• Sonuç bulunamadı

Alman Folklor Çalışmalarının Özellikleri Archer Taylor-Özkul Çobanoğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Alman Folklor Çalışmalarının Özellikleri Archer Taylor-Özkul Çobanoğlu"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ALMAN FOLKLOR ÇALIŞMALARININ

ÖZELLİKLERİ*

Archer TAYLOR

Çeviren; Özkul ÇOBANOĞLU

Folklor Çalışmaları, göreli olarak da­ ha oturmuş disiplinlerle, mesela, Tarih yahut Tabiî Bilimlerle mukayese edildi­ ğinde, Folklor Çalışmalarının kendine has bir karakter taşıdığı görülür. Folk­ lor Çalışmalarının söz konusu edilen ka- rekteri, ülkeden ülkeye değişen bir özel­ liğe sahip olmalarıdır. Bu özelliğin bir nedeni, Folklor çalışmalarının pek çok değişik türde mahalli yahut millî seviye­ de çeşitlilik arz eden mahsullerle uğraş- malarındandır. Buna ilaveten, Folklor çalışmalarının gelişmeleri ve akademik bir disiplin olarak kabul görmesinin de, milletlere göre değişmesi, Folklor çalış­ malarının yukarıda zikredilen Özelliği­ nin bir başka nedenidir. Öncelikle, Fin­ landiya’yı düşünelim ve örnekleyelim. Çünkü, Finlandiya’yı pek çok açıdan, özellikle folklor bilginliğinin comertçe^ve büyük bir hoş görüyle kabul görmesi ne­ deniyle, Folklor çalışmalarının anavata­ nı olarak kabul edebeliriz. Üstelik, Folk­ lor çalışmalarının önemi, Finlandiya’da Elias Lönnrot’un halk türkülerine da­ yandığı Kalevala DeBtam’nın Fin edebî çalışmalarının merkezi ve Fin Edebiya­ tının başlangıcı sayılmasıyla, şeksiz süp- hesiz bir şekilde ispatlanmıştır. E. Lönn- rot’tan bu yana Folklor çalışmaları, Fin Millî Edebiyatı’nın ve kültürünün koru­ yucu zarfı kabul edilmiştir. Üstelik, Fin

* Journal Of American Folklore Cilt:74 Sayı 293, S.302-312

Folklor çalışmaları tarihi, sürekli olarak folklorun önemini vurgulamanın ötesin­ de, daimi bir Folklor metotları tarihi ol­ muştur.

İngiliz Folklor çalışmaları tarih, Ric­ hard M. Dorson tarafından başlangıcı ihmâl edilmek suretiyle de olsa yarısın­ dan itibaren açıklanıp gün ışığına ka­ vuşturulmuştur.1 Dorson’un açıkladığı safhalardan daha önce, İngiliz Folklor araştırmacılığı uluslararası bir bağlam ve ilişki olmaksızın eski halk eserleri toplayıcısı (antiquarian, eski antik bilgi ve eşya toplama merakının mensupları) safhasına sahiptir. Söz konusu eski halk eserleri araştırıcılığı (antiquarian) safla ile William Camden’in Remaines Con-

cerning Britanie (Londra 1605) den,

John Aubrey’in yüzyılın sonundaki yazı­ larına kadar, bütün bir yüzyılı dolduran emsalsiz çalışmalarından behsediyorum. Bu adamlar ve diğerlerinin topladığı ge­ lenekler aynı ruhla toplanmıştır ve Folk­ loru da kabul edilmiş ve disiplin haline getiren ruh budur. Peki, bu eski halk eserlerini araştıranlar niçin bir bir me­ tot ve gayeye ulaşamadılar denilebilir, Lâkin o yüzyılda fen bilimleri çalışmala­ rının da aynı olduğunu hatırlamalıyız. O zamamn fen bilimcileri de, nerede bulur­ larsa bulsunlar, buldukları bitkilere, hayvanlara ait her ne varsa onları toplu­ yor, tasnif edip, düzenliyorlardı. Aynı şe­ kilde 17. yüzyıl folklorcuları da, malze­

(2)

melerini aynı modaya uygun olarak top- luyorlardı.

18. yüzyılın ortasından Romantizmin yükseleşine kadar, İngiliz Folklor çalış­ maları ikinci gelişme safhasındaydı. Za­ manın edebi ağırlıklı bakış açısının göze çarptığı çalışmalar, Başpapaz Perc/nin

Reliliques’i ve Alman Tesiriyle diğişen

ve gelişen Sir Walter Scott’un çalışmala­ rıdır. Sir Walter Scott’u izleyen ve Dor­ son’un ilgilendiği safha, İngiliz Folklor çalışmalanmn üçüncü safhasıdır.

Ingiliz Folklor çalışmalanmn üçüncü safhası tarihî, mahalli tarihi ve eski halk eserleri araştırıcılığı (antiquarian) özellikler damgalanmış olmasına karşın, mühimce bir oranda Alman Folklor ça­ lışmalarının ve zikredilecek kadar da Danimarka ve İskandinav folklor çalış- malanndan mülhemdir. Derlenen ma­ teryaller, halk türkülerinin ötesine geçe­ rek, gelenekleri, batıl inanç ve hurafeleri geçmişin kalıntılanm içine alarak geniş­ lemiştir.2 19. yüzyılın ikinci yansında, İngiltere’nin uluslararası sömürgeci bir güç olarak kendini kabul ettirmesiyle birlikte, araştırma ve derleme konusu daha da genişleyerek ilkel kültürleri de ihtiva etmişti. Ingiliz folklor çalışmalan- mn bu dördüncü safhası ayrıca, mahalli tarihe gösterilen ilgi ve derleyicilerin neşrettiği elkitapları, ve neredeyse her ilçe de "Notes and Queries" adıyla çık­ mağa başlayan dergiler ile ayn bir ka- rekter kazanmıştır. Söz konusu dergile­ rin ilk ve orjinal alanı, "Notes and Que-

ries" adıyla, "Folk-Lore" kelimesini ya­

ratan W.J. Thoms tarafından yayına başlatılmıştır. Thoms’un söz konusu der­ gisi yaklaşık olarak 1900’e kadar sahaya ilgi gösterip ağırlığını korudu. Diğer ve daha küçük dergiler ise Thoms’un dergi­ sini örnek alıp, onun liderliğini takip et­ tiler. Bir kuşaktan sonra İngiliz Folklor

çalışmaları gücünü koruyamayıp parça­ lara ayrıldı. İngiliz Folklor çalışmaları

"Folklore" dergisinde yer alan çalışma­

ların ispatladığmca uyumlu bir derleyici ve araştırıcı kadrosunun yokluğu sebe­ biyle daha önce işaret edilmiş olan eski halk eserleri araştırıcılığı (antiquarian) bakış açısına geri dönmüş gibi gözükü­ yor.

Avrupa’nın diğer ülkelerinde Folklor çalışmaları, önde gelen ikisi haricinde tamamen değişik manzaralar arz eder. İtalya hariç Avrupa’nın güneyinde göreli olarak çok az folklor araştırma faaliyeti ortaya kondu. Geçmişin Ispanyol Folklor Mecmualan mesela, "El Folklore anda-

luz," çok kısa ömürlü oldular. Halihazır­

da yaşamakta olan Revista de Dialecfo-

logia y Tradiciones populares, ağız çalış­

maları üzerine yoğunlaşmıştır. Porte­ kiz’deki folklor çalışmaları Revista Lu-

sifana isimli neredeyse tamamen edebi­

yat tarihi araştırmalanna hasredilmiş mecmuayla süregelmektedir. Kuzey’de İskandinav Folklor çalışmaları, halk kültürünün tamamım kapsayacak şekil­ de gelişmiştir. Şaşırtıcı bir şekilde, Fin bakış açısından çok farklı olarak gelişen, antropolojik ve sosyolojk karekterden uzak olan İskandinav ülkelerindeki Folklor çalışmaları Stocholm’deki Nor-

diska Museet ve Skansen’deki açık hava

müzesi gibi dikkat çekici halk müzele­ rinde şekillenmiştir.

Almanya’ya döndüğümüz zaman, Folklor çalışmalanmn bir daha çok deği­ şik bir manzara arz ettiğim görürüz. Bu­ na sebepte, gerçekten tam anlamıyla folklor çalışmalanmn M.S. 100. yılda Al­ manya’da başlamış olmasıdır. Tactus’un

Germania’sından bahsediyorum. Taci-

tus’un Germania'sı, Roma şehri ve dev­ letinin lüks ve sefahetin yolunu göster­ diği yıkılış öncesi, bir Romalı’mn

(3)

yurt-daşlan için kaleme aldığı Almanya'nın anlatımıdır. Tacitus etnoğrafik olduğu kadar sosyo-politik olan eserinde ilkel ve basit hayat tarzı ve onun güzelliklerini açıklamayı deneyerek böylece Roma ha- yatanın içinde bulunuğu açmaz şartları­ na güzel ve arzu edilebilir bir alternatif ortaya koyarak daha doğru düzgün bir hayat düzeni için gerekli fikirlerin oluş- ma zeminini oluşturmayı hedefledi.3 Ta- citus’un kitabı asırlarca saklı kaldıktan sonra 15. yüzyılda reformlar öncesinde ve Alman hümanistlerinin onu gerekli iştiyak ile alacakları zaman ve zeminde keşfedildi. Kitap çok geniş kitleler tara­ fından okundu ve defalarca basıldı. Ben şahsen Alman Folklor çalışmalarının izahedeci, tarihsel ve etnoğrafik karek- terinin, gerçek yönlendiriliş sebeb ve so­ rumlusunun, Tacifus’un eseri ve onun tesirleri olduğuna inanıyorum. Söz ko­ nusu akımın iki örneği, Johannes Boer- nus’un Omnium Gentium, Mores, Leges

et Ritus (1520) ki, uluslararası etnogra-

fık bir çerçeveyi hedeflemiştir ve yine aynı yüzyılın mahsulü Sebestian Frank’ın yazdıklarından mesela ağırlıklı olarak Almanya ile ilgilenen Wiltbuch (1534) tur. Bu eserler, onların daha millî ve milletlerarası benzerleri gibi, oldukça sınırlı izahları, önemli oranda bugün bi­ zim folklor kubul ettiğimiz meteryali muhtevidirler. Mesela, o zamanın özel ve gözde bir edebi türü olan şehir şiirleri (şehrengiz) ki, şehri öven, onun yeri, ta­ rihi ve nüfusundan bahsederler, çokça folklorik malzeme ihtiva ederler.4

16. ve 17. yüzyıllarda Almanlar ara­ sında da Alman eski halk eserlerini top­ lama (antiguarıan) geleneği mevcuttu ve bu gelenek kendisini çeşitli yazarla­ rın türlü konulardaki kolleksiyonlannı yayınlamasıyla ortaya koymuştu, İngiliz eski halk eserlerini toplama geleneği ile

mukayese edildiğinde Alman eski eser toplayıcılarının özellikle 17. yüzyılda po­ püler hale geldiği ve zamanın kırkambar türü eserlerinin özellikle çok geniş folk­ lor muhsulleri içerdiği görülür. Bu eser­ ler önceleri binbir türlü konuda tasnif edilmemiş notlar içeriyorlardı. Bununla beraber, bu tür eserlerin daha sonralara ait olanları gayet güzel indekslerle dona­ tılmışlardır ve bugün folklor alimleri ta­ rafından kullanılabilirler.6 17. yüzyılın sonundan itibaren tarihi coğrafi ve eski halk eserlerini toplama gelenekleri Al­ manlar için tatmin edici bir gelişme gös­ tererek folklor malzemelerinin toplan­ ması tatmin edici bir gelişme göstererek, Folklor, malzeme toplamanın ötesinde çalışmağa değer bir saha olarak kabul edildi. Almanya dışında tesadüfen yayıl­ mış erken Ortaçağ’a kadar inen eskilik­ teki derleme koleksiyonlarının varlığı­ na rağmen, zannederim biz 17. yüzyılın sonunda yapılan çalışmaları ve Alman tarihinin buna denk düşen periyoduna, folklorun daha ciddi biçimde derlenip ça­ lışılmasının başlangıcı olarak kabul ede­ biliriz.

Bu yol ve çığır açıcı periyotta, Alman öğrenciler, Alman Üniversitelerinde hu­ rafeler veya hayaletler gibi kesinlikle ve açıkça folklora ait olan konularda dokto­ ra tezleri yazıyorlardı. Böyle pek çok eser vardı. Mesela, Erasmus Francis- ci’nin, Der Höllische Proteus (1695). Fa­ kat aynı zamanda yükselmekte olan, Av­ rupa akılcılılığımn da dikkat çekici eser­ leri vardı. Avrupa akılcılığı 18. yüzyılda pek çok folklor malzemesine, kendilerine gösterilen özel bir ilginin ötesinde, onla­ rı açıklanabilir veya reddedilebilir ilginç olgular olarak ele alma neticesini veren çalışmaları doğurmuştur. Bu çeşit çalış­ maların erken örneklerinden biri olarak, bir Alman ilâhiyatçısının On Emir’le il­

(4)

gili batıl inanış ve hurafelerin listesini içeren reddiye mahiyetendeki risalesi verilebilir.6 Söz konusu hurafe ve batıl itikadların listesi bu risaleyi folklorik bir doküman yapmasına rağmen müelli­ fi asla o hurafelerin akademik bir çalış­ maya değer şeyler olduğunu kabullen- memiştir.

Biz, bildiğimiz, günümüz, modern Folklor ilminin temellerini, Jacob Grimm’in 19. yüzyılın ilk yanlarındaki çalışm alarına borçluyuz. Jacob Grimm’in Folklor disiplinine verdiği yön ve yönlendirmeler hâlâ, Alman Folklor disiplininin karekteristiğini teşkil et­ mektedir. Grimm üzerinde çalıştığı mal­ zemenin bir kısmını kendinden önce ya­ pılan derlemelerden topladı. Grimm ay- nca çok geniş ve değişik türde kolleksi- yonlar vücuda getiren derlemeler yaptı. Grimm millî gelenekleri kayıt eden ve bu hususta çalışanlara örnek oldu ve on- lan etkiledi. Grimm’in yaşadığı zamanın romantik atmosferinin de tesiriyle, Al­ man olma özelliğine sahip her şeyin sak­ lanıp korunması, hissiyle hareket etti. Bunda özellikle, Napolyon döneminin emperyalizmi ve milletler arası kozmo- politizmin, Alman kültürünü oluşturan unsurları tehtidi etkilidir. Grimm’in Al­ man olan şeylere ilgisi kendinden önce başlamış olan etnoğrafik malzeme gele­ neği ile birlikte düşünüldüğünde yerli yerine oturmuştu. Grimm onu daha da genişletti ve yabancı bir din olan Hristi- yanlığın, Alman vatandaşlar üzerindeki olumsuz kültürel tesirleri sebebiyle onu redde kadar gitti. Bu sebeple Grimm Hristiyanlık öncesi tipik, millî yerli ve tamamen Alman olanları yapmak için gerekli çalışma zeminini hazırladı. Bü­ tün bu gelişmeler Almanya’nın hemen yanıbaşmdaki Fransa’nın tamamen zıd­ dı istikamettedir.

En azından, kesin olarak Fransa’nın bazı bölgelerindeki, Fransız gelenekleri­ nin Keltik (Celtic) bir orijin taşıdığı bili­ nen bir gerçektir ve güzel bir araştırma­ nın da konusu olmuştur.7 Bununla be­ raber söz konusu kaynak meselesi işaret edilen geleneklerin tamamen ve emsal­ siz bir şekilde Fransız olamaması sebe­ biyle asla «ıevzu bahis edilmemişlerdir. Bunun açıklaması şudur, Fansızlar ken­ dilerinin Hristiyanlık öncesi gelenekleri­ ni, tarihi bir ilginin ve araştırmanın ko­ nusu olarak kabul etmemeyi tercih eder­ ler. Üstelik, söz konusu kültürel mirası, birbirleriyle düşman sayılabilen kültür­ lerin göçler yoluyla kaynaşması sebebiy­ le kaybetmişlerdir. Buna karşılık, Al­ manlar, Hristiyanlık öncesi geçmişlerine çok büyük bir önem vermiş ve bu sebep­ le de, Folklor’un sahasım olabildiğince genişletmeşlerdir. Grimm, pagan mitolo­ ji, gelenekler, batıl inançlar ve hukukî uygulamalara önem verip, onların değe­ rini vurguladı. Grimm aynca, söz konu­ su hususlarda kullanılan kelimelerin etimolojisiyle uğraşılarak daha fazla bil­ gi elde edileceğini bildiği için, Dilbilim (Lingustik) dillerinin kullanımını kabul ettirdi. Grimm modem Aman Folklor ça- lışmalannın, temel yapısını oluşturdu. Grimm’in oluşturduğu yapı üzerinde Al­ man folklorcuları etkin bir biçimde çalı­ şarak, yapıyı geliştirip, korudular.

Almanya’da geçmişte ve halihazırda devam edegelen çok kuvvetli mahalli bir gelenek vardır. Yukarıda da bu gelene­ ğin, Hümanizm çağındaki varlığına işa­ ret etmiştik. 19. yüzyılın muhteşem ge­ lişme çizgisinde, bu gelenek pek çok ma­ halli dergilerin doğup, gelişmesini sağla­ dı. Bu dergiler mahalli gururun hizme- tindeydiler ve bunlardan yüzlercesi, pek çok küçük Alman devletçiğinin, Alman­ ya'nın birliğinden sonra ortadan kalma­

(5)

sına rağmen yayınlarına devam etmek­ tedirler. Bu dergiler bizim, Amerikan- mahalli tarih dergilerinden çok daha fazla miktarda geleneksel malzemeyi ih­ tiva ederek, folklor ve edebiyata önem ve yer verirler. Ben Mark Twain üzerine yazılmış bir makaleye yer veren bir Mis- souri-Amerikan mahalli tarih dergisinin varlığını, Mark Twain’in söz konusu eyaletin Hannibal kasabasında yaşama­ sına rağmen, güçlükle hayal edebiliyo­ rum. Böyle bir derginin yayıncısı nere­ deyse kesinlikle Mark Twain’in eserle­ riyle mahalli folklorun ilişkisine dair bir araştırmaya ilgi göstermeyecek ve hele hele Mark Twain’in eserlerinde mahalli atasözleri gibi daha dar kapsamlı ve özel bir çalışmanın yayınlanma şansı çok da­ ha zor olacaktır. Fakat Alman mahalli tarih dergileri ise memnuniyetle mahalli yazarlar ve özellikle onlardan mahalli folklor materyallerinden Hristiyanlık öncesine ait, mitolojiye, tarihî etnoğrafik ve eski halk eserleri toplamacılığı (anti- quarian) bakış açısına yakın ve yatkın olanlara dair makaleleri kesinlikle ve zevkle yayınlayacaklardır.

Bütün bahsettiklerimiz Alman Folk­ lor çalışmalarının ana yapısı ve mahalli folklor geleneklerine dairdir. Tabii, Al­ man Folklor derleme ve değerlendirme çalışmalarında bir parçalanmanın varlı­ ğı da yadsınmayacak büyüklükte mev­ cut bir gerçektir. Bu gerçek, Alman­ ya’nın mahalli edebiyat tarihi ve mahalli tarih dergilerinin, büyük bir geçmişe sa­ hip, folklor malzemelerini yayın tarihin­ de kendini açığa vurur. 1855 yılında en erken olarak yayın hayatına atılan bir Alman folklor dergisi ancak dört yıl ya- şayabilmiştir.0 Bu derginin yayıncısı, muhtelif düşünce okullarından ve onla­ rın kabul gören yorumlarından etkilene­ rek, ilk iki yıldan sonra derginin yayın

politikasında, önceki yayınlara ters dü­ şüp, yabancılaşan değişikliklere gitmiş­ tir. Sonuç olarak, yirminci yüzyılda Al­ man Folklor çalışmaları ile antropoloji çalışmaları arasında samimi işbirliğinin yokluğu zikredilen parçalanmayı oluştu­ ran gerilimleri daha da artırmıştır. Al­ man Folklor araştırmacılığı, 19. yüzyılın yansında9 yaptığını daha fazla devam ettirmeyerek antropoloji yerine edebiyat tarihi, mahalli tarihçiler ve müzeciler­ den yeni kavramlar ve metodolojik Özel­ likleri ödünç almıştır. Almanya’da bu­ gün Folklor kongrelerine katılan insan­ lar bunlardır.

Çünkü, Almanya’da, Amerika’dan çok daha geniş miktar ve mahiyette ma­ halli folklor dernekleri, tarih dernekleri vardır. Bütün bunların semeresi olarak merkezi bir kurumlaşma gerçekleştiril­ miştir. Bu merkezi teşkilat, Alman Folk­ lor Dernekleri Birliği, Verband Deust-

cher Vereine Für Volkskunde’dir. Alman

Folklor Dernekleri birliği, mahalli folk­ lor derneklerinin faaliyetlerine herhangi bir şekilde karışamaz ve onları yonlerdi- remez. Alman Folklor Dernekleri Birliği, çok nadir olarak mahalli folklor dernek­ lerinin temsilcilerinin katıldığı yıllık toplantılar düzenlerler. Diğer, İlmî Al­ man derneklerinin bilimsel toplantıları gibi, Alman Folklor Dernekleri Birliği­ nin toplantıları da, benzeri Amerikan Derneklerinin toplantılarından, yapıları gereği, doğal olarak farklılıklar vardır. Mesala, toplantılara katılanlar, isimleri toplantının programına basılmış davetli­ lerdir. Davetliler, Folklor üzerinde yo­ ğunlaşmış 50-60 kişilik küçük gruplar­ dır ve toplantı onlara hastır. Toplantıya katılanlarm daha Önceki ilgi ve yetişme sahaları tarih, edebiyat, müzecilik, hu­ kuk, eczacılık veya müzik profesörlüğü olabilir. Onların çalıştıkları alanın gele­

(6)

neksellik cephesine ilgi göstermeleri ka­ fidir. Bu toplantılar, mahalli organizas­ yonlardaki muhtemel, ayrılıklara sebe­ biyet veren gerilimli havamn yumuşatıl­ masına karşı bir fonksiyonu da yerine getirmiş olurlar.10

Folklor Dernekleri ve çalışanları ara­ larındaki parçalanmalara sebebiyet ve­ ren gerilimlerin yumuşatılmasında bir başka fonksiyonel unsur da, Almanların Handbücher (Elkitabı) olarak isimlen­ dirdikleri elkitaplardır. Almanlar bu tür, genel tarih ve folklora giriş kitapları yazmak açısından nesiller boyuncu diğer milletlerden daima fazla bilgin yetiştir­ mişlerdir.11 Bunların en erkenlerinden birisi Elard Hugo Meyer ve onun, Deuts­

che Volkskunde’ (Strasburg:1898) dir.

Bu kitap, köylerin ve evlerin geleneksel biçimlerine dair bilgiler içerir ve oldukça yalın olarak köylü giyim-kuşancnm tartı­ şır. Bununla beraber, masallara, şarkı­ lara, atasözlerine, bilmecelere ve benzer­ lerine, İngiliz ve Amerikan folklorcula­ rın ilgilerinden çok daha fazla yer ver­ miştir. Bu türdeki eserler arasında daha sonra yayınlananlardan Erich Schmidt’in Deutsche Volkskunde im Zei-

falter de s Humanismus and der Refor- matıon (1904); John Meier’in Deufsche Volkskunde (Berlin:1926) Wilhelm Pess-

ler’in Handuch der Deufschen Volkskun­

de (3 cilt. Berlin:t.y.). ve Adolp Spa-

mer’inDie Deutsche Volkskunde (2 cilt. Leipzing:1934) zikredilebilir. Bu çalış­ malar arasında en iyisi Meier’inkidir. Meier’in kitabı Nazizmin yönetime gel­ diği ilk günlerde yazılmış bir öğretmen elkitabıdır ve Hitler’in fikirlerinden hiç etkilenmemiştir. Pessler ve Spamer’in çalışmaları ise ansiklopedik, tenkidi, tarihî ve yorumsaldır. Bu çalışmalar ay­ rıca, Folklor çalışmalarının bir tarihini ve değişik folklor araştırma alanlarının

izahım çok geniş bir bibliyografya ile ve­ rirler. Spamer tarafından hazırlanan ge­ niş hacimli ciltlerden bir tanesinin sade­ ce resimlere ayrıldığını vurgulamak iste­ rim. Alman Folklorunun resimle ilgili cephesindeki çalışmalara her zaman ge­ reken ihtimam gösterilmiştir.12

Eğer biz folkor olarak kabul ettiğimiz sahalara dönersek, Almanya’da yapılan bir folklor kolleksiyonu emsalsiz bir şe­ kilde, Folklor disiplinin erken bir dev­ rinde hazırlanmış olmasına rağmen et­ kisini sürdürmeğe devamediyor. Bu ça­ lışma, Achim Von Arnim ve Clemens Brentano’nun 1808’de yayınladıkları

Des Knaben Wundehorn isimli çalışma­

dır ve Grimm kardeşlerin Berlin’de 1812’de yayınlanan Kinder und Haus-

marchen’in masallar konusunda yaptığı

ve yapmakta olduğu tesir ve teşviklerin aynısını halk şarkıları için yapmağa de­ vam etmektedir. Söz konusu çalışmala­ rın folklorun ihmal edilip, zayıflayan sa­ halarının işlenmesinde teşvik edici rolle­ ri olmuştur. Yahut, İngiltere’ye dönecek olursak orada da çocuk ninnileri üzerine kolayca bulunur ve kabul edilmiş kollek- siyonların olmadığını görürüz.13 Jacob Grimm’in Dutsche Rechtsaltertümer (1828.2 cilt) isimli kitabımn Alman folk­ lorcuları, İngiliz ve Amerikan folklorcu­ larının asla eğitmediği bir konuya nasıl standart kabul edilmiş bir çalışma ola­ rak yönettiğini görmek eğiticidir. Bu ki­ tap, Grimm’in Alman Hukuk tarihi de­ rinliklerindeki ceza çeşitleri ve cezalan­ dırdıkları suçlar ve sözleşmelerdeki "ye­ di yıl", "bir yıl" ve "bir gün" gibi zaman limitlerini içeren tarihi kaynaklar üze­ rindeki derleme ve tasnifleri içerir. Kita­ bı yazan, Jacob Grimm olduğu için o za­ mandan beri folklorcular bu konu üze­ rinde yoğunlaşmışlardır. Grimm’in kita­ bı zaman bakımından gerekli tenkit ve

(7)

düzeltmelerle yenileştirilmemiş olması­ na rağmen, başlangıcından günümüze kadar, hemen her küçük Alman devletçi­ ğinde pek çok benzer ciltler dolusu çalış­ manın yapılmasını teşvik edegelmiştir.14 Grimm’in kitabı bu yönüyle, aynca İn­ giltere dahil hiç bir yerde böylesi köklü eski halk eseri (antika) meraklıları dev­ rine dek inen sağlam bir ilim geleneğini vücuda getiriyor ki, İngiltere’deki eski eser meraklıları devrinde yapılan çalış­ maların arz ettiği birbirinden kopuk, da­ ğınık durum ile ne kadar çarpıcı bir te­ nakuz teşkil ediyor. Üstelik, İngiltere ve Amerika’da tarihi hukuk eserleriyle ilgi­ lenmek sadece hukuk tarihçileriyle sı­ nırlandırılmıştır.

Alman Folklor çalışmalarının bir özelliği de, birbirine paralel olanların derlenip, not ve dipnotlarla haşiyelendi- rilmesidir. Almanya’daki bu usul, göre­ celi» olarak, Finlandiya ve Amerika’da belli bir şarkı veya masalın monografisi­ ni hazırlamada oldukça ehemmiyet ka­ zanmıştır.15 Benzeşmeleri toplayıp onla­ rı notlar ve dipnotlarla zenginleştirip göstermek Alman folklorcuların devam edegeldikleri bir usuldur. Bu usulu kul­ lanarak yaptıkları çalışmalar bakımın­ dan, Almanlarla boy ölçüşecek bir başka millet daha yoktur. Mesela, Boccac- cio’nunDecameronunu en iyi aydınlatıp izah edici notlar bir Alman tarafından yazılmıştır, bir İtalyan tarafından değil. Tabiatıyla, Almanlar en çok kendi kitap­ larım başiyelendirme ile uğraşmayı yeğ­ lerler. Çünkü bu kitaplar özellikle onlar arasındaki eski masal şarkı ve fıkra kitapları16 doğal olarak uluslararası hu­ susları içerir ki, Alman folklorcuların not ve haşiyeleriyle, söz konusu kitapla­ rın bütün milletlerin folkloruna doğru adeta bir rehber vazifesi görmesi bakı­ mından önemlidir.17

Almanlar her tür metin, çeşitlenme­ lerini (varyant) toplayıp onları notlarla ve haşiyelerle işlemelerine rağmen, tek masal veya şarkımn monografisini ha­ zırlamada büyük istek göstermediler. Almaya’da özellikle Folklor çalışmaları­ nın en önde gelen türü durumundaki halk şarkıları başta olmak üzere folklor mahsûlleri derlemek ve indekslemek en büyük vazife addedilmektedir. Güney­ batı Almanya’daki Deutsches Volksliend

Archiv at Freiburg Breusgaus bu tür ça­

lışmaların merkezidir. Freiburg Arşivi, kapsadığı yüz binlerce fevkalade şekilde indekslenmiş şarkı metniyle halk şarkı­ ları konusunda dünyanın en büyük arşi­ vidir. John Meier ve Erich Seemann ta­ rafından 50 yıl önce başlatılan muhte­ şem Deutsche Volksliender (Berlin: 1935) isimli kolleksiyonun dördüncü cildi ya­ kınlarda Ihasım hazırlığı bitirilerek ge­ nişlemeğe devam ediyor. Bu seri ulus­ lararası bir öneme sahiptir. Bu serinin halihazırdaki basılmış kısmı Avrupa’nın her yerinde bilinen halk şarkılarım içe­ rir. Buna ilâve olarak, mahalli halk şar­ kıları da yayımlanmıştır. Almanlar, Amerika’nın muhtelif eyaletlerinden toplanmış halk şarkıları koleksiyonla­ rıyla, mukayese edilebilir şekilde, pek çok değişik yörelerden derlenmiş fevka­ lade kolleksiyonlara sahiptirler.18 Halk şarkılarının ilk popüler hale getirilmesi bizim tahmin edeceğimizin aksine, İngil­ tere veya Amerika’dan 60 yıl önce Al­ man halk şarkıcılarının bastığı dergisiy­ le bir AvusturyalI tarafından yapılmış­ tır.19

Deufsche Volkslieder gibi Kurt Ran- ke’nin Schleswig-Holsteinische Volk- smarchen (Kiel:1955-58) isimli, halk ma­ salları kollesyonu da uluslararası bir önem ve şöhrete sahiptir. Bugüne kadar iki cildi yayınlanmış olup, arkası da ge­

(8)

lecektir. Kitabın gerek ismi ve gerekse muhtevasını teşkil eden masalların Al­ manya’nın en kuzey iki yöresinden der­ lenmiş olmasına rağmen, kitabın içerdi­ ği yoğun notlar sebebiyle, kitap ulus­ lararası Folklor çalışmalarının vazgeçil­ mez temellerinden birini teşkil eder. Biz bu noktada tekrar daha önce işaret etti­ ğimiz gibi, standart kabul ettiğimiz der­ lenmiş kollekaiyonlann önemi bahsine geri dönebiliriz. Grimm kardeşlerin, Ev Masalları (The Household Tales) isimdi çalışmaları böyle bir Standard kabul edilme noktasını yakalamıştır. Grimm kardeşlerin kitabı da, tıpkı Ranke’nin kitabı gibi, ehemniyetini büyük ölçüde sahip bulunduğu notlara borçludur. Bu notlar, 1856 yılında çok daha genişletile­ rek 3 cilt olarak yayınlanmıştır. Johen- nes Botke 1912 yılında bu notları beş cilt olarak yayma başlamış ve bu işi Ge- org Polivka ile birlikte 1932 yılında ta­ mamlamıştır. Anmerkungen Zu den Kinder-und Hausmarchen der Brüder Grimm (Leipzing:1913-32. 5 cilt.) isimli bu eser masalların ansiklopedisidir. An­ siklopedi kelimesini teşbihi olarak kulla­ nıyorum, bu arada Kurt Ranke’nin Encyclopadie des Marchens, isminde gerçek bir 8 veya 10 ciltlik ansiklopedi hazırlamakta olduğunu eklemeliyim.

Grimmlerin masalları bazı sebeplerle Almanların masal (marchen) derlemele­ rini itici rol oynamıştır.20 Bu sebeple başka bir tür masal olan, efsâne, (Sage) Almanya’da ziyadesiyle ilgi toplamıştır. Efsâne kolleksiyonları geçen bir buçuk asırlık süre içinde21 çok büyük bir yekûn tutmasına reğmen, Alman folklorcuları bu tür asra uygun, kabul görür sistema­ tik bir biçimde değerlendirilmemişlerdir. Buna rağmen, onlar, şeytanlar, hayalet­ ler, su perilerine ait hikayeler toplama­ ğa devam ediyorlar. Bu derleme faaliyet­

lerinden hedefleri, milletlerinin Hristi- yanlık öncesi kültürel geçmişlerine dair bilgi toplamak olmasına rağmen bu bi­ lim adamlanmn beklediklerince başanlı olduklarım söyleyemeyiz. Buna rağmen bu tür masallar üzerine ilginin daha da yoğunlaşmasını bekleyebiliriz. Çünkü, Will-Erich Peuckert, Ranke’nin Marchen Ansiklopedisi kadar genişlikte Hand-

ıvürterbuch der Sage isimli bir eser ha­

zırlıyor. Halihazırda, Sage türünün ye­ gane ansiklopedik çalışma, Waldemar Liungman’ın Sveriges Silgner i Ord Och

Bili (Stocholm: 1957-59. 3 cilt.) isimli İs­

veççe çalışmasıdır.

Alman atasözlerinin derlenmesi ümit verici bir şekilde 16. yüzyılda başladı ve takip eden yüzyıllarda bazı çok büyük kolleksiyonlar ortaya çıktı.22 Fakat, Al­ manya’da o zamandan beri atasözleri bi­ raz ihmal edilmiştir. Emin olunuz, A.F.W.Wander beş ciltlik bir koleksiyon yayınlamıştır. Gelgelelim, K.F.W. Wan- der’in atasözü çalışmalarına bulaştırdığı bir hastalık hâlâ atasözü çalışanlarına bulaşabiliyor. K.F.W. Wander, atasözle­ rini yaratabileceğine inandı. Bu sebeple onun, Deufsches Spirchwörterlexion (1863-80) isimli eseri büyük bir şâibe al­ tındadır ve ancak Wander’in verdiği bil­ ginin teferruatlıca kaynaklan verilmişse söz konusu bilgi kabul görmektedir. Wander’in kitabı bu açıdan daha iyi, gü­ zel kolleksiyonlarm ortaya konulması için bir engel teşkil etmiştir. Bununla beraber, atasözleri çalışmalan hakkında Almanların daha sonraki zamanlarda ortaya koyduğu daha dikkate değer ça­ lışmalar var. Mesela, Friedrich Seiler’in

Deutsche Sprich Wörterkunde’si çok gü­

zel ve ilginç bir kitaptır. Atasözleri saha­ sındaki en genel ve en güzel kitap ise Georg Büchmann’ın Geflügette WortJsi­ dir. Bu kitap 1846 yılında yayınlandığın­

(9)

dan bugüne inanılmaz bir başarı grafiği çizmiştir. Örneğin, 1925 yılına kadar 27 baskı yapmıştır ve bunlara ilâve olarak daha pek çok baskılar yaptı. En azından, 1925 yılındaki baskısına kadar kitabın genişleyip, geliştirildiğini görüyoruz,

1945 yılından sonraki baskılarda ise onun değerini düşürcü nitelikteki popü- lerleştirmeler söz konusudur. Büch- mann’ın not ve haşiyelerle düzenlenmiş kolleksiyonu ataBözü ile vecize arasında­ ki meşhur sözleri de içermektedir. Mese­ la, "Ekmek yoksa, pasta yesinler" sözü kolayca ve doğruca Mark Antoinette’ye ait olduğu anlaşılabilir. Büchmann ben­ zer sözlerin mümkün olan her türlü kay­ nağını vererek, folklorculara, uluslara­ rası referans kıymetini haiz bir eser ka- zmdırmıştır. İngilizcedeki bizim kitapla- nmız ile mukayese edildiğinde, bunların çoğu zaman övgü dolu, hissi, içi boş söz kargaşası olduğu görülür.23

Alman Folklorunun diğer sahalarına dair iki genel kaynak kitabı vardır. Bun­ lardan birincisi, Handıvörlerbuch der

Deutscen Aberglaubens’ (Berlin: 1927-42.

10 cilt.) tir. Bu kitap, 19. asrın ilk yarı­ sında yazılmış bir hurafeler kitabının24 genişletilmesi olarak başlar, fakat bu­ nun çok ötesine taşarak, ilk haliyle alfa­ betik ve haşiyelendirilmiş malzemenin listesini içerirken, Hand Wörterbuch son haliyle, sadece hurafeleri değil, her çeşit masala dair, çok geniş hacimli bir kamus halini almıştır. Kitabın isminin aksine, Alman kaynaklarının çok ötesin­ de uluslararası kaynaklar kullanılmış­ tır. Uluslararası bir çerçevede bu on cilt­ te sayısız miktarda klasik malzeme, do­ ğuya ait ve İngilizce kaynaklar yer al­ mıştır.

Bu tür genel referans kitaplanmn so­ nuncusu, Paul Sartori’nin Sitte und

Brauch (Leipzing: 1910-14.3 cilt.) isimli

çalışmasıdır. Bu davranışlar ve gelenek­ ler ansiklopedisi neredeyse tamamen Al­ man birikimine ait olan çok zengin kay­ nakları içerir. Kitabın birinci cildi insan hayatına ve onunla ilgili davranış ve ge­ leneklerin tarifine aitken, ikinci cilt, mukayeseli olarak yılın mevsimlerle ilgi­ li geleneklerine ayrılmıştır. Üçüncü cilt ise, Alman takvimiyle ilgili gelenekler üzerine yoğunlaşmıştır.

Bu çalışma, Almanların folklora ba­ kış açılan ve bu bakış açısının diğer mil­ letlerin bakış açılanndan farklılıkları hakkında genel olarak fikir vermektedir. Şunu da eklemekte yarar var ki, Folklor çalışmalan bir ülkede bile, mesela tarih çalışmalarında olduğu gibi tek bir birlik halinde, tamamen kabul edilmiş bir kav­ ram değildir. Ve netice olarak, Alman folklorunu daha detaylı olarak çalışmak isteyenlere mükemmel referans kitapla- nm tavsiye edelim.26

NOTLAR

1. "The Great Team o f English Folklorist,” (İngiliz Folklorcularının Muhteşem Ekibi) Journal of American Folklore, LXIV (1951), 1-10; "The First Group o f British

Folklorist," (Birinci Grup İngiliz Folklocu-

ları) Journal of American Folklore, LXVIII (1955),393-416.

2. Bakınız, örneğin, Beryamin Thorpe, Nort­

hern Mythology, comprising the principal Popular Traditions and Superstitions of scandinavia, North Germany. and the Ne- derlands. (İskandinavya Kuzey Almanya

ve Hollanda’nın Temel Geleneklerini ve Hurafelerini kapsayan, Kuzey Mitolojisi,(3 cilt).

3. Bu Klâsik Edebiyatı çalışanlar tarafından,

Germania’mn doğru bir yorumu olarak

kabul edilmeyebilir de, fakat her halükar­ da, eserin en erken ve ana sosyo-politik kaynaklardan biri ve açıkça etnoğrafik ve

(10)

tasvir edici bir karakterde olduğu konu­ sunda herkes hemfikir olmalıdır.

4. Conrad Celtis, (Seltiklerin Gelenekleri),

Situs et Mores Germanie,(Tarihsiz).

5. Maleesef, çoğunun kopyalarını yerleştir­ mek zordur.

6. Nikolaus von Dinkelsbühi, De Preceptis

Decalogi (Strasburg,1516)

7. Fransızlar, erken Seltik (Celtic) geçmişleri­ ne dair ve genel olarak, Seltik çalışmaları­ na ayrılmış dergilere sahiptirler. Bunlar­ dan üçü; Annales de Bretagne; Etudes cel-

tiques; and Memories da la SociûU d'Archûlogie de Bretagne.

8. Zeitschrift für deufsche Mytologie und Sit- tenkunde.(4 cilt.,1853-59).

9. Şüphesiz Folklor ve Antropoloji, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri gibi diğer ül­ kelerde de gittikçe birbirinden uzaklaşıp ayrılmaktadır.

10. Fransa’da bu mahalli geleneğe az bir alâka mevcuttur. Fransız bölgelerinde pek çok bilimsel yeterliliğe sahip demek olma­ sına rağmen, genel olarak onlar, özellikle mahalliliklerine dair folklor mahsullerini derlemez ve yayınlamazlar. Mesela, Ame- ens Mahalli Tarih ve Eski Halk Eserleri Demeği "rebus" hakkında mükemmel bir makale yayınladı, çünkü bu gelenek, o böl­ genin garip ve açıklanmamış bir gelene­ ğiydi. Ayrıca, onlar bu geleneği "par tout" kültürünün bir âbidesi olarak kabul edi­ yorlardı. (Oct.(Ekim?),Thorel, "Les Rebus

de Picardie," Memories de la soctâtt des Antiquaries de Picardie, 4. seri, IV

[1903],499-700). Hiç şüphesiz, aynı dernek ve benzeri bir Amerikan derneği, mahalli bir atasözleri yahut halk şarkıları kollek- siyonunu yayınlamazlardı.

11. Uluslararası kabul gören birkaç Umumi Folklor Tarihi'nden en mükemmeli, ilginç­ tir bir İtalyan tarafından yazılmıştır. Bu kitap yakınlarda yayınlanan, Guisepe Cocchiara’nın Storiadel Folklore in Euro-

pa "Avrupada Folklor Çalışmaları Tarihi"

(Turin, I952)dir. Her yerde folklorcuların ilgisini hak eden, bu kitabın lehine bizim değerlendirme yazımız için bakınız; Jour­ nal of American Folklore, LXVII (1955), 407.

12. Leopoid Schmidt tarafından yazılmış bir Avusturya Folklor Çalışmaları Tarihi bile vardır. Bu, Geschichte der Österreichiac-

hen Vokskunde (Wien, 1951)dir. Bütün,

Kuzey Avrupa'yı kapsayan bir folklor tari­ hi için, Inger M. Boberg'in Folkemindo-

forsningens Historie i Mellem og Nordeu- ropa (Copenhagen, 1953) isimli, Danca

mükemmel eserine müracaat edebilirsiniz. Boberg yorumsal yahut eleştirel bir tarih­ ten ziyade bilimsel çalışmaların genel bir özetini vermektedir.

13. "Ana kaz" (Mother Goose) ne bir popüler bilimsel derleme ne de sınırlanmış bir malzeme toplamıdır.

14. Bakınız, Johannes Bolte ve Gorg Polivka,

Anmerkungenzu den Kinder-und Haus- marchen der Briider Grimm (Leipzing,

1932), C, 1-24, Daha eski yayınlar için; ba­ kınız Kurt Ranke, Schesıving-Holsteinisc-

he Volkmarchen (Kiel, 1955-58), yeni ya­

yınlar içinse, 1 ,11-14,7.

15. Şüphesiz, Almanya'da böylesi monografık çalışmalar doktora tezi olarak kabul edili­ yor. Ancak, doktor derecesini alan bir Al­ man öğrenci genellikle böyle bir araştır­ mayı devam ettirmez.

16. Mesela, bakınız, Johannes Pauli. Schimpf und Ernst (2 cilt, Berlin, 1924) ve Bolte ile Polivka.

17. Amerikan türkü (ballad) koleksiyonların­ da olmadığı gibi, Almanya haricinde kol- leksiyonlar, Almanlannkiler gibi güzel ve muntazam bir biçimde notlar ve dipnotlar­ la donatılıp işlenmemişlerdir.

18. Almanların ve Amerikalıların bölgesel halk şarkıları mukayese edilebilir halde iken, aynı şey, Fransız, Italyan ve îspan- yollarınkiler için söylenemez. Bu Latin milletlerin kolleksiyonları çok az teorik çerçeveleniş içerirler. Ayrıca mukayeseli

(11)

kaynaklardan ve kaynak kişilere dair ma­ lumattan mahrum bir biçimdedirler. 19. Das deutsche Volkslied, Josef Pommer ta­

rafından edit edilmiştir. Cilt I, 1988'de Le- ipzing'de yayınlanmıştır.

20. Bu masalların basılışının Almanya dışın­ da da benzer bir etkisinin olduğu kabul ediliyordu. Fakat biz bugün bu masalların diğer dillere tercüme edildiği yerlerde bile bozucu bir tesirinin olmadığının farkında­ yız. Bunu örneklemek için yıllarca önce yapılmış Flaman ve İsveççe tercümeleri verelim. Grimmlerin masallarından sade­ ce birkaç tanesi Avrupa sözlü geleneğine dönmüştür. Fakat genel olarak, bu sözlü geleneğe dönenler dahi karşılaştıkları di­ ğer hikayeleri kapsamamışlardır.

21. Mesela, bakınız, Will-Erich Peukert, De-

utsche Sagen (Berlin, 1961); Richard Be-

ilt, Wörterbuch der deustchen Volkskunde (Stutgart, 1955; ve Hanwörterbuch des

deutschen Aberglaubens (10 cilt, Berlin,

1927-42).

22. Kaynaklarına bakınız, Friedrich Seiler, deutsche Sprichwörterkunde (Münih, 1922); ve Archer Taylor, 'An Introductory

Bibliography for Study of the Proverb,"

(Atasözü Çalışmalarına Başlangıç tçin Bir Bibliyografya), Modern Philology, XXX (1932), 195-210.

23. Seiler’in halihazırda söz konusu edilen ça­ lışmasının dışında, Almanya’da yirminci yüzyılda, ne 17. yüzyıldaki müthiş Alman koleksiyonlarıyla ne de bugün İngilizcede var olan çalışmalarla mukayese edilebilir çalışma vardır. Bununla birlikte, bugün Almanya’da bazı güzel bölgesel atasözü

kolleksiyonları vardır ve bazı bilginler Al­ man araştırıcıların bireysel çalışmalarını biraraya getirme görevine başlayış ümidi­ ni veriyor, özellikle, 16. yüzyılda yazılan­ lar gayet önemli malzeme verecektirler. Almanya’da bilmece türü üzerine yapılmış hiç bir çalışma yoktur. Şunu ekleyelim ki, Richard Wossido’nun mükemmel Kuzey Almanya bilmeceleri kolleksiyonun (Rat- sel," Mecklenburgische Volksuberlieferun- gen, I [Wismar, 1987]

24. A. Wutte, Der deufsche Volksaberglauben der Gegenwart (1860),4. baskısı E.H.Me- yer, tarafından (1925).

25. Bachtold-Staubli, tekstil sendikaları ile işverenler arasında aracılık yapan bu kişi hayatının yansını harcayarak ve tabir ca­ izse kendisini öldürme pahasına bu abidevî kaynak kitabı yirmi yıl önce bitir­ di. Alman Folklor çalışmalarının ansiklo­ pedik karakterini taşıyan bu abide eser basıldı.

26. Bu makalede konular monografik olarak ele alınmamıştır. Arkeolojik ve Maddi cep­ hesiyle folklora dair Almanya'da sayısız bağımsız monografiler yayınlanmıştır. Bu monografiler halk giyim-kuşamı,, halk mi­ marisi ve Alman köylerinin yerleşim şekil­ lerine dair unsurları içerirler. Mesela, ba­ kınız, Adoph Bach, Deutsche Volkskunde (Heidelberg, 1960), ve Richard Beitl, Wör- terbuch der deutschen Volkskunde (Stut­ gart, 1955).

Daha geniş kaynaklar Adoph Hauffen’in, "Geschichte der deutschen Volkskunde” Zeitschrift der Vereins für Volkskunde, XX (Berlin. 1910), 1-17, 129-141, 290-306, İBİmli çalışmasında bulunabilir.

MİLLİ FOLKLOR’ un

İkinci C ild i...

Fiyatı: 150.000 TL (Posta giderleri dahil)

Yazışma adresimizden isteyebilirsiniz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Alman sanatkârlarından heykeltraş NORBERT KRİCKE ile ressam HANS HELFER'in Şehir Galörisinde açmış ol- dukları sergi, bize, uzun seneler nasyonal-sosyalizm tarafın- dan

Almanca genel olarak yazıldığı gibi okunur, fakat Almancanın kendine özgü bazı okunuş biçimleri söz konusudur.. Yabancı sözcüklerde yer alan / c / ünsüzünün başka

Vattenfall şirketi Şubat 2009'da kapatılması öngörülen Brunsbüttel santrali için ek süre talep ederken, EnBW şirketi Aral ık 2008'de kapatılması planlanan Neckarwestheim'deki

• 28 Şubat 1962 yılında, liderliğini Alexander Kluge’nin yaptığı 26 sinemacı Oberhausen’de, Alman kısa film günleri sırasında bir araya gelmiş ve Oberhausen

(Doktorlar›n çok önemli bir uyar›s›n› he- men söyleyelim: Bu teknolojinin yayg›n bir flekilde uygulanabilmesi için 10 y›l ka- dar bir zaman gerekiyormufl.) Bana

臺北醫學大學今日北醫-TMU Today: 臺灣科技大學 校參訪暨學術交流會議 臺灣科技大學

Halîm Efendi ile Hâmid Bey’inki ise eğim olarak birbirine yakındır fakat harf genişliği olarak, Hâmid Bey’in daha büyük Halîm Efendi’nin ise biraz daha

Türkçe için kullanılmış alfabeleri ilk kez Hâmid Zübeyr [Koşay, 1897- 1984] Arap-Fars alfabesiyle kaleme aldığı “Türklerin Bugüne Kadar Kul- landığı Yazılar”