• Sonuç bulunamadı

II. Dünya Savaşı'nda Türkiye:Karneli yıllar:Türk Hariciyesi'nin savaşta gösterdiği başarının sırrı, İnönü'nün bir cümlesinde gizli:Bizim Numan işi biliyor...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "II. Dünya Savaşı'nda Türkiye:Karneli yıllar:Türk Hariciyesi'nin savaşta gösterdiği başarının sırrı, İnönü'nün bir cümlesinde gizli:Bizim Numan işi biliyor..."

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

9 Eylül 1989 Cumartesi ®

Türk Hariciyesi’nin savaşta gösterdiği başarının sırrı, İnönü’nün bir cümlesinde gizli:

II. Dünya Savaşı nda

Türkiye

‘Bizim Numan, isi biliyor

t

• Savaşın başında Ankara, yeşil, derli toplu.. 825 bin kişilik -bir şehir

yavrusu.. Türkiye savaş dışı kalınca, Ankara da çok önem li bir diplomatik:

merkez oluyor. Büyük devletlerin Türkiye’nin başkentinde görevli

diplom atları, askerî harekâtın her kritik anında, hemen Türk H âriciyesine

koşuyor, savaşm seyrine ilişkin görüş soruyorlar.

• Numan M enemencioğlu, müsteşar olduğu 1 9 3 3 yılınd an beri,

d ışişlerin in başında... OsmanlI hariciye geleneğiyle yetişm iş, dış

politikada kuvvet dengelerini iy i değerlendiriyor. İnönü’nün denge

p olitik ası, Ankara gecelerini renklendiren davetlere de yansıyor.

Ancak, savaşan ülke diplom atlarının aynı davete gelm em eleri <Hıı

akla hayale gelm edik yollara başvuruluyor.

Araştırma: Jülide ERGÜDER

%

I

Y U R D A D O N U Ş

m encioğlu. p a z a rlık ta k i inanılm az ustalığıyla yin e herkeseEfsane d ip lo m a t Num an Mene

m

m encioğlu. pazarhktak

parm ak ısırtm ış, b ir y u rt dışı gezisinden dönüyor...

K

E M A L İ S T ay­dınların çıkar­ dığı bir dergi, 1 9 4 3 't e A n ­ k ara 'n ın aşırı iyimser bir tas­ virini yapıyor: “ Ankara, geleceğin ş e h ­ r i d i r . İsta n b u l ise g e ç ­ m işin . ( . . . ) B u g ü n ü n ve y a r ın ın T ü r k i y e s i'n i s a ­ hiden ta n ım a k istiy o rsa k , y a p a c a ğ ım ız ilk ş e y , A n ­ kara'ya giden tren e b in ­ m e k t ir . ( . . . ) G özlerin izin ön ü n d ek i sa h n e k u r a k ç o ­ r a k d ü z l ü k l e r , p e r i ş a n kerpiç k u lü b eler, to p r a k ­ la rım ilkel sab an larla s ü ­ r e n , re sim g ib i, a m a m ü ­ te v a z ı k ö y l ü l e r d i r ... V e son ra b irden , Ankara ç ık a r k a r ş ın ız a ... O telinize g i ­ d erk en park e taşlı c a d d e ­ l e r i n g e n i ş l i ğ i ş a ş ı r t ı r s i z i . . . ( . . . ) K a h v a lt ı d a n so n ra ge n iş ca d d eler b o ­ y u n c a , o h a rik u la d e g ü ze l, m o d e r n , ışıl ışıl o k u lla r ın , p a r k la rın , h ü k ü m e t b in a ­ larının ö n ü n d en ge ç tiğ i­ nizd e, b u n la rın h e r birinin m o d e r n m im a r lığ ın y ü z a ğ a rtıcı eserleri olduğun u fa r k e d e rsin iz .” EĞRETİ BAŞŞEHİR A B A N C I sefaretlerin binbir rica, minnet ve rüşvetle İstanbul’dan

Ankara'ya nakledilişinin üze­ rinden on küsur sene ancak geçmiş. Yeşil, derli toplu, 225 bin kişilik bir şehir yavrusu, Ankara... Herkes herkesi ta ­ nıyor; hava hoş, sıcak... Sa­ vaşın belirtileri, karneler, ka­ rartmalar, taksi sıkıntısı... Hükümetin dışında, halk pek harple alakadar değil sanki... K a m u o y u , İ n ö n ü y ö n e ti­ minin M ü tte fik le r ile im za­ ladığı Ekim 1939 tarihli it­ tifak antlaşmasını onaylıyor, Ve Ankara, savaş yılla­ rının sonuna kadar, sakin ve soğukkanlı. Emekli Büyükel­ çi T u r g u t M e n e m e n c io ğ lu , “ U fa k tefek pan ik İs ta n ­ b u l’d a g ö rü lü rd ü ” diyor. Ayol görülmesin m i, H itler' in askerleri bir yürüdü mü, soluğu Y e şilk ö y'd e alacak. İsta n b u llu kendisini topun ağzında hissediyor! B iza n s surları yok ki, tepeden R u m ateşi ve kızgın yağ boca edesin.

lardı, anlaşılan... En azından, harp senelerinde...

ÖNEMLİ MERKEZ

Ei

Y

T u r g u t M e n e m e n c io ğ ­ lu, yine de yabancıların İs­ tanbul'dan her A n k a ra'ya dönüşte. “ İsta n b u l'a gid in ­ ce m o ra lim iz b ozu lu yo r; A n k a r a 'y a gelince düzeli­ y o r u z ” dediğini vurguluyor. Y a b a n c ıla r , d ip la m a tla r , “ A n k a r a 'n ın bir te k ta r a ­ fını s e v iy o r u m . İsta n b u l’a d ö n ü ş ü n ü ...” diyen Y ah ya K em a l'd en farklı düşünüyor-V E T , Ankara soğuk­ kanlı... Zira, serinkan­ lı o lm a y a m e c b u r . Dünyanın bir yarısı öbür ya­ rısıyla harp ediyor. Türkiye ise dünya sahnesindeki yerin­ den m em nun... Dünyadaki yeri ve ağırlığının yeniden belirlenmesini talep etmiyor. Yeni lokmalar peşinde de­ ğil... Avrupa'da kopan kar­ gaşayı, haklı olarak Avrupa devletlerinin bir iç meselesi sayıyor. Bu kızılca kıyam et­ ten, en az zararla sıyrılmanın yollarını arıyor. Ve, “ H arp bir a n e v v el n ih ayet b ul­ s u n . A m a , m u vazen eli b it­ s in ” « yolunu gözlüyor.

Ankara, savaş dışı bir başşehir. Türkiye harp sene­ lerinde önemli bir istihbarat odağına dönüştüğü için, A n ­ kara da, çok ilginç bir diplo­ matik merkez. Büyük devlet­ ler, Ankara nezdine “ ağır t o p ” diplom atları gönder­ miş: A lm a n sefiri F ra n z V o n P ap en ; İngiliz sefir beş isimli S ir H u ghe M o n tg o ­ m e r y K n atch b u ll - H u g e s- sen ; F ran sız sefiri, İn ö n ü ' yü I -ozan müzakerelerinden ta n ıy a n R e n é M a s s i g l i , S o v y e t sefiri ünlü V in o g ­ radov ve A m e r ik a n sefiri L aw ren ce A . S te in h a r d t... 1 Bu önemli isimlerin yanı sıra, ikinci derecedeki adamları da tecrübeli diplom atlar. A n ­ kara'da yüksek düzeyde bir fikir alışverişi yapılıyor. H ar­ bin her kritik gelişmesinde, diplom atlar hâriciyeye ko­ şuyor ve devlet adamlarımız­ dan muhtemel gelişmeleri öğ­ renmeye çabalıyorlar. T îim bu görüşmeleri ve “ fikir teatileri” ni derhal merkezle- rjjÿ- rapor ediyorlar._________

OSMANLI DİPLOMATI

I A R İ C İ Y E N İ N b a ­ bında, 1942'ye kadar jükrü Saraçoğlu var. Ancak, hâriciyeyi asıl çekip çeviren, efsanevi N u m a n M e n e m e n c io ğ lu . İn ö n ü ' nün, “ N u m a n işi b ilir ... Ç abu k ve gelişen olaylar karşısın da, ileri g ö rü şlü ­ lükle h a rek et e d e r ” dediği.

DİPLOMASİ USTASI, CHURCHILL VE İNÖNÜ İLE...

Savaş dönem inde Türk dış p o litika sın ın nihai ka ra rla rın ı İnönü veriyordu. Am a. dosyalara h â kim iye tiyle İnönü'yü devam lı besleyen Numan M enem encioğlu id i (sağda). A lm anların ö fkesini üzerim ize çekmeden, savaşa g irm e m e kte d iren ip Londra'yı küstürm eden savaşı geçirm ek, değme dip lo m a tın başaracağı iş d e ğ ild i... M enem encioğlu. In g ilte re Başbakanı C hurchill ile Adana Konferansında (solda)...

- X ı İ

Jt*

AVRUPA KÜLTÜRÜ, OSM ANLI GELENEĞİ

Numan Bey. ü n ive rsite yi İsviçre'de okum uştu. Fransızcası. siyasi ta rih b ilg is i m ükem m eldi. Hâriciyeye. OsmanlI D e vle ti'n in son yılla rın d a g irm iş. O sm anlI'nın dış p o litik a üslubunu öğrenm işti. Genç d ip lo m a tla rla dış p o litik a m eselelerini ta rtışm a yı çok severdi. M enem encioğlu. opera tem silinde kız kardeşi ve yeğeni ile.

müzakere kaabiliyetiyle tüm yabancı diplom atlara par­ mak ısırtan tecrübeli dip­ lom at... 1933'den beri “ K â - tib—i U m u m i” yani m üs­ teşar... N a m ık K em a l'in lo ­ runu, İsviçre'de tahsil etmiş, O sm a n b hariciye geleneğin­ de y e t i ş m i ş ... “ D ü v e l - i M u a z z a m a ” n ın (b ü y ü k devletler) ayak oyunlarına vakıf... H üküm ette, değme bakanlardan daha ziyade sözü geçiyor...

Zehir zemberek bir zekâ ve hasta bir vücut. N u m a n M e n e m e n c io ğ lu , kemik ve­ remi, sık sık ameliyat olması

r

icap ediyor. Vekâlete, Hitler' in hediyesi, kurşun işlemez bir M erced es'le gidip geldiği için, adı “ A lm a n c ı” ya çık mış. Halbuki, onun “ A l ­ m a n c ı " olduğuna inanan F ran sız Sefiri R ene M a ssig ­ li bile. M e n e m e n c io ğ lu için şunları yazıyor: TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARI

A

L M A N h â riciy e­ s in in a r ş i v l e r i n e g ö re , Berlin on u n Almanlar'a sem p a tisin e g ü ­ v en m e k te y d i. N e v a r k i,

gen e aynı arşivlere g ö r e , birçok hallerde bu sevgiye d a y a n m a k , hayal kırıklığı

y a r a t m ış t ı r . T ü r k iy e 'n in m en fa a tle ri b ah is konusu olduğu z a m a n , sevgiyi vc vaaatlcri bir ken aru itive- rird i.”

Vc ekliyor M assig li: “ R astla d ığım en b ü yü k politik zek â lard an biriydi. B a şk a bir devirde dünyaya gelsey d i, h iç şü p h em y o k , Osmanlı İmparatorluğumun ta r ih in e şe r e fli s a y fa la r y a z a n , b ü yü k vezirlerden biri o lu r d u .” İ n g i l i z s e f i r i S i r K n a t c h b u l l - H u g e s s e n 'i n hatıratındı: M e n e m e n c io ğ lu için yazdıklarının da, M a s - s ig li’dcn aşağı kalır yanı vok:

“ B ek len m e d ik bir du­ ru m k arşısın d a, ani olarak v a z iy e t a l m a y a , o n d u n d ah a m ü sa it bir m u h a ­ k e m e k a b iliy e tin e sa h ip olan hiç k im sey e ra stla ­ m a d ım . B ü tü n m eseleleri şim şe k hızıyla k a v r a r d ı.”

Gazeteci A lta n ö y m e n , 1967'de M illiy e t'te ya yın ­ lanan “ ik in c i D ü n y a S a - vaşı'nda T ü r k iy e ” başlıklı dizi yazısında, V o n Papen'in M e n e m e n c io ğ lu hakkıııdaki düşüncelerini aktarıyor:

“ ... B u m e m le k e t, t a ­ rihinin en zo r d ev relerin ­ den b irin d e, bu va sıfta bir a d a m a sah ip olduğu için , (Demmı Sa.19. Sii.4'de)

(2)

5. SAYFADAKİ YAZININ DEVAMI

...I... . W » J

‘Bizim Numan, işi biliyor...’

k en d in i ta lih li sa y a b ilir. Avrupa p o litik a sın ın g e ­ r e k l e r i h a k k ı n d a , t a ­ m a m e n b e lir li f i k i r l e r i va rdı. H er türlü zor d u ­ ru m d a n bir çık ış yolu b u l­ m a k g ib i, m ü ste sn a bir kabiliyete sa h ip ti.” ÖZEL YÖNTEMLER UYGULANIYOR A K İ C İ Y E N t N “ B i­ r in c i S iy a s i D a i

-r e ” si. Batı Av-rupa, Fransa, İngiltere ve Alman­ ya ile uğraşıyor. ABD ile öbür Kuzey Amerika ülkeleri de bu daireye bağlı. “ İk in c i Siyasi D a ire ” Doğu A v­ rupa, Balkanlar, Yunanistan ve S S C B 'd e n s o ru m lu .

“ Ü ç ü n c ü Siyasi D a ir e ” ise Ortadoğu ve Uzakdoğu'ya b a kıyor. N u m a n M e n e - m en cioğlu 'n u n muavini C e - vat A ç ık a k n 'ın yanı sıra, geleceğin parlak isimleri F e ­ ridun C e m a l E rk in , M u ­ h a r r e m N u ri B irgi, T u rg u t M e n e m e n c i o ğ l u , F a t i n R ü ştü Zorlu gibi genç diplo­ matlar vaziyete hâkim...

Yabancı sefirler de, M e ­ n e m e n c io ğ lu ve ehil ekibine hayran... Ama bu takdir his­ si, Türkiye'yi kendi safların­ da harbe sokmak amacıyla azami gayret sarf etmelerine asla mani değil... Her Allah' ın günü vekâlette temas im­ kânı arıyorlar. Ve tabii, kimi gün de, Hariciye'ye peş peşe girip çıkıyorlar. İngiliz Sefiri Sir K n a tc h b u ll H u g e sse n , T ü r k diplomatların, kendisi ile V o n P ap en 'i burun bu­ runa getirmemek için ter döktüklerinin farkında:

“ Türk H â ric iy esi, b e ­ n im le Von Papen'i k a r şıla ş- tır m a m a y a ç o k d ik k a t ed i­ y o rd u . V ek il Saraçoğlu, ik i­ m izle a r k a a r k a y a g ö r ü ş ­ m e k zo ru n d a k a lırsa , özel bir y ö n te m u y g u lu y o rla r­ dı. SON A N D A ÖNLENEN KAZA

S

A R A Ç O Ğ L U n u n m a k a m o d a s ı n a , ö z e l k a l e m m ü d ü ­ rün ü n b ü ro su n d a n g eçilir. B u o d a y a d a , b e k l e m e o d a sın d a n girilir. Ş a y et b i­ rim iz Saraçoğlu ile g ö r ü ­ ş ü r k e n , öb ü r ü H a riciye'ye g e lirse, özel k a le m m ü d ü ­ r ü n ü n b ü r o s u n d a n b a ­ k a n ı n m a k a m o d a s ı n a açılan kapı k itlen ird i. B ö y - le c e , özel k a le m m ü d ü ­ r ü n ü n b ü r o s u n a g e ls e k b ile, vekilin ya n ın a g ir e ­ m e z d ik . A y r ı c a , v e k ilin m a k a m od a sın ın d ışarıya ayrı bir çıkışı da vardı.

“ B u y ö n te m u zu n sü re k a za sız u y g u la n d ı. Y aln ız vekilin Von Papen ile b a n a a r k a a r k a y a ra n d e v u v e r ­ diği b ir g ü n , b en b ira z g e ­ c ik tim . T a m vek â lete g i­ re rk en , Von Papen m er d i­ venlerden in iyo rdu . H a l­ b u k i, o sırada b e n im b e k ­ lem e oda sın d a o lm a m g e ­ rek iyord u . N ey se k i, Von Papen'i va k tin d e g ö rd ü m d e, y a v a şla d ım , k a z a son an d a a tla tıld ı.” YARIN: CASUSLARIN KARANLIK DÜNYASI

Referanslar

Benzer Belgeler

Antisemitizm, NSDAP Programı, Toplumsal Sorunlar, Sınıflar, Ekonomi,..

DÜNYA SAVAŞI’NDA TÜRKİYE’NİN İZLEDİĞİ DIŞ POLİTİKA STRATEJİLERİ.. • Dış Politikayı Etkileyen

Hırvatistan’ın Ankara büyükelçisi Gordan Bakota’ya göre Boşnaklar ile Bosnalı Hırvatları barıştırmak konusunda Türkiye ile Hırvatistan’ın gerçekleştirdiği

Savaş ekonomisinin getirdiği harcamaların ciddi artışı sonucu ortaya çıkan finansman açığının giderilmesinde yapılan yeni vergisel düzenlemeler

13 Levent Kalyon, Cumhuriyet Dönemi Savunma Politikaları, (Yayımlanmış Doktora Tezi) Ankara Üniversitesi SBE Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi ABD, Ankara, 2008, s.107.. Bu siyaset,

Anahtar Kelimeler: İkinci Dünya Savaşı, Londra Gezisi, Belin Gezisi, Türk Gazeteciler, Hüseyin Cahid Yalçın, Ahmet Emin

Topkapı Fukaraperver Cemiyeti, Asker Ailelerine Yardımcı Hanımlar Cemiyeti, Himaye-i Etfal Cemiyeti gibi yardım amaçlı cemiyetler; Osmanlı Türk Hanımları Esirgeme

Akdeniz Bölgesinin diğer önemli bir kültür bit- kisi olan limonun balı açık sarı renkte olup, tadı çok güzeldir.. Balının bitkiye has bir