59 cdefg

UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 16.02 fg

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Top.) 15.92 g 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) 17.78 a 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas

(Top.+Yap.)

16.92 abcdef

LSD %5 0.94

K: Kontrol, 1/3 SUK: 1/3 Salkım Ucu Kesme, UA: Uç Alma, Hümas (Top.): Hümas’ın Topraktan uygulaması, TKİ-Hümas (Yap.): TKİ-TKİ-Hümas’ın Yayraktan uygulaması, TKI-TKİ-Hümas (Top. ve Yap.): TK-TKİ-Hümas’ın Topraktan ve Yapraktan uygulaması, a-g: Aynı sütunda farklı küçük harfi alan ortalamalar arasındaki fark önemlidir (P<0.05)

Şekil 3.15. Uygulamaların tane genişliği üzerine etkileri

(43)

4.8. Tane Uzunluğu / Tane Genişliği

Çizelge 3.10’daki verilere göre, en yüksek tane uzunluğu/tane genişliği 1.043

ile TKİ-Hümas (Top.) uygulamasından elde edilirken, en düşük tane uzunluğu/tane genişliği ise 0,977 ile UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) uygulamalarından elde edilmiştir. Yapılan benzer çalışmalarda; İtalya üzüm çeşidinde yapılan hümik asit uygulaması (Ferrara ve Brunetti, 2010) tane genişliğini artırmıştır.

Çizelge 3.10. Uygulamaların tane uzunluğu / tane genişliği üzerine etkileri

UYGULAMALAR TANE UZUN. / TANE GENİŞ.

K 1.030 ab

1/3 SUK 1.040 ab

UA 1.040 ab

1/3 SUK+UA 1.020 abc

TKİ-Hümas (Top.) 1.043 a

TKİ- Hümas (Yap.) 1.017 abc

TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 0.993 bc

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.) 1.000 abc

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Yap.) 1.003 abc

1/3 SUK+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 0.997 bc

UA+TKİ- Hümas (Top.) 1.033 ab

UA+TKİ- Hümas (Yap.) 1.023 abc

UA+TKİ- Hümas (Top.+Yap.) 0.977 c

1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Top.) 1.040 ab 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas (Yap.) 1.010 abc 1/3 SUK+UA+TKİ- Hümas

(Top.+Yap.)

1.017 abc

LSD %5 0.05

K: Kontrol, 1/3 SUK: 1/3 Salkım Ucu Kesme, UA: Uç Alma, Hümas (Top.): Hümas’ın Topraktan uygulaması, TKİ-Hümas (Yap.): TKİ-TKİ-Hümas’ın Yayraktan uygulaması, TKI-TKİ-Hümas (Top. ve Yap.): TK-TKİ-Hümas’ın Topraktan ve Yapraktan uygulaması, a-c: Aynı sütunda farklı küçük harfi alan ortalamalar arasındaki fark önemlidir (P<0.05)

Şekil

Çizelge 3.1. Nev şehir İli Tarım Alanlarını (Anonim, 2014b.)
Şekil 3.6. L*, a* ve b* renk alanı renksellik diyagramı
Şekil 3.7. Üç boyutlu (ton, parlaklık ve doygunluk) renk diyagramı (a ve b)
Şekil 3.9. Renk Ölçüm Cihazı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

AraĢtırmada kiĢilerin, insan kaynakları yönetimi uygulamaları ile ilgili görüĢleri alınmıĢ, ağırlıklı olarak, ĠK Planlaması, iĢ analizleri, seçme ve

Ayrıca nesfatin-1, kisspeptin ve leptinin enerji metabolizması ve üreme üzerine etkilerini ortaya koymak ve premenopozal ve postmenopozal dönemler arasındaki enerji

Beyşehir, Eğirdir ve Eber göllerine ait balıkların morfometrik ölçümleri sonucunda Eğirdir gölü balıklarının standart boyu diğer iki gölden elde edilen

Araştırmanın materyalini.konu ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili olan birinci ve ikincil kaynaklar,Ab ülkeleri ve Türkiye’deki spor ekonomisi istatistikleri ile ilgili

To cite this article: Nilgun Ozpozan Kalaycioglu , Esra Öztürk &amp; Serkan Dayan (2013): Oxide ionic conductivity properties of binary δ-(Bi 2 O 3 ) 1 - x (Yb 2 O 3 ) x

This hypothesis is accepted; educational level is an important factor on the perceive effectiveness of Facebook advertisement, this is because graduate students are

all, three goals of the thesis are (1) to find the optimum program necessities of municipality buildings, (2) to set an energy consumption standard and (3) to evaluate

Given the fact that corn hybrids are expected to give higher starch yields, recoveries and purities with lower yields of steep-water solids, fiber and gluten