FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRKÇE EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
İLKÖĞRETİM 6., 7. ve 8. SINIF TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDA
YER ALAN KELİME GRUPLARI ÜZERİNE BİR
DEĞERLENDİRME
DANIŞMAN HAZIRLAYAN YRD. DOÇ. DR. ERCAN ALKAYA YUNUS DOĞAN
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRKÇE EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI
İLKÖĞRETİM 6.,7. ve 8. SINIF TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDA YER ALAN KELİME GRUPLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Bu tez …/…/ 2009 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile kabul edilmiştir.
Danışman Üye Üye Yrd. Doç. Dr. Ercan ALKAYA ……… ………
Bu tezin kabulü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun …/ …/…. tarih ve ……….. sayılı kararıyla onaylanmıştır.
Yukarıdaki jüri üyelerinin imzaları tasdik olunur.
Prof. Dr. Erdal AÇIKSES
ÖZET
YÜKSEK LİSANS TEZİ
İLKÖĞRETİM 6., 7. ve 8. SINIF TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDA YER ALAN KELİME GRUPLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Yunus DOĞAN FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRKÇE EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI
2009; Sayfa: IX+420
Türk dilinin yapısı konusunda net bir fikir verilmesi amacıyla kullanılan araçlardan en yaygın, en sık ve en kolay ulaşılır olan Türkçe ders kitaplarının ana dili öğretimini ne derecede gerçekleştirdiğinin belirlenmesi konusunda günümüze kadar pek çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda, İlköğretim Türkçe ders kitaplarının öğreticiliğinin saptanması konusu gerek içerik gerekse öğretim metotları açısından pek çok kez irdelenmiştir, ancak Türkçe ders kitaplarının söz dizimsel olarak kelime grupları açısından daha önce incelenmediği gözlemlenmektedir. Bu çalışma, Türkçe ders kitaplarında yer alan kelime gruplarının yapı, çeşit ve kullanım özelliklerini belirlemek amacıyla hazırlandı. Türkçede kelime gruplarının tanımı, çeşit ve sınıflandırma farklılıklarıyla başlayan çalışma, daha sonra 6., 7. ve 8. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki kelime gruplarının tespitine ve kullanım özelliklerine sayısal veriler eşliğinde yer verir. Sonuç olarak ise, sayısal veriler üzerinden kitap hakkında değerlendirmeler yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ana dili öğretimi, söz dizimi, kelime grubu, Türkçe ders
ABSTRACT
MASTER THESIS
ON THE PHRASE STRUCTURES USED IN THE SIXTH, SEVENTH AND EIGHTH GRADE TURKISH LANGUAGE TEXTBOOKS
Yunus DOĞAN Fırat University Institute of Social Sciences
Department of Turkish Language Education 2009; Page: IX+420
Many studies have been carried out to identify to what extent the Turkish language textbooks, which are the most widespread, frequent and accessible means used to give a clear and concise idea about the structure of Turkish language, fulfill the teaching of mother tongue. In those studies, the case of determining the instructiveness of elementary school Turkish language textbooks has been scrutinized both in terms of content and teaching methods many times; however it is observed that Turkish language textbooks have never been examined syntactically in terms of phrase structures before. This study has been prepared to specify the structure, the kinds and the intended uses of the phrase structures used in Turkish language textbooks. The study begins with the definition, the kinds and the categorization differences of Turkish phrase structures; then it gives place to the findings and the intended uses of phrase structures in the sixth, seventh, and eighth grade Turkish language textbooks. And as a conclusion, the books are evaluated along with the numerical results that have been obtained.
Key Words: Teaching of mother tongue, syntax, phrase structures, Turkish
İÇİNDEKİLER ONAY ... I ÖZET ... II ABSTRACT ... III İÇİNDEKİLER ... IV ŞEKİLLER ... VII ÖN SÖZ ... VIII KISALTMALAR ... IX Giriş ... 1 Dil Nedir? ... 2
Dil Bilimi ve Dil Bilgisi Nedir? ... 4
Söz Dizimi Nedir?... 4
Türkçenin Söz Dizimi ve Genel Nitelikleri ... .5
Türkçenin Söz Diziminin İncelenmesi ... 5
BİRİNCİ BÖLÜM KELİME NEDİR? ... 7
KELİME GRUPLARI ... 8
1.2.1 Terim ve Sınıflandırma Farkı ... 8
1.2.1.1 Türkçe Dil Bilgisi Kitaplarında Kelime Gruplarıyla İlgili Terim Farklılıkları ... 8
1.2.1.2 Türkçe Dil Bilgisi kitaplarında Kelime Gruplarıyla İlgili Sınıflandırma Farklılıkları .... 10
1.2.1.3 Türkçe Kelime Gruplarının Genel Özellikleri ve Meydana Geliş Şekilleri ... 13
1.3 Kelime Gruplarının İncelenmesi ... 15
1.3.1 TEKRARLAR VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 15
1.3.1.1 Aynen Tekrarlar ... 16
1.3.1.2 Yakın ya da Eşanlamlı Tekrarlar ... 17
1.3.1.3 Karşıt Anlamlı Tekrarlar ... 17
1.3.1.4 İlaveli Tekrarlar ... 17
1.3.1.5 Tekrarların Yazımı ... 19
1.3.2 UNVAN GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 19
1.3.3 ÜNLEM GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 20
1.3.4 SAYI GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 21
1.3.5 BAĞLAMA GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 23
1.3.6.BİRLEŞİK İSİM GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 26
1.3.8 KISALTMA GRUPLARI VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 28
1.3.9 EDAT GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 32
1.3.10 TAMLAMALAR... 35
1.3.10.1 İSİM TAMLAMASI VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 35
1.3.10.2 SIFAT TAMLAMASI VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 43
1.3.11 SIFAT-FİİL GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 47
1.3.12 İSİM-FİİL GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 48
1.3.13 ZARF-FİİL GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 49
1.3.14 BİRLEŞİK FİİL GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ ... 51
İKİNCİ BÖLÜM 2. TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDA YER ALAN KELİME GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 55
2.1 6. SINIF TÜRKÇE DERS KİTABINDA YER ALAN KELİME GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 60
2.1.1 İSİM TAMLAMALARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 62
2.1.2 SIFAT TAMLAMALARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 66
2.1.3 SIFAT-FİİL GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 67
2.1.4 İSİM-FİİL GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 69
2.1.5 ZARF-FİİL GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 71
2.1.6 TEKRAR GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 73
2.1.7 EDAT GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 76
2.1.8 BAĞLAMA GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 78
2.1.9 UNVAN GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ... 80
2.1.10 BİRLEŞİK İSİM GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 80
2.1.11 ÜNLEM GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 81
2.1.12 SAYI GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 82
2.1.13 BİRLEŞİK FİİLLERİN KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 83
2.1.14 KISALTMA GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 86
2.2 7. SINIF TÜRKÇE DERS KİTABINDA YER ALAN KELİME GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 88
2.2.1 İSİM TAMLAMALARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 89
2.2.2 SIFAT TAMLAMALARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 92
2.2.3 SIFAT-FİİL GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 94
2.2.4 İSİM-FİİL GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 96
2.2.5 ZARF-FİİL GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 98
2.2.7 EDAT GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 103
2.2.8 BAĞLAMA GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 105
2.2.9 UNVAN GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ... 107
2.2.10 BİRLEŞİK İSİM GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 108
2.2.11 ÜNLEM GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 108
2.2.12 SAYI GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 109
2.2.13 BİRLEŞİK FİİLLERİN KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 110
2.2.14 KISALTMA GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 113
2.3 8. SINIF TÜRKÇE DERS KİTABINDA YER ALAN KELİME GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 115
2.3.1 İSİM TAMLAMALARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 117
2.3.2 SIFAT TAMLAMALARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 120
2.3.3 SIFAT-FİİL GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 122
2.3.4 İSİM-FİİL GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 124
2.3.5 ZARF-FİİL GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 126
2.3.6 TEKRAR GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 128
2.3.7 EDAT GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 131
2.3.8 BAĞLAMA GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 133
2.3.9 UNVAN GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ... 135
2.3.10 BİRLEŞİK İSİM GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 136
2.3.11 ÜNLEM GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 137
2.3.12 SAYI GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 137
2.3.13 BİRLEŞİK FİİLLERİN KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 138
2.3.14 KISALTMA GRUPLARININ KULLANIM ÖZELLİKLERİ ... 141
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3.1 6. SINIF TÜRKÇE DERS KİTABINDA YER ALAN KELİME GRUPLARI ... 144
3.2 7. SINIF TÜRKÇE DERS KİTABINDA YER ALAN KELİME GRUPLARI ... 203
3.3 8. SINIF TÜRKÇE DERS KİTABINDA YER ALAN KELİME GRUPLARI ... 307
SONUÇ ... 415
KAYNAKÇA ... 417
ŞEKİLLER
Şekil 1: 6,7. ve 8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Kelime Grupları Dağılım Tablosu... 59
Şekil 2: 6. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Kelime Grupları Grafiği ... 61
Şekil 3: 6. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan İsim Tamlamaları Grafiği ... 62
Şekil 4: 6. Sınıf Sıfat-fiil Gruplarını Oluşturan Eklerin Dağılım Tablosu ... 69
Şekil 5: 6. Sınıf İsim-fiil Gruplarını Oluşturan Eklerin Dağılım Tablosu ... 69
Şekil 6: 6. Sınıf Zarf-fiil Gruplarını Oluşturan Eklerin Dağılım Tablosu ... 71
Şekil 7: 6. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Tekrar Grupları Grafiği ... 73
Şekil 8: 6. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Birleşik Fiiller Grafiği ... 83
Şekil 9: 6. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Kısaltma Grupları Grafiği ... 86
Şekil 10: 7. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Kelime Grupları Grafiği ... 88
Şekil 11: 7. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan İsim Tamlamaları Grafiği ... 89
Şekil 12: 7. Sınıf Sıfat-fiil Gruplarını Oluşturan Eklerin Dağılım Tablosu ... 95
Şekil 13: 7. Sınıf İsim-fiil Gruplarını Oluşturan Eklerin Dağılım Tablosu ... 96
Şekil 14: 7. Sınıf Zarf-fiil Gruplarını Oluşturan Eklerin Dağılım Tablosu ... 98
Şekil 15: 7. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Tekrar Grupları Grafiği ... 101
Şekil 16: 7. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Birleşik Fiiller Grafiği ... 110
Şekil 17: 7. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Kısaltma Grupları Grafiği ... 113
Şekil 18: 8. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Kelime Grupları Grafiği ... 115
Şekil 19: 8. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan İsim Tamlamaları Grafiği ... 117
Şekil 20: 8. Sınıf Sıfat-fiil Gruplarını Oluşturan Eklerin Dağılım Tablosu ... 123
Şekil 21: 8. Sınıf İsim-fiil Gruplarını Oluşturan Eklerin Dağılım Tablosu ... 124
Şekil 22: 8. Sınıf Zarf-fiil Gruplarını Oluşturan Eklerin Dağılım Tablosu ... 125
Şekil 23: 8. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Tekrar Grupları Grafiği ... 128
Şekil 24: 8. Sınıf Ders Kitabında Yer Alan Birleşik Fiiller Grafiği ... 138
ÖN SÖZ
Millî varlığın ve kültürün ayrılmaz bir bileşeni ve tanımlayıcısı olan ana dilinin öğretimi kişilik ve kimlik bilincinin oluşturulmasında oldukça belirleyici bir öneme sahiptir. Birey, dil öğretimini okul çağına kadar daha çok rastlantısal bir şekilde yakın çevresinden ve etkileşim içerisinde bulunduğu çevreden alır. Okul ortamında ise dil öğretimi bir program çerçevesinde ve sistemli gerçekleşir. Bu noktada okulda anadili öğretiminin kavram çerçevesinin net bir şekilde ifadesi önem kazanır. Anadili öğretimi tek başına dilbilgisi öğretimi veya dil bilgisi bilincinin oluşturulması demek olmadığı gibi, dilin yapısından tamamen kopuk da değildir. Bu bağlamda dilin yapısı konusunda fikir verilmesi amacıyla kullanılan araçlardan en yaygın, en sık ve en kolay ulaşılır olanı hiç şüphesiz ana dili ders kitaplarıdır. Bu gerçek, dolayısıyla Türkçenin ana dili olarak öğretimi amacıyla kullanılan Türkçe ders kitaplarının ana dili öğretimini ne derecede gerçekleştirdiğinin belirlenmesi gereğini ortaya çıkarmıştır ve bu yönde günümüze kadar pek çok çalışma yapıla gelmiştir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar incelendiğinde İlköğretim Türkçe ders kitaplarının öğreticiliğinin saptanması adına gerek içerik gerekse öğretim metotları açısından daha önce pek çok kez irdelenmiş olduğu ancak sözdizimsel olarak kelime grupları yapısının çıkartılmamış olduğu gözlemlenmektedir. “İlköğretim 6.,7. ve 8. Sınıf Türkçe Ders Kitaplarında Yer alan Kelime Grupları Üzerine Bir Değerlendirme” adlı bu çalışma hem söz diziminin göreceli olarak daha az çalışılmış bir alt kategorisi olan kelime grupları araştırmalarına bir katkıda bulunmak hem de anadili (Türkçe) öğretimi kitaplarının dil yapısı açısından bir fikir sunmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Böyle bir çalışmanın Türkçe ders kitaplarının içerik ve yapısı konusunda sözdizimsel açıdan bir bakıma yordayıcı olacağı sanılmaktadır.
Çalışma boyunca göstermiş olduğu yardımlardan ve katkılarından dolayı değerli danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Ercan ALKAYA’ ya teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca, varlığı ve yaptıklarıyla desteğini hiç eksiltmeyen sevgili eşim Süheyla DOĞAN’a teşekkürlerimi sunuyorum.
KISALTMALAR BG: Bağlama Grubu
BF: Birleşik Fiil
BİG: Birleşik İsim Grubu bln: Belirtili nesne bsn: Belirtisiz nesne EG: Edat Grubu İT: İsim Tamlaması İFG: İsim-Fiil Grubu KG: Kısaltma Grubu ö: Özne SFG: Sıfat-Fiil Grubu SG: Sayı Grubu ST: Sıfat Tamlaması TG: Tekrar Grubu tn: Tamlanan ty: Tamlayan UG: Unvan Grubu ÜG: Ünlem Grubu y: Yüklem
yt: Yer tamlayıcısı z: Zarf
ZFG: Zarf-Fiil Grubu Ø: Eksiz
Diğer Kısaltmalar age: Adı geçen eser
agm: Adı geçen makale agt: Adı geçen tez C: Cilt
MEB: Milli Eğitim Bakanlığı s: Sayfa
S: Sayı
TDK: Türk Dil Kurumu Yay: Yayınları
GİRİŞ
Çalışmanın Önemi ve Amacı
Bir dilin söz varlığı denince yalnızca o dilin sözcüklerini değil, deyimlerin, kalıp sözlerin, kalıplaşmış sözlerin, atasözlerinin, terimlerin ve çeşitli anlatım kalıplarının oluşturduğu bütünü anlıyoruz ( Aksan, 2003:7 ).
Söz varlığı bir dilin servetidir. Yüzyıllar içinde dilin kendini işleye işleye kazandığı bu zenginlik çeşitli özellikteki sözlülere ve örneklendirilmiş kaynaklara aktarılmadıkça, yaşayan nesiller ve sonradan gelecekler dillerinin inceliklerini tanıyamazlar, sadece kendi dönemlerinin sınırlı anlatım imkânlarıyla yetinmek zorunda kalırlar ( Ergüzel, 2007:118 ).
Türkçe cümle yapısında kelime gruplarının önemli bir yeri vardır. Hele isim ve sıfat tamlamaları neredeyse cümlenin vazgeçilmez unsurları halindedir. Tek kelimeyle anlatılamayan duygu ve düşünceler “kelimelerin izdivacı” denilen ustaca bir araya gelişlerle ifade edilir ( Ergüzel, 2007:118 ).
Bu çalışma, yukarıda belirtilen hususlar dahilinde, 6., 7. ve 8.sınıflarda okutulan Türkçe ders kitaplarındaki bütün metinlerin kelime gruplarının yapı ve kullanımları konusunda bir fikir vermesi amacıyla yapılmıştır. Söz konusu kitaplarda yer alan metinlerdeki tüm kelime gruplarının çıkarılıp kullanımlarının tasnif edilmiş olması ve yoğunluklarına dair sayısal verilerinin incelenmiş olması ve Türkçe ders kitaplarına yönelik kelime grupları açısından daha önce böyle bir çalışma yapılmamış olması nedeniyle önem arz etmektedir.
Çalışmanın Metodu
Kelime grupları, oluşumları ve özellikleri hakkında birçok dil bilimcinin araştırma ve görüşlerinden yararlanılan bu çalışmada kelime gruplarının sıralanışı ve sınıflandırılmasında, daha toparlayıcı, daha sistemli ve kolaylıkla uygulanabilir olduğu düşünüldüğünden, Leylâ Karahan’ın “Türkçede Söz Dizimi” adlı eseri esas alınmıştır. Karahan’ın tasnifini yaptığı bu gruplar: “ isim tamlaması, sıfat tamlaması, isim-fiil grubu, sıfat-fiil grubu, zarf-fiil grubu, tekrar grubu, edat grubu, bağlama grubu, unvan grubu, birleşik isim grubu, ünlem grubu, sayı grubu, birleşik fiil grubu, kısaltma grupları-isnat grubu, yükleme grubu, yönelme grubu, bulunma grubu, uzaklaşma grubu, vasıta grubu, eşitlik grubu, diğer kısaltma grupları” başlıkları altında tarama yöntemi
uygulanarak her bir kitap için ayrı ayrı incelenmiş ve bu gruplar arasında karşılaştırma yapma imkânını sağlamak amacıyla kelime gruplarının çeşitlerine ilişkin dağılımların gösterildiği grafikler de düzenlenmiş ve istatistiksel bilgiler verilmiştir. Çalışmanın aşamalarını maddeler halinde özetleyecek olursak:
1) 6., 7. ve 8.sınıf Türkçe ders kitapları tarayıcı ile taranıp Word’e aktarıldı. 2) 6., 7. ve 8. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki kelime gruplarına ait birer Excel kitabı oluşturuldu ve tespit edilen her bir kelime grubu kendi başlığı altına aktarıldı.
3) Karahan tarafından bazı kelime grupları kendi içerisinde sınıflandırılmış. Çalışmada buna dikkat edildi ve gerek bu kelime gruplarına gerekse diğerlerine ait grafikler ve dağılım-oran tabloları oluşturuldu.
4) Kelime grupları, cümle içindeki görevleri ve kullanım özellikleri belirtildikten sonra grafik ve tablo eşliğinde analizleri yapıldı ve incelemeye konu olan kitaplardaki tüm kelime gruplarına çalışmada yer verildi.
Çalışmanın Sınırlılıkları
“İlköğretim 6., 7. ve 8. Sınıf Türkçe Ders Kitaplarında Yer Alan Kelime Grupları Üzerine Bir Değerlendirme” adlı bu çalışma 2007-2008 eğitim ve öğretim yılında okutulmuş olan Türkçe ders kitaplarıyla sınırlandırılmıştır. İncelemeye konu olan ders kitaplarındaki metin sayısı 6. sınıf için 18, 7. sınıf için 24, 8. sınıf için 58 olmak üzere toplam 100’dür.
a) Dil Nedir?
İnsanın dünyadaki yerini ve değerini belirleyen dil, insanı insan yapan, onun duygularını, düşüncelerini, istek ve davranışlarını aktarmaya yarayan bir unsurdur. Ünlü dil bilimci Noam Chomsky, Language and Mind (Dil ve Zihin) adlı eserinde dil üzerine şunları söyler:
“When we study human language, we are approaching what some might call the ‘human esence,’ the distinctive qualities of mind that are, so far as we know, unique to man.”
“İnsan dilini incelediğimizde, insan özü denilebilecek, yani şimdiye kadar sadece insana özgü olduğunu bildiğimiz, zihnin ayırt edici niteliklerinden bahsederiz1.”
Tarih akışı içinde, dil ilgi çekici bir konu olmuştur. Dil olgusunu ele alanlar, ona çeşitli yönlerden yaklaşmışlar, bu değişik yaklaşımlar birbirinden farklı dil tanımının oluşmasına neden olmuştur. Dil nedir sorusuna cevap aramak istersek, işte karşımıza çıkan tanımlardan bazıları:
Devingen dizgeler (dinamik sistemler) arasındaki her türlü iletişimi (haberleşmeyi) ve denetimi (kontrolü) sağlayan durağan/ biçimsel dizgelere (statik/formel sistemlere), türüne ve düzeyine bakmaksızın en geniş anlamıyla dil (langage) diyoruz. Bu açıdan bakıldığında dil, canlılarla canlılar, canlılarla canlı sayılabilecek varlıklar (makineler) ve canlılarla cansızlar (fizikoşimik dünya) arasındaki iletişimi sağlayan araç takımlarının genel adıdır2.
Roucek, dilin, insanlar arasında bir iletişim aracı olduğunu söyler3.
Dil; toplumsal yaşamın bir parçası olarak, sonsuz anlam boyutları taşıyan ve bunları ileten; fiziksel, ruh bilimsel, fizyolojik, zihinsel, toplumsal vb. pek çok olgularla kesişimleri bulunan bir işaretler dizgesidir4.
Muharrem Ergin ise, dili, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü yasaları olan ve ancak bu yasalar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli anlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimai bir müessese olarak tanıtır5.
A. Dilaçar, söz konusu soru için dil, bireyleri arasında anlaşmayı sağlayan toplumsal bir sistemdir, demiştir6.
Langacker, dili, anlamlar ve ses dizileri arasında ilişki kuran bir ilkeler takımı olarak ifade eder7.
Dil, insan iletişiminin en temel anlamıdır.(Hartmann- Stork) 8.
1
Victoria Fromkin and Robert Rodman. An Introduction to Language.7 th ed. Newyork: Heinle, 2002, s.1.
2
Efrasiyap Gemalmaz, “Dil Bilimi ve Dil Bilgisi”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi, TDK Yay., Ankara 1995, S. 519, s. 82.
3
Özcan Demirel, İlköğretim Okullarında Türkçe Öğretimi, MEB Yay., İstanbul 1999, s.9.
4
Süer Eker, Çağdaş Türk Dili, Grafiker Yay., Ankara 2005, s.3.
5
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yay., İstanbul 2005, s.3
6
Özcan Demirel, age., s. 3.
7
Özcan Demirel, age., s. 3
8
Yapılan tanımlardan, her ne kadar çok çeşitlilik arz etse de, özet olarak, dilin insanın iletişimini sağlayan doğal bir araç olduğu gerçeği çıkarılabilir.
b) Dil Bilimi ve Dil Bilgisi Nedir?
Bilim dalları çeşitli ihtiyaçlardan doğar. Her ihtiyaç, toplumunu, düzenleyici ve yaratıcı çalışmalara yöneltir. Z. Faruk Perek’e göre “bu gerçek bilhassa gramerin doğuşunda kendini gösterir9.
Doğan Aksan’ın tanımıyla “bir anda düşünemediğimiz kadar çok yönlü, değişik
açılardan bakınca başka nitelikleri beliren, dilin, kimi sırlarını bugün de çözemediğimiz büyülü bir varlık oluşu” onu eski çağlardan bu yana ilgi çekici bir olgu haline getirmiştir. İnsanoğlu, zamanla biriken bilgiler sayesinde hemen her şeyi inceleme ve araştırma mevzuu yapmış, dillerin sırrını çözmeye çalışmış ve böylece yeni bir ilim dalı ortaya çıkarmış DİL BİLİMİ (Linguistics) oluşmuştur. Dil biliminin en kısa tanımı, “ dili inceleyen bilim, dilin bilimi” biçiminde yapılabilir. Dil nasıl insanın fizik, düşünce ve ruh yapısıyla ve çeşitli eylemleriyle ilişkili ise, dil bilim de bütün bu eylemleri kendisine konu olarak alan öteki bilim dallarıyla sıkı sıkıya ilişkilidir 10.
Dillerin incelenmesi, Eski Yunan ve Hintlilerden başlayarak dillerin bağlı olduğu kaideler tespit edilmeye çalışılmış ve bu kaidelerin ortaya çıkardığı bilgiyle birlikte yeni bir kavram oluşmuştur. Dil bilgisi (Grammar) denilen bu kavram, “genel anlamıyla, öğrenim kurumlarının çeşitli aşamalarında dilin seslerini, sözcük yapılarını, sözcük anlamlarını, sözcük kökenlerini, tümce kuruluşlarını ve bütün bunlarla ilgili kuralları inceleyen bilgi” olarak tanımlanır11.
Dil bilgisi ise kendini oluşturan alt kategorilere ayrılır. Bunlar sesbilgisi (fonetik), şekilbilgisi (morfoloji), anlam bilgisi (semantik) ve söz dizimi (sentaks)dır. Söz dizimi kavramını ayrıntılı olarak incelemek gerekirse şunlar söylenebilir:
c) Söz dizimi Nedir?
Geçmişi çok eskilere giden dizim bilim ya da söz dizimi (syntaxe, syntax, Syntax,
Satzlehre), sözcüklerin cümle içindeki sıralanış biçimlerini, görevlerini ve cümlenin
yapısını inceleyen dil bilgisine denmektedir12 .
9
Dilek Erenoğlu, “Gramer – Dil bilgisi”, http://www.turkiyat.selcuk.edu.tr/pdfdergi/s20/erenoglu.pdf (03.01.2008)
10
Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil, C. 1, TDK Yay., Ankara 2003, s. 11–15.
11
Süer Eker, age., s. 27
12
Yan yana dizilen kelimeler, ya yargı bildirerek cümleyi, ya da varlık, kavram ve hareketleri karşılayarak kelime gruplarını meydana getirir. Bu diziliş, belirli kurallara dayalı bir diziliştir. Kurallar dillerine göre faklılık gösterse de diller arasında söz dizimi yapıları bakımından bazı ortaklıklar ve benzerlikler bulunabilir. Bunların oranı, o diller arasındaki köken ilişkilerinin derecesine göre değişmektedir. Hatta aralarında hiç ilişki olmadığı kabul edilen diller arasında bile birtakım evrensel ortaklıklar (universal grammar) görülebilir. Bütün bunlara rağmen her dil az veya çok farklı bir söz dizimi yapısına sahiptir13.
Karahan’ın açıklamalarına göre her dilin bir söz dizimi vardır, peki anadilimiz Türkçenin söz dizimi özellikleri hakkında neler söylenebilir:
d) Türkçenin Söz Dizimi ve Genel Nitelikleri
Türkçenin, söz dizimi açısından ele alınınca, diğer birçok niteliği yargılı anlatım birimi olan cümleyle ilgili olduğu için, bu çalışma için önemli olan başlıca niteliği şudur:
Türkçede söz diziminin en belirgin özelliği, kelime gruplarında ve cümlede ana unsurun genellikle sonda bulunmasıdır. Bu özellik, Türkçeyi diğer birçok dilden, mesela Hint-Avrupa dillerinden ve Arapçadan ayırır. Moğolca, Mançu-Tunguzca gibi bugün köken birliği tartışılan bazı dillere yaklaştırır.14 Noam Chomsky’nin X-bar alt-kuramına göre, bu ana unsur baş (head) olarak tanımlanır ve Türkçe başı-sonda olan
(head-final) bir dildir15.
e) Türkçenin Söz Diziminin İncelenmesi
Söz dizimini incelerken vereceğimiz öncelik Doğan Aksan’ın Dil, Şu Büyülü
Düzen adlı eserindeki söylemleriyle paraleldir:
“Söz dizimi (syntax) denildiğinde, Eski Hint’ten, Eski Yunan’dan bu yana, özellikle Aristoteles’ten beri, değişik sözcük türlerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş, bir yüklemi bulunan tümce (sentence) ve bunun incelenmesi akla gelir. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, söz dizimi kavramı içine yalnız tümceler değil, birden çok sözcükle oluşturulmuş, dilin çeşitli biçimlerini, öğelerini içeren öbekler, tamlamalar
13
Leylâ Karahan, Türkçede Söz Dizimi, Akçağ Yay., Ankara 2005, s. 9.
14
Leylâ Karahan, age., s. 9.
15
da girer. Bu nedenle, söz dizimi dizgesi incelenirken önce bunlardan başlamak gerekir”16.
Leylâ Karahan da bu görüşleri doğrulayarak, söz diziminin konusunu, temel olarak iki gruba ayırır: birinci grup yargılı bir anlatım birimi olan cümle ve yapısı,
işleyişi, görevleri ve anlam özellikleri, diğer grup ise yargısız anlatım birimi olan
kelime gruplarıdır17.
Kelime gruplarını incelemeye, öncelikle, dilin vazgeçilmezliğinin temelinde yatan, kendimizi ve içinde bulunduğumuz dünyayı ifade etmemize yardımcı olan kelimelerle başlamak gerektiğini düşünüyorum:
16
Doğan Aksan, age., s. 84.
17
BİRİNCİ BÖLÜM
1.1 KELİME NEDİR?
İnsanoğlu kelimelere kavuştuğunda “ben” diyebildi, “ben” diyebildiğinde
insan olabildi18.
İnsanoğlu için kendisini ve içerisinde bulunduğu dünyayı ifade etmesinde bu denli öneme sahip olan kelime kavramına akademik tanımlar arayacak olursak şunlar söylenebilir:
Kelime (sözcük) manası veya gramer vazifesi bulunan ve tek başına kullanılan
ses veya sesler topluluğudur19. Söz varlığı denilince akla ilk gelen, elbette sözcük
(kelime; mot, word, Wort) olacaktır; bir dilin örgüsünü oluşturan sözcükler… Ancak
hemen belirtelim ki, dil bilimciler, sözcük yerine genellikle daha değişik terimler kullanmakta, onu yerine göre gösterge ( belirti, simge) ya da söz öğesi (lexeme, lexeme,
Lexem) gibi değişik adlarla anmaktadırlar20.
Diğer bir değişle sözcük, bir veya birden çok heceli ses öbeklerinden oluşan, aynı dili konuşan kişiler arasında, zihinde, tek başına kullanıldığında, belirli bir kavrama karşılık olan; belli bir duygu ve düşünceyi yansıtan; somut ya da soyut kavramlar arasında ilişki kuran dil birimidir 21.
Tanımda da dile getirildiği gibi kelimeler belli bir kavramı karşılar, yani
anlamları vardır. Muharrem Ergin, Türk Dil bilgisi adlı eserinde kelimelerin manalarının (anlamlarının), esas itibariyle, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış gizli antlaşmalara dayandığını söyler ve şöyle devam eder: Kelimeler canlı cansız varlıklar, mefhumları, hareketleri ve onların hallerini karşılar ve temsil eder. Yani kelimelerle manaları arasındaki mevcut uygunluk önceden kabul edilmiş ve kökleşmiş bir
18
Sami Hocaoğlu, “Kelimeler”, http://www.vuslatradyo.com. 13.12.2007
19
Mehmet Hengirmen, Dil bilgisi ve Dil bilim Sözlüğü, Engin Yay., Ankara 1999.
20
Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil, C. 1, TDK Yay., Ankara 2003, s. 15.
21
birleştirme dışında herhangi bir münasebet ifade etmemektedir. Mesela taşa niçin taş, yola niçin yol, ata niçin at denilmiştir, bilinmez22.
Kelimelerin işlevsel ayrımı konusunda ise, Ahmet Buran “ Türkçede Kelimelerin
Ekleşmesi ve Eklerin Kökeni” adlı yazısında kelimeleri işlevleri bakımından asıl kelimeler ve yardımcı kelimeler olarak iki ana gruba ayırır. Zamir, edat ve yardımcı fiilleri, yardımcı kelimler grubuna alan Buran, bu kelimeleri “anlam ve işlevleri, birlikte kullanıldıkları diğer unsurlara göre şekillenen uydu kelimeler” olarak tanımlayıp, bu tür kelimeleri tek başına ve sözlük anlamlarıyla değil, kullanım sırasındaki işlevleriyle değerlendirmek gerektiğini belirtir23.
1.2 KELİME GRUPLARI
1.2.1 Terim ve Sınıflandırma Farkı
Bugün kullandığımız, Türkçeleşmiş, yerleşmiş ve genel kabul görmüş dil bilgisi terimlerine, uzun ve zahmetli bir dönemden sonra varılabilmiştir. Dilciler, uzun yıllar, bir kavram için, değişik nedenlerle, birbirlerinden farklı terimler kullanmış, bunun sonucu olarak da, karşılıklı anlaşmada ve öğretimde ciddi sorunlarla karşılaşılmıştır. Bugün bu sorunların büyük bir kısmı aşılmış ve az çok sağlıklı bir ortama kavuşulmuştur. Dil bilgisi terimleri, büyük bir oranda Türkçeleşmiş ve yerleşmiş olmakla birlikte, hâlâ dil bilgisiyle ilgili kavramların tanımlarında tam bir uzlaşmaya varabilmiş ve hâlâ dil bilgisiyle ilgili her kavramı karşılayacak terim sayısına ulaşabilmiş değiliz. Herhâlde, bu yetersizliklerin ve eksikliklerin aşılabilmesi için, belli bir süreye ve bu konuda harcanacak çabaya ihtiyaç vardır24
Özmen’in saptadığı ve dile getirdiği bu sıkıntı kelime grupları tanımlanırken de kendini gösterir.
1.2.1.1 Türkçe Dil bilgisi Kitaplarında Kelime Gruplarıyla İlgili Terim Farklılıkları
Cümlenin kuruluşundaki bazı nesne ve hareketler tek kelimeyle karşılanamazlar.
Bu noktada birden fazla kelimenin kurallı bir biçimde yan yana gelmesiyle oluşan
22
Muharrem Ergin, age., s. 96.
23
Ercan Alkaya, Kuzey Grubu Türk Lehçelerinde Edatlar, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmış Doktora Tezi), Elazığ 2002, s. 28
24
Mehmet Özmen, “Eksik Olan Dil Bilgisi Terimlerimiz Üzerine", Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Sözlük Bilimi Sempozyumu Bildirileri, 20–21 Mayıs 1999, Gazimağusa, 2001, 111–125. http://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20DILI/mehmet_ozmen_eksik_olan_dil_bilgisi_terimlerimiz. pdf (02.01.2008)
kelime gruplarına ihtiyaç vardır. Kelime grupları hakkında yapılan çalışmalardan aldığımız tanımlar konu üzerindeki bilgilerimizi daha da kuvvetlendirecektir. Ancak yapılan tanımların ve kullanılan terimlerin farklılığı dikkat çekicidir:
Kelime grubu, bir varlığı, bir kavramı, bir niteliği, bir durumu veya bir hareketi karşılamak üzere, belirli kurallar içinde yan yana dizilmiş kelimelerden oluşan yargısız dil birimidir24.
Sözü geliştirmek üzere kelimeler öbeklenirler, kavramlar arasında derece derece ilişkiler meydana getirirler. Böylece tek kavramdan anlatmaya doğru giderler. Bunlara belirtme öbekleri (groupe de mot) diyoruz25.
Kelime grubu birden fazla kelimeyi içine alan, yapısında ve manasında bir
bütünlük bulunan, dilde bir bütün olarak muamele gören bir takım kaidelerle ve belirli bir düzen içinde yan yana gelen dil birliğidir ve kelime grupları nesneleri ve hareketleri belirtmek için kullanıldıklarından buradan hareketle kelime gruplarına belirtme grupları adı da verilir26.
M. Kaya Bilgegil “Birden ziyade kelimeden meydana geldiği halde, cümledeki görevi bakımından bir tek kelimeden farksız olan, gerektiği takdirde yine bir kelime imiş gibi çekim eki alabilen isim soyundan kelimelerin teşkil ettiği birleşik sözlere belirtme (tayin) grupları diyoruz şeklinde ifade eder27.
Ata Çatıkkaş, kelime grubu dediğimiz zaman birden fazla kelimelerden meydana gelen; mana ve yapısında bir bütünlük bulunan ve tek bir nesne veya hareketi birlikte karşılayan kelimler topluluğu aklımıza gelir diyerek, bu gurubu belirtme grubu olarak adlandırır28.
Vecihe Hatipoğlu, “yargısız anlatımlar” adını verdiği kelime gruplarını “yargısız
anlatımlar en az iki sözcüğün türlü ilgi ve nedenlerle yan yana sıralanmasından doğan birliklerdir. Yargı bildirmeyen bu birlikler, anlatımlar ya kalıplaşmamış sözcüklerden kurulan her türlü tamlamalardır, ya da kalıplaşmış sözcüklerden kurulan birleşik sözcükler, deyimler veya ikilemelerdir” şeklinde tanımlamıştır29.
24
Leylâ Karahan, age., s.39
25
Tahsin Banguoğlu, Türkçenin Grameri, TDK Yay., Ankara 2004, s. 496
26
Muharrem Ergin, age., s. 374
27
M. Kaya Bilgegil, Türkçe Dil bilgisi, Dergah Yay., İstanbul 1984, s. 115
28
Ata Çatıkkaş, Türk Dili Kılavuzu, Alfa Yay., İstanbul 2001, s. 193
29
Zeynep Korkmaz, kelime grubu “Cümle içinde kavramlar arasında ilişki kurmak
üzere birden çok kelimenin belirli kurallar ile yan yana gelmesinden oluşan, yapı ve anlamındaki bütünlük dolayısıyla cümle içinde tek bir nesne veya hareketi karşılayan ve her hangi bir yargı bildirmeyen kelimeler topluluğu” diye tanımlamıştır30.
Rasim Şimşek, kelime gruplarını belirtme öbekleri diye tanımlamıştır31.
İletişim yargılı anlatımlarla kurulur; ancak cümlelerde sunulan bilgiyi, duyguyu,
düşünceyi tam olarak aktarabilmek için yargısız anlatımlara ihtiyaç duyulur. İşte en az iki sözcüğün bir araya gelerek oluşturduğu bu yargısız anlatımlara sözcük öbeği denir32.
1.2.1.2Türkçe Dil bilgisi kitaplarında Kelime Gruplarıyla İlgili Sınıflandırma Farklılıkları
Dil bilimcilerin yaptığı tanımlarda ortaya çıkan çeşitlilik, kelime gruplarının sınıflandırılmasında da kendini göstermektedir. Şöyle ki:
Banguoğlu kelime öbeklerini belirtme öbekleri ve yargı öbekleri olma üzere ikiye ayırır. Belirtme öbeklerinde, bir sözcük, bir başka sözcüğün taşıdığı kavramı daha yakından belirtmek için kullanıldığı için herhangi bir yargı bildirmez. Buna göre, her belirtme öbeğinde biri belirtilen, diğeri belirten olmak üzere en az iki sözcük bulunur. Yapılarına göre 8 tür belirtme öbeği vardır: Ad takımı, sıfat takımı, zarf öbeği, takı
öbeği, bağlam öbeği, yanaşma takımı, katma öbekler. Ayrıca, çekim öbeklerini kendi
içerisinde isim öbekleri ve fiil öbekleri olmak üzere ikiye, yanaşma takımlarını san
öbekleri, ayama ve soyadı öbekleri, künye ve mahlas olarak üçe ve son olarak katma
öbeklerini ünlem öbekleri ve saplama öbekleri diye ikiye ayırarak incelemiştir33.
Muharrem Ergin ise, daha farklı bir tasnif yaparak, kelime gruplarını tekrarlar,
bağlama grubu, sıfat tamlaması, iyelik grubu ve isim tamlaması, aitlik grubu, birleşik isim, birleşik fiil, unvan grubu, ünlem grubu, sayı grubu, edat grubu, isnat grubu, genitif, datif, lokatif, ablatif grupları, fiil grubu, partisip grubu, gerundium grubu ve kısaltma grubu olmak üzere yirmi başlık altında toplamıştır34.
30
Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yay., Ankara 2007, s. 144
31
Rasim Şimşek, Örneklerle Türkçe Söz Dizimi, Kuzey Gazetecilik, Trabzon 1987, s. 321
32
Kerime Üstünova, “Ad Tamlaması – İyelik Öbeği Ayrımı”, Türk Dili ve Edebiyat Dergisi, S. 641, s. 418 -425, http://turkoloji.cu.edu.tr. 02.01.2008
33
Tahsin Banguoğlu, age., s. 497 -519
34
Bilgegil ise isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, bağlaç grupları, zarf grupları,
isim grupları, ikizlemeler, edat grupları ve ünlem grupları olmak üzere 8 gruptan
bahseder35.
Daha az bir gruplandırma yapan Hatipoğlu, kelime grupları bahsinde,
tamlamalar, birleşik sözcükler, deyimler, ikilemeler olarak dört ana gruptan söz eder.
Birinci ana grup olan tamlamaları ise on alt kategoriye ayırır: ad tamlaması, adıl
tamlaması, sıfat tamlaması, ikilemeli tamlama, iyelikli tamlama, çıkmalı tamlama, kalmalı tamlama, yönelmeli tamlama, ilgeçli tamlama, bağlaçlı tamlama36.
Bu ayrımın dışında, Hatipoğlu, ayrıca kelime gruplarını gramer yönünden yapıbilim (morphologie) ve söz dizimi (syntaxe) olarak iki bölümde incelemiş, bunları “aralarında kalıplaşma bulunan kelime grupları” ve “aralarında kalıplaşma bulunmayan kelime grupları” olarak da ele almıştır”. Birleşik kelimeleri, deyimleri, bilmeceleri, atasözlerini, vecizeleri ve argo ifadeleri “kalıplaşmış kelime grupları” olarak değerlendiren yazar; sıfat tamlaması, zarf-fiil grubu, isim tamlaması gibi kelime grupların da “kalıplaşmamış kelime grupları” olarak isimlendirmiştir37.
Tahir Nejat Gencan da aynı şekilde kelime gruplarına diğer dil bilimciler gibi ayrı bir bölüm oluşturmamış, sadece isim ve sıfat tamlamalarından bahsetmiştir. İsim ve sıfat tamlamalarını adlandırırken de tamlama yerine takım terimini kullanmıştır38. Haydar Ediskun da anlatımlarında kelime gruplarına yer vermemiş, Gencan, gibi isim ve sıfat tamlamalarından takım olarak bahsetmiştir39.
Atabay, Özel ve Çam da ortak hazırladıkları eserde sadece tamlamalara yer vermişler, diğer kelime gruplarından söz etmemişlerdir40.
Rasim Şimşek kelime gruplarını altı grupta ele almıştır; bunlar: iyelik öbekleri,
niteleme öbekleri, çekçim öbekleri, ikileme, bağlaç öbekleri ve ünlem öbekleridir. Bu
gruplardan ad takımı ve adıl takımı bir grupta; ön ad takımı, sayı öbeği, san öbeği, belirteç öbeği, bir grupta ve ad öbekleri, eylem öbekleri, ilgeç öbekleri ayrı bir grupta incelenmiştir41.
35
M. Kaya Bilgegil, age., s. 115-163
36
Vecihe Hatiboğlu, age., s. 5-95
37
Vecihe Hatiboğlu, “Kelime Grupları”, TDAY-Belleten 1963, Ankara 1964, s. 203-244
38
Tahir Nejat Gencan, Dil bilgisi, TDK Yay., Ankara 1962, s. 136-138
39
Haydar Ediskun, Türk Dil bilgisi, Remzi Kitabevi, İstanbul 1985, s. 114-116
40
Neşe Atabay-Sevgi Özel-Ayfer Çam, Türkiye Türkçesinin Söz dizimi, TDK Yay., Ankara 1981, s. 7-8
41
Çatıkkaş ise, Ergin’in çalışmasına benzer sınıflandırma yaparak, kelime gruplarını 15 grupta toplamıştır: bağlama grubu, iyelik grubu ve isim tamlaması, genitif, datif, lokatif ve ablatif grupları, sıfat ve partisip grubu, aitlik grubu, tekrarlar ve ikilemeler42.
Mehmet Hengirmen söz diziminde yargılı anlatım birimleri olan cümlelerden bahsederken kelime gruplarına hiç yer vermemiştir. Sadece kelime gruplarından biri olan deyimler ve ikilemeleri ayrı konular olarak anlatmıştır43.
Eker, kelime gruplarını on yediye ayırmıştır: tamlamalar, aitlik grubu, unvan
grubu, tekrar grupları, birleşik sözcükler, sayı grupları, edat grubu, sıfat-fiil(ortaç) grubu, zarf-fiil grubu, eylem grubu, birleşik eylem grubu, ünlem grubu, bağlama grubu, kısaltma grupları, dayanma grubu, deyimler ve atasözleri (savlar)44 . Eker, adı geçen dil bilimcilerin aksine, atasözlerini kelime grubu olarak değerlendiren tek kişidir. Eker’in bu yaklaşımının, bir önceki bölümde kelime gruplarının tanımlarından çıkardığımız ‘kelime gruplarının yargısız ifadeler olması’ ilkesine ters düştüğü kanısındayım.
Halil İbrahim Usta kelime grupları ile ilgili çalışmasında kelime gruplarını dört farklı gruba ayırmıştır: 1) Yardımcı öğe + esas öğe (İsim tamlamaları, sıfat tamlaması,
sıfat – fiil grubu, ünlem grubu, İsim – fiil grubu) 2)Esas öğe + yardımcı öğe (edat grubu, unvan grubu, sayı grubu) 3)Birinci öğe + ikinci öğe (tekrar grubu, bağlama grubu, sayı grubu)4) Birinci öğe + ek + ikinci öğe (isnat grubu, yükleme grubu, yaklaşma grubu, bulunma grubu, uzaklaşma grubu, vasıta grubu)45.
Karahan, kelime gruplarını 14 grupta toplamıştır: isim tamlaması, sıfat
tamlaması, sıfat-fiil grubu, isim-fiil grubu, tekrar grubu, edat grubu, bağlama grubu, unvan grubu, birleşik isim, ünlem grubu, sayı grubu, birleşik fiil ve kısaltma grupları.
Kısaltma gruplarını da kendi içinde isnat, yükleme, yaklaşma, bulunma, uzaklaşma ve
vasıta olarak alt gruplara bölerek anlatmıştır46. Bu çalışma, Leylâ Karahan’ın sınıflandırması ölçüt alınarak yapılmıştır, ancak her bir maddede varsa diğer dil bilimcilerin farklı yaklaşımlarına da yer verilmiştir.
42
Ata Çatıkkaş , age., s.193-2002
43
Mehmet Hengirmen, Türkçe Dil bilgisi, Engin Yayınevi, Ankara 2005, s. 400-412
44
Süer Eker, age., s. 460 – 479
45
Halil İbrahim Usta, “Türkiye Türkçesinde Kelime Gruplarıyla İlgili Bir Sınıflandırma”, Türk Dili Dergisi S. 579, Mart 2000, s. 216 http://www.dersedebiyat.com. 02.01.2008
46
Yukarıdaki uzmanların yaptığı sınıflandırmalar görüldüğü gibi birbirinden faklıdır. Bu farklılığın oluşmasındaki temel etkenin, üzerinde uzlaşılmış dil bilgisi terimlerinin olmamasından kaynaklandığı kanaatindeyim.
1.2.1.3 Türkçe Kelime Gruplarının Genel Özellikleri ve Meydana Geliş Şekilleri
Bu konuda bize en geniş bilgiyi Karahan vermektedir:
1) Bir tek sözcük ile karşılanamayan varlık, nitelik, durum ve hareketleri karşılar. Mesela, bilgisayar, akciğer, yarımada, ipek böceği, fotoğraf makinesi, telefon
etmek, yok etmek, kör olmak, söz vermek gibi nesne ve kavramların dilimizde tek
kelimelik karşılıkları yoktur. Hastalanmak/ hasta olmak, iyileşmek / iyi olmak gibi bazı kavramların da hem tek kelimelik, hem de iki kelimelik karşılıkları bulunmaktadır. Türkçede varlık, kavram, nitelik, durum ve hareketler, kelime ve kelime grupları ile karşılanır. İki dil birliği arasındaki fark, kelime grubunun bir kelimeler topluluğu oluşudur
2)Varlık, kavram, nitelik, durum ve hareketleri, anlamlarını genişleterek, belirterek, niteleyerek, pekiştirerek karşılar.
Çocuk çiçeği arkadaşına uzattı cümlesini, Küçük çocuk elindeki kır çiçeklerini çok sevdiği arkadaşına uzattı şeklinde varlıkların niteliklerini belirterek de kurabiliriz.
3) Yargısız dil birimleridir.
Seni istikbal için önce gelmek cihana, Ve başkasından almak sonra geliş müjdeni, Bir nefes dinlenmeden yıllarca koşmak sana, Aramak her tarafta bulmamak asla seni
4) Cümle ve diğer kelime grupları içinde, tek kelime gibi; isim, sıfat, zarf ve fiil görevi yapar.
Dallarda uzanan hışırtılar(isim) +ağaçtan ağaca sürüklenerek(zarf) + ormanın kızıl derinliklerinde(isim) + kayboluyordu(fiil).
5) Kelimelerin grup içinde sıralanışı kurallıdır. Görev bakımından birbirine denk olmayan unsurların bulunduğu bir kelime grubunda ana unsur, genellikle grubun sonundadır.
Ergin de bu kuralı, “bir belirtme, bir yardım, bir tamamlama esası üzerine kurulan kelime gruplarında umumiyetle belirten-belirtilen, tamlayan-tamlanan, tabi olan - tabi olunan, asıl – yardımcı unsur olmak üzere iki unsur bulunur” diyerek doğrular. (2005:375)
Yemyeşil ovalar ve kuş sesleri tamlamalarında, grubun ana unsurları olan ovalar ve sesleri kelimeleri sonda, yardımcı unsurları olan yemyeşil ve kuş kelimeleri ise baştadır.
Fiile dayalı gruplarda bu düzen, aynı zamanda hareketin oluş sırasını gösterir.
Gülü koparıp koklayınca kelime grubunda kopar- fiili kokla- filinden önce
gerçekleştiği için, başta bulunmaktadır.
Sadece birleşik fiil ile edat grubunda ana unsur başta bulunur. Bunlarda ikinci unsur, bir çekim unsurudur.
6) Kelime gruplarında unsurların sırası, özellikle konuşma ve şiir dilinde değişebilir.
Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal. (Hakk’a tapan milletimin hakkıdır)
7) Kelime gruplarının diğer kelime gruplarıyla olan ilişkisi grubun sonundaki hal ekleriyle sağlanır. Hal eki, bağlandığı kelimeye değil, o kelime grubuna aittir.
Çalışan insan + kendi varlığında hüküm süren bir ahengi + bütün kâinata+ nakleder.
Bu cümlede, birinci kelime grubu çekim eki almamış, ikinci kelime grubu –i
yükleme hali eki ile üçüncü kelime grubu da –a yönelme hali eki ile fiile bağlanmıştır.
8) Fiile dayalı sıfat-fiil, isim-fiil ve zarf-fiil gruplarında fiilin anlamı, cümlede olduğu gibi özne, nesne, yer tamlayıcısı ve zarf adı verilen öğelerle tamamlanır. Ancak bu gruplar yargı bildirmedikleri için cümle değildir. Eker, bu konuda aksi bir yaklaşım içindedir.
Tarla yapmak için (zarf) + yaban ormanının bir parçası (belirtili nesne) + yakan(yüklem)
Hazan yaprağı gibi (zarf) + titreyerek (yüklem)
Biçareleri (belirtili nesne)+ er geç kaybedecekleri bu rüyadan (yer tamlayıcısı) + uyandırmamak (yüklem)
9) İkiden fazla kelimeli kelime gruplarında iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan başka kelime grupları da bulunur.
Eylemsiler (fiilimsiler) olarak da nitelenen sıfat-fiiller, zarf-fiiller ve ad eylemler Türkçenin söz diziminde çok önemli rol oynar. Bir bakıma, Hint-Avrupa dillerindeki relative clause lara karşılık gelen bu birimler, tümce kuruluşunda bir yandan zarf, sıfat vb. görevlerde bulunurken, öte yandan, yargı taşımasa bile, bünyelerinde birer eylem bulundurduklarından, tümce kurma eğilimi içindedir. Bu nedenle, yan tümce, tümcecik vb. adlarla anılan eylemsiler ve ad eylemlerde yer alan eylemler, bir bakıma, yüklem olarak değerlendirilebilir.(Eker, 2005:474).
Küçük odadaki mumun + soluk ışığı isim tamlamasının birinci ve ikinci unsuru sıfat tamlamasıdır. Küçük odadaki + mum tamlamasının birinci unsuru küçük oda da
bir sıfat tamlamasıdır.
10)Kelime gruplarının vurgusu grubun yapısına göre değişir. Vurgu başta, sonda veya sondan bir önceki kelime üzerinde olabilir. Bazı gruplarda, bütün unsurların vurgusu aynıdır47.
1.3 KELİME GRUPLARININ İNCELENMESİ
Çalışmamızda Leylâ Karahan’ın tanımını ve sınıflandırmasını ölçüt alarak yaptığımızı yeniden hatırlatarak, Türkçedeki başlıca kelime gruplarını şöyle sıralandırabiliriz:
1.3. 1 TEKRARLAR VE GENEL ÖZELLİKLERİ
Tekrarlar aynı cinsten iki kelimenin arka arkaya getirilmesi ile meydana gelen
kelime gruplarıdır48. Aynı ya da karşıt anlamlı iki sözcüğün bir tek sözcük gibi işlev görmek üzere, yan yana gelmesiyle oluşan tekrar grupları ( kelime koşması, ikileme =
hendiadyoin) en eski dönemlerden bu yana önemli bir söz dizimsel yapı olmuş,
bünyesindeki sözcükler aracılığıyla, bilinmeyen pek çok sözcüğün aydınlatılmasını, çözülmesini sağlamıştır. Dil tarihi içinde bir araya gelmiş, kaynaşmış bütünleşmiş sözcüklerden oluşan tekrar grupları, anlatım bozukluklarından olan gereksiz sözcükler ve tekrar sıklığı ile karıştırılmamalıdır49.
Mehmet Hengirmen, Türkçe Dil bilgisi adlı eserinde, “ anlatımı daha güzel ve etkili bir duruma getirmek için aralarında ses benzerliği bulunan yakın, aynı ya da zıt anlamlı sözcüklerin yan yana kullanılması Türkçenin en önemli özelliklerindendir” der ve tekrarların önemi üzerine yaptığı şu açıklamalarıyla devam eder:
Anlatımda tekrar ve ahenk öğrenmeyi kolaylaştırır. İkilemelerin de en önemli özelliği sözcüklerin tekrarı ve bu tekrardan oluşan ahenktir. Ses benzerliği olan sözcüklerin ya yana kullanılışı hem anlamı pekiştirir, hem ahengi artırır. Böylece dil şiirsel bir özellik kazanır. Türkçenin mucizevî güzelliğinde ikilemelerin büyük payı vardır. Türkçenin ilk yazılı belgeleri olan Orhun Anıtları’nda bile ikilemelere rastlanır. Bu da bize, Türkçenin
47
Leylâ Karahan, age., s. 39 – 41
48
Muharrem Ergin, age., s. 377
49
eski tarihlerden bu yana şiire yatkın, ahenkli ve anlatım gücü yüksek bir dil olduğunu göstermektedir50.
Bu görüşü bir anlamda destekleyen Ercan Alkaya, Türkçenin anlatım gücünü, eskiliğini ve zenginliğini ortaya koyan bu kelime gruplarının anlatıma kolaylık sağladığını ve ifadeye âhenk ve müzikalite kattığını not eder51.
Bu bağlamda, bir kelime grubu olan tekrarların okullardaki Türkçe dil bilgisi derslerinde etkili bir şekilde öğrenciye aktarımı, dil öğretimi açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır denilebilir.
Tekrarların söylenebilecek en önemli özelliği kalıplaşmış sözcükler olmalarıdır. Yüzyıllardan beri kullanılan bu sözcükler, biçim ve anlam yönünden kalıplaştığı için bu sözcüklerin sırası genellikle değiştirilemez ya da tek başına kullanılamaz. Örneğin
çoluk çocuk, eski püskü, yırtık pırtık ikilemelerinde sözcük sırası değişince anlam
bozulur. Bu ikilemleri oluşturan sözcüklerden çoluk, püskü, pırtık yalnız başlarına kullanıldığı zaman hiçbir anlam ifade etmez. İkilemelerde geçen çocuk, eski, yırtık sözcükleri de yalnız kullanıldığında ikilemedeki güçlü ve şiirsel anlamı vermezler52. Leylâ Karahan ise, Türkçenin Söz dizimi adlı esrinde, bir nesneyi bir niteliği, bir hareketi karşılamak üzere eş görevli iki kelimenin meydana getirdiği tekrar grubunun diğer bir takım özeliklerinden bahseder53:
Grupta yer alan kelimeler arasında hem şekil, hem de anlam ilişkisi vardır. Süer Eker, Çağdaş Türk Dili adlı esrinde, Karahan’ın dile getirdiği bu ilişkiyi, tekrarları yapısına ve anlamına göre dört grupta toplayarak kurar:
1.3.1.1 Aynen Tekrarlar
Aynı sözcüğün iki kez kullanılmasıyla oluşur54. Yani, bunlar bir kelimenin arka arkaya iki defa tekrarlanması ile yapılan tekrarlardır. Asıl tekrarlar da diyebileceğimiz bu kelime grubu birçok kelime çeşidinden yapılan ve bol bol kullanılan bir gruptur55. Unsurları aynı olan tekrar gruplarına örnek olarak aşağıdaki gruplar verilebilir.
a. ince ince, ışıl ışıl, yavaş yavaş, dağ dağ, göz göz, dilim dilim, adım adım, çok
çok (isim, sıfat ve zarf cinsinden kelimelerle yapılan tekrarlar)
50
Mehmet Hengirmen, age., s. 400
51
Ercan Alkaya, “Orta ve Doğu Karadeniz Ağızlarında Görülen İkilemeler Üzerine Bir Değerlendirme”,
Turkish Studies S. 3, Bahar 2008, s. 37-76, www.turkishstudies.net. 20.07.2009 52
Mehmet Hengirmen, age., s. 400
53
Leylâ Karahan, age., s. 60 – 62
54
Süer Eker, age., s. 470
55
b. şırıl şırıl, gürül gürül, mışıl mışıl, kıtır kıtır, zangır zangır (tabiat taklidi
kelimelerden yapılan tekrarlar)
c. bir bir, üç üç, beşer beşer, onar onar, azar azar (asıl ve üleştirme sayı
sıfatlarından yapılan tekrarlar)
d. diye diye, koşa koşa, otura otura, gide gide, durup durup (gerundium
tekrarları)
e. şu şu (zamir tekrarları)
f. evet evet, hay hay, ay ay, vah vah (ünlem edatı tekrarları) g. olsa olsa, aradım aradım, yesin yesin (fiil tekrarları) 1.3.1.2 Yakın ya da Eş anlamlı (manalı) Tekrarlar
Bunlar aynı manaya gelen veya çok yakın manalı iki ayrı kelimenin meydana getirdiği tekrarlardır: eğri büğrü, açık saçık, toz toprak, yanıla yıkıla, delik deşik,
yorgun argın, kılık kıyafet, dayalı döşeli, gibi56.
m ünsüzünün kelime başına ilavesi ile yapılan tekrarlar da bu gruba dâhildir. m ünsüzü, ünlü ile başlayan bir kelimenin başına eklenir. Bu ünsüz, ünsüzle başlayan bir kelimenin de ilk ünsüzünün yerini alır: okul mokul, oyun moyun, halı malı, çanta manta “masa musa, masa filan” örneklerinde olduğu gibi “m” ünsüzü ile başlayan kelimelerde tekrar, ya kelimenin yapısı değiştirilerek yapılır, ya da böyle kelimeler için
“filan” kelimesine başvurulur57.
1.3.1.3 Karşıt Anlamlı Tekrarlar (Zıt Manalı)
Unsurları zıt anlamlı olan tekrar gruplarıdır. Birbirinin karşıtı olan iki kelimenin
yan yana gelmesiyle oluşur: bata çıka, irili ufaklı, ölüm kalım, iyi kötü, az çok, büyük
küçük, aşağı yukarı, alt üst, ters yüz, içli dışlı, düşe kalka gibi.
1.3.1.4 İlaveli tekrarlar
Yukarıda da belirttiğimiz gibi Leylâ Karahan ilaveli tekrarlar grubunu yakın ya da eş anlamlı tekrarlar grubuna dâhil etmiştir. Ancak Ergin (2005: 378) başta olma üzere Eker (2005:470) gibi dil bilimciler, ilaveli tekrarları ayrı bir grupta ele almıştır. Muharrem Ergin’e göre, bunlar, kelime başına ilave bir unsur getirmek suretiyle yapılan tekrarlardır. İkiye ayrılırlar:
1) Kelime başına bir ses ilavesiyle yapılanlar
56
Muharrem Ergin, age., s. 378
57
Başına bir ses ilave edilenlerde vokalle (ünlü = sesli) başlayan kelimelerin doğrudan doğruya başına, konsonantı (sessiz=ünsüz) kaldırılarak yerine bir m sesi getirilir. Böylece elde edilen kelime tekrarın ikinci unsuru olarak kullanılır: adam
madam, su mu, iş miş, koştu moştu, vb.
m ile başlayanlar hariç, her kelime ile bu çeşit tekrarlar yapılabilir. m ile başlayan
kelimelerde ikinci unsur olarak falan kelimesine başvurulur: masa falan gibi.
Bazen bu tekrar m ile başlayan kelimenin ilk vokalini değiştirmek suretiyle de yapılır: şart şurt, mal mul gibi.
2) Kelime başına bir veya iki hece ilavesiyle yapılanlar
Başına hece ilave edilenlerde umumiyetle bir kısım sıfatların ilk hecesi alınır; bu hecelerin sonuna vokalle bitiyorsa doğrudan doğruya, konsonantla bitiyorsa o konsonantlar atılarak m, p, r, s seslerinden biri getirilir; meydana gelen ilk heceden doğma bu unsur ayrı bir kelime gibi asıl kelimenin önüne getirilir; böylece hece tekrarına dayanan, bir bakıma tekrar diyebileceğimiz bir grup ortaya çıkar: düm düz,
yem yeşil, ap açık, sap sarı, çar çabuk, çır çıplak, büs bütün, kas katı gibi. Bazen ‘p’
den sonra bir ‘a, e’, ‘ r’ den sonra bir ‘ıl, il’ getirildiği de görülür: sapa sağlam, güpe
gündüz, düpe düz, çırıl çıplak misallerinde olduğu gibi58.
Tekrarların başlıca üç fonksiyonu vardır: tekrarlar anlamı kuvvetlendirir;
nesne harekete çokluk kazandırır, ya da bir tekrar o tekrarı meydana getiren kelimenin devamlılığını (sürekliliğini) ve beraberliğini belirtmek için yapılır.
Bağlama ve çekim edatları dışında bütün kelimelerle tekrar grubu
kurulabilir. Ünlemler tekrara elverişli kelimelerdir.
Grubu meydana getiren unsurlar çekim eki taşıyabilir: evi barkı, sağa
sola, işinde gücünde, varını yoğunu, dereden tepeden, oradan buradan.
Grupta yer alan kelimelerden biri, zaman içinde tek başına kullanımdan
düşmüş olabilir: ele güne, bet beniz, soy sop, yorgun argın, boy pos
Grupta yer alan kelimelerden biri söz dizimi içinde isim, sıfat, zarf ve fiil
görevi yapar:
Havuzda su şırıl şırıldır. (isim)
Sürü sürü kargalar, hisarın üstünden uçarken acı acı bağırıyordu. (sıfat, zarf)
58
Muharrem Ergin, age., s. 378 – 379
Ergin ise zamirlerin dışında isimleri, sıfatları, zarfları ve gerundiumları tekrara en elverişli kelimeler olarak görür (2005:377)
Gök mavi mavi gülümsüyordu,
Yeşil yeşil dallar arsından. (zarf, sıfat)
Yalıya ara sıra bir doktor gelip giderdi. (fiil)
Olsa olsa bir yaşlılık hastalığıdır bu. (bağlama edatı)
1.3.1.5 Tekrarların Yazımı
Bu grupta her unsur kendi vurgusunu taşır. Kelimeler arasına virgül konulmaz.
1.3.2 UNVAN GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ
Unvan grubu bir şahıs ismiyle bir unvan veya akrabalık isminden meydana gelen kelime grubudur59.
Leylâ Karahan ise bu tanımı aşağıdaki gibi formülleştirmiştir. Şahıs ismi + unvan veya akrabalık ismi = unvan grubu
Fevziye + Hanım = Fevziye Hanım Osman + Dayı = Osman Dayı
Unvan grubunun özellikleri aşağıdaki gibi sıralanmıştır:
Bu grupta şahıs ismi başta, unvan ve akrabalık ismi sonda bulunur. İki unsur eksiz birleşir:
- Çağrı Bey, Ülkü Hanım, Bilge Kağan, Oğuz Han, Enver Paşa
Unvan grubunda şahıs ismi, birleşik isim olabilir. - Mehmet Akif Bey, Kazım Karabekir Paşa
Bu grup söz dizimi içinde isim görevi yapar.
- Döner dönmez de artık iyice yaklaşmış olan atlıların önünde Tuğrul Beyle
Çağrı Beyi seçti.
- Eniştem bazen Hacı Namık Efendi diye çağrıldığı halde, çok kere de Deli
Namık Efendi diye yad edildi.
Birinci unsuru unvan veya akrabalık ismi olan “Sultan Orhan, Dede
Korkut, Hoca Nasrettin, Doktor Murat, Hemşire Selma, Albay Şadan, Baba Nemci”
gibi kelime grupları, unvan grubu değil, birleşik isimdir. Birleşik isimlerin vurgusu sonda, unvan gruplarının vurgusu başta bulunur60.
59
Muharrem Ergin, age., s. 389
60
Batı dillerinde unvan baştadır. Batı dillerine ilişkin bu diziliş Türkçeye de aktarılmış ve resmi (formal) kullanımda unvan başta, gayri resmi (informal) kullanımda ise unvan sondadır. Buna göre günlük konuşmalardaki özel ad +
unvan söyleyişi, özellikle askeri dilde unvan + özel ad şeklindedir61. Binbaşı YILMAZ - Astsubay DEMİR
Mr. (Bay) ve Mrs. (Bayan) umumi unvanlarının tutunmamasının sebebi unvan diye ileri sürdükleri halde birleşik isim terkibi yapacak şekilde başta kullanılmalarıdır 62.
Mr. Brown (Bay Brown) / Mrs. Smith (Bayan Smith) = kişilerin unvanları değil adlarıdır.
1.3.3 ÜNLEM GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ
Ünlem grubu bir seslenme edatı ile bir isim unsurundan meydana gelen kelime grubudur63.
Leylâ Karahan ise bu tanımı aşağıdaki gibi formülleştirmiştir. Ünlem + isim unsuru = ünlem grubu
Ey + Türk gençliği = Ey Türk gençliği
Ünlem grubunun özellikleri aşağıdaki gibi sıralanmıştır:
Bu grupta ünlem ( ey, ay, hey, bre, a, yahu, be, vb.) başta, isim unsuru sonda bulunur. Ünlem ve isim unsuru eksiz birleşir:
- A – canım, be – kardeşim, bre - yalan dünya, hey – çocuklar - Ey - Türk istikbalinin evladı
Bu grupta seslenme edatı tek kelime halinde, isim unsuru ise bir isim veya isim yerine geçen bir kelime grubu olabilir.
- Hey – Allah’ın kulu (isim tamlaması)
- Ey – Garip çizgilerle dolu han duvarları (isim unsuru: sıfat tamlaması)
Bu grupta birden fazla isim unsuru bulunabilir.
- Ey – dipsiz berraklık, ulvi mahkeme
Cümlenin kuruluşuna katılmayan bu grup, hitaplarda kullanılır. Cümle dışı öğe olarak cümlenin herhangi bir yerinde bulunabilir.
61
Süer Eker, age., s. 469
62
Muharrem Ergin, age., s. 390
63
- Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
- Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil matem.
Bu konuyla ilgili açıklamalara Leylâ Karahan ilginç bir örnekle devam eder: Şu dörtlük, içinde dört isim unsuru bulunan bir ünlem grubundan oluşmuştur. Dörtlükte cümle yoktur:
Ey – sevgi dalımda ilk açan tomurcuk Kanımın akışını yenileştiren damar Gül rengi ışıkları sevda dolu akşamlar İçime yeni bir fecir gibi dolan çocuk64.
Seslenme (ünlem) edatlarının hemen hemen tamamı Arapça veya Farsça kökenlidir. Dolayısıyla bu edatların söz dizimindeki yeri, kaynak dillerle ilişkili olabilir. Eski Türkçede ünlem edatı azdır ve ad öğesinin sonuna gelir65.
Grubun vurgusu seslenme edatı (ünlem) üzerinde olup kuvvetlidir ve ünlem grubu hitaplarda kullanılır66.
1.3.4 SAYI GRUBU VE GENEL ÖZELLİKLERİ
Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğudur. Leylâ Karahan
Türkçenin Söz dizimi adlı esrinde bu grubun özelliklerini bize aşağıdaki gibi aktarıyor:
a) Gruptaki sayı isimlerinin dizilişi basamak sistemine göredir. Sayılar sondan başa doğru büyür. Küçük sayı sonda bulunur. Sayı isimleri eksiz birleşir.
Altmış dört, seksen dokuz, yüz yetmiş beş, beş yüz on iki
b) Kelime grubu halindeki sayılar, sıfat tamlaması veya sayı grubu kuruluşundadır. Genellikle ana sayılar sıfat tamlaması, ara sayılar sayı grubudur. Vurgu, sıfat tamlamasında başta, sayı grubunda sonda bulunur.
İki yüz, beş bin, otuz milyon (sıfat tamlaması) On bir, doksan iki, yüz elli dört (sayı grubu)
c) Sayı grubunda milyona kadar iki unsur vardır. Milyonlu sayılar üç, milyarlı sayılar dört unsurludur. Her unsur kendi içinde sayı grubu, sıfat tamlaması veya tek kelime gibidir.
* yedi yüz + elli: sayı grubu
64
Leylâ Karahan, age., s. 70 – 71
65
Süer Eker, age., s. 476
66
yedi +yüz: sıfat tamlaması
* elli dört bin + altı yüz doksan: sayı grubu
elli dört + bin: sıfat tamlaması
elli + dört: sayı grubu
altı yüz + doksan: sayı grubu
altı + yüz: sıfat tamlaması
* üç milyon + sekiz yüz otuz bin + dokuz yüz: sayı grubu üç + milyon: sıfat tamlaması
sekiz yüz otuz + bin: sıfat tamlaması sekiz yüz + otuz: sayı grubu
sekiz + yüz: sıfat tamlaması dokuz + yüz: sıfat tamlaması
* beş milyar + yedi yüz milyon + dokuz yüz elli bin + üç yüz on: sayı grubu
beş + milyar: sıfat tamlaması yedi yüz + milyon: sıfat tamlaması yedi + yüz: sıfat tamlaması
dokuz yüz elli + bin: sıfat tamlamamsı dokuz yüz + elli: sayı grubu
dokuz + yüz: sıfat tamlaması üç yüz + on: sayı grubu üç + yüz: sıfat tamlaması
Karahan’ın bu maddedeki açıklamasını Eker “matematiksel ifadeyle sıfat tamlaması çarpma (x), sayı grubu ise toplama (+) durumundadır” diyerek özetler: İki bin dokuz yüz = [(iki x bin) + (dokuz x yüz)]67.
d) Sayı grubu söz dizimi içinde isim ve sıfat görevi yapar.
* Yirmi beşinde şöhretin zirvesine erişen şair, elli beşinde unutulmuştu. (isim,
isim)
* Düşman altmış dört ceset bırakmış. (sıfat)
67