İKİ ALMAN SANATKÂRININ SERGİSİ
Alman sanatkârlarından heykeltraş NORBERT KRİCKE ile ressam HANS HELFER'in Şehir Galörisinde açmış ol-dukları sergi, bize, uzun seneler nasyonal-sosyalizm tarafın-dan yasak edilen bir san'at anlayışının tekrar gelişmesi ve bugünkü Alman san.atı hakkında, umumî olmasa bile bir fikir vermektedir.
Günümüzün san'at problemleri içine girmiş olan KRİCKE, tel, demir çubuk ve borularla yapmış olduğu heykellerinde, espası tahdit veya şekillendirmekten fazla, boşluk içinde rit-mik kompozisyonlar aramaktadır. Heykellerinin bir malzeme- • nin icabettirdiği hendesî ve inşaî şekillerle kurulmuş diğer bir kısmı ise, demire -verilen organik şekillerle, malzemenin bünyesini inkâra kadar gitmiştir. Görüler ve alıştığımız ta-biatın ritmlerini hatırlatan bu son heykellerinde, KRİCKE, boşlukta kıymet bulan çizgiler uğruna, tesadüfi şekillere bo-yun eğmek mecburiyetinde kalmaktadır. Renklendirilmiş eserlerinde, san'atkâr, renklerin ihtizazlarından ve psikolo-jik tesirlerinden fazla, şahsî renk anlayışını tercih ediyor.
Günümüzün san'atında şimdiden bir yer işgal etmiş bulu-nan genç heykeltraş NORBERT KRİCKE, basık ve loş sa-lonlara tahammül edemiyen heykellerini, açık havada teş-hir etmiş olsaydı, boşluktaki ritmik çizgileriyle, renkleriyle eserleri daha çok kıymet kazanacaktı.
Ressam HANS HELFER, tabiata dayanarak abstraksi-yona varmak isteyen sanatkârlardandır. O'nun için, mevzu, esas ifade kıymetini kaybetmiş, obje, manzara olsun, portre
t .
I r
FONKSİYONEL HEYKEL
Port - Manto
İlhan KOMAN
olsun, etrafiyle birlikte ritmik ve plastik bir hâdise haline gelmiştir. Önceleri, tabiat karşısındaki objektif ve atölyesin-deki rasyonel çalışmalariyle elde ettiği neticeleri, şimdi, doğrudan doğruya tabiattan çıkarmaktadır. Ressam, artık, muhitini abstre olarak görmeğe başlamış ve bir kaç ritmik çizgi ve renk lekeleriyle mevzuunu ifade etmek kabiliyetini elde etmiştir. Fakat, bütün bunlar, bizim için, ressamın seç-tiği san'at anlayışının iptidaî çalışmalarıdır. Tabiattan abs-traksyona varmak isteyen her san'atkâr, sonunda, ya bir nevi akademizme düşecek, veya, şekillerin ve renklerin (Concret) anlayışına varmak mecburiyetinde kalacaktır.