-rr_
E îr F re = « â a j j e s l
İki yıl kadar evvel, Paris tiyatro mevsiminin en güzel altı eserini bir me- kalemde mevzuubahils ederken, bu eıı güzel altı eser arasında da en güzeli
olmak payesini A n d r é J o s s e t
isimli ve henüz hiç tanınmamış bir mu harririn ( Erkeksiz Kadın, Elisabet ) adlı piyesi için tanıtmıştım. Bu yılda aynı mevzua dair ve ayni nisbetleri mu hafaza ederek bir yeni mekale yazsay dın!, birincilik payesini yine hiç duyul
mamış bir ismin, C h a r l e s d e
C lı a p p u i s - P e y r e t’, in Frénésie adlı ve üç perdelik essrine tahsis eder
dim. Fakat bu keyfiyet, memleketlerinde, J
meçhul imzaları memleketimizde lanse, etmeğe kalkışmak gibi bir küstahlığın
tazahurii değil lâkin bu iki eserin de 5
hakiaten müstesna kıymetlerinden ınıite- vellid bir keyfiyettir ve zaten her iki eser de sahnede oynanıldıkları günden itibaren müstesna birer zafer idrak et miş bulunmaktadırlar- Hattâ, Frénésie -
Elisabeth la femme sans homme'yi den
daha kudretli ve güzel addetmek de mümkün, zira, İkincide, İngiltere tarihi- \ nin en muazzam hükümdarı addedilen kraliçe bütün ihtîşamiyle, bütüıı heybet ve kudretiyle, etrafı önünde diz çökmüş , vükelası ve askcrlekile muhat olarak ! göründüğü halde, bii'ineide Frénésie yani çılgın bir ihtirasa tutulan kadın yarı ölü bir taşra şehrinin gençliğini gömmüş ve her emel ve ihtirası öldü sanmış bir geçkin kızdır, ve bütün ma»
eerası, mütevazı bir ev iyinde ve saadete erişmeden sona eren bir zavallı aşk olacaktır. Tarih hatıralarından ve dekor haşmetlerinden asla istifade etmeyen, eşhası mahdut ve vak’ası basit bir piyes ki, Paris’in ufak bir tiyatrosunda oyna narak mevsimin en büyük tiyatro zafe rini teşkii etmiş. Bir eski sinema yıldı zının açtığı bu küçük tiyatroya giden yollar bütün bir kış, her gece, Paris’in dört köşesinden gelen otomobillerle tı kanırmış. Müellif yirmi altı yaşında bir gencin bazı İktisadî mecmualarda küçük yazıları ve Habeş harbi hakkında ııaza-
rıdikkati eelbetmeyen bir röportajı
intişar etmiş. Dört sene çalışarak vücu- de getirdiği bu eseri büyük tiyatrolar
dan hiçbiri kabul etmemiş. Bundan
sonra yazacağı piyesleri ise şüphesizki tehalükle kabul edüp oynarlar amma, à belkide o artık Frénésie ayarında bir eser® veremez. Nitekim, Gossetniıı Elizabet’e ait i k piyesinden sonra yazdıyı Borgia’ lar ailesini tasvir eden tiyatrosu, ilkinin kiyınetine erişmekten herkese uzak gö- j rüııdü.
Dedim ki Frénésie, çılgın ihtirasa düşen taşralı ve geçkin bir kızdır. Ha yatın kendisine gülmediği her mahluk gibi içine kapanmış, iltica etmiş, mer hameti ve neş’eyi bilmeyen, bunların gittikçe daha fazla cahil ve münkiri ola ; ola kırk iki yaşına varmış bulunan bir kız. Kırk iki yaş. . İstikbalin en büyük aşk ve vazife dramlarından birinin, aşk > önünde tac ve ihtirasın serfürusunu tas vir edecek müstakbel dıramlardan biri nin kalıremam Amerikalı kadının yaş>.
Bu piyesteki onun mütevazi yaşıtı
Ester ismini taşımakta, ihtiyar dul ana-Ö sı, kendinden büyük ve çok çirkin bir İş ihtiyar kız olan hemşiresi, teyzezadesi » ve onun kocasiyle bir çatı altında yaşa makta ve teyzezadesinin kocasını gizli, A ümitsiz ve hudutsuz bir aşkla sevmek tedir. Kuş beyinli bir kailin olan teyze zadesi birinin peşine takılıp evden ka çınca adam da kendisini sever ve geç- ' kin kız, önünde şanki sayısız yıllar var mış gibi, taze kızların mecnunluk
saya-eakları tereddütler ve intizarlar iginbe vakit geçirir. Nihayet - bir azda bir yama hissi veren ve anaları yerinde ka dınlara tutulmaları romancıların \ e pi yes maharrirlerinin fazla imdatlarına yetişen bir şab emreden kendisine âşık olmasından emniyet ve kuvvet bularak - erkeği odasına almaği kabul ettiği gece vaktiyle evden kaçan teyzezade, ze lil vo nadim avdet eder. Ve karısı yok ken Ester’i sevmiş olan erkek,zaten- azimsiz, değersiz, pek basit erkek, böy le olduğunu Estor’in de pek güzel bil diği halde sevdiği erkek, kuş beyinli karısına avdet edince; geçkin kız için ilk aşk gecesinin şerefine ve erkeğin ricasiyle geydiği müzeyyen ve dekoîta elbiseyi sırtından çıkartıp zevki tatmamış ve tatmayacak vücudunu boynuna ve bileklerine kadar kapayan eski siyah fistanı yine geymekten başka yapılacak bir şey kalmaz. Zaten piyes te muzaffer olan rakibesinin (- fakat sen şimdi ne ı yapacaksın ? ) suvaline Ester’in ( elbise ı değiştireceğin.) Cevabını vermesiyle bi- | biter. Elbise değiştirmek ( Changer de robe),zavallı genç kızın bu kısa cümleye koyduğu namütenahi yeis, feragat, is yan, kin, iztırap, çaresizlik !
Her sözü ve cümlesi üstünde dii- I şünülmüş, her sözü ve cümlesi plânla yazılmış olan bu piyeste bilhassa ikinci perdenin sonlarında müthiş bir hoyca- mn beni kasup kavurduğunu his ettim. Kendisi zevki tatmış, sevdiğine varmış ve hatta bu uğurda babasının ölümüne şahsen sebep olmuş anasına isyan ettik ten, onu mağlup ettikten sonra Ester'in karşısına dikilen ablasının uzvî sefalet lerini korkunç bir gaddarlıkla yüzüne haykırarak, bir bir göstererek onuda ka çırışı ve bu sefer ölmüş babasının kar gısına dikilen resmine teveccüh edüp:(-Ya sen ihtiyar sersem, sende hu gece ka pımı açmaktan beni menedebilecek mi sin? ) diye bir haykırışı var ki, sevgili sinin korkunç ve kanlı emrine itaat et
mekten kendisini menodemeyecelerini
azgın dalgalara ihtar eden Davalaciru’- nun meşhur hitabı kadar azametli..
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi