Ana
22 TEMMUZ 1999 PERŞEMBEPERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Can Yücefrten
Can Yücel hasta. Şiirlerini keyifle okuduğum
birkaç şairden biri olunca, sağlığıyla ilgili haberle ri içim burkularak izliyorum. Kitaplarını karıştırıyo rum yeniden bir süredir.
İstanbul’un sanki simgesi martılar için “Martılar
ki sokak çocuklarıdır denizin” diyor ve bir başka şi
irinde Galata köprüsüyle konuşuyor:
“Yaşlı b ir köprüye rastladım dem in/ B ir diyece ğim yok dedi martılara/ Başımı döndürmeseler..’’
Bu yaşlı köprü Galata Köprüsü’dür. Bir başka şi irinde de, yeri doldurulamayan köprüye şöyle ses leniyor:
“Galata Köprüsü tir tir titriyor/ Bunlar beni de as ma köprü yaparlar diye / Yüreğinin dubalannı ge niş tut, ihtiyar!/ Sen böyle nice dayılar gördün bu güne k a d a r/ Hepsi de yedeklerinde sürüye sürü ye ayılannı / Senin üstünden azameti böbreki ve kal pak-/ pöstekiyle geçip / tarihin hayvanat bahçesi ni boyladılar” diyor.
Serçelerle cilveleşiyor: “Çok oldunuz serçeler/
Kapatırım şim di kapıyı/ D edim / Dinlemediler be n i/ Ben de kapatmadım kapıyı/ Varsın dinlemesin ler”.
Sabah Sabah söyleniyor: “Bu gül b i şeyin anısı
olacak ama neydi unuttum / Kim bilir belki de sabah sabah yeniden açan umudum".
Bir İkilisi: “B ir yılan düştü vapurda yanıma / Sa-
nldım denize”.
Öfke ile sevgi arasında gidip gelmesini anlatıyor:
“Öyle parçalandım ki ömrümde /Sevgiyle öfke ara sında / Sevgimi öfke vurdu / öfkem i sevgi kaçırdı / İçim parçalandı arada / B ir de bi gün baktım gök yüzünde b i bayram gecesi / Bi kestane fişeği açıl mış yedi rengimde / Yağıyomm çocuklann üstüne... ”
Hayata bakışını anlatıyor: “Ne tuhaf şey yaşamak
/ Ne tuhaf her tarafım / fitreye titreye fitreye / Ne tunaf ölüyorum / Tuhafiye dükkânıyım sanki / Tu haf b ir aşk kalmış içinde / Gözüm arkama tuhaf ba kacak”.
"Bu da öyle b ir aşk"da, aşkın sonsuzluğunu di
liyor: “Sırtımda çıplak / Islak nefesin / Bi gidip bi
geliyor / Biz şenlen yatmıyoruz ki /Yaşamıyoruz da t Hep yarışıyoruz / Sen m i ben m i / Önce kim / ö lü mü öldürecek diye”
“Sen sağ ben selamet"te politikacılara vuruyor: “Kurtancılar kurtara kurtara / kurtardılar memleke ti memleket olmaktan". “Yaklaşan gelecek”te bu vu
ruşunu sürdürüyor: "Bir Türk hâlâ bütün cihana /
Bin Türk lirası da b ir Dolara bedel”.
Kendi mezar taşını da yazarken, hayata, kendi ne, dünyaya bakışını, sözlerini her zamanki gibi hiç sakınmadan dile getiriyor:
“İstenmeyen o rüyanın parçasıydım Hani güneş hani aydım
Aymazoğlu b ir sarhoştum Kimi dolu kimi boştum Tüm maratonlarda koştum Koşumlann atmış hergele Tavla oynar zan gele Ne m et ne de cezir Anam ağlar gide gele Basurumdan başlar bezir Taşındandı nazım nezir Bir Sultan'dan beri yesir Serilmiş altına hasır Orhan g ibi müzmin nasır Kalktı mıydı Isa Musa Bazan uzun bazan kısa Şeytan ileydi dünür Kamışında b ir m ühür Dövmeyinen dövülmüşnen Dağa çıkmış gümüşliynen Çıktı mıydıç lamülahe Her yanı dağdan lale İndi m iydi b ir lekeyle İne çıka ine çıka Şiiri pençe sırtın yaka Bu dünyaya baka baka Zeynep 'le aşktan Ayşe Can olduğundan naşe Kar yağdığından meşe Bakmayın bu gebeşe Çıktıysa da arşa Dikiynen kaşağnan Kabihne mezanna N ’olur ararozla işe. ”
* + +
Şair çok yaşasın.