R
uşen E ş r e fle Ş eîılr G alerl- sl'n a e bu y a z a çılan k i ta p sergisin in , sağ koldakik ü ç ü k odasında karşılaşm ış
tık . İçerde A b d ü llıak ş in a s l H i sar da vardı. İk isi do, m üth iş sı
cağa rağm en, kolalı göm lekleri-
n l, k ırav a tların ı, k o yu renk cek et. O . lerin i giym eyi ih m a l etm em iş
lerdi.
R uşen E şrei sö z arasında, e-
J şiyle y ap tığım k en d isi h akkm da-k i rö p o rtajı o zam an la r
çalıştı-V
ğıin gazeten in n eşretm ed iğin i vebu yazıyı çok m erak e ttiğ in i söy le d ik te n son ra y a zlık la rın a İkindi
ça y ın a çağırd ı.
K a ra rlaştırd ığ ım ız gün, Çam -N-._lıc a tep esin in h em en a ltın a dü
şen. so n derese gü zel m an zaralı köşkün e g ittim . F a k a t sayın İ s m et İnö nü , k en d isin i telefon la hem en d avet e ttiğ i İçin Ü n a y-d m 'la u zu n u zu n konuşam ay-dık. A y rılırk e n : « B un u saym ıyorum ;
m u tla k a y a k ın d a te le lo n edip
sab a h tan gelin. A k şam a kadar
sohbet ederiz. O lm az m ı? m u tlak a bekliyeceğim » dedi.
Ü st ü ste çık an işler, bu tem iz k alp li in sana te le fo n tarih im i ctktlrdi. Ö lü m ü n den b ir k aç gün Önce A b d ü lh ak Şin asi H isar'a; «Nihat R eşat B e lg e ı'le bize gc- lee e S iais sür." m u tla k a Serm ct S am i'yi de getirin.» diye sık ı s ı kıya ten b ih etm iş. H eyhat k i ez- rall böyle güzel b ir gün geçirm e m ize im kân vermedi. Bu b u lu ş ma olm adı ama, in şallah Ruşen E şref en çok sevdiği iki in san o- la n A ta tü rk ve te v fik F ik ret'le a h re tte b u lu şm u ştu r. Şim di b ir o te sellim iz var... Bu vesile ile, y ılla rc a önce yapm ış olduğum rö p o rtajı aşağıya geçiriyorum
+
R uşen E ş re fin , İsta n b u l'u n sa . y ılı güzel m an zaralı yap ıların dan b iri o lan H am dı S elçu k ’un V işne- zâore'dekl ap artm an ın d a o tu r d u ğunu duym u ştu m ... Rehberde t e
lefo n nu m arasını bulam adığım
için, bir sabah. foto ğ rafçım ızla b irlik te, randevu alm adan z iy a retin e g ittik . K ap ıyı zarif b ir h an ım efen d i açtı. Eşi Sâliha Ün- ayd m 'dı...
— R uşen, dedi, k ız kardeşiyle sabah gezin tisin e çıkm ıştı. Nere deyse dönerler.
B u sırad a m erdivenlerde baston sesleri d uyd u k. B ayan Ü n aydıu :
— İşte geliyorlar, dedi. G erçek ten d e gelen onlardı... U zun, hayli u zu n boylu, m ağrur
olm adan vakur, asil yü zlü R u şen E ş re fte birlikte m isafir sa lo n u n dan geçilen, geniş çalışm a oda sın a girdik. K a lın ve n efis c iltli k itap ların ço k lu ğu ilk anda d ik k a ti çekiyordu.
Ruşen Eşref Unaydma dair
Gecemde ölen cdibimizi
9
eşi Sûliha timiydin anlatıyor
Sermet Sami UYSAL
*f<lllllllll!lllllllll!lllllllllllllltll!lllllllü!l!llllllllilllllllllll!lll!ll!l!
yor m uyd u n uz? — Hayır.
— E şin izin sizin e tk in izle d e ğişen h uyları?
— Çok eski ta rih olduğundan h atırlam ıyoru m .
— Ev h ay a tın ız, y a h tft y ak ın la rın ızın h ay a tı eşin izin eserlerinde yer a lır m ı?
— Bâzı y azıla rın d a »Imıştır. — M eselâ kim ler?
— B ilh assa A ta tü r k ve F ik ret — H aya t arkad aşın ızın yazı y szark en k l ö zellikleri nelerdir?
— Tam b ir sessizlik İster. Gece çalışm asın ı sever. V e sü rek li ç a lışır.
E ;in iz çalışırken b ir şey İçer mi?
— Eskiden k ah ve ile sigarayı çok İçerdi. Ş im di sigara İçmiyor; az kahve İçiyor.
— E sinizin en beğen diğiniz ta rafı?
— K ü ltü rü .
— B eğen m ed iğin iz ta r a lı var mı?
— Var. — Nedir? — Söyleyem em .
— Pek âlâ, ev İşlerinde size
yardım eder m i?
— Hiç öyle yardım ını beklemem ve sevm em .
— İk i S a lta n a t Arasında, Tev- ilk Fikret. A yrılıklar. G eçm iş G ü n ler, İstik lâ l Y o lu n d a. B o ğaz içi, D iyo rlar ki. A ııafartalar K u m andanı M ustafa K em al ile M ü la ka t, A ta tü r k ’ü Ö zleyiş ve daha
' başk a eserleri, bu arada b ir çok
çevirileri olan eşin iz çok k itap o k u r m u?
— Evet pek çok k itap okur.
Eski D ivan edebiyatını. K lâsik
Rom a ve kalsik- G rekleri. F ran sız edeb iyatın ı ve bilhassa X V II. As rı okur.
K en d i eserlerin i b izza t ten - kld eder m i?
— E vet, Ruşen eserlerini titizce te n k it, b aşk alarm k in i cöm ertçe tak d ir eder.
— E şiniz ne gibi şeylerden
zevk alır, -nelere -sm irienlvle; '.' — O kum ayı, açık havada gez m eyi ve b iriç oynam ayı sever.
— B â tıl itlk ad la rı var m ıdır?
— Y o k tu r d iyebileceğim . — K en d isin e tu h a f m ektu p lar fa la n g e lir m l?
— H ayır, sâdeec tak d lrk ârlarm - dan m ek tu p la r alır.
B u sırad a içeriye R uşen E şref girdi. B ir m üddet o n u n la k o n u ş tu k . K e n d isin in v a k tiy le y ap tığ ı <Diyorlar k i- b aşlıklı röp ortaj se risinin y a r a ttığ ı b ü y ü k ilg iy i vs y ab a n cı dillere ç e v r ilişin i a n lattı. K o n u edebiyata d ö k ü lü n ce sor dum :
— E d eb iyatım ızd an en çok k im . le ri b eğen iyorsu n uz?
— Eskilerden B a ki ile F u zü li- yi. B u n la r ın ik isi de zirved ir. D a h a son rakilerden T e v fik F ikret. Ü çü n ü » üstüne.. Türk, ed eb iyatın da şâir yoktur.
R uşen Eşref, a yn ı zam anda
G a la ta s a ra y 'd a n ' öğren cisi o ld u ğu F ik ret'e ve s a n 'a tm a karşı d u y d u ğ u h ayra n lığ ı T e v fik F ik re t a d lı k itab ın d a uzu n u zu n a n la tıl-. N itekim bu g ü n de epey eski h o casından bah setti. S ö zü n ü b itirin , ce dedim kİ:
— F ik r e t’in d ü rü st karekterl, edeb iyatım ıza y ap tığ ı Ijjiyük h iz m etler çok hoşum a gider. F ak at sizin b a h settiğ in iz kad ar b ü y ü k b ir şâir o ld u ğ u n u sanm ıyorum .
Ruşen Eşref, sa n k i ken d i h a k k ı yen iyorm uş gibi:
— A m an, dedi. F ik re t ço k y ü k sek tir: Hele o S is’i: başlı başına
b ir sen fon id ir. Hem m uhteşem
b ir sen fon i. B en F ik re t'e b a y ılı rım.
B u sırada V o lta lre 'ln : « Fikir lerin ize İştirak etm iyorum : fa k a t o n lara h ü rm et ediyorum .» sö zü n ü h atırlad ım . A yrıca, b ir öğren c in in h o casın a o lan bu son su z tu tk u n lu ğ u p ek h oşu m a g itti. (Ve b ir öğretm en olarak T e v fik F ik re t'e g ıp ta ettim .)
Z âten R u şen E ş r e fin ü ç b ü y ü k aşkı old u ğu n u d u y m u ştu m : Eşi S â lih a Ü naydın, A ta tü r k ve T e v fik Fikret...
H enüz sol el ve ayağından ge çird iğ i fe lcin izlerin i taşıyan R u şen E şref biraz m üşkü lâtla k o l tu ğ u n a o tu ru n ca anlatm aya baş la d ı:
— Her sabah gezintiye çıka
rım .' B a zıla rın ın zan n e ttiğ i gibi h u sû si arabam filâ n yok. Z âten İsta n b u l’da d ah a başım ızı soka-
«ak bir kışlık yerim iz m evcu t
değil. H anım ın A da'da bir köşkü, benim de A n k ara'd a bir evim var. İk is in i satarsak belki d o ğ r u d ürüst b ir apartm an k a tı a la
biliriz.
B u sırada B a ya n Ü naydın İçe riy e girdi. K en d isin e sorm ak İs tediğim su alleri İki gü n sonra y a z ılı olarak cevaplan dıracağın ı söyled i. K a b u l ettim . A yrılırken R u şen E şref;
— * A m an rö p o rtajların ızd a rea lis t olun. G ittiğ in iz verin h av a s ın ı ve şa h siyetlerin i iyice verin,
d iye sıkı sık ıy a ten bih etti.
*
İ k i giin so n ra Ü naydm Tanin sa lo n u n d a Sıtliha Fkanım’ı bek lerk en , çevrem deki şeylere b a k ı yorum . E şyaların h e n ü z ta m ye. r ln i bulm am ış (y â h u t ta bana öyle gelen) b ir h â li var. B elki b u ray a yen i taşın m ışla rd ır diye d üşün üyorum .
E p ey son ra B ayan Ü n aydın sır tın d a b ir y ü n s ü v e te ri (yah u t 7 ü n ta k lid i n aylo n ) ve a ltın d a koyu renk b ir etekle içeriye girdi. E lin d e de h azırla d ığ ı cevaplar vardı.’
K a rşılık lı o tu ru n ca biraz h e y ecan lı o ld u ğ u d ikk atim i çek ti. B ereket sebebini ça b u k izah e tti: . _— Bu sabah T ito İsta n b u l’a
g eliyo r da. — E vet?
— H ayırlısıyle b ir A n kara'ya gideydi. (Em ekli se fir eşi olm ak bile başka şey vesselam.)
— Hiç m erak etm eyin, sağ sâ- llm g elir ve sağ sâllm m em leketi ne döner.
— İn ş a lla h ... C evap larınızı h a zırla d ım ; işte.
— H anım efendi ben suallerim i ok uyayım s iz de cevaplarınızı.
— O lur.
— Ruşen E ş r e fle ne zam an ev. fen d iniz?
— 1014'de
— Daha evvel kendisini