_ v _
T T V
s:
• •
İ
şte
O
zallar
Bundan 33 yıl önce, bir 31 Ma yıs günü, bir çift sessiz sedasız dünya evine giriyordu.
Binlerce genç çift gibi, yaşam baş langıçta onlar için de pek kolay ol madı. Zorluklar, sıkıntılar, haksızlıklar yaşamadılar değil. Ama iyi günde ve kötü günde, varlıkta ve yoklukta, sağ lıkta ve hastalıkta elele, omuz omuza ama hep saygıyla ve sevgiyle ilerle diler. Ve beraber olmaya “evet” de dikleri o günün üzerinden, 33 uzun yıl su gibi akıverdi. O günlerde kim selerin tanımadığı bu genç evliler, 1987 Türkiye’sinin kaderini elinde tu tan Başbakan Turgut Özal ve eşi Semra Özal’dı.
Her geçen gün birbirlerine olan, saygı dolu sevgileri daha da kuvvet lenerek 34. evlilik yıldönümlerini de bir ay önce geride bıraktı Turgut ve Semra Özal. Houston’daki zorlu gün lerin ardından yoğun işlerinden zaman bulup gerçekleştirebildikleri ilk tatille ri sırasında da Özallar dostlarıyla de niz üstünde, yatta kutladılar bu mutlu günü. Ancak çocuklarına aşın sevgi leriyle tanınan Özallar için, evlatların dan uzak bir evlilik yıldönümü kutlanması düşünülemezdi. Nitekim 7 Haziran günü İstanbul’da Harbiye Or duevi’nde tüm Turgut Özal ailesi bir- araya geldi. Ve bu mutlu günü tek rar kutladılar.
Semra Özal bir yandan Türk Ka dınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı için ertesi gün çıkacağı Karadeniz ge zisinin heyecanını yaşarken, diğer yan dan da çocukları Ahmet, Zeynep ve Efe, gelini Elvan damadı Asım, re simde olmayan torunları, Turgut ve Merve’nin yanısıra en küçük torunu Yagız’la hasret gidermenin sevinci içindeydi. Başbakan ise, kısa bir za man için de olsa, kendini koskoca bir ülkenin çözüm bekleyen, sorunlarını sırtlanmış bir devlet adamı gibi değil, bir baba, sevgiyle dolu bir dede gibi hissetmenin keyfini sürüyordu.
Herşeyden önemlisi de Özallar 3 4 .üncü evlilik yıldönümlerini evlat larıyla kutlarken birbirleriyle gözgöze geldikleri anlarda, yıllar öncesinin he yecanının ve coşkusunu hala yitirme diklerini bir kez daha anlıyorlardı.
15
V
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi