»Afifte PişÇyeesBs
UST A D
Dün gazetemi okurken güzlerim şn
haber üzerinde uzun uzuıı dundu: >
«Bakırköy Halkevi, Türk Musikisi derslerin«, bestekâr E yyû b i Mustafa Sunar’ın nezareti altında devam et mektedir.»
Ne güzel.. Ne güzel ve ne değerli bir gayret! fctambulun bir köşesinde öz duyguların öz usullerle terennümünü
yayan bu bestekârı ve ona kapılarım açan şu Bakırköy Halkevini bu mem lekette bağrına basmayacak kimse bu lunamaz. Marmara kıyalarında ve bu masmavi gökler ve bol güneşli günler le bazan aylı ve to zan keljkeşanlı ge celer Silimi olan Tahkiyem izde aşk. kontrıbas’la ulumaz; bu şiir ülkesin de musiki göııHıtı sesi ile konuşur- o »es İle ki çok defa ışık kadar sessiz leşir, fakat gözden göze sifeülûp gö- i niilde biıvbir kavak yeli dehşeti ala- I rak uğuldar. .
I Türk musikisi, bizim musikimiz, gö
S nül mucizesinin millî şarkısıdır ki
i mukaddes oluşunun bir sebebi de
'Vi.o <Vc\
-rf- SfİdCt,
L E M ’ î....
Niz antettin Nazif
budar.
B öyle bir düşünce nehrinin sıranda bir felsefe umman in a doğru süzülü- tyordom k i birden, gözlerim, bu ba- btarin bir parmak altında en mini mini k ü fle r le dizili şu tek kelim eye' çarptı»
ölüm—
Ve beynimde «kim?» şimşeklenir ken bestekâr I.em ’î A dlı nın göçtü ğünü öğrendim.
Bestekâr D em i Adlı...
O, Türk musikisinin güzel an’ane- Bİne bekçilik edenlerin önsafuıda yeri olanlardan biriydi. Zarif, m ünevver, azizleştirilmişii: denilbbiîir ki i r f n ’î- *w» bu üstadı geçen yıl, bü yü k sıoı’at (muhibbi vo san’atikâr d ostıım Semih Mümtasısı yerinde delâleti ile şehir «zSri: şÜrihnişti. denilebilir k i lıem l* (ye son bir buçuk yılı yaşatan bu> jü-, j lüleden aklığı dernnî haz obmıştusv ^
Jkon’î ile İstanbul, hakiki İstan* bullu bir ifctad dalla kaybetm iş olurv
yor- : ?'
A li alı rahmet eylesin!
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi